Ad

bitkisel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bitkisel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Mis Gibi Bodrum Mandalini: Geleceğe Taşımamız Gereken Miras

Bodrum mandalini, ne yazık ki modernleşmenin gölgesinde kalmış, ancak coğrafi işaretle tescillenen bu eşsiz lezzet, bir Sicilya limonu ya da Japon yuzu gibi dünya çapında tanınmayı hak ediyor. Bölge halkı ona “mandalin” der, bizse “mandalina.” Bugün turizmin baskısı altında eski bahçeler yerini otel ve restoranlara bıraksa da Bodrum mandalininin kendine özgü aroması ve kullanımı, onu diğer turunçgillerden ayırıyor.

Bu nadir tür, yılda iki kez hasat edilmesiyle dikkat çeker. Ağustos-eylül aylarında henüz yeşilken toplanır; içecekleri lezzetlendirmek, balık yemeklerine tazelik katmak için kullanılır. Yılbaşı sonrası ise olgunlaşmış, turuncu mandalinler dalından koparılıp kolonyadan tatlılara, sabunlardan lokumlara kadar pek çok üründe hayat bulur.

Bodrum’a Yolculuk Eden Mandalinanın Kökeni

Mandalinanın kökeni aslında Hindistan’daki yabani mandalina ağaçlarına dayanır. Çin’de kültüre alınan bu meyve, 16. yüzyılda Avrupa’ya ulaşır. İtalyanlar tarafından Akdeniz’e yayılan mandalina, İkinci Dünya Savaşı sırasında Yunan adalarına taşınır ve Bodrum’la bu dönemde tanışır. Hikaye, savaş sonrası Bodrum’a borcunu ödemek isteyen bir tüccarın bin mandalina fidesi getirmesiyle başlar. 1950’li yıllarda Bodrum’un iklimine uyum sağlayan bu fideler, bölgenin önemli bir ekonomik değeri haline gelir.

Bodrum Mandalini Yaşatmak İçin Çabalar

Günümüzde Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci ve gönüllü yerel girişimciler, “Bodrum Yeşili” projesi ile mandalininin değerini yeniden canlandırmayı hedefliyor. Bu projeyle birlikte, Bodrum’u seven yazlıkçılar da evlerinin bahçelerine Bodrum mandalini dikerek bu mirası yaşatmaya katkıda bulunabilirler.

Besler Şifa ve Bodrum Mandalini

Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, doğanın bu değerli mirasını yaşatmayı ve tanıtmayı bir borç biliyoruz. Bodrum mandalininin aroması, kozmetik ürünlerde de sağlık ve güzellik kaynağı olabilecek potansiyele sahip. Bodrum mandalini, hem yerel ekonomiyi canlandırarak hem de benzersiz aromasıyla geleneksel mirası geleceğe taşıma fırsatı sunuyor.

Bu benzersiz türün yok olmasına izin vermemek, ona hak ettiği değeri vermek için Bodrum mandalinine sahip çıkmak gerek.

Bu yazı 10 Kasım 2024 Oksijen Gazetesinden alıntı yapılarak hazırlanmıştır.



.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Toprağın Korunması: Bilimin ve İnsanlığın En Büyük Zorluklarından Biri

Toprak: Hayatın Temel Alt Yapısı

Toprak, organik madde, mineraller, gazlar ve sıvılardan oluşan ve bitkiler ile diğer organizmaların yaşamını destekleyen karmaşık bir sistemdir. Bu hayati kaynak, gezegenimizin biyolojik çeşitliliğinin korunmasından, atmosferle biyosfer arasındaki bağlantıyı sağlamaya kadar kritik işlevler üstlenir. Aynı zamanda, okyanuslardan sonra dünyanın en büyük karbon yutak alanlarından biri olarak iklim değişikliğiyle mücadelede de temel bir rol oynar.

Avrupa'da Toprak Sağlığına Yönelik Yeni Yaklaşımlar

Avrupa Komisyonu, Toprak İzleme Yasası ile 2050 yılına kadar Avrupa topraklarının sağlığını yeniden kazandırmayı hedefleyen iddialı bir hedef ortaya koymuştur. Bu yasa, Avrupa Birliği’ndeki tüm topraklar için tutarlı bir izleme çerçevesi sunarak toprak koruma ve restorasyonunu teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Avrupa topraklarının %60’tan fazlasının sağlıksız olduğu günümüzde, bu tür girişimlerin önemi giderek artmaktadır.

Toprak Sağlığının Bozulması ve Ekonomik Etkiler

Sürdürülemez arazi kullanımı, artan nüfus baskısı ve iklim değişikliği, toprak sağlığını tehdit eden başlıca etkenlerdir. Toprak sağlığındaki bu düşüş, yalnızca biyosferin üretim kapasitesini zayıflatmakla kalmaz; aynı zamanda karbon sekestrasyonu, besin döngüsü, su yönetimi ve haşere kontrolü gibi hayati ekosistem hizmetlerini de olumsuz etkiler. Avrupa'da toprak bozulmasının ekonomik maliyeti, yılda yaklaşık 50 milyar Euro olarak tahmin edilmektedir.

Toprak Koruma ve Restorasyonu: Bilimsel Zorluklar

Toprağın korunması, karmaşık bir yeraltı ekosisteminin yönetimini gerektirir. Toprak, üç boyutlu fiziksel yapısı, biyolojik çeşitliliği ve kimyasal karmaşıklığı nedeniyle bir "kara kutu" gibi davranır. Bu nedenle, toprağın işleyişini anlamak ve koruma stratejileri geliştirmek için disiplinler arası iş birliği ve yenilikçi yöntemler gereklidir.

Temel Bilimsel Sorunlar:

  1. Heterojenlik ve Karmaşıklık: Toprağın biyolojik ve kimyasal özellikleri, mevcut modellerle yeterince temsil edilememektedir. Daha gerçekçi tahminler yapabilmek için toprağın mekânsal heterojenliğini göz önünde bulunduran detaylı verilere ihtiyaç vardır.
  2. Evrensel Bozulma Göstergeleri: Toprağın bozulma düzeyini ölçmek ve karar alma süreçlerinde kullanılabilecek güvenilir göstergeler geliştirmek gerekmektedir.
  3. Restorasyon Stratejileri: Toprağın iyileşmesini hızlandırmak için etkili yöntemlerin araştırılması ve geliştirilmesi elzemdir. Toprak oluşumu doğal olarak yüzyıllar süren bir süreç olduğundan, bu sürecin hızlandırılabilmesi bilim için ciddi bir meydan okumadır.

Toprağın Korunması: Bir İnsanlık Görevi

Toprak, sadece tarımsal üretimin değil, tüm ekosistemlerin sürdürülebilirliği için temel bir unsurdur. Ancak bu değerli kaynağın bozulması geri döndürülemez sonuçlar doğurabilir. Toprağın korunması ve sağlıklı hale getirilmesi, toplumların geleceğini güvence altına almanın yanı sıra, iklim değişikliğiyle mücadelede güçlü bir araçtır.

Toprak, yalnızca bir doğal kaynak değil; insanlığın hayatta kalması için vazgeçilmez bir temeldir. Bu nedenle, bilimsel çabaların yanı sıra politika yapıcılar, sivil toplum ve bireyler de toprağın korunması konusunda harekete geçmelidir.

https://en.wikipedia.org/wiki/Soil_formation

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Gençlerin Değişen Kariyer Yaklaşımı: Anlam ve Mutluluk Arayışı

Bülent Eczacıbaşı, iş dünyasındaki yarım asırlık tecrübesini kaleme alarak genç profesyonellerin değişen kariyer anlayışını ve bu durumun işverenlere yüklediği sorumlulukları gündeme taşıyor. "Biraz Daha Düşününce" adlı yeni kitabında, iş yaşamının sürekli değişen dinamiklerini ve hiç değişmeyen insan merkezli meselelerini derinlemesine ele alıyor.

Eczacıbaşı, gençlerin kariyerlerinde daha fazla mobilite aradıklarını, uzun vadeli sadakat yerine anlamlı ve tatmin edici bir iş arayışına yöneldiklerini belirtiyor. Eskiden sıkça duyulan "Bu şirketten emekli olmak istiyorum" söylemi artık nadiren dile getiriliyor. Ancak bu değişim, modern çağın bir gerekliliği olarak değerlendirilmelidir.

Anlam ve Mutluluğun Önemi

Bülent Eczacıbaşı'na göre, gençlerin bu anlam arayışı, işverenlerin yeni sorumluluklar üstlenmesini gerektiriyor. İşverenlerin yalnızca çalışanlarına bir maaş ve unvan sunmaları yeterli değil; aynı zamanda işin anlamını ve çalışanların mutluluğunu gözeten bir kültür inşa etmeleri gerekiyor. Bu anlayış, günümüz iş dünyasında sürdürülebilir bir başarı için kritik bir unsur haline geliyor.

Deneyimler ve İş Dünyası Üzerine Düşünceler

Eczacıbaşı'nın kitabı, iş dünyasının hızla değişen ve bazı yönlerden hep aynı kalan meselelerini sade ve akıcı bir üslupla ele alıyor. İş yaşamına dair gözlemleri, genç profesyonellere ve liderlere ilham vermenin yanı sıra, işverenlerin çalışan bağlılığını nasıl artırabileceklerine dair önemli ipuçları sunuyor.

Bu eseri okurken, yalnızca iş dünyasının değil, insan ilişkilerinin ve yaşamın anlamına dair daha geniş bir perspektif kazanabilirsiniz. Bülent Eczacıbaşı’nın deneyimlerinden süzülen bu fikirler, iş yaşamında anlam, mutluluk ve değer arayışına dair önemli bir rehber niteliği taşıyor.

Eğer gençlerin kariyer yolculuğundaki bu yeni dinamikleri ve iş dünyasının değişen yüzünü anlamak istiyorsanız, "Biraz Daha Düşününce" tam size göre bir kitap!

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Tohum ve Şifa: Doğanın Bilgeliği ile Sağlığınıza Kavuşun

Doğanın bize sunduğu mucizeler arasında en güçlü iyileştiricilerden biri de tohumlar. Her bir tohum, kendisinde saklı olan sonsuz bilgi ve evrensel bilgelikle birlikte bize sağlık, şifa ve içsel denge sunar. Sibiryalı Şaman Anastasya’nın aktardığı bilgilere göre, her tohumun içerisinde insan yapımı hiçbir şeyle kıyaslanamayacak kadar büyük bir bilgi deposu bulunur. Bu bilgi, tohumu doğanın mükemmel bir parçası haline getirir; hangi mineralleri alacağını, ne zaman büyüyeceğini ve kendini nasıl geliştireceğini bilir.

Tohumla kurulan bu özel bağ, sadece fiziksel sağlığımızı değil, zihinsel ve ruhsal iyiliğimizi de destekler. Besler Şifa- Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam ailesi olarak bizler, bu bilgelikten ilham alarak şifa yolculuğunuza katkıda bulunmak için buradayız. Tohumlarla kurulan bu bağlantının şifasını, doğal yaşam alanımızda sizlere sunmayı amaçlıyoruz.

Tohumun Şifası Nasıl Açığa Çıkar?

Anastasya’nın önerdiği yöntemlere göre, bir tohumun sizin için en şifalı hale gelmesi, onunla bilinçli bir etkileşime geçmenizle mümkün olur. İşte bu şifa dolu süreç adım adım nasıl gerçekleşir:

  1. Tohumu Dilinizin Altında Tutun: Her tohum, sizinle ilgili bilgiyi bedeninizden alabilir. Tohumu ekmeden önce birkaç dakika dilinizin altında tutmak, ona vücudunuzla ilgili bilgileri aktarır. Böylece tohum, ihtiyaç duyduğunuz iyileştirici özellikleri daha etkin bir şekilde size sunabilir.

  2. Tohumu Avucunuzda Tutun: Dilinizin altındaki tohumları avucunuza alın ve çıplak ayakla ekim yapacağınız toprağın üzerinde 30 saniye kadar bekletin. Bu temas, toprağın enerjisiyle de birleşerek tohumun şifa bilgisini almasını sağlar.

  3. Tohumu Nefesinizle Isıtın: Avucunuzdaki tohuma hafifçe üfleyin. Nefesinizle tohum arasında bir bağ kurun; artık tohum sizin bilgilerinizi ve iyileştirici özellikleri taşıyan bir güce sahip olacaktır.

  4. Tohumu Güneşle Buluşturun: Tohumu avucunuzda tutarak, 30 saniye boyunca güneş ışığında bekletin. Bu, tohumun doğayla tam uyum içinde olmasını sağlar. Artık tohum, sizin ihtiyaçlarınıza göre en uygun iyileştirici gücü geliştirecek şekilde toprağa ekilmeye hazırdır.

Doğal Tohumlar ile Şifa Yolculuğunuz

Bu yöntemlerle ekilen meyve ve sebzeler, tüketen kişiye özel bir şifa sağlar. Yalnızca bedensel hastalıkları iyileştirmekle kalmaz, yaşlanmayı geciktirir, zararlı alışkanlıklardan kurtulmayı kolaylaştırır, zihinsel kapasiteyi artırır ve iç huzuru destekler. Bitkilerin sunduğu bu doğrudan iyileşme, insan-doğa etkileşiminin büyüsünü deneyimlememizi sağlar.

Besler Şifa olarak, doğal yaşamı destekleyen ürünlerimizle size bu şifa yolculuğunda eşlik ediyoruz. Toprağın gücünü, doğanın bilgeliğini ve bitkilerin iyileştirici özelliklerini keşfetmek için doğal yöntemlerle üretilmiş kozmetik ve şifa dolu yaşam ürünlerimizi keşfedin. Çünkü her tohum, doğanın şifasıdır; ihtiyacımız olan tüm iyileştirici güç ise doğanın bağrında saklıdır.

Tohumlarla sağlıklı, mutlu ve dengeli bir hayat dileyerek, doğanın bu eşsiz hediyelerini yaşamınıza katmanız için sizleri Besler Şifa Ekoköy Evi’ne bekliyoruz.





İşyeri Stresini Azaltmanın Yolları

İş yerindeki stres, çalışanların verimliliğini ve sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu, sadece bireyler için değil, aynı zamanda şirketlerin uzun vadeli başarıları için de ciddi bir tehdit oluşturur. Çalışanların tükenmişlik yaşaması, yüksek iş gücü devri ve verimlilik kayıplarına yol açabilir. Ancak, işverenler bu durumu hafifletmek ve çalışanlarının daha sağlıklı bir iş ortamında çalışmasını sağlamak için çeşitli stratejiler uygulayabilirler. İşte işyerindeki stresi azaltmaya yönelik bazı etkili yollar:

1. Takdir Sürecini Hızlandırın

Çalışanlar, çabalarının takdir edilmediğini düşündüklerinde motivasyonları düşer ve stres seviyeleri artar. Yapılan bir araştırmaya göre, çalışanların yüzde 32'si sıkı çalışmalarının takdir edilmemesini iş stresinin başlıca nedeni olarak görüyor. Bu durumu değiştirmek için yöneticilerin, çalışanlarının başarılarını düzenli olarak takdir etmeleri gerekir. Çalışan takdir programları uygulayarak, iş gücünüze değer verdiğinizi gösterebilirsiniz. Basit bir "teşekkür" bile çalışanların moralini yükseltir.

2. İş Yükünü Hafifletin

Ağır iş yükü, çalışanların tükenmişlik yaşamasının en önemli sebeplerindendir. Yöneticiler, ekiplerinin üzerindeki baskıyı hafifletmek için süreçleri gözden geçirebilir, gereksiz toplantıları ortadan kaldırabilir ve iş gücüne nefes alma alanı tanıyabilir. Ayrıca, çalışanların düzenli aralar vermesini teşvik etmek, onların daha verimli çalışmasını sağlar. Son yıllarda bazı şirketler, dört günlük çalışma haftası uygulayarak bu sorunu çözmeye başlamıştır. Bu yöntem, çalışanların stres seviyelerini azalttığı gibi üretkenliği de artırmaktadır.

3. İş-Yaşam Dengesine Öncelik Verin

Çalışanların iş-yaşam dengesini sağlamak, stresin azaltılmasında kritik bir rol oynar. Araştırmalar, çalışanların yüzde 64'ünün uzaktan çalışmayı ofiste çalışmaktan daha az stresli bulduğunu gösteriyor. Eğer işletmeniz için uygunsa, esnek çalışma saatleri veya uzaktan çalışma seçenekleri sunarak çalışanlarınızın kişisel yaşamları ile iş yaşamları arasında daha iyi bir denge kurmalarına yardımcı olabilirsiniz. Ayrıca, uzaktan çalışanların yalnız hissetmemesi için düzenli sanal görüşmeler yaparak, onların moralini ve iş yüklerini takip edebilirsiniz.

4. Sohbeti Başlatın

Çalışanlarınızla düzenli ve samimi görüşmeler yapmak, iş yerindeki stresin önlenmesine yardımcı olabilir. Yöneticiler, çalışanlarıyla yapılan bu görüşmelerde, iş yükü, projeler ve kişisel zorluklar hakkında açıkça konuşabilirler. Bu tür sohbetler, çalışanların kendilerini ifade etmelerine ve zorlukları daha rahat paylaşmalarına olanak tanır. Ayrıca, anonim geri bildirim ve çalışan anketleri kullanarak, organizasyon kültürünü iyileştirebilir ve stres kaynaklarını daha iyi anlayabilirsiniz.

Çalışan Refahı ve Zihinsel Sağlık

Çalışanların zihinsel sağlığına önem vermek, sadece etik bir yaklaşım değil, aynı zamanda iş yerinde yüksek performans ve başarı için de stratejik bir gerekliliktir. İş stresini azaltmaya yönelik adımlar atarak, çalışanlarınızın sağlığına yatırım yapmış olursunuz. Bu da onların potansiyellerini en üst düzeye çıkararak şirketinizin başarısına katkı sağlar.

Çalışan refahını öncelik haline getiren bir şirket, sadece verimli bir iş gücüne sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda güçlü bir çalışan sadakati oluşturur. İşyerindeki stresin azaltılması, daha sağlıklı ve mutlu bir iş ortamı yaratır, bu da şirketinizin uzun vadeli başarısını destekler.



.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Çocuklarla Yapılabilecek Doğal Etkinlikler

Ekran bağımlılığı konusunda özellikle kış vakti ihtiyacımız olan listeyi sizin için buraya taşıdık. Besler Şifa olarak bitkisel kozmetik ve doğal yaşam olarak daha zengin içeriklerle karşınızda olacağız. 

Listemiz;

1.      TV ve Film Gecesi; Çocukların yaşına uygun filmler veya belgeseller izleyin. Film sonrası karakterler hakkında konuşun veya hikayeyi resmetmelerini isteyin.

2.      Drama ve Tiyatro; Bir hikaye oluşturup canlandırın. Çocukların kendi kostümlerini tasarlamasını sağlayın. Kukla tiyatrosu hazırlayarak kendi hikayelerini oynamalarına fırsat verin.

3.      Resim ve Karakalem Boyama; Çocuklara boş bir tuval veya kağıt vererek hayal güçlerini resmetmelerini isteyin. Karakalem çalışmalarıyla basit figürler çizmeyi öğretin. Boyama kitaplarıyla eğlenceli bir sanat saati düzenleyin.

4.      Bulmaca Çözme; Yaşa uygun kelime bulmacaları veya yapbozlar hazırlayın. Kendi bulmacalarını tasarlamaları için onlara rehberlik edin. Mantık ve dikkat geliştiren bulmacalarla eğlenmelerini sağlayın. Son dönemde birçok bulmaca ve etkinlik türü çıktığını söyleyebiliriz. Su doku, çengel, kelime bulmaca, 7 Fark, gölge bulmaca buna örnek verilebilir.

5.      Gölge oyunları; evinizde mum yada el feneri ile parmaklarınızla gölge oyunları üretebilirsiniz. Böylece eşsiz bir vakit geçirme imkânınız oluşur.

6.      Kâğıt Katlama (Origami); Basit origami figürleri (uçak, kuş, çiçek) yapmayı öğretin. Yaptıkları origamilerle bir hikaye oluşturmalarını isteyin.

7.      Masal ve Hikaye Köşesi; Çocuklara yaşlarına uygun masallar okuyun. Masal karakterlerini canlandırarak interaktif bir okuma saati düzenleyin. Kendi masallarını yazmalarını veya anlatmalarını teşvik edin. Evinizde masal ve hikaye kitapları bulundurarak başlayın.

8.      Oyun ve Eğlence Saatleri; Hazine avı gibi ev içi macera oyunları düzenleyin. Masa oyunları veya kart oyunları oynayın. Zeka oyunlarıyla problem çözme becerilerini geliştirin.

9.      Lego ve Yapı Oyuncakları; Belirli bir tema belirleyerek (örneğin bir kale veya hayvanat bahçesi) lego yapmalarını sağlayın. Yaptıkları yapıları bir hikaye ile birleştirerek anlatmalarını isteyin.

10.   Doğa ve Gezi Simülasyonu; Evde bir doğa köşesi oluşturup bitkilerle süsleyin. Daha önce gittikleri bir yeri resmetmelerini isteyin. Sanal müze turlarıyla farklı yerler keşfetmelerini sağlayın. Evde dürbün, teleskop bu anlamda önemli olabilir.

11.   Gökyüzü gözlemi; teleskop, uzay simülasyon programlarıyla yıldızları, gezegenleri ve ayın evrelerii izleyebilir ve takip edebilirsiniz.

12.   Saksı Soğanı ve Bitki Yetiştirme; Saksıda soğan veya bitki yetiştirmeyi öğretin. Bitkinin büyüme sürecini gözlemlemeleri için bir günlük tutmalarını sağlayın. Her baharda ve sonbaharda saksı bakımı yapmak ve toprakla işler yapmak önemlidir. Balkon bahçeciliği yada saksıların sulanması önemli bir uğraşı olabilir. Çim adam başka bir alternatif olabilir.

13.   Afiş ve Foto Tasarım; Kendi kartpostallarını, davetiyelerini veya posterlerini tasarlamalarını sağlayın. Aile üyeleri için teşekkür kartları hazırlamalarını isteyin. Canva gibi programlar kullanılabilir.

14.   Tiyatro ve Kukla Oynatma; Evde bir sahne kurarak kendi tiyatro oyunlarını sergilemelerini sağlayın. Kuklalarla hikayeler canlandırarak eğlenceli vakit geçirin. Karagöz Hacıvat, çorap kuklalar yada el yapımı kuklalar kullanılabilir.

15.   Kahve Keyfi Zamanı; Çocuklara uygun sıcak içecekler (örneğin sütlü kakao) hazırlayın. Aile sohbetleri yaparak birlikte kaliteli zaman geçirin.

16.   Ekranda tüketim işlerinin sınırlanması; Bunun için süre ve sınırlar verilebilir. Google Family Link, ailenizi internette güvende tutan bir ebeveyn denetimleri uygulamasıdır.

Çocuk Çadırı veya Evi; her evde çocuklar için muhakkak küçük bir çadır yada ev olması gelişim düzeyleri için önemlidir. Bunu yastıklarla veya bezlerle takviye yapabilirsiniz.

Bu etkinliklerle hem eğlenceli hem de öğretici vakit geçirebilir, çocukların yaratıcılıklarını ve sosyal becerilerini geliştirebilirsiniz.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Kış Aylarında Cilt Bakımı: Kuruluğa Karşı Doğal ve Etkili Çözümler

Kış aylarında cildimiz, soğuk hava ve düşük nem seviyeleri nedeniyle kuruluğa daha yatkın hale gelir. Bu dönemde cildimizin nemli ve yumuşak kalmasını sağlamak için pratik ve etkili bir bakım rutini oluşturmak oldukça önemlidir. Besler Şifa olarak, bitkisel ve doğal ürünlerle cildinizi kış aylarında nasıl koruyabileceğinize dair önerilerimizi paylaşıyoruz.

1. Cildinizi Tanıyın ve İhtiyaçlarına Göre Hareket Edin

Her cilt tipi farklıdır ve ihtiyaçları da buna göre değişir. Kış aylarında cildinizin durumunu gözlemlemek, bakım rutininizi oluşturmanın ilk adımıdır. Dirsekler, dizler ve ayaklar gibi bölgesel kurulukların yanı sıra hassasiyet, sivilce ve batık problemleri de ekstra ilgi gerektirebilir.

2. Duş Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Cilt bakımında duşun sıcaklığı büyük bir rol oynar. Çok sıcak su, cildin doğal yağ bariyerini zayıflatabilir ve kuruluğa yol açabilir. Ilık suyla duş almak, cildin nem dengesini korumasına yardımcı olur. Ayrıca, cildi kurutmayan doğal içerikli bir temizleyici kullanmak da önemlidir.

3. Nemlendirme Adımları

Duş sonrası nemlendirme, cildin nemi hapsetmesi için kritik bir aşamadır. Havluyla cildinizi nazikçe kurulayarak hafif nemli bırakın ve ardından şu sıralamayla ürünlerinizi uygulayın:

  • Losyon: Hafif yapılı bir nemlendirici ile başlayın.
  • Krem: Daha yoğun bir nemlendirme için cilt tipinize uygun bir krem kullanın.
  • Yağ: Son olarak, cilde nemi hapsetmek için doğal bir vücut yağı uygulayın.

4. Doğal İçerikler Tercih Edin

Kış bakım rutininizde doğal ve etkili içeriklere yer vermek önemlidir. İşte cildinize iyi gelecek bazı doğal içerikler:

  • Hiyalüronik Asit ve Gliserin: Cildin nem tutma kapasitesini artırır.
  • Shea Yağı ve Jojoba Yağı: Cildi yumuşatır ve nemi cilde hapseder.
  • Skualen ve Seramid: Cilt bariyerini koruyarak hassasiyeti azaltır.
  • Yulaf ve Aloe Vera: Hassasiyeti yatıştırır ve cilt bariyerini güçlendirir.
  • Yeşil Çay: Antioksidan etkisiyle cildi korur ve yatıştırır.

5. Akneye Meyilli Ciltler İçin Öneriler

Akneye yatkın bir cildiniz varsa, yağsız ve gözenekleri tıkamayan ürünler tercih etmelisiniz. Hiyalüronik asit ve skualen gibi içerikler, cilde nem sağlarken gözenekleri tıkamaz.

6. Nazik Eksfoliasyon ile Cildinizi Canlandırın

Haftada 1-2 kez doğal içerikli bir peeling kullanarak ölü derilerden kurtulabilirsiniz. Bu işlem, nemlendiricilerin cilde daha iyi nüfuz etmesini sağlar.

Besler Şifa’nın Önerisi

Kış aylarında cilt bakımınızı doğal ve etkili bir hale getirmek için bitkisel içeriklerle hazırlanan ürünlerimizi keşfedin. Doğal yağlar, nemlendiriciler ve nazik temizleyicilerle kışın zorlu koşullarına karşı cildinizi koruyun. Unutmayın, düzenli bakım ile kış mevsimini sağlıklı, yumuşak ve ışıldayan bir ciltle geçirebilirsiniz.

Doğal güzellik için, Besler Şifa yanınızda!

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Şifanın Kitaplarla Buluştuğu Mekanlar: Besler Şifa'nın Favori Kitap Kafeleri

Kitapların dünyasında kaybolmak, bir yandan da sağlıklı yaşam ve şifa konularında keşifler yapmak isteyenlere özel, İstanbul’un en sevilen kitap kafelerini derledik. Kahve ve kitap keyfinin birleştiği bu huzur dolu mekanlar, aynı zamanda sağlık ve doğal şifa konularında ilham alabileceğiniz bir ortam sunuyor. 

İşte Besler Şifa’nın radarındaki en güzel kitap kafeler:

Fil Books (Karaköy)
2015 yılında Karaköy’de açılan Fil Books, semtin canlı atmosferiyle bütünleşen sıcak bir kitap-kafe olarak öne çıkıyor. Çoğunlukla sanat ve fotoğraf kitaplarının bulunduğu bu mekan, doğallık ve şifa konularında da geniş bir kitap seçkisine sahip. Karaköy’ün canlı sokak manzarasını izleyerek kahvenizi yudumlayabileceğiniz bu atmosferde, bitkilerin ve doğal ürünlerin sağlığa katkılarına dair ilham verici kitaplar keşfetmek mümkün.

Minoa Books & Coffee (Akaretler)
Adını Akdeniz medeniyeti Minoa’dan alan bu kitabevi, sağlıklı yaşam ve doğal beslenme kitapları için mükemmel bir seçenek. Akaretler ve Pera şubeleriyle şehrin kitap severlerini ağırlayan Minoa, aynı zamanda kahve keyfinizle birlikte doğal yaşam üzerine çeşitli eserlere göz atabileceğiniz bir ortam sunuyor. Bitkisel kozmetik ve doğal sağlık konularında değerli bilgi birikimi edinebileceğiniz bu mekan, edebiyat ve şifanın buluştuğu bir cennet.

Nail Kitabevi (Kuzguncuk)
Kuzguncuk’un tarihi dokusuna uygun bir atmosfer sunan Nail Kitabevi, özellikle doğa ve sağlıklı yaşam kitaplarıyla dikkat çekiyor. Burada sağlıklı yaşam ve doğal şifa ile ilgili zengin bir kitap koleksiyonu bulabilirsiniz. 2015’ten bu yana kitapseverlerin buluşma noktası olan Nail Kitabevi’nde, doğayla uyumlu yaşam felsefesine dair kitapları keşfetme şansı yakalayabilirsiniz.

Books&Coffe (Karaköy, Ataşehir, Caddebostan)
Books&Coffe’nin çeşitli şubeleri, doğayla uyumlu sağlıklı bir yaşam tarzını benimseyenlere hitap ediyor. İstanbul’un çeşitli noktalarındaki bu kafeler, doğa ve şifa ile ilgili kitaplarla dolu raflara sahip. “İyi kahve, iyi kitap” anlayışını benimseyen Books&Coffe, doğallık ve sağlıklı yaşama dair keşifler yapmak isteyenlerin uğrak yeri.

Vapur Kafe & İstanbul Kitapçısı (Kadıköy İskelesi, Beşiktaş İskelesi)
İstanbul’un ikonik vapur iskelelerindeki kitap kafeler, şifalı bitkiler ve sağlıklı yaşam üzerine okuma yaparken İstanbul’un eşsiz manzarasının tadını çıkarabileceğiniz bir atmosfer sunuyor. Kadıköy ve Beşiktaş iskelelerinde bulunan İstanbul Kitapçısı şubeleri, doğayla uyumlu bir hayatın ipuçlarını bulabileceğiniz kitaplarıyla öne çıkıyor.

Penguen Kitabevi (Ataşehir İçerenköy)
Şehrin çeşitli semtlerine yayılan Penguen Kitabevi, özellikle İçerenköy şubesiyle doğa ve sağlık konularında farkındalık kazanmak isteyenlere hitap ediyor. Geniş okuma ve çalışma alanlarıyla sessiz ve sakin bir atmosfer sunan bu mekan, Besler Şifa’nın sağlıklı yaşam ve doğal kozmetik üzerine kitap önerilerine göz atabileceğiniz mükemmel bir alan sunuyor.

Besler Şifa olarak, doğal şifa ve sağlıklı yaşam konularında bilgi arayışında olan herkesi bu kitap kafelere davet ediyoruz. Hem kahvenizi yudumlayıp hem de doğanın iyileştirici gücü hakkında bilgi edinmek için bu mekanları ziyaret edebilirsiniz. Şehrin telaşından uzaklaşarak kendinizi şifa dolu bir keşfe bırakın!

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Şehir İnsanlarıyla Anadolu Mayası

Tarihte bazı şehirler vardır ki, isimleri o şehrin manevi rehberleriyle anılır, ruhlarıyla şekillenir ve onların izlerini günümüze kadar taşır. Bu şahsiyetler, yaşadıkları şehirlerle bütünleşmiş, o toprakların kültürüne, ahlakına ve inancına derin bir miras bırakmışlardır. Onların adıyla anılan şehirler, tarih boyunca insanlara birer ilham kaynağı olmuş; şehirle özdeşleşmiş bu büyük zatlar, adeta birer kutup yıldızı gibi, karanlıkta kalanlara yol göstermiştir.

Konya ve Hz. Mevlana: Konya, Hz. Mevlana ile gönüllerde yer etmiştir. Mevlana’nın "Gel, ne olursan ol yine gel" çağrısı, yüzyıllar boyunca Konya’nın manevi bir merkez olmasını sağlamış, her dinden ve kültürden insanları aynı çatı altında buluşturmuştur. Mevlana’nın hoşgörüsü, Konya’nın ruhuna işlemiş ve bu şehirde hala yankılanmaya devam etmektedir.

Urfa ve Hz. İbrahim: Urfa, peygamberler şehri olarak anılır, ama özellikle Hz. İbrahim’in izlerini taşır. Onun cesareti, inancı ve adanmışlığı, bu kadim şehirde derin bir iz bırakmıştır. Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı rivayet edilen Balıklıgöl, Urfa’da manevi bir merkez haline gelmiş, Hz. İbrahim’in davası, inancın sembolü olarak burada yaşatılmaktadır.

Kastamonu ve Şaban-ı Veli: Kastamonu, Şaban-ı Veli ile anılan bir şehirdir. Anadolu’nun önemli mutasavvıflarından olan Şaban-ı Veli, halkı irşat etmek, onlara manevi rehberlik yapmak için ömrünü bu şehirde geçirmiştir. Onun öğretileri ve manevi mirası, Kastamonu’nun sakinlerine yüzyıllardır yol göstermiştir.

Ankara ve Hacı Bayram Veli: Başkent Ankara’nın manevi dokusunda, Hacı Bayram Veli’nin izleri vardır. O, Anadolu’nun dört bir yanına yayılan Bayramiyye tarikatının kurucusu ve Osmanlı döneminde büyük bir kanaat önderiydi. İnsanlara sevgi, hoşgörü ve adalet yolunda rehberlik eden Hacı Bayram Veli’nin dergahı, Ankara’da hala binlerce ziyaretçinin uğrak noktasıdır.

Kırşehir ve Hacı Bektaş-ı Veli: Anadolu’nun gönül erenlerinden Hacı Bektaş-ı Veli, Kırşehir’de fikirleri ve öğretileriyle bir miras bırakmıştır. Onun “İncinsen de incitme” felsefesi, Kırşehir’in ruhuna işlemiş, insanlara barış, sevgi ve anlayış aşılamıştır. Bektaşi geleneğinin bu şehirde temelleri atılmış ve Kırşehir bu öğretilerin merkezi haline gelmiştir.

Hatay ve Habib-i Neccar Hazretleri: Hatay, Habib-i Neccar’ın adını taşıyan kadim bir şehirdir. İnançları uğruna şehit olan Habib-i Neccar, Antakya halkının gönlünde taht kurmuştur. Onun adına yapılan cami, Hatay’ın sembol yapılarından biri olarak bu şehrin köklü maneviyatını yansıtır.

Bu büyük şahsiyetler ve şehirleri, tarihin derinliklerinden günümüze uzanan manevi bir mirası temsil eder. Her biri, şehirleriyle özdeşleşmiş, o toprakların insanlarına yüzyıllardır manevi bir rehber olmuştur. Bu şehirler, yalnızca fiziki yapılarıyla değil, onların izleriyle taşıdıkları ruh ile yaşamaya devam etmektedir.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Saç Dökülmesi: Kök Nedenler ve Doğal Çözümler

Saç dökülmesi, çoğu insanın hayatının bir döneminde karşılaştığı bir problemdir. Ancak bu konuda yalnız olmadığınızı bilmek önemlidir. Saç dökülmesi genetik yatkınlıkla bağlantılı olsa da, mesele bundan çok daha karmaşık. Hormonal dengesizlikler, insülin direnci, enflamasyon, besin eksiklikleri ve gıda hassasiyetleri gibi pek çok faktör bu sorunda rol oynayabilir. Kronik stres, yetersiz beslenme ve yaşlanma da saç kaybını hızlandırabilir. Bu nedenle, problemin kök nedenlerine odaklanmak ve doğru müdahalelerde bulunmak oldukça önemlidir.

Saç Dökülmesinin Kök Nedenleri

1. Hormonal Dengesizlikler ve Genetik Faktörler

Saç dökülmesinin en yaygın sebeplerinden biri erkek tipi kelliktir (androjenik alopesi). Bu durum genellikle erkeklik hormonlarıyla, özellikle DHT (dihidrotestosteron) hassasiyetiyle tetiklenir. Kadınlarda ise erkeklik hormonu seviyelerinin artışı, insülin direnci, prediyabet ve polikistik over sendromu (PCOS) gibi problemlerle birlikte saç dökülmesine yol açabilir.

2. Besin Eksiklikleri

Demir eksikliği, saç dökülmesinin yaygın sebeplerinden biridir. Anemi gelişmiş olmasa bile, vücuttaki demir eksikliği saç köklerini olumsuz etkileyebilir. Benzer şekilde, protein eksikliği de saç dökülmesine neden olabilir. Saçların ana yapı maddesi keratin proteini olduğu için yeterli miktarda protein almak çok önemlidir. Vegan beslenen bireylerde özellikle çinko, D vitamini ve B12 eksiklikleri daha sık görülmektedir. Bu vitamin ve minerallerin eksikliği, saç tökülmesini hızlandırabilir.

3. Yaşlanma ve Hormonal Değişiklikler

Yaşlanma, hormon seviyelerinde değişikliklere yol açarak saç dökülmesine neden olabilir. Kadınlarda menopoz döneminde östrojen seviyelerindeki düşüş, saçların incelmesine ve dökülmesine sebep olabilir. Erkeklerde de ilerleyen yaş, hormon seviyelerinde değişikliklere neden olarak saç kaybına katkıda bulunur.

4. Otoimmün Hastalıklar

Otoimmün hastalıklar da saç dökülmesinde etkili olabilir. Bunlardan biri, kelebek hastalığı olarak bilinen lupus hastalığıdır. Bu tür hastalıklar, vücudun kendi dokularına saldırmasıyla saç kaybına neden olabilir.

Doğal Çözümler ve Destekler

Saç dökülmesini azaltmak ve saç sağlığını desteklemek için doğal yöntemler ve beslenme alışkanlıklarında yapılacak değişiklikler oldukça etkili olabilir:

  1. Beslenme Düzeni:

    • Yeterli miktarda protein, çinko, demir, D vitamini, B12 vitamini ve biotin alın.

    • Omega-3 yağ asitleri içeren gıdalar tüketin (balık, ceviz, keten tohumu).

    • Antioksidan açısından zengin sebze ve meyveleri diyetinize ekleyin.

  2. Stres Yönetimi:

    • Meditasyon, yoga veya nefes egzersizleri gibi stres azaltıcı teknikler uygulayın.

    • Uyku düzenine dikkat edin ve yeterli uyku aldığınızdan emin olun.

  3. Bitkisel Destekler:

    • Saç derisini beslemek ve kan dolaşımını artırmak için hindistancevizi yağı, biberiye yağı ve argan yağı gibi doğal yağları kullanabilirsiniz.

    • Aloe vera jeli, saç derisini yatıştırır ve saç köklerini destekler.

  4. Takviyeler:

    • Kolajen, keratin, biotin ve D vitamini gibi takviyeler kullanın.

    • Vegan bireyler için B12 vitamini özellikle önemlidir.

  5. Saç Bakımı:

    • Saçlarınızı nazikçe tarayın ve çok sıkı toplamayın.

    • Kimyasal içerikli şampuanlar yerine doğal içerikli şampuanlar tercih edin.

Son Söz

Saç dökülmesi karmaşık bir sorun gibi görünse de, problemin kök nedenlerini anlamak ve doğru adımlar atmak çözüm yolunda çok önemlidir. Besler Şifa-Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam olarak, doğal çözümler sunuyoruz.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Onarıcı Tarım ve Karbon Kredileri: Ekosistem Sağlığını Destekleyen Bir Model

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'nın (TSKB) hazırladığı “Karbondan Krediye: Onarıcı Tarım ve Karbon Kredileri” başlıklı rapor, toprak sağlığını koruma ve geliştirme amacı taşıyan onarıcı tarım uygulamalarını, bu uygulamalardan elde edilebilecek karbon kredileriyle ilişkilendirmektedir. Çalışma, onarıcı tarımın ekosistem sağlığına katkılarının yanı sıra ekonomik ve sosyal faydalarına odaklanmakta; aynı zamanda Türkiye'deki uygulama potansiyelini değerlendirmektedir.

Onarıcı Tarım ve Ekosistem Hizmetleri

Rapor, tarım topraklarının geleneksel ve yaygın tarım uygulamalarından kaynaklanan tahribata maruz kaldığını belirtmektedir. Toprağın sağlığının korunması, ekosistem hizmetlerinin sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir. 2017 yılında yayımlanan bir çalışmaya göre, toprağın sağladığı ekosistem hizmetlerinin ekonomik değeri yaklaşık 11,38 trilyon dolar olarak hesaplanmıştır. Bu miktar, aynı dönem için dünya gayri safi yurt içi hasılasının (GSYH) %14’üne karşılık gelmektedir ve toprağın ekonomik değerini açıkça ortaya koymaktadır.

Onarıcı tarım uygulamaları, sadece toprak sağlığını iyileştirmekle kalmayıp karbon depolama kapasitesini artırarak iklim değişikliğiyle mücadeleye de katkı sağlamaktadır. Raporda bu uygulamaların, tarımsal üretimde sürdürülebilirlik sağlayarak karbon kredisi oluşturma potansiyeli taşıdığı ve bu kredilerin çiftçiler için ek gelir kaynağı yaratabileceği ifade edilmektedir.

Türkiye İçin Uygulama Modeli

Raporda, Türkiye'de onarıcı tarım uygulamalarını desteklemek ve karbon kredisi piyasasını geliştirmek amacıyla bir yapı önerisi sunulmaktadır. Öneriye göre, karbon kredilerinin alıcıları, tarımsal üreticilerle iş birliği içinde çalışan sanayi kuruluşları, çok taraflı kalkınma bankaları (ÇTKB) veya aracı firmalar olabilir.

Deprem bölgesi, Türkiye’de bu uygulamaların önceliklendirilmesi gereken alanlardan biri olarak vurgulanmaktadır. Bu yaklaşım, bölgenin yeniden inşa ve iyileştirme süreçlerine ekolojik, ekonomik ve sosyal destek sağlayabilir.

Karbon Kredileri ve Tarımın Rolü

Rapor, tarımsal projelerin karbon kredisi piyasasında olumlu bir ayrışma gösterdiğini ve bu alandaki büyümenin umut verici olduğunu ortaya koymaktadır. Yenilenebilir enerji projelerinin karbon kredilerindeki payı 2020-2023 yılları arasında %41,5’ten %25,8’e gerilerken, tarımsal projeler aynı dönemde yıllık ortalama %118,5’lik bir artış göstermiştir.

Karbon tarımıyla üretilebilecek karbon kredilerinin büyüklüğünün 2050 yılına kadar 13,7 milyar dolar seviyesine ulaşabileceği tahmin edilmektedir. Bu durum, tarım sektörünün iklim değişikliğiyle mücadelede stratejik bir öneme sahip olduğunu göstermektedir.

Türkiye’nin Toprak Kaybı ve Çölleşme Sorunu

Türkiye'deki tarım arazilerinin %59'u, meraların %64'ü ve ormanların %54'ü erozyona maruz kalmaktadır. Toprağın organik madde kaybı, verimliliğin azalmasına ve çölleşmeye karşı hassasiyetin artmasına neden olmaktadır. Günümüzde Türkiye topraklarının %18’i çölleşmeye karşı zayıf, %50,9’u orta ve %22,5’i ise yüksek hassasiyet grubunda değerlendirilmektedir.

Sonuç

TSKB’nin raporu, onarıcı tarımın ekolojik ve ekonomik faydalarını vurgularken, karbon kredilerinin tarım sektörü için taşıdığı potansiyele dikkat çekmektedir. Türkiye’nin toprak sağlığını koruma stratejilerinde onarıcı tarım uygulamalarına öncelik verilmesi, yalnızca ekosistem sağlığını desteklemekle kalmayacak, aynı zamanda sosyal ve ekonomik kalkınmaya da katkı sağlayacaktır.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Çay Poşetlerindeki Mikroplastiklerin İnsana Etkisi Kanıtlandı

“Mutagenesis Group” tarafından yürütülen çalışmada polimer tabanlı çay poşetlerinin demlenme sırasında salgıladığı milyarlarca nano ve mikro plastiğin sindirim sırasında bağırsaklardan kana karıştığı belirlendi.

Sağlığımızı Tehdit Eden Gizli Tehlike

Günümüzde çevre kirliliği ve insan sağlığı üzerindeki etkileri her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Özellikle plastik atıkların yol açtığı mikro ve nanoplastik (MNPL) kirliliği, sadece çevresel bir sorun değil, aynı zamanda insan sağlığını da tehdit eden ciddi bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, günlük hayatımızda sıkça kullandığımız çay poşetlerinin bu konuda önemli bir risk taşıdığını ortaya koydu.

Çay Poşetlerinden Mikroplastik Salınımı
Barselona Özerk Üniversitesi’nde (UAB) yapılan bir araştırmaya göre, polimer bazlı ticari çay poşetleri sıcak suya bırakıldığında milyonlarca mikro ve nanoplastik parçacık salınıyor. Bu parçacıklar, insan bağırsak hücreleri tarafından emilebiliyor ve kan dolaşımına geçerek vücudun diğer bölgelerine yayılabiliyor.

Araştırmada, farklı türdeki çay poşetleri incelendi ve şu sonuçlar elde edildi:

  • Polipropilen (PP): Bir mililitrede yaklaşık 1,2 milyar parçacık (ortalama boyut: 136.7 nanometre) salınıyor.
  • Selüloz: Bir mililitrede yaklaşık 135 milyon parçacık (ortalama boyut: 244 nanometre) salınıyor.
  • Naylon-6: Bir mililitrede yaklaşık 8,18 milyon parçacık (ortalama boyut: 138.4 nanometre) salınıyor.

Bu parçacıkların detaylı analizi için taramalı elektron mikroskobu (SEM), transmisyon elektron mikroskobu (TEM) ve dinamik ışık saçılımı (DLS) gibi ileri düzey teknikler kullanıldı.


Bağırsak Hücreleri Üzerindeki Etkiler

Araştırma kapsamında, mikro ve nanoplastiklerin insan bağırsak hücreleriyle etkileşimi de incelendi. Özellikle mukus üreten bağırsak hücrelerinin bu parçacıkları daha fazla emdiği ve hatta parçacıkların hücre çekirdeğine kadar ulaştığı gözlemlendi. Bu durum, mikroplastiklerin genetik materyalle doğrudan etkileşime geçebileceğini ve potansiyel sağlık riskleri taşıyabileceğini gösteriyor.

Ne Yapılmalı?
Araştırmacılar, bu bulguların ışığında şu önerilerde bulunuyor:

  1. Standart Test Yöntemleri Geliştirilmeli: Plastik gıda ambalajlarından salınan mikroplastiklerin tespiti için standart test yöntemleri oluşturulmalı.
  2. Daha Sıkı Düzenlemeler Getirilmeli: Plastik malzemelerin gıda temasında kullanımını düzenleyen politikalar geliştirilerek mikroplastik kirliliği azaltılmalı.
  3. Alternatif Malzemeler Kullanılmalı: Plastik bazlı çay poşetleri yerine, doğada çözünebilen veya geri dönüştürülebilir alternatifler tercih edilmeli.

Sonuç
Plastik kirliliği, sadece çevremizi değil, sağlığımızı da tehdit eden büyük bir sorun. Çay poşetlerinden salınan mikroplastiklerin insan vücudunda birikmesi, uzun vadeli sağlık etkileri hakkında daha fazla araştırma yapılmasını gerektiriyor. Günlük alışkanlıklarımızı gözden geçirerek daha çevre dostu ve sağlıklı alternatiflere yönelmek, bu sorunun çözümüne katkı sağlayabilir.

Unutmayalım, küçük değişiklikler büyük farklar oluşturabilir! 🌿

Bu makale: Gooya Banaei et al, Teabag-derived micro/nanoplastics (true-to-life MNPLs) as a surrogate for real-life exposure scenarios, Chemosphere (2024). DOI: 10.1016/j.chemosphere.2024.143736

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Avrupa'da Tarımsal Endişeler ve Türkiye için Çıkarılacak Dersler

 Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in açıkladığı AB-MERCOSUR serbest ticaret anlaşması, 20 yılı aşkın müzakerelerin ardından 6 Aralık 2024 tarihinde imzalanarak önemli bir dönüm noktası oldu. 780 milyon kişiyi kapsayan dünyanın en büyük serbest ticaret alanlarından birini yaratacak olan bu anlaşma, Avrupa Birliği içinde tarım sektörü ve çevresel etkiler konusunda ciddi tartışmalara yol açtı. Fransa'nın direnci ve tarımsal endişeler, Türkiye gibi tarımsal potansiyele sahip ülkeler için önemli dersler içeriyor. Besler Şifa olarak bu süreci değerlendirerek tarımsal üretim, çevresel sürdürülebilirlik ve yerel üreticiyi destekleme konularına odaklanıyoruz.


Fransa Neden Direniyor?

Fransa'nın AB-MERCOSUR anlaşmasına karşı çıkışının temel nedeni, MERCOSUR ülkelerinin tarımsal ihracat gücünün AB'nin tarım sektörüne tehdit oluşturacağı endişesidir. Özellikle Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerin düşük maliyetli ve geniş çaplı tarımsal üretimi, Fransa’nın kaliteli ancak maliyetli tarım ürünleriyle rekabetini zorlaştırıyor.

Fransız çiftçilerin endişesi sadece ekonomik değil, aynı zamanda çevresel ve sağlık standartlarına dayanıyor. AB'nin sıkı düzenlemelerine karşılık, MERCOSUR ülkelerinden gelen ürünlerin daha esnek düzenlemelere tabi olması, bu ürünlerin AB pazarına girişini kolaylaştırırken yerel üreticiyi zorluyor. Ayrıca Brezilya’nın Amazon Ormanları’ndaki çevresel politikaları, AB’nin Yeşil Mutabakat hedefleriyle çelişiyor ve Fransa’nın direncini artırıyor.


AB Tarım Ülkeleri İçin Riskler

AB-MERCOSUR anlaşması, tarımsal üretime dayalı ekonomilere sahip ülkeler için ciddi riskler taşıyor. Fransa, İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerde küçük çaplı tarım yapan çiftçiler, MERCOSUR’dan gelen düşük maliyetli ürünlerle rekabet etmekte zorlanabilir. Bu durum, tarımsal istihdamın azalması ve kırsal ekonomilerin zayıflaması gibi sorunları beraberinde getirebilir.

Çevresel ve sağlık standartları açısından da riskler mevcut. MERCOSUR’dan gelen ürünlerin, AB’nin katı standartlarına uymaması tüketici güvenini zedeleyebilir. Örneğin, Brezilya’dan ithal edilen et ve soya ürünlerinin, ormansızlaşma ve tarım ilacı kullanımı gibi çevresel sorunlarla gündeme gelmesi AB kamuoyunda tepki yaratıyor.


Türkiye İçin Çıkarılacak Dersler

Besler Şifa olarak, Türkiye’nin bu süreçten çıkarabileceği dersleri değerlendiriyoruz:

  1. Tarımsal Üretimde Verimlilik ve Teknoloji:
    Türkiye, tarımda verimliliği artıracak teknolojilere yatırım yapmalı ve çiftçilerin üretim maliyetlerini düşürecek destek mekanizmaları geliştirmelidir.

  2. Yerel Üreticiyi Koruma:
    Türkiye, serbest ticaret anlaşmaları yaparken tarım ve hayvancılık gibi hassas sektörlerini koruyacak politikalar oluşturmalıdır. Çevresel ve sağlık standartlarının korunması, hem tüketici güveni hem de yerli üreticinin rekabet gücü açısından kritik öneme sahiptir.

  3. Çevresel Sürdürülebilirlik:
    Dünya pazarlarında yer bulmak için çevre dostu üretim standartlarını benimsemek gereklidir. AB’nin talep ettiği çevre dostu standartlara uygun üretim, Türkiye’nin rekabet avantajını artırabilir.

  4. Yerli Üretimin Teşviki:
    Yerel üreticiyi destekleyen politikalarla iç piyasada yerli ürünlere olan talep artırılabilir. Aynı zamanda ihracat kapasitesinin geliştirilmesi, Türkiye’nin küresel pazardaki yerini güçlendirecektir.

  5. Tüketici Bilinci ve Eğitim:
    Tüketici bilincini artırarak, yerel ve kaliteli tarım ürünlerine yönelimi teşvik etmek, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından önemlidir.


Sonuç

AB-MERCOSUR anlaşması, küresel ticaretin dinamiklerini değiştirirken, Türkiye gibi ülkeler için de tarımsal sürdürülebilirlik ve rekabetçi politikalar geliştirmenin önemini ortaya koyuyor. Besler Şifa olarak, yerli üreticiyi destekleyen ve çevresel sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyen bir yaklaşımı savunuyoruz. Tarımsal üretimin korunması, ekonomik bağımsızlık ve gıda güvenliğinin temel taşıdır.

Bu anlaşmadan çıkarılacak derslerle, Türkiye’nin tarım sektöründe daha güçlü ve sürdürülebilir bir geleceğe adım atabileceğine inanıyoruz.



Ticaretin Dönüşen Yüzü

Pasajda Yerin Olsun, AVM’de Yerin Olsun, E-Pazar Yerlerinde Yerin Olsun

Ticaretin tarihine baktığımızda, insanların ürünlerini satmak ve alışveriş yapmak için bir araya geldikleri yerlerin her zaman sosyal ve ekonomik hayatın merkezi olduğunu görürüz. Eski çağlarda bu yerler köy meydanları, hanlar veya şehirlerin önemli pazar alanlarıydı. Günümüzde ise bu fiziksel alanlar yerini, teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte dijital platformlara bırakıyor. “Pasajda yerin olsun” anlayışıyla başlayan küçük esnafın hikayesi, AVM'lerin yükselişiyle yeni bir boyut kazanmış, bugün ise e-pazar yerlerinin hakimiyetiyle tamamen farklı bir çehreye bürünmüştür.

Pasajdan AVM’ye: Alışveriş Kültürünün Değişimi

Bir zamanlar pasajlar, özellikle küçük işletmelerin hem toplulukla bağ kurduğu hem de geçimlerini sağladığı yerlerdi. Pasajlarda dolaşmak, farklı esnaflarla sohbet etmek ve ürünleri incelemek sosyal bir deneyim sunardı. Ancak 90’lı yıllardan itibaren AVM’lerin hayatımıza girmesiyle bu dinamik değişti. AVM’ler, alışverişi bir “deneyim” haline getirdi. Tek bir çatı altında alışveriş, eğlence ve yeme-içme imkanlarını birleştirerek tüketicilere konforlu bir ortam sundu. Bu durum, küçük esnafın daha büyük rekabetlerle karşılaşmasına neden oldu.

E-Pazar Yerleri: Ticaretin Yeni Merkezi

Son 10 yılda ticaretin merkezi artık dijital platformlara kaydı. N11, Hepsiburada, Trendyol gibi e-pazar yerleri, işletmelere fiziksel bir dükkana ihtiyaç duymadan milyonlarca tüketiciye ulaşma imkanı sunuyor. Özellikle pandemi süreci, bu dönüşümü hızlandırarak online alışverişin hayatımızdaki yerini sağlamlaştırdı. Artık “e-pazar yerlerinde yerin olsun” demek, bir işletme için neredeyse zorunlu hale geldi.

E-pazar yerleri, girişimcilere düşük maliyetle geniş bir kitleye ulaşma fırsatı sunarken, tüketicilere de farklı ürünleri karşılaştırma ve kolayca satın alma imkanı tanıyor. Ancak bu dijital dönüşüm, beraberinde yeni zorluklar da getiriyor. Artan rekabet, dijital pazarlama stratejilerinin önemini artırırken, müşteri memnuniyetini sağlamak ve online mağazaların sürdürülebilirliğini korumak için sürekli bir yenilik gerekiyor.

Sonuç: Dönüşen Ticarette Yerini Al

Pasajdan AVM’ye, oradan da e-pazar yerlerine uzanan bu ticaret yolculuğu, değişimin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Gelenekselden dijitale evrilen bu süreçte, esnafın ve işletmelerin en önemli stratejisi değişime ayak uydurmak ve yeniliklere açık olmak olmalıdır. Günümüz ticaret dünyasında başarı, sadece fiziksel bir dükkana sahip olmakla değil, dijital dünyada da güçlü bir varlık göstermekle mümkün hale geldi.

Bugün bir işletme sahibi olarak sorulması gereken soru şudur: “Benim yerim nerede?” Cevap artık çok net: Hem dijital hem fiziksel platformlarda yerinizi alarak müşterilerinize her kanaldan ulaşmalısınız. Çünkü ticaretin geleceği, değişime ayak uydurabilenlerin elinde şekilleniyor.



Finlandiya’nın Doğal ve Şifalı Özellikleri

Finlandiya, sadece muhteşem doğasıyla değil, aynı zamanda sunduğu sağlık ve huzur dolu yaşam tarzıyla da dikkat çeken bir ülkedir. Binlerce gölün, geniş ormanların ve benzersiz doğal fenomenlerin ülkesi olan Finlandiya, doğadan gelen şifa anlayışını hayatın merkezine yerleştirmiştir. İşte Finlandiya’nın doğal ve şifalı özelliklerini keşfedeceğiniz bir yolculuk:

1. "Bin Gölün Ülkesi" ile Sakinleşme ve Yenilenme

Finlandiya, yaklaşık 188.000 gölü ile suyun dinginliğini ve huzurunu sunan bir cennet gibidir. Göller, yalnızca doğa manzaralarıyla değil, aynı zamanda su sporları, yüzme ve meditasyon gibi aktivitelerle ruhsal bir yenilenme sağlar. Göllerin mineral açısından zengin suları, cildi beslerken zihinsel dinginliği de artırır.

2. Ormanların Şifası: %75 Ormanlık Alan

Finlandiya’nın toplam alanının %75’i ormanlarla kaplıdır ve bu, doğa ile iç içe bir yaşamın kapılarını açar. Ormanlarda yapılan yürüyüşler, bağışıklık sistemini güçlendiren ve stresi azaltan "orman banyosu" (Shinrin-yoku) deneyimini yaşamanızı sağlar. Ayrıca, bu ormanlar; yaban mersini, lingonberry ve mantar gibi süper gıdalarla doludur. Finlandiya’da toplanan bu doğal ürünler, antioksidanlar ve vitaminlerle sağlığınızı destekler.

3. Kuzey Işıkları: Doğanın Ruhsal Terapisi

Finlandiya’nın kuzeyinde, özellikle Laponya’da, gökyüzünü süsleyen Kuzey Işıkları (Aurora Borealis), ruhsal bir terapi sunar. Bu doğa olayı, birçok kişi için huzur, ilham ve dinginlik kaynağıdır. Finlandiya’da Kuzey Işıkları’nı izlemek, doğanın büyüleyici gücünü hissetmek için eşsiz bir deneyimdir.

4. Sauna Kültürü: Bedensel ve Zihinsel Arınma

Finlandiya, dünyada kişi başına en fazla saunaya sahip olan ülkedir. 2 milyon sauna, fiziksel ve zihinsel detoks için bir yaşam tarzı sunar. Saunanın ardından yapılan buzda yüzme, kan dolaşımını artırır, vücuda enerji verir ve mutluluk hormonlarının salgılanmasını sağlar. Bu geleneksel uygulama, Finlandiya’nın sağlık dolu yaşam tarzının temel taşlarından biridir.

5. "Herkesin Hakkı": Doğanın Şifasından Özgürce Yararlanma

Finlandiya’da, "herkesin hakkı" (Everyman’s Right) olarak bilinen yasa sayesinde, herkes doğanın sunduğu nimetlerden özgürce faydalanabilir. Bu eşsiz hukuk sistemi, insanların ormanlarda dolaşmasına, yabani meyve ve mantar toplamasına olanak tanır. Doğayla bu kadar iç içe bir yaşam, hem bedensel hem de ruhsal sağlığı destekler.

6. "Sisu" ve Doğadan Gelen Güç

Finlandiya kültüründe yer alan "sisu" kavramı, zorluklar karşısında dayanıklılığı ve kararlılığı ifade eder. Bu dayanıklılığın kaynağı ise doğadan alınan ilhamdır. Uzun kış geceleri, soğuk hava ve zorlu doğa koşulları, insanları daha güçlü ve dirençli hale getirir. Finlandiya’da doğanın gücü, insan ruhunu besleyen bir yaşam felsefesi haline gelmiştir.

7. Yaban Mersini ve Lingonberry’nin Şifalı Gücü

Finlandiya ormanları, şifa deposu olarak bilinen yaban mersini ve lingonberry gibi meyvelerle doludur. Bu meyveler, antioksidan özellikleriyle bağışıklık sistemini güçlendirir, kalp sağlığını destekler ve yaşlanma karşıtı etkiler sunar. Doğal ortamlarında yetişen bu meyveler, sağlık açısından mucizevi faydalar sağlar.

8. Laponya’nın Temiz Havası ve Beyaz Geceler

Finlandiya’nın kuzey bölgesi olan Laponya, dünyanın en temiz havasına sahip bölgelerden biridir. Temiz hava, solunum yollarını rahatlatır ve enerji seviyesini artırır. Ayrıca yaz aylarında yaşanan "beyaz geceler", güneşin batmadığı bu dönemde enerji dolu bir yaşam sunar.

9. Doğanın İlhamıyla Eğitim ve Mutluluk

Finlandiya, doğa ile uyumlu eğitim sistemi sayesinde dünyanın en mutlu ülkelerinden biridir. Çocuklar doğada öğrenir, oynar ve keşfeder. Bu, onların hem zihinsel hem de fiziksel sağlıklarını olumlu yönde etkiler.

Sonuç olarak; Finlandiya, doğanın şifalı gücünü yaşamın her alanına dahil eden bir ülkedir. Göller, ormanlar, Kuzey Işıkları ve sauna gibi unsurlar, hem bedensel hem de ruhsal sağlığı destekler. Doğanın sunduğu bu şifa kaynaklarını deneyimlemek, sadece Finlandiya’yı ziyaret etmekle değil, aynı zamanda doğayla daha uyumlu bir yaşam tarzını benimsemekle mümkündür.

Finlandiya’nın doğal güzelliklerinden ve şifa dolu geleneklerinden ilham alarak, siz de doğanın sağladığı huzuru ve mutluluğu hayatınıza dahil edebilirsiniz. 🌿



Ankara’da Kitap Kafe Kültürü

Son yıllarda Ankara’da hızla artan kitap kafe kültürü, şehrin dört bir yanına yayılan mekanlar ile büyük ilgi görüyor. İstanbul’un ardından, kitap kafe kültürünü yaşatmaya başlayan ilk şehirlerden biri olan Ankara, artık kitap alışverişinin yanı sıra ders çalışma, etkinlik düzenleme ve tematik atölyelere ev sahipliği yapan kitap okuma mekanlarına da sahip. Kitap kafeler, rahat ortamları ve kültürel çeşitlilikleri ile şehrin sakinleri için ideal buluşma alanları haline geldi.

Çilek Kitap kafe; Şirin ve samimi atmosferi ile dikkat çeken Çilek Kitapkafe, kitap severlerin sıcak bir ortamda kitap okuyup kahve içebileceği bir mekan. Sessiz ve huzurlu yapısı, ziyaretçilerin odaklanmasına imkan tanıyor.

Tayfa Kitap kafe; Tayfa Kitapkafe, üçüncü nesil kahve çeşitleri sunarken geleneksel kitap kafe ruhunu da koruyor. Çayınızı veya kahvenizi içerken kitap okuyabilir, sınavlarınıza çalışabilir veya düzenlenen atölyelere katılabilirsiniz. Vegan seçenekler sunan zengin menüsüyle Tayfa Kitapkafe, diğer kitap kafelerden ayrılıyor.

Ekmek Teknesi; El emeği kurabiyeler ve Türk kahvesiyle ziyaretçilerine evde gibi hissettiren Ekmek Teknesi, öğrencilerin ve kitap kurtlarının vazgeçilmez adreslerinden biri. Uygun fiyatları ve sessiz ortamı, mekanın öne çıkan özellikleri arasında.

Liman Kitap Kahve; Çukurambar’ın popüler kitap kafesi Liman Kitap Kahve, hediyelik eşyalar, film, müzik ve kitaplarla dolu harika bir mekan. Modern tasarımıyla dikkat çeken kafe, zaman zaman yazar-okur buluşmalarına da ev sahipliği yapıyor.

Kebikeç Kitap Kahve; Keçiören’in ilk kitap kafesi olan Kebikeç Kitap Kahve, sıcacık bir ortamda kitap okuma keyfi sunuyor. Mekan, ikinci el kitapları da ziyaretçilerine sunarak, okuma kültürünü destekleyen bir hizmet sunuyor.

Enderun Kitap ve Kahve Evi; Sessiz ve nezih atmosferiyle tanınan Enderun Kitap ve Kahve Evi, anne eli değmiş gibi hissettiren lezzetleriyle dikkat çekiyor. Burada arkadaşlarınızla sohbet edebilir, ders çalışabilir veya sakin bir gün geçirebilirsiniz.

Ardıç Kitabevi; Genellikle kalabalık olan Ardıç Kitabevi, sigara içilmeyen ve daha sessiz alanlara da sahip. Kitap ve dergilerle dolu raflarıyla ziyaretçilerine geniş bir yelpaze sunan mekan, lezzetli menüsü ile de öne çıkıyor.

Besler Şifa Kitap Evi; Doğal yaşam ve bitkisel kozmetik alanında faaliyet gösteren Besler Şifa Kitap Evi, doğallık ile kitap sevgisini bir araya getiriyor. Taze bitki çayları ve sağlıklı atıştırmalıklar sunan Besler Şifa, vegan ve glütensiz seçeneklerle doğa dostu bir kafe deneyimi sunuyor. Mekan, bitkisel yaşam ve sağlıklı beslenme temalı kitaplarıyla ziyaretçilerine bilgi dolu bir ortam yaratırken, doğa konulu etkinlikler ve atölyelere de ev sahipliği yaparak, topluluk etkinliklerine katkı sağlıyor.




Avrupa Farmakopesi ve ISO Standartlarına Uygunluk: Kozmetikte İhtiyaç Analizi

Bitkisel yağlar ve uçucu yağlarla ilgili kalite ve standart değerlendirmelerinde, Avrupa Farmakopesi ve ISO standartları oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu alanda doğru analizler yapabilmek, yalnızca bir rapor almayı değil, aynı zamanda uzman danışmanlık desteğini de gerektirir.

Özellikle başkent Ankara 'da bu uyumu sağlayabilecek bir analiz laboratuvarına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. 

Uzmanlık Gerektiren Bir Alan
Uçucu yağ analizlerinde ülkemizde yıllardır çalışan değerli akademisyenlerimizden bazıları:

  • Prof. Dr. Temel Özek (Eskişehir Anadolu Üniversitesi)
  • Prof. Dr. Mine Kürkçüoğlu

Bu uzmanlar, uçucu yağ analizleri konusunda önemli birikimlere sahiptir ve sektöre rehberlik etmektedir. 

Devlet kurumlarından Bezmialem Vakıf Üniversitesi gibi kuruluşlar da bu konuda yetkin hizmetler sunmaktadır. Özel sektörde ise Nanolab, tecrübelerimize dayanarak tavsiye edebileceğimiz güvenilir bir kuruluştur.

Analizden Fazlası: Danışmanlık Gerekir
Rapor almak sürecin yalnızca bir parçasıdır. Önemli olan, analiz sonuçlarının doğru yorumlanması ve sektörel ihtiyaçlara uygun stratejilerin belirlenmesidir. Örneğin:

  • Bileşen Değerlendirmesi: Bir üründeki linalil asetat oranı %23 ise, referans değeri olan %25’e göre bu oran hangi sektörde kabul edilebilir bir değer? Hangi sektörde bu oran kaliteye ve fiyata nasıl etki eder?
    Bu tür sorulara yanıt verebilmek, derin bir uzmanlık ve sektörel bilgi birikimi gerektirir.

Sektörün Karşılaştığı Zorluklar
Ülkemizde üretim ve distilasyon süreçleri giderek gelişiyor. Ancak analiz, raporlama, kalite onayı ve pazarlama gibi sonraki adımlarda halen önemli eksiklikler yaşanıyor. Bu durum, birçok üreticinin hevesini kırabiliyor. Oysa ki doğru yönlendirme ve süreçlerin iyileştirilmesiyle bu engellerin aşılması mümkün.

Besler Şifa’nın Bakış Açısı
Biz Besler Şifa olarak, kalite standartlarına uygunluğu sağlamanın ve sektördeki eksiklikleri gidermenin yalnızca üreticilere değil, tüketicilere de büyük fayda sağlayacağına inanıyoruz. Markalaşma, kalite standartlarının oturması ve pazar bulma konularında sektörümüzün daha gidecek yolu olabilir. Ancak birlikte çalışarak, bilgi ve deneyim paylaşarak, bu hedeflere ulaşacağımıza inanıyoruz.

Bu süreci başarıya ulaştıracak bir ekosistem oluşturmak için uzmanlık, iş birliği ve kararlılıkla hareket etmeye devam edeceğiz. 💐



Gül Sirkesinin Faydaları

Gül sirkesi, doğal şifa kaynağı olarak pek çok faydaya sahip olan, geleneksel kullanım alanlarıyla dikkat çeken bir üründür. Hem içeriğindeki besin öğeleriyle hem de cilt ve vücut üzerindeki etkileriyle birçok sağlık sorununa çözüm sunar. İşte gül sirkesinin Besler Şifa- Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam için öne çıkan faydaları:

Zayıflama ve Metabolizma Desteği

Gül sirkesi, metabolizmayı hızlandırarak vücudun yağ yakımını destekler. Düzenli kullanımda zayıflama sürecine yardımcı olur ve doğal bir iştah kesici özelliği ile fazla kalori alımını engeller. Sabah ve akşam bir kaşık gül sirkesi, yarım bardak su ile karıştırılarak içildiğinde kilo alımını önleyebilir ve sağlıklı bir şekilde zayıflamanıza yardımcı olur.

Cilt Bakımı ve Sıkılaştırıcı Etki

Cilt üzerinde tonik olarak kullanıldığında, gül sirkesi cildin parlaklığını artırır ve sivilce ile akne izlerini azaltır. Ayrıca, ciltteki lekeleri yok eder ve cildin sıkılaşmasını sağlar. Gergin, berrak ve sağlıklı bir cilt görünümüne kavuşmanıza yardımcı olur.

Ağız ve Diş Sağlığına Destek

Gül sirkesi, diş etlerini güçlendirmekte ve ağız sağlığını iyileştirmekte etkilidir. Diş eti çekilmesi gibi sorunlara karşı doğal bir çözüm sunar. 1 yemek kaşığı gül sirkesi, 1 su bardağı ılık suya eklenerek gargara yapılabilir, böylece diş etleri güçlenir ve ağız sağlığı korunur.

Ateş Düşürme ve Baş Ağrısı İyileşmesi

Gül sirkesi, geleneksel olarak ateşi düşürmek ve baş ağrılarını hafifletmek için kullanılmıştır. Pamuklu bir beze dökülen gül sirkesi, hasta bireylerin alnına, başına ve bileklerine uygulanarak ateşi düşürür ve ağrıyı hafifletir.

Sindirim Sistemi ve Hazmı Kolaylaştırır

Gül sirkesi, hazmı kolaylaştırarak sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur. Ayrıca salatalarda kullanılabilir ve diğer yiyecekler ile birlikte rahatlıkla tüketilebilir.

Cilt Sorunları ve Bebek Bakımı

Sivilce ve akne lekeleri için etkili bir tonik olarak kullanılan gül sirkesi, aynı zamanda bebeklerin pişik sorunlarına da iyi gelir. Doğal formülü sayesinde cilt üzerinde nazik bir etki bırakır ve rahatlık sağlar.

Besler Şifa- Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam olarak, doğanın sunduğu bu şifalı ürünleri sizlere sunarak sağlıklı ve doğal yaşam tarzınızı destekliyoruz. Gül sirkesi, hem vücudunuza hem de cildinize doğal bakım sağlayan mükemmel bir çözüm! 🌸



© www.beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.