İnovatif makyaj markası Besler Şifa, yarattığı ikonik görünümleriyle makyaj dünyasının "annesi" olarak anılıyor. Artık kendi markasına ait yeni maskesiyle çağdaş güzellik kültüründe önemli bir imza atıyor. Geçen yıl Paris'te gerçekleşen moda gösteriminde, son yılların en çok ses getiren makyaj olayına ilham veren bu ürün, couture şovlarının tasarımda olduğu gibi güzellik görünümlerinde de hayal gücünü ve ustalıkla işlenmiş el sanatlarını ön plana çıkarıyor.
Zagros Dağları: Neandertaller ve Homo Sapiens’in Kesiştiği Tarihi Kavşak
İnsanlık tarihine dair yeni bir araştırma, İran, Irak ve güneydoğu Türkiye’yi kapsayan Zagros Dağları’nın, Neandertaller ile modern insanlar (Homo sapiens) arasında genetik alışverişin gerçekleştiği önemli bir bölge olduğunu ortaya koyuyor. Bu keşif, insan evrimine dair bildiklerimizi genişleten kritik bir dönüm noktasına işaret ediyor.
Genetik Etkileşimlerin Coğrafyası
Geç Pleistosen dönemine odaklanan araştırmada, ileri düzey ekolojik niş modelleme ve coğrafi bilgi sistemleri (GIS) teknikleri kullanıldı. Bu yöntemler, Neandertaller ve Homo sapiens’in yaşam alanlarının örtüştüğü olası bölgeleri belirledi. Araştırmacılar, iki insan türünün Zagros Dağları’nda karşılaşmış, gen alışverişinde bulunmuş ve modern insanın genetik yapısını şekillendirmiş olabileceği sonucuna ulaştı.
Zagros Dağları: İdeal Bir Karşılaşma Alanı
Zagros Dağları, her iki tür için de zengin bir yaşam alanı sunuyordu. Yoğun bitki örtüsü, bol av hayvanları ve korunaklı mağaralar, Neandertaller ile Homo sapiens arasındaki bu tarihsel etkileşimlere zemin hazırlamış olabilir. Bölgedeki fosil kalıntıları ve arkeolojik buluntular, bu hipotezi destekleyen somut kanıtlar sağlıyor.
İnsanlık Evriminin Yeni Bir Boyutu
Modern insan DNA’sında tespit edilen Neandertal izleri, bu iki tür arasındaki genetik alışverişin bir mirasıdır. Ancak bu alışverişin coğrafi olarak nerede gerçekleştiği belirsizdi. Zagros Dağları’nın bu süreçteki rolünün keşfedilmesi, insanlığın evrimini yalnızca Afrika’dan çıkış hikayesiyle değil, aynı zamanda diğer insan türleriyle olan etkileşimlerle de açıklıyor.
Bu karşılaşmalar, iki türün hayatta kalma stratejilerini birleştirerek genetik çeşitliliğimizin temelini atmış olabilir. Bu durum, Zagros Dağları’nı yalnızca bir coğrafi bölge değil, aynı zamanda türler arası etkileşimlerin yaşandığı tarihi bir dönüm noktası haline getiriyor.
Zagros Dağları’nın insanlık tarihindeki bu eşsiz rolü, evrimsel geçmişimize dair daha geniş bir perspektif sunarken, genetik mirasımızın derin köklerini anlamamıza da olanak sağlıyor.
.......................
BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.
İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.
ALIÇ SİRKESİ; Sirkelerin Şahı...
⭐️ Günde 1 yemek kaşığı içmek birçok şeye fayda sağlar.
👇 Aşağıda etkilerini, sonra da nasıl etki ettiğini mekanizmalarıyla yazacağım.
🔸 Hipertansiyona etkilidir, tansiyonu düşürür.
🔸 Kalp hastalıklarında çok eskiden ilaç olarak kullanılmış olup kalp kaslarını güçlendirir.
🔸 Damar tıkanıklığı ve sertliği üzerinde etkilidir, damar elastikiyetini artırır.
🔸 Tip-2 diyabet konusunda etkilidir.
🔸 Kolesterol, trigliserit ve kalsiyum plaklarını önlemede/düşürmede etkilidir.
🔸 Erkeklerde cinsel fonksiyon bozukluğunda etkilidir.
🔸 E. coli, Candida, Pseudomonas (kadınlarda idrar yolu enfeksiyonu) üzerinde etkilidir.
🔸 Kanda pıhtılaşma sorununu önler.
🔸 Ana damarları genişleterek oksijen geçişini artırır, nörolojik hastalıkları önlemede etkilidir.
🔸 Uterus ve sindirim sistemi kaslarını rahatlatır.
🟢 SİRKE...
💧 M.Ö. 3000 yıllarında Mısır’da bulunan toprak küplerde sadece sirkede bulunan sirke kurtlarına ait fosiller bulundu. Yani sirke oldukça eski bir tarihe sahip.
💧 Sirke, şekerin/şekerli gıdanın etil alkole fermantasyonu (kabın ağzı kapalıdır, hava ile teması olmaz), ardından etil alkolün asetik aside fermantasyonu sonucu oluşur. Bu aşamada kabın ağzı açıktır ve oksijen şarttır.
💧 Sirke yapılacak bidon, varil, fıçı veya kavanozun ağız açıklığı ne kadar genişse, sirke o kadar çabuk olur. Çünkü:
- Sirkeyi oluşturan asetik asit bakterileri (Acetobacter aceti, Acetobacter pastorianus) oksijenle daha hızlı çoğalır.
- Optimum çoğalma sıcaklığı 28-30°C, 40°C’de bakteriler ölür, 15°C altında ise çalışmaz.
💧 Eğer sirke yapılacak meyvenin şeker oranı azsa şeker eklenir.
👆 Bunları yazmamın sebebi:
- Sirke yaparken bu şartlara dikkat etmek.
- Sirke alırken endüstriyel, hızlı fermente edilmiş veya şeker eklenerek yapılmış sirkelerden kaçınmak.
🩸 Ayrıca, bazı üreticiler yoğunlaştırılmış asetik asidi su ve gıda boyası ile karıştırarak raflara koyuyor. Bu tür sirkeler içeriği boş ve etkisizdir.
💧 Mümkünse sirkeyi evde yapmalı, mümkün değilse organik sirke kullanılmalı.
🟡🟡 ALIÇ SİRKESİ
1️⃣ Kardiyovasküler sistemde etkili olan bileşenler:
Hiperosid, kersetin, kersetrin, hiperin, kateşin, amin
🔸 CGMP miktarını artırarak kan damarlarını gevşetir ve elastikiyetini artırır.
🔸 Bu, aynı zamanda erektil disfonksiyon için de etkilidir.
2️⃣ Viteksin, izoviteksin, orientin, izoorientin
🔸 Kolesterol, trigliserit ve glikoz seviyesini düşürmede etkilidir.
3️⃣ Antosiyanidin, proantosiyanidinler, triterpen, saponinler ve tanenler
🔸 Kanda pıhtılaşma ile uterus ve sindirim kaslarını gevşetmede rol alır.
4️⃣ Kolin ve asetilkolin, pürin derivatları (adenozin, adenin, guanin), kafeik asit ve amigdalin
🔸 Beyin sisi, Alzheimer, Parkinson gibi hastalıklarda etkilidir.
5️⃣ B1, B5, B6, magnezyum, çinko, potasyum ve kalsiyum bakımından oldukça zengin bir içeriğe sahiptir.
🟣 Aslında alıç sirkesinin pek çok faydası var. Yapılan birçok çalışma da bunu destekliyor.
FAKAT en önemlisi:
▶️ Damar plaklarını azaltması, damar sertliği üzerindeki etkisi ve kalp kaslarını güçlendirmesidir.
🔴 SONUÇ:
🔸 Günlük 1 yemek kaşığı alıç sirkesini bir bardak suya ekleyerek içmek yeterli. (Kesinlikle aşırıya kaçmamak gerek!)
⛔ KULLANMAMASI GEREKENLER:
🔹 Hamileler (Uterus üzerindeki etkisi nedeniyle)
🔹 Migren hastaları (Damarları genişletmesi nedeniyle)
🔹 Hipotansiyon ve hipoglisemi hastaları (Tansiyon ve şekeri düşürdüğü için)
🔹 Kanda pıhtılaşma sorunu olanlar (Pıhtılaşmayı azalttığı için)
|
- İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
- Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
- Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
- aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
- Good4trust Sürdürülebilir Ürünler Mağazası: https://good4trust.org/beslersifa
Kırsalda Sürdürülebilir Yaşam ve Kalkınma
Doğa ile uyumlu bir yaşam sürmek ve kırsal kalkınmayı desteklemek, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve ekolojik bir gerekliliktir. Besler Şifa Ekoköy Evi, tam da bu anlayış ile, doğal üretim ve sürdürülebilir kalkınma ilkelerini hayata geçirmek için yola çıktı.
Kırsal kalkınma, yalnızca tarımsal faaliyetleri desteklemekle kalmaz, aynı zamanda doğal kaynakların bilinçli kullanılması, ekolojik dengenin korunması ve yaşam kalitesinin artmasını sağlar. Besler Şifa olarak, bu ilkeler doğrultusunda doğal bitkisel kozmetik ve sağlıklı yaşam ürünlerini üretirken aynı zamanda yerel halkın da ekonomik kalkınmasına katkı sağlamaya çalışıyoruz.
Ekolojik Denge ve Doğal Kaynak Yönetimi
Besler Şifa Ekoköy Evi, ekosistemi koruyarak sürdürülebilir tarım uygulamalarını hayata geçiren bir model sunuyor. Kimyasal girdi kullanmadan, doğal gübreleme ve biyolojik çeşitliliği destekleyen yöntemlerle üretim yapıyor, böylece hem toprak verimliliğini artırıyor hem de su kaynaklarının korunmasına katkı sağlıyoruz.
Kırsal alanların doğru kullanımı, kentten kırsala tersine göçü de teşvik edebilir. Doğal yaşam alanları oluşturarak, şehir hayatından uzaklaşmak isteyen bireylere alternatif bir yaşam modeli sunuyoruz. Bu kapsamda, yerel iş gücü oluşturarak ekonomik canlılığı artırmayı amaçlıyoruz.
Yerel Ekonomiyi Canlandıran Model
Besler Şifa Ekoköy Evi, yerel çiftçilerle iş birliği yaparak tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini destekliyor. Tıbbi ve aromatik bitkiler, organik tarım ürünleri ve el yapımı bitkisel kozmetik ürünleriyle bölgesel kalkınmaya katık sağlıyoruz. Kırsal kalkınmanın sadece tarıma dayalı olmadığını biliyor, aynı zamanda eko-turizm ve doğal üretim alanları oluşturarak ekonomik hareketliliği artırıyoruz.
Kırsal Kalkınma Stratejileri ile Uyum
Besler Şifa Ekoköy Evi, Ulusal Kırsal Kalkınma Strateji Belgesi-IV (2024-2028) kapsamında belirtilen sürdürülebilir tarım ve ekolojik kalkınma ilkelerine uygun bir model geliştiriyor. Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kırsal kalkınma programlarıyla uyumlu projeler geliştirerek, ulusal ve uluslararası düzeyde eko-dostu bir kalkınma modeli sunuyoruz.
Bu kapsamda, kırsalda yaşamı canlı tutmak ve ekolojik dengenin korunmasını sağlamak için yeni projeler geliştirmeye devam edeceğiz.
Sonuç
Kırsal kalkınmanın bir parçası olarak, Besler Şifa Ekoköy Evi sadece bir yaşam alanı değil, aynı zamanda ekolojik farkındalığın ve doğal kaynakların bilinçli kullanımının desteklendiği bir merkezdir. Kendi kendine yeten, doğa ile uyumlu ve sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunmak için biz buradayız. Gelin, siz de bu dönüşümün bir parçası olun!
|
- İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
- Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
- Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
- aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
- Good4trust Sürdürülebilir Ürünler Mağazası: https://good4trust.org/beslersifa
Isparta'nın Gül Bahçelerinde Büyülü Bir Gün: Rosa Damascena’nın İzinde
"Isparta gülü" veya "pembe yağ gülü" olarak da bilinen Rosa damascena, kokusu ve sağlık faydaları ile dünya çapında tanınır. Bu kendine özgü yoğun kokuya sahip gül türü, parfüm, kozmetik, ilaç ve gıda endüstrisinde önemli bir hammadde olarak öne çıkmaktadır. Isparta’nın gül bahçeleri, özellikle bahar aylarında, büyüleyici bir atmosfer sunar ve bölgeye gelen ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim yaşatır.
Isparta’da Gülcülüğün Kısa Tarihi
Isparta'da yağ gülü üretimi, 1888 yılında Müftüzade İsmail Efendi tarafından başlatılmıştır. O dönemlerde basit imbik kazanlarıyla üretilen gülyağı, zamanla gelişerek 1935 yılında modern bir gülyağı fabrikasının kurulmasıyla sanayi tipi üretime geçiş yapmıştır. Isparta’nın Milas, Gölcük, Vakavönü, Gelincik Köyü, Atabey ilçesinin İslamköy, Gönen ilçesinin Güneykent Kasabası gibi birçok bölgesi, gül yetiştiriciliği ile ön plana çıkmaktadır.
Gülün Mucizevi Faydaları ve Kullanım Alanları
Gül, başta parfüm ve kozmetik sektörü olmak üzere birçok alanda kullanılır. Gül yağının cildi besleyici ve dokuları sıkılaştırıcı özellikleri, kozmetik ürünlerde yoğun olarak kullanılmasını sağlar. Bunun yanı sıra gülden elde edilen gülsuyu cilt bakımında, gül reçeli ve gül lokumu gibi ürünler ise mutfaklarda yer bulur.
Gül Rotası: Gül Kokulu Bir Gezi Programı
Isparta ve çevresindeki gül bahçelerinde dolu dolu bir gün geçirebilir ve bölgedeki diğer doğal ve tarihi güzellikleri de keşfedebilirsiniz. İşte size önerdiğimiz Isparta Gül Rotası:
Güneykent Gül Bahçelerinde Gül Toplama ve Kahvaltı
- Sabah erken saatlerde Güneykent’te yer alan gül bahçelerinde gül toplama etkinliğine katılabilir, taze gül kokuları eşliğinde geleneksel bir kahvaltı yapabilirsiniz. Bölge halkının el emeğiyle hazırladığı ürünlerle yapılan kahvaltı, doğal ve sağlıklı bir başlangıç sunar.
Gül Fabrikası ve Atölye Ziyareti
- Güneykent’teki gül fabrikalarını ve atölyeleri gezerek güllerin nasıl işlendiğini görebilir, gül yağı ve gülsuyu gibi ürünlerin nasıl üretildiğine tanık olabilirsiniz. Atölyelerde, gül bazlı ürünlerin üretim süreçlerini yakından inceleme fırsatı bulabilirsiniz.
Eğirdir İlçe Merkezi: Tarihi Yapılar ve Göl Kenarında Öğle Yemeği
- Gül bahçelerinden sonra Eğirdir ilçesine geçerek burada Hızırbey Camii, Dündar Bey Medresesi, Eğirdir Kalesi gibi tarihi yapıları ziyaret edebilirsiniz. Eğirdir Gölü kıyısında öğle yemeği molası vererek göl manzarası eşliğinde yöresel lezzetlerin tadını çıkarabilirsiniz.
Sorkuncak Köyü: Gül Bahçeleri ve Göl Manzarası
- Sorkuncak Köyü’ndeki gül bahçelerine uğrayarak göl manzarası eşliğinde bir yürüyüş yapabilirsiniz. Bu sakin ortamda bolca fotoğraf çekebilir ve köyün huzurlu atmosferinin keyfini sürebilirsiniz.
Akpınar Köyü Seyir Terası
- Yolunuzu Akpınar Köyü’ne çevirerek buradaki seyir terasında kısa bir mola verebilir, Isparta’nın ve Eğirdir Gölü’nün muhteşem manzarasını seyredebilirsiniz. Seyir terasındaki kahve molası da gününüze lezzetli bir dokunuş katacaktır.
Atabey İslamköy: Süleyman Demirel Külliyesi Ziyareti
- Gezinizin sonunda Atabey ilçesinin İslamköy mahallesine giderek Süleyman Demirel Külliyesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Türkiye'nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in anısına yapılmış olan külliye, Isparta’nın tarihine ışık tutan önemli bir yapıdır.
Isparta Gül Bahçeleri Gezisi İçin Tavsiyeler
- Gül toplama döneminde ziyaret etmek için özellikle Mayıs ve Haziran aylarını tercih edin.
- Güneşten korunmak için yanınıza şapka ve güneş kremi almayı unutmayın.
- Çekim için fotoğraf makinesi ya da telefonunuzu hazırda bulundurun; çünkü gül bahçeleri görsel bir şölen sunar!
Isparta’nın gül bahçeleri, doğanın güzelliklerini keşfetmek isteyenler için büyüleyici bir rota sunuyor. Lavanta bahçeleriyle ünlü Kuyucak gibi, Isparta da gül bahçeleriyle bölgenin benzersiz bir sembolü haline gelmiştir. Gül kokularıyla dolu bu yolculuk, unutulmaz anılar biriktirmeniz için sizleri bekliyor........................
BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.
İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.
Yörüklerin Henk Eğlencesi: Geleneksel Bir Şölen
Yörük kültürü, tarih boyunca doğayla iç içe bir yaşam tarzını benimseyerek zengin bir geleneksel miras oluşturmuştur. Bu mirasın en eğlenceli yansımalarından biri olan henk eğlencesi, Yörüklerin yaz aylarında düzenlediği özel bir etkinliktir. Henk, sadece bir eğlence değil, aynı zamanda toplumsal bağların güçlendiği, geleneklerin yaşatıldığı ve kültürel değerlerin aktarıldığı bir şölen olarak öne çıkar.
Henk Eğlencesinin Hazırlıkları
Henk, genellikle akşamları düzenlenir ve duyurusu diğer obalara önceden yapılır. Bu eğlenceye, hasta olanlar ve ileri yaşlılar dışında herkes katılır. Etkinlik alanı, çadırın önünde yakılan büyük bir meydan ateşiyle aydınlatılır. Ateşin sıcaklığı, hem çadırın içini hem de dışarısını ısıtırken, ortamı aydınlatır ve samimi bir atmosfer yaratır.
Kadınlar çadırın içinde, erkekler ise dışarıda eğlenir. Herkesin bir araya geldiği bu etkinlikte, hem eğlence hem de kültürel paylaşım ön plandadır.
Kadınlar Köşesi
Kadınlar, çadır içerisinde tef ve çeç (tirki çalma) eşliğinde maniler söyleyip oynarlar. Özellikle yaşlı kadınlar, boğaz çalarak bu manilere eşlik eder. Boğaz çalma, hem bir gelenek hem de kültürel bir zenginliktir. Kadınların söyledikleri maniler, genellikle yaşamın güzelliklerini, öğütleri ve duyguları yansıtan sözlerden oluşur.
Erkeklerin Eğlencesi
Erkekler, çadırın dışında meydan ateşinin etrafında çeşitli oyunlar oynar. Ateşten atlama yarışı, türkü söyleme, kızgın taş oyunu ve dilsiz oyunu gibi aktiviteler, eğlencenin enerjisini yükseltir. Bu sırada kaval eşliğinde maniler söylenir ve ikramlar yapılır.
Kostümler ve Tiyatro Gösterileri
Henk eğlencesinin ilerleyen saatlerinde, özel kostümlerle sahneye çıkan erkekler, deve, çoban, kurt ve başadam rollerini canlandırır. Başadam, izleyicilerle eğlenceli diyaloglar kurar, espriler yapar ve ortama neşe katar. Bu tiyatral gösteriler, kaçırma, kavga ve gösteri gibi temalarla zenginleşir. Gösteriler, hem güldürür hem de öğütler verir.
Orta Oyunu ve Final
Henk eğlencesinin son kısmında, geleneksel orta oyunları sergilenir. Bu oyunlar, Yörüklerin yaşamından kesitler sunarak hem eğlendirir hem de kültürel değerleri aktarır. Eğlence, öğütlerle dolu bir gösteriyle son bulur ve katılımcılar, hem keyifli hem de anlamlı bir akşam geçirmenin mutluluğuyla ayrılır.
Sonuç: Geleneklerin Yaşatıldığı Bir Şölen
Henk, Yörüklerin kültürel zenginliğini ve toplumsal dayanışmasını yansıtan eşsiz bir etkinliktir. Bu geleneksel eğlence, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda Yörüklerin geçmişten bugüne taşıdığı değerlerin bir yansımasıdır. Eğer bir gün Yörüklerin misafiri olursanız, bu benzersiz deneyimi yaşamak için henk eğlencesine katılmayı mutlaka isteyeceksiniz!
|
- İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
- Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
- Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
- aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
- Good4trust Sürdürülebilir Ürünler Mağazası: https://good4trust.org/beslersifa
Hatalı Bir Eko-Sistemde Geleceğimiz Nasıl Olacak?
Doğal dengenin bozulduğu, ekosistemin sürdürülemez bir noktaya geldiği bir dünyada geleceğimiz nasıl şekillenecek? Alman yazar Dirk C. Fleck'in "GO! Eko-Diktatörlük" adlı distopyası, iklim krizinin giderek ağırlaştığı bir gelecek kurgusu sunuyor. "Önce Yeryüzü, Sonra İnsan" alt başlığıyla yayımlanan bu roman, doğaya karşı işlenen suçların sonuçlarını ve bu yıkıcı sistemin olası sonuçlarını gözler önüne seriyor.
Ekosisteme Zarar Veren Sistemler ve Ekolojik Uyanış
Büyüme ideolojisi, ormansızlaşma, kimyasal tarım ve nükleer enerji gibi insan faaliyetleri, iklim krizini hızlandırarak gezegenimizi geri dönülmez bir yıkıma sürüklüyor. Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak bizler, Fleck'in distopyasında olduğu gibi ekolojik dengemizi bozmanın bedelini gelecekte daha ağır ödeyeceğimizin farkındayız. Üstelik Fleck, biyopolitik kontrollerin ve manipülasyonların uygulanacağı bir dünyayı gözler önüne sererek bizleri uyarmaktadır. Bilgi kaynaklarının devlet kontrolünde olduğu, insanların doğaya yabancılaştığı bir dünyada, bireyler ekosistemle bağlarını kaybedebilir.
Ekolojik Bilinç ve Doğal Yaşamla Barışık Bir Gelecek
Bu tür uyarıcı kurgular, sürdürülebilir bir yaşam tarzı benimsememiz gerektiğini hatırlatıyor. Besler Şifa olarak biz, doğayla barışık bir gelecek inşa etmek için bitkisel kozmetik ürünlerimizi, ekolojik dengeyi göz önünde bulundurarak tasarlıyor ve üretiyoruz. Yaratıcı eko-kurmacalar bize, doğaya verdiğimiz zararın kendi yaşamlarımıza nasıl yansıdığını ve bireysel farkındalıklarımızın bir fark yaratabileceğini gösteriyor.
Dirk C. Fleck’in "GO! Eko-Diktatörlük" eseri, doğanın korunmasının, sadece çevreyi değil aynı zamanda insan onurunu ve özgürlüğünü de korumak anlamına geldiğini hatırlatıyor. Doğal yaşamın bir parçası olan her bitki, her ekosistem parçası, bizden sonra gelecek nesillere sağlıklı bir dünya bırakmak için önemli. Biz de Besler Şifa olarak doğadan aldığımız ilhamla doğayla uyumlu ürünler sunarak, sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlamayı hedefliyoruz.
Bu yazı 10 Kasım 2024 Oksijen Gazetesinden alıntı yapılarak hazırlanmıştır.
.......................
BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.
İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.
Beslenme Zamanının Sağlığımız Üzerindeki Etkisi: Kronobiyoloji ve Sirkadiyen Ritim
Onlarca yıl boyunca sağlığımızı etkileyen en önemli faktörler arasında “Ne kadar yediğimiz” ve “Ne yediğimiz” öne çıktı. Ancak günümüzde, beslenme alışkanlıklarımızda önemli bir diğer faktör daha dikkat çekiyor: “Ne zaman yiyoruz?”
Kronobiyoloji: Biyolojik Saatimizle İlgili Yeni Bir Bilim Dalı
Kronobiyoloji, biyolojik süreçlerimizin zamanla nasıl etkileşime girdiğini inceleyen bir bilim dalıdır. Bu alan, beslenme saatleri, uyku düzeni, mevsimsel değişiklikler gibi etkenlerin insan sağlığı üzerindeki etkisini araştırır. Kronobiyoloji, aynı zamanda sirkadiyen ritimle (günlük biyolojik döngü) de doğrudan ilişkilidir. Sirkadiyen ritim, memelilerde yeme düzenini ve besin emilimini/metabolizmasını düzenleyen önemli bir biyolojik mekanizmadır.
Sirkadiyen Ritim ve Organ Sistemlerimiz
Sirkadiyen ritim, sadece yeme alışkanlıklarımızı değil, aynı zamanda organ sistemlerimizin önemli süreçlerini de düzenler. Vücudumuzdaki her organ, sirkadiyen saat tarafından kontrol edilen bir döngüye sahiptir. Bu döngü, vücudumuzun verimli çalışabilmesi için kritik bir rol oynar. Örneğin, uyku düzeni, hormon salınımı ve sindirim gibi süreçler, bu biyolojik saatle uyumlu bir şekilde işler.
Beslenme Zamanı ve Sirkadiyen Ritmimiz
Beslenme saatlerimiz, sirkadiyen ritmi etkileyebilir. Yapılan araştırmalar, beslenme zamanlamasının metabolizma üzerinde önemli bir etkisi olduğunu göstermektedir. Saatler üzerinden yapılan beslenme düzenlemeleri ve ketojenik diyetler, sirkadiyen ritmi iyileştirmeye yardımcı olabilir. Bu tür düzenlemeler, enerji seviyelerimizi artırabilir, uyku kalitemizi iyileştirebilir ve genel sağlığımızı destekleyebilir.
Modern Yaşam ve Biyolojik Saatimiz
Ancak modern yaşamın getirdiği zorluklar, biyolojik saatlerimizi bozabiliyor. Teknoloji, düzensiz uyku düzenleri ve ışık maruziyeti, sirkadiyen ritmimizin sarkmasına yol açabilir. Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, düzensiz uyku ve ışık maruziyeti örüntülerinin, sirkadiyen ritmin bozulması ve daha düşük akademik başarı ile bağlantılı olduğunu ortaya koymuştur. Bu da gösteriyor ki, biyolojik saatimizle uyumlu bir yaşam tarzı, sadece fiziksel sağlığımızı değil, zihinsel performansımızı da doğrudan etkiler.
Beslenme Zamanı ve Sağlık
Amerikan Beslenme ve Diyetetik Akademisi’nin yayımladığı Journal of the Academy of Nutrition and Dietetics (JAND) dergisinde yer alan bir incelemede, farklı oruç rejimlerinin beslenme zamanının sirkadiyen ritim ve metabolizma üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Bu çalışma, ne zaman yiyip içtiğimizin genel sağlığımızı ve refahımızı etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Beslenme zamanlaması, sadece kilo kontrolü değil, aynı zamanda kalp sağlığı, sindirim sistemi ve bağışıklık fonksiyonları üzerinde de önemli bir rol oynar.
Yemek Saatlerini İyileştirin
Bir araştırma, akşam saat 5'ten sonra günlük kalori alımının %45'inden fazlasının tüketilmesinin, glukoz seviyelerini artırarak sağlık üzerinde ciddi olumsuz etkiler yarattığını ortaya koymuştur. Columbia Üniversitesi ve Universitat Oberta de Catalunya tarafından yapılan bu çalışma, geç saatlerde yemek yemenin glukoz metabolizmasını bozduğunu ve bunun uzun vadede tip 2 diyabet riski, kardiyovasküler hastalıklar ve kronik iltihaplanma gibi sağlık sorunlarına yol açabileceğini göstermektedir. Gece geç saatlerde yemek yemenin, yalnızca daha fazla kilo alımına değil, aynı zamanda vücudun insülin duyarlılığını ve glukoz metabolizmasını olumsuz etkilediği anlaşılmaktadır.
Araştırma, özellikle gece geç saatlerde yemek yiyenlerin, gün boyunca aynı miktarda kalori tüketseler de, daha kötü glukoz toleransına sahip olduklarını ortaya koymuştur. Ayrıca, biyolojik saatin etkisiyle gece insülin salgısının düştüğü ve hücrelerin bu hormona duyarlılığının azaldığı belirtilmiştir. Bu bulgular, beslenme zamanının, ne yediğimiz ve ne kadar yediğimiz kadar önemli bir faktör olduğunu vurgulamaktadır. Uzmanlar, kalorilerin çoğunun kahvaltı ve öğle yemeğinde alınmasını, akşam yemeği ve gece atıştırmalıklarından kaçınılmasını önermektedir.
Sonuç olarak, beslenme alışkanlıklarımızı gözden geçirirken sadece ne yediğimize değil, aynı zamanda ne zaman yediğimize de dikkat etmemiz gerektiğini unutmamalıyız. Kronobiyoloji ve sirkadiyen ritmin gücünü anlamak, sağlıklı bir yaşam için önemli bir adım olabilir.
.......................
BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.
İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.
Beş Yaşındaki Çocuklarda Bile Karaciğer Yağlanması Var
Dr. Mark Hyman, çocuklarda ve gençlerde hızla artan karaciğer yağlanması oranlarına dikkat çekiyor. Dr. Hyman’ın katıldığı bir obezite konferansında bir pediatrik gastroenterolog arkadaşıyla arasında geçen diyalog, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Dr. Hyman, arkadaşıyla yaşadığı bu çarpıcı anı şöyle anlatıyor:
"Konferansta pediatrik gastroenterolog olan bir doktor arkadaşımla karşılaştım. Ona ‘Burada ne işin var, sen çocuk doktoru değil misin?’ diye sordum. ‘Beş yaşındaki çocuklarda bile artık karaciğer yağlanması görüyoruz. Çocukların karaciğerleri, diyabetli yaşlılar gibi’ yanıtını verdi. Duyduklarıma inanamadım."
Bu bulgular, çocuklarda karaciğer sağlığı açısından alarm verici bir durum yaratıyor. Dr. Hyman, genç yaştaki bireylerde bile görülen karaciğer yağlanmasının nedenlerini araştırırken, bu konuda yapılması gerekenleri de vurguluyor.
Sağlığınız İçin Açlık İnsülin Seviyenizi Kontrol Edin
Dr. Hyman, bu sorunla mücadelede açlık insülin seviyesinin büyük öneme sahip olduğuna dikkat çekiyor. Doktorunuzdan açlık insülininize bakmasını istemenizin önemini şu sözlerle açıklıyor:
"Açlık insülin seviyesi en önemli göstergelerden biridir, çünkü insülin seviyeniz kan şekerinizden çok daha önce yükselmeye başlar. Basit bir kan testiyle kolayca tespit edilebilen bu değerin 5’in üzerinde olması sıkıntılıdır. Eğer 10’un üzerindeyse, başınız büyük bir belada demektir. Bu durum yalnızca fiziksel sağlığınızı değil, zihinsel sağlığınızı da doğrudan etkiler."
Normal Kilo Yanıltıcı Olabilir
Dr. Sethi-Dalai, normal kiloda olan bireylerin bile insülin direnciyle karşılaşabileceğini belirtiyor. Toplumda “Zayıfım, çok şeker yiyorum ama bu beni etkilemiyor” düşüncesine sahip birçok insan olduğuna dikkat çekiyor. Ancak metabolik olarak sağlıklı görünmenin, sağlıklı olmak anlamına gelmediğine vurgu yapıyor.
Dr. Hyman, konuyla ilgili şöyle devam ediyor:
"Aslında, zayıf görünen insanların yaklaşık %20 ila %40’ı metabolik olarak sağlıksızdır. Bu bireyler dışarıdan zayıf görünseler de içten içe sağlıksızlar. Özellikle insülin direncini harekete geçiren göbek yağı gibi faktörler bu bireylerde tehlikeli sağlık sorunlarına yol açabilir."
Dr. Hyman, beslenme psikiyatrisi ve metabolik psikiyatrinin önemini vurgulayarak bu alanın psikiyatristlerin hastaları tedavi ederken ilk göz önünde bulundurmaları gereken konulardan biri olması gerektiğini belirtiyor. Bu sayede ruh sağlığı sorunları ve fiziksel sağlık sorunları arasındaki bağlantının daha iyi anlaşılabileceğini savunuyor.
Sonuç
Erken yaşlarda görülen karaciğer yağlanması, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının ve şeker tüketiminin gençler üzerindeki etkilerinin ciddiyetini ortaya koyuyor. Dr. Mark Hyman’ın açıklamaları, yalnızca çocuklarda değil, normal kiloda olup sağlıklı olduğunu düşünen bireyler arasında da bu sorunun yaygın olduğunu gösteriyor. Sağlığınız için açlık insülin seviyenizi kontrol ettirmeyi ve sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmayı göz önünde bulundurmalısınız.
Yazar: Dr. Mark Hyman
.......................
BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.
İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.
Probiyotik ve Prebiyotiklerle Gelen Sağlık: Bağırsak Florasının Önemi
Modern yaşamın getirdiği “Batı tipi” beslenme alışkanlıkları, rafine gıdalar, şekerler ve karbonhidratların ağırlıkta olduğu bir diyetle şekilleniyor. Ancak bu beslenme modeli, yalnızca kilo artışı gibi sorunlara yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda bağırsak florasında ciddi değişikliklere neden olarak çeşitli hastalıklara davetiye çıkarıyor.
Probiyotikler, prebiyotikler ve bu ikisinin birleşimi olan sinbiyotikler, sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotası için hayati önem taşıyor. İşlevsel besinler olarak kabul edilen bu bileşenler, insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri sayesinde gün geçtikçe daha fazla ilgi çekiyor.
Probiyotikler: Bağırsak Sağlığının Dostu
Probiyotikler, bağırsaklarımızdaki faydalı bakterilerin sayısını artırarak mikrobiyota dengesini destekleyen canlı mikroorganizmalardır. Araştırmalar, belirli probiyotik suşlarının:
- İnsülin duyarlılığını artırarak kan şekeri seviyelerini düzenleyebildiğini,
- Depresyon ve anksiyete riskini azaltabileceğini,
- Bağırsak iltihabını azaltmaya yardımcı olduğunu göstermektedir.
Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotası, yalnızca sindirim sistemi için değil, ruh sağlığı ve bağışıklık sistemi için de kritik bir rol oynar.
Prebiyotikler: Probiyotiklerin Yakıtı
Prebiyotikler, bağırsaktaki faydalı bakterilerin büyümesini destekleyen sindirilemeyen liflerdir. Bu besinler, mikrobiyotanın çeşitliliğini artırarak:
- Yararlı bakterilerin çoğalmasını teşvik eder,
- Zararlı türlerin çoğalmasını engeller,
- Bağırsak sağlığını uzun vadede korur.
Prebiyotikler, probiyotiklerle birlikte alındığında, bağırsak mikrobiyotasının daha etkin bir şekilde dengelenmesini sağlar.
Sinbiyotikler: Güçlü Kombinasyon
Sinbiyotikler, probiyotik ve prebiyotiklerin kombinasyonudur. Bu birleşim, bağırsak mikrobiyotasını desteklemek için en etkili yöntemlerden biridir. Sinbiyotikler, faydalı bakterilerin bağırsakta daha iyi hayatta kalmasını ve çoğalmasını sağlar.
Bağırsak Sağlığı ve Genel Sağlık İlişkisi
Bağırsak mikrobiyotası, yalnızca sindirimi değil, aynı zamanda bağışıklık sistemi, metabolizma ve hatta ruh sağlığını etkiler. Sağlıklı bir mikrobiyota, iltihabı azaltarak kronik hastalıkların önlenmesine yardımcı olur ve ruh hali bozuklukları riskini düşürür.
Nasıl Daha Sağlıklı Bir Mikrobiyota Elde Edebiliriz?
- Probiyotik zengini gıdalar tüketin: Yoğurt, kefir, fermente sebzeler gibi gıdalar probiyotik açısından zengindir.
- Prebiyotik kaynaklarına yönelin: Sarımsak, soğan, muz, kuşkonmaz gibi gıdalar prebiyotik lifler içerir.
- Dengeli beslenme alışkanlığı geliştirin: Şeker ve rafine gıdaları azaltarak bitki bazlı, lif açısından zengin bir diyet benimseyin.
Sonuç
Bağırsak sağlığı, genel sağlık için bir temel oluşturur. Probiyotik ve prebiyotiklerin düzenli tüketimi, mikrobiyotayı dengede tutarak hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı destekler. Bu doğal destekleyicilerle, hem bedeninizi hem de zihninizi daha sağlıklı bir geleceğe taşıyabilirsiniz.
Unutmayın, sağlıklı bir yaşamın anahtarı, bağırsaklarınızdan geçer! 🌱
.......................
BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.
İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.
Edremit ve Ayvalık Körfezi: Şifalı Bir Gezi Rehberi
Kazdağları'nın doğal güzellikleri ve Ege'nin eşsiz manzaralarıyla dolu bir tatil planı yapmaya hazır mısınız? Edremit ve Ayvalık körfezinde keşfedeceğiniz birçok yer var. İşte bu güzellikleri keşfederken yapabileceğiniz öneriler:
Kazdağları ve Akçay Gezisi
Altınkum Sahili: Kazdağları’nın huzur veren doğasıyla birleşen Altınkum Sahili, denize girmek için mükemmel bir nokta. Uzak yerlerinde kumsalda serinleyebilirsiniz.
Zeytinli Köyü: Zeytinli Köyü'nde bir mola vermek için kahvehaneyi ziyaret edin. Burada yerel lezzetlerin tadını çıkarabilir ve yöre halkıyla keyifli sohbetler edebilirsiniz.
Hasan Boğuldu Şelalesi: Doğanın harikalarından biri olan bu şelale, sadece 20 TL'ye giriş yapabileceğiniz, serin sularında dinlenebileceğiniz bir yer. Doğanın sesi eşliğinde kısa bir yürüyüş yapmak için ideal.
Kazdağı Milli Parkı: Eşsiz flora ve faunası ile Kazdağı Milli Parkı’nda yürüyüş yaparak doğanın tadını çıkarın. Bu park, zengin bitki örtüsü ve temiz havasıyla size tazelenme imkanı sunar.
Güre Tahtakuşlar Etnoğrafya Galerisi: Bu galeri, bölgenin kültürel mirasını tanımak için harika bir yer. Ziyaret ederek bölgenin tarihini öğrenebilirsiniz.
Akçay Sahil Turu: Akçay'ın sahilinde yürüyüş yaparak güneşin tadını çıkarın. Dalgaların sesi ve denizin huzuru ile stresten uzaklaşacaksınız.
Kitap Fuarı: Eğer geziniz Kitap Fuarı dönemine denk gelirse, Akçay Altınkum’daki Edremit Belediyesi tesislerinde yer alan bu fuara katılın. Kitaplarla dolu bir dünya sizi bekliyor!
Edremit Şehir Gezisi (Çarşamba Günü)
Edremit Faruk Serpil Parkı: Çay molası verip, güzel manzarada dinlenebilirsiniz. Ardından, Sıdıka Erke Etnografya Müzesi’ni gezerek bölgenin kültürünü keşfedin.
Çarşamba Pazarı: Yerel pazarı ziyaret ederek, taze ürünler ve el yapımı hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Bu pazar, Ege'nin taze ürünlerini keşfetmek için harika bir fırsat.
Kurşunlu Camii: Tarihi Selçuklu eseri olan Kurşunlu Camii’ni ziyaret ederek bölgenin tarihi dokusunu inceleyin. Mimari yapısı ve atmosferi ile etkileyici bir deneyim sunar.
Öğrenci Yurtları: Bademli, Zeytinli veya Kadıköy Öğrenci Yurdu’nu ziyaret ederek yerel yaşam hakkında bilgi edinebilirsiniz.
Burhaniye Gezisi
Hotel Club Nina: Burhaniye'deki İğdeburnu Mevkii’nde denize girebileceğiniz ücretli bir piknik alanı bulunuyor. Rahat bir gün geçirmek için harika bir seçim.
Çarşı Gezisi: Burhaniye’nin çarşısında dolaşarak yerel ürünleri keşfedin. Ayrıca Muhittin Rumi Türbesi ve Koca Cami’yi ziyaret etmeyi unutmayın.
Ören Sahil Turu: Bu güzel sahil, dinlenmek ve güneşlenmek için ideal bir mekan.
Bizim Köy Etnografya Müzesi: Yöre halkının yaşamını ve kültürünü tanımak için burayı ziyaret edebilirsiniz.
Ayaklı Mesire Yeri: Piknik yapmak için harika bir alan olan Ayaklı Mesire Yeri, masa ve kömürlü mangal kiralama imkanı sunuyor (25 TL).
Koca Seyit Onbaşı Kabri: Vakit bulursanız, Çanakkale kahramanı Koca Seyit Onbaşı’nın kabri ziyaretiyle tarihi bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Cuma günü Havran Pazarı’nda yerel ürünleri deneyimleme fırsatını kaçırmayın!
Ayvalık Ziyareti
Sarımsaklı Badavut Sahili: Bu sahil, deniz keyfi yapmak için mükemmel bir yer. Sıcak güneşin tadını çıkarabilirsiniz.
Şeytan Sofrası: Gün batımında muhteşem manzarasıyla ünlü bu noktada, doğanın sunduğu eşsiz güzelliklerin tadını çıkarın.
Kolçak Bistro: Akşam yemeği için bu bistroyu tercih edebilirsiniz. Toros ürünleriyle hazırlanan lezzetli yemeklerin tadına bakın.
Cunda Adası: Cunda Adası’nı ziyaret ederek, Ege’nin sıcak atmosferinde keyifli bir gün geçirin. Yerel restoranlarda lezzetli deniz ürünlerinin tadını çıkarabilirsiniz.
Bu önerilerle dolu bir gezi planı, Edremit ve Ayvalık’ta unutulmaz anılar biriktirmenize yardımcı olacaktır. Doğanın ve kültürün iç içe geçtiği bu bölgede, sağlıklı ve huzurlu bir tatil geçirmenizi dilerim!
Kaz Dağları
Kazdağları’ndaki ormanlar; kuzey ve güney bakılar olarak belirgin şekilde iki gruba ayrılır: Güney yamaçlarda deniz seviyesinden 800 m. yüksekliğe kadar çıkan bölgede kızılçam ormanları, beraberinde maki elemanları ve palamut meşesi, tüylü meşe, Türk meşesi gibi türler bulunur. Oradan da zirve olan 1774 m.’ye kadar karaçam ormanları ve beraberinde Türk meşesi, kestane, ardıç gibi ağaçlardan oluşan ormanlar vardır. Bu orman yapısı nispeten daha kurakçıldır.
Kazdağları’nın kuzeyindeki ormanı, 500 m.’ye kadar sapsız meşe, Türk meşesi, kızılçam, Macar meşesi, ova akçaağacı, doğu kayını gibi ağaçlar oluşturur. 500 -1200 m. yükseltiler arasında doğu kayını, karaçam, Macar meşesi, Türk meşesi ve nemli çalılar yoğun bir biçimde bulunur. Bu orman yapısı ise daha nemcildir.
1200 metreden sonra da endemik olan Kazdağı göknarı ile karaçam ve nemcil çalılar orman kurarlar. En üst bölgede de, otsu bitkilerden oluşan alpin kuşağı yer alır.
|
- İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
- Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
- Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
- aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
- Good4trust Sürdürülebilir Ürünler Mağazası: https://good4trust.org/beslersifa
Şifalı bitkiler Süreci ve Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi Yayımlandı
Tıbbi ve aromatik bitkiler, baharat olarak kullanıldığı gibi diyetlere aroma katar, gıdaların bozulmasını önler, masaj yağları, kokular ve parfümeri ürünleri, arıcılık, meraların rehabilitasyonu, süs bitkileri, doğal kozmetik ürünleri, çaylar, tentürler, şuruplar ve daha birçok alanda kullanılır. Aynı zamanda, bazı tıbbi ve aromatik bitkiler antimikrobiyal ve böcek uzaklaştırıcı özelliklere sahip olabilir.
Türkiye, tıbbi ilaç ve
baharat bitkileri ihracatında önemli bir konumdadır ve kekik, defne yaprağı,
kimyon, anason, rezene tohumu, ardıç kabuğu, mahlep, çemen, biberiye,
meyankökü, nane, sumak, adaçayı ve ıhlamur çiçeği gibi bitkiler bu alanda öne
çıkar. Ayrıca, karabiber, kakule, karanfil, zencefil, zerdeçal ve vanilya gibi
dünya baharat ticaretinde de önemli bir yere sahiptir. Türkiye, kekik ve defne
gibi bitkilerin gen merkezi olarak da bilinir.
Güdül İçin Şifalı
Bitkiler Rehberi, Güdül ve çevresindeki kültürel bitkiler arasında kimyon,
anason, kekik, nane, kırmızıbiber, rezene, haşhaş ve çörekotu gibi bitkilerin
yetiştiriciliğine dair bilgiler sunar. Son yıllarda ise adaçayı, ısırgan otu,
lavanta, oğulotu ve kişniş gibi bitkilerin üretimi de artmıştır.
Tıbbi ve Aromatik Bitki
Yetiştiriciliği, tohumdan ekim dikime, gübrelemeden sulamaya, ot mücadelesinden
hasat ve kurutmaya kadar bir dizi aşamayı içerir. Aynı zamanda ambalajlama,
depolama, nakliye gibi süreçlerle de ilgilenir. Bu süreçlerde tohum temini,
gübreleme, sulama, ot mücadelesi, hasat ve kurutma gibi çeşitli masraflar
bulunur.
Güdül
İçin Şifalı Bitkiler Rehberi Yayımlandı
Güdül İçin Şifalı
Bitkiler Rehberi, Allah'ın adıyla başlayarak, Muhyi Allah'ın yaratıcılığı ve
hayat verme gücünü vurgulayan bir başlangıçla başlamaktadır. Özellikle güdül
civarında yetiştirilebilecek 25 bitkinin listesini geniş bir literatür ve
analizle yapması yerinde olmuş.
Bu kitap, Güdül ve
çevresinde yetiştirilebilecek 25 şifalı bitki hakkında toprak ve iklim
gereksinimleri, yetiştirme teknikleri, kullanım alanları, hasat ve kurutma
özellikleri gibi bilgiler sunmaktadır. Ayrıca, kitap Tıbbi ve Aromatik Bitki
Yetiştiriciliği konusunda iyi uygulamaların devamını sağlamayı ve var olan
çalışmaların bilinirliğini artırmayı amaçlayan Besler Şifa Girişimi'nin GEF
Küçük Destek Programı tarafından desteklenen Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi
kapsamında yayımlanmıştır. Geçen yıl Prof. Dr. Gülendam Tümen ve Prof. Dr.
Fatih Satıl ile başlangıç raporu hazırladığımız bu proje Ekoturizm ve
aromaterapiyi merkeze alıyor.
Doğal ve kültürel özellikleriyle Güdül ilçesi şifalı
bitkileriyle de biliniyor. Sakin Şehir Güdül Şifa Yolu Projesi sürecinde Doğal
yaşam üreticileri ile aromaterapi kapsamında “Şifalı Ürünler Atölyeleri” ve
ekoturizm kapsamında köylerde “Doğal Yaşam Eğitimleri ve Atölyeleri” yapıldı.
Bu atölye ve eğitimlere köylerden 60 kişi ve doğal yaşam çevrimiçi eğitimlere
ortalama 450 kişi katıldı. Proje; Ekoturizm, Tıbbi Aromatik Bitki
Yetiştiriciliği ve Doğal Yaşam Eğitimleri ile devam edecektir.
Güdül Belediye Başkanı Muzaffer Yalçın; “Bu rehberde,
Güdül’de yetiştirilmesi mümkün olabilecek tıbbi ve aromatik bitkiler hakkında
bilgiler bulacaksınız. Bu bitkilerin tanıtımı, kullanımı ve faydaları hakkında
bilgi sahibi olabileceksiniz. Umarız bu rehber, tıbbi ve aromatik bitkileri
tanıma ve yetiştirme hakkında bilgi sahibi olmanıza ve bitkilerle “Doğal Yaşam”
çözümleri bulmanıza yardımcı olur. Sakin Şehir Güdül Şifa Yolu Projesi
kapsamında bu rehberi sizlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.
Rehber köylerden talep eden 200 kişiye dağıtılacaktır.
Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi Yayımlandı
Doğal ve kültürel özellikleriyle Güdül ilçesi şifalı
bitkileriyle de biliniyor. Sakin Şehir Güdül Şifa Yolu Projesi sürecinde GEF SGP
desteği ile Besler Şifa Atölyesi tarafından doğal yaşam üreticileri ile
aromaterapi kapsamında “Şifalı Ürünler Atölyeleri” ve ekoturizm kapsamında
köylerde “Doğal Yaşam Eğitimleri ve Atölyeleri” yapıldı. Bu atölye ve
eğitimlere köylerden 60 kişi ve doğal yaşam çevrimiçi eğitimlere ortalama 450
kişi katıldı. Proje; Ekoturizm, Tıbbi Aromatik Bitki Yetiştiriciliği ve Doğal
Yaşam Eğitimleri ile devam edecektir.
Proje
boyunca Güdül ve çevresinde yetişebilecek 25 adet tıbbi ve aromatik bitki
üzerinde duruluyor. Adaçayı, Altınotu (Ölmez çiçek), Anason, Aspir, Aynısafa,
Biberiye, Çemen, Çörekotu, Ölmezotu, Ekinezya (Portakal Nergisi), Kekik ve
Mercanköşk, Kimyon, Kişniş, Civanperçemi, Kökboya, Kuşburnu, Lavanta, Melisa
(Oğulotu), Nane, Papatya, Reyhan / Fesleğen, Rezene, Safran, Sarı Kantaron,
Aronya yetiştiriciliği konusunda doyurucu bilgiler yer alıyor.
Güdül İçin Şifalı
Bitkiler Rehberi, doğal şifalı bitki yetiştiriciliği konusunda bilgi vererek,
yerel ekonomiye katkı sağlamayı, doğal kaynakların korunmasını teşvik etmeyi ve
bölgedeki bitkisel mirası koruyup geliştirmeyi amaçlar. Ayrıca, bu kitap
aracılığıyla insanlara doğal ürünlerin kullanımı ve sağlıklı yaşam tarzı
konusunda farkındalık kazandırılır.
Sonuç olarak Proje ve
Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi, bölgenin şifalı bitkilerini yani tıbbi
aromatik bitki kaynaklarını keşfetmek, geleneksel tıp bilgisini korumak, sağlık
ve iyilik hali için doğal çözümler sunmak, ekoturizmle doğal yaşam
üreticilerinin kapasitesini arttırarak şifalı destinasyonlar geliştirmek için
bir dizi öneme sahiptir. Kitap, insanları doğal kaynaklara daha fazla ilgi
duymaya teşvik eder ve sağlıklı bir yaşam tarzını desteklemek için değerli bir
kaynak sunar.
Rehberi şuradan indirebilirsiniz; https://www.beslersifa.com/2023/03/gudul-icin-sifal-bitkiler-rehberi.html
Huş Ağacı (Betula Pendula)
Huş ağacı, dağlık bölgelerde ve nemli, asitli topraklarda yetişen estetik bir ağaçtır. Endüstride kerestesi, peyzajda güzel görünümü ve kabuğu ile bitkisel ilaçlarda kullanılır. Bu ağacın üç türü bulunmaktadır: Adi huş, Kafkas tüylü huş ve kızılağaç yapraklı huş. Huş, soğuk iklimlere dayanıklıdır ancak güneşi çok sever; bu nedenle bol ışıklı alanlarda daha iyi gelişir.
Üretim Yöntemleri: Huş ağacının üretimi, tohum ve çelik ile gerçekleştirilebilir. Doğal ortamında nemli, kumlu bölgelerde sağlıklı bir şekilde büyür ve çevresine estetik bir görünüm katar. Rusya'nın sembol ağaçlarından biri olarak bilinen huş, aynı zamanda doğal alanların yeşillendirilmesinde de önemli bir rol oynar.
Huş ağacı, çevresel koşullara uyum sağlayabilmesi ve sunduğu çeşitli faydaları ile doğal alanların zenginleşmesine katkıda bulunur.
|
- İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
- Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
- Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
- aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
- Good4trust Sürdürülebilir Ürünler Mağazası: https://good4trust.org/beslersifa
Karahindiba Çiçeği: Güneş, Ay ve Yıldızların Çiçeği
Doğa, her köşesinde bizlere ilham verici ve şaşırtıcı hikayeler sunar. Bu hikayelerden biri de, dünyanın dört bir yanında yaşamaya ve doğaya uyum sağlamaya başaran, “karahindiba” bitkisinde saklıdır. Sıradan bir yabani ot gibi görünse de, karahindiba çiçeği pek çok kültürde hem doğayı hem de yaşamın döngüsünü sembolize eden bir mucizedir. Gelin, bu güneş, ay ve yıldızları temsil eden özel bitkiyi yakından tanıyalım.
Karahindiba: Doğanın Gizemli Çiçeği
Karahindiba çiçeği, dünyada güneş, ay ve yıldızları temsil eden tek çiçek olarak bilinir. Karahindibanın parlak sarı çiçekleri gündüzün enerjisini, tam olarak açtığında görülen puf topu şeklindeki yapısı geceyi, dağılan tohumları ise yıldızları anımsatır. Güneşe benzeyen çiçekleri sabah açılır, akşam ise kapanarak adeta doğanın ritmine uyum sağlar.
Her Yeri Şifa Kaynağı
Karahindibanın tüm parçaları—kök, yaprak ve çiçek—doğal tedavi ve gıda olarak kullanılabilir. Örneğin, kökleri kavrulup öğütülerek kahve yerine kullanılabilirken, yaprakları salata gibi taze olarak tüketilebilir veya şifa çaylarına katılabilir. Çin’de, 1000 yıldan fazladır geleneksel tıpta kullanılan bu bitki, enfeksiyonların tedavisinde, karaciğer rahatsızlıklarının iyileşmesinde ve vücudu doğal olarak arındırmada önemli bir yer tutmaktadır.
Tohumlarıyla Seyahat Eden Bir Gezgin
Karahindiba, doğanın en dayanıklı ve hayatta kalma yeteneği en yüksek bitkilerindendir. Tohumları, rüzgarın yardımıyla küçük bir paraşüt gibi taşınır ve ortalama 10 metre uzağa kadar seyahat edebilir. Bu hareketli tohumları; kuşlar, kelebekler ve böcekler tarafından tüketilerek, doğadaki döngüyü destekler. İlginç olan ise, karahindiba tohumları diğer çiçeklerin aksine polenleşmeye ihtiyaç duymaz; bu da onların dünya çapında yayılmasına ve kolayca çoğalmasına olanak tanır.
Bir Direnç Simgesi: Biçildiğinde Büyümeye Devam Eder
Karahindiba, bulunduğu yere uyum sağlamada ustadır. Bir karahindibayı biçtiğinizde veya kökünü kazıdığınızda, sanki doğaya inat daha da küçük ve dirençli kökler çıkarır. Bu özellik, onun ne kadar başarılı bir yaşam ustası olduğunu gösterir. Doğanın bu sevimli savaşçısı, en zor şartlarda bile hayatta kalma konusunda azimli bir bitkidir.
Geçmişten Günümüze Karahindiba
Karahindiba, eski Mısırlılar, Yunanlılar ve Romalılar tarafından da biliniyor ve kullanılıyordu. Özellikle Çin halk tıbbında, karahindiba kökleri karaciğeri temizlemek, vücudu arındırmak ve enfeksiyonlarla savaşmak için 1000 yıldan fazladır kullanılan bir şifa kaynağı olarak öne çıkar. Günümüzde ise, karahindiba çayı doğal bir antibiyotik olarak tanınır ve halk hekimliğinde kullanımı devam etmektedir.
Doğanın Şifalı Elleri Arasında Karahindiba
Doğanın bizlere sunduğu bu mucizevi bitkiyi daha yakından tanıdığımızda, onun sıradan bir yabani ot olmaktan çok daha fazlası olduğunu görüyoruz. Besler Şifa olarak, doğanın her parçasının insan sağlığına, güzelliğine ve ruhuna kattığı değere inanıyor; doğanın bize sunduğu bu hediyeleri sizlere en doğal haliyle ulaştırmaktan mutluluk duyuyoruz.
Karahindibanın gücünü, dayanıklılığını ve sağlığa olan katkılarını yaşamınıza katmak isterseniz, bu şifa kaynağı bitkinin hikayesi size ilham verebilir.
|
- İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
- Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
- Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
- aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
- Good4trust Sürdürülebilir Ürünler Mağazası: https://good4trust.org/beslersifa
Zeytinburnu Kültür Vadisi Şifalı Gezi Rotası
İstanbul’un Avrupa Yakası’nda yer alan Zeytinburnu Kültür Vadisi, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle dolu bir gezi rotası sunuyor. Bu rotada, doğanın şifasını keşfederken, kültürel zenginliklerle de tanışacaksınız. İşte Zeytinburnu Kültür Vadisi’nde yapabileceğiniz keyifli bir gezi planı:
Balıklı Rum Manastırı
- İlk durağınız, tarihi Balıklı Rum Manastırı. 19. yüzyıldan kalma bu manastır, hem mimari güzelliği hem de huzurlu atmosferiyle dikkat çekiyor. Manastırın çevresindeki doğal alanlarda yürüyüş yaparak, sakin bir başlangıç yapabilirsiniz.
Tıbbi Bitkiler Bahçesi
- Manastırdan sonra, Tıbbi Bitkiler Bahçesi’ne geçin. Bu bahçe, şifalı bitkilerin çeşitliliğini keşfetmek için harika bir yer. Burada, doğal bitkilerin sağlık üzerindeki etkilerini öğrenirken, doğanın huzur verici atmosferinde dinlenebilirsiniz. Bahçedeki bitkilerin özellikleri hakkında bilgi alarak, doğal sağlık yöntemleri hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.
Yenikapı Mevlevihanesi
- Bir sonraki durağınız, Yenikapı Mevlevihanesi. Tasavvuf kültürünün önemli bir parçası olan Mevlevilik, burada deneyimlenebilir. Mevlevihanenin mistik atmosferinde, sema törenlerini izleyerek ruhsal bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Ayrıca, tarihi dokusuyla bu mekan, zihin ve ruh dinlenmesi için mükemmel bir ortam sunuyor.
Merkezefendi Camii
- Gezi rotanızın son durağı Merkezefendi Camii. Hem tarihi hem de mimari açıdan önemli bir yapı olan cami, çevresindeki yeşil alanlarla birlikte dinlenmek ve meditasyon yapmak için ideal. Cami ziyaretinizin ardından, bahçesinde birkaç dakika geçirerek doğanın tadını çıkarabilirsiniz.
Gezi Sonrası
Zeytinburnu Kültür Vadisi’nde geçirdiğiniz bu şifalı gün, hem kültürel zenginlikleri keşfetmenizi hem de doğanın sunduğu huzuru yaşamanızı sağlayacak. Bu rotayı tamamladıktan sonra, bölgedeki yerel kafe ve restoranlarda lezzetli bir şeyler deneyerek gününüzü taçlandırabilirsiniz. Unutmayın, her adımınızda doğanın şifalı dokunuşunu hissedeceksiniz.
.......................
BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.
İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.
Deri: Vücudun En Büyük ve Hayati Organı
Deri, vücudun açık ara en büyük organıdır. Boya ve vücut kütlesine bağlı olarak yaklaşık 1,5 ila 2 metrekarelik bir alanı kaplar ve 3,5 ila 10 kilogram arasında bir ağırlığa sahiptir. Bu, toplam vücut kütlemizin yaklaşık %15'ine denk gelir.
New Scientist'in ifade ettiği gibi, "Cildinizi bir tür akıllı zırh olarak düşünün." Cilt, çevremizdeki dünyayı algılamamıza yardımcı olur, iç organlarımızı korur ve bizi patojenlere karşı savunur. Bu nedenler, cildimize iyi bakmamız için yeterlidir. Çünkü cildin erken yaşlanması, bu hayati işlevleri yerine getirme kapasitesini azaltabilir ve bizi enfeksiyon riskine daha açık hale getirebilir.
Ancak son araştırmalar, cilt sağlığının etkilerinin çok daha derinlere inebileceğini gösteriyor. İşte New Scientist'in bu konudaki araştırmalarını değerlendirdiği kapak yazısından satır başları:
Cilt Katmanları ve Görevleri
Cilt üç ana katmandan oluşur:
- Üst deri (epidermis): Sürekli yenilenen, su geçirmez bir tabakadır.
- Alt deri (dermis): Kolajen ve elastin lifleriyle dolu bir katmandır.
- Deri altı dokusu (hipodermis): Yağ ve bağ dokusundan oluşur; vücudu şoktan korumaya yardımcı olan boşluklarla doludur.
Bu katmanlardan herhangi birinin hasar görmesi, deri hücrelerinin iltihaplı proteinler salgılamasına neden olabilir. Kısa vadede bu durum, yaralanma bölgesine daha fazla kan akışı sağlayarak iyileşmeyi hızlandırabilir. Ancak uzun süreli yüksek iltihaplanma seviyeleri, bu kimyasalların birikmesine ve dermisteki geniş kan damarları aracılığıyla diğer organlara yayılmasına yol açabilir.
Hızlandırılmış Yaşlanma
Yaşlanma, bu süreci daha da hızlandırabilir. Yaşlandıkça cildimiz kolajen, su ve yağ kaybeder, bu da onu daha kırılgan hale getirir. Dahası, birçok cilt hücresi "senesens" adı verilen bir duruma girerek iltihaplı kimyasalların üretimini artırır. Bu durum, diyabet, kalp hastalığı ve bunama gibi yaşa bağlı hastalıkların riskini artırabilir.
Örneğin, hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, cilt hasarının kronik iltihaplanmayı tetikleyebileceğini göstermektedir. Gelecekte, yaşlanan hücreleri temizleyen ya da iltihaplı proteinlerin salınımını durduran "senoterapötik" ilaçların geliştirilmesi mümkündür. Bu konuda bilimsel ilerlemeler umut verici görünmektedir.
.......................
BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.
İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.
Akdeniz Yörüklerinin Sofrası: Doğadan Gelen Lezzetler
Akdeniz Yörüklerinin mutfağı, doğadan ilham alan, geleneksel ve zengin bir yemek kültürüne sahiptir. Hayvancılığın ve doğanın cömertliğinin etkisiyle şekillenen bu mutfakta, sebzeli ve hayvansal gıdalar önemli bir yer tutar. Yörüklerin yemek alışkanlıkları, sadece karın doyurmayı değil, aynı zamanda doğayla uyum içinde yaşamayı da simgeler.
Hayvansal Gıdaların Önemi
Yörüklerin sofralarında hayvansal gıdalar vazgeçilmezdir. Günlük üç öğünün iki öğününde mutlaka süt, yoğurt, ayran, çökelek, peynir ve tereyağı gibi ürünler yer alır. Özellikle tereyağı, Yörük mutfağında lezzetin anahtarıdır. Hort tereyağı ile pişirilen “dolaz” adlı yemek, bu kültürün en özel tatlarından biridir. Bir başka lezzet ise tereyağı ile pişirilen taze peynirden yapılan ve dondurma gibi uzayan “sündürme”dir.
Küçükbaş ve büyükbaş hayvan varlığının fazla olması, et tüketimini de kolaylaştırır. Yörükler, düzenli olarak küçükbaş hayvan keserek kavurma, yahni, kazan kebabı ve çemen gibi yemekler hazırlar.
Doğanın Cömertliği: Meyve ve Mantarlar
Yörükler, ormanlardaki meyve ağaçlarını ve mantarları ustalıkla tanır ve değerlendirir. Keçiboynuzu, zeytin, mersin, çıtlık, armut, alıç, kurmut, dut, ceviz, kestane, çilek, geyik elması, dağ elması ve ergen gibi doğal meyveler, Yörüklerin sofralarını süsler.
Doğal Otların Şifası
Bahar aylarında dağlarda ve sulak arazilerde yetişen otlar, Yörük mutfağının vazgeçilmez malzemeleridir. Gerdeme, yarpuz, nane gibi otlar sulak arazilerden toplanırken, günevik, yemlik, karavuk, gelineli, meletura ve körmen gibi otlar daha kurak bölgelerde bulunur. Bu otlar, otlu pilav gibi yemeklerde ya da çiğ olarak tüketilir.
Yörük Mutfağından Özel Lezzetler
Yörükler, geleneksel yöntemlerle hazırlanan yemeklerle damakları şenlendirir. Kuzu çevirme, höşmerim tatlısı, çoban salatası, Arap aşı, keşkek ve buğday çorbası, bu mutfağın öne çıkan tatlarından sadece birkaçıdır.
Ölemeç Çorbası: Yörüklerin Geleneksel Lezzeti
Ölemeç çorbası, un ve çeşitli baharatlarla hazırlanan özgün bir Yörük yemeğidir. İnce bulgur, kırmızı acı biber, nane, sumak, sarımsak ve kuru soğanla yoğurulan hamur, fındık büyüklüğünde toplar haline getirilir ve kaynar suya atılır. Çorba, üzerine tereyağı, soğan, pul biber ve salçayla hazırlanan sos eklenerek servis edilir.
Sonuç: Doğayla İç İçe Bir Mutfak
Akdeniz Yörüklerinin mutfağı, doğanın sunduğu nimetleri en iyi şekilde değerlendiren, besleyici ve lezzet dolu bir kültürdür. Bu mutfak, sadece yemeklerin tadını değil, aynı zamanda doğanın cömertliğini ve insanın onunla kurduğu uyumu da yansıtır. Eğer yolunuz bir gün Yörüklerin diyarına düşerse, bu eşsiz tatları denemeyi unutmayın!
.......................
BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.
İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.
İNSTAGRAM SİPARİŞ:

En Çok Okunanlar
BESLENME
BeslerŞifa
SU
Çörek Otu Yağı
Çörek otu yağı tıbbi ve aromatik bitkiler alanında oldukça yaygın olarak bilinen bir üründür. Aynı zamanda güçlü bir bitki türü olan çörek otu yağı pek çok hastalıkla mücadelede kişilerin oldukça yardımcı bir destek bulmasında etkilidir. Çörek otu özellikle bağışıklığı güçlendirici etkisi ile vücuttaki iltihaplanmaya karşı koruyucu özellik göstermesi ile ve bunlardan daha fazlasıyla bilinmektedir. Hemen şimdi sipariş verebilirsiniz.
İletişim Formu

EĞİTİMLER
PROJELER
KATEGORİLER
- Aromaterapi (168)
- fitoterapi (132)
- tıbbi ve aromatik bitkiler (119)
- ekoturizm (70)
- Lavanta (4)
- permakültür (3)
- ay takvimi (2)
- udi hindi (2)
- Hastalıklar (1)
- İntegratif ve Anadolu Tıbbı (1)
- şifalı otlar (1)