Ad

AROMATERAPİ

Aromaterapi, fitoterapi

PERMAKÜLTÜR

şifa yolu, fitoterapi, antibiyotik

YAĞLAR

şifa yolu

SABUNLAR

Güdül
BeslerŞifa Atölyesi

Akdeniz Yörüklerinin Sofrası: Doğadan Gelen Lezzetler

Akdeniz Yörüklerinin mutfağı, doğadan ilham alan, geleneksel ve zengin bir yemek kültürüne sahiptir. Hayvancılığın ve doğanın cömertliğinin etkisiyle şekillenen bu mutfakta, sebzeli ve hayvansal gıdalar önemli bir yer tutar. Yörüklerin yemek alışkanlıkları, sadece karın doyurmayı değil, aynı zamanda doğayla uyum içinde yaşamayı da simgeler.

Hayvansal Gıdaların Önemi

Yörüklerin sofralarında hayvansal gıdalar vazgeçilmezdir. Günlük üç öğünün iki öğününde mutlaka süt, yoğurt, ayran, çökelek, peynir ve tereyağı gibi ürünler yer alır. Özellikle tereyağı, Yörük mutfağında lezzetin anahtarıdır. Hort tereyağı ile pişirilen “dolaz” adlı yemek, bu kültürün en özel tatlarından biridir. Bir başka lezzet ise tereyağı ile pişirilen taze peynirden yapılan ve dondurma gibi uzayan “sündürme”dir.

Küçükbaş ve büyükbaş hayvan varlığının fazla olması, et tüketimini de kolaylaştırır. Yörükler, düzenli olarak küçükbaş hayvan keserek kavurma, yahni, kazan kebabı ve çemen gibi yemekler hazırlar.

Doğanın Cömertliği: Meyve ve Mantarlar

Yörükler, ormanlardaki meyve ağaçlarını ve mantarları ustalıkla tanır ve değerlendirir. Keçiboynuzu, zeytin, mersin, çıtlık, armut, alıç, kurmut, dut, ceviz, kestane, çilek, geyik elması, dağ elması ve ergen gibi doğal meyveler, Yörüklerin sofralarını süsler.

Doğal Otların Şifası

Bahar aylarında dağlarda ve sulak arazilerde yetişen otlar, Yörük mutfağının vazgeçilmez malzemeleridir. Gerdeme, yarpuz, nane gibi otlar sulak arazilerden toplanırken, günevik, yemlik, karavuk, gelineli, meletura ve körmen gibi otlar daha kurak bölgelerde bulunur. Bu otlar, otlu pilav gibi yemeklerde ya da çiğ olarak tüketilir.

Yörük Mutfağından Özel Lezzetler

Yörükler, geleneksel yöntemlerle hazırlanan yemeklerle damakları şenlendirir. Kuzu çevirme, höşmerim tatlısı, çoban salatası, Arap aşı, keşkek ve buğday çorbası, bu mutfağın öne çıkan tatlarından sadece birkaçıdır.

Ölemeç Çorbası: Yörüklerin Geleneksel Lezzeti

Ölemeç çorbası, un ve çeşitli baharatlarla hazırlanan özgün bir Yörük yemeğidir. İnce bulgur, kırmızı acı biber, nane, sumak, sarımsak ve kuru soğanla yoğurulan hamur, fındık büyüklüğünde toplar haline getirilir ve kaynar suya atılır. Çorba, üzerine tereyağı, soğan, pul biber ve salçayla hazırlanan sos eklenerek servis edilir.

Sonuç: Doğayla İç İçe Bir Mutfak

Akdeniz Yörüklerinin mutfağı, doğanın sunduğu nimetleri en iyi şekilde değerlendiren, besleyici ve lezzet dolu bir kültürdür. Bu mutfak, sadece yemeklerin tadını değil, aynı zamanda doğanın cömertliğini ve insanın onunla kurduğu uyumu da yansıtır. Eğer yolunuz bir gün Yörüklerin diyarına düşerse, bu eşsiz tatları denemeyi unutmayın!

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Almanya Hakkında Bilmiyor Olabileceğiniz 17 İlginç Gerçek


Almanya, tarihi, kültürel mirası ve modern başarılarıyla dikkat çeken bir ülke. Ancak bu ülke hakkında çoğumuzun bilmediği pek çok ilginç gerçek var. İşte Almanya'yı daha yakından tanımanızı sağlayacak 17 ilginç bilgi:

  1. Avrupa Birliği'nin En Kalabalık Ülkesi
    Almanya, 83 milyondan fazla nüfusuyla Avrupa Birliği'nin en kalabalık ülkesidir. Bu büyük nüfus, ülkenin dinamik ve çeşitli yapısını oluşturur.

  2. Büyüklükte Berlin
    Almanya'nın başkenti Berlin, Paris'ten dokuz kat daha büyük bir alana sahiptir ve Venedik'ten daha fazla köprüye ev sahipliği yapmaktadır. Berlin, hem tarihi hem de modern yapılarıyla dikkat çeker.

  3. Oktoberfest
    Almanya, her yıl Münih'te düzenlenen dünyanın en büyük bira festivali olan Oktoberfest’e ev sahipliği yapmaktadır. Milyonlarca ziyaretçi, bu renkli etkinlikte bir araya gelir.

  4. Klasik Müziğin Merkezi
    Almanya, Beethoven, Bach ve Brahms gibi ünlü bestecilerin doğum yeridir. Ülke, klasik müziğe yaptığı katkılarla dünya çapında ün kazanmıştır.

  5. Hız Sınırı Olmayan Otobanlar
    Almanya'nın otobanları, bazı kısımlarında hız sınırı bulunmayan dünyaca ünlü yollardır. Bu, sürücülere hızda özgürlük tanır.

  6. Berlin Duvarı'nın Tarihi
    Bir zamanlar Doğu ve Batı Almanya’yı ayıran Berlin Duvarı, tam 28 yıl boyunca ayakta kalmış ve 1989'da yıkılmıştır. Bu olay, Almanya'nın birleşmesinin simgesi haline gelmiştir.

  7. Sosis Çeşitleri
    Almanya, 1.500'den fazla sosis çeşidi ile ünlüdür. Bratwurst ve currywurst gibi popüler sosisler, ülkenin mutfak kültürünün vazgeçilmez bir parçasıdır.

  8. Neuschwanstein Şatosu
    Bavyera'daki Neuschwanstein Şatosu, Disney'in Uyuyan Güzel Şatosu'na ilham kaynağı olmuştur. Bu masalsı yapı, her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir.

  9. Almanca ve Bileşik Sözcükler
    Almanca, Avrupa'da en çok konuşulan ana dildir. Ülkenin dilinde, "Rindfleischetikettierungsüberwachungsaufgabenübertragungsgesetz" gibi uzun ve karmaşık bileşik sözcükler yaygındır.

  10. Matbaanın Doğum Yeri
    Almanya, 15. yüzyılda Johannes Gutenberg tarafından icat edilen matbaanın doğum yeridir. Bu icat, dünya çapında büyük bir yenilik hareketinin başlangıcı olmuştur.

  11. Dünyanın Önde Gelen Otomobil Üreticileri
    Almanya, BMW, Mercedes-Benz, Audi ve Volkswagen gibi dünyaca ünlü otomobil markalarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu markalar, otomotiv endüstrisinin öncülerindendir.

  12. Ortaçağ Şatoları
    Almanya, 20.000'den fazla şatoya ev sahipliği yapmaktadır. Bu şatolar, ülkenin zengin ortaçağ tarihini yansıtan eşsiz yapılar olarak dikkat çeker.

  13. Kara Orman ve Grimm Kardeşler
    Güneybatı Almanya'daki Kara Orman, ünlü Grimm Kardeşler'in masallarına ilham kaynağı olmuştur. Bu bölge, mistik atmosferiyle masal severler için büyülü bir yerdir.

  14. Dünyanın En Yüksek Geri Dönüşüm Oranı
    Almanlar, dünyanın en yüksek geri dönüşüm oranlarından birine sahiptir. Ülke, çevre dostu politikaları ve geri dönüşüm çabalarıyla tanınır.

  15. Federal Cumhuriyet
    Almanya, 16 eyaletten oluşan bir federal cumhuriyettir. Bu eyaletler, ülkenin yönetiminde önemli bir rol oynar.

  16. Noel Pazarı Geleneği
    Almanya, güçlü bir Noel pazarı geleneğine sahiptir. Nürnberg ve Dresden gibi şehirler, dünyanın en eski ve en ünlü Noel pazarlarını barındırmaktadır.

  17. Schengen Bölgesi Üyesi
    Almanya, Schengen Bölgesi'nin bir üyesidir. Bu sayede, Avrupa'da birçok ülke arasında sınırsız seyahat imkânı sağlar.

Almanya, hem tarihi hem de modern yaşamıyla büyüleyici bir ülke. Bu ilginç gerçekler, Almanya'nın zengin kültürünü ve önemli yerlerini daha yakından keşfetmenize yardımcı olabilir.

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Sülük Üretiminde Morfolojik Deformasyon ve Hijyenin Önemi

Sülük üretiminde karşılaşılan en büyük sorunlardan biri, morfolojik deformasyon olarak bilinen şekilsel bozukluklardır. Bu durum, ne yazık ki bazı üreticilerin tüm sülüklerini kaybetmesine neden olabilmektedir. Ancak sorunun etkileri yalnızca maddi kayıplarla sınırlı kalmaz; moral ve motivasyonun düşmesi, çalışma huzurunun bozulması gibi olumsuz sonuçlar da üreticileri derinden etkiler.

Sorunun Yayılımı
Sorun genellikle su değişimi sırasında fark edilen, şekilsel olarak sorunlu bir sülükle başlar. Üretici, bu durumu görmezden gelerek sorunun kendiliğinden çözüleceğini umut edebilir. Ancak bu tutum, sorunların zincirleme şekilde yayılmasına neden olur. Maddi kayıp yaşanmaması adına küçük deformasyonlara göz yummak, üretimde daha büyük problemlerin kapısını aralar.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, deformasyon yaşayan sülüklerin hızla ortamdan uzaklaştırılmasıdır. Aksi takdirde, bu sülükler üretim sürecinde sorunları büyütmeye devam eder. Unutmayın, moral ve motivasyonu yüksek tutmak, sağlıklı bir üretim ortamı oluşturmanın temel taşıdır.

Sorunun Kaynağı: Hijyen Eksikliği
Peki, morfolojik deformasyonların temel sebebi nedir? Çeşitli nedenler sıralanabilir ancak bu sorunun ana kaynağı hijyen eksikliğidir. Süzgeçten pense, eldivenden havuza, kullanılan her malzeme ve ortam hijyen açısından titizlikle kontrol edilmelidir.

Sülüklerin temas ettiği tüm unsurlarda hijyen standartlarını sağlarsanız, deformasyon riskini en aza indirerek başarılı bir üretim gerçekleştirebilirsiniz. Bu titizlik, yalnızca sağlıklı bir üretim değil, aynı zamanda hayalinizin ötesinde bir gelir elde etmenizi de sağlayabilir.



Deneyimlerden Çıkan Dersler
Dün görüştüğümüz bir kursiyerimizin şu sözü, bu konunun önemini özetler nitelikte:
"Üretim sürecinde zamanında yapılması gereken bir işin, 10 katını zamanı geçtikten sonra yapan birinin bu işte başarı beklemesi hayaldir."

İhmal edilen her bir detay, hijyen standartlarından uzaklaşmanın maliyetini artırır ve bu durumu telafi etmek oldukça zordur.

Son Söz
Sülük üretimine başlamadan önce hijyen ve teknik bilgiye dayalı bir hazırlık süreci şarttır. Bu temellere dayanmayan heveslerle üretime girmek, emeğinizi ve birikimlerinizi boşa harcamanıza yol açabilir. Sağlıklı, verimli ve sürdürülebilir bir üretim için hijyenin önemini asla göz ardı etmeyin.

Sağlıcakla kalın.
Besler Şifa

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.


B


Seyahat Severler İçin Film Önerileri: Yeni Diyarlara Yolculuk


Seyahat etmek, yeni yerler keşfetmek ve farklı kültürleri deneyimlemek, hayatımıza heyecan ve anlam katar. Ancak bazen seyahat etmek için bir fırsat bulamayabiliriz. Neyse ki, sinema dünyası bize bu arayışımızı tatmin edecek birçok ilham verici film sunuyor. İşte, sizi alıp bambaşka diyarlara götürecek ve seyahat etme arzunuzu tetikleyecek 12 harika film önerisi!

  1. Into the Wild (Vahşi Doğaya Doğru) - 2007
    Christopher McCandless’ın, konforlu hayatını terk ederek Alaska'nın vahşi doğasına doğru yaptığı yolculuğu anlatan bu film, özgürlük ve keşif arayışını derinlemesine işliyor. Gerçek bir hikayeye dayanan film, sizi doğanın kalbine doğru bir yolculuğa çıkaracak.

  2. The Motorcycle Diaries (Motorsiklet Günlükleri) - 2004
    Genç Ernesto Guevara’nın Güney Amerika’yı motorsikletle keşfe çıkışını konu alan bu film, yalnızca bir yolculuk değil, aynı zamanda kişisel dönüşümün de hikayesi. Kıta boyunca geçirdiği zaman, onu gelecekteki devrimci kimliğine hazırlayan bir deneyime dönüşüyor.

  3. Eat Pray Love (Ye, Dua Et, Sev) - 2010
    Liz Gilbert’ın hayatında bir dönüm noktasında, bir yıl boyunca dünya çapında yaptığı yolculuğu anlatan bu film, kişisel keşif, ruhsal dinginlik ve mutluluğu arayış temalarını işliyor. İtalya, Hindistan ve Endonezya’daki renkli ve ilham verici sahneler seyahat etme isteğinizi alevlendirecek.

  4. Seven Years in Tibet (Tibet'te 7 Yıl) - 1997
    Avusturyalı bir dağcı olan Heinrich Harrer’in, Tibet’teki sürgün yıllarında yaşadığı deneyimleri konu alıyor. Bu film, hem Tibet’in mistik havasını hem de insan ruhunun derinliğine inen bir yolculuğu sunuyor.

  5. Wild (Yaban) - 2014
    Cheryl Strayed’ın, kişisel kayıpları ve zorluklarla başa çıkmak için Amerika’nın en uzun yürüyüş yolu olan Pacific Crest Trail’i yürüyerek yaptığı 1,100 millik yolculuğunu anlatan bu film, keşif, direnç ve kendini yeniden bulma temasını işliyor.

  6. The Darjeeling Limited (Küs Kardeşler Limited Şirketi) - 2007
    Hindistan'da bir tren yolculuğuna çıkan üç kardeşin hikayesini anlatan bu film, bir aileyi ve kültürler arası yolculuğu derinlemesine keşfederken, aynı zamanda mizahi ve duygusal bir yolculuğa da çıkarıyor.

  7. The Secret Life of Walter Mitty (Walter Mitty'nin Gizli Yaşamı) - 2013
    Walter Mitty’nin sıradan hayatını terk edip, hayallerini gerçeğe dönüştürmeye karar verdiği bir yolculuk. Bu film, cesaretin ve hayal gücünün gücünü vurgularken, dünyayı keşfetmenin özgürlüğünü de gözler önüne seriyor.

  8. The Bucket List - 2007
    Kanser hastalığına yakalanan iki adamın, kalan hayatlarını anlamlı hale getirebilmek için gerçekleştirmeyi istedikleri hayalleri konu alan bu film, seyahatin sadece gezmek değil, aynı zamanda hayatta kalmak ve anlam aramakla ilgili olduğunu hatırlatıyor.

  9. The Kings of Summer (Yazın Kralları) - 2013
    Üç genç, yaz tatilini ormanın derinliklerinde bir kulübe kurarak geçiriyor. Bu film, özgürlük, macera ve arkadaşlık üzerine dokunaklı bir yolculuğa çıkarıyor.

  10. Leave No Trace (İz Bırakma) - 2018
    Doğayla iç içe bir yaşam süren bir baba ve kızının hikayesini anlatan bu film, insanın doğayla uyum içinde nasıl yaşayabileceğini sorguluyor. Doğaya dönüş ve sadelik arayışındaki bir yolculuk.

  11. The Way (Yol) - 2010
    Babasının ölümünden sonra, Santiago de Compostela’ya doğru yola çıkan bir adamın hikayesini izliyoruz. Bu yolculuk, sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal bir keşif yolculuğudur. İnsanların hayatları boyunca geçirdiği ‘yolculuk’ları anlatıyor.

  12. Tracks (Çöldeki İzler) - 2013
    Robyn Davidson’ın, Avustralya çöllerinde 9 ay süren bir yürüyüşe çıktığı gerçek bir hikaye. Hem zorlu bir doğa ile mücadelenin hem de içsel bir yolculuğun filmi.

Her biri farklı bir deneyim ve içsel keşif sunan bu filmler, seyahatin ve keşfin her yönüne dokunuyor. Film izlerken yeni yerler keşfetmek, yeni kültürlerle tanışmak, kendinizi yeniden bulmak için ilham alabilirsiniz. Hazır olun, bir sonraki tatil planınız bu filmlerden birinin içinde gizli olabilir!

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Dünya Su Günü: Suyun Değeri ve Tarımın Sorumluluğu

Bugün, 22 Mart Dünya Su Günü'nü kutlarken, su kaynaklarımızın geleceği konusundaki endişelerle doluyuz. Küresel ısınma, artan nüfus, yoğun tarım ve sanayi faaliyetleri ile su kaynakları üzerindeki baskı her geçen gün daha da artıyor. Dünya üzerindeki 2,2 milyar insanın temiz suya erişiminin sınırlı olduğunu düşündüğümüzde, suyun geleceğinin aslında insanlığın geleceği ile ne kadar iç içe olduğunu fark ediyoruz. Bu büyük sorumluluk, sürdürülebilir bir dünya için öncelikli olarak tarım sektörünün omuzlarında.

Su: İnsanlığın Ortak Değeri

Su, her insan için farklı anlamlar taşıyor. Evdeki bir bardak su, sağlık, hijyen ve üretkenlik demekken; bir okulda temiz suya ulaşabilmek çocuklar için saygınlık ve eğitim demek. Kültürel ve dini mekanlarda su, insanın varoluşla, toplumla ve kendiyle bağ kurmasının bir simgesi. Doğada ise su, barış, uyum ve koruma anlamına gelir. Ancak tüm bu değerlerin ötesinde su, yaşamın temel kaynağıdır. Doğru bir su yönetimi olmadan ne sağlıklı bir toplumdan ne de sürdürülebilir bir gelecekten söz etmek mümkün.

Suyun Olmazsa Olmaz Rolü: Tarımda Su Kullanımı

Dünya üzerindeki suyun %70’i tarımda kullanılıyor. Tarımsal üretim olmadan yiyecek üretmek mümkün değil, dolayısıyla tarım ve su birbiriyle koparılamaz bir bağa sahip. Üstelik gıda güvenliğini sağlamak adına tarımda kullanılan su miktarı büyük bir dikkatle yönetilmek zorunda. Bu noktada, modern sulama teknolojileri büyük bir fark yaratıyor. Damla sulama gibi su tasarrufunu maksimize eden sistemler, tek bir damlayı bile boşa harcamadan verimli sulama imkanı sunuyor.

Tarımı Dönüştüren Teknolojiler: Verimli Su Kullanımı

Tarımsal üretimde su tüketimini azaltmak için kullanılan teknolojiler suyun daha verimli kullanılmasını sağlıyor. Gelişmiş tohum teknolojileri, az miktarda su ile daha fazla verim elde edilmesine olanak tanırken; sürdürülebilir sulama sistemleri de bitkilerin tam ihtiyaç duyduğu kadar su almasını sağlıyor. Tarımda kullanılan su miktarını en aza indirgeyerek, gelecekte daha az kaynakla daha fazla üretim yapmak mümkün hale geliyor.

Suyun Alternatifi Yok!

Toprak olmadan yapılabilen topraksız tarım, robotik sistemlerle desteklenen üretim gibi gelişmeler tarımın geleceğine dair umut verse de, suyun alternatifi yok. Su olmadan üretim yapmak, yaşamı sürdürmek mümkün değil. Bu yüzden, tarımda suyun verimli kullanımına odaklanmak ve suyu korumak, insanlığın geleceği için en önemli adımlardan biri.

Su ve İnsanlığın Ortak Geleceği İçin Tarımın Sorumluluğu

Su kaynaklarının korunması yalnızca bireysel bir sorumluluk değil; aynı zamanda toplumsal bir görev. Tarım sektörünün bu konuda üstleneceği rol ise hayati. Bugün tarımda suyu daha verimli kullanan her yöntem, gelecek nesillerin sağlıklı bir dünyada yaşayabilmesine katkı sağlıyor. Hem küçük üreticilerin hem de büyük tarım işletmelerinin su tasarrufu konusunda yapabileceği değişiklikler, suyun geleceğini şekillendirecek en büyük faktörlerden biri olacak.

Bu Dünya Su Günü'nde, suyun gerçek değerini bilmek, su kaynaklarını bilinçle kullanmak ve doğayla uyumlu bir gelecek inşa etmek için bir adım daha atalım. Besler Şifa olarak, su kaynaklarının korunmasını ve sürdürülebilir tarımı destekliyoruz. Su kaynaklarımızın korunması için yapacağımız her şey, sadece bugünkü yaşamımız için değil, geleceğimiz için de büyük bir adım olacak.

Tüm okuyucularımızın Dünya Su Günü kutlu olsun! Suya değer verelim, çünkü su yaşam demektir.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Türkiye 2024'te En Çok Psikolojik Destek Aradı

2024 yılına ait sağlık sektörü verileri, Türkiye'de en çok hangi branşlara başvurulduğunu ortaya koydu. Dijital sağlık platformu Doktor Takvimi tarafından 200 binden fazla hekim ve uzman profili incelenerek hazırlanan rapora göre, 2024 yılında en fazla psikolojik destek talep edildi.

Psikoloji İlk Sırada

Raporda, psikoloji branşı %20 oranıyla ilk sırada yer aldı. Psikolojiyi sırasıyla şu branşlar takip etti:

  • Kadın Hastalıkları ve Doğum: %12,2
  • Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları: %8,8
  • Psikiyatri: %8
  • Diş Hekimliği: %5,1
  • Dermatoloji: %5,1
  • Diyetisyenlik: %4,9
  • Kulak Burun Boğaz: %3,8
  • Ortopedi ve Travmatoloji: %2,3
  • Üroloji: %2,2

Doktor Takvimi platformu üzerinden 2024 yılında toplamda 408 bin randevu alındı. Platform, yılda 80 milyon ziyaretçi sayısına ulaşarak Türkiye'nin en büyük online sağlık hizmeti sağlayıcılarından biri olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Eskişehir Zirvede

Nüfusa oranla en fazla randevu alınan şehirler sırasıyla Eskişehir, Kocaeli ve Denizli oldu. Eskişehir'in birinci sırada yer almasının, genç nüfusun yoğunluğu ve dijital platformlara olan yatkınlıkla bağlantılı olduğu belirtildi. Buna karşın, Muş, Bitlis ve Kilis gibi illerde sistem üzerinden hiç randevu alınmadı. Araştırmacılar, bu durumun söz konusu illerde özel hastane sayısının azlığıyla ilişkili olduğunu ifade etti.

Psikolojik Desteğe Talep Artışı

Doktor Takvimi Türkiye Ülke Müdürü Hakan Türkoğlu, psikolojiye olan yoğun talebin ülkenin devam eden stresli ve sıkıntılı süreçlerinden kaynaklandığını belirtti. Türkoğlu, "2024 yılında psikoloji, 2023'te olduğu gibi en çok randevu alınan branş oldu. Bu, toplumun ruh sağlığına yönelik ihtiyaçlarının devam ettiğini gösteriyor. Ayrıca, çocuk sağlığı branşının bu yıl ilk beşte yer alması, çocuk hastalıklarındaki artışla bağlantılı olabilir. Platformumuzun ziyaretçi sayısının 73 milyondan 80 milyona yükselmesi ise başarımızın en büyük göstergesidir," dedi.

Dijital Sağlık Hizmetleri Büyüyor

Doktor Takvimi, kamu hastanelerini kapsamasalar da özel sağlık kuruluşlarından randevu almayı kolaylaştırarak kullanıcıların sağlık hizmetlerine erişimini hızlandırıyor. Dijitalleşme ve sağlık hizmetlerinin entegrasyonu, Türkiye’de sağlık sektöründe büyük bir dönüşüm yaratmaya devam ediyor.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Sosyal Medya ile Tanışma Yaşı: 13 mü, 16 mı?

Sosyal Medya ile Tanışma Yaşı: 13 mü, 16 mı?

Sosyal medya ve akıllı telefonlar hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelirken, bu teknolojilerin çocuklar üzerindeki etkileri de giderek daha fazla tartışılıyor. Çocukların dijital dünyaya ne zaman adım atması gerektiği konusu, aileler, uzmanlar ve hükümetler için kritik bir soru.

Avustralya’nın 16 yaşından küçükler için sosyal medya yasağı getirmesi, bu konuda atılan en radikal adımlardan biri. Türkiye’de de benzer bir düzenleme için çalışmalar sürerken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, çocukların sosyal medya kullanımına yönelik modeller geliştirmek üzere bir komisyon kurdu.

Peki, sosyal medya ile tanışma yaşı kaç olmalı?


Uzmanlar Ne Diyor?

Uzmanlar, sosyal medyanın çocuklar ve ergenler üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Koç Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Doç. Dr. Herdem Aslan Genç, sosyal medyanın yoğun kullanımının ergenlerde kaygı, depresyon, yeme bozuklukları ve uyku problemlerine yol açtığını belirtiyor. Ayrıca, dijital zorbalık, manipülasyon ve siber suçlar gibi risklere de daha açık hale geldiklerini vurguluyor.

Türk Psikologlar Derneği’nden Ecem Demirtürk ise sosyal medya ile tanışma yaşının gelişimsel ihtiyaçlara ve dijital beceri düzeylerine uygun olarak belirlenmesi gerektiğini söylüyor. 13 yaş altındaki çocukların sosyal medya kullanımının önerilmediğini ifade ediyor.


Dünyadan Örnekler

Dünyanın farklı ülkelerinde sosyal medya kullanımı için yaş sınırları şu şekilde düzenlenmiş durumda:

  • Norveç: Yaş sınırını 13’ten 15’e çıkarma önerisi var.
  • AB Ülkeleri: 16 yaş altındaki çocukların kişisel verilerinin işlenmesi için ebeveyn onayı gerekiyor; ancak üye ülkeler bu sınırı 13’e düşürebiliyor.
  • Fransa: 15 yaş altındakilerin sosyal medya hesabı oluşturması için ebeveyn izni şartı getiren yasa çıkarıldı.
  • Almanya: 13-16 yaş arasındaki çocuklar ebeveyn izni ile sosyal medya kullanabiliyor.
  • İtalya: 14 yaş altındakiler için ebeveyn izni gerekiyor, okullarda akıllı telefon kullanımı yasaklandı.
  • İrlanda: 16 yaş altına akıllı telefon yasağı tartışılıyor.
  • Yunanistan: Öğrenciler okullarda telefonlarını çantalarından çıkaramıyor.

Besler Şifa’dan Öneriler

Doğal yaşamın bir parçası olarak, çocukların teknolojiyle dengeli bir ilişki kurmalarını desteklemek çok önemli. Çocukların erken yaşta dijital dünyaya adım atmaları, fiziksel ve ruhsal sağlıkları üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.

Bizler, Besler Şifa olarak, çocukların doğayla daha fazla zaman geçirmesini, ekranlardan uzaklaşıp gerçek hayatla bağ kurmalarını öneriyoruz. Ebeveynlere, çocuklarıyla birlikte açık hava etkinlikleri düzenlemelerini, doğal yaşamı keşfetmelerini ve ekran başında geçirilen zamanı sınırlamalarını tavsiye ediyoruz.

Sosyal medya ile tanışma yaşı konusunda karar verirken, her çocuğun bireysel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmak ve onlara sağlıklı bir dijital deneyim sunmak için rehberlik etmek önemlidir.

Doğanın ve sağlıklı yaşamın gücüyle, çocuklarımız için daha dengeli bir gelecek inşa edebiliriz. 🌿

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Yaşlandıkça Azalan Kanser Riski: Yeni Araştırmalar Ne Anlatıyor?

Kanser, genellikle yaşlanma ile ilişkilendirilen bir sağlık sorunu olarak bilinir. Ancak Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi'nde (MSK) yapılan yeni bir araştırma, yaşlılığın kanserden koruyucu bir etkisi olabileceğini ortaya koyuyor. Bu bulgular, yaş gruplarına özel tedavi stratejilerinin geliştirilmesine ışık tutuyor.

Yaş ve Kanser: Çift Taraflı Bir Kılıç

Yaş, kanser riskinin artmasında en önemli faktörlerden biri olarak kabul edilir. Bunun nedeni, yıllar boyunca hücrelerde biriken genetik mutasyonların kanser gelişimini tetiklemesidir. Ancak bu yeni çalışma, ileri yaşın, hücrelerin yenilenme kapasitesini kaybetmesi nedeniyle kanser riskini düşürebileceğini gösteriyor.

Araştırmanın baş yazarı Dr. Xueqian Zhuang, yaşlılıkla birlikte hücrelerin yenilenme kapasitesini kaybettiğini ve bu durumun kontrolsüz hücre büyümesini sınırlayarak kanser oluşumunu engellediğini belirtiyor.

Demir Metabolizması ve Kanser İlişkisi

Çalışma, farelerde akciğer adenokarsinomu (yaygın bir akciğer kanseri türü) modelinde yapıldı. Araştırmacılar, yaşlı farelerin hücrelerinde NUPR1 adlı bir proteinin daha fazla üretildiğini keşfetti. Bu protein, hücrelerin demir eksikliği yaşıyormuş gibi davranmasına neden oluyor. İlginç bir şekilde, bu etki, hücrelerin yenilenme kapasitesini sınırlayarak kanser riskini azaltıyor.

Dr. Zhuang, yaşlı hücrelerin aslında daha fazla demir içerdiğini, ancak bunun biyolojik olarak kullanılamadığını belirtiyor. Araştırmacılar, bu durumu tersine çevirmek için yaşlı farelere ek demir verdiklerinde, hücrelerin yenilenme kapasitesinin geri döndüğünü gözlemlediler. Ancak bu durum, aynı zamanda kanser riskini de artırdı.

Yaş Grubuna Göre Tedavi Stratejileri

Araştırma, yaşlanmayla birlikte hücre biyolojisinin değiştiğini ve bu değişimin tedavilere duyarlılığı etkilediğini vurguluyor. Özellikle demir metabolizmasını hedef alan tedavilerin genç hastalarda daha etkili olabileceği, ancak yaşlı hastalarda aynı sonuçları vermeyebileceği belirtiliyor.

Erken Müdahalenin Önemi

Dr. Tuomas Tammela, kanserin genç yaşta ortaya çıkmasının daha tehlikeli olduğunu ve bu nedenle gençlerin sigara içmek, bronzlaşmak gibi kanserojen alışkanlıklardan korunmasının hayati önem taşıdığını belirtiyor.

Araştırmanın Gelecekteki Yansımaları

Bu bulgular, kanser tedavisinde yaşa özel yaklaşımların geliştirilmesi gerektiğini gösteriyor. Ayrıca, yaşlanmanın biyolojik etkilerini anlamak, hem kanser tedavisinde hem de yaşlanma ile ilgili diğer sağlık sorunlarında yeni stratejiler oluşturulmasına yardımcı olabilir.

Kanserle ilgili yeni bilgiler ve araştırmalar, tedavi yöntemlerini daha etkili hale getirmek ve yaşam kalitesini artırmak için umut verici bir yol sunuyor.

Makale https://www.mskcc.org/news/cancer-risk-declines-in-old-age-new-msk-research-helps-explain-why?utm_source=substack&utm_medium=email



.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Akdeniz'in Beş Köşesi

Bu yerler, doğal güzellikleri, zengin kültürel mirasları ve tarihi değerleri ile dikkat çeken çeşitli bölgeleri temsil ediyor. Akdeniz, Türkiye'nin güney sahilinde yer alan bu bölge, sıcak iklimi, güzel plajları ve tarihi kalıntıları ile ünlüdür. Ayrıca, Akdeniz mutfağı ve çeşitli tatlarıyla da bilinir. İşte her birinin kısa bir özeti:

  1. İberya- Kastilya: İspanya'nın merkezi bir bölgesi olan Kastilya, tarihi kalıntılar, muhteşem şatolar ve büyüleyici kasabaları ile tanınır. Bölge, hem tarihi hem de kültürel zenginlikleri ile öne çıkar. İber Yarımadası, İspanya ve Portekiz'in bulunduğu alanı kapsar. Bu bölge, tarihi, kültürel ve coğrafi zenginlikleri ile dikkat çeker. Farklı etnik grupların etkisiyle zengin bir kültürel mirasa sahiptir.
  2. Levant Bölgesi; Akdeniz'in doğu sahillerinde bulunan geniş bir araziyi tanımlamak için kullanılan, sınırları kesin olmayan, coğrafî, tarihî ve kültürel bir adlandırmadır. Kızıldeniz'den İskenderum körfezine, Lübnan dağı, Amanoslar gibi zengin bir biyoçeşitlilik ve yaşam öyküleri yer alır. Suriye Palmira ve Busra; Lubnan Baabek; Ürdün Petra Antik kentlerini ziyaret edilebilir.. Ne kadar kaldıysa...
  3. Yunan Adaları: Ege Denizi'nde yer alan bu adalar, tarihi kalıntıları, güzel plajları ve benzersiz mimarileri ile ünlüdür. Santorini, Mykonos, Rodos gibi adalar, tatil için popüler destinasyonlardır.
  4. Nil Havzası: Dünyanın en uzun nehri olan Nil, Mısır ve Sudan'ı geçerek birçok önemli tarihi bölgeyi kapsar. Nil Havzası, tarihi kalıntıları, tarımsal zenginlikleri ve benzersiz kültürü ile dikkat çeker.
  5. Teke Yöresi- Toroslar: Antalya ve çevresinde bulunan bu bölge, tarihi kalıntıları, doğal güzellikleri ve geleneksel yaşam tarzı ile bilinir. Özellikle eski yerleşim yerleri ve antik kalıntılar ile zengindir. Toroslar, Türkiye'nin güneyinde yer alan bu dağ sırası, doğal güzellikleri, biyolojik çeşitliliği ve tarihi yerleri ile tanınır. Yürüyüş, dağcılık gibi açık hava etkinlikleri için popüler bir bölgedir.

Bu bölgelerin her biri, gezginlere farklı deneyimler sunmakta ve keşfedilmeyi bekleyen birçok güzellik barındırmaktadır.

Akdenizle ilgilli detaylı ziyaret ve gezi programını paylaşacağız.

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Çeşitlendirmenin Önemi

Günümüz tarımsal gıda sistemleri, sürdürülebilir olmaktan uzak ve mevcut yapılarıyla insanlığa yeterince hizmet etmiyor. Oysa ki, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşmak için bu sistemlerin dönüştürülmesi şart. Tarımsal gıda sistemleri, yalnızca insanları ve gezegeni beslemekle kalmamalı, aynı zamanda adil geçim kaynaklarını desteklemeli ve dayanıklı ekosistemler inşa etmelidir.

Ne yazık ki, 2021 yılında 53 ülke veya bölgede yaklaşık 193 milyon insan kriz seviyesinde ya da daha vahim boyutlarda gıda güvensizliği yaşadı. Bu, 2020’ye kıyasla 40 milyon kişilik bir artış anlamına geliyor. Üstelik dünya genelinde üç milyar insan sağlıklı beslenmeye erişemiyor; milyonlarca çocuk yetersiz beslenme ile mücadele ederken, obezite oranları da hızla yükseliyor.

Bugün, dünya çapında krizler iç içe geçmiş durumda. Ukrayna’daki savaş, ekonomik durgunluk ve COVID-19’un etkileri, milyonlarca insanı yoksulluğa ve açlığa sürüklüyor. Küçük üreticiler, kadınlar, gençler ve Yerel Halklar, gelir eşitsizliği ve sınırlı erişim nedeniyle en kırılgan gruplar arasında yer alıyor. Gıda güvenliği giderek daha büyük bir sorun haline geliyor.

Artık herkes için uygun fiyatlı, besleyici ve sağlıklı bir beslenme sistemine geçiş hiç olmadığı kadar önemli. Bunu başarmak için tarımsal gıda sistemlerinde acil ve köklü bir dönüşüme ihtiyaç var. Bu dönüşümün temelinde ise çeşitlilik yatıyor.

  • Gıda üretiminde çeşitlilik, verimi artırır, iklim değişikliğine karşı dayanıklılığı güçlendirir, hastalık ve zararlılara karşı direnci artırır, ekolojik performansı iyileştirir ve biyolojik çeşitliliği korur.
  • Hane halkı düzeyinde gelir kaynaklarının çeşitlendirilmesi, ekonomik şoklara karşı tampon görevi görerek bireylerin refahını artırır.
  • Pazar ve ticarette çeşitlilik, gıda tedarikinin güvence altına alınmasını sağlar.
  • Gıda tedarik zincirinde çeşitlilik, krizlere karşı daha güçlü bir sistem oluşturur.
  • Beslenmede çeşitlilik, sağlıklı ve dengeli bir diyetin temelidir.

Tarımsal gıda sistemlerinde çeşitlendirme, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmenin anahtarıdır. Ancak, üretimde çeşitliliği artırırken sistemin diğer bileşenleriyle olan etkileşimleri de göz önünde bulundurmak gerekir. Bu dönüşüm, bütüncül bir yaklaşımla ele alındığında gerçek anlamda etkili olacaktır.

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 

TRENDYOL ÜRÜNLERİMİZ

© beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.