Ad

AROMATERAPİ

Aromaterapi, fitoterapi

PERMAKÜLTÜR

şifa yolu, fitoterapi, antibiyotik

YAĞLAR

şifa yolu

SABUNLAR

Güdül
BeslerŞifa Atölyesi

Doğal Kozmetik Ürünleriyle Sınırları Aşan Güzellik

Güzellik, artık yalnızca aynaya bakmakla sınırlı değil. Kadınlar artık güzellik anlayışlarını doğayla uyumlu, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir yaklaşımla yeniden tanımlıyor. Bitkisel kozmetik ürünleri gün geçtikçe daha çok tercih edilirken, Türkiye’de bu alanda faaliyet gösteren üreticiler de global pazarda önemli bir konum elde ediyor. Besler Şifa olarak biz de bu dönüşümün öncülerinden biri olmanın gururunu yaşıyoruz.

Türkiye’nin Kozmetik Gücünü Dünyaya Taşımak

Türkiye, kozmetik sektörü açısından sadece iç piyasada değil, ihracat alanında da büyük bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyelin hayata geçirilmesi için İhracatçı Birlikleri önemli bir rol üstlenmektedir. İhracatçı Birlikleri, Dış Ticaret Müsteşarlığı’na bağlı olarak çalışan meslek kuruluşlarıdır ve ihracatçının haklarını korurken, ihracatı artırmak amacıyla çeşitli hizmetler sunar.

Besler Şifa olarak biz de, Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği aracılığıyla bitkisel kozmetik ürünlerimizi yurt dışı pazarlara ulaştırmak için gereken adımları atmış bulunuyoruz. Çünkü biz, doğal kozmetik ürünlerinin sınır tanımadan kadınlara ulaşması gerektiğine inanıyoruz.

Neden İhracat? Neden Besler Şifa?

İhracat yalnızca ürünlerin başka ülkelere satılması anlamına gelmez; aynı zamanda bir markanın kalite, güven ve sürdürülebilirlik vizyonunu dünyaya tanıtma fırsatıdır. Besler Şifa, ihracat yoluyla hem Türkiye ekonomisine katkı sunmayı hem de dünyanın dört bir yanındaki kadınlara doğal içerikli kozmetik ürünleri ulaştırmayı hedeflemektedir.

  • Organik bitkilerden elde edilen özler,

  • Aromaterapi temelli formüller,

  • Cilde zarar vermeyen doğal aktif bileşenler,

  • Doğa dostu ambalajlar ve

  • Helal, vegan, hayvanlar üzerinde test edilmemiş sertifikalarımız,

ürünlerimizin uluslararası standartlara uygunluğunu ortaya koymaktadır.

18-45 Yaş Arası Kadınlar İçin Güvenli ve Etkili Kozmetik

Modern kadının yaşamı oldukça yoğun. İş hayatı, şehir yaşamı, stres, hava kirliliği gibi dış etkenler nedeniyle cilt her geçen gün daha fazla korunmaya ihtiyaç duymaktadır. 18-45 yaş arası kadınlar, bu tempolu yaşamda hem pratik hem etkili hem de doğal kozmetik ürünlerine yönelmektedir.

Besler Şifa’nın ihracata açılan ürünleri arasında yer alan:

  • Bitkisel nemlendiriciler,

  • Doğal anti-aging kremler,

  • Yüz serumu ve tonikleri,

  • Aromaterapi roll-on ve cilt maskeleri
    özellikle bu yaş grubunun ihtiyaçlarına özel olarak formüle edilmiştir.

İhracat Sürecinde Tüketici Ne Kazanır?

Siz bir kozmetik tüketicisi olarak, ürünün menşei ve üretim süreci hakkında bilgi sahibi olmayı hak ediyorsunuz. Ürünlerin İhracatçı Birlikleri tarafından denetlenmesi, belirli bir kalite standardına sahip olduğunu da garanti altına alır. Yani siz Besler Şifa ürünlerini tercih ettiğinizde, sadece doğal güzelliğe değil, aynı zamanda güvenli ve belgeli kozmetik ürünlerine de sahip olursunuz.

İhracatçı Birlikleri Hakkında Bilgi Almak İster misiniz?

Türkiye’de toplamda 58 adet İhracatçı Birliği bulunmaktadır ve her biri farklı sektörlerde faaliyet göstermektedir. Kozmetik sektörü açısından en önemli birliklerden biri olan Akdeniz İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği, üreticilerin dünya pazarlarında görünür olmasını sağlar. İhracatçı Birlikleri’ne üyelik şartları ve diğer bilgilere www.dtm.gov.tr üzerinden ulaşabilirsiniz.

Sonuç: Güzelliğinizin Güvencesi

Besler Şifa olarak hedefimiz, sadece Türkiye’deki kadınlara doğal kozmetik sunmak değil, aynı zamanda bu değeri dünya kadınlarına da ulaştırmaktır. Çünkü biz, her kadının doğadan gelen bir güce layık olduğunu biliyoruz.

Doğal içerikli kozmetik ürünleri,
İhracat kalitesinde üretim,
Kadına değer veren yaklaşım,
Doğal yaşamı destekleyen formüller...

Tüm bunları tek bir çatı altında bulabileceğiniz yer: Besler Şifa - Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünleri.

👉 Ürünlerimizi keşfetmek için: www.beslersifa.com

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


Salerno Okulunda Tractatus de herbis (Bitkiler Üzerine İnceleme) Eseri

Farma botanik, tıp, eczacılık ve kozmetik alanlarında kullanılan bitkilerin tanınması, sınıflandırılması, morfolojik ve anatomik özelliklerinin incelenmesi, etken maddelerinin belirlenmesi ve bu maddelerin tedaviye yönelik kullanımı üzerine odaklanan bir bilim dalıdır. Bu alan, özellikle İtalya’daki Salerno Tıp Okulu’nda yapılan çalışmalarla tarihsel bir ivme kazanmış, söz konusu okul belirli dönemlerde bir gelenek haline gelerek Orta Çağ’da Avrupa’da tıp eğitiminin merkezi olmuş, İslam, Yunan, Latin tıbbı geleneklerini harmanlamış ve tıp bilgisinin Batı’ya yayılmasında büyük rol oynamıştır. Bu çok kültürlü bilgi birikimi, farma botaniğin gelişiminde hem teorik hem de uygulamalı yaklaşımların zenginleşmesini sağlamıştır. 

 "Tractatus de herbis" (Bitkiler Üzerine İnceleme) metni, Orta Çağ'da şifalı bitkiler ve farmakoloji üzerine yazılmış önemli bir eser hakkında oldukça detaylı bilgiler içermektedir. Bu metin, eserin tarihçesini, farklı versiyonlarını, el yazmalarını, çevirilerini ve içeriğini kapsamlı bir şekilde açıklamaktadır.   İtalya'da ortaya çıkan bu eserler, Avrupa genelinde dağıtılmış ve Salerno Tıp Fakültesi'nin farmakopesinin yayılmasına ve popülerliğine katkıda bulunmuştur .

  • Adlandırma: "Tractatus de herbis" veya "Secreta Salernitana" olarak bilinir.

  • İçerik: Tedavi edici özelliklere sahip bitkisel, mineral ve hayvansal maddeleri sunar. 500 ila 900'den fazla maddeyi alfabetik sıraya göre gruplandırır.

  • Köken ve Yayılma: İtalya'da, özellikle Salerno Tıp Fakültesi çevresinde ortaya çıkmış ve Avrupa geneline yayılmıştır.

  • İllüstrasyonlar: Resimlerinin betimleyici değeri nedeniyle sanat tarihçilerinin dikkatini çekmiştir. Antik Çağ'dan beri doğaya dayalı ilk bitki resimlerini içerir.

  • Yazar ve Kaynaklar: Orijinal Latince metin 12. yüzyılın ikinci yarısına aittir ve Matthaeus Platearius'a atfedilen "Circa instans"tan türemiştir. Pseudo-Apuleius, Afrikalı Konstantin, Dioscorides, Isaac Israeli ve sözlü gelenek gibi çeşitli kaynaklardan alıntılarla zenginleştirilmiştir. Ünlü bir mütercim olan Afrikalı Konstantin’in (1010- 1087) Salerno’ya gelmesi burada Hipokrat ve Galen ruhunun oluşturulmasında önemli rol oynamış ve okulun uluslararası bir ün kazanmasına yol açmıştır. Kartaca doğumlu olduğu için Afrikalı lakabı ile anılan ve Salerno’da tıbbın önemli temsilcilerinden biri olan Konstantin bir doktor değildir ve hiç bir zaman da hasta muayene etmemiştir. İskenderiye ve Bağdat’a yolculuklar yapmış Arapça, Süryanice, İbranice ve Yunancayı çok iyi derecede öğrenmiş ve böylece İslam dünyasının kültür ve tıbbını inceleyip bu dillere ait eserlerin tercümelerini yapacak düzeye erişmişti (9). 

  • Isaac Israeli (9.-10. yy), Fatımi halifesinin hekimiydi ve Arapça yazdığı bu Kitap dört bölümlük bir tıp ansiklopedisiydi; ilk üç bölüm gıda maddelerini ve bazı ilaçları tanımlıyordu. Tractatus’ta yer alan bitki, hayvan ve minerallerin tanımları genelde İsraeli’nin bu eseri üzerinden alınmıştır.

  • El Yazmaları ve Versiyonlar:

    • En eski iki versiyon Londra'daki British Library'deki Egerton Elyazması 747 ve Paris'teki Bibliothèque nationale de France'daki Latince Elyazması 6823'tür.

    • Bu el yazmalarından türetilen birçok kopya ve çeviri bulunmaktadır (örneğin "Livre des simples médecines" adıyla Fransızca çevirisi).

    • Farklı coğrafi gruplandırmalar (Kuzey İtalyan Grubu, Fransız El Yazmaları, Kampaniyen köken vb.) üzerine tartışmalar mevcuttur.

  • Basılı Eserler: Fransızca ilk basılı herbaryum olan "Le Grant Herbier en françoys" (Arbolayre olarak da bilinir) bu geleneğe dayanır ve daha sonra İngilizceye "Grete Herball" olarak çevrilmiştir.

  • Metnin İçeriği: Her bölüm, ürünün nitelikleri (sıcak, soğuk, kuru, ıslak), eşanlamlıları, etimolojisi ve terapötik özelliklerini (genellikle vücut bölümlerine göre gruplandırılmış) listeler.

  • Yazar Tartışmaları: Matthaeus Platearius, Dioscorides, Plato gibi isimler eserin veya kaynaklarının yazarları arasında anılmaktadır.

Bu metin, Orta Çağ tıp tarihi, botanik, sanat tarihi ve el yazması geleneği üzerine çalışan araştırmacılar için paha biçilmez bir kaynak niteliğindedir. Metinde belirtilen el yazmaları ve basılı eserler, dönemin bilimsel ve kültürel alışverişini anlamak için önemli kanıtlar sunmaktadır. Özellikle bitki resimlerinin "Antik Çağ'dan beri doğaya dayalı ilk çalışmalar" olarak yorumlanması, sanat ve bilim tarihindeki önemini vurgulamaktadır.

Bu kitaba alternatif olarak Salernita metinlerinden alıntı yapılarak 1160 ve 1170 yılları arasında yazılan ve 6 adet yazarı bulunan günümüzün çok yazarlı ansiklopedilerinin öncülerinden kabul edilen Compendium Salernitanum isimli kitaptır.

Ortaçağ’da doğunun en ünlü hekimlerinden Rhazes olarak bilinen Ebû Bekr Muhammed bin Zekeriyya er-Razi (865-925), Avicenna olarak bilinen Ebu’l-Ali el-Hüseyin b. Abdullah İbn-i Sina (980-1037),Averroes olarak bilinen filozof, doktor, astronomi bilgini ve matematikçi İbn-i Rüşt (1126-1198) ve modern cerrahinin kurucusu Ebu El Kasım El Zehravi (936-1013) Avrupa tıbbının gelişiminde önemli katkıları olan hekimler olarak ortaya çıkmışlar ve döneminin Avrupa tıbbını önemli ölçüde etkilemişlerdi. Bu arada Salerno Tıp Okulu 8. yüzyılın sonlarında kurulduğu kabul edilmekte olup gelenekçi yapısını devam ettirmesi nedeniyle gerilemeye başlamış, bunun sonucunda 12. yüzyıldan sonra okulun popülaritesi giderek kaybolmuş ve 1811 yılında Napolyon döneminde kapatılmıştır.

Salerno döneminde öne çıkan eğitim metotları, “makale”. “konferans” ve “diyalog” idi. Salerno, “Sokratik diyalog” olarak tanımlanan öğrenci ve öğretmen arasında soru cevap yöntemi o dönemde bu kitabın gelişmesinde önemli bir yöntemdir.

Salerno Okulu’nun en ünlü eseri, Flos Medicinae Salerni olarak da bilinen sağlık ve mutluluğu elde etmek için akılcı yaklaşım, diyet ve hijyen önerilerinden oluşan, en az iki yüz yıllık tıbbi bilgilerin toplandığı Latince bir şiir olan Regimen Sanitatis Salernitanum (Salerno Okulunun Sağlık Kodları) idi. Bu kitabın yüzyıllar boyu devam eden başarısı Hipokrat’ın Aforizmalar’ı kadar ünlü bir eser olduğu düşüncesini oluşturmaktadır. Regimen’in ilk bölümünde hijyen ve diyet, ikinci bölümünde tıbbi bitkilerin faydaları, Üçüncü bölümde insan vücudunun anatomisi, dördüncü bölümde fizyoloji ve son bölümde ise hastalıkların tedavi edilmesi ile ilgili bilgiler yer almaktadır. İlk bölümde diyete oldukça geniş bir biçimde yer verilmiştir,

Cerrrahnamelerin gelişmesinde rol almıştır. Cerrahname, Osmanlı döneminde yazılmış ve cerrahlık (ameliyat) ile ilgili bilgi veren, tıp alanındaki önemli eserlerden biridir. Özellikle İbn-i Kemal (Kemalpaşazade) tarafından 15. yüzyılda yazılan “Cerrahname” adlı eser, Osmanlı tıbbının ve cerrahların kullandığı temel başvuru kaynaklarından biridir. Cerrahname, Osmanlı’da cerrahlık sanatını sistematik şekilde ele alan ve hem teorik hem pratik bilgiler sunan önemli tıbbi bir kitap olarak kabul edilir.





Tam Tahıllar, Tam Güzellik: Cildinize İçten Bakımın Sırrı

 Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim: Rafine tahıllar yerine tam tahılları tercih edin. Çünkü tam tahıllar, yalnızca sindirim sistemi sağlığını değil, aynı zamanda cilt sağlığınızı, bağışıklığınızı ve genel yaşam kalitenizi olumlu yönde etkiler. Besler Şifa olarak biz, doğal kozmetik ürünleri geliştirirken içerideki bu bütünsel dengeyi göz önünde bulunduruyoruz. Çünkü cilt bakımı, sadece dıştan değil, içten de başlar.

Tam Tahıl Nedir ve Neden Önemlidir?

Tam tahıllar, rafinasyon sürecine uğramamış, yani işlenirken besin değerlerini kaybetmemiş tahıl taneleridir. Kepek, tohum ve endosperm olmak üzere üç temel bölümden oluşurlar. Her bir katman, vücudun ve cildin doğal yenilenme süreci için gerekli olan zengin bileşenleri barındırır:

  • Kepek: Lif, B vitaminleri, demir, çinko, magnezyum ve antioksidanlar içerir. Bu maddeler özellikle ciltteki hücre yenilenmesini, sivilceye karşı korumayı ve detoks etkisini destekler.

  • Tohum: Sağlıklı yağlar ve E vitamini ile doludur. E vitamini, anti-aging (yaşlanma karşıtı) bakımda cildin nem dengesini sağlamada etkilidir.

  • Endosperm: Karbonhidrat, protein ve bir miktar B vitamini içerir. Bu bölüm, enerji metabolizmasına katkı sağlar.

Lifli Beslenme, Ciltte Arınma

Özellikle 15-45 yaş arası kadınlar, hormonal dalgalanmaların da etkisiyle zaman zaman sivilce, mat cilt görünümü ya da hassasiyet gibi sorunlarla karşılaşabilir. İşte burada lifli beslenme devreye girer. Tam tahıllarda bolca bulunan diyet lifi, bağırsak hareketlerini düzenleyerek toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Bu da cildin içten arınmasını sağlar.

Ayrıca kepek ve lif, nişastanın glikoza dönüşümünü yavaşlatarak kan şekerinin ani dalgalanmalarını önler. Düşük glisemik indeksli beslenme, akne oluşumunu azaltan ve hormonal dengeyi destekleyen bir etkendir.

Cilt İçin Hayati Mineraller: Magnezyum, Selenyum ve Bakır

Çeşitli araştırmalar, tam tahıllarda bulunan magnezyum, selenyum ve bakır gibi temel minerallerin, yalnızca bazı kanser türlerine karşı koruyucu olmakla kalmayıp, aynı zamanda cilt sağlığını da desteklediğini göstermektedir. Bu mineraller:

  • Kolajen üretimini destekler, bu da cildin daha sıkı ve genç görünmesini sağlar.

  • Cilt iltihaplanmalarını azaltır, özellikle egzamaya yatkın ciltlerde rahatlama sağlar.

  • Serbest radikallere karşı savaşır, böylece erken yaşlanma belirtilerini geciktirir.

Beslenme ile Kozmetiği Birleştirmek

Besler Şifa olarak, ürün formülasyonlarımızda yalnızca bitkisel içerikler değil, aynı zamanda bu içeriklerin besinsel değerlerini de dikkate alıyoruz. Çünkü biliyoruz ki; içten gelen sağlık, dış güzellikte fark yaratır. Tam tahıllarla desteklenen bir diyet, yalnızca enerjinizi değil, aynı zamanda cilt dokunuzu, göz altı parlaklığınızı, ten renginizi ve genel duruşunuzu da olumlu etkiler.

Harvard ve Iowa Kadın Sağlığı Çalışmalarından Veriler

Harvard Üniversitesi ve Iowa Kadın Sağlığı Çalışması gibi prestijli araştırmalar, tam tahıl tüketiminin, sadece kalp ve kanser gibi ölümcül hastalıkları değil, aynı zamanda enflamasyon kaynaklı cilt problemlerini de azalttığını ortaya koymuştur. Bu bulgular, tam tahılların hem sağlık hem güzellik açısından vazgeçilmez olduğunu bilimsel olarak da ispatlamaktadır.


Sonuç: Güzelliğinize Tahıl Tanelerinden Gelen Doğal Bir Dokunuş

Sürdürülebilir güzellik anlayışı, yalnızca doğal ürünler kullanmakla değil, aynı zamanda doğayı destekleyen bir yaşam tarzı benimsemekle mümkündür. Tam tahıllar, bu yaşam tarzının hem sağlık hem estetik açısından temel yapı taşlarından biridir.

Besler Şifa Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünleri olarak, içeriğinde doğadan gelen bileşenlerin yer aldığı ürünlerimizle sizleri destekliyoruz. Ancak güzelliğin asıl sırrı, doğal beslenme ile doğal bakımın bir araya gelmesindedir.

Bugünden itibaren ekmeğinizde, çorbanızda, salatanızda ve tariflerinizde tam tahıllara yer verin. Çünkü cilt güzelliği, sadece sürülen kremlerle değil, içten gelen bir sağlıkla bütünleştiğinde gerçek anlamına kavuşur.

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


Kişisel Bakım ve Kozmetik Ürünlerine İlgi Artıyor

Kişisel bakım, medikal kozmetik ve profesyonel güzellik ürünleri, son yıllarda önemli bir pazar payı oluşturmaya başladı. Özellikle parfüm, kolonya, şampuan, güneş kremi gibi temel ürünlerden, sıkıştırılmış cilt bakım maskeleri ve saç şekillendirici makineler gibi profesyonel ekipmanlara kadar geniş bir yelpazede hizmet sunan işletmeler  öne çıkıyor.

Kişisel Bakım ve Kozmetik Ürün Grupları Nelerdir?

Medikal ve kozmetik ürünler, yalnızca güzellik amaçlı değil, cilt sağlığını koruma ve onarma noktasında da önemli bir yer tutar. İşte Mardin’de tüketiciler tarafından sıklıkla tercih edilen bazı temel ürün grupları:

  • Parfüm ve Kolonya: Ferahlık ve kalıcılığı bir arada sunan, yerli üretim ve butik parfümler öne çıkıyor.

  • Şampuanlar ve Saç Bakım Kremleri: Bitkisel içerikli ve saç tipine özel bakım ürünleri ilgi görüyor.

  • Perma ve Saç Düzleştirme Makineleri: Güzellik salonları kadar ev kullanıcıları için de tercih edilen ürünler.

  • Güneş Koruyucu Kremler: Özellikle yaz aylarında, yüksek SPF’li ve doğal içerikli ürünlere olan talep artmakta.

  • Sıkıştırılmış Cilt Bakım Maskeleri: Pratik kullanımı sayesinde hem genç kullanıcılar hem de profesyonel cilt bakım merkezleri tarafından sıkça kullanılıyor.

Mardin’de Kozmetik Sektörü Neden Yükselişte?

Mardin, tarihsel dokusu ve kültürel çeşitliliğinin yanı sıra, girişimcilik ruhunun da aktif olduğu bir şehir. Özellikle kadın girişimcilerin yer aldığı kişisel bakım ve kozmetik ürün sektöründe, niş ürünlere olan ilgi dikkat çekiyor. Mardin'deki bazı işletmeler; yalnızca bir ürün grubuna odaklanarak, örneğin sadece doğal sabunlar, bitkisel şampuanlar ya da cilt maskeleri üreterek uzmanlaşmayı tercih ediyor.

Dijital Satış Kanallarının Etkisi

Kozmetik sektöründe dijitalleşmenin etkisi Mardin’de de hissediliyor. Yerel işletmeler, ürünlerini e-ticaret platformları, sosyal medya mağazaları ve web siteleri aracılığıyla Türkiye'nin dört bir yanına ulaştırabiliyor. Bu durum, Mardin'deki kozmetik ve kişisel bakım ürünlerine olan ilgiyi artırmakla kalmayıp, il ekonomisine de katkı sağlıyor.

Sonuç: Güzellik Sektörü Büyüyor

Kişisel bakım ve kozmetik sektörü, sadece kullanıcılar açısından değil, üretici ve satıcılar açısından da yükselen bir değer haline gelmiştir. Bitkisel içerikli, doğal, profesyonel kullanıma uygun ürünlere olan ilginin artmasıyla birlikte, hem yerel üreticiler hem de tüketiciler için yeni fırsatlar doğmaktadır. Bu alandaki gelişmeleri takip etmek ve sektörel trendlere uyum sağlamak, Mardin’de faaliyet gösteren işletmeler için sürdürülebilir bir başarıya giden yolun anahtarıdır.

Rapor: https://ticaret.gov.tr/data/681a16de13b8762dd8da6b66/T%C4%B0CARET%20BAKANLI%C4%9EI%20T%C3%9CRK%C4%B0YE'DE%20E%20-%20T%C4%B0CARET%C4%B0N%20G%C3%96R%C3%9CN%C3%9CM%C3%9C%20RAPORU.pdf

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


HDL DÜŞÜKLÜĞÜ nasıl yükseltilir ?

Trigliserit yüksekliği, kanın adeta krema kıvamında dolaşmasına neden olabilir. Bu durum özellikle HDL (iyi kolesterol) seviyesinin düşük olduğu kişilerde daha sık görülür. Tok karnına aşırı meyve tüketimi —hurma hariç—, doymuş yağ ağırlıklı beslenme, paketli gıdalar ve fast food tüketimi damar yapısını olumsuz etkiler. Tüm bu etkenler birlikte değerlendirildiğinde, damarlarda yoğun ve sağlıksız bir kan akışı ortaya çıkar; bu da kalp-damar sağlığı açısından ciddi riskler doğurur.

🟥MEKANİZMA

💧Yediğimiz besinlerin yağlı kısımları var. (Trigliserit =TAG) İste et,süt, pirinç pilavı yaoarken koyduğumuz tereyağı, bazı sebze ve meyveler vs..

💧Bunlar nerede sindirilir ; ınce bagirsakta. Oraya kadar geldi ve kana almamiz lazim..bunları ŞİLOMİKRON denilen molekullerle içeriye alacaz. 

💧İnce bagirsakta MTTP geni tarafindan APO B-48 proteini ile besinle betaber aldığımız TAG (Trigliserit) birlesir. Bu birleşmiş yapının adı ➖️ŞİLOMİKRON➖️

💧Ama henüz olgunlaşmamış, ERGEN bir ŞİLOMİKRON...Üstünde Trigliseritlerle kanda dolaşıyor.

🩸Kanda öyle serseri gibi gezerken mübarek,nur yüzlü biri ile karşılaşıyor...➖️HDL➖️

⭐️HDL bir Lipoproteindir...Uzerinde az miktarda yağ, yoğun sekilde protein olan bir molekül...ÜZERİNDE

🔸️APO A-1, A2,  APO D-1 ,API C-1 2,3 ne kadar APO varsa üstünde taşır.

🩸Kanda ergen ergen dolaşan ŞİLOMİKRON diyor ki ; HDL abi sen yetkili mübarek bir abimize benziyorsun, bana şu APO 'lardan biraz verir misin?

🩸Mübarek HDL tutup APO C-1, C-2, C-3 ve APO E proteinlerini ergen ŞİLOMİKRON'a veriyor...Bizim ergen olgunlaştı..Ama uzerinde yiyeceklerden aldığı TAG'lar (Trigliserit) var. Bunlardan kurtulması lazım 

🩸Damar endotelindeki LPL (Lipoprotein Lipaz) enzimine HDL 'den aldığı APO C-2 ile dokunuyor.

⭐️Adı üstünde LİPAZ...yani parçalayan bir sey bu LPL..

⭐️Ve dikkat edersenuz damar endotelinde bulunur.. Endotel hasara ve tamirine çok onem vermenin bir nedenide bu...hasar varsa LPL az.

🩸APO C-2 dokununca LPL gidip ŞİLOMİKRON daki TAG'ları parçalıyor.

🩸Parçalanınca Trigliseritlerin (TAG'lar) parçalanmış hali kanda dolaşıyor...

⭐️Trigliserit = 3 yağ asiti + 1 gliserol

🩸Bu 3 tane yağ asiti albümüne baglanir. Kalbe gider, kaslara gider, yağ dokulara gider, karacigere gider.

📢SORU : Yağ asiti fazla olur ve albümin;  kalbe, ya da kaslara fazla yağ asiti taşırsa ne olur ?

➖️Kalpte yağlanir,kaslarda. .Fazla Trigliserit zararlidir.

🩸ŞİLOMİKRON üzerindeki yağ asitleri parçalanınca HDL' ye diyor ki ; Sayın abim çok teşekkür ederim her şey için,  Benim bu APO C ' lerle işim kalmadı, onları sana geriye versem ana APO E kalsa olur mu? 

➖️Iyilik timsali HDL : Olur kardeş diyor ve APO C 'leri geri alıyor.

🩸 ŞİLOMİKRON  "APO E" 'yi niye vermedi...Çünkü o onun karacigere giriş bileti...Kandaki molekülleri köyü karaciger...eninde sonunda oraya giderler.

🩸Küçülen ŞİLOMİKRON gidip APO E ile karacigerin kapısını çalıyor ve kapı açılıp içeriye giriyor...Orda metabolize oluyor.

1️⃣➖️  Eğer kanda HDL seviyeniz düşükse ŞİLOMİKRON' a gereken APO C ve APO  E verme kapasiteniz düşer...ŞİLOMİKRON üzerinde TAG'lar ile kanda kalir

2️⃣➖️ Eğer damar endotelleri hasarlı ise LPL sayınız düşer ve ŞİLOMİKRON yine kanda kalir (Serbest radikaller, oksidasyon, alkol, sigara, bazıilaçlar/ aşılar vs endotel hasar yapar), 

3️⃣➖️  Doymuş yağlar, aşırı yağlı beslenme,  Fast food türü beslenme, paketli gıdalar ŞİLOMİKRON'la taşınan yağ miktarını artırır ve kanda yağ asiti enflasyonu oluşur 

4️⃣➖️ Mekanizması farkli olmakla beraber (bunu daha once yazdim) Fazla meyve tüketimi,  hele ki tok karna meyve tuketimj TRİGLİSERİT miktarını yukseltir

5️⃣➖️ Aşırı gecirgen bagirsak sendromu varsa hem ŞİLOMİKRON, hem yağ geçişi, hem toksin, LPS ,Ağır metal gibi istenmeyen maddelerle ilgili problem yaşanır..

👆Buraya kadarı yiyeceklerle alinan ve karaciğere gidene kadar olan kisim. Bunun adı  TİP-1 HİPERLİPİDEMİ..

Bundan sonrası TİP-2 HİPERLİPİDEMİ ve apayrı mevzu onu tekrar yazacam

🟢 YAPİLACAKLAR :

1️⃣➖️ Aşırı yağlı beslenmeyi (özellikle 

1️⃣➖️ Aşırı yağlı beslenmeyi (özellikle

🔸️Ayçiçek, mısır ,pamuk,palm yağı yerine

➖️Fındık yağı, zeytinyağı tercih edilmeli

🔸️Margarinden net uzak olunmalı.  Hayvansal yağlar müthiş faydalıdır ama faydali diye abartilirsa Trigliserit yükselir 

2️⃣➖️ Antioksidan beslenme,  gerekirse disardan takviye alma ( Glutatyon, Resveratrol, R-Lipoik asit) ile serbest radikaller onlenmeli. Endotel hasarları onarmak için Hesperidin kullaniminida daha once yazmistim. Bu Ayrica LPL aktivasyonunu artırır.

3️⃣➖️ Alıç sirkesi, kusburnu çekirdeği tozu gibi hormon duyarli lipazi aktive eden bitkisel yontemler kullsnilmali

4️⃣➖️Omega-3 HDL miktarını artirmada onemlidir. EPA/DHA formu olmak kaydiyla Omega-3 kullanilmali. (Soran olur sikdiden yazayim bitkilerde (ceviz,keten tohumu vs) EPA/DHA formu bulunmaz. Onkar ALA formu Omega-3...

5️⃣➖️Tok karna meyve yemek, aç olsakta fazla meyve tuketimi fruktoz sebebi ile TRİGLİSERİT yukseltir ve bu da HDL sayısını düşürür.  Meyve sagliktir diyerek abanmamali...

6️⃣➖️Bagirsaklariniz sizin her şeyiniz...orada ki en ufak hasar, fazla fecirgenlik, toksin ve ağır metal geçişi otoimmün hastalıklar dahil bir çok soruna neden olur. 

🔸️Bunun için bentonit kil, antioksidanlar, diyet, GEREKTİĞİ zaman probiyotik kullanımı (probiyotik her zaman kullanılmaz) ile ilgili uzun flood yazmistim zaten

🔸️Bağırsaklarinizi mutlaka sağlıkli tutmalisiniz 

✅️HURMA..

⭐️ Çok Mükemmel bir meyve...

Randomize çalışma yapılmış (en alta çalışmayı atarim)

🩸%70 oranında şeker içeren bir meyve AMA; "kan glikoz ve HbA1c seviyesini yükseltmiyor" ( Günde 60 gram = 3 büyük hurma)

🩸 LDL düşürüp, iyi kolesterol olan HDL 'yi artırıyor.

Zihinsel reaksiyonlar, hafıza pozitif yönde artıyor.

(Günlük 60 gram = 3 büyük hurma)

🟣  39 erkek 61 kadın olmak üzere 100 tip-2 diyabetli hasta üzerinde çalışma yapılıyor.

🔶️Denekler 2 gruba ayrılıyor ve bir gruba 16 hafta (4 ay) boyunca günlük 3 hurma veriliyor

🔶️Anlamlı şekilde LDL kolesterol düşüyor, HDL kolesterol artıyor 

🔶️HbA1c düzeyi artmıyor....kan glikoz seviyesi yukselmiyor...

👆 Bunlarin nedeni hurmada bulunan polifenoller ve ALLULOZ isimli molekül...

⭐️Alluloz Tip-2 diyabet ilanlarında da kullanılan bir molekul...

⭐️Günde 3 ya da 5 hurma yemek bu etkileri elde etkek için yeterli... yararlı diye oturup 1 kilo hurma yememeli...

▶️▶️ Eğer bir şey ilaç gibi etki ediyorsa mutlaka dozu olmaki. Bu kimyasal ilacta olsa, bitkisel kürde olsa boyledir. İlacı zehirden ayiran dozudur..Abartmamak gerek...

🔴 SONUÇ:

Hayvansal yağların tamamen kötülenmesi de, aşırı övülmesi de ezberciliktir. Hayat dengeler üzerine kurulu olduğu gibi, beslenme de denge gerektirir.

🔸️Hayvansal yağlar faydalıdır ancak ölçülü tüketilmelidir. Fazla tüketildiğinde trigliserit seviyelerini yükseltebilir.

🔸️Bu durum meyveler için de geçerlidir.

🔹️Tükettiğimiz sebzeler, meyveler, tavuk ve hatta balık artık eskisi gibi besleyici değil. Vitamin ve mineral içeriği azaldığı gibi, pestisitler nedeniyle toksik maddeler içerebiliyor.

⭐️"Meyvelerin vitamini kabuğundadır" dönemi artık kapandı. Özellikle pestisit kalıntıları nedeniyle meyvelerin kabuğu soyularak tüketilmelidir.

⭐️Dip balıkları tüketilmemelidir. Sanayileşmenin artmasıyla birlikte bu balıklar ağır metallerle daha fazla kirlenmektedir.

🔸️Egzersiz, HDL seviyesini doğrudan artırmaz. Ancak vücuda alınan yağlar yakıldığı için serbest HDL miktarı yükselir.

🔸️HDL seviyesini artırmak için:
✅ Düzenli ve dengeli beslenme
✅ Antioksidan ağırlıklı beslenme
✅ Omega-3 tüketimi
✅ Stresten uzak durma
✅ Endotel hasarlarını önleme
✅ Gece tok yatmama
✅ İnsülin direncini engelleme gibi faktörlere dikkat edilmelidir.


........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 

Bağışıklığı Güçlendiren Beslenme ve Cilt Sağlığı: Güzellik İçten Başlar

 Güzellik sadece dış görünüşten ibaret değildir. Gerçek güzellik, bağışıklık sisteminin dengesi, vücut sağlığı ve doğal cilt yapısının korunmasıyla başlar. Sağlıklı bir cilt için yalnızca dıştan uygulanan kozmetik ürünler yeterli değildir. Vücudumuza aldığımız her şey, cilt sağlığımızı ve genel görünümümüzü doğrudan etkiler.

Özellikle 15-45 yaş arası kadınlar, hormonal dengesizlikler, stres, çevresel toksinler ve yanlış beslenme nedeniyle ciltte sivilce, kuruluk, matlık gibi sorunlarla karşılaşabilir. Bu nedenle doğru beslenme alışkanlıkları, sadece bağışıklığı değil, cildin doğal ışıltısını da destekler.

İşlenmiş Süt Ürünlerine Dikkat

Bağışıklığı tetikleyen besinlerin başında gelen işlenmiş süt ürünleri, aynı zamanda cilt sağlığı açısından da sorun yaratabilir. Özellikle klasik yöntemlerle üretilmiş süt ve peynir ürünleri, içerdikleri hormonlar, antibiyotik kalıntıları, alerjen proteinler ve enflamatuar bileşikler nedeniyle vücutta iltihaplanmayı artırabilir. Bu da akne, egzama, kızarıklık gibi cilt problemlerine neden olabilir.

Özellikle inek sütü ürünleri, içerdiği kazein proteini nedeniyle hassas kişilerde sindirim problemleri yaratabilir ve bağışıklık sistemini yorabilir. Bunun yerine keçi sütü veya koyun sütü ile yapılmış ürünler, daha hafif ve sindirimi kolay olduğu için tercih edilebilir.

Hayvan Beslenmesi ve Etik Üretim Önemli

Hayvanların beslendiği ortam ve üretim şekli de ürünlerin kalitesini doğrudan etkiler. Çayırda otlayan hayvanlardan elde edilen süt ürünleri, hem daha yüksek oranda omega-3 yağ asidi içerir hem de vücut dostu mikrobiyota açısından daha faydalıdır. Bu yüzden mümkünse rejeneratif tarım ve hayvancılık uygulayan markaları tercih etmek, hem sizin sağlığınız hem de doğa için önemlidir.

Besler Şifa olarak bizler, etik üretim ve sürdürülebilir yaşam ilkelerine bağlı kalarak, doğadan geleni doğaya zarar vermeden sunma çabası içindeyiz.

Şekerli Ürünler ve Cilt Yaşlanması

Birçok kadın farkında olmadan aromalı yoğurtlar, hazır kefirler ya da meyve suları tüketerek günlük şeker alımını artırıyor. Oysa bu ürünlerin pek çoğu ciddi miktarda eklenmiş şeker içerir. Şeker, vücutta glikasyon adlı bir süreci tetikler. Bu süreçte fazla şeker, ciltteki kolajen ve elastin gibi yapı taşlarına zarar vererek cilt yaşlanmasını hızlandırır. Ayrıca kan şekeri dalgalanmaları, sivilce ve kızarıklık gibi inflamatuar cilt sorunlarını da beraberinde getirir.

Bu nedenle aromalı ürünlerden uzak durarak, sade yoğurt, şekersiz kefir ve taze sebzelerle zenginleştirilmiş öğünler tercih etmek, hem cilt sağlığınız hem de bağışıklık sisteminiz için büyük bir adımdır.

Sıvı Şekerlere Hayır Deyin

Özellikle şekerle tatlandırılmış içecekler ve hazır meyve suları, cilt ve bağışıklık düşmanı ürünlerin başında gelir. Bu tür içecekler kan şekerini hızla yükselterek insülin direnci, karın bölgesi yağlanması ve diyabet riski gibi sorunlara neden olabilir. Daha da önemlisi, bu ani yükselmeler hormon dengesini bozarak ciltte yağlanmaya ve sivilcelenmeye sebep olur. Birçok meyve suyunun içeriğinde, kola kadar hatta daha fazla şeker bulunduğu bilimsel olarak da kanıtlanmıştır.

Bu yüzden en ideal içecek her zaman sade su, bitki çayları ve mümkünse ev yapımı kefir veya taze sıkılmış ama şekersiz meyve-sebze karışımlarıdır.


Beslenme ve Kozmetik Birlikte Düşünülmeli

Ciltteki problemleri sadece kremle, losyonla veya serumla çözmek mümkün değildir. Çünkü güzellik içten başlar. Cilt sağlığı ve bağışıklık dengesi; yediğimiz, içtiğimiz, soluduğumuz her şeyin bir yansımasıdır. Bu nedenle doğru ürün seçimlerinin yanında, bitkisel içerikli kozmetik ürünler, aromaterapi yağları, ve doğal cilt bakımı rutinleri ile desteklenen bir yaşam tarzı benimsemek en etkili çözümdür.

Besler Şifa olarak sunduğumuz her ürün; doğal içerikler, temiz formülasyonlar ve etik üretim değerleriyle hazırlanır. Siz de hem bedeninizi hem cildinizi koruyan, doğayla uyumlu bir yaşama adım atmak istiyorsanız ürünlerimizi inceleyebilir, bloğumuzu takip ederek doğal yaşam tüyoları hakkında bilgi edinebilirsiniz.


Unutmayın: Sağlıklı bir bağışıklık sistemi, parlak bir cildin ve enerjik bir bedenin temelidir. Seçtiğiniz her ürün, yediğiniz her lokma ve içtiğiniz her yudum, sizin ve sevdiklerinizin sağlığını etkiler. Doğallıkla gelen güzellik, her zaman daha kalıcı ve etkilidir.

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


Sakinşehir Eğirdir ve Sükûneti

Isparta’nın huzurlu kalbi Eğirdir’e yolunuz düşerse, yalnızca bir göl kıyısına değil, tarihin ve doğanın kol kola verdiği şifalı bir zamana adım atarsınız. Türkiye’nin dördüncü büyük gölü olan Eğirdir Gölü, sadece bir su kaynağı değil; içsel bir dinginlik, gözleriniz için bir ferahlık, ruhunuz içinse bir sükûnet alanıdır.

Eğirdir'de Kasnak meşesi ormanları, nefes alan bir tabiat eczanesi gibidir. Ormanın kokusu, toprağın yumuşak sesi, güneşin süzülen ışığı arasında yürümek bedeninizdeki yorgunlukları hafifletir. Yeşil Ada’nın üzerindeki tarihî kiliseler, Can Ada ve Altın Kum Plajı ise doğayla birlikte geçmişin de şifasını sunar insanar. Balık Restoranında gölün eşsiz manzarasını kaçırmayın.

Cittaslow yani sakinşehir unvanında olan Eğirdir; yalnızca doğal güzellikleriyle değil, tarihin derin izleriyle de bir iyileşme alanı. Lidya’nın son hükümdarı Kroisos’un kurduğu söylenen bu şehir, Kurtuluş Savaşı’nda Antalya limanından Batı cephesine uzanan ikmal yolunda bir umut taşıyıcısı olmuş. Her taşı tarih, her gölge bir hatıra…

Selçuklu sonrası beylik başkentliği yapan Eğirdir merkezinde yer alan Dündar Bey Medresesi, 1301 yılında Hamitoğulları Beyliği’nin ilk beyi Dündar Bey tarafından yaptırılmış. Bu taş yapı, ilim ve bilgelikle yoğrulmuş zamanların tanığı olarak hâlâ ayakta. Yakınında yükselen Hızır Bey Camii (Ulu Cami), yüzyılları aşan varlığıyla gönüllere huzur veren bir başka durak. 1814’te bir yangınla yansa da yeniden dirilmiş, sanki doğanın döngüsü gibi. Caminin taç kapısı, tavanı, mukarnasları, kitabesi, tavanlı ve ahşap taş yapımıyla çok önemli bir yapıdır.

Elmanın Başkenti Eğirdir

Tarımsal sulamada yoğun olarak kullanılan gölün çevresinde yaygın meyve tarımı, özellikle elmacılık yapılıyor. %5’lik payıyla dünyada Çin, ABD ve Fransa’dan sonra dördüncü büyük elma üreticisi olan ülkemizde elma üretiminin %20’si olan 500.000 tonluk üretim Isparta ilinde gerçekleştiriliyor. Isparta ve çevresindeki tarımsal üretim Eğirdir Gölü’nün sağladığı sulama suyunun yanında gölün sağladığı iklim etkisi sayesinde var.

Eğirdir, sizi aceleye getirmeyen, her adımda yavaşlamaya ve fark etmeye davet eden bir şehir. Sakinliğiyle, suyun yüzeyindeki dinginliğiyle, geçmişin derinliğiyle şifa sunan bir belde. Göl kıyısında yürürken belki bir kasnak meşesinin gölgesine oturur, belki bir tarihi yapının taşına elinizi koyarsınız. O an, sadece bir yer görmüş değil; bir şifa alanında bulunmuş olursunuz.





Geliniz, Eğirdir’de gölün aynasında kendinizi bulmaya, tarihin dokusunda derin nefes almaya, doğanın en saf haliyle temas etmeye... Bu eşsiz şehir sizi bekliyor.

Detaylı harita: https://www.harita.gov.tr/urun/isparta-fiziki-il-haritasi/394 


İklim Krizi Çağında Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşamın Önemi

Çocukların sağlığı için doğaya dönmenin tam zamanı.

İklim değişikliği artık sadece çevresel bir tehdit değil; tüm dünyada çocukların sağlığını tehdit eden, çok boyutlu bir halk sağlığı krizidir. Aşırı hava olayları, artan sıcaklıklar, hava kirliliği ve kimyasal yoğunluklu yaşam biçimleri özellikle çocukların gelişimsel, fizyolojik ve bağışıklık temelli kırılganlıklarını daha da artırmaktadır.

Pediatristlerin, hekimlerin ve karar vericilerin iklim krizine karşı çocuk sağlığını korumaya yönelik acil müdahaleleri ne kadar önemliyse, bireylerin günlük yaşamda benimsediği bakım alışkanlıkları da bir o kadar önemlidir. İşte bu noktada bitkisel kozmetik ürünleri ve doğal yaşam pratikleri, sağlığımızı ve çevreyi korumada önemli bir savunma hattı oluşturur.

Kimyasal Maruziyetin Çocuk Sağlığına Etkisi

İklim değişikliğiyle birlikte çevresel toksinlere maruz kalma oranı artarken, ev içi hava kirliliği de alarm verici boyutlara ulaşmıştır. Orman yangınları sonrası kapalı alanlarda artan küf sporları, deterjan kalıntıları, sentetik kozmetikler ve uçucu organik bileşenler; çocuklarda alerjik hastalıkları ve astımı tetiklemektedir.

Bitkisel içerikli temizlik ve bakım ürünleri, bu kimyasal yükü azaltmak için önemli bir alternatif sunar. Cilt bariyerleri henüz gelişmemiş bebeklerde ve çocuklarda, sentetik kozmetikler yerine doğal içerikli ürünlerin kullanılması, hem cilt sağlığını destekler hem de sistemik alerjen yükünü düşürür.

Doğal Cilt Bariyeri Koruyucular: Bitkisel Yağlar ve Ekstraktlar

Atopik dermatit ve egzama gibi cilt rahatsızlıklarında artış yaşandığı bu dönemde, soğuk sıkım bitkisel yağlar (örneğin hodan, çörek otu, lavanta, iğde çekirdeği, kuşburnu çekirdeği gibi) doğal koruyucular olarak öne çıkmaktadır. Bu yağlar, cildin nem dengesini düzenlerken iltihap önleyici ve mikrobiyal dengeleyici etkiler sunar.

Doğal ürünler yalnızca ciltte değil, ruhsal dengede de etkilidir. Aromaterapik yağlar, çocukların uyku düzenine, anksiyete düzeylerine ve travma sonrası rahatlamalarına destek olabilir. Bu, özellikle afetler sonrası psikolojik iyileşme süreçlerinde tamamlayıcı bir destek olabilir.

Soluduğumuz Havanın İçeriği: Uçucu Kimyasallar mı, Bitki Esansları mı?

Sıcaklıkla birlikte artan buharlaşma oranları, evlerde kullanılan deterjan, parfüm ve dezenfektan gibi ürünlerdeki kimyasalların solunmasını kolaylaştırmaktadır. Bu durum, çocukların akciğerlerinde tahriş ve hassasiyete neden olur.

Oysa doğadan ilham alan aromaterapi ürünleri – özellikle organik lavanta, biberiye, çam iğnesi, kekik yağı gibi uçucu yağlar – hem temiz hava hissi yaratır hem de bağışıklığı destekleyici, rahatlatıcı özellikler taşır. Doğru doz ve güvenli uygulama ile bu ürünler ev ortamında sağlıklı bir mikroklima oluşturabilir.

Toprakla Bağ Kurmak, Bağışıklığı Güçlendirmek

Bitkisel ürünler yalnızca dıştan değil, içsel bir dönüşümün de habercisidir. Doğal yaşamı benimsemek; toprağa basmak, doğal ürünleri tanımak ve doğayla uyum içinde yaşamak çocukların bağışıklık sistemini güçlendirir. Araştırmalar, doğaya yakın büyüyen çocukların otoimmün hastalıklara karşı daha dirençli olduğunu göstermektedir.

Aynı zamanda mevsiminde toplanmış bitkilerle yapılan bitki çayları, tentürler, şifalı yağlar; çocuklarda mevsimsel geçişlerde hastalıklara karşı destekleyici olarak kullanılabilir. Elbette bu ürünlerin güvenli, doğru hazırlanmış ve etik üretim süreçlerinden geçmiş olması hayati öneme sahiptir.

Doğal Yaşam Ürünleri ile Karbonsuz Geleceğe Katkı

Bitkisel kozmetik ürünleri, yalnızca kullanıcı sağlığına değil, aynı zamanda üretim biçimleriyle de doğayı korur. Sentetik içeriklerin üretimi sırasında yüksek miktarda enerji, su ve fosil yakıt tüketilirken, yerel kaynaklı, düşük karbon ayak izine sahip bitkisel ürünler çevresel dengeye katkı sunar.

Besle Şifa- Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam firması olarak iklim değişikliğine karşı toplumsal dirençliliği çok önemsiyoruz. Kadınların bu konuda bilinçlenmesi yanında, kadın haklarına duyarlı bir firma olma konusunda ilkelerimizi önemsiyoruz.

Ambalaj atıklarının azaltılması, geri dönüştürülebilir malzemeler kullanılması, yerel üreticiden doğrudan temin gibi yaklaşımlar, aynı zamanda tüketici olarak iklim adaletine katkımızı artırır.

SONUÇ: Sağlıklı Bir Gelecek İçin Doğaya Yönel

İklim krizi çocuklarımızı doğrudan tehdit ediyor. Onların sağlığını korumak yalnızca hastanelerde değil, evde kullandığımız ürünlerde, alışkanlıklarımızda ve doğayla kurduğumuz ilişkide de başlıyor. Bitkisel kozmetik ve doğal yaşam ürünleri, bu kriz karşısında sadece bir alternatif değil; aynı zamanda sürdürülebilir, etik ve sağlığa dost bir yaşam biçiminin temel taşıdır.

Bugün attığımız küçük adımlar, çocuklarımızın yarın sağlıklı bir dünyada yaşamasına katkı sunar.

Besler Şifa gibi doğaya saygılı üreticilerin öncülüğünde, geleceğe şifa taşımak elimizde.

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


Anadolu Kozmetiğinde Besler Şifa'nın Yeri

İtalya'nın zarif formülleri, Kore'nin yenilikçi teknolojileri... Elbette hepsinin kozmetik dünyasında önemli bir yeri var. Ancak artık Anadolu'nun kadim bilgeliği, eşsiz florası ve binlerce yıllık güzellik ritüelleriyle kendi kozmetik yolculuğunu yazma zamanı geldi.

Anadolu Kozmetiği, sadece bir güzellik anlayışı değil; bir kültürdür. Lavantadan biberiyeye, kantarondan çörekotuna kadar onlarca tıbbi aromatik bitkiyi barındıran bu topraklar, doğal kozmetik ve aromaterapi alanında benzersiz bir potansiyele sahiptir. Her bitkinin bir hikâyesi, her formülün bir geleneği vardır; etnokozmetik işte budur.

Bu potansiyelin açığa çıkması için:

  • Aromaterapi festivalleri, halkı ve uzmanları buluşturarak bilgi aktarımını güçlendirmeli,

  • Fitoterapi uygulamaları, modern tedavileri destekleyerek yaygınlaştırılmalı,

  • Kozmetik fuarları ve kongreleri, yerli üreticilerin küresel pazara açılmasını sağlamalıdır.

Anadolu Kozmetiği için sadece ithal formüllere değil, kendi öz değerlerimize yönelmeliyiz. Anadolu Kozmetiği, toprağından doğan, kültüründen beslenen, sağlıkla güzelliği birleştiren bir yaklaşımı temsil ediyor.

Türkiye'nin üç büyük floristik bölgesinin birleştiği eşsiz bir ekolojik kuşak olan Anadolu Diyagonali, sadece endemik bitkiler değil, aynı zamanda kültürel birikim ve doğal şifa gelenekleri ile örülüdür. İşte biz de bu coğrafyadan besleniyor, bilimsel araştırmalar ve geleneksel bilgi arasında köprüler kuruyoruz. Kremden tentüre, yağdan losyona kadar uzanan ürün yelpazemizde, her formülün ardında bir hikâye, bir ritüel ve bir anlam vardır.

Besler Şifa olarak, yalnızca bir bitkisel kozmetik markası değil, aynı zamanda kadim bilginin ve modern bilimin kesiştiği bir yaşam felsefesiyiz. Ürünlerimizin her biri, binlerce yıllık Anadolu irfanından doğan bir hikâyeyi taşır; kimi zaman İbn-i Sina'nın şifa reçetelerinde, kimi zaman ninemizin lavanta yastığında kendine yer bulur.

Besler Şifa – Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünleri, sadece cilde değil, zihne ve ruha da hitap eden bir şifa yolculuğudur. Biyoçeşitliliğin, halk bilgisinin ve bilimsel metodun birleştiği bu yolculukta, doğaya saygılı, insana faydalı, hikâyeye sadık kalmaya devam ediyoruz.

Bu bir yükselişin başlangıcıdır. Anadolu, kendi kozmetik hikâyesini yazıyor.



İklim Değişikliğine Karşı Halk Takvimi

 Halk Takvimi: Doğayla İç İçe Yaşayan Kültürün Zaman Rehberi

Anadolu’nun geniş coğrafyasında yüzyıllardır kullanılan halk takvimi, insanların doğayla uyum içinde yaşamalarının en belirgin örneklerinden biridir. Modern dünyada yıl dört mevsime ayrılarak anlatılsa da, bu sınıflandırma çoğunlukla astronomik verilere dayanır ve Türkiye gibi iklim çeşitliliği gösteren ülkeler için her zaman geçerli değildir. Özellikle sıcak ve kurak bölgelerde yaprak dökümü, kar yağışı, ilkbahar patlaması gibi doğa olayları her zaman belirlenen mevsimlerde yaşanmaz.

Bu sebeple Osmanlı döneminde yıl, dört değil iki mevsime ayrılmıştır: Kasım Günleri (Kış) ve Hızır Günleri (Yaz). Bu yaklaşım, Anadolu’nun doğal döngüsünü daha gerçekçi bir şekilde yansıtır. Kasım günleri 8 Kasım’da başlayarak 6 Mayıs’a kadar sürer ve soğuk dönemi temsil eder. Hızır günleri ise 6 Mayıs’tan 8 Kasım’a kadar devam eder ve sıcak dönemi ifade eder. Bu tür geleneksel bilgiler, uzun yıllar boyunca gözlem ve deneyimle şekillenmiş olup, halkın yaşam tarzına, tarım faaliyetlerine ve gündelik planlamalarına yön vermiştir.

Günümüzde gelişmiş hava tahmin sistemleri ve teknolojik imkanlar bu bilgilerin kullanımını azaltmış olsa da, halk takvimi kültürel bir miras olarak büyük önem taşımaktadır. Bu değerli bilgilerin kayıt altına alınması, gelecek kuşaklara aktarılması ve özellikle eğitim süreçlerinde otantik öğrenme yöntemleriyle öğrencilere tanıtılması gerekir. Yaşlı kuşakların bilgi birikimi, sınıflara taşınarak gençlerle paylaşılmalı, böylece kültür kuşaktan kuşağa yaşatılmalıdır.


İklim ve Doğa Atasözleri: Anlatının İçinde Bilgelik

Türk atasözleri, doğa olaylarına dair halkın gözlemlerini ve yaşam deneyimlerini derin bir bilgelikle yansıtır. Bu sözler yalnızca geçmişin yaşam tarzını değil, doğaya duyulan saygıyı ve iklimle kurulan bağı da ortaya koyar. Aşağıda yer alan bazı atasözleri, bu kadim doğa bilgisinin ve sezginin izlerini taşır:

  • Kar yılı var yılı.

  • Yağmur yağsın da varsın kerpiççi ağlasın.

  • Lodosun gözü yaşlı olur.

  • Sabah yağarsa yola çık, ikindi yağarsa yuvana dön.

  • Orman, yağmurun yularıdır.

  • Ağaçlı obayı sel almaz.

  • Ağaçsız köy toz görünür.

  • Damlaya damlaya göl olur, damlamazsa çöl olur.

  • Su damlası altın tanesi.

  • Kış havasına bakıp yola çıkma, yaz havasına bakıp yolundan kalma.

  • Gök gürlemeyince yer gülmez.

  • Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.

  • Karıncadan ibret al, yazdan kışı karşıla.

  • Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer.

  • Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.

Bu atasözleri, Türk kültürünün doğaya bakışını, mevsimlere göre şekillenen yaşamını ve insanın doğayla kurduğu bağın derinliğini açıkça gösterir. Halk takvimi ve atasözleri birlikte değerlendirildiğinde, doğanın bilgeliğinin nasıl kültüre işlendiğini görmek mümkündür. Bu değerlerin korunması, sadece geçmişi anlamak değil, geleceği de daha bilinçli ve sürdürülebilir biçimde kurmak için gereklidir.


........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 

TRENDYOL ÜRÜNLERİMİZ

© beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.