İnovatif makyaj markası Besler Şifa, yarattığı ikonik görünümleriyle makyaj dünyasının "annesi" olarak anılıyor. Artık kendi markasına ait yeni maskesiyle çağdaş güzellik kültüründe önemli bir imza atıyor. Geçen yıl Paris'te gerçekleşen moda gösteriminde, son yılların en çok ses getiren makyaj olayına ilham veren bu ürün, couture şovlarının tasarımda olduğu gibi güzellik görünümlerinde de hayal gücünü ve ustalıkla işlenmiş el sanatlarını ön plana çıkarıyor.
Gerçek Maliyet Üç Kat Fazla: Gıda Sisteminde Zorunlu Dönüşümün Adı Agroekoloji
İzmir, Nisan 2025 — Konvansiyonel gıdanın etiketi size sadece fiyatını söyler; oysa gerçekte ödediğimiz bedel çok daha fazlası. Tarım zehirleri, suni gübreler, toprağın ve suyun kirlenmesi, biyolojik çeşitlilik kaybı ve halk sağlığı üzerindeki yıkıcı etkiler... Tüm bu "gizli maliyetler" günümüz tarım sisteminin ardındaki görünmeyen yükler. İşte tam da bu yüzden, artık agroekoloji bir seçenek değil, yaşamsal bir zorunluluk haline geliyor.
Agroekoloji Çalıştayı: Bilim, Uygulama ve Umudun Buluşması
Zehirsiz Sofralar Platformu öncülüğünde 4-5-6 Nisan tarihlerinde İzmir’de gerçekleşen 2. Agroekoloji Çalıştayı, doğaya, çiftçiye ve topluma dost bir gıda sisteminin mümkün olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Türkiye’den ve dünyadan akademisyenler, çiftçiler, öğrenciler, topluluk temsilcileri ve sivil toplum örgütleri bir araya geldi.
Çalıştay, uluslararası alanda tanınmış agroekoloji uzmanı Prof. Dr. Peter Rosset’in video konferansıyla başladı. Ardından Tarım Ekonomisi Derneği’nden Prof. Dr. Tayfun Özkaya, Türkiye'de agroekolojinin geldiği noktayı bilimsel, uygulamalı ve toplumsal boyutlarıyla değerlendirdi.
Gizli Bedelleriyle Konvansiyonel Gıda: Etiketin Arkasındaki Gerçekler
Çalıştayın en çarpıcı vurgularından biri ise şuydu: Eğer tarımın neden olduğu çevresel ve sosyal yıkımlar da hesaba katılsaydı, marketten aldığımız konvansiyonel ürünlerin gerçek maliyeti raf fiyatının neredeyse üç katı olacaktı.
Bu nedenle, sağlıklı gıdaya erişim hakkı, çocukların beslenmesi, afet ve krizlere dirençli üretim modelleri gibi başlıklarla tartışmalar ilerlerken, agroekoloji artık sadece bir yöntem değil, varoluşsal bir çözüm olarak öne çıktı.
Bilim, Uygulama ve Hareket: Agroekolojinin Üç Ayağı
Agroekolojiyi sadece bir üretim tekniği olarak görmek büyük bir eksiklik. Ege Üniversitesi'nden Dr. Fatih Özden’in de belirttiği gibi, bu yaklaşım aynı zamanda bir bilim dalı ve toplumsal harekettir. Çalıştay bu üç ayağın da sahnede olduğu bir buluşma zemini sundu. Ancak Özden'e göre agroekolojinin bilimsel yönü henüz yeterince gelişmiş değil; organik tarım kadar gündeme alınmıyor.
Ayrıca Özden, agroekolojinin de organik tarım gibi "yeşil boyama" (greenwashing) riskiyle endüstriyel sistemin içine çekilebileceği uyarısında bulunarak bu sürece karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
Sahada Uygulama, Yerinde İlham
Çalıştayın üçüncü gününde katılımcılar, Aydın’ın Kirazlı köyünde agroekolojik yöntemlerle üretim yapan çiftçi Nihat Fidan’ın bahçesini ziyaret etti. Toprağa temas eden eller, temiz gıdalarla kurulan sofralar ve tohum egemenliği üzerine gerçekleşen forum, fikirlerin ete kemiğe büründüğü bir buluşmaya dönüştü.
Gönüllülükle Kurulan Bir Hayal: Dayanışmanın Gücü
Tarım Ekonomisi Derneği Başkanı İpek Süer Tuzcuoğlu, çalıştayın hiçbir dış finansman desteği alınmadan gönüllülerle organize edildiğini vurguladı. Atölyeler, forumlar ve panellerle zenginleşen etkinlik, sadece bilgi paylaşımı değil aynı zamanda dayanışma pratiği sundu.
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu ise çalıştayın ana fikrini net bir şekilde ortaya koydu: "Agroekoloji bir tercih değil, zorunluluk." Zehirsiz Sofralar Platformu’nun kolektif çabasıyla gerçekleşen bu buluşmanın, sivil toplumun nasıl dönüştürücü bir güç olabileceğinin kanıtı olduğunu söyledi.
“Birbirimizden Öğrenmeden Yol Alamayız”
Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği’nden Ceyhan Temürcü, çalıştayın bir diğer önemli yönüne dikkat çekti: “Toplumsal hareketlerin gücü yalnızca görünürdeki başarılarla değil, bireyler arası ilişkilerle ölçülür.”
Zehirsiz Sofralar Platformu koordinatörlerinden Alper Can Kılıç ise agroekolojik yöntemlerin toplumun tümünü besleyemeyeceği yönündeki yaygın kanaatin bilimsel temelden yoksun olduğunu ifade ederek, “Agroekoloji mümkün ve sürdürülebilir bir gelecek sunar. Daha çok bir araya gelmeli, birbirimizden öğrenmeliyiz” çağrısında bulundu.
Sonuç olarak: Agroekoloji artık bir ütopya değil, yaşanabilir bir geleceğin temel taşı. Etik, ekolojik ve ekonomik olarak bütüncül bir gıda sistemine adım atmanın tam zamanı. Ve bu dönüşüm, sofralarımızdan başlayarak hepimizin ortak sorumluluğu.
Zagros Dağları: Neandertaller ve Homo Sapiens’in Kesiştiği Tarihi Kavşak
İnsanlık tarihine dair yeni bir araştırma, İran, Irak ve güneydoğu Türkiye’yi kapsayan Zagros Dağları’nın, Neandertaller ile modern insanlar (Homo sapiens) arasında genetik alışverişin gerçekleştiği önemli bir bölge olduğunu ortaya koyuyor. Bu keşif, insan evrimine dair bildiklerimizi genişleten kritik bir dönüm noktasına işaret ediyor.
Genetik Etkileşimlerin Coğrafyası
Geç Pleistosen dönemine odaklanan araştırmada, ileri düzey ekolojik niş modelleme ve coğrafi bilgi sistemleri (GIS) teknikleri kullanıldı. Bu yöntemler, Neandertaller ve Homo sapiens’in yaşam alanlarının örtüştüğü olası bölgeleri belirledi. Araştırmacılar, iki insan türünün Zagros Dağları’nda karşılaşmış, gen alışverişinde bulunmuş ve modern insanın genetik yapısını şekillendirmiş olabileceği sonucuna ulaştı.
Zagros Dağları: İdeal Bir Karşılaşma Alanı
Zagros Dağları, her iki tür için de zengin bir yaşam alanı sunuyordu. Yoğun bitki örtüsü, bol av hayvanları ve korunaklı mağaralar, Neandertaller ile Homo sapiens arasındaki bu tarihsel etkileşimlere zemin hazırlamış olabilir. Bölgedeki fosil kalıntıları ve arkeolojik buluntular, bu hipotezi destekleyen somut kanıtlar sağlıyor.
İnsanlık Evriminin Yeni Bir Boyutu
Modern insan DNA’sında tespit edilen Neandertal izleri, bu iki tür arasındaki genetik alışverişin bir mirasıdır. Ancak bu alışverişin coğrafi olarak nerede gerçekleştiği belirsizdi. Zagros Dağları’nın bu süreçteki rolünün keşfedilmesi, insanlığın evrimini yalnızca Afrika’dan çıkış hikayesiyle değil, aynı zamanda diğer insan türleriyle olan etkileşimlerle de açıklıyor.
Bu karşılaşmalar, iki türün hayatta kalma stratejilerini birleştirerek genetik çeşitliliğimizin temelini atmış olabilir. Bu durum, Zagros Dağları’nı yalnızca bir coğrafi bölge değil, aynı zamanda türler arası etkileşimlerin yaşandığı tarihi bir dönüm noktası haline getiriyor.
Zagros Dağları’nın insanlık tarihindeki bu eşsiz rolü, evrimsel geçmişimize dair daha geniş bir perspektif sunarken, genetik mirasımızın derin köklerini anlamamıza da olanak sağlıyor.
.......................
BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.
İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.
Histamin İntöleransı
Normalde vücudumuz histamini yönetmekte zorlanmıyor. Gelgelelim çok fazla yiyorsanız, çok fazla histamin üretiyorsanız, ya da bunu yeterince işleyemi-yorsanız histamin intoleransı baş gösteriyor. Neticede birçok gıda alerjisi ortaya çıkıyor.
Histamin intoleransını tespit etmenin en basit yollarından zaman hastanın bağ dokusundaki histamin miktarını anlamak için bu yönteme başvuruyorum. Dermatografi aslında "deri yazısı” demek. Mesela parmağınızla cildinize hafif bastırarak bir şey yazdığınızı düşünün, ortaya kırmızı bir çizgi çıkıyor. Eğer bu yazı veya çizgi derinizin üzerinde uzun süre kalıyor ve büyük bir şişkinlik oluşturuyorsa histamin seviyenizin çok yüksek olduğu anlamına geliyor. Kan tahlilleri ile de histamin miktarı ölçmek mümkün.
Bakterilerin histamin ürettiğini aklımızdan çıkarmayalım. bayatlamış Veya birkaç gündür buzdolabında bekleyen gıdalardaki bakteriler histidin adlı amino asiti histamine dönüştürüyor, kalmış yemek de aynı şekilde dikkat etmekte fayda var. Benzer şekilde fermente gıdalar gıdalarda da temkinli yaklaşın. Çünkü permasan peyniri tütsülenmiş et gibi gıdalar bakteriler tarafından fermente ediliyor ve histamin içerikleri yüksek bunun nedeni sistemin Fermantasyon işleminin bir parçası olması. Aslında yoğurt turşu gibi fermente gıdalar çok faydalı fakat histamin sorunu varsa etkileyebiliyor. Histamin içermeyen çikolata kuru meyve Buğday Tanesi domates Muz gibi yiyecekler sistamin üretimini arttırabiliyor, dikkat etmekte fayda var. Glütenden ve süt ürünlerinden uzak durun.
Histamin içeriği düşük olan gıdalar ise taze olanlar. Taze et, taze balık çok önemli. Yumurta da oldukça faydalı. Bol sebze tüketin ama domates, avokado, ıspanak ve patlıcandan kaçının. Kulağa biraz karmaşık gelebilir ama beslenme uzmanı yardımıyla süreci yönetmek mümkün. Ayrıca bütün kaliteli yağlar faydalı. Protein içerikli sebzeler de çoğu hastaya çok iyi geliyor.
HAREKET BEREKETTİR
Bir günde 8 basamak çıkmak bile ölüm riskini yüzde 30 azaltıyor. İki merdiven çıkmak, yürüyüş yapmaktan daha çok fayda sağlıyor
YÜRÜYÜŞÜN FAYDASINI NASIL ARTIRABİLİRSİNİZ?
- Evde değil sokakta / Sokakta değil parkta / Parkta değil ormanda,
- Daha çok engebeli, daha zorlu şartlarda ve arazilerde yürüdüğünüzde,
- Hızınızı sık sık değiştirmeyi tercih ettiğinizde,
- Düz yol yerine merdivenleri veya tepeleri tırmandığınızda,
- Elinizde 1 veya 2 kiloluk ağırlıklar tutarak yürümeye çalıştığınızda,
- Olabildiğince hızlı yürümeye çalışıp kollarınızı da yürüyüşe dahil ettiğinizde,
- Yürüyüş batonları kullandığınızda yürüyüş çabanızın sağlık faydalarını daha da artırırsınız.
ALIÇ SİRKESİ; Sirkelerin Şahı...
⭐️ Günde 1 yemek kaşığı içmek birçok şeye fayda sağlar.
👇 Aşağıda etkilerini, sonra da nasıl etki ettiğini mekanizmalarıyla yazacağım.
🔸 Hipertansiyona etkilidir, tansiyonu düşürür.
🔸 Kalp hastalıklarında çok eskiden ilaç olarak kullanılmış olup kalp kaslarını güçlendirir.
🔸 Damar tıkanıklığı ve sertliği üzerinde etkilidir, damar elastikiyetini artırır.
🔸 Tip-2 diyabet konusunda etkilidir.
🔸 Kolesterol, trigliserit ve kalsiyum plaklarını önlemede/düşürmede etkilidir.
🔸 Erkeklerde cinsel fonksiyon bozukluğunda etkilidir.
🔸 E. coli, Candida, Pseudomonas (kadınlarda idrar yolu enfeksiyonu) üzerinde etkilidir.
🔸 Kanda pıhtılaşma sorununu önler.
🔸 Ana damarları genişleterek oksijen geçişini artırır, nörolojik hastalıkları önlemede etkilidir.
🔸 Uterus ve sindirim sistemi kaslarını rahatlatır.
🟢 SİRKE...
💧 M.Ö. 3000 yıllarında Mısır’da bulunan toprak küplerde sadece sirkede bulunan sirke kurtlarına ait fosiller bulundu. Yani sirke oldukça eski bir tarihe sahip.
💧 Sirke, şekerin/şekerli gıdanın etil alkole fermantasyonu (kabın ağzı kapalıdır, hava ile teması olmaz), ardından etil alkolün asetik aside fermantasyonu sonucu oluşur. Bu aşamada kabın ağzı açıktır ve oksijen şarttır.
💧 Sirke yapılacak bidon, varil, fıçı veya kavanozun ağız açıklığı ne kadar genişse, sirke o kadar çabuk olur. Çünkü:
- Sirkeyi oluşturan asetik asit bakterileri (Acetobacter aceti, Acetobacter pastorianus) oksijenle daha hızlı çoğalır.
- Optimum çoğalma sıcaklığı 28-30°C, 40°C’de bakteriler ölür, 15°C altında ise çalışmaz.
💧 Eğer sirke yapılacak meyvenin şeker oranı azsa şeker eklenir.
👆 Bunları yazmamın sebebi:
- Sirke yaparken bu şartlara dikkat etmek.
- Sirke alırken endüstriyel, hızlı fermente edilmiş veya şeker eklenerek yapılmış sirkelerden kaçınmak.
🩸 Ayrıca, bazı üreticiler yoğunlaştırılmış asetik asidi su ve gıda boyası ile karıştırarak raflara koyuyor. Bu tür sirkeler içeriği boş ve etkisizdir.
💧 Mümkünse sirkeyi evde yapmalı, mümkün değilse organik sirke kullanılmalı.
🟡🟡 ALIÇ SİRKESİ
1️⃣ Kardiyovasküler sistemde etkili olan bileşenler:
Hiperosid, kersetin, kersetrin, hiperin, kateşin, amin
🔸 CGMP miktarını artırarak kan damarlarını gevşetir ve elastikiyetini artırır.
🔸 Bu, aynı zamanda erektil disfonksiyon için de etkilidir.
2️⃣ Viteksin, izoviteksin, orientin, izoorientin
🔸 Kolesterol, trigliserit ve glikoz seviyesini düşürmede etkilidir.
3️⃣ Antosiyanidin, proantosiyanidinler, triterpen, saponinler ve tanenler
🔸 Kanda pıhtılaşma ile uterus ve sindirim kaslarını gevşetmede rol alır.
4️⃣ Kolin ve asetilkolin, pürin derivatları (adenozin, adenin, guanin), kafeik asit ve amigdalin
🔸 Beyin sisi, Alzheimer, Parkinson gibi hastalıklarda etkilidir.
5️⃣ B1, B5, B6, magnezyum, çinko, potasyum ve kalsiyum bakımından oldukça zengin bir içeriğe sahiptir.
🟣 Aslında alıç sirkesinin pek çok faydası var. Yapılan birçok çalışma da bunu destekliyor.
FAKAT en önemlisi:
▶️ Damar plaklarını azaltması, damar sertliği üzerindeki etkisi ve kalp kaslarını güçlendirmesidir.
🔴 SONUÇ:
🔸 Günlük 1 yemek kaşığı alıç sirkesini bir bardak suya ekleyerek içmek yeterli. (Kesinlikle aşırıya kaçmamak gerek!)
⛔ KULLANMAMASI GEREKENLER:
🔹 Hamileler (Uterus üzerindeki etkisi nedeniyle)
🔹 Migren hastaları (Damarları genişletmesi nedeniyle)
🔹 Hipotansiyon ve hipoglisemi hastaları (Tansiyon ve şekeri düşürdüğü için)
🔹 Kanda pıhtılaşma sorunu olanlar (Pıhtılaşmayı azalttığı için)
|
- İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
- Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
- Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
- aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
- Good4trust Sürdürülebilir Ürünler Mağazası: https://good4trust.org/beslersifa
Kırsalda Sürdürülebilir Yaşam ve Kalkınma
Doğa ile uyumlu bir yaşam sürmek ve kırsal kalkınmayı desteklemek, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve ekolojik bir gerekliliktir. Besler Şifa Ekoköy Evi, tam da bu anlayış ile, doğal üretim ve sürdürülebilir kalkınma ilkelerini hayata geçirmek için yola çıktı.
Kırsal kalkınma, yalnızca tarımsal faaliyetleri desteklemekle kalmaz, aynı zamanda doğal kaynakların bilinçli kullanılması, ekolojik dengenin korunması ve yaşam kalitesinin artmasını sağlar. Besler Şifa olarak, bu ilkeler doğrultusunda doğal bitkisel kozmetik ve sağlıklı yaşam ürünlerini üretirken aynı zamanda yerel halkın da ekonomik kalkınmasına katkı sağlamaya çalışıyoruz.
Ekolojik Denge ve Doğal Kaynak Yönetimi
Besler Şifa Ekoköy Evi, ekosistemi koruyarak sürdürülebilir tarım uygulamalarını hayata geçiren bir model sunuyor. Kimyasal girdi kullanmadan, doğal gübreleme ve biyolojik çeşitliliği destekleyen yöntemlerle üretim yapıyor, böylece hem toprak verimliliğini artırıyor hem de su kaynaklarının korunmasına katkı sağlıyoruz.
Kırsal alanların doğru kullanımı, kentten kırsala tersine göçü de teşvik edebilir. Doğal yaşam alanları oluşturarak, şehir hayatından uzaklaşmak isteyen bireylere alternatif bir yaşam modeli sunuyoruz. Bu kapsamda, yerel iş gücü oluşturarak ekonomik canlılığı artırmayı amaçlıyoruz.
Yerel Ekonomiyi Canlandıran Model
Besler Şifa Ekoköy Evi, yerel çiftçilerle iş birliği yaparak tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini destekliyor. Tıbbi ve aromatik bitkiler, organik tarım ürünleri ve el yapımı bitkisel kozmetik ürünleriyle bölgesel kalkınmaya katık sağlıyoruz. Kırsal kalkınmanın sadece tarıma dayalı olmadığını biliyor, aynı zamanda eko-turizm ve doğal üretim alanları oluşturarak ekonomik hareketliliği artırıyoruz.
Kırsal Kalkınma Stratejileri ile Uyum
Besler Şifa Ekoköy Evi, Ulusal Kırsal Kalkınma Strateji Belgesi-IV (2024-2028) kapsamında belirtilen sürdürülebilir tarım ve ekolojik kalkınma ilkelerine uygun bir model geliştiriyor. Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kırsal kalkınma programlarıyla uyumlu projeler geliştirerek, ulusal ve uluslararası düzeyde eko-dostu bir kalkınma modeli sunuyoruz.
Bu kapsamda, kırsalda yaşamı canlı tutmak ve ekolojik dengenin korunmasını sağlamak için yeni projeler geliştirmeye devam edeceğiz.
Sonuç
Kırsal kalkınmanın bir parçası olarak, Besler Şifa Ekoköy Evi sadece bir yaşam alanı değil, aynı zamanda ekolojik farkındalığın ve doğal kaynakların bilinçli kullanımının desteklendiği bir merkezdir. Kendi kendine yeten, doğa ile uyumlu ve sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunmak için biz buradayız. Gelin, siz de bu dönüşümün bir parçası olun!
|
- İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
- Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
- Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
- aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
- Good4trust Sürdürülebilir Ürünler Mağazası: https://good4trust.org/beslersifa
Isparta'nın Gül Bahçelerinde Büyülü Bir Gün: Rosa Damascena’nın İzinde
"Isparta gülü" veya "pembe yağ gülü" olarak da bilinen Rosa damascena, kokusu ve sağlık faydaları ile dünya çapında tanınır. Bu kendine özgü yoğun kokuya sahip gül türü, parfüm, kozmetik, ilaç ve gıda endüstrisinde önemli bir hammadde olarak öne çıkmaktadır. Isparta’nın gül bahçeleri, özellikle bahar aylarında, büyüleyici bir atmosfer sunar ve bölgeye gelen ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim yaşatır.
Isparta’da Gülcülüğün Kısa Tarihi
Isparta'da yağ gülü üretimi, 1888 yılında Müftüzade İsmail Efendi tarafından başlatılmıştır. O dönemlerde basit imbik kazanlarıyla üretilen gülyağı, zamanla gelişerek 1935 yılında modern bir gülyağı fabrikasının kurulmasıyla sanayi tipi üretime geçiş yapmıştır. Isparta’nın Milas, Gölcük, Vakavönü, Gelincik Köyü, Atabey ilçesinin İslamköy, Gönen ilçesinin Güneykent Kasabası gibi birçok bölgesi, gül yetiştiriciliği ile ön plana çıkmaktadır.
Gülün Mucizevi Faydaları ve Kullanım Alanları
Gül, başta parfüm ve kozmetik sektörü olmak üzere birçok alanda kullanılır. Gül yağının cildi besleyici ve dokuları sıkılaştırıcı özellikleri, kozmetik ürünlerde yoğun olarak kullanılmasını sağlar. Bunun yanı sıra gülden elde edilen gülsuyu cilt bakımında, gül reçeli ve gül lokumu gibi ürünler ise mutfaklarda yer bulur.
Gül Rotası: Gül Kokulu Bir Gezi Programı
Isparta ve çevresindeki gül bahçelerinde dolu dolu bir gün geçirebilir ve bölgedeki diğer doğal ve tarihi güzellikleri de keşfedebilirsiniz. İşte size önerdiğimiz Isparta Gül Rotası:
Güneykent Gül Bahçelerinde Gül Toplama ve Kahvaltı
- Sabah erken saatlerde Güneykent’te yer alan gül bahçelerinde gül toplama etkinliğine katılabilir, taze gül kokuları eşliğinde geleneksel bir kahvaltı yapabilirsiniz. Bölge halkının el emeğiyle hazırladığı ürünlerle yapılan kahvaltı, doğal ve sağlıklı bir başlangıç sunar.
Gül Fabrikası ve Atölye Ziyareti
- Güneykent’teki gül fabrikalarını ve atölyeleri gezerek güllerin nasıl işlendiğini görebilir, gül yağı ve gülsuyu gibi ürünlerin nasıl üretildiğine tanık olabilirsiniz. Atölyelerde, gül bazlı ürünlerin üretim süreçlerini yakından inceleme fırsatı bulabilirsiniz.
Eğirdir İlçe Merkezi: Tarihi Yapılar ve Göl Kenarında Öğle Yemeği
- Gül bahçelerinden sonra Eğirdir ilçesine geçerek burada Hızırbey Camii, Dündar Bey Medresesi, Eğirdir Kalesi gibi tarihi yapıları ziyaret edebilirsiniz. Eğirdir Gölü kıyısında öğle yemeği molası vererek göl manzarası eşliğinde yöresel lezzetlerin tadını çıkarabilirsiniz.
Sorkuncak Köyü: Gül Bahçeleri ve Göl Manzarası
- Sorkuncak Köyü’ndeki gül bahçelerine uğrayarak göl manzarası eşliğinde bir yürüyüş yapabilirsiniz. Bu sakin ortamda bolca fotoğraf çekebilir ve köyün huzurlu atmosferinin keyfini sürebilirsiniz.
Akpınar Köyü Seyir Terası
- Yolunuzu Akpınar Köyü’ne çevirerek buradaki seyir terasında kısa bir mola verebilir, Isparta’nın ve Eğirdir Gölü’nün muhteşem manzarasını seyredebilirsiniz. Seyir terasındaki kahve molası da gününüze lezzetli bir dokunuş katacaktır.
Atabey İslamköy: Süleyman Demirel Külliyesi Ziyareti
- Gezinizin sonunda Atabey ilçesinin İslamköy mahallesine giderek Süleyman Demirel Külliyesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Türkiye'nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in anısına yapılmış olan külliye, Isparta’nın tarihine ışık tutan önemli bir yapıdır.
Isparta Gül Bahçeleri Gezisi İçin Tavsiyeler
- Gül toplama döneminde ziyaret etmek için özellikle Mayıs ve Haziran aylarını tercih edin.
- Güneşten korunmak için yanınıza şapka ve güneş kremi almayı unutmayın.
- Çekim için fotoğraf makinesi ya da telefonunuzu hazırda bulundurun; çünkü gül bahçeleri görsel bir şölen sunar!
Isparta’nın gül bahçeleri, doğanın güzelliklerini keşfetmek isteyenler için büyüleyici bir rota sunuyor. Lavanta bahçeleriyle ünlü Kuyucak gibi, Isparta da gül bahçeleriyle bölgenin benzersiz bir sembolü haline gelmiştir. Gül kokularıyla dolu bu yolculuk, unutulmaz anılar biriktirmeniz için sizleri bekliyor........................
BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.
İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.
Kozmetik İhracatında Türkiye’nin Yükselen Gücü; Kozmetik Tanıtım Grubu
Günümüzde kadınların güzellik anlayışı, yalnızca dış görünüşten ibaret olmaktan çıkmış, sağlıklı yaşam ve doğal içeriklerle bakım ön planda tutulmaya başlanmıştır. Özellikle 18-45 yaş arası kadınlar, kullandıkları ürünlerin yalnızca etkili değil, aynı zamanda doğa dostu, bitkisel içerikli, hayvanlar üzerinde test edilmemiş ve cilt sağlığını destekleyen formüllerden oluşmasını talep etmektedir.
İşte tam da bu noktada Besler Şifa - Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünleri, sizlere %100 doğal, bitki temelli, aromaterapi etkili ve güvenli kozmetik ürünleri sunmak amacıyla üretim ve Ar-Ge çalışmalarına devam etmektedir.
Kozmetik Tercihinde Neden Bitkisel İçerikler?
Modern kozmetik endüstrisi, yıllar içinde hızlı bir dönüşüm geçirerek sentetik içeriklerin yerini doğal özlü ürünlere bırakmaya başladı. Bunun başlıca sebeplerinden biri, cilt bariyerini zedeleyen kimyasal maddelerin uzun vadede olumsuz etkiler yaratmasıdır. Öte yandan bitkisel kozmetik ürünleri, cildi beslerken aynı zamanda cildin doğal yenilenme sürecine katkı sağlar.
Besler Şifa olarak formüllerimizde;
-
Lavanta yağı,
-
Kayısı çekirdeği yağı,
-
Propolis,
-
Gül suyu gibi doğal aktif bileşenlere yer veriyoruz.
Bu içerikler sayesinde ürünlerimiz yalnızca bakım yapmakla kalmaz, aynı zamanda antioksidan, antibakteriyel ve yenileyici etkiler göstererek cildinize uzun vadede katkı sağlar.
Hedef Kitlemiz Kimdir?
18-45 yaş arası kadınlar, yaşam tarzlarını belirlerken doğallığı, sağlığı ve sürdürülebilirliği ön planda tutuyor. Özellikle kent yaşamının stresi, hava kirliliği, makyaj kalıntıları, yoğun iş temposu gibi faktörler nedeniyle cilt daha fazla bakıma ihtiyaç duymaktadır. Bu yaş grubundaki kadınların beklentilerine cevap verebilmek adına;
-
Cilt tipine özel doğal çözümler,
-
Aromaterapi ve fitoterapi bazlı rahatlatıcı ürünler,
-
Gündüz ve gece bakım rutinlerine uyum sağlayan formüller,
-
Hamilelik ve emzirme döneminde dahi kullanıma uygun ürünler geliştirdik.
Kozmetik İhracatında Türkiye’nin Yükselen Gücü
Kozmetik sektörünün global ölçekteki değerinin farkındayız. Bu nedenle Besler Şifa olarak yalnızca yerel pazarda değil, aynı zamanda uluslararası pazarlarda da yerimizi almak için kalite belgeleri, doğal içerik sertifikaları ve helal kozmetik onaylarıyla ürünlerimizi geliştirmeye devam ediyoruz.
Kozmetik sektörünün uluslararası alanda daha görünür hale gelmesi ve Türk kozmetik ürünlerinin dünya pazarlarında güçlü bir yer edinmesi amacıyla "Kozmetik Tanıtım Grubu" kurulmuştur. Bu grup, 2013 yılında gerçekleştirilen Genel Kurul Toplantısında alınan kararla hayata geçirilmiş; Ekonomi Bakanlığı'nın 2010/6 sayılı Tebliği doğrultusunda, belirli bir bütçeyle faaliyetlerine başlamıştır. Amaç, hem yeni pazarlara erişimi kolaylaştırmak hem de mevcut pazarlardaki payı artırarak Türk kozmetik markalarının global algısını yükseltmektir.
Kozmetik Tanıtım Grubu, Bakanlık tarafından belirlenen ihracat stratejileri ve hedef pazarlar doğrultusunda; pazar araştırmalarından markalaşmaya, tanıtımdan pazarlamaya, Ar-Ge projelerinden iletişim kampanyalarına kadar birçok alanda kapsamlı çalışmalar yürütmektedir. Bu faaliyetlerle, Türkiye'nin doğal ve yenilikçi kozmetik ürünleri dünya çapında daha fazla tanınmakta; yerli üreticilerin rekabet gücü artarken tüketiciler de kaliteli Türk kozmetiğiyle buluşmaktadır.
Sürdürülebilirlik ve Doğal Yaşamın İzinde
Besler Şifa olarak yalnızca doğal kozmetik ürünleri üretmekle kalmıyor, aynı zamanda sürdürülebilir üretim ve etik tüketim alışkanlıklarını yaygınlaştırmak için sosyal projelere ve eğitim faaliyetlerine de destek veriyoruz. Kullandığımız tüm ambalajlar geri dönüştürülebilir, ürün içeriği şeffaf, üretim süreçleri çevre dostudur.
Sonuç: Doğayı ve Kendini Seven Kadınlar için Besler Şifa
Eğer siz de:
-
Doğal kozmetik ürünleri ile tanışmak,
-
Cilt sağlığınızı korurken doğaya zarar vermemek,
-
Aileniz ve çocuklarınız için güvenli kozmetik ürünleri kullanmak istiyorsanız;
Besler Şifa'nın bitkisel kozmetik çözümleri tam size göre!
Kendi doğana dön, güzelliğini doğadan al…
👉 Daha fazla bilgi için: www.beslersifa.com
|
- İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
- Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
- Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
- aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
- Good4trust Sürdürülebilir Ürünler Mağazası: https://good4trust.org/beslersifa
Kooperatifler, Müşterekler ve İklim Krizi: Alternatif Bir Gelecek Mümkün mü?
Yazan: Nihat Nuyan | Konuk: Doç. Dr. Alexandre Guttmann
ICD Business School, Fransa
Kapitalist piyasa düzeni ile devlet politikalarının gölgesinde, üçüncü bir ekonomik ve toplumsal model olarak kooperatifler, günümüzün en yakıcı sorunları karşısında güçlü bir alternatif sunabilir mi?
Fransa'da ICD Business School’da kooperatifler ve müşterekler üzerine çalışan akademisyen Doç. Dr. Alexandre Guttmann, bu soruya umut verici bir yanıt veriyor. Guttmann'a göre kooperatifler yalnızca birer ekonomik yapı değil; aynı zamanda tarihsel birer toplumsal dayanışma ve dönüşüm aracı.
Sanayi Devrimi’nden İklim Krizine: Kooperatiflerin Yolculuğu
Kooperatiflerin tarihi, işçilerin kötü çalışma ve yaşam koşullarına karşı geliştirdikleri kolektif direnişe dayanır. Guttmann, bu süreci Karl Polanyi’nin "çifte hareket" teorisiyle açıklar: Kapitalizmin yarattığı yıkıma karşı toplumun verdiği tepki.
Bugün kooperatifler, yalnızca gelir eşitsizliğine değil, iklim değişikliği gibi küresel sorunlara karşı da bir çözüm modeli olarak öne çıkıyor. Gıda kooperatifleri gibi girişimler, kirletici sanayi modellerine karşı çevreye duyarlı üretim ve tüketim alternatifleri sunuyor.
Sosyal Dayanışma Ekonomisinde Kooperatifin Yeri
Guttmann’a göre, sosyal dayanışma ekonomisi sadece STK’lardan değil, toplumsal misyonu olan kooperatiflerden de oluşur. Kooperatifler, ekonomik faydanın ötesinde sosyal faydayı önceleyen bir yapıya sahiptir.
Ancak teknoloji hızla dönüşürken, bu alanın da yeniden düşünülmesi gerekiyor. Örneğin, Airbnb ve Uber gibi dev dijital platformların karşısında, Fairbnb gibi kooperatif yapılar kullanıcıları sömürmeden sürdürülebilir bir model sunuyor.
Peki, Gerçekten Özerk Olabilirler mi?
Kooperatiflerin başarısı, sadece iç örgütlenmelerine değil; aynı zamanda devlet desteği, yerel yönetimlerle işbirliği ve ortaklarının kolektif mücadelesine bağlı. Fransa örneğinde olduğu gibi yasal güvenceye sahip olmak, özerklik için bir temel oluşturuyor.
Ancak Guttmann, bu özerkliğin sürdürülebilir olması için kooperatiflerin müştereklerle güçlü bir ilişki kurması gerektiğini vurguluyor. Ortak kaynakların birlikte korunması, hem kooperatiflerin hem de toplulukların uzun vadeli direncini artırabilir.
Sonuç: Alternatif Bir Ekonomi Mümkün
Kooperatifler, dijital kapitalizmin baskısına karşı hala yeterince güçlü değil. Ancak müşterek temelli, katılımcı ve çevre dostu bir kooperatifçilik anlayışıyla bu durum değişebilir. Guttmann’a göre: “Kooperatifler müşterek yönetim topluluğunun bir parçası haline gelirse, her biri diğerini korur ve bu bağ, iklim değişikliğine karşı hayati bir direnç oluşturur.”
Sizce kooperatifler bugünün ekonomik ve ekolojik krizlerine yanıt verebilir mi? Yorumlarınızı bekliyoruz. 🌱
📌 Takipte kalın, sosyal dayanışma ve adil ekonomi üzerine yeni içerikler çok yakında!
|
- İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
- Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
- Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
- aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
- Good4trust Sürdürülebilir Ürünler Mağazası: https://good4trust.org/beslersifa
İNSTAGRAM SİPARİŞ:

En Çok Okunanlar
BESLENME
BeslerŞifa
SU
Çörek Otu Yağı
Çörek otu yağı tıbbi ve aromatik bitkiler alanında oldukça yaygın olarak bilinen bir üründür. Aynı zamanda güçlü bir bitki türü olan çörek otu yağı pek çok hastalıkla mücadelede kişilerin oldukça yardımcı bir destek bulmasında etkilidir. Çörek otu özellikle bağışıklığı güçlendirici etkisi ile vücuttaki iltihaplanmaya karşı koruyucu özellik göstermesi ile ve bunlardan daha fazlasıyla bilinmektedir. Hemen şimdi sipariş verebilirsiniz.
İletişim Formu

EĞİTİMLER
PROJELER
KATEGORİLER
- Aromaterapi (182)
- fitoterapi (144)
- tıbbi ve aromatik bitkiler (131)
- ekoturizm (79)
- Lavanta (5)
- permakültür (3)
- ay takvimi (2)
- udi hindi (2)
- Hastalıklar (1)
- İntegratif ve Anadolu Tıbbı (1)
- şifalı otlar (1)