Ad

AROMATERAPİ

Aromaterapi, fitoterapi

PERMAKÜLTÜR

şifa yolu, fitoterapi, antibiyotik

YAĞLAR

şifa yolu

SABUNLAR

Güdül
BeslerŞifa Atölyesi

Beslenme Zamanının Sağlığımız Üzerindeki Etkisi: Kronobiyoloji ve Sirkadiyen Ritim

Onlarca yıl boyunca sağlığımızı etkileyen en önemli faktörler arasında “Ne kadar yediğimiz” ve “Ne yediğimiz” öne çıktı. Ancak günümüzde, beslenme alışkanlıklarımızda önemli bir diğer faktör daha dikkat çekiyor: “Ne zaman yiyoruz?”

Kronobiyoloji: Biyolojik Saatimizle İlgili Yeni Bir Bilim Dalı
Kronobiyoloji, biyolojik süreçlerimizin zamanla nasıl etkileşime girdiğini inceleyen bir bilim dalıdır. Bu alan, beslenme saatleri, uyku düzeni, mevsimsel değişiklikler gibi etkenlerin insan sağlığı üzerindeki etkisini araştırır. Kronobiyoloji, aynı zamanda sirkadiyen ritimle (günlük biyolojik döngü) de doğrudan ilişkilidir. Sirkadiyen ritim, memelilerde yeme düzenini ve besin emilimini/metabolizmasını düzenleyen önemli bir biyolojik mekanizmadır.

Sirkadiyen Ritim ve Organ Sistemlerimiz
Sirkadiyen ritim, sadece yeme alışkanlıklarımızı değil, aynı zamanda organ sistemlerimizin önemli süreçlerini de düzenler. Vücudumuzdaki her organ, sirkadiyen saat tarafından kontrol edilen bir döngüye sahiptir. Bu döngü, vücudumuzun verimli çalışabilmesi için kritik bir rol oynar. Örneğin, uyku düzeni, hormon salınımı ve sindirim gibi süreçler, bu biyolojik saatle uyumlu bir şekilde işler.

Beslenme Zamanı ve Sirkadiyen Ritmimiz
Beslenme saatlerimiz, sirkadiyen ritmi etkileyebilir. Yapılan araştırmalar, beslenme zamanlamasının metabolizma üzerinde önemli bir etkisi olduğunu göstermektedir. Saatler üzerinden yapılan beslenme düzenlemeleri ve ketojenik diyetler, sirkadiyen ritmi iyileştirmeye yardımcı olabilir. Bu tür düzenlemeler, enerji seviyelerimizi artırabilir, uyku kalitemizi iyileştirebilir ve genel sağlığımızı destekleyebilir.

Modern Yaşam ve Biyolojik Saatimiz
Ancak modern yaşamın getirdiği zorluklar, biyolojik saatlerimizi bozabiliyor. Teknoloji, düzensiz uyku düzenleri ve ışık maruziyeti, sirkadiyen ritmimizin sarkmasına yol açabilir. Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, düzensiz uyku ve ışık maruziyeti örüntülerinin, sirkadiyen ritmin bozulması ve daha düşük akademik başarı ile bağlantılı olduğunu ortaya koymuştur. Bu da gösteriyor ki, biyolojik saatimizle uyumlu bir yaşam tarzı, sadece fiziksel sağlığımızı değil, zihinsel performansımızı da doğrudan etkiler.

Beslenme Zamanı ve Sağlık
Amerikan Beslenme ve Diyetetik Akademisi’nin yayımladığı Journal of the Academy of Nutrition and Dietetics (JAND) dergisinde yer alan bir incelemede, farklı oruç rejimlerinin beslenme zamanının sirkadiyen ritim ve metabolizma üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Bu çalışma, ne zaman yiyip içtiğimizin genel sağlığımızı ve refahımızı etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Beslenme zamanlaması, sadece kilo kontrolü değil, aynı zamanda kalp sağlığı, sindirim sistemi ve bağışıklık fonksiyonları üzerinde de önemli bir rol oynar.

Yemek Saatlerini İyileştirin

Bir araştırma, akşam saat 5'ten sonra günlük kalori alımının %45'inden fazlasının tüketilmesinin, glukoz seviyelerini artırarak sağlık üzerinde ciddi olumsuz etkiler yarattığını ortaya koymuştur. Columbia Üniversitesi ve Universitat Oberta de Catalunya tarafından yapılan bu çalışma, geç saatlerde yemek yemenin glukoz metabolizmasını bozduğunu ve bunun uzun vadede tip 2 diyabet riski, kardiyovasküler hastalıklar ve kronik iltihaplanma gibi sağlık sorunlarına yol açabileceğini göstermektedir. Gece geç saatlerde yemek yemenin, yalnızca daha fazla kilo alımına değil, aynı zamanda vücudun insülin duyarlılığını ve glukoz metabolizmasını olumsuz etkilediği anlaşılmaktadır.

Araştırma, özellikle gece geç saatlerde yemek yiyenlerin, gün boyunca aynı miktarda kalori tüketseler de, daha kötü glukoz toleransına sahip olduklarını ortaya koymuştur. Ayrıca, biyolojik saatin etkisiyle gece insülin salgısının düştüğü ve hücrelerin bu hormona duyarlılığının azaldığı belirtilmiştir. Bu bulgular, beslenme zamanının, ne yediğimiz ve ne kadar yediğimiz kadar önemli bir faktör olduğunu vurgulamaktadır. Uzmanlar, kalorilerin çoğunun kahvaltı ve öğle yemeğinde alınmasını, akşam yemeği ve gece atıştırmalıklarından kaçınılmasını önermektedir.

Sonuç olarak, beslenme alışkanlıklarımızı gözden geçirirken sadece ne yediğimize değil, aynı zamanda ne zaman yediğimize de dikkat etmemiz gerektiğini unutmamalıyız. Kronobiyoloji ve sirkadiyen ritmin gücünü anlamak, sağlıklı bir yaşam için önemli bir adım olabilir.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.




Susuz Tarımla Yetişen 15 Mucizevi Bitki

Günümüz dünyasında küresel ısınma ve iklim değişiklikleri, tarımı büyük ölçüde etkilemektedir. Artan sıcaklıklar, değişen yağış rejimleri ve kuraklık, geleneksel tarım yöntemlerini zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, çiftçiler ve üreticiler alternatif tarım tekniklerine yönelmektedir. İşte, su kullanımını en aza indiren ve kuraklığa dayanıklı "susuz tarım" yöntemiyle yetiştirilebilen 15 bitki!

Susuz Tarım Nedir?

Susuz tarım, minimal su kullanımıyla bitki yetiştirme yöntemlerini içeren bir tarım modelidir. Bu yöntem, az su ile verimli tarım yapmayı hedefleyerek, doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmasını sağlamaktadır. Özellikle su kıtlığı çeken bölgelerde büyük bir avantaj sunmaktadır.

Susuz Tarımla Yetişebilen Bitkiler

Bu özel bitkiler, doğaları gereği kuraklığa dayanıklıdır ve minimum su ile gelişimlerini sürdürebilirler. İşte, Türkiye’de susuz tarımla yetiştirilebilen 15 bitki:

  1. Opuntia (Dikenli İncir): Su tutma kapasitesi yüksek olan bu kaktüs türü, kurak iklimlerde bile gelişim gösterebilir. Meyveleri, vitamin ve mineral açısından oldukça zengindir.

  2. Aloe Vera: Suyu yapraklarında tutabilen bu bitki, susuz tarım için ideal bir seçenektir. Cilt bakımı ve sağlık açısından oldukça faydalıdır.

  3. Nohut: Az su tüketimiyle gelişebilen nohut, protein açısından oldukça zengin bir baklagildir.

  4. Mercimek: Kurak alanlarda yetişebilen mercimek, hem besleyici hem de ekonomik bir üründür.

  5. Buğday: Kıraç topraklarda bile yetişebilen buğday, dünya genelinde en çok tüketilen tahıllardan biridir.

  6. Arpa: Susuz tarım için en uygun tahıllardan biri olan arpa, hayvan yemi ve gıda sanayisinde önemli bir yere sahiptir.

  7. Ayçiçeği: Kökleri derine inerek su arayabilen ayçiçeği, kuraklığa karşı oldukça dayanıklıdır.

  8. Aspir: Yağ üretimi için kullanılan aspir bitkisi, düşük su ihtiyacıyla dikkat çeker.

  9. Zeytin: Yüzlerce yıl yaşayabilen zeytin ağacı, Akdeniz iklimine özgü ve suyu verimli kullanan bir türdür.

  10. Badem: Derin kök yapısı sayesinde suya ulaşabilen badem ağacı, kurak koşullarda bile iyi verim sağlayabilir.

  11. Lavanta: Hem kokusuyla hem de susuz yetişebilme özelliğiyle lavanta, doğal bakım ve kozmetik sektörünün gözdesidir.

  12. Safran: Dünyanın en pahalı baharatlarından biri olan safran, az suya ihtiyaç duyduğu için kıraç topraklarda bile yetişebilir.

  13. Biberiye: Tıbbi ve aromatik bitkiler arasında yer alan biberiye, su istemeyen bitkilerden biridir ve doğal sağlık sektöründe yaygın olarak kullanılır.

  14. Ölmez Çiçeği: Güzelliği ve tıbbi faydalarıyla bilinen bu bitki, kurak koşullara dayanıklı yapısıyla dikkat çeker.

  15. Keten Tohumu: Sağlık açısından oldukça değerli olan keten tohumu, az su isteyen bir diğer bitkidir.

Susuz Tarımın Önemi

Besler Şifa olarak, doğal kaynakları koruma ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etme misyonumuz doğrultusunda, susuz tarımı destekliyoruz. Tarımda suyun verimli kullanılması hem çevremizi korumamıza hem de tarımsal üretimi sürdürülebilir kılmamıza yardımcı olacaktır.

Susuz tarımla yetişen bu değerli bitkiler, hem doğaya hem de insan sağlığına katkı sağlamakta ve gelecekte tarımın sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır.

Eğer siz de doğal yaşamı destekleyen ürünler hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, Besler Şifa’nın web sitesini ziyaret edebilir veya sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz!


.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Her ot kantaron değildir

Uçucu yağlar, bitkilerin çeşitli kısımlarından ekstrakte edilen ve geniş kullanım alanları olan doğal sekonder metabolitlerdir. Aromaterapi, kozmetik, parfümeri, kişisel bakım ürünleri, gıda ve ilaç endüstrisi gibi birçok alanda yaygın olarak tercih edilmektedirler.

Sandık otu ve kantaron farkı...

SANDIK OTU VE KANTARON FARKI

Sandık otu (Hypericum orientale)

1. Çiçekleri ezildiğinde renk değişimi görülmez.

2. Sandık otunun yaprakları tüylüdür ve tırtıklı bir kenara sahiptir.

3. Yaprak yüzeyi daha yapışkandır.

4. Sandık otunda ise hiperisin bulunmadığı için siyah noktalar bulunmaz.

Kantaron (Hypericum perforatum)

1. Çiçekleri elle ezildiğinde kızıl renk verir.

2. Yeşil yaprakları düz kenarlıdır ve nokta nokta çok deliklidir. Bu nedenle "binbir delik otu" olarak da adlandırılır.

3. Yaprak yüzeyi daha parlaktır.

4. Kantaron yapraklarında hiperisin adlı bir bileşik bulunur ve bu nedenle çiçeklerinde siyah noktalar görülür.

Birbirine çok benzeyen kantaron ve sandık otu aynı yerlerde görülebilmektedir.

Bir çalışmanın sonuçlarına göre, H. perforatum’un uçucu bileşenlerinin yükseltiye bağlı olarak değiştiği gözlemlenmektedir. Bu durum, bitkinin yetiştiği çevresel koşulların ve yükselti farklılığının uçucu yağ bileşimini etkilediğini göstermektedir. Örneğin, daha üst yükselti seviyelerinde belirli bileşenlerin baskın olduğu gözlemlenirken, diğer yükselti seviyelerinde farklı bileşenlerin ön plana çıktığı belirlenmiştir. Özellikle farklı yükseltilerdeki iklim özelliklerine bağlı bitkinin fenolojik dönemlerinin uçucu yağ bileşenlerindeki varyasyon üzerinde önemli bir etkisi olduğu düşünülmektedir. Diğer bir ifade ile bitkinin farklı fenolojik evrelerinde (çiçeklenme öncesi, çiçeklenme dönemi ve meyve oluşumu dönemi), uçucu yağ bileşenlerinin değişiklik göstermesi, bitkinin yaşam döngüsünün farklı aşamalarında, metabolik aktivitesinin ve dolayısıyla bileşiminin de değiştiğini göstermektedir.

Bitkileri tanımak ve doğadaki çeşitliliği keşfetmek için çeşitli mobil uygulamalardan yararlanabilirsiniz. Google lens, PlantNet, iNaturalist, PictureThis ve Seek by iNaturalist gibi uygulamalar, bitkilerin fotoğraflarını çekerek tür tespiti yapmanıza yardımcı olur. Bu uygulamalar hem görsel tanıma teknolojisi hem de geniş kullanıcı veritabanları sayesinde doğru ve hızlı sonuçlar sunar. Ayrıca uygulamalar, bitkilerin bilimsel isimleri, yayılış alanları ve ekolojik özellikleri gibi detaylı bilgiler de sağlar, böylece hem doğayı daha bilinçli keşfetme hem de öğrenme sürecini eğlenceli hale getirme imkânı sunar.


............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 




Beş Yaşındaki Çocuklarda Bile Karaciğer Yağlanması Var

Dr. Mark Hyman, çocuklarda ve gençlerde hızla artan karaciğer yağlanması oranlarına dikkat çekiyor. Dr. Hyman’ın katıldığı bir obezite konferansında bir pediatrik gastroenterolog arkadaşıyla arasında geçen diyalog, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Dr. Hyman, arkadaşıyla yaşadığı bu çarpıcı anı şöyle anlatıyor:

"Konferansta pediatrik gastroenterolog olan bir doktor arkadaşımla karşılaştım. Ona ‘Burada ne işin var, sen çocuk doktoru değil misin?’ diye sordum. ‘Beş yaşındaki çocuklarda bile artık karaciğer yağlanması görüyoruz. Çocukların karaciğerleri, diyabetli yaşlılar gibi’ yanıtını verdi. Duyduklarıma inanamadım."

Bu bulgular, çocuklarda karaciğer sağlığı açısından alarm verici bir durum yaratıyor. Dr. Hyman, genç yaştaki bireylerde bile görülen karaciğer yağlanmasının nedenlerini araştırırken, bu konuda yapılması gerekenleri de vurguluyor.

Sağlığınız İçin Açlık İnsülin Seviyenizi Kontrol Edin

Dr. Hyman, bu sorunla mücadelede açlık insülin seviyesinin büyük öneme sahip olduğuna dikkat çekiyor. Doktorunuzdan açlık insülininize bakmasını istemenizin önemini şu sözlerle açıklıyor:

"Açlık insülin seviyesi en önemli göstergelerden biridir, çünkü insülin seviyeniz kan şekerinizden çok daha önce yükselmeye başlar. Basit bir kan testiyle kolayca tespit edilebilen bu değerin 5’in üzerinde olması sıkıntılıdır. Eğer 10’un üzerindeyse, başınız büyük bir belada demektir. Bu durum yalnızca fiziksel sağlığınızı değil, zihinsel sağlığınızı da doğrudan etkiler."

Normal Kilo Yanıltıcı Olabilir

Dr. Sethi-Dalai, normal kiloda olan bireylerin bile insülin direnciyle karşılaşabileceğini belirtiyor. Toplumda “Zayıfım, çok şeker yiyorum ama bu beni etkilemiyor” düşüncesine sahip birçok insan olduğuna dikkat çekiyor. Ancak metabolik olarak sağlıklı görünmenin, sağlıklı olmak anlamına gelmediğine vurgu yapıyor.

Dr. Hyman, konuyla ilgili şöyle devam ediyor:

"Aslında, zayıf görünen insanların yaklaşık %20 ila %40’ı metabolik olarak sağlıksızdır. Bu bireyler dışarıdan zayıf görünseler de içten içe sağlıksızlar. Özellikle insülin direncini harekete geçiren göbek yağı gibi faktörler bu bireylerde tehlikeli sağlık sorunlarına yol açabilir."

Dr. Hyman, beslenme psikiyatrisi ve metabolik psikiyatrinin önemini vurgulayarak bu alanın psikiyatristlerin hastaları tedavi ederken ilk göz önünde bulundurmaları gereken konulardan biri olması gerektiğini belirtiyor. Bu sayede ruh sağlığı sorunları ve fiziksel sağlık sorunları arasındaki bağlantının daha iyi anlaşılabileceğini savunuyor.

Sonuç

Erken yaşlarda görülen karaciğer yağlanması, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının ve şeker tüketiminin gençler üzerindeki etkilerinin ciddiyetini ortaya koyuyor. Dr. Mark Hyman’ın açıklamaları, yalnızca çocuklarda değil, normal kiloda olup sağlıklı olduğunu düşünen bireyler arasında da bu sorunun yaygın olduğunu gösteriyor. Sağlığınız için açlık insülin seviyenizi kontrol ettirmeyi ve sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmayı göz önünde bulundurmalısınız.


Yazar: Dr. Mark Hyman

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Probiyotik ve Prebiyotiklerle Gelen Sağlık: Bağırsak Florasının Önemi

Modern yaşamın getirdiği “Batı tipi” beslenme alışkanlıkları, rafine gıdalar, şekerler ve karbonhidratların ağırlıkta olduğu bir diyetle şekilleniyor. Ancak bu beslenme modeli, yalnızca kilo artışı gibi sorunlara yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda bağırsak florasında ciddi değişikliklere neden olarak çeşitli hastalıklara davetiye çıkarıyor.

Probiyotikler, prebiyotikler ve bu ikisinin birleşimi olan sinbiyotikler, sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotası için hayati önem taşıyor. İşlevsel besinler olarak kabul edilen bu bileşenler, insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri sayesinde gün geçtikçe daha fazla ilgi çekiyor.

Probiyotikler: Bağırsak Sağlığının Dostu

Probiyotikler, bağırsaklarımızdaki faydalı bakterilerin sayısını artırarak mikrobiyota dengesini destekleyen canlı mikroorganizmalardır. Araştırmalar, belirli probiyotik suşlarının:

  • İnsülin duyarlılığını artırarak kan şekeri seviyelerini düzenleyebildiğini,
  • Depresyon ve anksiyete riskini azaltabileceğini,
  • Bağırsak iltihabını azaltmaya yardımcı olduğunu göstermektedir.

Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotası, yalnızca sindirim sistemi için değil, ruh sağlığı ve bağışıklık sistemi için de kritik bir rol oynar.

Prebiyotikler: Probiyotiklerin Yakıtı

Prebiyotikler, bağırsaktaki faydalı bakterilerin büyümesini destekleyen sindirilemeyen liflerdir. Bu besinler, mikrobiyotanın çeşitliliğini artırarak:

  • Yararlı bakterilerin çoğalmasını teşvik eder,
  • Zararlı türlerin çoğalmasını engeller,
  • Bağırsak sağlığını uzun vadede korur.

Prebiyotikler, probiyotiklerle birlikte alındığında, bağırsak mikrobiyotasının daha etkin bir şekilde dengelenmesini sağlar.

Sinbiyotikler: Güçlü Kombinasyon

Sinbiyotikler, probiyotik ve prebiyotiklerin kombinasyonudur. Bu birleşim, bağırsak mikrobiyotasını desteklemek için en etkili yöntemlerden biridir. Sinbiyotikler, faydalı bakterilerin bağırsakta daha iyi hayatta kalmasını ve çoğalmasını sağlar.

Bağırsak Sağlığı ve Genel Sağlık İlişkisi

Bağırsak mikrobiyotası, yalnızca sindirimi değil, aynı zamanda bağışıklık sistemi, metabolizma ve hatta ruh sağlığını etkiler. Sağlıklı bir mikrobiyota, iltihabı azaltarak kronik hastalıkların önlenmesine yardımcı olur ve ruh hali bozuklukları riskini düşürür.

Nasıl Daha Sağlıklı Bir Mikrobiyota Elde Edebiliriz?

  • Probiyotik zengini gıdalar tüketin: Yoğurt, kefir, fermente sebzeler gibi gıdalar probiyotik açısından zengindir.
  • Prebiyotik kaynaklarına yönelin: Sarımsak, soğan, muz, kuşkonmaz gibi gıdalar prebiyotik lifler içerir.
  • Dengeli beslenme alışkanlığı geliştirin: Şeker ve rafine gıdaları azaltarak bitki bazlı, lif açısından zengin bir diyet benimseyin.

Sonuç

Bağırsak sağlığı, genel sağlık için bir temel oluşturur. Probiyotik ve prebiyotiklerin düzenli tüketimi, mikrobiyotayı dengede tutarak hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı destekler. Bu doğal destekleyicilerle, hem bedeninizi hem de zihninizi daha sağlıklı bir geleceğe taşıyabilirsiniz.

Unutmayın, sağlıklı bir yaşamın anahtarı, bağırsaklarınızdan geçer! 🌱

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Edremit ve Ayvalık Körfezi: Şifalı Bir Gezi Rehberi

Kazdağları'nın doğal güzellikleri ve Ege'nin eşsiz manzaralarıyla dolu bir tatil planı yapmaya hazır mısınız? Edremit ve Ayvalık körfezinde keşfedeceğiniz birçok yer var. İşte bu güzellikleri keşfederken yapabileceğiniz öneriler:

Kazdağları ve Akçay Gezisi

  1. Altınkum Sahili: Kazdağları’nın huzur veren doğasıyla birleşen Altınkum Sahili, denize girmek için mükemmel bir nokta. Uzak yerlerinde kumsalda serinleyebilirsiniz.

  2. Zeytinli Köyü: Zeytinli Köyü'nde bir mola vermek için kahvehaneyi ziyaret edin. Burada yerel lezzetlerin tadını çıkarabilir ve yöre halkıyla keyifli sohbetler edebilirsiniz.

  3. Hasan Boğuldu Şelalesi: Doğanın harikalarından biri olan bu şelale, sadece 20 TL'ye giriş yapabileceğiniz, serin sularında dinlenebileceğiniz bir yer. Doğanın sesi eşliğinde kısa bir yürüyüş yapmak için ideal.

  4. Kazdağı Milli Parkı: Eşsiz flora ve faunası ile Kazdağı Milli Parkı’nda yürüyüş yaparak doğanın tadını çıkarın. Bu park, zengin bitki örtüsü ve temiz havasıyla size tazelenme imkanı sunar.

  5. Güre Tahtakuşlar Etnoğrafya Galerisi: Bu galeri, bölgenin kültürel mirasını tanımak için harika bir yer. Ziyaret ederek bölgenin tarihini öğrenebilirsiniz.

  6. Akçay Sahil Turu: Akçay'ın sahilinde yürüyüş yaparak güneşin tadını çıkarın. Dalgaların sesi ve denizin huzuru ile stresten uzaklaşacaksınız.

  7. Kitap Fuarı: Eğer geziniz Kitap Fuarı dönemine denk gelirse, Akçay Altınkum’daki Edremit Belediyesi tesislerinde yer alan bu fuara katılın. Kitaplarla dolu bir dünya sizi bekliyor!

Edremit Şehir Gezisi (Çarşamba Günü)

  1. Edremit Faruk Serpil Parkı: Çay molası verip, güzel manzarada dinlenebilirsiniz. Ardından, Sıdıka Erke Etnografya Müzesi’ni gezerek bölgenin kültürünü keşfedin.

  2. Çarşamba Pazarı: Yerel pazarı ziyaret ederek, taze ürünler ve el yapımı hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Bu pazar, Ege'nin taze ürünlerini keşfetmek için harika bir fırsat.

  3. Kurşunlu Camii: Tarihi Selçuklu eseri olan Kurşunlu Camii’ni ziyaret ederek bölgenin tarihi dokusunu inceleyin. Mimari yapısı ve atmosferi ile etkileyici bir deneyim sunar.

  4. Öğrenci Yurtları: Bademli, Zeytinli veya Kadıköy Öğrenci Yurdu’nu ziyaret ederek yerel yaşam hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Burhaniye Gezisi

  1. Hotel Club Nina: Burhaniye'deki İğdeburnu Mevkii’nde denize girebileceğiniz ücretli bir piknik alanı bulunuyor. Rahat bir gün geçirmek için harika bir seçim.

  2. Çarşı Gezisi: Burhaniye’nin çarşısında dolaşarak yerel ürünleri keşfedin. Ayrıca Muhittin Rumi Türbesi ve Koca Cami’yi ziyaret etmeyi unutmayın.

  3. Ören Sahil Turu: Bu güzel sahil, dinlenmek ve güneşlenmek için ideal bir mekan.

  4. Bizim Köy Etnografya Müzesi: Yöre halkının yaşamını ve kültürünü tanımak için burayı ziyaret edebilirsiniz.

  5. Ayaklı Mesire Yeri: Piknik yapmak için harika bir alan olan Ayaklı Mesire Yeri, masa ve kömürlü mangal kiralama imkanı sunuyor (25 TL).

  6. Koca Seyit Onbaşı Kabri: Vakit bulursanız, Çanakkale kahramanı Koca Seyit Onbaşı’nın kabri ziyaretiyle tarihi bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Cuma günü Havran Pazarı’nda yerel ürünleri deneyimleme fırsatını kaçırmayın!

Ayvalık Ziyareti

  1. Sarımsaklı Badavut Sahili: Bu sahil, deniz keyfi yapmak için mükemmel bir yer. Sıcak güneşin tadını çıkarabilirsiniz.

  2. Şeytan Sofrası: Gün batımında muhteşem manzarasıyla ünlü bu noktada, doğanın sunduğu eşsiz güzelliklerin tadını çıkarın.

  3. Kolçak Bistro: Akşam yemeği için bu bistroyu tercih edebilirsiniz. Toros ürünleriyle hazırlanan lezzetli yemeklerin tadına bakın.

  4. Cunda Adası: Cunda Adası’nı ziyaret ederek, Ege’nin sıcak atmosferinde keyifli bir gün geçirin. Yerel restoranlarda lezzetli deniz ürünlerinin tadını çıkarabilirsiniz.

Bu önerilerle dolu bir gezi planı, Edremit ve Ayvalık’ta unutulmaz anılar biriktirmenize yardımcı olacaktır. Doğanın ve kültürün iç içe geçtiği bu bölgede, sağlıklı ve huzurlu bir tatil geçirmenizi dilerim!

Kaz Dağları

Kazdağları’ndaki ormanlar; kuzey ve güney bakılar olarak belirgin şekilde iki gruba ayrılır: Güney yamaçlarda deniz seviyesinden 800 m. yüksekliğe kadar çıkan bölgede kızılçam ormanları, beraberinde maki elemanları ve palamut meşesi, tüylü meşe, Türk meşesi gibi türler bulunur. Oradan da zirve olan 1774 m.’ye kadar karaçam ormanları ve beraberinde Türk meşesi, kestane, ardıç gibi ağaçlardan oluşan ormanlar vardır. Bu orman yapısı nispeten daha kurakçıldır.

Kazdağları’nın kuzeyindeki ormanı, 500 m.’ye kadar sapsız meşe, Türk meşesi, kızılçam, Macar meşesi, ova akçaağacı, doğu kayını gibi ağaçlar oluşturur. 500 -1200 m. yükseltiler arasında doğu kayını, karaçam, Macar meşesi, Türk meşesi ve nemli çalılar yoğun bir biçimde bulunur. Bu orman yapısı ise daha nemcildir.

1200 metreden sonra da endemik olan Kazdağı göknarı ile karaçam ve nemcil çalılar orman kurarlar. En üst bölgede de, otsu bitkilerden oluşan alpin kuşağı yer alır.

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Şifalı bitkiler Süreci ve Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi Yayımlandı

Tıbbi ve aromatik bitkiler, baharat olarak kullanıldığı gibi diyetlere aroma katar, gıdaların bozulmasını önler, masaj yağları, kokular ve parfümeri ürünleri, arıcılık, meraların rehabilitasyonu, süs bitkileri, doğal kozmetik ürünleri, çaylar, tentürler, şuruplar ve daha birçok alanda kullanılır. Aynı zamanda, bazı tıbbi ve aromatik bitkiler antimikrobiyal ve böcek uzaklaştırıcı özelliklere sahip olabilir.

Türkiye, tıbbi ilaç ve baharat bitkileri ihracatında önemli bir konumdadır ve kekik, defne yaprağı, kimyon, anason, rezene tohumu, ardıç kabuğu, mahlep, çemen, biberiye, meyankökü, nane, sumak, adaçayı ve ıhlamur çiçeği gibi bitkiler bu alanda öne çıkar. Ayrıca, karabiber, kakule, karanfil, zencefil, zerdeçal ve vanilya gibi dünya baharat ticaretinde de önemli bir yere sahiptir. Türkiye, kekik ve defne gibi bitkilerin gen merkezi olarak da bilinir.

Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi, Güdül ve çevresindeki kültürel bitkiler arasında kimyon, anason, kekik, nane, kırmızıbiber, rezene, haşhaş ve çörekotu gibi bitkilerin yetiştiriciliğine dair bilgiler sunar. Son yıllarda ise adaçayı, ısırgan otu, lavanta, oğulotu ve kişniş gibi bitkilerin üretimi de artmıştır.

Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği, tohumdan ekim dikime, gübrelemeden sulamaya, ot mücadelesinden hasat ve kurutmaya kadar bir dizi aşamayı içerir. Aynı zamanda ambalajlama, depolama, nakliye gibi süreçlerle de ilgilenir. Bu süreçlerde tohum temini, gübreleme, sulama, ot mücadelesi, hasat ve kurutma gibi çeşitli masraflar bulunur.

Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi Yayımlandı

Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi, Allah'ın adıyla başlayarak, Muhyi Allah'ın yaratıcılığı ve hayat verme gücünü vurgulayan bir başlangıçla başlamaktadır. Özellikle güdül civarında yetiştirilebilecek 25 bitkinin listesini geniş bir literatür ve analizle yapması yerinde olmuş.

Bu kitap, Güdül ve çevresinde yetiştirilebilecek 25 şifalı bitki hakkında toprak ve iklim gereksinimleri, yetiştirme teknikleri, kullanım alanları, hasat ve kurutma özellikleri gibi bilgiler sunmaktadır. Ayrıca, kitap Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği konusunda iyi uygulamaların devamını sağlamayı ve var olan çalışmaların bilinirliğini artırmayı amaçlayan Besler Şifa Girişimi'nin GEF Küçük Destek Programı tarafından desteklenen Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi kapsamında yayımlanmıştır. Geçen yıl Prof. Dr. Gülendam Tümen ve Prof. Dr. Fatih Satıl ile başlangıç raporu hazırladığımız bu proje Ekoturizm ve aromaterapiyi merkeze alıyor.

Doğal ve kültürel özellikleriyle Güdül ilçesi şifalı bitkileriyle de biliniyor. Sakin Şehir Güdül Şifa Yolu Projesi sürecinde Doğal yaşam üreticileri ile aromaterapi kapsamında “Şifalı Ürünler Atölyeleri” ve ekoturizm kapsamında köylerde “Doğal Yaşam Eğitimleri ve Atölyeleri” yapıldı. Bu atölye ve eğitimlere köylerden 60 kişi ve doğal yaşam çevrimiçi eğitimlere ortalama 450 kişi katıldı. Proje; Ekoturizm, Tıbbi Aromatik Bitki Yetiştiriciliği ve Doğal Yaşam Eğitimleri ile devam edecektir.

  

Güdül Belediye Başkanı Muzaffer Yalçın; “Bu rehberde, Güdül’de yetiştirilmesi mümkün olabilecek tıbbi ve aromatik bitkiler hakkında bilgiler bulacaksınız. Bu bitkilerin tanıtımı, kullanımı ve faydaları hakkında bilgi sahibi olabileceksiniz. Umarız bu rehber, tıbbi ve aromatik bitkileri tanıma ve yetiştirme hakkında bilgi sahibi olmanıza ve bitkilerle “Doğal Yaşam” çözümleri bulmanıza yardımcı olur. Sakin Şehir Güdül Şifa Yolu Projesi kapsamında bu rehberi sizlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.

Rehber köylerden talep eden 200 kişiye dağıtılacaktır.

 

Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi Yayımlandı

Doğal ve kültürel özellikleriyle Güdül ilçesi şifalı bitkileriyle de biliniyor. Sakin Şehir Güdül Şifa Yolu Projesi sürecinde GEF SGP desteği ile Besler Şifa Atölyesi tarafından  doğal yaşam üreticileri ile aromaterapi kapsamında “Şifalı Ürünler Atölyeleri” ve ekoturizm kapsamında köylerde “Doğal Yaşam Eğitimleri ve Atölyeleri” yapıldı. Bu atölye ve eğitimlere köylerden 60 kişi ve doğal yaşam çevrimiçi eğitimlere ortalama 450 kişi katıldı. Proje; Ekoturizm, Tıbbi Aromatik Bitki Yetiştiriciliği ve Doğal Yaşam Eğitimleri ile devam edecektir.

 

Proje boyunca Güdül ve çevresinde yetişebilecek 25 adet tıbbi ve aromatik bitki üzerinde duruluyor. Adaçayı, Altınotu (Ölmez çiçek), Anason, Aspir, Aynısafa, Biberiye, Çemen, Çörekotu, Ölmezotu, Ekinezya (Portakal Nergisi), Kekik ve Mercanköşk, Kimyon, Kişniş, Civanperçemi, Kökboya, Kuşburnu, Lavanta, Melisa (Oğulotu), Nane, Papatya, Reyhan / Fesleğen, Rezene, Safran, Sarı Kantaron, Aronya yetiştiriciliği konusunda doyurucu bilgiler yer alıyor.

Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi, doğal şifalı bitki yetiştiriciliği konusunda bilgi vererek, yerel ekonomiye katkı sağlamayı, doğal kaynakların korunmasını teşvik etmeyi ve bölgedeki bitkisel mirası koruyup geliştirmeyi amaçlar. Ayrıca, bu kitap aracılığıyla insanlara doğal ürünlerin kullanımı ve sağlıklı yaşam tarzı konusunda farkındalık kazandırılır.

Sonuç olarak Proje ve Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi, bölgenin şifalı bitkilerini yani tıbbi aromatik bitki kaynaklarını keşfetmek, geleneksel tıp bilgisini korumak, sağlık ve iyilik hali için doğal çözümler sunmak, ekoturizmle doğal yaşam üreticilerinin kapasitesini arttırarak şifalı destinasyonlar geliştirmek için bir dizi öneme sahiptir. Kitap, insanları doğal kaynaklara daha fazla ilgi duymaya teşvik eder ve sağlıklı bir yaşam tarzını desteklemek için değerli bir kaynak sunar.

 


Rehberi şuradan indirebilirsiniz; https://www.beslersifa.com/2023/03/gudul-icin-sifal-bitkiler-rehberi.html

Güdül'de Geleceğin Şehri Kuruluyor

Türkiye’de ilk kez Ankara’nın Güdül ilçesinde kurulacak olan SIWI WORLD projesi büyük ilgi görüyor. Yapay zekâ destekli sistemlerle geliştirilen bu proje, yerli ve milli teknolojilerle hazırlandı. Amaç, insanların yaşam kalitesini artırmak ve sürdürülebilir bir şehir modeli oluşturmak.

Güdül'ün Güneyce Mahallesi'nde "Yapay Zeka Şehri"nin yapılması planlanan alandaki toplantıda, yapay zeka destekli ulaşım ve enerji sistemlerinden ileri tarım teknolojileri ve sağlık uygulamalarına kadar birçok unsurla geleceğin şehir yaşamını amaçlayan proje hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. "Yapay Zeka Şehri" projesinin fikir öncüsü Adem Karaveli, burada yaptığı konuşmada, yerli ve milli teknolojilerle geliştirilen bu sistemde ulaşım, sağlık, enerji ve tarım alanlarını bütüncül yapıda birleştirmeyi hedeflediklerini belirtti.

Bu proje kapsamında "megakent" oluşturacaklarını dile getiren Karaveli, şunları kaydetti: "Kurduğumuz bu megakenti üretimle yoğuruyoruz. İnsanların kentten köye dönmesi için sebepler oluşturuyoruz. Dünyanın en iyi üniversiteleriyle kurmuş olduğumuz megakentte, dünyanın en iyi tarım ve hayvancılık eğitimini öğreteceğiz. Aynı zamanda kentten köye dönüş projesiyle 10 bin arazi içerisinde ekeceğimiz yerlerdeki tüm işçi sorununu da ortadan kaldıracağız."

Karaveli, projede, 52 ülkeden toplanan ata tohumlarının kullanılacağını ifade etti. Projenin ilk aşamasının maketinin sergilendiği toplantıda, ata tohumu dikimi yapıldı.

Teknolojiyle İç İçe Bir Yaşam

SIWI WORLD sadece bir teknoloji yatırımı değil; aynı zamanda Türkiye’den dünyaya yayılan, yeni nesil bir şehir yaşam modeli. Projede:

  • Yapay zekâ destekli ulaşım,

  • Çevre dostu enerji sistemleri,

  • İleri tarım teknolojileri,

  • Yenilikçi sağlık hizmetleri gibi birçok alanda çalışmalar yapılacak.

Geliştiriciler ve Vizyon

Proje, Global Geniuses A.Ş. ve Global Nexus A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda RSW TR Investment A.Ş.’nin CEO’su Adem Karaveli tarafından geliştirildi. GG Ecosystem, GG System Core, GG Reonomia ve GG Capital gibi sistemlerle üretime dayalı bir dijital ekonomi hedefleniyor.

Güdül'de İlk Adımlar Atıldı

Projenin tanıtım toplantısı Güdül’de yapıldı. Ata tohumlarıyla tarıma başlandı ve projenin ilk aşaması kamuoyuna duyuruldu. Toplantıya yerli ve yabancı birçok önemli isim katıldı.

Skyway Ulaşım Sistemi ve Sağlık Tesisleri

Türkiye’nin ilk çevre dostu Skyway raylı ulaşım sistemi Güdül’de kuruluyor. Bu sistem, 6 duraktan oluşacak ve bölgeye modern bir ulaşım seçeneği sunacak. Ayrıca:

  • 1400 yataklı termal sağlık tesisi,

  • 220 yataklı, yapay zekâ destekli enfeksiyon hastanesi gibi yenilikçi sağlık yatırımları planlanıyor.

Tarım ve Ekosistem Vizyonu

Proje kapsamında tarımsal kalkınma da ön planda. İlk etapta 108 bin m² alanda ata tohumlarıyla üretim yapılacak. Bu alan zamanla 29 milyon m²’ye kadar genişletilecek. Tarımın yanında:

  • 300 bin meyve ağacı,

  • Arıcılık, hayvancılık,

  • Su yönetimi ve entegre tarım sistemleri gibi pek çok doğal üretim alanı oluşturulacak.

Sağlıkta Yeni Bir Yaklaşım

Adem Karaveli, yara ve enfeksiyon hastalıkları üzerine kurulacak hastaneye dikkat çekti. Dünya genelinde 567 milyon yara hastasının olduğunu söyleyen Karaveli, burada uygulanacak ozon tedavi yöntemi ile ampütasyon (uzuv kesilmesi) kararlarının büyük ölçüde önlenebileceğini belirtti.

Ekonomik Katkı ve Sosyal Dönüşüm

Toplamda 69 milyon dolarlık yatırım planlanıyor. 29 bin dönümlük arazi üzerinde kurulacak bu projeyle bin kişi istihdam edilecek. Amaç sadece üretim değil, aynı zamanda kırsal yaşamı cazip hale getirerek göçü tersine çevirmek.

"Lezzet Kapında" ile Türk Mutfağı Dünyaya Açılıyor

SIWI WORLD bünyesinde geliştirilen “Lezzet Kapında” adlı gıda markasıyla, Türk mutfağının doğal ve lezzetli ürünleri Körfez ülkelerine ulaştırılacak. Kuveytli yatırımcı Ahmadsmsm Alseddiqi’nin desteklediği bu girişim, hem Türk mutfağını tanıtmayı hem de sağlıklı ürünlere artan ilgiyi karşılamayı hedefliyor.


.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 

Edremit Pazarı: Gelenek, Kültür ve Renklilik Bir Arada!

Bugün Edremit’in kalbinde, yüzyıllardır ticaretin ve kültürün buluşma noktası olan büyük Çarşamba Pazarı’ndayız! Burada, her adımda bir tarih kokusu var. Türkmen ve Yörük köylerinden gelen kadınlarımız, öyle şıklar ki! Adeta düğüne gidiyorlar, o kadar özenle giyinmişler. Rengarenk şalvarlar, işlemeli bluzlar ve başörtülerinin yarattığı bu görsel şölen, adeta bir renk cümbüşü!

Kazdağları'nın eteklerinde, geleneklerini hala yaşatan bu kadınlar, pazara sadece alışveriş yapmaya değil, kültürlerini de birer hediye gibi sunmaya geliyorlar. "Amut al, amut!" dediklerini duyarken, bir yandan da nostaljik bir yolculuğa çıkıyoruz. Ne kadar güzel bir his!

Çarşamba Pazarı sadece alışveriş değil, kültür keşfi de sunuyor. Yerel ürünler, taze meyve ve sebzeler, el işi ürünler ve tabii ki yerel lezzetler... Burada adeta bir tadım turuna çıkıyorsunuz. Avunya’dan İvrindi’ye, Kazdağları’ndan gelen tıbbi bitkilerle dolu tezgahlar arasında kaybolmak... Burası hem Edremit’in ticaret merkezi hem de kültürel çeşitliliğin adeta bir vitrini.

Pazarda gezmeye devam ederken, geleneksel kıyafetleriyle pazara katılan kadınlarımız, eski gelenekleri yeni nesillere aktarmada önemli bir rol üstleniyor. Bu güzel ritüel, sadece Edremit’in kültürel mirasını yaşatmakla kalmıyor, aynı zamanda ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Edremit Çarşamba Pazarı, her yaştan insanın ilgisini çeken, alışverişin yanı sıra kültür dolu bir deneyim sağlıyor. Sokaklarda gezin, üreticilerle sohbet edin, bir yandan alışveriş yaparken, onların desteğini hissetmek gerçekten çok keyifli! Kışlıklarımı alırken biraz sohbet etmek ve onları desteklemek, bana huzur veriyor. Hem alışveriş hem kültür... Her adımda daha fazla ferahlıyorum!




İYİMSERLİĞİNİZDEN ASLA ÖDÜN VERMEYİN: DOĞALLIK VE LİDERLİK ÜZERİNE

Oksijen Gazetesi'nde yayımlanan İyimserliğinizden Asla Ödün Vermeyin başlıklı yazıda, iş dünyasında kadınların varlığı, doğallık ve liderlik üzerine ilham verici bir perspektif sunuluyor. Doğal yaşam ve doğallığın bir trend değil, bir yaşam biçimi olarak benimsenmesi gerektiğini vurgulayan yazıda, kendini olduğu gibi kabul etmenin ve filtresiz bir şekilde var olmanın gücü ön plana çıkıyor. Özellikle Self-Care Club gibi girişimlerin, doğallığı ve öz bakım bilincini destekleyen topluluklar oluşturma misyonu taşıması, bu anlayışın yaygınlaşmasına katkı sağlıyor.

Peki, doğallık ve iyimserlik iş dünyasında nasıl bir yer buluyor? Yazıda genç kadın girişimcilere verilen en önemli mesaj, sert ve gaddar bir kişiliğin başarılı olmanın şartı olmadığı yönünde. Tam tersine, iş dünyasında iyimserliğin, nezaketin ve naifliğin bir zayıflık değil, aksine güçlü bir liderlik göstergesi olduğu ifade ediliyor. Gerçek bir lider, çevresindekileri korkuyla değil, ilham ve nezaketle yönlendirir. Bu bakış açısı, kadın girişimciler ve doğallığı benimseyen herkes için ilham verici bir yol haritası sunuyor. İş dünyasında başarılı olmak için doğallıktan ve kendiniz olmaktan vazgeçmeyin!























Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 

TRENDYOL ÜRÜNLERİMİZ

© beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.