Ad

Aromaterapi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Aromaterapi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Geleneksel Bilgeliğin Önemi ve Bitkisel Ürünlerin Güvenli Kullanımı

Bitkisel kozmetik ve doğal şifa yöntemlerine olan ilgi gün geçtikçe artıyor. Ancak bitkisel ürünlerin doğru şekilde kullanılması, bilgi ve deneyim gerektiren bir süreçtir. Sadece bitkinin neye yaradığını bilmek veya ona ulaşmak, her zaman doğru sonuçlar doğurmaz. Bazı bitkiler, doğru yöntemler ve doğru koşullar altında kullanılmadığında zararlı olabilir. Anadolu’nun kadim bilgeliği, bu bitkilerin güvenli kullanımını nesilden nesile aktarmış ve bu bilgi, ustadan çırağa geçen bir miras olmuştur.

Örneğin, Anadolu’da “tirşik” veya “livik” gibi adlarla bilinen yılan otu, yanlış kullanıldığında zehirli olabilecek bir bitkidir. Ancak bu bitki, geleneksel yöntemlerle doğru şekilde işlendiğinde sağlıklı bir besin haline gelir. Aynı şekilde, "ban otu" gibi bitkiler de benzer bir hassasiyeti gerektirir. Bu bitkiler, derin bir bilgi birikimi ve dikkat gerektiren bitkilerdir; yanlış kullanımları ciddi sonuçlara yol açabilir.

Günümüzde internet ve sosyal medya, bitkisel tedavi yöntemlerine ulaşmayı kolaylaştırsa da, bu tür bilgiler her zaman yeterli veya doğru olmayabilir. Bitkilerin nasıl kullanılacağı konusunda güvenilir ve bilimsel kaynaklardan faydalanmak büyük önem taşır. Örneğin, Almanya’nın E Monografileri, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Monografileri veya Türkiye’nin ilgili monografileri, bitkilerin güvenli kullanımını belirlemek için başvurulacak güvenilir kaynaklar arasında yer alır.

Besler Şifa olarak, sizleri doğal ürünler konusunda doğru bilgilendirme ve yönlendirme ile destekliyoruz. Ürünlerimizi geliştirirken sadece geleneksel bilgelikten değil, aynı zamanda modern bilimden de faydalanıyor, güvenilirliği kanıtlanmış bitkileri ve yöntemleri tercih ediyoruz. Bitkisel kozmetik ve şifa ürünlerimizi güvenle kullanabilmeniz için ürünlerimizin her bir aşamasında uzman kadrolarımızla çalışıyor, güvenli ve etkili ürünler sunmak için çaba gösteriyoruz.

Sonuç olarak, doğal ve bitkisel ürünler konusunda bilgi sahibi olmanın, onları güvenli ve etkin bir şekilde kullanmanın en önemli adımı olduğunu unutmayın. Bu bilgiyi doğru kaynaklardan edinmek, sağlığınız ve çevreniz için en güvenli seçimi yapmanızı sağlar. Besler Şifa olarak, doğal güzellik ve sağlık yolculuğunuzda sizlerin yanında olmayı sürdüreceğiz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Ölçütü: İlerlemenin Temeli

"Sürdürülebilirlik ölçütü olmadan, yönetim imkansızdır." Bu, iş dünyasında sıkça kullanılan bir deyiştir. Ancak çoğu zaman, ölçülmesi zor olan unsurların da yönetilmesi gerektiği gerçeği göz ardı edilir. Pazarlama alanında sıkça "sürdürülebilir" etiketini ürünlere, hizmetlere veya şehirlerimize koyarak bu kavramı kullanmaktayız, ancak bu durum, bağımsız bir doğrulama veya nicelleştirme gerektirmemektedir. Sağlıklı bir çevre ve sürdürülebilir bir medeniyet oluşturmak istiyorsak, ilerlememizi bilimsel verilere dayalı olarak tartabilmeliyiz.

Sürdürülebilirliğin bazı ölçütleri oldukça açıktır. Örneğin, insanlığın atmosfere saldığı sera gazı miktarı, dünyanın absorbe edebileceği miktarı aşmadığı sürece denge sağlanır. Küresel emisyonların sürdürülebilirliği takip edilebilir; fakat bireysel ve ulusal düzeyde sürdürülebilirliği değerlendirmek daha karmaşık bir hal alır. Her yıl daha fazla sera gazı saldığımızı ve dolayısıyla sürdürülebilirliğimizin her geçen saat azaldığını biliyoruz. Peki, biyolojik çeşitliliği koruyup koruyamadığımızı nasıl ölçebiliriz? Türlerin farklı nedenlerle ve farklı hızlarla yok olmaya devam ettiği günümüzde, bu soruya yanıt bulmak daha da zorlaşıyor (Díaz et al., 2019).

Biyolojik çeşitliliği sürdürülebilir kılmak, ekosistemlerin sağlık ve işlevselliğini korumak için hayati öneme sahiptir. Sürdürülebilirlik ölçütleri geliştirmek ve bu ölçütleri düzenli olarak gözden geçirmek, hem çevresel hem de ekonomik hedeflerimizi uyumlu hale getirmek için gereklidir. Besler Şifa olarak, çevresel etkilerimizi değerlendirmek ve sürdürülebilir uygulamaları benimsemek adına bu ölçütlere odaklanıyoruz. Bu sayede, hem ürünlerimizde hem de iş süreçlerimizde sürdürülebilir bir yaklaşım geliştirmeyi hedefliyoruz.

Kaynaklar

  • Díaz, S., Settele, J., Brondízio, E. S., & Larigauderie, A. (2019). Global assessment of biodiversity and ecosystem services. The Intergovernmental Science-Policy Platform on Biodiversity and Ecosystem Services (IPBES).
  • United Nations. (2015). Transforming our world: the 2030 agenda for sustainable development. New York: United Nations.
  • Porter, M. E., & Kramer, M. R. (2011). Creating shared value. Harvard Business Review, 89(1/2), 62-77.

Gelişmiş Bitkisel Kozmetik

Bitkisel kozmetik ürünlerin önemini vurgulamak için, fitoterapi ve aromaterapi uygulamalarıyla standartize edilmiş fitofarmasötiklerin yani Geleneksel bitkisel tıbbi ürünlerin (GBTÜ) kullanılmasını ayırt etmeliyiz. Bitkisel kozmetik ürünleri, tıbbi ve aromatik yağlar ve ürünler ile Geleneksel bitkisel tıbbi ürünlerin (GBTÜ) arasında kendine kullanım alanı bulmaktadır.

Bitkisel kozmetik ürünlerin, takviye edici gıda ve bitkisel tıbbi ürünlerden ayrılan özelliklerinin tartışılması önemlidir.  Geleneksel bitkisel tıbbi ürünlerin (GBTÜ) mevzuatı bu anlamda önemlidir. Geleneksel kullanımı bibliyografik olarak kanıtlanmış, geleneksel kullanım ile uyumlu endikasyonu bulunan; haricen, oral veya inhalasyon yoluyla kullanılan beşerî tıbbi ürünlerdir. Bir bitkisel drog veya bitkisel preparatın Türkiye’de veya Avrupa Birliği üye ülkelerinde en az on beş yıldır, diğer ülkelerde ise otuz yıldır kullanıldığını ve kazanılmış deneyimler temelinde kullanım süresi ile uyumlu olarak ürünün belirtilen şartlarda etkili ve güvenli olduğunu ifade eder. Bu bağlamda, şurup, pastil, tablet, tentür gibi ürünler örnek olarak verilebilir. Bu ürünlerin etkisi, kalitesi, güvenilirliği ve tekrarlanabilirliği gibi kriterler aranmaktadır. Ayrıca, bu ürünlerin kanıt düzeyi yüksek olmalıdır. 

Eczacılar bu konuda bu çalışmalara diğer taraftan bakarak kendi gelişimleirni sağlamalıdır. Diğer yandan, eczacıların kendi ekstrelerini (özütlerini) veya remedilerini (karışımlarını) yapabilmesi önemlidir. Sadece sağlık sektörünün bir mağazası haline gelmek eczacıların geleceğini sorgulanmasına yol açmaktadır. 

" Eczacılar; kozmetiği, geleneksel bitkisel tıbbi ürünleri (GBTÜ) ve fitoterapi - aromaterapi uygulamalarını rakibi gibi görmemelidir."

Fitoterapi ve aromaterapi uygulayıcıları kozmetik mevzuatını da iyi bilmelidir. Gelişmiş bitkisel kozmetik ürünlerin güvenilirliğini ve etkililiğini sağlamak için atılması gereken adımlar, sektördeki kalite ve standartların yükseltilmesine yönelik önemli adımlardır. 

Besler Şifa Atölyesi; Gelişmiş Bitkisel Kozmetik konusunda önemli araştırmalar ve çalışmalar yapmaktadır.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.



Besler Şifa: Doğanın Şifalı Dokunuşunu Keşfedin

Besler Şifa, bitkisel, yenilebilir, helal, doğal kozmetik ve aromaterapi alanında uzmanlaşmış bir marka olarak sağlıklı yaşamı teşvik ediyor. Tıbbi ve aromatik bitkilerle yapılan şifa yolculuğumuz, hem bireysel bakım hem de toplum sağlığına katkı sağlamak amacıyla yola çıktı. Pandemiden önce, 2018 yılında, şifalı bitkilerin önemine vurgu yaparak çıktığımız bu yol, doğal sağlık ve sürdürülebilirlik konularında liderliğimizi pekiştirdi.

Genç Lokman Hekimler Projesi

"Genç Lokman Hekimler" projesiyle, 100’den fazla katılımcıya “Tıbbi Aromatik Bitkileri Kıymetlendirme” eğitimi verdik. Bu projede amaç, gençlerin bitkisel tıbba olan ilgisini artırmak ve doğal tedavi yöntemlerini yaygınlaştırmaktı. Eğitimler sonucunda birçok katılımcı, şifalı bitkilerin kullanım alanlarını keşfederek bu alanda bilinçlendi.

Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi

"Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi" kapsamında, Güdül’deki kadınlar ve gençlere aromaterapi ve tıbbi aromatik bitkilerin ekim-dikim eğitimi verildi. Bu eğitimler, yerel halkın hem ekonomik hem de doğal kaynaklardan yararlanma yetisini artırmayı amaçladı. Proje kapsamında ayrıca "Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi" yayınlanarak, bölgedeki 500 kişiyle paylaşıldı. Böylece Güdül, doğal şifa yöntemlerinin bir merkezi haline geldi.

Bitkisel Kozmetikte Lider

Besler Şifa, bitkisel kozmetik alanında attığı adımlarla doğal sağlıkta öncü bir firma olarak dikkat çekiyor. Her bir ürün ve proje, doğanın iyileştirici gücünü en doğal haliyle topluma sunmayı hedefliyor. Hem doğaya saygılı hem de insan sağlığını koruyan bu yaklaşımımız, doğal yaşam becerilerini geliştirmeye yönelik önemli bir misyon olarak öne çıkıyor.

Doğal Sağlık ve Sürdürülebilirlik

Besler Şifa olarak, doğal sağlık ve sürdürülebilirliği bir yaşam tarzı haline getiriyoruz. Her projede amacımız, insanlara doğanın sunduğu şifa kaynaklarını tanıtmak ve daha dengeli, sağlıklı bir yaşam için ilham vermek. Ürünlerimizle ve eğitimlerimizle doğanın şifalı dokunuşunu keşfetmeye davet ediyoruz.

Bu yolculukta siz de bize katılın ve Besler Şifa’nın sunduğu doğal sağlık çözümleriyle tanışın.


Ümran İlmi ve Toplumların Gelişimi: Geçmişin Bilgeliği, Geleceğin Rehberi

İbn Haldun’un 14. yüzyılda ortaya attığı Ümran ilmi, toplumların doğuş, gelişme ve çöküş süreçlerini anlamaya çalışan bir disiplin olarak ortaya çıkmıştır. İbn Haldun, toplumları bedevi (göçebe) ve hazari (yerleşik) olarak ikiye ayırmış ve bu iki toplumsal formun birbirini nasıl etkilediğini, nasıl geliştiğini açıklamaya çalışmıştır. Ümran ilmi, toplumların geçirdiği değişim sürecini nedensel bir döngüyle ele alarak devletlerin nasıl kurulduğunu, büyüdüğünü ve en sonunda çöktüğünü analiz eder. Bu kavramın günümüzdeki karşılığı ise sosyolojidir; fakat İbn Haldun’un bakış açısı sosyolojiden daha kapsamlıdır, çünkü toplumların maddi ve manevi bütün yönlerini ele alır.

Peki, ümran nedir? Ümran, toplumların bir arada yaşama şekillerini ve ürettikleri değerler bütününü ifade eder. Ancak bu, sadece maddi refah ve bilimsel ilerleme anlamına gelmez. Ümran, bir toplumun kültürel, manevi, ahlaki ve sosyal yapısının bütünüdür. Günümüz medeniyet kavramından farklı olarak, ümran hem bedevi hem de hazari toplumları kapsayan bir kavramdır; yani hem göçebe hem de yerleşik yaşam biçimlerini içine alır. Ümran, kültür ve medeniyetin sentezidir, doğa ile uyumlu bir yaşamı ve insanın fıtratına uygun bir gelişimi ifade eder.

Neden Ümran İlmi Şimdi Daha Önemli?

Bugün, hızla gelişen teknoloji ve bilimsel ilerlemelerle birlikte, toplumların daha “medenileştiği” iddia edilse de bu medenileşmenin beraberinde getirdiği sorunlar açıkça görülmektedir. İnsanoğlu, doğadan uzaklaşarak kendi fıtratına yabancılaşmaya başlamış, bu da derin sosyal ve psikolojik problemlere yol açmıştır. Freud’un da belirttiği gibi, uygar insan, uygarlaştıkça doğasından uzaklaşmaktadır ve bu durum toplumlarda bir hoşnutsuzluk yaratmaktadır. Ümran ilmi ise, toplumların maddi gelişimi ile manevi dengeyi birleştiren bir yaklaşım sunar.

İbn Haldun’un ümran anlayışı, insanın doğasına ve toplumsal yapısına uygun bir gelişme modeli sunar. Bugün, iklim değişikliği, çevre sorunları, sosyal adaletsizlikler ve manevi buhranlarla karşı karşıya olan dünya, İbn Haldun’un bu perspektifine daha çok ihtiyaç duymaktadır. Ümran ilmi, sadece ekonomik ve teknolojik ilerlemeyi değil, toplumun bütünsel gelişimini göz önünde bulundurur. Yani bir toplumun refahı, sadece maddi zenginlik ve bilimsel başarılarla değil, aynı zamanda kültürel, ahlaki ve sosyal yapısının dengesiyle sağlanır.

Ümranlaşma: Sürdürülebilir ve Fıtrata Uygun Bir Gelişim

Modern dünyada, “medeniyet” kavramı genellikle Batı merkezli bir anlayışla, yerleşik hayatın sunduğu maddi refah ve bilimsel başarılarla özdeşleştirilmektedir. Ancak, bu medeniyet anlayışı insanoğlunun doğayla uyumunu göz ardı etmektedir. Ümran ilmi, insanın doğasına aykırı davranmadan medenileşmeyi savunur. Yani, bir toplumun gelişimi, fıtratını ve manevi değerlerini koruyarak olmalıdır. Medenileşme, yalnızca bilimsel ve teknolojik ilerleme anlamına gelmemelidir; aynı zamanda toplumsal ahlak, adalet, kültürel değerler ve çevreye duyarlılık da bu sürecin bir parçası olmalıdır.

Günümüz dünyasında çevre krizleri, insan fıtratına aykırı yaşam tarzları ve toplumsal adaletsizlikler göz önüne alındığında, ümran kavramı modern medeniyet anlayışına alternatif bir bakış açısı sunmaktadır. Bu bakış açısı, sadece teknolojik gelişmelere odaklanmak yerine, insan ve doğa arasındaki dengeyi, toplumların ahlaki yapısını ve kültürel değerlerini de dikkate alarak sürdürülebilir bir gelişim modeli önerir.

Ümran İlmi ve Geleceğe Yön Veren Kavramlar

Bir toplumun gelişmişliğini belirleyen unsurlardan biri, kendi kavramlarını üretebilme yeteneğidir. Medeniyet kelimesi Batı'dan devralınmış ve Türkçeye uyarlanmış bir kavramdır. Oysa İbn Haldun’un geliştirdiği ümran kavramı, Batı medeniyeti yerine, doğaya ve insana uygun bir yaşam tarzını ifade eder. Ümran ilmi, Batı medeniyetinden farklı olarak insanın fıtratını, doğayla olan ilişkisini ve toplumsal ahlakı da göz önünde bulundurur.

Günümüz toplumlarının karşı karşıya olduğu sorunlar göz önüne alındığında, ümran kavramı ve İbn Haldun’un düşünceleri, daha sürdürülebilir ve dengeli bir gelişim modeli sunmaktadır. Toplumların sadece maddi anlamda değil, aynı zamanda manevi ve kültürel açıdan da gelişmesi, geleceğimiz için hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle, ümran ilmini hatırlamak ve toplumların gelişim süreçlerinde bu kavramı rehber edinmek, modern dünyada sürdürülebilir bir toplum inşa etmenin anahtarı olabilir.

Sonuç

İbn Haldun’un ümran ilmi, insanın doğası ve toplumsal yapısı ile uyumlu bir gelişim modelini ifade eder. Toplumların maddi ve manevi dengelerle büyümesi gerektiğini savunan bu anlayış, günümüzün sosyal, ekonomik ve çevresel sorunlarına çözüm olabilecek bir perspektif sunmaktadır. Ümranlaşma, insanın fıtratını ve toplumsal ahlakını koruyarak, doğaya uyumlu ve sürdürülebilir bir medeniyet inşa etmeyi amaçlar. Bugün, toplumların daha adil, dengeli ve sürdürülebilir bir geleceğe adım atmaları için ümran ilmi önemli bir rehber olabilir.



Ekmek Yapımına Yolculuk: 5 Günlük Kurs Programı

1. Gün: Temel Beyaz Ekmek Hamuru ve Zeytinyağlı Hamurlar

İlk günümüzde, klasik beyaz ekmek hamuru yapımıyla başlıyoruz. Yaş maya kullanarak, temel ekmek hamurunu oluşturmayı öğreneceğiz. Bu hamurla birçok farklı ekmek yapabilirsiniz; biz de "fougasse" ve "breadstick" hazırlayacağız. Ayrıca zeytinyağlı hamurdan nefis bir "focaccia" yapacağız. Hamurla ilgili deneyiminiz olsa bile, hamuru işleme ve gluteni geliştirme tekniklerinde ince detayları öğreneceksiniz.

2. Gün: Fransız Ekmeklerine Giriş
İkinci gün, Fransız ekmeklerinin dünyasına adım atıyoruz. İlk olarak baget yapımını öğreniyoruz, ardından çavdar katkılı "Pain de campagne" yapıyoruz. Bu aşamada cıvık hamurlarla başa çıkmayı ve onları doğru yöntemlerle işlemeyi öğreneceğiz. Yapışkan hamurlar artık size zorluk çıkarmayacak!

3. Gün: İtalyan Ekmekleri
Üçüncü gün İtalyan ekmeklerine ayrılmış. Günün yıldızı "ciabatta" olacak. Cıvık yapısı nedeniyle başta zorlayıcı görünen bu ekmek, doğru tekniklerle ele alındığında keyifli hale geliyor. Hamuru geliştirip biçimlendirme süreçlerinde ellerinizle ustalaşacaksınız.

4. Gün: Tatlı Hamurlar ve Ekşi Maya ile Tanışma
Dördüncü gün, hem tatlı hamurlara hem de ekşi maya ekmeklerine giriş yapıyoruz. Zenginleştirilmiş hamur denilen, yağ ve yumurta katkılı iki farklı hamur yapıp, dolgu malzemeleriyle çeşitlendiriyoruz. Ardından ekşi maya ekmek hamurunu hazırlayıp, katlama ve dinlendirme süreçlerini uyguluyoruz.

5. Gün: Ekşi Maya Ekmekleri ve Genel Tekrar
Son gün, ekşi maya ekmeklerini pişiriyoruz ve bagetlerimize son şekillerini veriyoruz. Bugüne kadar öğrendiğimiz tüm teknikleri yeniden gözden geçiriyor ve uygulamalı olarak pekiştiriyoruz. Bu gün, tüm kurs boyunca edindiğiniz bilgilerle kendi ekmeklerinizi mükemmelleştirme yolunda atacağınız adımlara odaklanacağız.

Kurs sonunda, ekmek yapımına dair pratik ipuçları, hamuru işleme yöntemleri ve metodik düşünmenin önemini öğrenmiş olacaksınız. Artık sıra, öğrendiklerinizin ışığında kendi ekmeklerinizi geliştirmekte!



Fare Çuvalı Teorisi: İçsel Barış ve Dışsal Tehditler

Bir Anadolu kasabasında tarım mühendisi olarak çalışan bir adamın, Ankara'ya gitmek üzere trene binmesiyle başlayan bir yolculuk, "Fare Çuvalı Teorisi" adı verilen etkileyici bir metaforla anlatılmaktadır. Yolculuk sırasında, yanında oturan yaşlı bir köylü çiftçi, ayaklarının altında bir çuval taşımaktadır. Mühendis, çuvalın içindekileri merak eder ve çiftçiye sorduğunda, çiftçi bu çuvalın fareler ve sıçanlarla dolu olduğunu ve bunları Ankara'daki Ulusal Araştırma Merkezi'ne satmak üzere yola çıktığını açıklar.

Çiftçi, her çeyrek saatte bir çuvalı çevirip sallayarak farelerin yerleşmelerini engellemeye çalışmaktadır. Çünkü eğer çuvalı uzun süre sallamazsa, fareler ve sıçanlar rahatlayacak ve çuvalı kemirmeye başlayacaktır. Bu durum, çiftçinin zihninde bir strateji oluşturur: Farelerin gerginliklerini artırmak ve içgüdülerini harekete geçirmek, çuvalı unutmalarını sağlamak.

Bu metafor, günümüzde karşılaştığımız iç ve dış tehditlerin güzel bir temsilidir. Ülke olarak huzur ve istikrar hissettiğimiz anlarda, dost ve müttefik stratejik ortaklarımız içten ve dıştan çuvalı sallamakta, toplumsal huzurumuzu bozmaya çalışmaktadır. Bu noktada, manipülasyonlara maruz kalmamak ve içgüdülerimizi yönlendirenlerin ardına düşmemek kritik bir öneme sahiptir.

Toplumlar, bu tür manipülasyonlar karşısında uyanık olmalı ve gerçek tehditlerin farkında olmalıdır. "Çuvalı kemirip delme" gerekliliğini unutmadan, kendi milli ve manevi değerlerimize dönüş yapmalıyız. Besler Şifa olarak, bu bilinçle hareket ederek, doğa ve insan arasındaki dengeyi korumak için çaba gösteriyoruz.

Doğal kaynaklarımızı kullanırken, toplumumuzu bilinçlendirmek ve iç huzuru sağlamak için elimizden geleni yapmalıyız. Bu yolda ilerlerken, bireylerin ve toplumların sağlıklı bir geleceğe adım atması için birlikte çalışmalıyız. Uyan, ülkem, uyan! Titreyin ve kendi özünüze dönün!

Bünyeniz İçin doğal yaşam tüyoları

Kışa girerken sağlığınızı korumak için ekranlardan uzak durmak ve gözlerinizi dinlendirmek gerçekten önemli. İşte Besler Şifa’dan kış aylarında sağlıklı kalmanız için birkaç doğal yaşam tüyosu:

1. Bağışıklık Sistemini Güçlendirin: Bol miktarda C vitamini içeren meyve ve sebzeler tüketin. Turunçgiller, kivi, brokoli ve ıspanak gibi besinler bağışıklık sisteminizi destekler. Propolis tüketmek gerekebilir.

2. Düzenli ve Kaliteli Uyku: Her gece aynı saatte yatmaya özen gösterin ve yeterli uyku alın. Bu, vücudunuzun dinlenmesine ve yenilenmesine yardımcı olur. Uyku kalitesini arttırmak için lavanta yağı temin etmelisiniz.

3. Bol Su İçin: Kış aylarında da su tüketimini ihmal etmeyin. Günde en az 8 bardak su içmek, vücudunuzun nem dengesini korur ve toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Alkali su için Besler Şifa dan çıra- kaya tuzu seti alabilirsiniz.

4. Sağlıklı Beslenme: Protein, lif ve sağlıklı yağlar açısından zengin bir diyet uygulayın. Özellikle ev yapımı yoğurt, turşu ve kefir gibi probiyotik gıdalar tüketmek bağışıklık sisteminizi güçlendirir. elma sirkesi hala yoksa muhakkak Besler Şifa dan temin etmelisiniz.

5. Egzersiz Yapın: Soğuk havalarda bile düzenli egzersiz yapmaya çalışın. Evde yapabileceğiniz basit egzersizler bile metabolizmanızı hızlandırır ve enerjinizi artırır. Egzersizler sonra Masaj Kerimimizden faydalanın.

6. Sebze ve Salata Tüketin: Sofranızda mutlaka sebze ve salata bulundurun. Bu, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri almanızı sağlar.

7. Kahvaltıyı Atlamayın: Sabah kahvaltısını mutlaka yapın ve gün içinde sabah çok, öğle orta ve akşam az miktarda yemek tüketin.

8. Gece Meyve Tüketiminden Kaçının: Meyveyi gün içinde tüketin, ancak saat 21’den sonra meyve yememeye özen gösterin. 

Bu tüyolarla kış aylarını daha sağlıklı ve enerjik geçirebilirsiniz! Başka bir konuda yardıma ihtiyacınız olursa, buradayız. 😊

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.



Kök Hücrelerin Gücü: Gençleşmenin ve Şifa Bulmanın Anahtarı mı?

Günümüzde bilim dünyasında büyük bir yankı uyandıran kök hücre tedavileri, gençleşme ve hastalıkların tedavisinde devrim niteliğinde gelişmelere kapı aralıyor. Ancak burada bahsedilen kök hücreler, geleneksel anlamda bildiğimiz kök hücreler değil; indüklenmiş kök hücreler. Bu hücreler, aslında normal doku hücreleridir fakat yaşları geriye çevrilmiş, yani adeta "gençleştirilmiş" hücrelerdir.

Peki bu tam olarak ne anlama geliyor? Eğer 50 yaşındaysak, vücudumuzdaki hücreler de aşağı yukarı aynı yaşta olur. Ancak bu hücreleri indükleyerek yani bir şekilde “dürterek”, gençlik dönemlerine döndürmek mümkündür. Bu teknoloji, yakın gelecekte gençleşme ve hastalıkların tedavisinde devrim yaratacak yöntemlerden biri olmaya aday.

Tip 1 Diyabet ve İndüklenmiş Kök Hücreler

Son dönemde indüklenmiş kök hücrelerle ilgili belki de en heyecan verici gelişmelerden biri, Tip 1 diyabetli hastalarda yaşanıyor. İnsüline bağımlı olarak yaşayan bu hastaların, indüklenmiş kök hücre tedavisi ile tekrar insülin üretebilen hücrelere sahip olması ve insülin enjeksiyonlarına ihtiyaç duymaması, bilim dünyasında büyük bir umut ışığı olarak kabul ediliyor. Bu, kök hücrelerin gençleştirici ve onarıcı gücünün ne kadar büyük olduğuna dair en somut örneklerden biri.

Yaşlanma ve Hücrelerimizi Gençleştirme

Hepimiz biyolojik olarak farklı hızlarda yaşlanıyoruz. Kimi zaman kronolojik yaşımıza göre daha yaşlı ya da genç olabiliriz. Ancak her durumda yaşlanma sürecimiz yavaş ya da hızlı bir şekilde ilerlemeye devam eder. Yaşlanmayı durdurmak ya da yavaşlatmak adına kök hücre tedavileri büyük bir potansiyele sahip. Fakat geleneksel kök hücreler, bazı sorunlara neden olabiliyor.

İşte bu noktada, Nobel ödüllü bir çalışma devreye giriyor: Yamanaka Faktörleri. Bu dört madde, vücudumuzdaki normal yaşlanmış hücrelerle bir araya geldiğinde, hücrelerin yaşını unutmasına ve adeta sıfır yaşına dönmesine neden oluyor. Yani, bu faktörlerle hücrelerimizi gençleştirmek, onları yeniden canlandırmak mümkün hale geliyor.

Besler Şifa Ekoköy Evi'nde Doğanın Şifasıyla Gençleşmek

Bilimin bu büyük keşifleri, doğadan aldığımız ilhamla birleştiğinde, sağlıklı bir yaşamın kapılarını aralayabiliriz. Besler Şifa Ekoköy Evi’nde, doğanın bize sunduğu iyileştirici güçlerden ilham alarak, bedenlerimizi genç tutmak ve hastalıklarla mücadele etmek mümkün. Doğru beslenme, aralıklı oruç ve bitkisel tedavilerle birlikte, hücrelerimizi doğal yollarla gençleştirmek ve sağlığımızı korumak için gerekli adımları atabiliriz.

Kök hücrelerin gelecekte neler yapabileceğini göreceğimiz günler çok yakın!

Bu yazı Oksijen gazetesinden değiştirilerek ve kısaltarak alınmıştır.

Dr. Ayşegül Çoruhlu;  aysegulcoruhlu@hotmail.com



SATILIK TOPRAK 

Herkes zannediyor ki savaş falan çıkacak vatan için silahımızı, kılıcımızı alıp cepheden cepheye koşup vatanımızı, toprağımızı kurtaracağız eskisi gibi ...

Hayır öyle olmayacak artık..!

Sizler çocuğum rezil olmasın şehirde büyüsün, şehirden ev, araba alayım, köyden büyük şehirlere kaçayım derken, kim olduğunu dahi bilmediğinız insanlar gelecek dedenizin babanızın size miras bıraktığı tarlaları, evleri, köyleri tek tek satın alacak, söz sahibi olacaklar. Siz kurak 5 para etmez dediğiniz toprağınızı 3 kuruş fazlaya sattım kar yaptım diye kasılacaksınız. 

1 tane boş arazi bırakmadan işleyecekler, üretecekler, senin benim yapamadığımı yapacaklar. Bizim değerini bilmediğimiz yarım dönüm toprak dahi onların en büyük hayali. 

Biliyorlar ki Türkiye topraklarına adamı ters diksen düz biter. 

Vatanın, topraklarımızın en büyük bekçisi, koruyucusu topraktan üreten köylülerdir. 

Tarım arazileri yabancıların eline geçerse, 

Türk köylüsü biterse Atalarımızın bize kanıyla, canıyla, aç, susuz kalarak aldığı bu toprakları 

hiç savaşmadan kağıt parçası uğruna satarsak, o zaman savaşı kaybetmiş olacağız. 

Yatırım yapmak istiyorsanız gidin tarla alın, 

49 yıllığına dağlardan arazimi kiralanıyor;

bunu onlara bırakmayın siz kiralayın. Topraktan kalkanla evi, arabayı her zaman alırsınız. 

Miras başında kavga edip satılığa çıkarmayın. Paraya ihtiyacınız varsa toprağı işleyen kardeşinize satın. 

Miras başında kavga edip bölüşülemeyen, mahkemelik olan tarla satışlarına gidin bakın; adliye önünde farklı bölgelerden haber alıp koşup gelen nereye çalıştığı, kime hizmet ettiği belli olmayan, yüzünü ilk ve son defa göreceğiniz insanlarla dolu. 

Savaş çıkacak diye beklemeyin. Savaşın ortasındayız.

Toprak için kan veren atalarımızın, para için toprak satan torunları olduk...

Toprağınızı satmayın...

Iktibas

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.



Kırsal Kalkınmaya Model olarak Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi'nin Yayınları

"Şifa Yolu" projesi, insanların sağlıklı ve doğal yöntemlerle yaşamlarını sürdürdüğü, şifalı bitkilerin ve doğal kaynakların kullanıldığı yaşam alanlarını içeren bir kavramdır. Bu projenin ortaya çıkışı, doğanın sunduğu şifalı kaynakların değerinin farkına varılmasıyla Güdül'de olmuştur.

"Şifa Yolu" projesinin önemli bir bileşeni de bilgi paylaşımı ve eğitimdir. Bu projenin bir parçası olarak, insanlara doğal şifa kaynakları hakkında bilgi verilir, şifalı bitkilerin yetiştirilmesi ve kullanımı konusunda eğitimler düzenlenir ve sağlıklı yaşam biçimleri konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapıldı. Proje kapsamında Doğal Yaşam Atölyesi, Doğa yürüyüşleri ve güdül destinasyonlarının tanıtımından sonra eğitim ve seminerler yapılmıştır.

1.     Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Eğitimi: 20 köylü, tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği konusunda eğitim almıştır. Bu eğitimler Ekolojik bahçe tasarımı semineri ile tamamlandı. Bu eğitim kaydı: https://www.youtube.com/live/Kj0crBvw3D4?si=NNcSQsfcTmYY7yAA

2.     Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi adında bir çalışma da yayınlanmıştır. Bu rehberde özellikle Güdül civarında yetiştirilebilecek 25 bitkinin literatüre dayalı toprak ve iklim talepleri; arazi hazırlığı ve ekim- dikim; sulama, gübreleme ve bakım; kullanım alanları; hasat ve kurutma özellikleri verilmiştir. Yetiştiricilik için önemli ve kısa bilgiler yanında her bitkinin fotoğrafı verilmiştir. Bu yayın proje köylerinden talep edenlere, köy muhtarlıklarına, belediyeye, kaymakamlığa, ilçe tarım müdürlüğüne, çevredeki üreticilere 100 adet dağıtılmıştır ve yayın 5 farklı dijital mecrada yayınlanmıştır. Eğitimin devamı olarak bitki ve tohum paylaşımları yapılmıştır. Rehber: https://blog.beslersifa.com/2023/03/gudul-icin-sifal-bitkiler-rehberi.html

3.     Orman Okulu Liderliği Eğitimi: Güdül'de doğa temelli eğitimlerin gerçekleştirilebileceğine dair öğretmenlere yönelik 30 saat çevrimiçi ve 30 saat yüzyüze eğitim düzenlenmiştir. Eğitime 10 farklı ilden 30 kişi katılmıştır. Bu konuda orman okulu yayınlarına buradan ulaşabilirsiniz; https://www.yesilormanokulu.com/p/kutuphane.html

4.     Güdül Ekoturizm Çalıştayı: 63 farklı kurumdan 100 kişi, Güdül için düzenlenen ekoturizm çalıştayına katılmıştır. Çalıştay sürecinde, uzmanlar tarafından belirlenen yöntem, konular ve elde edilen sonuçlar, Türkiye genelinde uygulanabilir bir model teşkil etmektedir. Çalıştayda 9 farklı sunuma ve 9 serbest görüşe yer verilmiştir. Kayıt izleyebilirsiniz; https://www.youtube.com/watch?v=hynxpLQqLEs

5.     Sonuç kitabında 19 uzun vadeli ve 14 kısa vadeli olmak üzere toplam 33 karar alınmıştır. Bu etkinlik, Güdül'ün turistik potansiyelini ve sürdürülebilir turizm modellerini geliştirmeye yönelik bir adım olmuştur. Bu çalıştay; konu çeşitliliği, yapılan sunumları ve alınan kararları, Güdül'ün turizm açısından değerini artırmak ve bu alanda öncü bir rol oynamak adına önemli bir katkı sağlamıştır. Çalıştay kırsal kalkınma ve ekoturizmle kalkınma konusunda model olarak alınabilir. Sakin Şehir Güdül Şifa Yolu Projesi'nin ikinci ulusal yayınıdır. https://blog.beslersifa.com/2023/11/gudul-ekoturizm-ve-agroturizm-calstay.html

6.     Ekoköy Evi Kuruldu; Ekoköy Evi proje kapsamında şark köşesi ve diğer müştemilatıyla kuruldu. 1- Doğal Yaşam bilgileri ve tecrübeleri edinmek, 2- Şifa Yolu’nda keşifler yapmak, 3- Şifalı Duraklar keşfetmek, 4- Doğal Yaşam Üreticilerini desteklemek, 5- Atalık Tohum takası ve fide temin etmek, 6- Ücretsiz eğitimler ve fırsatlara katılmak, 7- Sürdürülebilir ekoturizm kültürü için, 8- Ankara ekoloji gündemini takip etmek için kurulmuştur. Böylece projenin sürdürülebilirliği sağlanması ve projenin etkin yönetimi sağlanması hedeflenmiştir. Ekoköy Evi olarak Osmanlı Tıbbında Gıdalarla Tedavi konusunu kıymetli hocamız Dr. Gülay Çoksarı eğitim verdiler. Eğitim kaydı: https://www.youtube.com/live/PUjzRb76nvA?si=lvwhgTBjyTGpZYDo

7.     Projenin her faaliyeti görünürlük çalışmaları yaklaşık 1000 kişilik whatsapp gruplarında ve yaklaşık 2500 kişinin takip ettiği www.instagram.com/beslersifa.ekokoyevi sayfasında yapılmıştır. Proje faaliyetleri detaylıca www.beslersifa.com web sayfasında yayımlanmıştır. Ekoköy Evi whatsapp grubu için tıklayınız: https://chat.whatsapp.com/LJJ0Ur5ggAOByiIa8C2o3u

Sonuç olarak; Doğal yaşam için gerekli gıda tedarik zincirlerine ve becerilerinin önemine vurgu yapılmış ve bununla ilgili Güdül'deki destinasyonlarda (şifa yolu) kapasite geliştirme çalışmaları yapılmıştır. Tıbbi ve aromatik bitkilerle çevremizi ve yaşamımızı güzelleştirebileceğimize vurgu yapılmıştır. Güdül'de ekoturizm ve agro turizmle sürdürülebilir ve insani kalkınma hakkına vurgu yapılmıştır ve bu konuda yapılan çalıştay rol model olmuştur. Proje sonuçları: https://blog.beslersifa.com/2024/05/sakinsehir-gudul-sifa-yolu-projesi.html

Projeye destek veren kurumlar ve bireyler, doğal yaşam alanlarının korunması ve insanların sağlıklı yaşamlarını sürdürebilmeleri için önemli bir rol oynamaktadır. Şifa Yolu, doğal kaynaklardan faydalanarak insanların sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmelerine katkı sağlayacak önemli bir girişim olan Ekoköy Evi olarak faaliyetlerine devam edecektir.

Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.



 

 

 

 

 

 

 

Besler Şifa’nın Kariyer Tarihi: Doğal Sağlık ve Bitkisel Kozmetiğin Yolculuğu

Besler Şifa, bitkisel kozmetik, aromaterapi ve fitoterapi alanlarında önemli bir isim haline gelirken, bu yolculuğu boyunca birçok proje ve etkinlikte yer aldı. Her biri, firmamızın misyonunu gerçekleştirmesine katkı sağlayan önemli adımlar olarak öne çıkmaktadır. İşte Besler Şifa’nın kariyer tarihindeki en önemli duraklar ve bu süreçte elde edilen başarılar.

1. Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin İzlenmesi ve Çalışmalar (2013-2019)

Besler Şifa’nın temelleri, tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanım ve üretim tekniklerini araştırmakla atıldı. Hem ülkemizin farklı bölgelerinde (İzmir, Afyon, Kütahya, Balıkesir, Antalya, Isparta) hem de Akdeniz ülkelerinde (Cezayir, Fas, Lübnan) yapılan gözlemler ve çalışmalar, firmamızın bilgi birikimini ve deneyimini şekillendirdi. Bu süreçte edindiğimiz tecrübeler, Besler Şifa’nın gelecekteki başarılarına zemin hazırladı.

2. Hacamat ve Sülük Eğitiminin Önemi (2015)

2015 yılında, "Hacamat ve Sülük Eğitiminin Önemi" konulu çalışma, firmamızın kurucularının tam katılımıyla gerçekleştirildi. Bu eğitim, geleneksel tıbbın önemli unsurlarını öğrenme ve uygulama fırsatı sundu. Süleyman Gök tarafından yürütülen bu çalışma, Besler Şifa’nın geleneksel tıpla modern bilimi birleştiren yaklaşımının bir yansımasıdır.

3. Besler Şifa’nın Kuruluşu ve İlk Adımlar (2015)

Tıbbi ve aromatik bitkilerin kıymetlendirilmesi konusundaki yoğun çalışmalar ve aromaterapi eğitimlerinin ardından, 2015 yılında Besler Şifa kuruldu. Bu önemli adım, firmamızın doğal ürünler sunma ve toplum sağlığını destekleme misyonunu resmi olarak başlatması anlamına geliyordu.

4. 1. Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi (GETAT 2018)

2018 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen "1. Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi"ne (GETAT 2018) katılım sağladık. Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen bu kongrede, geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın önemi bir kez daha vurgulandı ve Besler Şifa olarak bu alandaki bilgi ve deneyimimizi paylaşma fırsatı bulduk.

5. 4. Uluslararası Odun Dışı Orman Ürünleri Sempozyumu (2018)

Bursa Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen "4. Uluslararası Odun Dışı Orman Ürünleri Sempozyumu"nda tam katılım göstererek, odun dışı orman ürünlerinin potansiyelini ve önemini bir kez daha gözler önüne serdik. Bu sempozyum, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı konusunda farkındalık yaratmak için önemli bir platformdu.

6. Genç Lokman Hekimlerin Şifa Kapısı Projesi (2021-2022)

2021-2022 yılları arasında Gençlik ve Spor Bakanlığı desteğiyle hayata geçirilen "Genç Lokman Hekimlerin Şifa Kapısı Projesi", Besler Şifa koordinasyonunda gerçekleşti. Proje kapsamında, 100’den fazla kişiye "Boyar Itri ve Tıbbi Bitkilerin Değerlendirilmesi (BITKI)" eğitimi verildi. Bu eğitimler, Doç. Dr. Sabri Erbaş’ın rehberliğinde gerçekleşti ve genç neslin bitkisel tıp konusunda donanımlı hale gelmesine katkıda bulundu.

7. İntegratif ve Anadolu Tıbbı Kongresi (2022)

2022 yılında SBÜ Bursa Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen "İntegratif ve Anadolu Tıbbı Kongresi"ne katılım sağladık. Bu kongre, Anadolu’nun zengin tıbbi bitki mirasını ve integratif tıbbın önemini vurgulayan önemli bir etkinlik oldu. Besler Şifa olarak, bu mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması konusunda kararlılığımızı bir kez daha gösterdik.

8. Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi (2022-2023)

Mart 2022’den Aralık 2023’e kadar süren "Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi" kapsamında, Güdül’de kadınlara ve gençlere aromaterapi faaliyetleri ve tıbbi aromatik bitkilerin ekim-dikim eğitimi verildi. Bu Bu projede, yerel halkın doğal sağlık yöntemleri konusundaki bilgi ve becerilerini geliştirmeyi amaçladı.

9. Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi (2023)

Mart 2023’te yayımlanan "Güdül için Şifalı Bitkiler Rehberi", tıbbi ve aromatik bitkilerin ekim ve dikimi konusunda yerel halkı bilgilendiren ve rehberlik eden önemli bir kaynak oldu. Bu rehber, GEF SGP desteğiyle hayata geçirilmiş olup, Güdül bölgesinin zengin bitki örtüsünü koruma ve değerlendirme amacı taşımaktadır.

10. Besler Şifa’nın Sosyal Girişim Olarak Kurulması (2023)

Besler Şifa, 2023 yılında resmi olarak bir sosyal girişim olarak kuruldu ve Sağlık Bakanlığı tarafından ÜTS kaydı alınarak ürünlerini satışa sunmaya başladı. Bu adım, firmamızın doğal ürünler alanındaki kararlılığını ve toplumsal fayda sağlama misyonunu pekiştirdi.

Sonuç: Doğal Sağlıkta Bir Liderin Yükselişi

"Genç Lokman Hekimlerin Şifa Kapısı Projesi", Besler Şifa koordinasyonunda gerçekleşti. Proje kapsamında, 100’den fazla kişiye "Boyar Itri ve Tıbbi Bitkilerin Değerlendirilmesi (BITKI)" eğitimi verildi. "Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi" kapsamında, Güdül’de kadınlara ve gençlere aromaterapi faaliyetleri ve tıbbi aromatik bitkilerin ekim-dikim eğitimi verildi. Bu Bu projede, yerel halkın doğal sağlık yöntemleri konusundaki bilgi ve becerilerini geliştirmeyi amaçladı. Bu projede "Güdül için Şifalı Bitkiler Rehberi" yayınlanarak 500 kişiyle paylaşıldı.

Bitkisel kozmetikte ve doğal yaşam becerilerinde öncü bir firma olarak dikkat çekiyor.

Besler Şifa, bitkisel kozmetik ve aromaterapi alanlarında attığı adımlarla, doğal sağlık ve sürdürülebilirlik konusunda lider bir marka haline geldi. Her bir proje ve etkinlik, firmamızın misyonunu gerçekleştirme yolunda atılmış önemli adımlar olarak öne çıkıyor. Doğal ürünlerin gücünü topluma tanıtarak, daha sağlıklı ve dengeli bir yaşam tarzını teşvik etmeye devam ediyoruz. Besler Şifa’nın bu yolculuğunda bize katılın ve doğanın şifalı dokunuşunu keşfedin.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.



Kuşburnu ve Şifalı Etkileri: Besler Şifa ile Sağlık Dolu Bir Yaşam


Doğal bitki çayları arasında halk tarafından sevilerek tüketilen kuşburnu, özellikle kış aylarında grip ve nezle gibi hastalıklara karşı güçlü bir koruma sağlar. Fakat kuşburnunun faydaları yalnızca bununla sınırlı değildir. Kuşburnu, solunum yolu hastalıklarına karşı oldukça etkili bir bitkidir ve birçok rahatsızlık için doğal bir destek sunar.

Kuşburnu: Sonbaharın Şifalı Meyvesi Sonbahar ve kış aylarında farklı şekillerde tüketilebilen kuşburnu, kalp damar hastalıklarından diyabete, mide rahatsızlıklarından soğuk algınlığına kadar birçok sağlık sorununa iyi gelir. Özellikle bağışıklık sistemini güçlendiren etkisi, bu meyvenin önemini daha da artırır. Yabani gül olarak da bilinen kuşburnu, ülkemizde bolca yetişen bir çalı bitkisinin meyvesidir. Eylül ve Ekim aylarında toplanan kuşburnu, marmelat, çay, şerbet, reçel, komposto ve pekmez gibi çeşitli formlarda kullanılabilir. Besler Şifa olarak, bu doğal mucizeyi en saf haliyle sunuyoruz.

Kuşburnunun Sağlığa Faydaları Kuşburnu, yüksek oranda likopen ve C vitamini içerir. Bu antioksidan bileşenler, vücudu serbest radikallere karşı korur ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkların önlenmesinde etkilidir ve mide rahatsızlıklarıyla sindirim sistemi üzerinde olumlu etkiler sağlar. Ayrıca kuşburnu, kan şekerini düzenler ve kalp damar sağlığını korumada önemli bir rol oynar.

Kalp ve Damar Sağlığı Besler Şifa’nın doğal kuşburnu ürünleri, içerdiği yüksek C vitamini sayesinde damar yapısını güçlendirir, kan basıncını düzenler ve kötü kolesterolü düşürerek kalp sağlığını korur. Düzenli tüketildiğinde kalp damar sağlığına olumlu katkılar sağlar.

Kan Şekerini Düzenler Kuşburnu, insülin direncini azaltarak Tip 2 diyabet riskini düşürür ve mevcut diyabet hastalarında kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur. Ayrıca demir emilimini artırarak kansızlık sorununu önler.

Mide Rahatsızlıklarına Doğal Çare Kuşburnu, mide pH dengesini korur, gastrit ve ülser gibi mide sorunlarının önüne geçer. Ayrıca zararlı bakterilere karşı vücudu koruyarak enfeksiyon riskini azaltır.

İltihap ve Ağrılar için Destek Kuşburnu meyvesi, iltihaplanma ve eklem ağrılarının tedavisinde de yardımcıdır. Vücudun inflamasyon sürecini hızlandırarak bağışıklık sistemini destekler.

Cildi Güzelleştirir Kuşburnu, içerdiği A ve C vitaminleri sayesinde kolajen üretimini artırarak cildin daha genç, sıkı ve sağlıklı görünmesine yardımcı olur. Düzenli kuşburnu tüketimi, cildin yaşlanma belirtilerini geciktirir.

Bağışıklık Sistemine Tam Destek C vitamini, bağışıklık sisteminin güçlenmesine büyük katkı sağlar. Kuşburnu, içerdiği yüksek C vitamini ve antioksidanlar sayesinde vücudu dış etkilere karşı korur. Likopen, magnezyum, demir, A, B, E ve K vitaminleri de bağışıklık direncini artırır.

Boşaltım Sistemine Faydaları Kuşburnu, lif açısından zengin yapısıyla sindirimi kolaylaştırır ve kabızlık gibi sorunlara doğal bir çözüm sunar. Bağırsakların sağlıklı çalışmasına yardımcı olur.

Kuşburnu Tüketiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler Her besinde olduğu gibi, kuşburnunun da aşırı tüketimi yan etkilere yol açabilir. Mide yanması, bulantı, baş ağrısı gibi belirtiler görülebilir. Böbrek taşı oluşumuna yatkınlığı olan kişiler dikkatli tüketmelidir. Diyabet hastalarının ve hamilelerin kuşburnu tüketmeden önce hekimlerine danışmaları önemlidir.

Besler Şifa’dan Kuşburnu Çayı Tarifi Kuşburnu çayı hazırlamak için kurutulmuş ya da taze kuşburnu meyvelerini kullanabilirsiniz. Bir fincan su için iki çay kaşığı kuşburnu yeterlidir. Yıkadığınız kuşburnu meyvelerini 10 dakika kaynatarak demleyebilirsiniz. Çayı zenginleştirmek için elma, tarçın kabuğu, karanfil veya zencefil ekleyebilirsiniz. Şeker veya bal ile tatlandırarak sıcak bir kış çayına dönüştürebilirsiniz.

Besler Şifa’nın doğal ve şifalı kuşburnu ürünleriyle, sağlığınıza destek olun!

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.

Çocukları Okula Hazırlama Ürünleri: Doğal ve Güvenli Seçenekler

Okula dönüş zamanı, çocuklar için yeni bir dönemin başlangıcını ifade ederken, ebeveynler için de sağlıklı ve doğal ürünlerle çocuklarını en iyi şekilde hazırlama fırsatı sunar. Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, çocuklarınızın okula dönüş sürecinde ihtiyaç duyabilecekleri güvenilir ve doğal ürünleri sizlerle paylaşmak istiyoruz.

1. Doğal El Yıkama Sabunu

Okul döneminde hijyen her zamankinden daha önemlidir. Çocuklarınızın ellerini sık sık yıkamaları, mikroplardan korunmalarına yardımcı olur. Kimyasal içermeyen, bitkisel özlerle zenginleştirilmiş doğal el yıkama sabunları, cildi tahriş etmeden temizler. Özellikle lavanta veya bıttım gibi yatıştırıcı veya şifalı içeriklerle formüle edilmiş sabunlar, çocukların hassas cildi için idealdir.

2. Nazik ve Etkili Sabun

Çocukların saç ve saç derisi, yetişkinlere göre daha hassastır. Bu nedenle, çocuklarınız için tercih edeceğiniz şampuanın doğal ve nazik bir formüle sahip olması önemlidir. Paraben, sülfat ve sentetik koku içermeyen, bitkisel özlü şampuanlar, çocukların saçlarını yumuşak ve sağlıklı tutar. Aloe vera ve hindistancevizi yağı gibi doğal içerikler, saçların nem dengesini koruyarak kolay taranmasını sağlar.

3. Doğal Böcek Kovucu Sprey

Okul bahçelerinde veya açık hava etkinliklerinde çocuklarınızı böceklerden korumak için doğal böcek kovucular idealdir. Kimyasal madde içermeyen, tamamen bitkisel içeriklerle hazırlanan böcek kovucu spreyler, çocuklarınızın cildine zarar vermeden etkili bir koruma sağlar. Limon otu, okaliptüs yağı ve nane yağı gibi doğal bileşenler, böcekleri uzak tutarken hoş bir koku bırakır.

4. Doğal Dudak Nemlendiricisi

Soğuk havalar ve okul günlerinin yoğun temposu, çocukların dudaklarının kurumasına neden olabilir. Doğal dudak nemlendiricileri, dudakları korurken aynı zamanda yumuşak ve pürüzsüz tutar. Bal, shea yağı ve hindistancevizi yağı gibi doğal içeriklerle formüle edilmiş dudak balmları, çocuklarınızın hassas cildi için güvenli bir koruma sunar.

5. Doğal Yüz ve Vücut Losyonu


Çocuklarınızın cildini okul günleri boyunca nemli ve sağlıklı tutmak için doğal yüz ve vücut losyonları harika bir seçenektir. Cildi derinlemesine nemlendiren ve besleyen, aynı zamanda alerji riski taşımayan bitkisel içeriklerle hazırlanmış losyonlar, özellikle kış aylarında cildin kurumasını önler. Aloe vera, badem yağı ve lavanta gibi içerikler, cildinize ihtiyacı olan bakımı sağlar.


Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, çocuklarınızın sağlığı ve mutluluğu için en doğal ve güvenilir ürünleri sunuyoruz. Okul dönemi boyunca çocuklarınızı koruyacak ve destekleyecek bu ürünlerle, hem onların hem de sizin içinizi rahat ettirecek bir hazırlık süreci geçirebilirsiniz. Unutmayın, doğal olan her zaman en iyisidir!

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.




Doğal ve Aromatik Deo Krem

Besler Şifa olarak, vücudunuzu doğanın sunduğu en saf içeriklerle koruma altına alırken aynı zamanda cilt sağlığınızı da ön planda tutuyoruz. Doğal ve aromatik Deo Kremimiz, terlemeyi engellemeden kötü kokuları önleyerek, gün boyu ferahlık sunan bitkisel ve etkili formülüyle size eşsiz bir deneyim sunuyor.

Klasik deodorantların aksine, alüminyum, paraben, sülfat ve diğer zararlı kimyasallardan arındırılmış bu ürün, %100 doğal içerikleri sayesinde vücudunuza zarar vermeden uzun süreli bir koruma sağlıyor.

Deo Kremin Faydaları:

  • Kötü Kokuya Karşı Doğal Çözüm: Deo kremimiz, içeriğindeki bitkisel ve aromatik özlerle terlemeyi engellemeden kötü kokuları nötralize eder. Böylece vücudunuzun doğal terleme döngüsünü bozmadan, ferah kalmanıza yardımcı olur.
  • Cilt Bariyerini Onarır: Düzenli kullanımda cilt bariyerini onararak koltuk altında oluşan kararmaların azalmasına yardımcı olur.
  • Doğal Bakım ve Temizlik: İçeriğindeki lavanta gibi aromatik yağlar, koltuk altınızın temizliğini sağlar ve bakım yapar.
  • Leke Bırakmaz: Kıyafetlerde iz veya leke bırakmadan temiz ve doğal bir kullanım sunar.
  • Kadın ve Erkek Kullanımı İçin Uygun: Farklı aromatik kokularla kadın ve erkek kullanıcıların tercihlerine hitap eden bu krem, unisex bir ürün olarak tasarlanmıştır. Limonlu, portakallı ve lavantalı çeşitleri ile doğanın ferahlatıcı kokularını hissedebilirsiniz.

Deo Kremin Kullanımı:

Doğal Deo Kremi temiz ve kuru koltuk altınıza az miktarda nazikçe sürerek kullanabilirsiniz. Dairesel hareketlerle masaj yaparak cildinizin ferahlamasına ve korunmasına yardımcı olun. Sadece haricen kullanılır; göz ile temasından kaçınınız.

Üretim Süreci ve Doğallık:

Deo kremimiz, doğal yağlar, bitkisel özler ve vitaminler ile zenginleştirilmiş, tamamen vegan bir üründür. Paraben, alüminyum, SLES, SLS, petrol türevleri ve diğer zararlı kimyasallardan arındırılmıştır. Cildinizin nefes almasını sağlar ve sentetik parfüm içermeyen mis gibi doğal aromatik kokular sunar. Ayrıca ürünlerimiz Sağlık Bakanlığı Ürün Takip Sistemi (ÜTS)'ye kayıtlı ve onaylıdır.

Besler Şifa olarak doğaya ve hayvan haklarına saygılı bir üretim anlayışı benimsiyoruz. Ürünlerimiz hayvanlar üzerinde test edilmemiştir, tamamen doğa dostu ve helal içeriklerden üretilmiştir.

Saklama Koşulları:

Deo kreminizi oda sıcaklığında, güneş ışığından uzak, ağzı sıkıca kapalı bir şekilde saklayınız. Çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza etmeyi unutmayınız.

Sonuç olarak, Besler Şifa'nın doğal ve aromatik Deo Kremi, terleme karşıtı kimyasallar kullanmadan kötü kokuları önler, cildinize doğal bakım sağlar ve gün boyu tazelik hissi sunar. Hem kendiniz hem de sevdikleriniz için doğanın şifasını deneyimlemek için hemen bizimle tanışın!

Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.



İbn Sînâ’nın el-Kânûn fî’t-Tıb

 Dünya tıp tarihinin en önemli eserlerinin başında gelen İbn Sînâ’nın el-Kânûn fî’t-Tıb adlı eseri, tarih içerisinde pek çok şerh ve tercüme çalışmasına konu olmuştur. Bu çalışmaların zirvelerinden birisi de Osmanlı dönemi saray hekimi Tokadî Mustafa Efendi’nin (ö. 1782) Tahbîzu’l-Mathûn isimli tercümesidir

Tokadî bu çalışmasında, Şark tıbbının en hacimli vokabülerini içeren Kânûn’un söz varlığını ve bilhassa tıp terimlerini, gerek Kânûn şerhleri gerek ana tıp referansları gerekse lügatlerle izâha çalışmış, 16. yy.’da basılmış Roma matbu nüshası da dahil olmak üzere Arapça Kânûn nüshalarını karşılaştırarak en sahih ibareyi bulmak için yoğun bir tahkik icra etmiştir. Ayrıca Şîrâzî, İbn Cümeyyi, Mesîhî, Sâmirî, Karşî gibi Kânûn şârihlerinin metinlerini ve bu metinlerdeki tashih ve değerlendirmeleri daima göz önünde bulundurmuştur. Bu gibi özeliklerinden dolayı bu çalışma sade tercüme olmaktan çok, şerh vasfını da taşıyan bir eserdir.
Prof. Dr. Mustafa Koç ve Prof. Dr. Eyyüp Tanrıverdi tarafından çeviri yazısı yapılan ve son cildinde 13.000 kelimeye ulaşan geniş bir sözlük verilmiştir.

El-Kânûn fî’t-Tıb Tercümesi Okumak İçin; Tıklayınız
Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.


Kirmir Vadisi ve İnönü Mağaraları Doğa Yürüyüşü

Kirmir Vadisi ve İn Önü Mağaraları Doğa Yürüyüşü 

Kar yürüyüşü değildir, su içinden geçiş yapılmayacaktır. Doğanın kucağında, temiz hava eşliğinde, çiğdemlerle süslü Kirmir Vadisi'ni, Kirmir Çayı'nı, asma köprülerini ve İn Önü Mağaralarını keşfe çıkıyoruz. Bu huzur dolu yürüyüşte su içinden geçiş yapılmayacak.

Kirmir Çayı'nın dinginleştirici sesini dinleyerek öğle molamızı çayın kenarında vereceğiz. Yürüyüşün sonunda, semaverde demlenen çayımızı Kirmir Çayı'nın ve İn Önü Mağaralarının eşsiz manzarasıyla yudumlayacağız.

Vadinin yukarısından harika manzaralar eşliğinde yürüyüp, doğanın sunduğu huzuru keşfedeceğiz. Doğa, en iyi terapisttir ve burada huzur bulacaksınız.

Parkur hakkında bilgilendirme..

  • Bölge : GÜDÜL
  • Zorluk Derecesi : Kolay ORTA
  • Mesafe : 12 km
  • Yürüyüş süresi : 5-6 saat
  • zemin : karsız, çim, çiçek, toprak, çiğdemler
  • içeriği : vadi, akarsu, tarihi mağaralar, k.şelale
  • Başlangıç rakım : 695 mt
  • Yükselti : 960 mt
  • Bitiş Rakım : 625 mt
  • Ankara ya uzaklık 110 km
  • Süre : 1 SAAT
  • Sıcaklık: 25 derece GÜNEŞLİ, bulutlu
  • Çeşme : bitiş de var

Başlangıç ve bitiş aynı değil.

YANINIZDA BULUNDURMANIZ GEREKENLER.

Sırt çantası ve içinde, terlediğinizde değiştirebileceğiniz yedek kıyafetler, Yağmurluk, Tozluk, 1 lt su, öğlen için 1 öğün yiyecek, atıştırmalıklar,

Ayrıca mevsime uygun rahat kıyafetler, ayak bileğinizi kavrayan, kauçuk taban Bot türü ayakkabı giymeniz tavsiye edilir.

DİKKAT:

  • Bu etkinlik bir doğa yürüyüşü ve spor faaliyetidir, turizm veya kültür turu değildir.

  • Doğa yürüyüşleri, doğal çevrelerde gerçekleşir. İnişler, çıkışlar ve doğanın sunduğu sürprizler bu yürüyüşlerin doğal bir parçasıdır.

  • Doğa yürüyüşleri, düz zemin veya park alanlarında yapılan yürüyüşlerden farklıdır.

  • Bu etkinliği kültür turu ile karıştırmayın. Mangal, ikram, eğlence ya da konfor beklentisi içinde olmayın.

  • Etkinliğimizin önceliği huzur, yardımlaşma ve doğa sporudur.

  • Belirtilen yürüyüş mesafesi planlanmış olup, yürüyüş lideri gerekli gördüğünde mesafede (+/-) değişiklik yapabilir.

  • Doğa yürüyüşleri, bireysellikten çok takım uyumu ve çoğulcu sorumluluk gerektirir. Kendinizi ve grubu zor durumda bırakacak davranışlardan kaçınılmalıdır.

  • Doğa yürüyüşleri bazı riskler barındırabilir. Yürüyüş liderinin uyarıları ve bilgilendirmeleri mutlaka dikkate alınmalıdır.

  • Sağlık sorunları olan katılımcılar için bu yürüyüş uygun değildir.

  • Bu etkinlik isteğe bağlı bir spor aktivitesidir.

  • Yürüyüş liderinin önüne geçilmemeli, arka liderin de arkasında kalınmamalıdır. Yürüyüş lideri ile uyum içinde olunmalıdır.

  • "Yapamazsam dönerim" düşüncesiyle katılmayın. Belirtilen mesafeyi yürüyebileceğinizden emin olun.

  • Fotoğraf çekimi etkinliğinde değil, doğa yürüyüşünde olduğumuzu unutmayın.

  • Önde yürüyenlerin daha çok dinlenme şansı olduğunu ve doğanın tadını çıkarabildiğini aklınızda bulundurun.

  • Yorulmak ve doğada yürümenin bir parçası olduğunu kabul ederek katılın; yürüyüş esnasında şikayet etmeyin.

  • Kendi temponuzla değil, grup temposuyla yürümelisiniz.

  • Yüksek sesle konuşmak, bağırmak ya da müzik dinlemek doğa yürüyüşlerinde yasaktır.

  • Kullanacağımız araçlar dezenfekte edilmiş olarak gelecek. Araca binerken ellerinize kolonya dökülecektir.

  • Maske zorunluluğu devlet tarafından kaldırılmıştır, dileyen takabilir.

Bu etkinliğe katılan herkes, yukarıdaki ikaz ve uyarıları kabul etmiş sayılır.

İNÖNÜ MAĞARALARI

Ankara İli, Güdül İlçesi, Kirmir Çayı kenarında İnönü mevkiinde bulunan, Bizanslılar döneminden kaldığı tahmin edilen, dağın içini oymak suretiyle yapılan bu mağaralarda, merdivenlerle kat kat yukarılara çıkılmaktadır.

İç Anadolu'daki Ürgüp-Göreme mağaralarıyla benzerlik gösteren İnönü Mağaraları, merkezi yerdeki kilisesi ile bir köy topluluğunu andırmaktadır. Kirmir Çayının zamanla altını oyduğu dağın parçalanmasıyla yukarı katlara çıkan merdivenlerin bazıları açıkta kalmış tarihi bir görünüm sergilemektedir.

Ankara’nın tarihi en eski yerleşim yeri olan Güdül'e attığınız her adımda tarihi hissedeceksiniz. Kirmir Çayı boyunca tepelerin eteklerine oyulmuş mağaralar sizlere Güdül’ün tarihi hakkında ufak ipuçları verecektir.

Güdül çevresinde tarih öncesi çağlardan beri popüler bir yerleşke olduğu yönünde ciddi bulgulara rastlanmakta ve bugün hala bununla ilgili çalışmalar devam etmektedir. Bilinen tarihi kaynaklara göre ise M.Ö. 2000 yıllarında Etiler’in burada hüküm sürdüğü tahmin edilmektedir. Hatta kayalardaki mağaraların Etiler döneminde kullanıldığı öne sürülmektedir.

M.Ö. 8. yüzyılda Friglerin buraya hakim olduğu tahmin edilmektedir. Güdül'ün Romalılarca Hristiyanlığın yayılması döneminde kullandığı konusunda çeşitli bulgulara rastlanmıştır, hatta İn Önü diye bilinen bölgede mağara girişlerinde çeşitli hac işaretleri yer almaktadır. Yine Bizanslıların yaşadığına dair de çeşitli bilgiler yer almaktadır.



Doğal Yaşamın Kalbinde: Besler Şifa

Besler Şifa olarak, doğal kozmetik ve yaşam ürünlerinin üretimi ve yaygınlaştırılması konusunda derin bir bağlılıkla çalışıyoruz. Ankara’da yer alan, 55 metrekarelik atölyemizde, tıbbi aromatik bitkilerden elde edilen aromatik yağlar ve çeşitli kozmetik bakım ürünleri üretiyoruz. Ürünlerimiz tamamen doğal, helal ve yenilebilir özellikler taşımakta olup, aromaterapinin faydalarını günlük yaşamınıza entegre etmeyi hedefliyoruz.

Doğal ve Helal Ürünlerle Sağlıklı Yaşamı Desteklemek

Besler Şifa olarak, sağlıklı bir yaşamın doğal ve temiz ürünlerle mümkün olduğuna inanıyoruz. Ürünlerimizde kullandığımız bitkisel içerikler, insan sağlığına zarar vermeyen, doğanın sunduğu en saf bileşenlerden oluşmaktadır. Tıbbi aromatik bitkilerin iyileştirici gücünü, helal üretim standartlarına uygun bir şekilde sunarak, tüketicilerimize hem sağlık hem de ruhsal dengeyi getirmeyi amaçlıyoruz.

Aromaterapiyi ve Yenilebilir Kozmetiği Yaygınlaştırmak

Aromaterapi, sadece bir tedavi yöntemi değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıdır. Besler Şifa olarak, aromaterapinin yaygınlaşması ve halkın bu yöntemle tanışması için yoğun çaba sarf ediyoruz. Yenilebilir kozmetik ürünlerimiz, hem vücudunuza hem de ruhunuza hitap ederken, doğallığın ve saflığın en üst seviyede olduğu bir bakım deneyimi sunuyor.

Sosyal Sorumluluk: Güdül'den Türkiye'ye Doğal Üretim Ağı

Sosyal sorumluluk projelerimizle, Türkiye’nin dört bir yanındaki doğal üreticilere destek olmayı ve bu bilinçle üretimi yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Özellikle Güdül’de, doğal üreticilere yönelik çalışmalarımızla, sürdürülebilir ve etik üretim pratiklerinin benimsenmesini teşvik ediyoruz. Bu sayede, yerel ekonomiyi desteklerken, ülke genelinde doğal ve sağlıklı ürünlerin üretimini artırmayı amaçlıyoruz.

Sağlık Hakkı ve Doğal Yaşam

Sağlık, herkesin temel hakkıdır ve bu hakkı en doğal yollarla desteklemek bizim için bir önceliktir. Ürünlerimizle, insan sağlığını ön planda tutarak, kimyasal ve zararlı maddelerden uzak, tamamen doğal bir bakım sunuyoruz. Sağlıklı yaşamı destekleyen ürünlerimizle, herkesin bu hakkı en iyi şekilde kullanmasını sağlamayı hedefliyoruz.

Besler Şifa olarak, doğal ve bitkisel kozmetiğin öncüsü olma yolunda ilerlerken, tüketicilerimize en güvenilir, etkili ve doğal ürünleri sunmaya devam ediyoruz. Amacımız, doğanın şifasını herkesle paylaşmak ve daha sağlıklı, bilinçli bir toplumun oluşmasına katkıda bulunmaktır.

Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz. 




Tatiliniz İçin İşten Nasıl Kopabilirsiniz?

Bir tatil, zihinsel ve fiziksel olarak yenilenmek için harika bir fırsat olabilir, ancak işten tam anlamıyla ayrılmak bazen zor olabilir. Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, tatil sürecinde işten kopmanın, hem kişisel sağlığı hem de iş performansını iyileştirme açısından ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.

Yaz bitmeden bir tatil planı için haydi yazımızı göz atmaya buyurun;

İşte tatilinizde işten nasıl etkili bir şekilde kopabileceğinize dair profesyonel ipuçları:

1. Bir Plan Hazırlayın

Tatil izniniz onaylandıktan sonra yöneticinizle detaylı bir görüşme yapın. Tatil süresince işten tamamen uzak olacağınızı açıkça belirtin. Nereye gideceğiniz veya tatil boyunca neler yapacağınız önemli değil, ama tatilinizin dönüşünüzde işinize nasıl katkıda bulunacağını anlatmak faydalı olabilir. Örneğin, tatil sırasında tamamen dinlenmiş olarak dönmek, büyük projelere daha enerjik ve odaklanmış bir şekilde yaklaşmanıza yardımcı olabilir. Ayrıca, tatil süresince işlerinizi nasıl devredeceğiniz hakkında bir plan oluşturun ve bu planı yöneticinizle paylaşın. Acil durumlarda kiminle iletişim kurulacağını ve teslimatların nasıl yönetileceğini netleştirin.

2. Tatilinizi Takvime Ekleyin

Tatilinizin tarihlerini şirketinizin takip sistemine eklemeyi unutmayın. Bu, yöneticinizin ve iş arkadaşlarınızın tatil tarihinizi hatırlamalarını sağlar. Ayrıca, tatilinizin onaylandığı andan itibaren, “Out of Office” (OoO) bildirimlerinizi hazırlayın. E-posta otomatik yanıtınızda, tatilde olduğunuzu ve belirli bir tarihe kadar yanıt veremeyeceğinizi belirtin. Ayrıca, acil durumlar için iletişim bilgilerini ve tatilde olmadığınız süre boyunca kimle irtibata geçilmesi gerektiğini eklemeyi unutmayın.

3. Devamlı Toplantılarınız İçin Önceden Bildirim Gönderin

Tatiliniz sırasında planlanan toplantılara katılamayacağınızı önceden bildirmeniz önemlidir. Toplantıyı yöneten kişilere, tatilde olacağınızı ve toplantıya katılamayacağınızı bildiren e-postalar gönderin. Toplantıların Zoom, Microsoft Teams gibi platformlarda yapılacaksa, toplantıyı kaydetmelerini talep edebilirsiniz. Yüz yüze toplantılarda ise, yöneticinizden toplantının notlarını almasını ve dönüşünüzde sizinle paylaşmasını isteyin.

4. Ofis Dışı Bildiriminizi Maksimuma Çıkarın

Otomatik yanıtınızın profesyonel ve net olduğundan emin olun. E-posta otomatik yanıtınızda, yokluğunuzda kime ulaşılabileceğini ve acil durumlar için iletişim kişilerini belirtin. Mesajınızın belirsiz ifadeler içermediğinden ve tatil sürenizde size ulaşmanın mümkün olmadığını açıkça ifade ettiğinizden emin olun. Ayrıca, Slack, Microsoft Teams gibi diğer iletişim kanallarında da benzer bilgilendirmeler yapın.

5. En Son Bir Hatırlatma Daha Gönderin

Tatilinizden bir hafta önce, yöneticinize, ekip üyelerinize ve iş ortaklarınıza son bir hatırlatma e-postası gönderin. Tatilde olduğunuzu, e-postalarınıza veya aramalara yanıt veremeyeceğinizi ve ihtiyaç duydukları bilgileri nerede bulabileceklerini belirtin. Bu hatırlatma, profesyonel bir yaklaşım sergilemenizi sağlar ve tatil öncesi son dakika sorunlarının azalmasına yardımcı olur.


Meslektaşlarınız, tatiliniz sırasında net sınırlar koymanız ve etkili bir plan yapmanız konusunda sizi takdir edecektir. En önemli nokta, sınırlarınızı belirledikten sonra onlara sadık kalmanızdır. Tatilde olduğunuzda e-postalarınıza veya mesajlarınıza bakmak, tatilinizin amacını bozabilir. Steve’in uyguladığı ipuçları sayesinde tatilde işten tamamen ayrılabildiğini ve enerji seviyesinin yükseldiğini gördük. Steve, tatil sonrası tamamen yenilenmiş olarak geri döndü ve çocuklarıyla geçirdiği zamanın kalitesinin arttığını belirtti. Bu, tatilinizde işten tam anlamıyla ayrılmanın ne kadar önemli olduğunu ve kişisel refahınıza olan katkısını gözler önüne seriyor.


Besler Şifa olarak, tatilinizde işten nasıl kopacağınız konusunda bu ipuçlarını dikkate alarak hem iş performansınızı artırabilir hem de kişisel sağlığınızı destekleyebilirsiniz. Tatilinizi verimli ve dinlendirici bir şekilde geçirmeyi unutmayın!

Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz. 


Besler Şifa 2018 yılında pandemiden önce şifalı bitkilerin öneminden yola çıktı. "Genç Lokman Hekimler", projesi kapsamında, 100’den fazla kişiye “Tıbbi Aromatik Bitkileri Kıymetlendirme” eğitimi verildi. "Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi" kapsamında, Güdül’de kadınlara ve gençlere aromaterapi faaliyetleri ve tıbbi aromatik bitkilerin ekim-dikim eğitimi verildi. Ayrıca "Güdül için Şifalı Bitkiler Rehberi" yayınlanarak 500 kişiyle paylaşıldı.

Besler Şifa, Bitkisel kozmetikte ve doğal yaşam becerilerinde öncü bir firma olarak dikkat çekiyor.



Mürver (Sambucus nigra)

Mürver (Sambucus nigra), Adoxaceae ailesinden, çalı ve ağaç formlu olabilen çok yıllık bir bitkidir. Ülkemizde ağaç formundaki Sambucus nigra ve otsu formdaki Sambucus ebulus olmak üzere 2 türü doğal olarak yetişmektedir.

Toprak ve İklim Talepleri; Yaprak döken ormanlar, yol kenarları, kıyılar doğal yayılış alanlarıdır.

Arazi Hazırlığı ve Ekim- Dikim; Tohumla ve çelikle üretilir.

Tohumla üretim daha çok fide elde etme açısından önemli olsa da çimlenme engeli ve geç gelişmesi sebebiyle çelikle üretimle daha çabuk fide elde edilmektedir.

Sulama, Gübreleme ve Bakım; Su isteyen bir bitkidir. Bitki toprağa tutunduktan sonra su seyreltilebilir.

Çalı formlu olmasına rağmen budama yapıldığında ağaç olabilir. Budama yapılmalıdır.

Kullanım Alanları; Meyveleri, çiçekleri ve tohumlarından elde edilen sabit yağı kullanılır. Mürver meyvelerinden gıda amaçlı marmelat, reçel; çiçeklerinden de reçel ve içecek yapılır. Anadolu‟da geleneksel olarak çıban, hemoroit, kabakulak ve nefes darlığı için kullanıldığı rapor edilmiştir. Kozmetikte yumuşatıcı, canlandırıcı, sıkılaştırıcı olarak kullanılır. Meyvelerinden elde edilen ekstresi ürünün raf ömrünü uzatmak amacıyla doğal koruyucu olarak kullanılır.

Ülkemizde doğal olarak yetiştir. Bazı bölgelerde Park ve Bahçelerde peyzaj amaçlı kullanıldığı görülür. Bunun dışında ülkemizde tarımı yapılmayan bir bitkidir.

Bitkinin doğal olarak yetiştiği bölgelerde insan baskısı yakacak ve diğer tarım ürünlerine tarım alanlarında yer açma sebebiyle de türü tehlikeye girmektedir. Yetiştirilen teknolojik ürünler içerisinde son yılların en ilginç meyve türlerinden biri olup, yakın gelecekte geleneksel bahçe meyve türlerinin yerine geçebilecek bir bitki olarak önemi vurgulanmaktadır.

Uyarı: Yapraklar ve saplar zehirlidir

Hasat ve Kurutma; İlkbahar ve yaz aylarında beyaz renkli çiçekleri toplanır. Ağustos Eylül ayları gibi önce yeşil olan meyveleri parlak siyah renkli olduğunda tam olgunlaşmış olur. Meyveleri tam olgunlukta toplanmalıdır. Yeşil meyveleri siyanhidrikasit içerdiğinden “siyanojenik glikozit” zehirlenmesi olabilir.

Latince cins adı olan Sambucus, Yunanca flüt anlamındaki “sambuke” kelimesinden gelmektedir. Etnobotanik derleme çalışmalarımızda mürver bitkisinin gövdesinin içinin boş olması sebebiyle üflemeli çalgı olarak kullanıldığını kaydetmiştik.

Taze yaprakları insektisit; köstebeklerin açtıkları yolların başına konulan yapraklarının “köstebek kaçırtıcı” olduğu kayıtlıdır.


Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz. 

Besler Şifa 2018 yılında pandemiden önce şifalı bitkilerin öneminden yola çıktı. "Genç Lokman Hekimler", projesi kapsamında, 100’den fazla kişiye “Tıbbi Aromatik Bitkileri Kıymetlendirme” eğitimi verildi. "Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi" kapsamında, Güdül’de kadınlara ve gençlere aromaterapi faaliyetleri ve tıbbi aromatik bitkilerin ekim-dikim eğitimi verildi. Ayrıca "Güdül için Şifalı Bitkiler Rehberi" yayınlanarak 500 kişiyle paylaşıldı.

Besler Şifa, Bitkisel kozmetikte ve doğal yaşam becerilerinde öncü bir firma olarak dikkat çekiyor.


© www.beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.