Ad

kozmetik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kozmetik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Karahindiba Çiçeği: Güneş, Ay ve Yıldızların Çiçeği

Doğa, her köşesinde bizlere ilham verici ve şaşırtıcı hikayeler sunar. Bu hikayelerden biri de, dünyanın dört bir yanında yaşamaya ve doğaya uyum sağlamaya başaran, “karahindiba” bitkisinde saklıdır. Sıradan bir yabani ot gibi görünse de, karahindiba çiçeği pek çok kültürde hem doğayı hem de yaşamın döngüsünü sembolize eden bir mucizedir. Gelin, bu güneş, ay ve yıldızları temsil eden özel bitkiyi yakından tanıyalım.

Karahindiba: Doğanın Gizemli Çiçeği

Karahindiba çiçeği, dünyada güneş, ay ve yıldızları temsil eden tek çiçek olarak bilinir. Karahindibanın parlak sarı çiçekleri gündüzün enerjisini, tam olarak açtığında görülen puf topu şeklindeki yapısı geceyi, dağılan tohumları ise yıldızları anımsatır. Güneşe benzeyen çiçekleri sabah açılır, akşam ise kapanarak adeta doğanın ritmine uyum sağlar.

Her Yeri Şifa Kaynağı

Karahindibanın tüm parçaları—kök, yaprak ve çiçek—doğal tedavi ve gıda olarak kullanılabilir. Örneğin, kökleri kavrulup öğütülerek kahve yerine kullanılabilirken, yaprakları salata gibi taze olarak tüketilebilir veya şifa çaylarına katılabilir. Çin’de, 1000 yıldan fazladır geleneksel tıpta kullanılan bu bitki, enfeksiyonların tedavisinde, karaciğer rahatsızlıklarının iyileşmesinde ve vücudu doğal olarak arındırmada önemli bir yer tutmaktadır.

Tohumlarıyla Seyahat Eden Bir Gezgin

Karahindiba, doğanın en dayanıklı ve hayatta kalma yeteneği en yüksek bitkilerindendir. Tohumları, rüzgarın yardımıyla küçük bir paraşüt gibi taşınır ve ortalama 10 metre uzağa kadar seyahat edebilir. Bu hareketli tohumları; kuşlar, kelebekler ve böcekler tarafından tüketilerek, doğadaki döngüyü destekler. İlginç olan ise, karahindiba tohumları diğer çiçeklerin aksine polenleşmeye ihtiyaç duymaz; bu da onların dünya çapında yayılmasına ve kolayca çoğalmasına olanak tanır.

Bir Direnç Simgesi: Biçildiğinde Büyümeye Devam Eder

Karahindiba, bulunduğu yere uyum sağlamada ustadır. Bir karahindibayı biçtiğinizde veya kökünü kazıdığınızda, sanki doğaya inat daha da küçük ve dirençli kökler çıkarır. Bu özellik, onun ne kadar başarılı bir yaşam ustası olduğunu gösterir. Doğanın bu sevimli savaşçısı, en zor şartlarda bile hayatta kalma konusunda azimli bir bitkidir.

Geçmişten Günümüze Karahindiba

Karahindiba, eski Mısırlılar, Yunanlılar ve Romalılar tarafından da biliniyor ve kullanılıyordu. Özellikle Çin halk tıbbında, karahindiba kökleri karaciğeri temizlemek, vücudu arındırmak ve enfeksiyonlarla savaşmak için 1000 yıldan fazladır kullanılan bir şifa kaynağı olarak öne çıkar. Günümüzde ise, karahindiba çayı doğal bir antibiyotik olarak tanınır ve halk hekimliğinde kullanımı devam etmektedir.

Doğanın Şifalı Elleri Arasında Karahindiba

Doğanın bizlere sunduğu bu mucizevi bitkiyi daha yakından tanıdığımızda, onun sıradan bir yabani ot olmaktan çok daha fazlası olduğunu görüyoruz. Besler Şifa olarak, doğanın her parçasının insan sağlığına, güzelliğine ve ruhuna kattığı değere inanıyor; doğanın bize sunduğu bu hediyeleri sizlere en doğal haliyle ulaştırmaktan mutluluk duyuyoruz.

Karahindibanın gücünü, dayanıklılığını ve sağlığa olan katkılarını yaşamınıza katmak isterseniz, bu şifa kaynağı bitkinin hikayesi size ilham verebilir.



.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 

Sporcular için Aromaterapi Uygulamaları

Doğal Uyumun Gücüyle Performansını Artır

Sporcular için beden kadar zihin sağlığı da performansın ayrılmaz bir parçasıdır. Yoğun antrenmanlar, kas yorgunluğu, odaklanma gereksinimi ve uyku düzeni gibi konular spor hayatının vazgeçilmez dinamikleridir. Bu noktada doğanın şifa gücünü barındıran aromaterapi, sporculara hem fiziksel hem de zihinsel iyilik hali sağlamak için eşsiz bir destek sunar.

Aromaterapi Nedir?

Aromaterapi; uçucu (eterik) yağlar kullanılarak bedenin, zihnin ve ruhun dengelenmesini hedefleyen bütünsel bir iyilik halidir. Bitkilerin özlerinden elde edilen bu yağlar; masaj, buhar, difüzör, banyo ya da doğrudan cilde uygulama gibi çeşitli yollarla kullanılır. Peki sporcular bu uygulamalardan nasıl fayda sağlayabilir?

1. Antrenman Öncesi: Zihinsel Odak ve Enerji

Performans öncesinde odaklanmak ve enerjiyi yükseltmek için aromaterapi güçlü bir destekçidir.
🔹 Nane yağı, zihni canlandırır ve dikkat toplamaya yardımcı olur.
🔹 Biberiye yağı, hem zihinsel uyanıklığı artırır hem de kas ısınmasını destekler.
Birkaç damla bu yağlar difüzöre damlatıldığında veya bileklere uygulandığında antrenman öncesi ritüelin vazgeçilmezi haline gelir.

2. Antrenman Sonrası: Kas Rahatlatıcı ve Onarıcı Destek

Yorgun düşen kaslar, doğal çözümlere ihtiyaç duyar.
🔹 Lavanta yağı, kas gevşetici etkisiyle bilinir; hem fiziksel gevşeme sağlar hem de uykuya geçişi kolaylaştırır.
🔹 Ardıç yağı, kas ağrılarını hafifletici etkisiyle öne çıkar.
Bu yağlar doğal taşıyıcı yağlarla karıştırılarak yapılan masajlarla, kasların daha çabuk toparlanmasına yardımcı olabilir.

3. Odaklanma ve Motivasyon

Yarış öncesi gerginlik, zihinsel dağınıklık ya da motivasyon eksikliği yaşayan sporcular için aromaterapi doğal bir destek sunar.
🔹 Limon yağı, moral yükseltici ve odak artırıcı etkisiyle bilinir.
🔹 Okaliptüs yağı, nefesi açarak zihin açıklığı sağlar.

4. Solunum Açıcı Uygulamalar

Sporcular için doğru ve derin nefes almak performansın yapıtaşlarındandır.
🔹 Okaliptüs ve nane yağları, sinüsleri açar, derin nefesi destekler.
Buhar banyosu veya göğüs üzerine yapılan hafif bir aromaterapi uygulaması, antrenman sırasında daha etkili nefes alımına destek olur.

5. Doğal Uyku ve Dinlenme

Kaliteli bir uyku, sporcu sağlığının temel taşıdır.
🔹 Lavanta, bergamot ve sandal ağacı yağları, sinir sistemini yatıştırır ve uykuya geçişi kolaylaştırır.
Yastık spreyi ya da akşam banyosuna damlatılan birkaç damla uçucu yağ, derin ve huzurlu bir uyku için harika bir yöntemdir.

Sonuç:

Aromaterapi, sporcuların performans, dinlenme ve zihinsel denge süreçlerine doğanın içten gelen desteğini sunar. Kimyasal içermeyen, bütüncül bu yaklaşım; hem profesyonel sporcular hem de günlük egzersiz yapan bireyler için güvenli ve etkili bir tamamlayıcıdır.

Doğaya kulak verin, bedeninize özen gösterin. Aromaterapinin şifa dolu kokularıyla performansınızı destekleyin. 🌿

..........................................................

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Zeytinburnu Kültür Vadisi Şifalı Gezi Rotası

İstanbul’un Avrupa Yakası’nda yer alan Zeytinburnu Kültür Vadisi, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle dolu bir gezi rotası sunuyor. Bu rotada, doğanın şifasını keşfederken, kültürel zenginliklerle de tanışacaksınız. İşte Zeytinburnu Kültür Vadisi’nde yapabileceğiniz keyifli bir gezi planı:

  1. Balıklı Rum Manastırı

    • İlk durağınız, tarihi Balıklı Rum Manastırı. 19. yüzyıldan kalma bu manastır, hem mimari güzelliği hem de huzurlu atmosferiyle dikkat çekiyor. Manastırın çevresindeki doğal alanlarda yürüyüş yaparak, sakin bir başlangıç yapabilirsiniz.
  2. Tıbbi Bitkiler Bahçesi

    • Manastırdan sonra, Tıbbi Bitkiler Bahçesi’ne geçin. Bu bahçe, şifalı bitkilerin çeşitliliğini keşfetmek için harika bir yer. Burada, doğal bitkilerin sağlık üzerindeki etkilerini öğrenirken, doğanın huzur verici atmosferinde dinlenebilirsiniz. Bahçedeki bitkilerin özellikleri hakkında bilgi alarak, doğal sağlık yöntemleri hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.
  3. Yenikapı Mevlevihanesi

    • Bir sonraki durağınız, Yenikapı Mevlevihanesi. Tasavvuf kültürünün önemli bir parçası olan Mevlevilik, burada deneyimlenebilir. Mevlevihanenin mistik atmosferinde, sema törenlerini izleyerek ruhsal bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Ayrıca, tarihi dokusuyla bu mekan, zihin ve ruh dinlenmesi için mükemmel bir ortam sunuyor.
  4. Merkezefendi Camii

    • Gezi rotanızın son durağı Merkezefendi Camii. Hem tarihi hem de mimari açıdan önemli bir yapı olan cami, çevresindeki yeşil alanlarla birlikte dinlenmek ve meditasyon yapmak için ideal. Cami ziyaretinizin ardından, bahçesinde birkaç dakika geçirerek doğanın tadını çıkarabilirsiniz.

Gezi Sonrası

Zeytinburnu Kültür Vadisi’nde geçirdiğiniz bu şifalı gün, hem kültürel zenginlikleri keşfetmenizi hem de doğanın sunduğu huzuru yaşamanızı sağlayacak. Bu rotayı tamamladıktan sonra, bölgedeki yerel kafe ve restoranlarda lezzetli bir şeyler deneyerek gününüzü taçlandırabilirsiniz. Unutmayın, her adımınızda doğanın şifalı dokunuşunu hissedeceksiniz.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.





"Hangi dostuna geliyorum, buzdolabında ne varsa atıştırabilirim diyebilirsin?

Simon Sinek: Ambalajlı ve işlenmiş gıda tüketiminde aşırıya kaçmanın mikrobiyomu sağlıksız hale getirdiğine ve ruhsal sorunlara yol açtığına dair veriler var mı?

Dr. Mark Hyman: Kesinlikle. Mesela Avustralya'daki bir deneyde, işlenmemiş gıda tüketen depresyon hastalarının büyük ilerleme kaydettiği görüldü. Kötü beslenmenin suç oranlarına etkisini gösteren çalışmalar bile var. Vegan beslenenlerde takviye alınmazsa ciddi Omega-3 eksikliği ve nihayetinde depresyon görülebiliyor. Omega-3, folat ve D vitamininin ruh hali üzerinde çok önemli olduğunu biliyoruz.

Simon Sinek: Sağlıklı olmak için multivitamin almak, spor yapmak, iyi uyumak gerektiğini görebiliyoruz. Ama bunu birlikte yapılacak bir şey haline getirmiyoruz. Halbuki diyelim ki bir grup insan var ve hepsi aşırı kilolu. İçlerinden biri diyet yapmaya karar verince çok büyük kısmı da aynı kararı alıyor.

Dr. Mark Hyman: Sağlıklı olmak ekip işi.

Simon Sinek: Arkadaşlarımızdan çok etkileniyoruz.

Üstelik sağlık için yapılması gerekenler çoğu zaman aşırı zor, aşırı pahalı şeyler değil. Aksine oldukça temel pratikler. Daha fazla para harcamadan, sadece biraz çaba göstererek çok daha sağlıklı yaşayabiliriz ama yapmıyoruz. Neden aynı davranışları sürdürüp farklı sonuçlar bekliyoruz?

Dr. Mark Hyman:

Bilgisizlik de etkili. Mesela çoğumuz iyi beslenmenin faydalarının farkında değil. Bunun bir sebebi de gıda endüstrisinin kamuoyunu manipüle ederek, sırf etiketler üzerinden bazı gıdaların sağlıklı, bazılarının sağlıksız olduğunu düşündürmesidir.

Diğer yandan ailemiz aşırı kiloluysa, bizim de kilolu olma ihtimalimiz %40 artıyor. Ama arkadaş çevremizde kilolu olanlar fazlaysa bu oran %70'e çıkıyor. Doktorlar ilaç yazar gibi 'dostlarınla vakit geçir' yazmalı."

Bu yazı Oksijen gazetesinde 1-7 Mart tarihindeki nüshasında yayımlanmıştır.

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Deri: Vücudun En Büyük ve Hayati Organı

Deri, vücudun açık ara en büyük organıdır. Boya ve vücut kütlesine bağlı olarak yaklaşık 1,5 ila 2 metrekarelik bir alanı kaplar ve 3,5 ila 10 kilogram arasında bir ağırlığa sahiptir. Bu, toplam vücut kütlemizin yaklaşık %15'ine denk gelir.

New Scientist'in ifade ettiği gibi, "Cildinizi bir tür akıllı zırh olarak düşünün." Cilt, çevremizdeki dünyayı algılamamıza yardımcı olur, iç organlarımızı korur ve bizi patojenlere karşı savunur. Bu nedenler, cildimize iyi bakmamız için yeterlidir. Çünkü cildin erken yaşlanması, bu hayati işlevleri yerine getirme kapasitesini azaltabilir ve bizi enfeksiyon riskine daha açık hale getirebilir.

Ancak son araştırmalar, cilt sağlığının etkilerinin çok daha derinlere inebileceğini gösteriyor. İşte New Scientist'in bu konudaki araştırmalarını değerlendirdiği kapak yazısından satır başları:

Cilt Katmanları ve Görevleri

Cilt üç ana katmandan oluşur:

  1. Üst deri (epidermis): Sürekli yenilenen, su geçirmez bir tabakadır.
  2. Alt deri (dermis): Kolajen ve elastin lifleriyle dolu bir katmandır.
  3. Deri altı dokusu (hipodermis): Yağ ve bağ dokusundan oluşur; vücudu şoktan korumaya yardımcı olan boşluklarla doludur.

Bu katmanlardan herhangi birinin hasar görmesi, deri hücrelerinin iltihaplı proteinler salgılamasına neden olabilir. Kısa vadede bu durum, yaralanma bölgesine daha fazla kan akışı sağlayarak iyileşmeyi hızlandırabilir. Ancak uzun süreli yüksek iltihaplanma seviyeleri, bu kimyasalların birikmesine ve dermisteki geniş kan damarları aracılığıyla diğer organlara yayılmasına yol açabilir.

Hızlandırılmış Yaşlanma

Yaşlanma, bu süreci daha da hızlandırabilir. Yaşlandıkça cildimiz kolajen, su ve yağ kaybeder, bu da onu daha kırılgan hale getirir. Dahası, birçok cilt hücresi "senesens" adı verilen bir duruma girerek iltihaplı kimyasalların üretimini artırır. Bu durum, diyabet, kalp hastalığı ve bunama gibi yaşa bağlı hastalıkların riskini artırabilir.

Örneğin, hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, cilt hasarının kronik iltihaplanmayı tetikleyebileceğini göstermektedir. Gelecekte, yaşlanan hücreleri temizleyen ya da iltihaplı proteinlerin salınımını durduran "senoterapötik" ilaçların geliştirilmesi mümkündür. Bu konuda bilimsel ilerlemeler umut verici görünmektedir.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Akdeniz Yörüklerinin Sofrası: Doğadan Gelen Lezzetler

Akdeniz Yörüklerinin mutfağı, doğadan ilham alan, geleneksel ve zengin bir yemek kültürüne sahiptir. Hayvancılığın ve doğanın cömertliğinin etkisiyle şekillenen bu mutfakta, sebzeli ve hayvansal gıdalar önemli bir yer tutar. Yörüklerin yemek alışkanlıkları, sadece karın doyurmayı değil, aynı zamanda doğayla uyum içinde yaşamayı da simgeler.

Hayvansal Gıdaların Önemi

Yörüklerin sofralarında hayvansal gıdalar vazgeçilmezdir. Günlük üç öğünün iki öğününde mutlaka süt, yoğurt, ayran, çökelek, peynir ve tereyağı gibi ürünler yer alır. Özellikle tereyağı, Yörük mutfağında lezzetin anahtarıdır. Hort tereyağı ile pişirilen “dolaz” adlı yemek, bu kültürün en özel tatlarından biridir. Bir başka lezzet ise tereyağı ile pişirilen taze peynirden yapılan ve dondurma gibi uzayan “sündürme”dir.

Küçükbaş ve büyükbaş hayvan varlığının fazla olması, et tüketimini de kolaylaştırır. Yörükler, düzenli olarak küçükbaş hayvan keserek kavurma, yahni, kazan kebabı ve çemen gibi yemekler hazırlar.

Doğanın Cömertliği: Meyve ve Mantarlar

Yörükler, ormanlardaki meyve ağaçlarını ve mantarları ustalıkla tanır ve değerlendirir. Keçiboynuzu, zeytin, mersin, çıtlık, armut, alıç, kurmut, dut, ceviz, kestane, çilek, geyik elması, dağ elması ve ergen gibi doğal meyveler, Yörüklerin sofralarını süsler.

Doğal Otların Şifası

Bahar aylarında dağlarda ve sulak arazilerde yetişen otlar, Yörük mutfağının vazgeçilmez malzemeleridir. Gerdeme, yarpuz, nane gibi otlar sulak arazilerden toplanırken, günevik, yemlik, karavuk, gelineli, meletura ve körmen gibi otlar daha kurak bölgelerde bulunur. Bu otlar, otlu pilav gibi yemeklerde ya da çiğ olarak tüketilir.

Yörük Mutfağından Özel Lezzetler

Yörükler, geleneksel yöntemlerle hazırlanan yemeklerle damakları şenlendirir. Kuzu çevirme, höşmerim tatlısı, çoban salatası, Arap aşı, keşkek ve buğday çorbası, bu mutfağın öne çıkan tatlarından sadece birkaçıdır.

Ölemeç Çorbası: Yörüklerin Geleneksel Lezzeti

Ölemeç çorbası, un ve çeşitli baharatlarla hazırlanan özgün bir Yörük yemeğidir. İnce bulgur, kırmızı acı biber, nane, sumak, sarımsak ve kuru soğanla yoğurulan hamur, fındık büyüklüğünde toplar haline getirilir ve kaynar suya atılır. Çorba, üzerine tereyağı, soğan, pul biber ve salçayla hazırlanan sos eklenerek servis edilir.

Sonuç: Doğayla İç İçe Bir Mutfak

Akdeniz Yörüklerinin mutfağı, doğanın sunduğu nimetleri en iyi şekilde değerlendiren, besleyici ve lezzet dolu bir kültürdür. Bu mutfak, sadece yemeklerin tadını değil, aynı zamanda doğanın cömertliğini ve insanın onunla kurduğu uyumu da yansıtır. Eğer yolunuz bir gün Yörüklerin diyarına düşerse, bu eşsiz tatları denemeyi unutmayın!

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Almanya Hakkında Bilmiyor Olabileceğiniz 17 İlginç Gerçek


Almanya, tarihi, kültürel mirası ve modern başarılarıyla dikkat çeken bir ülke. Ancak bu ülke hakkında çoğumuzun bilmediği pek çok ilginç gerçek var. İşte Almanya'yı daha yakından tanımanızı sağlayacak 17 ilginç bilgi:

  1. Avrupa Birliği'nin En Kalabalık Ülkesi
    Almanya, 83 milyondan fazla nüfusuyla Avrupa Birliği'nin en kalabalık ülkesidir. Bu büyük nüfus, ülkenin dinamik ve çeşitli yapısını oluşturur.

  2. Büyüklükte Berlin
    Almanya'nın başkenti Berlin, Paris'ten dokuz kat daha büyük bir alana sahiptir ve Venedik'ten daha fazla köprüye ev sahipliği yapmaktadır. Berlin, hem tarihi hem de modern yapılarıyla dikkat çeker.

  3. Oktoberfest
    Almanya, her yıl Münih'te düzenlenen dünyanın en büyük bira festivali olan Oktoberfest’e ev sahipliği yapmaktadır. Milyonlarca ziyaretçi, bu renkli etkinlikte bir araya gelir.

  4. Klasik Müziğin Merkezi
    Almanya, Beethoven, Bach ve Brahms gibi ünlü bestecilerin doğum yeridir. Ülke, klasik müziğe yaptığı katkılarla dünya çapında ün kazanmıştır.

  5. Hız Sınırı Olmayan Otobanlar
    Almanya'nın otobanları, bazı kısımlarında hız sınırı bulunmayan dünyaca ünlü yollardır. Bu, sürücülere hızda özgürlük tanır.

  6. Berlin Duvarı'nın Tarihi
    Bir zamanlar Doğu ve Batı Almanya’yı ayıran Berlin Duvarı, tam 28 yıl boyunca ayakta kalmış ve 1989'da yıkılmıştır. Bu olay, Almanya'nın birleşmesinin simgesi haline gelmiştir.

  7. Sosis Çeşitleri
    Almanya, 1.500'den fazla sosis çeşidi ile ünlüdür. Bratwurst ve currywurst gibi popüler sosisler, ülkenin mutfak kültürünün vazgeçilmez bir parçasıdır.

  8. Neuschwanstein Şatosu
    Bavyera'daki Neuschwanstein Şatosu, Disney'in Uyuyan Güzel Şatosu'na ilham kaynağı olmuştur. Bu masalsı yapı, her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir.

  9. Almanca ve Bileşik Sözcükler
    Almanca, Avrupa'da en çok konuşulan ana dildir. Ülkenin dilinde, "Rindfleischetikettierungsüberwachungsaufgabenübertragungsgesetz" gibi uzun ve karmaşık bileşik sözcükler yaygındır.

  10. Matbaanın Doğum Yeri
    Almanya, 15. yüzyılda Johannes Gutenberg tarafından icat edilen matbaanın doğum yeridir. Bu icat, dünya çapında büyük bir yenilik hareketinin başlangıcı olmuştur.

  11. Dünyanın Önde Gelen Otomobil Üreticileri
    Almanya, BMW, Mercedes-Benz, Audi ve Volkswagen gibi dünyaca ünlü otomobil markalarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu markalar, otomotiv endüstrisinin öncülerindendir.

  12. Ortaçağ Şatoları
    Almanya, 20.000'den fazla şatoya ev sahipliği yapmaktadır. Bu şatolar, ülkenin zengin ortaçağ tarihini yansıtan eşsiz yapılar olarak dikkat çeker.

  13. Kara Orman ve Grimm Kardeşler
    Güneybatı Almanya'daki Kara Orman, ünlü Grimm Kardeşler'in masallarına ilham kaynağı olmuştur. Bu bölge, mistik atmosferiyle masal severler için büyülü bir yerdir.

  14. Dünyanın En Yüksek Geri Dönüşüm Oranı
    Almanlar, dünyanın en yüksek geri dönüşüm oranlarından birine sahiptir. Ülke, çevre dostu politikaları ve geri dönüşüm çabalarıyla tanınır.

  15. Federal Cumhuriyet
    Almanya, 16 eyaletten oluşan bir federal cumhuriyettir. Bu eyaletler, ülkenin yönetiminde önemli bir rol oynar.

  16. Noel Pazarı Geleneği
    Almanya, güçlü bir Noel pazarı geleneğine sahiptir. Nürnberg ve Dresden gibi şehirler, dünyanın en eski ve en ünlü Noel pazarlarını barındırmaktadır.

  17. Schengen Bölgesi Üyesi
    Almanya, Schengen Bölgesi'nin bir üyesidir. Bu sayede, Avrupa'da birçok ülke arasında sınırsız seyahat imkânı sağlar.

Almanya, hem tarihi hem de modern yaşamıyla büyüleyici bir ülke. Bu ilginç gerçekler, Almanya'nın zengin kültürünü ve önemli yerlerini daha yakından keşfetmenize yardımcı olabilir.

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Seyahat Severler İçin Film Önerileri: Yeni Diyarlara Yolculuk


Seyahat etmek, yeni yerler keşfetmek ve farklı kültürleri deneyimlemek, hayatımıza heyecan ve anlam katar. Ancak bazen seyahat etmek için bir fırsat bulamayabiliriz. Neyse ki, sinema dünyası bize bu arayışımızı tatmin edecek birçok ilham verici film sunuyor. İşte, sizi alıp bambaşka diyarlara götürecek ve seyahat etme arzunuzu tetikleyecek 12 harika film önerisi!

  1. Into the Wild (Vahşi Doğaya Doğru) - 2007
    Christopher McCandless’ın, konforlu hayatını terk ederek Alaska'nın vahşi doğasına doğru yaptığı yolculuğu anlatan bu film, özgürlük ve keşif arayışını derinlemesine işliyor. Gerçek bir hikayeye dayanan film, sizi doğanın kalbine doğru bir yolculuğa çıkaracak.

  2. The Motorcycle Diaries (Motorsiklet Günlükleri) - 2004
    Genç Ernesto Guevara’nın Güney Amerika’yı motorsikletle keşfe çıkışını konu alan bu film, yalnızca bir yolculuk değil, aynı zamanda kişisel dönüşümün de hikayesi. Kıta boyunca geçirdiği zaman, onu gelecekteki devrimci kimliğine hazırlayan bir deneyime dönüşüyor.

  3. Eat Pray Love (Ye, Dua Et, Sev) - 2010
    Liz Gilbert’ın hayatında bir dönüm noktasında, bir yıl boyunca dünya çapında yaptığı yolculuğu anlatan bu film, kişisel keşif, ruhsal dinginlik ve mutluluğu arayış temalarını işliyor. İtalya, Hindistan ve Endonezya’daki renkli ve ilham verici sahneler seyahat etme isteğinizi alevlendirecek.

  4. Seven Years in Tibet (Tibet'te 7 Yıl) - 1997
    Avusturyalı bir dağcı olan Heinrich Harrer’in, Tibet’teki sürgün yıllarında yaşadığı deneyimleri konu alıyor. Bu film, hem Tibet’in mistik havasını hem de insan ruhunun derinliğine inen bir yolculuğu sunuyor.

  5. Wild (Yaban) - 2014
    Cheryl Strayed’ın, kişisel kayıpları ve zorluklarla başa çıkmak için Amerika’nın en uzun yürüyüş yolu olan Pacific Crest Trail’i yürüyerek yaptığı 1,100 millik yolculuğunu anlatan bu film, keşif, direnç ve kendini yeniden bulma temasını işliyor.

  6. The Darjeeling Limited (Küs Kardeşler Limited Şirketi) - 2007
    Hindistan'da bir tren yolculuğuna çıkan üç kardeşin hikayesini anlatan bu film, bir aileyi ve kültürler arası yolculuğu derinlemesine keşfederken, aynı zamanda mizahi ve duygusal bir yolculuğa da çıkarıyor.

  7. The Secret Life of Walter Mitty (Walter Mitty'nin Gizli Yaşamı) - 2013
    Walter Mitty’nin sıradan hayatını terk edip, hayallerini gerçeğe dönüştürmeye karar verdiği bir yolculuk. Bu film, cesaretin ve hayal gücünün gücünü vurgularken, dünyayı keşfetmenin özgürlüğünü de gözler önüne seriyor.

  8. The Bucket List - 2007
    Kanser hastalığına yakalanan iki adamın, kalan hayatlarını anlamlı hale getirebilmek için gerçekleştirmeyi istedikleri hayalleri konu alan bu film, seyahatin sadece gezmek değil, aynı zamanda hayatta kalmak ve anlam aramakla ilgili olduğunu hatırlatıyor.

  9. The Kings of Summer (Yazın Kralları) - 2013
    Üç genç, yaz tatilini ormanın derinliklerinde bir kulübe kurarak geçiriyor. Bu film, özgürlük, macera ve arkadaşlık üzerine dokunaklı bir yolculuğa çıkarıyor.

  10. Leave No Trace (İz Bırakma) - 2018
    Doğayla iç içe bir yaşam süren bir baba ve kızının hikayesini anlatan bu film, insanın doğayla uyum içinde nasıl yaşayabileceğini sorguluyor. Doğaya dönüş ve sadelik arayışındaki bir yolculuk.

  11. The Way (Yol) - 2010
    Babasının ölümünden sonra, Santiago de Compostela’ya doğru yola çıkan bir adamın hikayesini izliyoruz. Bu yolculuk, sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal bir keşif yolculuğudur. İnsanların hayatları boyunca geçirdiği ‘yolculuk’ları anlatıyor.

  12. Tracks (Çöldeki İzler) - 2013
    Robyn Davidson’ın, Avustralya çöllerinde 9 ay süren bir yürüyüşe çıktığı gerçek bir hikaye. Hem zorlu bir doğa ile mücadelenin hem de içsel bir yolculuğun filmi.

Her biri farklı bir deneyim ve içsel keşif sunan bu filmler, seyahatin ve keşfin her yönüne dokunuyor. Film izlerken yeni yerler keşfetmek, yeni kültürlerle tanışmak, kendinizi yeniden bulmak için ilham alabilirsiniz. Hazır olun, bir sonraki tatil planınız bu filmlerden birinin içinde gizli olabilir!

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Dünya Su Günü: Suyun Değeri ve Tarımın Sorumluluğu

Bugün, 22 Mart Dünya Su Günü'nü kutlarken, su kaynaklarımızın geleceği konusundaki endişelerle doluyuz. Küresel ısınma, artan nüfus, yoğun tarım ve sanayi faaliyetleri ile su kaynakları üzerindeki baskı her geçen gün daha da artıyor. Dünya üzerindeki 2,2 milyar insanın temiz suya erişiminin sınırlı olduğunu düşündüğümüzde, suyun geleceğinin aslında insanlığın geleceği ile ne kadar iç içe olduğunu fark ediyoruz. Bu büyük sorumluluk, sürdürülebilir bir dünya için öncelikli olarak tarım sektörünün omuzlarında.

Su: İnsanlığın Ortak Değeri

Su, her insan için farklı anlamlar taşıyor. Evdeki bir bardak su, sağlık, hijyen ve üretkenlik demekken; bir okulda temiz suya ulaşabilmek çocuklar için saygınlık ve eğitim demek. Kültürel ve dini mekanlarda su, insanın varoluşla, toplumla ve kendiyle bağ kurmasının bir simgesi. Doğada ise su, barış, uyum ve koruma anlamına gelir. Ancak tüm bu değerlerin ötesinde su, yaşamın temel kaynağıdır. Doğru bir su yönetimi olmadan ne sağlıklı bir toplumdan ne de sürdürülebilir bir gelecekten söz etmek mümkün.

Suyun Olmazsa Olmaz Rolü: Tarımda Su Kullanımı

Dünya üzerindeki suyun %70’i tarımda kullanılıyor. Tarımsal üretim olmadan yiyecek üretmek mümkün değil, dolayısıyla tarım ve su birbiriyle koparılamaz bir bağa sahip. Üstelik gıda güvenliğini sağlamak adına tarımda kullanılan su miktarı büyük bir dikkatle yönetilmek zorunda. Bu noktada, modern sulama teknolojileri büyük bir fark yaratıyor. Damla sulama gibi su tasarrufunu maksimize eden sistemler, tek bir damlayı bile boşa harcamadan verimli sulama imkanı sunuyor.

Tarımı Dönüştüren Teknolojiler: Verimli Su Kullanımı

Tarımsal üretimde su tüketimini azaltmak için kullanılan teknolojiler suyun daha verimli kullanılmasını sağlıyor. Gelişmiş tohum teknolojileri, az miktarda su ile daha fazla verim elde edilmesine olanak tanırken; sürdürülebilir sulama sistemleri de bitkilerin tam ihtiyaç duyduğu kadar su almasını sağlıyor. Tarımda kullanılan su miktarını en aza indirgeyerek, gelecekte daha az kaynakla daha fazla üretim yapmak mümkün hale geliyor.

Suyun Alternatifi Yok!

Toprak olmadan yapılabilen topraksız tarım, robotik sistemlerle desteklenen üretim gibi gelişmeler tarımın geleceğine dair umut verse de, suyun alternatifi yok. Su olmadan üretim yapmak, yaşamı sürdürmek mümkün değil. Bu yüzden, tarımda suyun verimli kullanımına odaklanmak ve suyu korumak, insanlığın geleceği için en önemli adımlardan biri.

Su ve İnsanlığın Ortak Geleceği İçin Tarımın Sorumluluğu

Su kaynaklarının korunması yalnızca bireysel bir sorumluluk değil; aynı zamanda toplumsal bir görev. Tarım sektörünün bu konuda üstleneceği rol ise hayati. Bugün tarımda suyu daha verimli kullanan her yöntem, gelecek nesillerin sağlıklı bir dünyada yaşayabilmesine katkı sağlıyor. Hem küçük üreticilerin hem de büyük tarım işletmelerinin su tasarrufu konusunda yapabileceği değişiklikler, suyun geleceğini şekillendirecek en büyük faktörlerden biri olacak.

Bu Dünya Su Günü'nde, suyun gerçek değerini bilmek, su kaynaklarını bilinçle kullanmak ve doğayla uyumlu bir gelecek inşa etmek için bir adım daha atalım. Besler Şifa olarak, su kaynaklarının korunmasını ve sürdürülebilir tarımı destekliyoruz. Su kaynaklarımızın korunması için yapacağımız her şey, sadece bugünkü yaşamımız için değil, geleceğimiz için de büyük bir adım olacak.

Tüm okuyucularımızın Dünya Su Günü kutlu olsun! Suya değer verelim, çünkü su yaşam demektir.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Türkiye 2024'te En Çok Psikolojik Destek Aradı, Neden?

2024 yılına ait sağlık sektörü verileri, Türkiye'de en çok hangi branşlara başvurulduğunu ortaya koydu. Dijital sağlık platformu Doktor Takvimi tarafından 200 binden fazla hekim ve uzman profili incelenerek hazırlanan rapora göre, 2024 yılında en fazla psikolojik destek talep edildi.

Psikoloji İlk Sırada

Raporda, psikoloji branşı %20 oranıyla ilk sırada yer aldı. Psikolojiyi sırasıyla şu branşlar takip etti:

  • Kadın Hastalıkları ve Doğum: %12,2
  • Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları: %8,8
  • Psikiyatri: %8
  • Diş Hekimliği: %5,1
  • Dermatoloji: %5,1
  • Diyetisyenlik: %4,9
  • Kulak Burun Boğaz: %3,8
  • Ortopedi ve Travmatoloji: %2,3
  • Üroloji: %2,2

Doktor Takvimi platformu üzerinden 2024 yılında toplamda 408 bin randevu alındı. Platform, yılda 80 milyon ziyaretçi sayısına ulaşarak Türkiye'nin en büyük online sağlık hizmeti sağlayıcılarından biri olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Eskişehir Zirvede

Nüfusa oranla en fazla randevu alınan şehirler sırasıyla Eskişehir, Kocaeli ve Denizli oldu. Eskişehir'in birinci sırada yer almasının, genç nüfusun yoğunluğu ve dijital platformlara olan yatkınlıkla bağlantılı olduğu belirtildi. Buna karşın, Muş, Bitlis ve Kilis gibi illerde sistem üzerinden hiç randevu alınmadı. Araştırmacılar, bu durumun söz konusu illerde özel hastane sayısının azlığıyla ilişkili olduğunu ifade etti.

Psikolojik Desteğe Talep Artışı

Doktor Takvimi Türkiye Ülke Müdürü Hakan Türkoğlu, psikolojiye olan yoğun talebin ülkenin devam eden stresli ve sıkıntılı süreçlerinden kaynaklandığını belirtti. Türkoğlu, "2024 yılında psikoloji, 2023'te olduğu gibi en çok randevu alınan branş oldu. Bu, toplumun ruh sağlığına yönelik ihtiyaçlarının devam ettiğini gösteriyor. Ayrıca, çocuk sağlığı branşının bu yıl ilk beşte yer alması, çocuk hastalıklarındaki artışla bağlantılı olabilir. Platformumuzun ziyaretçi sayısının 73 milyondan 80 milyona yükselmesi ise başarımızın en büyük göstergesidir," dedi.

Besler Şifa olarak bitkisel kozmetik ve doğal yaşam ürünleri olarak sıkıntı ve strese çözümlerimize bakalım. 50 den fazla ürünümüzle hizmetinizdeyiz.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Sosyal Medya ile Tanışma Yaşı: 13 mü, 16 mı?

Sosyal Medya ile Tanışma Yaşı: 13 mü, 16 mı?

Sosyal medya ve akıllı telefonlar hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelirken, bu teknolojilerin çocuklar üzerindeki etkileri de giderek daha fazla tartışılıyor. Çocukların dijital dünyaya ne zaman adım atması gerektiği konusu, aileler, uzmanlar ve hükümetler için kritik bir soru.

Avustralya’nın 16 yaşından küçükler için sosyal medya yasağı getirmesi, bu konuda atılan en radikal adımlardan biri. Türkiye’de de benzer bir düzenleme için çalışmalar sürerken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, çocukların sosyal medya kullanımına yönelik modeller geliştirmek üzere bir komisyon kurdu.

Peki, sosyal medya ile tanışma yaşı kaç olmalı?


Uzmanlar Ne Diyor?

Uzmanlar, sosyal medyanın çocuklar ve ergenler üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Koç Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Doç. Dr. Herdem Aslan Genç, sosyal medyanın yoğun kullanımının ergenlerde kaygı, depresyon, yeme bozuklukları ve uyku problemlerine yol açtığını belirtiyor. Ayrıca, dijital zorbalık, manipülasyon ve siber suçlar gibi risklere de daha açık hale geldiklerini vurguluyor.

Türk Psikologlar Derneği’nden Ecem Demirtürk ise sosyal medya ile tanışma yaşının gelişimsel ihtiyaçlara ve dijital beceri düzeylerine uygun olarak belirlenmesi gerektiğini söylüyor. 13 yaş altındaki çocukların sosyal medya kullanımının önerilmediğini ifade ediyor.


Dünyadan Örnekler

Dünyanın farklı ülkelerinde sosyal medya kullanımı için yaş sınırları şu şekilde düzenlenmiş durumda:

  • Norveç: Yaş sınırını 13’ten 15’e çıkarma önerisi var.
  • AB Ülkeleri: 16 yaş altındaki çocukların kişisel verilerinin işlenmesi için ebeveyn onayı gerekiyor; ancak üye ülkeler bu sınırı 13’e düşürebiliyor.
  • Fransa: 15 yaş altındakilerin sosyal medya hesabı oluşturması için ebeveyn izni şartı getiren yasa çıkarıldı.
  • Almanya: 13-16 yaş arasındaki çocuklar ebeveyn izni ile sosyal medya kullanabiliyor.
  • İtalya: 14 yaş altındakiler için ebeveyn izni gerekiyor, okullarda akıllı telefon kullanımı yasaklandı.
  • İrlanda: 16 yaş altına akıllı telefon yasağı tartışılıyor.
  • Yunanistan: Öğrenciler okullarda telefonlarını çantalarından çıkaramıyor.

Besler Şifa’dan Öneriler

Doğal yaşamın bir parçası olarak, çocukların teknolojiyle dengeli bir ilişki kurmalarını desteklemek çok önemli. Çocukların erken yaşta dijital dünyaya adım atmaları, fiziksel ve ruhsal sağlıkları üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.

Bizler, Besler Şifa olarak, çocukların doğayla daha fazla zaman geçirmesini, ekranlardan uzaklaşıp gerçek hayatla bağ kurmalarını öneriyoruz. Ebeveynlere, çocuklarıyla birlikte açık hava etkinlikleri düzenlemelerini, doğal yaşamı keşfetmelerini ve ekran başında geçirilen zamanı sınırlamalarını tavsiye ediyoruz.

Sosyal medya ile tanışma yaşı konusunda karar verirken, her çocuğun bireysel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmak ve onlara sağlıklı bir dijital deneyim sunmak için rehberlik etmek önemlidir.

Doğanın ve sağlıklı yaşamın gücüyle, çocuklarımız için daha dengeli bir gelecek inşa edebiliriz. 🌿

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Yaşlandıkça Azalan Kanser Riski: Yeni Araştırmalar Ne Anlatıyor?

Kanser, genellikle yaşlanma ile ilişkilendirilen bir sağlık sorunu olarak bilinir. Ancak Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi'nde (MSK) yapılan yeni bir araştırma, yaşlılığın kanserden koruyucu bir etkisi olabileceğini ortaya koyuyor. Bu bulgular, yaş gruplarına özel tedavi stratejilerinin geliştirilmesine ışık tutuyor.

Yaş ve Kanser: Çift Taraflı Bir Kılıç

Yaş, kanser riskinin artmasında en önemli faktörlerden biri olarak kabul edilir. Bunun nedeni, yıllar boyunca hücrelerde biriken genetik mutasyonların kanser gelişimini tetiklemesidir. Ancak bu yeni çalışma, ileri yaşın, hücrelerin yenilenme kapasitesini kaybetmesi nedeniyle kanser riskini düşürebileceğini gösteriyor.

Araştırmanın baş yazarı Dr. Xueqian Zhuang, yaşlılıkla birlikte hücrelerin yenilenme kapasitesini kaybettiğini ve bu durumun kontrolsüz hücre büyümesini sınırlayarak kanser oluşumunu engellediğini belirtiyor.

Demir Metabolizması ve Kanser İlişkisi

Çalışma, farelerde akciğer adenokarsinomu (yaygın bir akciğer kanseri türü) modelinde yapıldı. Araştırmacılar, yaşlı farelerin hücrelerinde NUPR1 adlı bir proteinin daha fazla üretildiğini keşfetti. Bu protein, hücrelerin demir eksikliği yaşıyormuş gibi davranmasına neden oluyor. İlginç bir şekilde, bu etki, hücrelerin yenilenme kapasitesini sınırlayarak kanser riskini azaltıyor.

Dr. Zhuang, yaşlı hücrelerin aslında daha fazla demir içerdiğini, ancak bunun biyolojik olarak kullanılamadığını belirtiyor. Araştırmacılar, bu durumu tersine çevirmek için yaşlı farelere ek demir verdiklerinde, hücrelerin yenilenme kapasitesinin geri döndüğünü gözlemlediler. Ancak bu durum, aynı zamanda kanser riskini de artırdı.

Yaş Grubuna Göre Tedavi Stratejileri

Araştırma, yaşlanmayla birlikte hücre biyolojisinin değiştiğini ve bu değişimin tedavilere duyarlılığı etkilediğini vurguluyor. Özellikle demir metabolizmasını hedef alan tedavilerin genç hastalarda daha etkili olabileceği, ancak yaşlı hastalarda aynı sonuçları vermeyebileceği belirtiliyor.

Erken Müdahalenin Önemi

Dr. Tuomas Tammela, kanserin genç yaşta ortaya çıkmasının daha tehlikeli olduğunu ve bu nedenle gençlerin sigara içmek, bronzlaşmak gibi kanserojen alışkanlıklardan korunmasının hayati önem taşıdığını belirtiyor.

Araştırmanın Gelecekteki Yansımaları

Bu bulgular, kanser tedavisinde yaşa özel yaklaşımların geliştirilmesi gerektiğini gösteriyor. Ayrıca, yaşlanmanın biyolojik etkilerini anlamak, hem kanser tedavisinde hem de yaşlanma ile ilgili diğer sağlık sorunlarında yeni stratejiler oluşturulmasına yardımcı olabilir.

Kanserle ilgili yeni bilgiler ve araştırmalar, tedavi yöntemlerini daha etkili hale getirmek ve yaşam kalitesini artırmak için umut verici bir yol sunuyor.

Makale https://www.mskcc.org/news/cancer-risk-declines-in-old-age-new-msk-research-helps-explain-why?utm_source=substack&utm_medium=email



.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Akdeniz'in Beş Köşesi

Bu yerler, doğal güzellikleri, zengin kültürel mirasları ve tarihi değerleri ile dikkat çeken çeşitli bölgeleri temsil ediyor. Akdeniz, Türkiye'nin güney sahilinde yer alan bu bölge, sıcak iklimi, güzel plajları ve tarihi kalıntıları ile ünlüdür. Ayrıca, Akdeniz mutfağı ve çeşitli tatlarıyla da bilinir. İşte her birinin kısa bir özeti:

  1. İberya- Kastilya: İspanya'nın merkezi bir bölgesi olan Kastilya, tarihi kalıntılar, muhteşem şatolar ve büyüleyici kasabaları ile tanınır. Bölge, hem tarihi hem de kültürel zenginlikleri ile öne çıkar. İber Yarımadası, İspanya ve Portekiz'in bulunduğu alanı kapsar. Bu bölge, tarihi, kültürel ve coğrafi zenginlikleri ile dikkat çeker. Farklı etnik grupların etkisiyle zengin bir kültürel mirasa sahiptir.
  2. Levant Bölgesi; Akdeniz'in doğu sahillerinde bulunan geniş bir araziyi tanımlamak için kullanılan, sınırları kesin olmayan, coğrafî, tarihî ve kültürel bir adlandırmadır. Kızıldeniz'den İskenderum körfezine, Lübnan dağı, Amanoslar gibi zengin bir biyoçeşitlilik ve yaşam öyküleri yer alır. Suriye Palmira ve Busra; Lubnan Baabek; Ürdün Petra Antik kentlerini ziyaret edilebilir.. Ne kadar kaldıysa...
  3. Yunan Adaları: Ege Denizi'nde yer alan bu adalar, tarihi kalıntıları, güzel plajları ve benzersiz mimarileri ile ünlüdür. Santorini, Mykonos, Rodos gibi adalar, tatil için popüler destinasyonlardır.
  4. Nil Havzası: Dünyanın en uzun nehri olan Nil, Mısır ve Sudan'ı geçerek birçok önemli tarihi bölgeyi kapsar. Nil Havzası, tarihi kalıntıları, tarımsal zenginlikleri ve benzersiz kültürü ile dikkat çeker.
  5. Teke Yöresi- Toroslar: Antalya ve çevresinde bulunan bu bölge, tarihi kalıntıları, doğal güzellikleri ve geleneksel yaşam tarzı ile bilinir. Özellikle eski yerleşim yerleri ve antik kalıntılar ile zengindir. Toroslar, Türkiye'nin güneyinde yer alan bu dağ sırası, doğal güzellikleri, biyolojik çeşitliliği ve tarihi yerleri ile tanınır. Yürüyüş, dağcılık gibi açık hava etkinlikleri için popüler bir bölgedir.

Bu bölgelerin her biri, gezginlere farklı deneyimler sunmakta ve keşfedilmeyi bekleyen birçok güzellik barındırmaktadır.

Akdenizle ilgilli detaylı ziyaret ve gezi programını paylaşacağız.

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Çeşitlendirmenin Önemi

Günümüz tarımsal gıda sistemleri, sürdürülebilir olmaktan uzak ve mevcut yapılarıyla insanlığa yeterince hizmet etmiyor. Oysa ki, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşmak için bu sistemlerin dönüştürülmesi şart. Tarımsal gıda sistemleri, yalnızca insanları ve gezegeni beslemekle kalmamalı, aynı zamanda adil geçim kaynaklarını desteklemeli ve dayanıklı ekosistemler inşa etmelidir.

Ne yazık ki, 2021 yılında 53 ülke veya bölgede yaklaşık 193 milyon insan kriz seviyesinde ya da daha vahim boyutlarda gıda güvensizliği yaşadı. Bu, 2020’ye kıyasla 40 milyon kişilik bir artış anlamına geliyor. Üstelik dünya genelinde üç milyar insan sağlıklı beslenmeye erişemiyor; milyonlarca çocuk yetersiz beslenme ile mücadele ederken, obezite oranları da hızla yükseliyor.

Bugün, dünya çapında krizler iç içe geçmiş durumda. Ukrayna’daki savaş, ekonomik durgunluk ve COVID-19’un etkileri, milyonlarca insanı yoksulluğa ve açlığa sürüklüyor. Küçük üreticiler, kadınlar, gençler ve Yerel Halklar, gelir eşitsizliği ve sınırlı erişim nedeniyle en kırılgan gruplar arasında yer alıyor. Gıda güvenliği giderek daha büyük bir sorun haline geliyor.

Artık herkes için uygun fiyatlı, besleyici ve sağlıklı bir beslenme sistemine geçiş hiç olmadığı kadar önemli. Bunu başarmak için tarımsal gıda sistemlerinde acil ve köklü bir dönüşüme ihtiyaç var. Bu dönüşümün temelinde ise çeşitlilik yatıyor.

  • Gıda üretiminde çeşitlilik, verimi artırır, iklim değişikliğine karşı dayanıklılığı güçlendirir, hastalık ve zararlılara karşı direnci artırır, ekolojik performansı iyileştirir ve biyolojik çeşitliliği korur.
  • Hane halkı düzeyinde gelir kaynaklarının çeşitlendirilmesi, ekonomik şoklara karşı tampon görevi görerek bireylerin refahını artırır.
  • Pazar ve ticarette çeşitlilik, gıda tedarikinin güvence altına alınmasını sağlar.
  • Gıda tedarik zincirinde çeşitlilik, krizlere karşı daha güçlü bir sistem oluşturur.
  • Beslenmede çeşitlilik, sağlıklı ve dengeli bir diyetin temelidir.

Tarımsal gıda sistemlerinde çeşitlendirme, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmenin anahtarıdır. Ancak, üretimde çeşitliliği artırırken sistemin diğer bileşenleriyle olan etkileşimleri de göz önünde bulundurmak gerekir. Bu dönüşüm, bütüncül bir yaklaşımla ele alındığında gerçek anlamda etkili olacaktır.

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 

Doğanın Şifalı Dokunuşları: Doğada ve Balkonlarımızda Yetişen Şifalı Bitkiler

İlkbaharın gelişiyle doğada şifa dolu bitkiler yeşermeye başlıyor. Ballıbabalar ve karahindibalar doğaya ilk renklerini katarken, baharın ilerleyen dönemlerinde papatyalar ve gelincikler bu şölene katılacak. Yaz geldiğinde ise doğa sarı kantaron, adaçayı ve kekik gibi bitkilerle adeta doğanın iyileştirici enerjisini sergileyecek. Doğanın bu harika döngüsünde, balkonlarınızda bile yetiştirebileceğiniz şifalı bitkilerle sağlık ve güzellik dolu bir yaşam mümkün.

Balkonlarınızda Yetiştirebileceğiniz Şifalı Bitkiler

Ev ortamında da sağlıklı yaşamı destekleyecek bitkiler yetiştirmek hiç de zor değil. İşte balkonlarınızda kolayca yetiştirebileceğiniz birkaç şifalı bitki önerisi:

  • Sinir Otu: Soğuk algınlığı ve solunum yolları sorunları için destekleyici bir bitkidir. Balkonunuzda rahatlıkla yetiştirebilirsiniz.
  • Ekinezya: Bağışıklık sistemini güçlendirmesiyle bilinen ekinezya, özellikle soğuk kış aylarına hazırlık için harika bir tercih.
  • İzmir Kekiği: Güçlü aroması ve antibakteriyel özellikleriyle mutfakta da sağlık için kullanılabilir.
  • Tıbbi Papatya: Sakinleştirici etkisiyle bilinen tıbbi papatya, çay olarak tüketildiğinde rahatlatıcı etkiler sunar.
  • Aloe Vera: Cilt yenileyici özellikleriyle tanınan aloe vera, doğal kozmetik ürünlerinizde de kullanabileceğiniz harika bir bitkidir.
  • Itır: Ferah kokusu ile balkonunuza canlılık katar ve bazı böcekleri uzaklaştırır.
  • Mercanköşk: Sindirim sistemini destekleyen mercanköşk, aynı zamanda harika bir doğal baharattır.
  • Aynısafa: Cilt sağlığı için güçlü etkileriyle bilinen aynısafa, doğal merhemlerin en popüler bileşenlerindendir.

Bu bitkilerle balkonunuzda adeta küçük bir şifa bahçesi kurabilirsiniz. Taze, doğal ve sağlıklı bir yaşam için hem kendinize hem de doğaya katkı sağlayabilirsiniz.

Mersin Bitkisi ve Koruyucu Özellikleri

Mersin bitkisi, içerdiği cineol etken maddesi ile son dönemde dikkat çekmektedir. Özellikle solunum yolu enfeksiyonlarına karşı destekleyici etkileriyle bilinen mersin, doğal yaşamı destekleyen şifa dolu bir bitkidir. Yapılan araştırmalarda, bu bitkinin bağışıklık sistemi için faydalı olduğu tespit edilmiş ve özellikle koruyucu etkileri sebebiyle kullanımı artmıştır.

Şifalı Bitkileri Kullanma Yöntemleri: Maserasyon, Demleme ve Kaynatma

Doğal bitkilerin faydalı bileşenlerinden yararlanmanın birkaç temel yöntemi bulunmaktadır:

  • Maserasyon: Bitkinin yağ içinde bekletilmesiyle yapılan bu yöntem, etken maddelerin yavaş yavaş ortaya çıkmasını sağlar. Özellikle cilt sağlığına yönelik doğal yağlar elde etmek için kullanılır.
  • Demleme (İnfizyon): Soğuk veya sıcak demleme yöntemi, bitkilerin etken maddelerini koruyarak çay gibi tüketim şeklinde sağlıklı içecekler hazırlamak için uygundur.
  • Kaynatma: Kök gibi sert bitki kısımlarında kullanılır ve etken maddelerin suya geçmesi sağlanır.

Bu yöntemlerle, bitkilerin etken maddelerinden en verimli şekilde faydalanmak mümkündür. Evde hazırlanan çaylardan cilt bakım ürünlerine kadar birçok doğal çözüm elde edebilirsiniz.

Doğada ve Evde Bitki Yetiştirmenin Önemi

Doğada karşımıza çıkan hayıt, kocayemiş ve meyan kökü gibi bitkiler de son dönemde sağlığa olan faydalarıyla ön plana çıkıyor. Bu bitkiler, doğanın bize sunduğu doğal destek kaynaklarıdır. Besler Şifa olarak, doğanın gücünü ve şifasını evlerimize taşıyarak, sağlıklı yaşamı teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Doğada yeşeren bu şifa dolu bitkilerle hem kendi sağlığınızı destekleyebilir hem de doğal yaşamın bir parçası olabilirsiniz.

Doğal ürünler, sağlıklı yaşam ve doğanın iyileştirici gücü için doğanın izini süren şifalı bitkilerle tanışmak için doğaya daha yakın olabilir ve balkonlarınızda minik şifa bahçeleri oluşturabilirsiniz.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Şifa Yolu Güdül'de Festival ve şenlikler

Güdül Doğal Ürünler Pazarı; 

Ankara'nın Güdül ilçesinde yer alan bir açık hava pazarıdır ve yöresel doğal ürünlerin satıldığı bir yerdir. Bu pazarda, Güdül ve çevresinde yetiştirilen sebze, meyve, bakliyat, süt ürünleri, yöresel peynirler, bal ve diğer doğal ürünler satılmaktadır.

Pazar, her hafta cumartesi günleri kurulmaktadır. Güdül halkı ve çevre ilçelerden gelen vatandaşlar, doğal ürünlerini satmak ve satın almak için pazar alanında buluşmaktadır. Güdül Doğal Ürünler Pazarı, hem yöresel lezzetleri tatmak hem de doğal ürünlerin sağlık avantajlarından yararlanmak isteyen ziyaretçiler için ideal bir seçenektir.

Güdül Ankara Keçisi Festivali; 

Güdül Ankara Keçisi Festivali, Ankara'nın Güdül ilçesinde her yıl düzenlenen bir festivaldir ve Güdül'ün yerel keçi ırkı olan Ankara keçisinin tanıtımı ve korunması amaçlanmaktadır. Festival, genellikle Mayıs ayında yapılır ve çevre illerden ve ülkelerden de ziyaretçiler çekmektedir.

Festival kapsamında, Ankara keçileri sergilenir ve keçi yarışmaları düzenlenir. Ayrıca, yöresel lezzetlerin sunulduğu pazarlar, yerel sanatçıların konserleri, geleneksel oyunlar, el sanatları ve halk dansları gösterileri de festivalin parçasıdır.

Güdül Ankara Keçisi Festivali, Güdül halkının yanı sıra Ankara keçisi ırkının korunmasına ve tanıtımına katkıda bulunarak, bölge turizmine de olumlu etkiler sağlamaktadır.

Güdül Üzüm Festivali;

Ankara'nın Güdül ilçesinde her yıl geleneksel olarak düzenlenen bir festivaldir ve Güdül'ün üzüm bağlarının ve yöresel üzüm çeşitlerinin tanıtımı ve kutlaması amaçlanmaktadır. Festival, genellikle Eylül ayının son haftasında yapılır.

Festival kapsamında, Güdül ve çevresinde yetişen üzüm bağları gezilebilir ve yerel üzüm çeşitleri tadılabilir. Ayrıca, üzüm hasadı, şarap yapımı, üzüm kesme, sergiler, konserler ve geleneksel oyunlar da festivalin parçasıdır. Festival ayrıca, çevre illerden ve yurt dışından ziyaretçileri de çekmektedir.

Güdül Üzüm Festivali, Güdül'ün zengin üzüm kültürünü kutlayarak, bölge turizmine katkıda bulunmaktadır. Ayrıca, yerel üzüm çeşitlerinin korunması ve tanıtımına da katkı sağlamaktadır.

Güdülü Kiraz Festivali;

Ankara'nın Güdül ilçesinde her yıl Haziran ayında düzenlenen bir festivaldir ve Güdül'ün kiraz hasadını kutlamak amacıyla yapılmaktadır. Festival, Güdül'ün kiraz yetiştiriciliğiyle ünlenmesine ve yöresel kiraz çeşitlerinin tanıtımına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

Festival kapsamında, yöre halkı tarafından yetiştirilen kirazların sergisi yapılır ve kiraz yarışmaları düzenlenir. Ayrıca, konserler, sergiler, geleneksel oyunlar ve çeşitli yarışmalar da festivalin parçasıdır. Ziyaretçiler, yöresel lezzetlerin tadına bakabilir ve kiraz satın alabilirler.

Güdülü Kiraz Festivali, Güdül'ün ekonomisine katkıda bulunurken, aynı zamanda Güdül halkı ve ziyaretçiler için eğlenceli bir etkinlik sunmaktadır. Kiraz hasadı ve üretimi, Güdül ve çevre köylerde önemli bir geçim kaynağı olduğundan, festival aynı zamanda yöre halkının emeklerini kutlamak için de bir fırsat olarak görülmektedir.

Güdül Sorgun Yayla Şenlikleri;

Ankara'nın Güdül ilçesi ve Sorgun Köyü'nde her yıl düzenlenen bir etkinliktir. Festival genellikle Temmuz ayının son haftası veya Ağustos ayının ilk haftasında gerçekleştirilir.

Sorgun Köyü, Güdül'ün yaklaşık 20 km güneyinde yer alan bir köydür ve doğal güzellikleri ile ünlü bir yayla bölgesidir. Festival, bölgenin doğal güzelliklerini ve yöresel kültürünü kutlamayı amaçlamaktadır.

Festival kapsamında, yöresel halk oyunları, müzik ve konserler, yöresel yemekler, el sanatları ve geleneksel oyunlar gibi etkinlikler düzenlenir. Ayrıca, bölgede bulunan doğal güzellikleri keşfetmek için doğa yürüyüşleri, trekking ve bisiklet turları gibi doğa etkinlikleri de yapılmaktadır.

Güdül Sorgun Yayla Şenlikleri, bölge halkı ve ziyaretçiler için keyifli bir etkinlik sunarken, bölgenin doğal ve kültürel değerlerine de dikkat çekmektedir. Yayla şenlikleri, bölge turizmine de katkıda bulunmaktadır.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Nüfusun Yaşlanması: Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşamın Rolü

İnsanlığın karşı karşıya olduğu en önemli ancak en az konuşulan küresel sorunlardan biri, nüfusun yaşlanmasıdır. Bununla birlikte doğurganlığın azalması da bu tabloyu tamamlayan önemli bir faktördür. Singapur Ulusal Üniversitesi ve ABD Columbia Üniversitesi’nin 143 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı bir araştırma, bu konunun boyutlarını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.

1950 yılında yüksek gelirli bir ülkede doğan bir bebeğin 90 yaşını görme ihtimali yalnızca %4,8 iken, bugün bu oran %26,7’ye ulaşmış durumda. Dahası, 2060 yılı itibarıyla bu oranın %50’ye varması bekleniyor. Ancak bu uzun yaşam süresi, beraberinde bir sorun getiriyor: Yüksek gelir grubundaki ülkeler daha uzun yaşamakla birlikte, bu sürenin önemli bir kısmını “sağlıksız” şekilde geçiriyor.

Peki, yaşlanan nüfusun daha sağlıklı bir yaşam sürmesi için neler yapılabilir? İşte burada bitkisel kozmetik ve doğal yaşam prensipleri devreye giriyor.

Doğal Yaşam ve Sağlıklı Yaşlanma

  1. Cilt Sağlığı için Bitkisel Çözümler:
    Yaşlanma sürecinde cilt elastikiyetini kaybeder ve kırışıklıklar artar. Kimyasal içerikli ürünler cildi geçici olarak desteklese de uzun vadede zarar verebilir. Bunun yerine, argan yağı, iğde çekirdeği yağı ve propolis özleri gibi doğal içeriklerle zenginleştirilmiş bitkisel kozmetik ürünleri, cildin doğal yenilenme sürecini destekler.

  2. Antioksidanlarla Yaşlanmayı Yavaşlatın:
    Antioksidanlar, serbest radikallerle savaşarak hücre yaşlanmasını yavaşlatır. Yeşil çay özleri, üzüm çekirdeği yağı ve nar ekstresi gibi bitkisel içerikler, hem cilt hem de genel sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratır.

  3. Doğal Beslenme ve Bağışıklık Destekleyiciler:
    Uzun yaşam süresince sağlıklı kalmanın temeli, dengeli bir beslenme ve güçlü bir bağışıklık sistemidir. Zerdeçal, zencefil, spirulina gibi doğal takviyeler, bağışıklık sistemini desteklerken, yaşlanma sürecinde enerjik kalmaya yardımcı olabilir.

  4. Stresi Azaltan Aromaterapi:
    Uzun yaşamın bir diğer önemli boyutu, ruh sağlığını korumaktır. Lavanta, melisa ve paçuli yağı gibi esansiyel yağlarla yapılan aromaterapi uygulamaları, stresi azaltır, uyku kalitesini artırır ve genel yaşam kalitesini yükseltir.

  5. Doğal Yaşam Alanları ve Fiziksel Aktivite:
    Yaşlanma sürecinde fiziksel aktiviteyi artırmak, sağlıklı kalmanın en etkili yollarından biridir. Doğayla iç içe yaşam alanlarında yapılan hafif yürüyüşler, hem bedensel hem de zihinsel sağlığı destekler.

Sonuç: Sağlıklı ve Uzun Bir Yaşam için Doğal Çözümler

Yaşlanma kaçınılmaz bir süreçtir, ancak bu süreci daha sağlıklı ve kaliteli bir şekilde geçirmek elimizdedir. Doğal kozmetik ürünleri, bitkisel takviyeler ve doğayla uyumlu bir yaşam tarzı, uzun yaşamın sadece bir sayıdan ibaret olmasını önler; aynı zamanda sağlıklı ve mutlu bir yaşamı mümkün kılar.

Unutmayalım: Uzun bir ömrün değeri, sağlıklı geçirilen yıllarla ölçülür. 🌿

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.




© beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.