Ad

kozmetik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kozmetik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Küçükköy ve Sürdürülebilir Turizm

Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı olan Küçükköy, tarih boyunca birçok farklı kültüre ev sahipliği yapmış, köklü bir geçmişe sahip bir yerleşim yeridir. 15. yüzyıla kadar uzanan tarihi, Boşnak, Rum ve Selanik göçmenlerinin etkisiyle zenginleşmiş ve kültürel çeşitliliği korunmuştur. Özellikle Boşnak kültürünün hâkim olduğu bu köy, kırsal yaşamın doğal ve tarihi miras ile birleştiği önemli bir destinasyon haline gelmiştir.

Besler Şifa olarak, doğal yaşam ve sürdürülebilirlik felsefemizi temel alan Güdül ekoköy girişimimizde, bu kırsal mirası korumak ve kırsal turizmi geliştirmek büyük bir önem taşımaktadır. Bu açıdan bakıldığında bizim projemize örnek olan Küçükköy’de, geleneksel Rum evleri restore edilerek sanat atölyelerine dönüştürülmüş ve köy, aynı zamanda bir sanat merkezi kimliği kazanmıştır. Bu yapıların korunması, sürdürülebilirlik çerçevesinde hem tarihî mirası koruma hem de yeni bir turizm destinasyonu yaratma fırsatı sunmaktadır. Bu dönüşüm, yerel halkın ekonomik kazancını artırırken, bölgeyi ziyaret eden turistlere de doğal ve kültürel değerlerle iç içe bir deneyim yaşama imkânı sağlamaktadır.

Sürdürülebilirlik ve Ekoköy Vizyonumuz

Besler Şifa ekoköy girişimi, sadece doğaya uygun bir yaşam tarzını benimsemekle kalmayıp, sürdürülebilir destinasyonların oluşturulmasında da stratejik bir rol oynamayı hedeflemektedir. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Sabancı Üniversitesi iş birliğinde uygulanan “Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi” modeli ile Küçükköy’de sürdürülebilir enerji ve turizm faaliyetleri teşvik edilmektedir. Bu model, ekoköyümüzün temel taşı olarak kabul ettiğimiz çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik ilkelerini yansıtmaktadır.

Küçükköy, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü tarafından belirlenen “En İyi Turizm Köyü” ağına katılma yolunda güçlü bir adaydır. Bu sürece katkı sağlamak amacıyla, Besler Şifa ekoköy girişimi olarak biz de sürdürülebilir yaşam ilkelerini uyguluyor, kırsal mirasın korunması, yerel ekonominin canlandırılması ve doğal kaynakların verimli kullanımı için çalışmalar yapıyoruz.

Maker Hareketi ve Sürdürülebilir Destinasyonlar

Sürdürülebilir turizmi teşvik eden yaklaşımlar arasında yer alan maker hareketi, bizim için önemli bir ilham kaynağıdır. Maker hareketi, bireylerin yaratıcı ürünler geliştirip paylaşarak toplulukları güçlendirdiği bir harekettir. Besler Şifa olarak bu hareketin doğal bir uzantısı olan sürdürülebilir tarım, el sanatları ve doğal ürün üretimi gibi alanlarda faaliyet gösteriyoruz. Bu yaklaşımla, hem yerel ekonomileri canlandırmak hem de toplulukların refahını artırmak için doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını ön planda tutuyoruz. Turizm faaliyetlerinin olumsuz etkilerini minimize ederken, çevresel, kültürel ve doğal değerlerin korunmasına yönelik çalışmalarımızla Küçükköy’ü bir sürdürülebilir yaşam merkezi haline getirmek için çaba sarf ediyoruz.

Küçükköy’de oluşturulacak sürdürülebilir destinasyon anlayışına katkı sunarken, kırsal turizmin ekonomik ve çevresel açıdan değerli bir bileşeni olarak geleceğe dair umut verici bir model sunmaktadır. 

Besler Şifa girişimi olan ekoköy evimizde doğal ve geleneksel yaşamı modern dünyanın sürdürülebilirlik ilkeleriyle harmanlayarak, yerel halkla birlikte büyüyen, gelişen ve doğaya saygı duyan bir yaşam alanı kurmayı hedefliyoruz.


Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 

"Bana Arkadaşını Söyle, Sana Sağlığını Söyleyeyim"

Çevremizdeki insanların, sağlığımız üzerinde düşündüğümüzden çok daha büyük bir etkisi olabilir. New Scientist dergisinde yer alan araştırmalara göre, çevremizdeki insanlarla olan ilişkilerimiz, hem zihinsel hem de fiziksel sağlığımızı şekillendiriyor. Bazen yüzümüze gülüp arkamızdan iş çeviren dostlarımız, ömrümüzü kısaltabilir.

İlişkileriniz Sağlığınızla Ne Kadar İlgili?

Uzun yıllar boyunca yapılan araştırmalar, daha geniş ve güçlü sosyal ağlara sahip bireylerin, daha uzun yaşama eğiliminde olduğunu ve daha az hastalık riski taşıdığını göstermektedir. Ancak, sadece çok sayıda arkadaş ve tanıdık, sağlığınızın güvencesi değildir. Sosyal bağlantıların en büyük faydası, duygusal destek ve güven hissiyle gelir. Başkalarına güvendiğinizde, yaşam stresleri daha kolay aşılır ve genel sağlık durumunuz iyileşir.

Ancak, her ilişki bu şekilde destekleyici olmayabilir. Bazen çevremizdeki insanlar, bizleri yalnızca zor durumda bırakmakla kalmaz, aynı zamanda sağlığımızı da olumsuz etkileyebilir. Kimi zaman, sevgi-nefret ilişkileri zihinsel ve duygusal sağlığımızı bozar, hatta erken yaşlanmamıza neden olabilir.

Sosyal Bağlantılarınızın Sağlığınıza Etkisini Ölçün

Utah’taki Brigham Young Üniversitesi’nden Julianne Holt-Lunstad ve meslektaşları, bu ilişkilerin sağlığımıza etkisini anlamak için basit bir ölçüm aracı geliştirdiler. Sosyal ağınızdan birkaç kişi seçin ve aşağıdaki iki soruyu 1 (hiç değil) ile 6 (çok fazla) arasında bir ölçekle değerlendirin:

  1. Tavsiyeye, anlayışa veya bir iyiliğe ihtiyaç duyduğunuzda, bu bağlantınız ne kadar yardımcı oluyor?
  2. Bu bağlantınız sizi ne kadar üzüyor?

İlişkilerinizi Kategorize Edin

  • Kayıtsız İlişkiler (1 puan her iki soruda da): Ne iyi ne de kötü olan, pasif arkadaşlıklar. Bu tür kişilerle ilişkiniz genellikle nötrdür ve yaşamınızı olumlu ya da olumsuz etkilemezler.
  • Destekleyici Bağlantılar (Yüksek puan birinci soruda, düşük puan ikinci soruda): Bu kişiler, zor zamanlarınızda yanınızda olan, size yardımcı olan kişilerdir. Sağlık ve ruh hali üzerinde olumlu etkileri vardır.
  • Zarar Verici Bağlantılar (Düşük puan birinci soruda, yüksek puan ikinci soruda): Bu tür kişiler, sürekli bir tehdit ve stres kaynağı olabilir. İletişimden kaçınılması gereken, olumsuz duygusal etkiler yaratan ilişkilerdir.
  • Kararsız Bağlantılar (2 veya daha fazla puan her iki soruda): Bu kişiler, bazen cömert ve yardımsever olabilirken, bazen de kıskanabilir ve saldırgan olabilirler. Onlarla düzenli etkileşimde bulunmak, kalp sağlığınıza ve vücudunuzdaki iltihaplanma seviyelerine zarar verebilir. Uzun vadede, bu tür kişilerle geçirilen zamanın ölüm riskini artırdığına dair kanıtlar bulunmaktadır.
  • Hem İyi Hem Kötü Bağlantılar: Bu kişiler, hem pozitif hem de olumsuz etkiler yaratabilir. Arada sırada destek olsalar da, zaman zaman sağlığınıza zarar verebilirler.

Sosyal İlişkiler ve Sağlık

Çevremizdeki insanlarla olan ilişkilerimizin doğrudan sağlığımızı etkileyebileceğini unutmamalıyız. Destekleyici ve sağlıklı ilişkiler, ruh halimizi iyileştirirken, olumsuz ve stresli ilişkiler ise kalp hastalıkları ve diğer sağlık sorunlarını tetikleyebilir.

Besler Şifa- Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam olarak, yaşam tarzı değişikliklerinin önemini vurguluyor ve sağlıklı bir yaşam sürmeniz için doğru ürün ve tavsiyelerle yanınızda olmaktan mutluluk duyuyoruz. Unutmayın, sağlığınızı korumak yalnızca fiziksel bakım değil, aynı zamanda çevrenizdeki insanlarla olan ilişkinizle de bağlantılıdır. Duygusal sağlığınızı koruyarak, tüm yaşam alanlarınızda dengeyi yakalayabilirsiniz. 🌿

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Geven: Bozkırın Dikenli Şifası

Geven, Anadolu’nun kadim bitkilerinden biridir. Gövdesinden akan özsuyunun havada katılaşmasıyla elde edilen kitre, yüzyıllardır kültürümüzde yer bulur. Kitre, özellikle kitre bebek sanatının en önemli malzemesidir; bebeklerin yüz ifadelerinin şekillendirilmesinde incelikle kullanılır. Böylece geven yalnızca doğanın bir armağanı değil, aynı zamanda Türk kültür ve folklorunun yaşayan bir parçasıdır.

Baklagiller ailesinden olan geven, bozkır ekosistemlerinde erozyon kontrolü açısından da büyük önem taşır. Ülkemizde birçok geven türü bulunmasına rağmen, yalnızca Beypazarı Geveni (Astragalus beypazaricus) endemik özellikleri nedeniyle özel koruma altına alınmıştır. Atalarımızın “Tilki gevene oturmaz” sözü, dikenli yapısının oluşturduğu caydırıcılığa bir gönderme yapar; göz göre göre bir zorluğa atılmamak gerektiğini öğütler.

Çocukluğumun bozkır manzaralarında sıkça karşılaştığım geven, çoğu zaman yakacak olarak kullanılırdı. Nadiren açan mor-pembe çiçekleri ile gözümü şenlendirirdi. Oysa bugün biliyoruz ki gevenin içeriğinde bulunan astragaloside ve flavonoidler, cilt sağlığı açısından oldukça kıymetli. Yapılan araştırmalar, bu moleküllerin anti-aging (yaşlanma karşıtı) ve nemlendirici özelliklere sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bir bitkinin dikenleriyle böylesine sert görünmesine rağmen, cilde bu kadar yoğun nem kazandırması gerçekten hayranlık uyandırıcı.

2018 yılında Ankara Üniversitesi hocalarıyla birlikte katıldığım bir çalışmada, gevenin köklerini topraktan çıkarmanın ne denli zor olduğunu deneyimlemiştim. Kökler, suya ulaşabilmek için derinlere kadar uzanıyordu. Belki de bu özelliği, cilde taşıdığı nemin kaynağını anlatıyordu. Günümüzde kozmetik alanında geven üzerine yapılan bilimsel çalışmalar, bu bağlantıyı doğrular nitelikte. Özellikle 2024 yılında yayınlanan bir araştırma, gevenin Centella asiatica ile birlikte kullanıldığında kolajen sentezini desteklediğini ve nem bariyerini güçlendirdiğini ortaya koydu. Makale; https://www.mdpi.com/2079-9284/12/4/131

Besler Şifa olarak bizler, doğanın bu dikenli ama şifalı bitkisini hem kültürel değerleri hem de cilt sağlığına sunduğu katkılar açısından önemsiyoruz. Geven bize, bozkırın çetinliğinde bile yaşamın ve şifanın filizlenebileceğini hatırlatıyor. 🌿



Kozmetik Formülasyon Hazırlamada Kritik Parametreler, Lipozom ve Emülsiyon Sistemleri


Kozmetik ürünlerin geliştirilmesi, formülasyon biliminde oldukça hassas ve detaylı bir süreçtir. Bu süreçte, ürünün etkinliği, stabilitesi ve tüketici memnuniyeti, kullanılan taşıyıcı sistemlerin (lipozom, emülsiyon vb.) doğru seçimi ve optimal parametrelerle hazırlanmasına bağlıdır. İşte kozmetik formülasyon hazırlamada kritik olan bazı parametreler ve bu parametrelerin lipozom ile emülsiyon sistemlerinde nasıl uygulanabileceğine dair temel noktalar:

Kritik Parametreler ve Formülasyon Stratejileri

  1. Aktif Bileşenlerin Stabilitesi:
    Kozmetik ürünlerde kullanılan aktif maddelerin (antioksidanlar, vitaminler, peptitler vb.) kimyasal stabilitesi, formülasyon sürecinde en çok dikkat edilmesi gereken unsurlardan biridir. Yanlış pH, aşırı sıcaklık veya uygun olmayan taşıyıcı sistemler, etkin maddelerin bozulmasına ve etkinliğinin azalmasına neden olabilir.

  2. Parçacık Boyutu ve Dağılımı:
    Ürünlerin dermal penetrasyonu ve etkinliği büyük ölçüde partikül boyutlarına bağlıdır. Nano ve mikron boyutlu partiküller, cilt bariyerini aşarak daha derin dokulara ulaşabilir. Bu yüzden formülasyon sırasında kullanılan yüksek kesme karıştırma ve ultrasonik homogenizasyon teknikleri, partikül boyutunun küçültülmesi ve eşit dağılımın sağlanması açısından kritik rol oynar.

  3. Yüzey Aktif Maddeler ve Emülsifikasyon:
    Emülsiyon sistemlerinde, su ve yağ fazlarının karışmasını sağlayan emülgatörlerin seçimi, stabiliteyi doğrudan etkiler. Uygun emülgatörlerin kullanılması, formülasyonun homojen ve dayanıklı bir yapıya sahip olmasını sağlar. Bu da ürünün raf ömrünü uzatır ve kullanıcı deneyimini iyileştirir.

Lipozom Sistemleri

Lipozomlar, çift fosfolipid tabakadan oluşan, biyolojik membranlara benzer yapılarıyla aktif bileşenleri taşıyabilen veziküler sistemlerdir. Bu sistemlerin kozmetik formülasyonlarda tercih edilmesinin başlıca sebepleri:

  • Hidrofilik ve Lipofilik Aktiflerin Taşınması:
    Lipozomlar, hem suda çözünen hem de yağda çözünen aktif maddeleri kapsülleyerek, bu maddelerin kontrollü salımını sağlar. Bu sayede ürünün cilt penetrasyonu artar ve hedeflenen etki bölgesine aktiflerin verimli iletimi mümkün olur.

  • Biyouyumluluk ve Toksisite:
    Fosfolipitlerden oluşan lipozomlar, cilt ile uyumlu olup biyoparçalanabilir özellikleri sayesinde toksik etki göstermezler. Bu da onları özellikle hassas cilt tipleri için ideal kılar.

  • Kontrollü Salım:
    Lipozom yapısı, içerdiği aktif bileşenlerin yavaş salımını mümkün kılarak uzun süreli etki sağlar. Bu, özellikle yaşlanma karşıtı ve nemlendirici ürünlerde istenen bir özelliktir.

Emülsiyon Sistemleri

Emülsiyonlar, su ve yağ fazlarının birbirine karıştığı iki fazlı sistemlerdir. Kozmetik formülasyonlarda yaygın olarak kullanılan emülsiyon tipleri arasında klasik O/W (yağ içinde su) ve W/O (su içinde yağ) emülsiyonları yer alır. Emülsiyon sistemlerinde kritik parametreler şunlardır:

  • Emülsifikasyon Verimliliği:
    Doğru emülgatörlerin seçimi ve optimal karıştırma teknikleri kullanılarak, emülsiyonların stabil ve homojen olması sağlanmalıdır. Bu, ürünün görünümünü, dokusunu ve performansını doğrudan etkiler.

  • Partikül Boyutu ve Dağılım:
    Emülsiyon damlacıklarının boyutunun küçültülmesi, ürünün cilde yayılabilirliğini artırır ve stabiliteyi iyileştirir. Yüksek basınçlı homogenizatörler ve ultrasonik sistemler, bu amaçla sıkça tercih edilen teknolojilerdir.

  • Faz Uyumu ve Depolama:
    Ürünün üretim sürecinde, su ve yağ fazlarının uyumunu sağlamak ve son ürünün depolama koşullarında ayrılma göstermemesini garanti altına almak için pH, sıcaklık ve viskozite gibi parametreler titizlikle kontrol edilmelidir.

Sonuç

Kozmetik formülasyon hazırlamada kritik parametrelerin doğru belirlenmesi, lipozom ve emülsiyon sistemlerinin etkin kullanımıyla doğrudan ilişkilidir. Ürünlerin stabilitesini, etkinliğini ve kullanıcı memnuniyetini artırmak için, formülasyon bilimindeki bu temel unsurların doğru uygulanması şarttır. Hem lipozom hem de emülsiyon sistemleri, aktif bileşenlerin kontrollü salımını ve cilt penetrasyonunun optimize edilmesini sağlayarak, modern kozmetik ürünlerin geliştirilmesinde vazgeçilmez araçlar haline gelmiştir. Bu teknolojilerin başarılı uygulanması, kozmetik endüstrisinde yenilikçi, etkili ve güvenli ürünlerin ortaya çıkmasını mümkün kılar.

Bu yazı, kozmetik formülasyon bilimindeki en son gelişmeleri ve teknolojik yaklaşımları özetlemeyi amaçlamaktadır. Kozmetik ürün geliştirme süreçlerine dair daha fazla bilgi edinmek isteyenler için, bilimsel literatür ve güncel uygulamalar ışığında hazırlanan bu makale, geleceğin güzellik ürünlerini şekillendirmede yol gösterici niteliktedir.

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


Elma Sirkesi Kitabı

Elma Sirkesi adlı bu eser, sirkenin çok yönlü kullanımını keşfetmek isteyenler için harika bir kaynaktır. Eserde yer alan bölümler şu şekilde özetlenebilir:

  1. Birinci Bölüm: Elma, Elma Suyu, Elma Şarabı ve Elma Sirkesi kavramlarına dair kapsamlı bir açıklama yapılmıştır. Bu bölümde, elmanın farklı halleri arasındaki farklar ve her birinin nasıl elde edildiği üzerinde durulmuştur.

  2. İkinci Bölüm: Elma sirkesinin doğal ilaç olarak faydaları ele alınmıştır. Elma sirkesinin vücuda sağladığı çeşitli sağlık yararları, özellikle hastalıkların tedavisinde nasıl kullanılabileceği üzerinde bilgi verilmiştir.

  3. Üçüncü Bölüm: Kişisel bakım açısından elma sirkesinin kullanımı detaylandırılmıştır. Cilt bakımı, saç bakımı ve genel hijyen konularında elma sirkesinin nasıl faydalı olabileceğine dair öneriler sunulmuştur.

  4. Dördüncü Bölüm: Elma sirkesinin ev işlerine destek sağlayan yönleri anlatılmıştır. Temizlik, koku giderme ve diğer ev işlerinde sirkenin kullanımı ile ilgili pratik bilgiler verilmiştir.

  5. Beşinci Bölüm: Eserde, elma sirkesiyle yapılabilecek tarifler aktarılmıştır. Hem sağlıklı hem de lezzetli tariflerle sirkenin mutfaktaki kullanım alanları genişletilmiştir.

  6. Altıncı Bölüm: Kendi elma suyunuzu ve elma sirkenizi kendiniz yapma başlığı altında, herkesin kolayca uygulayabileceği, pratik formüller ve tecrübeler paylaşılmıştır. Bu bölüm, doğal ve ev yapımı elma sirkesi hazırlamanın adımlarını detaylandırmaktadır.

Eser, elma sirkesinin gücünü henüz keşfetmeyenlere yönelik kısa ve öz bilgiler sunarak, bu doğal ürünün faydalarını anlamalarına yardımcı olmaktadır........................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Krem Bazların Kozmetikte Kullanımı: Avantajları ve Dezavantajları

Kozmetik ürünlerin formülasyonunda yaygın olarak kullanılan "krem bazlar", hem üreticiler hem de tüketiciler için önemli avantajlar sunar. Ancak her avantajın yanında bazı dezavantajlar da yer alabilir. Bu yazımızda, krem baz kullanımının iki taraf için etkilerini ele alıyoruz. Unutmayın Besler Şifa- Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam olarak krem baz kullanmıyoruz.

Krem Baz Nedir?

Krem baz, kozmetik ürünlerin taşıyıcı ve temel yapısını oluşturan, aktif bileşenlerin deriyle temasını kolaylaştıran bir karışımdır. Genellikle su, yağ, emülgatör ve koruyucu maddelerden oluşur. Nemlendiricilerden makyaj ürünlerine kadar pek çok kozmetik formülde kullanılır.

Üretici Açısından Krem Bazın Avantajları

Maliyet Etkinliği: Krem bazlar, ürünün büyük kısmını oluşturduğu için aktif maddelerin oranını düşürerek üretim maliyetlerini azaltır.

Formül Kolaylığı: Standart bir baz üzerine farklı aktif maddeler ekleyerek geniş ürün yelpazesi oluşturmak mümkündür.

Stabilite Sağlar: İyi formüle edilmiş bir krem baz, ürünün raf ömrünü uzatır ve ayrışmayı önler.

Tedarik Kolaylığı: Piyasada farklı ihtiyaçlara uygun hazır krem bazlar bulunabilir; bu da AR-GE süresini kısaltır.

Tüketici Açısından Avantajları

Alerji Riskini Azaltabilir: Alerji yapma potansiyeli düşük olan hipoalerjenik bazlar, hassas ciltler için daha güvenlidir.

Cilde Uygunluk: Ciltte kolay emilir, yumuşaklık sağlar ve nemlendirici etkisiyle konfor sunar.

Geniş Ürün Seçeneği: Aynı bazla üretilmiş ürünlerin benzer yapısı sayesinde birbiriyle uyumlu çok sayıda ürünü bir arada kullanmak mümkündür.

Dezavantajlar

Üretici Açısından:

Sınırlı Özelleştirme: Hazır bazlar, bazı özel içeriklerin eklenmesini veya farklılaştırmayı zorlaştırabilir.

Rekabetin Artması: Aynı veya benzer baz kullanan çok sayıda üretici, piyasada farklılaşmayı zorlaştırabilir.

Tüketici Açısından:

Aktif İçerik Oranı Düşüklüğü: Maliyet düşürme amacıyla aktif maddelerin oranı düşük tutulabilir, bu da ürünün etkisini azaltabilir.

Cilt Tipine Uygun Olmayan Bazlar: Her krem baz her cilt tipine uygun değildir; yağlı ya da akneye yatkın ciltlerde sorun yaratabilir.

Sonuç

Krem bazlar, hem üretim sürecini kolaylaştıran hem de kullanıcıya konfor sunan önemli kozmetik bileşenlerdir. Ancak her üründe olduğu gibi, kalite, içerik ve kullanım amacına uygunluk dikkatle değerlendirilmelidir. Tüketiciler içerik listesine dikkat etmeli, üreticiler ise kaliteyi maliyetle dengelemelidir. Besler Şifa olarak biz krem baz kullanmıyoruz. Belki zoru seçiyoruz ama insan sağlığının çok daha kıymetli olduğunu düşünüyoruz.

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


HDL DÜŞÜKLÜĞÜ nasıl yükseltilir ?

Trigliserit yüksekliği, kanın adeta krema kıvamında dolaşmasına neden olabilir. Bu durum özellikle HDL (iyi kolesterol) seviyesinin düşük olduğu kişilerde daha sık görülür. Tok karnına aşırı meyve tüketimi —hurma hariç—, doymuş yağ ağırlıklı beslenme, paketli gıdalar ve fast food tüketimi damar yapısını olumsuz etkiler. Tüm bu etkenler birlikte değerlendirildiğinde, damarlarda yoğun ve sağlıksız bir kan akışı ortaya çıkar; bu da kalp-damar sağlığı açısından ciddi riskler doğurur.

🟥MEKANİZMA

💧Yediğimiz besinlerin yağlı kısımları var. (Trigliserit =TAG) İste et,süt, pirinç pilavı yaoarken koyduğumuz tereyağı, bazı sebze ve meyveler vs..

💧Bunlar nerede sindirilir ; ınce bagirsakta. Oraya kadar geldi ve kana almamiz lazim..bunları ŞİLOMİKRON denilen molekullerle içeriye alacaz. 

💧İnce bagirsakta MTTP geni tarafindan APO B-48 proteini ile besinle betaber aldığımız TAG (Trigliserit) birlesir. Bu birleşmiş yapının adı ➖️ŞİLOMİKRON➖️

💧Ama henüz olgunlaşmamış, ERGEN bir ŞİLOMİKRON...Üstünde Trigliseritlerle kanda dolaşıyor.

🩸Kanda öyle serseri gibi gezerken mübarek,nur yüzlü biri ile karşılaşıyor...➖️HDL➖️

⭐️HDL bir Lipoproteindir...Uzerinde az miktarda yağ, yoğun sekilde protein olan bir molekül...ÜZERİNDE

🔸️APO A-1, A2,  APO D-1 ,API C-1 2,3 ne kadar APO varsa üstünde taşır.

🩸Kanda ergen ergen dolaşan ŞİLOMİKRON diyor ki ; HDL abi sen yetkili mübarek bir abimize benziyorsun, bana şu APO 'lardan biraz verir misin?

🩸Mübarek HDL tutup APO C-1, C-2, C-3 ve APO E proteinlerini ergen ŞİLOMİKRON'a veriyor...Bizim ergen olgunlaştı..Ama uzerinde yiyeceklerden aldığı TAG'lar (Trigliserit) var. Bunlardan kurtulması lazım 

🩸Damar endotelindeki LPL (Lipoprotein Lipaz) enzimine HDL 'den aldığı APO C-2 ile dokunuyor.

⭐️Adı üstünde LİPAZ...yani parçalayan bir sey bu LPL..

⭐️Ve dikkat edersenuz damar endotelinde bulunur.. Endotel hasara ve tamirine çok onem vermenin bir nedenide bu...hasar varsa LPL az.

🩸APO C-2 dokununca LPL gidip ŞİLOMİKRON daki TAG'ları parçalıyor.

🩸Parçalanınca Trigliseritlerin (TAG'lar) parçalanmış hali kanda dolaşıyor...

⭐️Trigliserit = 3 yağ asiti + 1 gliserol

🩸Bu 3 tane yağ asiti albümüne baglanir. Kalbe gider, kaslara gider, yağ dokulara gider, karacigere gider.

📢SORU : Yağ asiti fazla olur ve albümin;  kalbe, ya da kaslara fazla yağ asiti taşırsa ne olur ?

➖️Kalpte yağlanir,kaslarda. .Fazla Trigliserit zararlidir.

🩸ŞİLOMİKRON üzerindeki yağ asitleri parçalanınca HDL' ye diyor ki ; Sayın abim çok teşekkür ederim her şey için,  Benim bu APO C ' lerle işim kalmadı, onları sana geriye versem ana APO E kalsa olur mu? 

➖️Iyilik timsali HDL : Olur kardeş diyor ve APO C 'leri geri alıyor.

🩸 ŞİLOMİKRON  "APO E" 'yi niye vermedi...Çünkü o onun karacigere giriş bileti...Kandaki molekülleri köyü karaciger...eninde sonunda oraya giderler.

🩸Küçülen ŞİLOMİKRON gidip APO E ile karacigerin kapısını çalıyor ve kapı açılıp içeriye giriyor...Orda metabolize oluyor.

1️⃣➖️  Eğer kanda HDL seviyeniz düşükse ŞİLOMİKRON' a gereken APO C ve APO  E verme kapasiteniz düşer...ŞİLOMİKRON üzerinde TAG'lar ile kanda kalir

2️⃣➖️ Eğer damar endotelleri hasarlı ise LPL sayınız düşer ve ŞİLOMİKRON yine kanda kalir (Serbest radikaller, oksidasyon, alkol, sigara, bazıilaçlar/ aşılar vs endotel hasar yapar), 

3️⃣➖️  Doymuş yağlar, aşırı yağlı beslenme,  Fast food türü beslenme, paketli gıdalar ŞİLOMİKRON'la taşınan yağ miktarını artırır ve kanda yağ asiti enflasyonu oluşur 

4️⃣➖️ Mekanizması farkli olmakla beraber (bunu daha once yazdim) Fazla meyve tüketimi,  hele ki tok karna meyve tuketimj TRİGLİSERİT miktarını yukseltir

5️⃣➖️ Aşırı gecirgen bagirsak sendromu varsa hem ŞİLOMİKRON, hem yağ geçişi, hem toksin, LPS ,Ağır metal gibi istenmeyen maddelerle ilgili problem yaşanır..

👆Buraya kadarı yiyeceklerle alinan ve karaciğere gidene kadar olan kisim. Bunun adı  TİP-1 HİPERLİPİDEMİ..

Bundan sonrası TİP-2 HİPERLİPİDEMİ ve apayrı mevzu onu tekrar yazacam

🟢 YAPİLACAKLAR :

1️⃣➖️ Aşırı yağlı beslenmeyi (özellikle 

1️⃣➖️ Aşırı yağlı beslenmeyi (özellikle

🔸️Ayçiçek, mısır ,pamuk,palm yağı yerine

➖️Fındık yağı, zeytinyağı tercih edilmeli

🔸️Margarinden net uzak olunmalı.  Hayvansal yağlar müthiş faydalıdır ama faydali diye abartilirsa Trigliserit yükselir 

2️⃣➖️ Antioksidan beslenme,  gerekirse disardan takviye alma ( Glutatyon, Resveratrol, R-Lipoik asit) ile serbest radikaller onlenmeli. Endotel hasarları onarmak için Hesperidin kullaniminida daha once yazmistim. Bu Ayrica LPL aktivasyonunu artırır.

3️⃣➖️ Alıç sirkesi, kusburnu çekirdeği tozu gibi hormon duyarli lipazi aktive eden bitkisel yontemler kullsnilmali

4️⃣➖️Omega-3 HDL miktarını artirmada onemlidir. EPA/DHA formu olmak kaydiyla Omega-3 kullanilmali. (Soran olur sikdiden yazayim bitkilerde (ceviz,keten tohumu vs) EPA/DHA formu bulunmaz. Onkar ALA formu Omega-3...

5️⃣➖️Tok karna meyve yemek, aç olsakta fazla meyve tuketimi fruktoz sebebi ile TRİGLİSERİT yukseltir ve bu da HDL sayısını düşürür.  Meyve sagliktir diyerek abanmamali...

6️⃣➖️Bagirsaklariniz sizin her şeyiniz...orada ki en ufak hasar, fazla fecirgenlik, toksin ve ağır metal geçişi otoimmün hastalıklar dahil bir çok soruna neden olur. 

🔸️Bunun için bentonit kil, antioksidanlar, diyet, GEREKTİĞİ zaman probiyotik kullanımı (probiyotik her zaman kullanılmaz) ile ilgili uzun flood yazmistim zaten

🔸️Bağırsaklarinizi mutlaka sağlıkli tutmalisiniz 

✅️HURMA..

⭐️ Çok Mükemmel bir meyve...

Randomize çalışma yapılmış (en alta çalışmayı atarim)

🩸%70 oranında şeker içeren bir meyve AMA; "kan glikoz ve HbA1c seviyesini yükseltmiyor" ( Günde 60 gram = 3 büyük hurma)

🩸 LDL düşürüp, iyi kolesterol olan HDL 'yi artırıyor.

Zihinsel reaksiyonlar, hafıza pozitif yönde artıyor.

(Günlük 60 gram = 3 büyük hurma)

🟣  39 erkek 61 kadın olmak üzere 100 tip-2 diyabetli hasta üzerinde çalışma yapılıyor.

🔶️Denekler 2 gruba ayrılıyor ve bir gruba 16 hafta (4 ay) boyunca günlük 3 hurma veriliyor

🔶️Anlamlı şekilde LDL kolesterol düşüyor, HDL kolesterol artıyor 

🔶️HbA1c düzeyi artmıyor....kan glikoz seviyesi yukselmiyor...

👆 Bunlarin nedeni hurmada bulunan polifenoller ve ALLULOZ isimli molekül...

⭐️Alluloz Tip-2 diyabet ilanlarında da kullanılan bir molekul...

⭐️Günde 3 ya da 5 hurma yemek bu etkileri elde etkek için yeterli... yararlı diye oturup 1 kilo hurma yememeli...

▶️▶️ Eğer bir şey ilaç gibi etki ediyorsa mutlaka dozu olmaki. Bu kimyasal ilacta olsa, bitkisel kürde olsa boyledir. İlacı zehirden ayiran dozudur..Abartmamak gerek...

🔴 SONUÇ:

Hayvansal yağların tamamen kötülenmesi de, aşırı övülmesi de ezberciliktir. Hayat dengeler üzerine kurulu olduğu gibi, beslenme de denge gerektirir.

🔸️Hayvansal yağlar faydalıdır ancak ölçülü tüketilmelidir. Fazla tüketildiğinde trigliserit seviyelerini yükseltebilir.

🔸️Bu durum meyveler için de geçerlidir.

🔹️Tükettiğimiz sebzeler, meyveler, tavuk ve hatta balık artık eskisi gibi besleyici değil. Vitamin ve mineral içeriği azaldığı gibi, pestisitler nedeniyle toksik maddeler içerebiliyor.

⭐️"Meyvelerin vitamini kabuğundadır" dönemi artık kapandı. Özellikle pestisit kalıntıları nedeniyle meyvelerin kabuğu soyularak tüketilmelidir.

⭐️Dip balıkları tüketilmemelidir. Sanayileşmenin artmasıyla birlikte bu balıklar ağır metallerle daha fazla kirlenmektedir.

🔸️Egzersiz, HDL seviyesini doğrudan artırmaz. Ancak vücuda alınan yağlar yakıldığı için serbest HDL miktarı yükselir.

🔸️HDL seviyesini artırmak için:
✅ Düzenli ve dengeli beslenme
✅ Antioksidan ağırlıklı beslenme
✅ Omega-3 tüketimi
✅ Stresten uzak durma
✅ Endotel hasarlarını önleme
✅ Gece tok yatmama
✅ İnsülin direncini engelleme gibi faktörlere dikkat edilmelidir.


........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 

Bağışıklığı Güçlendiren Beslenme ve Cilt Sağlığı: Güzellik İçten Başlar

 Güzellik sadece dış görünüşten ibaret değildir. Gerçek güzellik, bağışıklık sisteminin dengesi, vücut sağlığı ve doğal cilt yapısının korunmasıyla başlar. Sağlıklı bir cilt için yalnızca dıştan uygulanan kozmetik ürünler yeterli değildir. Vücudumuza aldığımız her şey, cilt sağlığımızı ve genel görünümümüzü doğrudan etkiler.

Özellikle 15-45 yaş arası kadınlar, hormonal dengesizlikler, stres, çevresel toksinler ve yanlış beslenme nedeniyle ciltte sivilce, kuruluk, matlık gibi sorunlarla karşılaşabilir. Bu nedenle doğru beslenme alışkanlıkları, sadece bağışıklığı değil, cildin doğal ışıltısını da destekler.

İşlenmiş Süt Ürünlerine Dikkat

Bağışıklığı tetikleyen besinlerin başında gelen işlenmiş süt ürünleri, aynı zamanda cilt sağlığı açısından da sorun yaratabilir. Özellikle klasik yöntemlerle üretilmiş süt ve peynir ürünleri, içerdikleri hormonlar, antibiyotik kalıntıları, alerjen proteinler ve enflamatuar bileşikler nedeniyle vücutta iltihaplanmayı artırabilir. Bu da akne, egzama, kızarıklık gibi cilt problemlerine neden olabilir.

Özellikle inek sütü ürünleri, içerdiği kazein proteini nedeniyle hassas kişilerde sindirim problemleri yaratabilir ve bağışıklık sistemini yorabilir. Bunun yerine keçi sütü veya koyun sütü ile yapılmış ürünler, daha hafif ve sindirimi kolay olduğu için tercih edilebilir.

Hayvan Beslenmesi ve Etik Üretim Önemli

Hayvanların beslendiği ortam ve üretim şekli de ürünlerin kalitesini doğrudan etkiler. Çayırda otlayan hayvanlardan elde edilen süt ürünleri, hem daha yüksek oranda omega-3 yağ asidi içerir hem de vücut dostu mikrobiyota açısından daha faydalıdır. Bu yüzden mümkünse rejeneratif tarım ve hayvancılık uygulayan markaları tercih etmek, hem sizin sağlığınız hem de doğa için önemlidir.

Besler Şifa olarak bizler, etik üretim ve sürdürülebilir yaşam ilkelerine bağlı kalarak, doğadan geleni doğaya zarar vermeden sunma çabası içindeyiz.

Şekerli Ürünler ve Cilt Yaşlanması

Birçok kadın farkında olmadan aromalı yoğurtlar, hazır kefirler ya da meyve suları tüketerek günlük şeker alımını artırıyor. Oysa bu ürünlerin pek çoğu ciddi miktarda eklenmiş şeker içerir. Şeker, vücutta glikasyon adlı bir süreci tetikler. Bu süreçte fazla şeker, ciltteki kolajen ve elastin gibi yapı taşlarına zarar vererek cilt yaşlanmasını hızlandırır. Ayrıca kan şekeri dalgalanmaları, sivilce ve kızarıklık gibi inflamatuar cilt sorunlarını da beraberinde getirir.

Bu nedenle aromalı ürünlerden uzak durarak, sade yoğurt, şekersiz kefir ve taze sebzelerle zenginleştirilmiş öğünler tercih etmek, hem cilt sağlığınız hem de bağışıklık sisteminiz için büyük bir adımdır.

Sıvı Şekerlere Hayır Deyin

Özellikle şekerle tatlandırılmış içecekler ve hazır meyve suları, cilt ve bağışıklık düşmanı ürünlerin başında gelir. Bu tür içecekler kan şekerini hızla yükselterek insülin direnci, karın bölgesi yağlanması ve diyabet riski gibi sorunlara neden olabilir. Daha da önemlisi, bu ani yükselmeler hormon dengesini bozarak ciltte yağlanmaya ve sivilcelenmeye sebep olur. Birçok meyve suyunun içeriğinde, kola kadar hatta daha fazla şeker bulunduğu bilimsel olarak da kanıtlanmıştır.

Bu yüzden en ideal içecek her zaman sade su, bitki çayları ve mümkünse ev yapımı kefir veya taze sıkılmış ama şekersiz meyve-sebze karışımlarıdır.


Beslenme ve Kozmetik Birlikte Düşünülmeli

Ciltteki problemleri sadece kremle, losyonla veya serumla çözmek mümkün değildir. Çünkü güzellik içten başlar. Cilt sağlığı ve bağışıklık dengesi; yediğimiz, içtiğimiz, soluduğumuz her şeyin bir yansımasıdır. Bu nedenle doğru ürün seçimlerinin yanında, bitkisel içerikli kozmetik ürünler, aromaterapi yağları, ve doğal cilt bakımı rutinleri ile desteklenen bir yaşam tarzı benimsemek en etkili çözümdür.

Besler Şifa olarak sunduğumuz her ürün; doğal içerikler, temiz formülasyonlar ve etik üretim değerleriyle hazırlanır. Siz de hem bedeninizi hem cildinizi koruyan, doğayla uyumlu bir yaşama adım atmak istiyorsanız ürünlerimizi inceleyebilir, bloğumuzu takip ederek doğal yaşam tüyoları hakkında bilgi edinebilirsiniz.


Unutmayın: Sağlıklı bir bağışıklık sistemi, parlak bir cildin ve enerjik bir bedenin temelidir. Seçtiğiniz her ürün, yediğiniz her lokma ve içtiğiniz her yudum, sizin ve sevdiklerinizin sağlığını etkiler. Doğallıkla gelen güzellik, her zaman daha kalıcı ve etkilidir.

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


İklim Krizi Çağında Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşamın Önemi

Çocukların sağlığı için doğaya dönmenin tam zamanı.

İklim değişikliği artık sadece çevresel bir tehdit değil; tüm dünyada çocukların sağlığını tehdit eden, çok boyutlu bir halk sağlığı krizidir. Aşırı hava olayları, artan sıcaklıklar, hava kirliliği ve kimyasal yoğunluklu yaşam biçimleri özellikle çocukların gelişimsel, fizyolojik ve bağışıklık temelli kırılganlıklarını daha da artırmaktadır.

Pediatristlerin, hekimlerin ve karar vericilerin iklim krizine karşı çocuk sağlığını korumaya yönelik acil müdahaleleri ne kadar önemliyse, bireylerin günlük yaşamda benimsediği bakım alışkanlıkları da bir o kadar önemlidir. İşte bu noktada bitkisel kozmetik ürünleri ve doğal yaşam pratikleri, sağlığımızı ve çevreyi korumada önemli bir savunma hattı oluşturur.

Kimyasal Maruziyetin Çocuk Sağlığına Etkisi

İklim değişikliğiyle birlikte çevresel toksinlere maruz kalma oranı artarken, ev içi hava kirliliği de alarm verici boyutlara ulaşmıştır. Orman yangınları sonrası kapalı alanlarda artan küf sporları, deterjan kalıntıları, sentetik kozmetikler ve uçucu organik bileşenler; çocuklarda alerjik hastalıkları ve astımı tetiklemektedir.

Bitkisel içerikli temizlik ve bakım ürünleri, bu kimyasal yükü azaltmak için önemli bir alternatif sunar. Cilt bariyerleri henüz gelişmemiş bebeklerde ve çocuklarda, sentetik kozmetikler yerine doğal içerikli ürünlerin kullanılması, hem cilt sağlığını destekler hem de sistemik alerjen yükünü düşürür.

Doğal Cilt Bariyeri Koruyucular: Bitkisel Yağlar ve Ekstraktlar

Atopik dermatit ve egzama gibi cilt rahatsızlıklarında artış yaşandığı bu dönemde, soğuk sıkım bitkisel yağlar (örneğin hodan, çörek otu, lavanta, iğde çekirdeği, kuşburnu çekirdeği gibi) doğal koruyucular olarak öne çıkmaktadır. Bu yağlar, cildin nem dengesini düzenlerken iltihap önleyici ve mikrobiyal dengeleyici etkiler sunar.

Doğal ürünler yalnızca ciltte değil, ruhsal dengede de etkilidir. Aromaterapik yağlar, çocukların uyku düzenine, anksiyete düzeylerine ve travma sonrası rahatlamalarına destek olabilir. Bu, özellikle afetler sonrası psikolojik iyileşme süreçlerinde tamamlayıcı bir destek olabilir.

Soluduğumuz Havanın İçeriği: Uçucu Kimyasallar mı, Bitki Esansları mı?

Sıcaklıkla birlikte artan buharlaşma oranları, evlerde kullanılan deterjan, parfüm ve dezenfektan gibi ürünlerdeki kimyasalların solunmasını kolaylaştırmaktadır. Bu durum, çocukların akciğerlerinde tahriş ve hassasiyete neden olur.

Oysa doğadan ilham alan aromaterapi ürünleri – özellikle organik lavanta, biberiye, çam iğnesi, kekik yağı gibi uçucu yağlar – hem temiz hava hissi yaratır hem de bağışıklığı destekleyici, rahatlatıcı özellikler taşır. Doğru doz ve güvenli uygulama ile bu ürünler ev ortamında sağlıklı bir mikroklima oluşturabilir.

Toprakla Bağ Kurmak, Bağışıklığı Güçlendirmek

Bitkisel ürünler yalnızca dıştan değil, içsel bir dönüşümün de habercisidir. Doğal yaşamı benimsemek; toprağa basmak, doğal ürünleri tanımak ve doğayla uyum içinde yaşamak çocukların bağışıklık sistemini güçlendirir. Araştırmalar, doğaya yakın büyüyen çocukların otoimmün hastalıklara karşı daha dirençli olduğunu göstermektedir.

Aynı zamanda mevsiminde toplanmış bitkilerle yapılan bitki çayları, tentürler, şifalı yağlar; çocuklarda mevsimsel geçişlerde hastalıklara karşı destekleyici olarak kullanılabilir. Elbette bu ürünlerin güvenli, doğru hazırlanmış ve etik üretim süreçlerinden geçmiş olması hayati öneme sahiptir.

Doğal Yaşam Ürünleri ile Karbonsuz Geleceğe Katkı

Bitkisel kozmetik ürünleri, yalnızca kullanıcı sağlığına değil, aynı zamanda üretim biçimleriyle de doğayı korur. Sentetik içeriklerin üretimi sırasında yüksek miktarda enerji, su ve fosil yakıt tüketilirken, yerel kaynaklı, düşük karbon ayak izine sahip bitkisel ürünler çevresel dengeye katkı sunar.

Besle Şifa- Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam firması olarak iklim değişikliğine karşı toplumsal dirençliliği çok önemsiyoruz. Kadınların bu konuda bilinçlenmesi yanında, kadın haklarına duyarlı bir firma olma konusunda ilkelerimizi önemsiyoruz.

Ambalaj atıklarının azaltılması, geri dönüştürülebilir malzemeler kullanılması, yerel üreticiden doğrudan temin gibi yaklaşımlar, aynı zamanda tüketici olarak iklim adaletine katkımızı artırır.

SONUÇ: Sağlıklı Bir Gelecek İçin Doğaya Yönel

İklim krizi çocuklarımızı doğrudan tehdit ediyor. Onların sağlığını korumak yalnızca hastanelerde değil, evde kullandığımız ürünlerde, alışkanlıklarımızda ve doğayla kurduğumuz ilişkide de başlıyor. Bitkisel kozmetik ve doğal yaşam ürünleri, bu kriz karşısında sadece bir alternatif değil; aynı zamanda sürdürülebilir, etik ve sağlığa dost bir yaşam biçiminin temel taşıdır.

Bugün attığımız küçük adımlar, çocuklarımızın yarın sağlıklı bir dünyada yaşamasına katkı sunar.

Besler Şifa gibi doğaya saygılı üreticilerin öncülüğünde, geleceğe şifa taşımak elimizde.

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


Anadolu Kozmetiğinde Besler Şifa'nın Yeri

İtalya'nın zarif formülleri, Kore'nin yenilikçi teknolojileri... Elbette hepsinin kozmetik dünyasında önemli bir yeri var. Ancak artık Anadolu'nun kadim bilgeliği, eşsiz florası ve binlerce yıllık güzellik ritüelleriyle kendi kozmetik yolculuğunu yazma zamanı geldi.

Anadolu Kozmetiği, sadece bir güzellik anlayışı değil; bir kültürdür. Lavantadan biberiyeye, kantarondan çörekotuna kadar onlarca tıbbi aromatik bitkiyi barındıran bu topraklar, doğal kozmetik ve aromaterapi alanında benzersiz bir potansiyele sahiptir. Her bitkinin bir hikâyesi, her formülün bir geleneği vardır; etnokozmetik işte budur.

Bu potansiyelin açığa çıkması için:

  • Aromaterapi festivalleri, halkı ve uzmanları buluşturarak bilgi aktarımını güçlendirmeli,

  • Fitoterapi uygulamaları, modern tedavileri destekleyerek yaygınlaştırılmalı,

  • Kozmetik fuarları ve kongreleri, yerli üreticilerin küresel pazara açılmasını sağlamalıdır.

Anadolu Kozmetiği için sadece ithal formüllere değil, kendi öz değerlerimize yönelmeliyiz. Anadolu Kozmetiği, toprağından doğan, kültüründen beslenen, sağlıkla güzelliği birleştiren bir yaklaşımı temsil ediyor.

Türkiye'nin üç büyük floristik bölgesinin birleştiği eşsiz bir ekolojik kuşak olan Anadolu Diyagonali, sadece endemik bitkiler değil, aynı zamanda kültürel birikim ve doğal şifa gelenekleri ile örülüdür. İşte biz de bu coğrafyadan besleniyor, bilimsel araştırmalar ve geleneksel bilgi arasında köprüler kuruyoruz. Kremden tentüre, yağdan losyona kadar uzanan ürün yelpazemizde, her formülün ardında bir hikâye, bir ritüel ve bir anlam vardır.

Besler Şifa olarak, yalnızca bir bitkisel kozmetik markası değil, aynı zamanda kadim bilginin ve modern bilimin kesiştiği bir yaşam felsefesiyiz. Ürünlerimizin her biri, binlerce yıllık Anadolu irfanından doğan bir hikâyeyi taşır; kimi zaman İbn-i Sina'nın şifa reçetelerinde, kimi zaman ninemizin lavanta yastığında kendine yer bulur.

Besler Şifa – Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünleri, sadece cilde değil, zihne ve ruha da hitap eden bir şifa yolculuğudur. Biyoçeşitliliğin, halk bilgisinin ve bilimsel metodun birleştiği bu yolculukta, doğaya saygılı, insana faydalı, hikâyeye sadık kalmaya devam ediyoruz.

Bu bir yükselişin başlangıcıdır. Anadolu, kendi kozmetik hikâyesini yazıyor.



Keçilerin Orman Ekosistemindeki Önemi

Keçiler, orman ekosistemlerinin dengesi için hayati bir role sahiptir. Tüm otların boylarını kontrol altında tutarak, yangınların yayılmasını engelleyici bir işlev üstlenirler. Keçi yolları, yangınla mücadeleyi kolaylaştırır ve yangının daha hızlı yayılmasını önler. Özellikle Akdeniz ikliminin hâkim olduğu bölgelerde, pırnal meşesi ve coccifera gibi bitkilerin bulunduğu alanlarda, keçiler doğal otlaklar oluşturur.

Ekosistem Destekleyicileri

Keçiler, fundalıkları besleyerek birbirlerinin varlığını destekler. Bu durum, biyoçeşitliliğin korunmasına katkıda bulunur. Keçi ve çobanlar, ormanların ve dağlık alanların gerçek sahipleridir. Dağların zorlu coğrafyasında, keçiler sadece besin kaynakları sağlamakla kalmaz; aynı zamanda bu zorlu alanlarda hayvancılığın sürdürülmesine yardımcı olurlar.

Keçiler ve Çobanların Değeri

Karaçam, sedir ve ardıç gibi ağaçlar, keçilerin beslenme alışkanlıklarına dayanarak daha değerli hale gelir. Keçiler ve çobanlar, dağların gerçek sahipleri olarak, orman ekosistemlerinin sürdürülebilirliğinde önemli bir rol oynar. Özellikle olası kriz veya savaş durumlarında, çobanların önemi artar; çünkü keçi çobanları, ülkelerinin savunmasında doğudan gelen eğitilmiş askerler olarak büyük bir değer taşır.

Keçilerin ve çobanların ormanlarımız ve dağlarımız üzerindeki etkisi, yalnızca ekosistem dengesi değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal yapımız açısından da göz ardı edilmemelidir. Doğanın koruyucuları olan bu topluluklar, sürdürülebilir yaşamın temellerini oluşturur.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Besler Şifa Güneş Kremi Yazın Vazgeçilmezi

Yaz aylarında cildimizi güneşin zararlı etkilerinden korumak bir zorunluluk. Ancak, güneş kremi seçerken sadece koruma faktörüne değil, cildimize dost bir içeriğe de dikkat etmeliyiz. Besler Şifa Güneş Kremi, doğal içerikleri ve cilde zarar verebilecek maddelerden arındırılmış formülüyle bu yaz sizin en iyi dostunuz olacak!

Doğal ve Güvenli İçerik

Cildinizin sağlığı her şeyden önemli! Besler Şifa Güneş Kremi, alerji riskini en aza indirmek için özel olarak geliştirilmiş bir formüle sahiptir. İçeriğinde:

  • ParfümPEGParabenHayvansal hammaddeler bulunmaz.

Bu sayede hassas ciltler için bile güvenle kullanılabilir.

Az Ama Öz: "Mümkün Olduğunca Az, Gerektiği Kadar Çok"

Besler Şifa, formüllerinde doğanın dengesi ve sadeliğinden ilham alır. Güneş kreminde kullanılan malzemeler, cildinize gereken tüm koruma ve bakımı sağlamak için "mümkün olduğunca az, gerektiği kadar çok" felsefesiyle bir araya getirilmiştir.

Cildinizi Besler ve Korur

Besler Şifa Güneş Kremi, kaliteli organik yağlarla zenginleştirilmiştir. Bu doğal yağlar:

  • Cildi derinlemesine besler,
  • Kurumasını önler,
  • Güneşin zararlı etkilerine karşı koruyucu bir bariyer oluşturur.

Üstelik hafif yapısı sayesinde cildinizde yapışkan bir his bırakmaz. Yaz mevsiminde kullanım için idealdir; kolayca uygulanır ve cilt bakımınızı zahmetsiz hale getirir.

Doğal Yaşamın Parçası Olun

Besler Şifa, sadece bir ürün değil, aynı zamanda doğal ve sağlıklı yaşamı destekleyen bir yaşam tarzıdır. Güneş kremimizi kullanarak hem cildinizi hem de çevreyi koruma adına bir adım atabilirsiniz.

Bu yaz, Besler Şifa Güneş Kremi ile cildinizi zararlı kimyasallardan uzak tutarken güneşin tadını çıkarın. Doğanın sunduğu bu saf ve etkili koruma, sizi hem güneşin zararlı etkilerinden koruyacak hem de cildinize hak ettiği bakımı sağlayacak.

Unutmayın, cildiniz sizinle bir ömür boyu! 🌞


........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


Sürdürülebilir Turizm Nedir?

Sürdürülebilir turizm, insanın etkileşim içinde bulunduğu ya da bulunmadığı çevrenin bozulmadan veya değiştirilmeden korunarak, kültürel bütünlüğün, ekolojik süreçlerin, biyolojik çeşitliliğin ve yaşamı sürdüren sistemlerin idame ettirildiği ve aynı zamanda tüm kaynakların ziyaret edilen bölgedeki insanların ve turistlerin ekonomik, sosyal ve estetik gereksinimlerini karşılayacak şekilde ve gelecek kuşakların da aynı gereksinmelerini karşılayabilecekleri biçimde yönetildiği bir yaklaşım olarak tanımlanıyor.

Sürdürülebilir turizm ile turizmin toplum ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirilerek yerel ekonomiye, doğal ve kültürel mirasın korunmasına, bölge halkı ile ziyaretçilerin yaşam kalitelerinin artmasına katkı sağlanması hedefleniyor.

Sürdürülebilir insani ve kırsal kalkınma için ekoturizm önemlidir. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları bu konuda önemli hedefleri barındırır. Avrupa Birliği'nin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na yanıtında kalkınma eylemi için belirlediği 3 ana prensiple uzlaşmayı, hak temelli yaklaşımı ve toplumda kadınların rolünün geliştirilmesini önemsemektedir. Bu çerçevede yeni bir büyüme modeliyle daha iyi bir gelecek inşa etme hedefi belirginleşir. Ayrıca, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın 5 Önceliği olan İnsanlar, Gezegen, Refah, Barış ve Ortaklıklar'ı benimser ve bu önceliklere ilişkin kararlılığını da ortaya koyar. Ülkemiz bu konuda önemli çalışmalar yapmıştır. Bu konuda yayımlanan en iyi raporlardan biri olan Sürdürülebilir Kalkınma En İyi Uygulamaları  paylaşmak istiyoruz.[2] Sivil toplum örgütleri gönüllü çalışmalarda yer alarak bu konuda gölge raporlar hazırlamıştır. SKD Türkiye, EkoIQ işbirliğiyle hazırladığı ‘100 Maddede Sürdürülebilirlik Rehberi[3] de bu konuda en iyi çalışmalar arasındadır.

Sürdürülebilir turizm kavramı esas itibariyle bir turizm türünü değil, farklı turizm türlerinin geliştirilmesine yönelik faaliyetler yürütülürken benimsenmesi gereken ilkeleri tanımlıyor.

Bu kapsamda farklı turizm türlerinin ekonomik, kültürel, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde geliştirilmesi ve toplum temelli bir anlayış ile turizmin yerel ekonomik kalkınma boyutuna odaklanılmasına yönelik çalışmalar yürütülüyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’ne (UNWTO) göre sürdürülebilir turizm ilkeleri şunlardır:

1)  Ekonomik Süreklilik: Turizm güzergâhlarının ve girişimlerinin başarılarını sürdürebilmeleri, uzun vadede fayda sağlamaya devam edebilmeleri için tasarlanan politikaların yerelde uygulanabilirliğini ve işletmelerin ulusal ve uluslararası düzeyde ve tematik bağlamda rekabet edebilirliğini sağlamak.

2)  Yerel Kalkınma: Ziyaretçilerin yerelde geceleme, yerel üretici ve hizmet sağlayıcı ile buluşma, yerelde harcama oranını çoğaltıcı önlemleri destekleyerek, turizmin ev sahibi destinasyona katkısını artırmak.

3) İstihdam Kalitesi: Irk, cinsiyet, engellilik gibi konularda ayrımcılık yapılmaksızın, mesleki uzmanlaşmayı desteklemek, ücret ve hizmet kalitesini iyileştirilerek turizm ile yaratılan yerel istihdamın sayısını ve kalitesini arttırmak.

4) Sosyal Katılım ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Turizm faaliyetlerinden elde edilen ekonomik ve sosyal faydaların, genele yaygın ve adil bir biçimde dağıtılmasına çalışmak, ekonomik ve sosyal olarak dezavantajlı kesime sağlanan fırsatları, gelir ve hizmetleri iyileştirmek.

5)  Ziyaretçi Memnuniyeti: Irk, cinsiyet, engellilik hali, yaş veya başka bir ayrımcılık yapılmaksızın, ziyaretçilere güvenli, tatmin edici, sürdürülebilir ve yenilikçi bir deneyim sunmak, “sorumlu turist” olgusunu desteklemek.

6)  Yerelden Kontrol: Yerel yönetimlerin planlama, yönetim ve uygulama aşamalarında turizmin diğer paydaşları ile istişare içerisinde olmasını sağlamak, bölgede turizmin gelişimi konularında bölge halkı/toplulukları ve sivil toplumu güçlendirmek ve süreçlere dâhil etmek.

7)  Toplumsal Refah: Sosyal bozulma ve istismara yol açmadan yöre halkının sosyal yapı ve kaynaklara, imkânlara ve yaşam destek sistemlerine erişimlerini sağlayarak, yaşam kalitelerini muhafaza etmek ve iyileştirmek.

8)  Kültürel Zenginlik: Tarihi mirasa, özgün kültüre, geleneklere ve yöre halkının ayırt edici özelliklerine saygı duymak ve bunların değerlerini artırmak.

9)  Fiziki Bütünlük: Kentsel ve kırsal alanların kalitesini muhafaza etmek, iyileştirmek ve çevrenin fiziki ve görsel açıdan bozulmasını önlemek.

10) Biyolojik Çeşitlilik: Doğal alanların, yaşam alanlarının, yaban hayatının, türlerin ve endemizmin (yöreye özgü türlerin) korunmasını desteklemek ve bunlara verilen zararı asgari düzeye indirmek, bu uygulamalar süresince ve sonrasında koruma-kullanma dengesi gözeterek bunların bilinirliğini artırmak.

11) Kaynakların Verimli Kullanımı: Turizm tesislerinin ve hizmetlerinin gelişimi ve işletiminde, kısıtlı ve yenilenmeyen kaynakların kullanımını asgari düzeye indirmek, doğal, kültürel ve tarihi değerler söz konusu olduğunda yerel sahiplenmeyi ve ulusal ve uluslararası bilinirliği artırmak, bu uygulamalar süresince ve sonrasında koruma-kullanma dengesi gözeterek bunların bilinirliğini artırmak.

12) Çevresel Etki: Turizm işletmeleri ve ziyaretçilerden kaynaklanan hava, su ve toprak kirliliğini ve atık üretimini asgari düzeye indirmek, yöre halkını, işletme çalışanlarını ve misafirleri çevresel etki bağlamında bilgilendirmek ve “sorumlu işletme”, “sorumlu turist” gibi kavramları yaygınlaştırmak.

© beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.