Ad

Besler Kozmetik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Besler Kozmetik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Toprağın Korunması: Bilimin ve İnsanlığın En Büyük Zorluklarından Biri

Toprak: Hayatın Temel Alt Yapısı

Toprak, organik madde, mineraller, gazlar ve sıvılardan oluşan ve bitkiler ile diğer organizmaların yaşamını destekleyen karmaşık bir sistemdir. Bu hayati kaynak, gezegenimizin biyolojik çeşitliliğinin korunmasından, atmosferle biyosfer arasındaki bağlantıyı sağlamaya kadar kritik işlevler üstlenir. Aynı zamanda, okyanuslardan sonra dünyanın en büyük karbon yutak alanlarından biri olarak iklim değişikliğiyle mücadelede de temel bir rol oynar.

Avrupa'da Toprak Sağlığına Yönelik Yeni Yaklaşımlar

Avrupa Komisyonu, Toprak İzleme Yasası ile 2050 yılına kadar Avrupa topraklarının sağlığını yeniden kazandırmayı hedefleyen iddialı bir hedef ortaya koymuştur. Bu yasa, Avrupa Birliği’ndeki tüm topraklar için tutarlı bir izleme çerçevesi sunarak toprak koruma ve restorasyonunu teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Avrupa topraklarının %60’tan fazlasının sağlıksız olduğu günümüzde, bu tür girişimlerin önemi giderek artmaktadır.

Toprak Sağlığının Bozulması ve Ekonomik Etkiler

Sürdürülemez arazi kullanımı, artan nüfus baskısı ve iklim değişikliği, toprak sağlığını tehdit eden başlıca etkenlerdir. Toprak sağlığındaki bu düşüş, yalnızca biyosferin üretim kapasitesini zayıflatmakla kalmaz; aynı zamanda karbon sekestrasyonu, besin döngüsü, su yönetimi ve haşere kontrolü gibi hayati ekosistem hizmetlerini de olumsuz etkiler. Avrupa'da toprak bozulmasının ekonomik maliyeti, yılda yaklaşık 50 milyar Euro olarak tahmin edilmektedir.

Toprak Koruma ve Restorasyonu: Bilimsel Zorluklar

Toprağın korunması, karmaşık bir yeraltı ekosisteminin yönetimini gerektirir. Toprak, üç boyutlu fiziksel yapısı, biyolojik çeşitliliği ve kimyasal karmaşıklığı nedeniyle bir "kara kutu" gibi davranır. Bu nedenle, toprağın işleyişini anlamak ve koruma stratejileri geliştirmek için disiplinler arası iş birliği ve yenilikçi yöntemler gereklidir.

Temel Bilimsel Sorunlar:

  1. Heterojenlik ve Karmaşıklık: Toprağın biyolojik ve kimyasal özellikleri, mevcut modellerle yeterince temsil edilememektedir. Daha gerçekçi tahminler yapabilmek için toprağın mekânsal heterojenliğini göz önünde bulunduran detaylı verilere ihtiyaç vardır.
  2. Evrensel Bozulma Göstergeleri: Toprağın bozulma düzeyini ölçmek ve karar alma süreçlerinde kullanılabilecek güvenilir göstergeler geliştirmek gerekmektedir.
  3. Restorasyon Stratejileri: Toprağın iyileşmesini hızlandırmak için etkili yöntemlerin araştırılması ve geliştirilmesi elzemdir. Toprak oluşumu doğal olarak yüzyıllar süren bir süreç olduğundan, bu sürecin hızlandırılabilmesi bilim için ciddi bir meydan okumadır.

Toprağın Korunması: Bir İnsanlık Görevi

Toprak, sadece tarımsal üretimin değil, tüm ekosistemlerin sürdürülebilirliği için temel bir unsurdur. Ancak bu değerli kaynağın bozulması geri döndürülemez sonuçlar doğurabilir. Toprağın korunması ve sağlıklı hale getirilmesi, toplumların geleceğini güvence altına almanın yanı sıra, iklim değişikliğiyle mücadelede güçlü bir araçtır.

Toprak, yalnızca bir doğal kaynak değil; insanlığın hayatta kalması için vazgeçilmez bir temeldir. Bu nedenle, bilimsel çabaların yanı sıra politika yapıcılar, sivil toplum ve bireyler de toprağın korunması konusunda harekete geçmelidir.

https://en.wikipedia.org/wiki/Soil_formation

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Gençlerin Değişen Kariyer Yaklaşımı: Anlam ve Mutluluk Arayışı

Bülent Eczacıbaşı, iş dünyasındaki yarım asırlık tecrübesini kaleme alarak genç profesyonellerin değişen kariyer anlayışını ve bu durumun işverenlere yüklediği sorumlulukları gündeme taşıyor. "Biraz Daha Düşününce" adlı yeni kitabında, iş yaşamının sürekli değişen dinamiklerini ve hiç değişmeyen insan merkezli meselelerini derinlemesine ele alıyor.

Eczacıbaşı, gençlerin kariyerlerinde daha fazla mobilite aradıklarını, uzun vadeli sadakat yerine anlamlı ve tatmin edici bir iş arayışına yöneldiklerini belirtiyor. Eskiden sıkça duyulan "Bu şirketten emekli olmak istiyorum" söylemi artık nadiren dile getiriliyor. Ancak bu değişim, modern çağın bir gerekliliği olarak değerlendirilmelidir.

Anlam ve Mutluluğun Önemi

Bülent Eczacıbaşı'na göre, gençlerin bu anlam arayışı, işverenlerin yeni sorumluluklar üstlenmesini gerektiriyor. İşverenlerin yalnızca çalışanlarına bir maaş ve unvan sunmaları yeterli değil; aynı zamanda işin anlamını ve çalışanların mutluluğunu gözeten bir kültür inşa etmeleri gerekiyor. Bu anlayış, günümüz iş dünyasında sürdürülebilir bir başarı için kritik bir unsur haline geliyor.

Deneyimler ve İş Dünyası Üzerine Düşünceler

Eczacıbaşı'nın kitabı, iş dünyasının hızla değişen ve bazı yönlerden hep aynı kalan meselelerini sade ve akıcı bir üslupla ele alıyor. İş yaşamına dair gözlemleri, genç profesyonellere ve liderlere ilham vermenin yanı sıra, işverenlerin çalışan bağlılığını nasıl artırabileceklerine dair önemli ipuçları sunuyor.

Bu eseri okurken, yalnızca iş dünyasının değil, insan ilişkilerinin ve yaşamın anlamına dair daha geniş bir perspektif kazanabilirsiniz. Bülent Eczacıbaşı’nın deneyimlerinden süzülen bu fikirler, iş yaşamında anlam, mutluluk ve değer arayışına dair önemli bir rehber niteliği taşıyor.

Eğer gençlerin kariyer yolculuğundaki bu yeni dinamikleri ve iş dünyasının değişen yüzünü anlamak istiyorsanız, "Biraz Daha Düşününce" tam size göre bir kitap!

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Doğal Saklamak için Külleme Yöntemi (Bölüm-2)

Domateslerinizi aylarca taze tutmanın doğal ve geleneksel bir yolu: odun külü yöntemi!


Sadece odun külü ve uygun bir kap ile kimyasal veya soğutma ihtiyacı olmadan domateslerinizi koruyabilirsiniz. Bu yöntem, kuru kül ile domatesleri katmanlar halinde dizmeyi ve birbirlerine temas etmemelerini sağlamayı içerir. Kül, nemi emerek ve ayrışmayı önleyerek doğal bir yalıtkan görevi görür.

Bu teknik sayesinde domatesler hem lezzetini hem de dokusunu uzun süre muhafaza eder. Ayrıca, odun külünün etkili bir şekilde yeniden kullanılmasıyla sürdürülebilir bir çözüm sunar. Doğal ve pratik yöntemlerle ürünlerinizi korumak için bu yöntemi deneyebilirsiniz!





....................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Ağız ve Diş Sağlığında Bitkisel Ürünler

Şifalı bitkiler, binlerce yıldır dünyanın birçok yerinde hastalıkların tedavisinde geleneksel yöntemler olarak kullanılmaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde nüfusun yaklaşık %80’i sağlık hizmetleri için şifalı bitkilere güvenmektedir (Moghadam vd., 2020). Bu bitkiler, kırsal kesimlerde birincil ilaç kaynağı olmaya devam etmektedir (Palombo, 2011).

Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarında, ağız patojenlerinin büyümesini engelleyen, diş plağı gelişimini azaltan, bakterilerin yüzeylere yapışmasını önleyen ve ağız hastalıklarının semptomlarını hafifleten tıbbi bitki özleri veya fitokimyasallar yer almaktadır (Palombo, 2011; Kumar vd., 2021).

Bitkisel Ürünlerin Popülerliği ve Kullanım Nedenleri

Son yıllarda halk arasında bitkisel ürünlerin kullanımında artış görülmektedir. Bu ilginin temel nedenleri şunlardır:

  • Doğal ve güvenli olduklarına dair inanç
  • Daha doğal bir yaşam tarzı arzusu
  • Konvansiyonel ilaçların yan etkilerine ilişkin endişeler
  • Kronik hastalıkların tedavisinde konvansiyonel ilaçlara duyulan hayal kırıklığı

Bitkisel ürünler, düşük maliyetleri ve daha az yan etkileri nedeniyle farmasötik yöntemlere mantıklı bir tamamlayıcı olarak da değerlendirilmektedir (Moghadam vd., 2020).

Aromaterapi ve Diş Sağlığı

Aromaterapi, kişinin zihnini, bedenini ve ruhunu iyileştiren doğal bir terapi yöntemidir. Uçucu yağların antibakteriyel, antiviral ve antimikrobiyal özellikleri, ağız ve diş sağlığı dahil birçok alanda kullanılmasını mümkün kılmaktadır. Örneğin:

  • Lavanta yağı: Kaygıyı azaltır, analjezik (ağrıyı dindirme) etkisi gösterir
  • Nane yağı: Antibakteriyel ve antifungal özelliklere sahiptir
  • Karanfil yağı: Antioksidan ve antibakteriyel etkileri ile bilinir

Çeşitli çalışmalar, aromaterapinin diş kaygısını ve korkusunu azalttığını, kan basıncını düşürdüğünü ve stres yönetiminde etkili olduğunu göstermektedir.

Sonuç

Literatürde aromaterapinin ağız ve diş sağlığındaki olumlu etkilerine dair çalışmalar bulunmaktadır. Ancak bu ürünlerin kullanımına ilişkin daha geniş kapsamlı araştırmalar yapılması gerekmektedir. 

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/4121347



Onarıcı Tarım ve Karbon Kredileri: Ekosistem Sağlığını Destekleyen Bir Model

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'nın (TSKB) hazırladığı “Karbondan Krediye: Onarıcı Tarım ve Karbon Kredileri” başlıklı rapor, toprak sağlığını koruma ve geliştirme amacı taşıyan onarıcı tarım uygulamalarını, bu uygulamalardan elde edilebilecek karbon kredileriyle ilişkilendirmektedir. Çalışma, onarıcı tarımın ekosistem sağlığına katkılarının yanı sıra ekonomik ve sosyal faydalarına odaklanmakta; aynı zamanda Türkiye'deki uygulama potansiyelini değerlendirmektedir.

Onarıcı Tarım ve Ekosistem Hizmetleri

Rapor, tarım topraklarının geleneksel ve yaygın tarım uygulamalarından kaynaklanan tahribata maruz kaldığını belirtmektedir. Toprağın sağlığının korunması, ekosistem hizmetlerinin sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir. 2017 yılında yayımlanan bir çalışmaya göre, toprağın sağladığı ekosistem hizmetlerinin ekonomik değeri yaklaşık 11,38 trilyon dolar olarak hesaplanmıştır. Bu miktar, aynı dönem için dünya gayri safi yurt içi hasılasının (GSYH) %14’üne karşılık gelmektedir ve toprağın ekonomik değerini açıkça ortaya koymaktadır.

Onarıcı tarım uygulamaları, sadece toprak sağlığını iyileştirmekle kalmayıp karbon depolama kapasitesini artırarak iklim değişikliğiyle mücadeleye de katkı sağlamaktadır. Raporda bu uygulamaların, tarımsal üretimde sürdürülebilirlik sağlayarak karbon kredisi oluşturma potansiyeli taşıdığı ve bu kredilerin çiftçiler için ek gelir kaynağı yaratabileceği ifade edilmektedir.

Türkiye İçin Uygulama Modeli

Raporda, Türkiye'de onarıcı tarım uygulamalarını desteklemek ve karbon kredisi piyasasını geliştirmek amacıyla bir yapı önerisi sunulmaktadır. Öneriye göre, karbon kredilerinin alıcıları, tarımsal üreticilerle iş birliği içinde çalışan sanayi kuruluşları, çok taraflı kalkınma bankaları (ÇTKB) veya aracı firmalar olabilir.

Deprem bölgesi, Türkiye’de bu uygulamaların önceliklendirilmesi gereken alanlardan biri olarak vurgulanmaktadır. Bu yaklaşım, bölgenin yeniden inşa ve iyileştirme süreçlerine ekolojik, ekonomik ve sosyal destek sağlayabilir.

Karbon Kredileri ve Tarımın Rolü

Rapor, tarımsal projelerin karbon kredisi piyasasında olumlu bir ayrışma gösterdiğini ve bu alandaki büyümenin umut verici olduğunu ortaya koymaktadır. Yenilenebilir enerji projelerinin karbon kredilerindeki payı 2020-2023 yılları arasında %41,5’ten %25,8’e gerilerken, tarımsal projeler aynı dönemde yıllık ortalama %118,5’lik bir artış göstermiştir.

Karbon tarımıyla üretilebilecek karbon kredilerinin büyüklüğünün 2050 yılına kadar 13,7 milyar dolar seviyesine ulaşabileceği tahmin edilmektedir. Bu durum, tarım sektörünün iklim değişikliğiyle mücadelede stratejik bir öneme sahip olduğunu göstermektedir.

Türkiye’nin Toprak Kaybı ve Çölleşme Sorunu

Türkiye'deki tarım arazilerinin %59'u, meraların %64'ü ve ormanların %54'ü erozyona maruz kalmaktadır. Toprağın organik madde kaybı, verimliliğin azalmasına ve çölleşmeye karşı hassasiyetin artmasına neden olmaktadır. Günümüzde Türkiye topraklarının %18’i çölleşmeye karşı zayıf, %50,9’u orta ve %22,5’i ise yüksek hassasiyet grubunda değerlendirilmektedir.

Sonuç

TSKB’nin raporu, onarıcı tarımın ekolojik ve ekonomik faydalarını vurgularken, karbon kredilerinin tarım sektörü için taşıdığı potansiyele dikkat çekmektedir. Türkiye’nin toprak sağlığını koruma stratejilerinde onarıcı tarım uygulamalarına öncelik verilmesi, yalnızca ekosistem sağlığını desteklemekle kalmayacak, aynı zamanda sosyal ve ekonomik kalkınmaya da katkı sağlayacaktır.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Çay Poşetlerindeki Mikroplastiklerin İnsana Etkisi Kanıtlandı

“Mutagenesis Group” tarafından yürütülen çalışmada polimer tabanlı çay poşetlerinin demlenme sırasında salgıladığı milyarlarca nano ve mikro plastiğin sindirim sırasında bağırsaklardan kana karıştığı belirlendi.

Sağlığımızı Tehdit Eden Gizli Tehlike

Günümüzde çevre kirliliği ve insan sağlığı üzerindeki etkileri her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Özellikle plastik atıkların yol açtığı mikro ve nanoplastik (MNPL) kirliliği, sadece çevresel bir sorun değil, aynı zamanda insan sağlığını da tehdit eden ciddi bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, günlük hayatımızda sıkça kullandığımız çay poşetlerinin bu konuda önemli bir risk taşıdığını ortaya koydu.

Çay Poşetlerinden Mikroplastik Salınımı
Barselona Özerk Üniversitesi’nde (UAB) yapılan bir araştırmaya göre, polimer bazlı ticari çay poşetleri sıcak suya bırakıldığında milyonlarca mikro ve nanoplastik parçacık salınıyor. Bu parçacıklar, insan bağırsak hücreleri tarafından emilebiliyor ve kan dolaşımına geçerek vücudun diğer bölgelerine yayılabiliyor.

Araştırmada, farklı türdeki çay poşetleri incelendi ve şu sonuçlar elde edildi:

  • Polipropilen (PP): Bir mililitrede yaklaşık 1,2 milyar parçacık (ortalama boyut: 136.7 nanometre) salınıyor.
  • Selüloz: Bir mililitrede yaklaşık 135 milyon parçacık (ortalama boyut: 244 nanometre) salınıyor.
  • Naylon-6: Bir mililitrede yaklaşık 8,18 milyon parçacık (ortalama boyut: 138.4 nanometre) salınıyor.

Bu parçacıkların detaylı analizi için taramalı elektron mikroskobu (SEM), transmisyon elektron mikroskobu (TEM) ve dinamik ışık saçılımı (DLS) gibi ileri düzey teknikler kullanıldı.


Bağırsak Hücreleri Üzerindeki Etkiler

Araştırma kapsamında, mikro ve nanoplastiklerin insan bağırsak hücreleriyle etkileşimi de incelendi. Özellikle mukus üreten bağırsak hücrelerinin bu parçacıkları daha fazla emdiği ve hatta parçacıkların hücre çekirdeğine kadar ulaştığı gözlemlendi. Bu durum, mikroplastiklerin genetik materyalle doğrudan etkileşime geçebileceğini ve potansiyel sağlık riskleri taşıyabileceğini gösteriyor.

Ne Yapılmalı?
Araştırmacılar, bu bulguların ışığında şu önerilerde bulunuyor:

  1. Standart Test Yöntemleri Geliştirilmeli: Plastik gıda ambalajlarından salınan mikroplastiklerin tespiti için standart test yöntemleri oluşturulmalı.
  2. Daha Sıkı Düzenlemeler Getirilmeli: Plastik malzemelerin gıda temasında kullanımını düzenleyen politikalar geliştirilerek mikroplastik kirliliği azaltılmalı.
  3. Alternatif Malzemeler Kullanılmalı: Plastik bazlı çay poşetleri yerine, doğada çözünebilen veya geri dönüştürülebilir alternatifler tercih edilmeli.

Sonuç
Plastik kirliliği, sadece çevremizi değil, sağlığımızı da tehdit eden büyük bir sorun. Çay poşetlerinden salınan mikroplastiklerin insan vücudunda birikmesi, uzun vadeli sağlık etkileri hakkında daha fazla araştırma yapılmasını gerektiriyor. Günlük alışkanlıklarımızı gözden geçirerek daha çevre dostu ve sağlıklı alternatiflere yönelmek, bu sorunun çözümüne katkı sağlayabilir.

Unutmayalım, küçük değişiklikler büyük farklar oluşturabilir! 🌿

Bu makale: Gooya Banaei et al, Teabag-derived micro/nanoplastics (true-to-life MNPLs) as a surrogate for real-life exposure scenarios, Chemosphere (2024). DOI: 10.1016/j.chemosphere.2024.143736

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Meşe Külü ve Geleneksel Gıda Üretimindeki Rolü

 Bir Etnobotanik İnceleme

Giriş Etnobotanik, bitkilerin insanlar tarafından kullanılma şekillerini inceleyen çok disiplinli bir alan olarak, geleneksel gıda üretiminde bitkisel materyallerin önemini anlamamıza yardımcı olur. Meşe külü, geleneksel mutfak uygulamalarında yaygın bir biçimde kullanılan önemli bir doğal malzeme olarak dikkat çekmektedir. Tarih boyunca hem gıda dayanıklılığını artırmak hem de gıda üretiminde özgün tat ve dokular elde etmek için kullanılmıştır. Bu makalede, meşe külünün gıda üretimindeki geleneksel rolü ve güncel uygulamaları üzerinde durulacaktır.

Meşe Külü ve Hamur Üretiminde Kullanımı Meşe külü, geleneksel ekmek ve hamur işleri üretiminde doğal bir alkali madde olarak kullanılmıştır. Hamur mayalamada meşe külü, pH dengesini sağlayarak kabarma sürecini destekler. Bazı yöresel tariflerde, kül suyu (meşe külünün suyla karıştırılmasıyla elde edilen alkali çözelti) kullanılarak hamurun daha homojen bir yapı kazanması ve uzun süre dayanıklı olması sağlanmıştır. Bu yöntem, mayanın bulunmadığı veya kullanılmadığı dönemlerde alternatif bir çözüm olarak geliştirilmiştir.

Diğer Gıda Üretiminde Meşe Külü Kullanımı Meşe külü, ekmek dışında çeşitli gıdaların üretiminde de kullanılmıştır. Geleneksel olarak:

  1. Salamura Üretiminde: Zeytin, turşu ve asma yaprağı gibi salamura gıdaların dayanıklılığını artırmak ve parlaklık kazandırmak için kullanılmıştır.

  2. Kuru Meyve Üretiminde: Kuru üzüm üretiminde, meşe külü sıkça tercih edilmiştir. Günümüzde bu amaçla kostik (sodyum hidroksit) kullanılırken, geleneksel yöntemlerde meşe külü suyu kullanılmış ve bu yöntem daha doğal bir alternatif olarak kabul edilmiştir.

  3. Çerez Hazırlığında: Mardin bölgesinde, iri karpuz çekirdekleri meşe külü ve tuzla kaynatılıp durulanarak çerez olarak tüketilmektedir. Bu işlem, çekirdeklerin dayanıklılığını artırır ve kendine has bir lezzet kazandırır.

Meşe Külünün Gıda Dayanıklılığına Katkısı Meşe külü, gıdalara kazandırdığı dayanıklılık ile öne çıkar. Külün içerdiği potasyum ve diğer mineral bileşenler, gıdaları bakteriyel bozulmaya karşı korur. Özellikle salamura ve kuru üretiminde, meşe külü suyu gıdaları parlak, sert ve tüketim için uygun bir yapıda tutar.

Güvenlik ve Hijyen Önlemleri Meşe külünün gıda üretiminde kullanımı, dikkatli hijyen önlemleri gerektirir. Kullanılan külün:

  • Kimyasal madde içermeyen doğal odunlardan elde edilmiş olması,

  • Yiyeceklerle temasa uygun şekilde hazırlanmış olması gerekir.

Ekmek gibi temel bir gıdada kullanılacaksa, bu önlemler daha da kritik hale gelir.

Sonuç Meşe külü, geleneksel gıda üretiminde yüzlerce yıldır kullanılan çok yönlü bir doğal malzemedir. Hem gıda dayanıklılığını artırma hem de benzersiz tat ve dokular kazandırma konusundaki rolü, günümüz modern gıda üretiminde de önemli bir ilham kaynağıdır. Ancak, hijyen ve güvenlik standartlarına uyulması önemlidir. Geleneksel bilgilerin bilimsel yöntemlerle desteklenmesi, bu tür uygulamaların gelecekte de sürdürebilirliğini sağlayacaktır.


BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Finlandiya’nın Doğal ve Şifalı Özellikleri

Finlandiya, sadece muhteşem doğasıyla değil, aynı zamanda sunduğu sağlık ve huzur dolu yaşam tarzıyla da dikkat çeken bir ülkedir. Binlerce gölün, geniş ormanların ve benzersiz doğal fenomenlerin ülkesi olan Finlandiya, doğadan gelen şifa anlayışını hayatın merkezine yerleştirmiştir. İşte Finlandiya’nın doğal ve şifalı özelliklerini keşfedeceğiniz bir yolculuk:

1. "Bin Gölün Ülkesi" ile Sakinleşme ve Yenilenme

Finlandiya, yaklaşık 188.000 gölü ile suyun dinginliğini ve huzurunu sunan bir cennet gibidir. Göller, yalnızca doğa manzaralarıyla değil, aynı zamanda su sporları, yüzme ve meditasyon gibi aktivitelerle ruhsal bir yenilenme sağlar. Göllerin mineral açısından zengin suları, cildi beslerken zihinsel dinginliği de artırır.

2. Ormanların Şifası: %75 Ormanlık Alan

Finlandiya’nın toplam alanının %75’i ormanlarla kaplıdır ve bu, doğa ile iç içe bir yaşamın kapılarını açar. Ormanlarda yapılan yürüyüşler, bağışıklık sistemini güçlendiren ve stresi azaltan "orman banyosu" (Shinrin-yoku) deneyimini yaşamanızı sağlar. Ayrıca, bu ormanlar; yaban mersini, lingonberry ve mantar gibi süper gıdalarla doludur. Finlandiya’da toplanan bu doğal ürünler, antioksidanlar ve vitaminlerle sağlığınızı destekler.

3. Kuzey Işıkları: Doğanın Ruhsal Terapisi

Finlandiya’nın kuzeyinde, özellikle Laponya’da, gökyüzünü süsleyen Kuzey Işıkları (Aurora Borealis), ruhsal bir terapi sunar. Bu doğa olayı, birçok kişi için huzur, ilham ve dinginlik kaynağıdır. Finlandiya’da Kuzey Işıkları’nı izlemek, doğanın büyüleyici gücünü hissetmek için eşsiz bir deneyimdir.

4. Sauna Kültürü: Bedensel ve Zihinsel Arınma

Finlandiya, dünyada kişi başına en fazla saunaya sahip olan ülkedir. 2 milyon sauna, fiziksel ve zihinsel detoks için bir yaşam tarzı sunar. Saunanın ardından yapılan buzda yüzme, kan dolaşımını artırır, vücuda enerji verir ve mutluluk hormonlarının salgılanmasını sağlar. Bu geleneksel uygulama, Finlandiya’nın sağlık dolu yaşam tarzının temel taşlarından biridir.

5. "Herkesin Hakkı": Doğanın Şifasından Özgürce Yararlanma

Finlandiya’da, "herkesin hakkı" (Everyman’s Right) olarak bilinen yasa sayesinde, herkes doğanın sunduğu nimetlerden özgürce faydalanabilir. Bu eşsiz hukuk sistemi, insanların ormanlarda dolaşmasına, yabani meyve ve mantar toplamasına olanak tanır. Doğayla bu kadar iç içe bir yaşam, hem bedensel hem de ruhsal sağlığı destekler.

6. "Sisu" ve Doğadan Gelen Güç

Finlandiya kültüründe yer alan "sisu" kavramı, zorluklar karşısında dayanıklılığı ve kararlılığı ifade eder. Bu dayanıklılığın kaynağı ise doğadan alınan ilhamdır. Uzun kış geceleri, soğuk hava ve zorlu doğa koşulları, insanları daha güçlü ve dirençli hale getirir. Finlandiya’da doğanın gücü, insan ruhunu besleyen bir yaşam felsefesi haline gelmiştir.

7. Yaban Mersini ve Lingonberry’nin Şifalı Gücü

Finlandiya ormanları, şifa deposu olarak bilinen yaban mersini ve lingonberry gibi meyvelerle doludur. Bu meyveler, antioksidan özellikleriyle bağışıklık sistemini güçlendirir, kalp sağlığını destekler ve yaşlanma karşıtı etkiler sunar. Doğal ortamlarında yetişen bu meyveler, sağlık açısından mucizevi faydalar sağlar.

8. Laponya’nın Temiz Havası ve Beyaz Geceler

Finlandiya’nın kuzey bölgesi olan Laponya, dünyanın en temiz havasına sahip bölgelerden biridir. Temiz hava, solunum yollarını rahatlatır ve enerji seviyesini artırır. Ayrıca yaz aylarında yaşanan "beyaz geceler", güneşin batmadığı bu dönemde enerji dolu bir yaşam sunar.

9. Doğanın İlhamıyla Eğitim ve Mutluluk

Finlandiya, doğa ile uyumlu eğitim sistemi sayesinde dünyanın en mutlu ülkelerinden biridir. Çocuklar doğada öğrenir, oynar ve keşfeder. Bu, onların hem zihinsel hem de fiziksel sağlıklarını olumlu yönde etkiler.

Sonuç olarak; Finlandiya, doğanın şifalı gücünü yaşamın her alanına dahil eden bir ülkedir. Göller, ormanlar, Kuzey Işıkları ve sauna gibi unsurlar, hem bedensel hem de ruhsal sağlığı destekler. Doğanın sunduğu bu şifa kaynaklarını deneyimlemek, sadece Finlandiya’yı ziyaret etmekle değil, aynı zamanda doğayla daha uyumlu bir yaşam tarzını benimsemekle mümkündür.

Finlandiya’nın doğal güzelliklerinden ve şifa dolu geleneklerinden ilham alarak, siz de doğanın sağladığı huzuru ve mutluluğu hayatınıza dahil edebilirsiniz. 🌿



© www.beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.