Ad

helal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
helal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Beslenme Zamanının Sağlığımız Üzerindeki Etkisi: Kronobiyoloji ve Sirkadiyen Ritim

Onlarca yıl boyunca sağlığımızı etkileyen en önemli faktörler arasında “Ne kadar yediğimiz” ve “Ne yediğimiz” öne çıktı. Ancak günümüzde, beslenme alışkanlıklarımızda önemli bir diğer faktör daha dikkat çekiyor: “Ne zaman yiyoruz?”

Kronobiyoloji: Biyolojik Saatimizle İlgili Yeni Bir Bilim Dalı
Kronobiyoloji, biyolojik süreçlerimizin zamanla nasıl etkileşime girdiğini inceleyen bir bilim dalıdır. Bu alan, beslenme saatleri, uyku düzeni, mevsimsel değişiklikler gibi etkenlerin insan sağlığı üzerindeki etkisini araştırır. Kronobiyoloji, aynı zamanda sirkadiyen ritimle (günlük biyolojik döngü) de doğrudan ilişkilidir. Sirkadiyen ritim, memelilerde yeme düzenini ve besin emilimini/metabolizmasını düzenleyen önemli bir biyolojik mekanizmadır.

Sirkadiyen Ritim ve Organ Sistemlerimiz
Sirkadiyen ritim, sadece yeme alışkanlıklarımızı değil, aynı zamanda organ sistemlerimizin önemli süreçlerini de düzenler. Vücudumuzdaki her organ, sirkadiyen saat tarafından kontrol edilen bir döngüye sahiptir. Bu döngü, vücudumuzun verimli çalışabilmesi için kritik bir rol oynar. Örneğin, uyku düzeni, hormon salınımı ve sindirim gibi süreçler, bu biyolojik saatle uyumlu bir şekilde işler.

Beslenme Zamanı ve Sirkadiyen Ritmimiz
Beslenme saatlerimiz, sirkadiyen ritmi etkileyebilir. Yapılan araştırmalar, beslenme zamanlamasının metabolizma üzerinde önemli bir etkisi olduğunu göstermektedir. Saatler üzerinden yapılan beslenme düzenlemeleri ve ketojenik diyetler, sirkadiyen ritmi iyileştirmeye yardımcı olabilir. Bu tür düzenlemeler, enerji seviyelerimizi artırabilir, uyku kalitemizi iyileştirebilir ve genel sağlığımızı destekleyebilir.

Modern Yaşam ve Biyolojik Saatimiz
Ancak modern yaşamın getirdiği zorluklar, biyolojik saatlerimizi bozabiliyor. Teknoloji, düzensiz uyku düzenleri ve ışık maruziyeti, sirkadiyen ritmimizin sarkmasına yol açabilir. Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, düzensiz uyku ve ışık maruziyeti örüntülerinin, sirkadiyen ritmin bozulması ve daha düşük akademik başarı ile bağlantılı olduğunu ortaya koymuştur. Bu da gösteriyor ki, biyolojik saatimizle uyumlu bir yaşam tarzı, sadece fiziksel sağlığımızı değil, zihinsel performansımızı da doğrudan etkiler.

Beslenme Zamanı ve Sağlık
Amerikan Beslenme ve Diyetetik Akademisi’nin yayımladığı Journal of the Academy of Nutrition and Dietetics (JAND) dergisinde yer alan bir incelemede, farklı oruç rejimlerinin beslenme zamanının sirkadiyen ritim ve metabolizma üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Bu çalışma, ne zaman yiyip içtiğimizin genel sağlığımızı ve refahımızı etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Beslenme zamanlaması, sadece kilo kontrolü değil, aynı zamanda kalp sağlığı, sindirim sistemi ve bağışıklık fonksiyonları üzerinde de önemli bir rol oynar.

Yemek Saatlerini İyileştirin

Bir araştırma, akşam saat 5'ten sonra günlük kalori alımının %45'inden fazlasının tüketilmesinin, glukoz seviyelerini artırarak sağlık üzerinde ciddi olumsuz etkiler yarattığını ortaya koymuştur. Columbia Üniversitesi ve Universitat Oberta de Catalunya tarafından yapılan bu çalışma, geç saatlerde yemek yemenin glukoz metabolizmasını bozduğunu ve bunun uzun vadede tip 2 diyabet riski, kardiyovasküler hastalıklar ve kronik iltihaplanma gibi sağlık sorunlarına yol açabileceğini göstermektedir. Gece geç saatlerde yemek yemenin, yalnızca daha fazla kilo alımına değil, aynı zamanda vücudun insülin duyarlılığını ve glukoz metabolizmasını olumsuz etkilediği anlaşılmaktadır.

Araştırma, özellikle gece geç saatlerde yemek yiyenlerin, gün boyunca aynı miktarda kalori tüketseler de, daha kötü glukoz toleransına sahip olduklarını ortaya koymuştur. Ayrıca, biyolojik saatin etkisiyle gece insülin salgısının düştüğü ve hücrelerin bu hormona duyarlılığının azaldığı belirtilmiştir. Bu bulgular, beslenme zamanının, ne yediğimiz ve ne kadar yediğimiz kadar önemli bir faktör olduğunu vurgulamaktadır. Uzmanlar, kalorilerin çoğunun kahvaltı ve öğle yemeğinde alınmasını, akşam yemeği ve gece atıştırmalıklarından kaçınılmasını önermektedir.

Sonuç olarak, beslenme alışkanlıklarımızı gözden geçirirken sadece ne yediğimize değil, aynı zamanda ne zaman yediğimize de dikkat etmemiz gerektiğini unutmamalıyız. Kronobiyoloji ve sirkadiyen ritmin gücünü anlamak, sağlıklı bir yaşam için önemli bir adım olabilir.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.




Beş Yaşındaki Çocuklarda Bile Karaciğer Yağlanması Var

Dr. Mark Hyman, çocuklarda ve gençlerde hızla artan karaciğer yağlanması oranlarına dikkat çekiyor. Dr. Hyman’ın katıldığı bir obezite konferansında bir pediatrik gastroenterolog arkadaşıyla arasında geçen diyalog, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Dr. Hyman, arkadaşıyla yaşadığı bu çarpıcı anı şöyle anlatıyor:

"Konferansta pediatrik gastroenterolog olan bir doktor arkadaşımla karşılaştım. Ona ‘Burada ne işin var, sen çocuk doktoru değil misin?’ diye sordum. ‘Beş yaşındaki çocuklarda bile artık karaciğer yağlanması görüyoruz. Çocukların karaciğerleri, diyabetli yaşlılar gibi’ yanıtını verdi. Duyduklarıma inanamadım."

Bu bulgular, çocuklarda karaciğer sağlığı açısından alarm verici bir durum yaratıyor. Dr. Hyman, genç yaştaki bireylerde bile görülen karaciğer yağlanmasının nedenlerini araştırırken, bu konuda yapılması gerekenleri de vurguluyor.

Sağlığınız İçin Açlık İnsülin Seviyenizi Kontrol Edin

Dr. Hyman, bu sorunla mücadelede açlık insülin seviyesinin büyük öneme sahip olduğuna dikkat çekiyor. Doktorunuzdan açlık insülininize bakmasını istemenizin önemini şu sözlerle açıklıyor:

"Açlık insülin seviyesi en önemli göstergelerden biridir, çünkü insülin seviyeniz kan şekerinizden çok daha önce yükselmeye başlar. Basit bir kan testiyle kolayca tespit edilebilen bu değerin 5’in üzerinde olması sıkıntılıdır. Eğer 10’un üzerindeyse, başınız büyük bir belada demektir. Bu durum yalnızca fiziksel sağlığınızı değil, zihinsel sağlığınızı da doğrudan etkiler."

Normal Kilo Yanıltıcı Olabilir

Dr. Sethi-Dalai, normal kiloda olan bireylerin bile insülin direnciyle karşılaşabileceğini belirtiyor. Toplumda “Zayıfım, çok şeker yiyorum ama bu beni etkilemiyor” düşüncesine sahip birçok insan olduğuna dikkat çekiyor. Ancak metabolik olarak sağlıklı görünmenin, sağlıklı olmak anlamına gelmediğine vurgu yapıyor.

Dr. Hyman, konuyla ilgili şöyle devam ediyor:

"Aslında, zayıf görünen insanların yaklaşık %20 ila %40’ı metabolik olarak sağlıksızdır. Bu bireyler dışarıdan zayıf görünseler de içten içe sağlıksızlar. Özellikle insülin direncini harekete geçiren göbek yağı gibi faktörler bu bireylerde tehlikeli sağlık sorunlarına yol açabilir."

Dr. Hyman, beslenme psikiyatrisi ve metabolik psikiyatrinin önemini vurgulayarak bu alanın psikiyatristlerin hastaları tedavi ederken ilk göz önünde bulundurmaları gereken konulardan biri olması gerektiğini belirtiyor. Bu sayede ruh sağlığı sorunları ve fiziksel sağlık sorunları arasındaki bağlantının daha iyi anlaşılabileceğini savunuyor.

Sonuç

Erken yaşlarda görülen karaciğer yağlanması, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının ve şeker tüketiminin gençler üzerindeki etkilerinin ciddiyetini ortaya koyuyor. Dr. Mark Hyman’ın açıklamaları, yalnızca çocuklarda değil, normal kiloda olup sağlıklı olduğunu düşünen bireyler arasında da bu sorunun yaygın olduğunu gösteriyor. Sağlığınız için açlık insülin seviyenizi kontrol ettirmeyi ve sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmayı göz önünde bulundurmalısınız.


Yazar: Dr. Mark Hyman

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Probiyotik ve Prebiyotiklerle Gelen Sağlık: Bağırsak Florasının Önemi

Modern yaşamın getirdiği “Batı tipi” beslenme alışkanlıkları, rafine gıdalar, şekerler ve karbonhidratların ağırlıkta olduğu bir diyetle şekilleniyor. Ancak bu beslenme modeli, yalnızca kilo artışı gibi sorunlara yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda bağırsak florasında ciddi değişikliklere neden olarak çeşitli hastalıklara davetiye çıkarıyor.

Probiyotikler, prebiyotikler ve bu ikisinin birleşimi olan sinbiyotikler, sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotası için hayati önem taşıyor. İşlevsel besinler olarak kabul edilen bu bileşenler, insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri sayesinde gün geçtikçe daha fazla ilgi çekiyor.

Probiyotikler: Bağırsak Sağlığının Dostu

Probiyotikler, bağırsaklarımızdaki faydalı bakterilerin sayısını artırarak mikrobiyota dengesini destekleyen canlı mikroorganizmalardır. Araştırmalar, belirli probiyotik suşlarının:

  • İnsülin duyarlılığını artırarak kan şekeri seviyelerini düzenleyebildiğini,
  • Depresyon ve anksiyete riskini azaltabileceğini,
  • Bağırsak iltihabını azaltmaya yardımcı olduğunu göstermektedir.

Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotası, yalnızca sindirim sistemi için değil, ruh sağlığı ve bağışıklık sistemi için de kritik bir rol oynar.

Prebiyotikler: Probiyotiklerin Yakıtı

Prebiyotikler, bağırsaktaki faydalı bakterilerin büyümesini destekleyen sindirilemeyen liflerdir. Bu besinler, mikrobiyotanın çeşitliliğini artırarak:

  • Yararlı bakterilerin çoğalmasını teşvik eder,
  • Zararlı türlerin çoğalmasını engeller,
  • Bağırsak sağlığını uzun vadede korur.

Prebiyotikler, probiyotiklerle birlikte alındığında, bağırsak mikrobiyotasının daha etkin bir şekilde dengelenmesini sağlar.

Sinbiyotikler: Güçlü Kombinasyon

Sinbiyotikler, probiyotik ve prebiyotiklerin kombinasyonudur. Bu birleşim, bağırsak mikrobiyotasını desteklemek için en etkili yöntemlerden biridir. Sinbiyotikler, faydalı bakterilerin bağırsakta daha iyi hayatta kalmasını ve çoğalmasını sağlar.

Bağırsak Sağlığı ve Genel Sağlık İlişkisi

Bağırsak mikrobiyotası, yalnızca sindirimi değil, aynı zamanda bağışıklık sistemi, metabolizma ve hatta ruh sağlığını etkiler. Sağlıklı bir mikrobiyota, iltihabı azaltarak kronik hastalıkların önlenmesine yardımcı olur ve ruh hali bozuklukları riskini düşürür.

Nasıl Daha Sağlıklı Bir Mikrobiyota Elde Edebiliriz?

  • Probiyotik zengini gıdalar tüketin: Yoğurt, kefir, fermente sebzeler gibi gıdalar probiyotik açısından zengindir.
  • Prebiyotik kaynaklarına yönelin: Sarımsak, soğan, muz, kuşkonmaz gibi gıdalar prebiyotik lifler içerir.
  • Dengeli beslenme alışkanlığı geliştirin: Şeker ve rafine gıdaları azaltarak bitki bazlı, lif açısından zengin bir diyet benimseyin.

Sonuç

Bağırsak sağlığı, genel sağlık için bir temel oluşturur. Probiyotik ve prebiyotiklerin düzenli tüketimi, mikrobiyotayı dengede tutarak hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı destekler. Bu doğal destekleyicilerle, hem bedeninizi hem de zihninizi daha sağlıklı bir geleceğe taşıyabilirsiniz.

Unutmayın, sağlıklı bir yaşamın anahtarı, bağırsaklarınızdan geçer! 🌱

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Edremit ve Ayvalık Körfezi: Şifalı Bir Gezi Rehberi

Kazdağları'nın doğal güzellikleri ve Ege'nin eşsiz manzaralarıyla dolu bir tatil planı yapmaya hazır mısınız? Edremit ve Ayvalık körfezinde keşfedeceğiniz birçok yer var. İşte bu güzellikleri keşfederken yapabileceğiniz öneriler:

Kazdağları ve Akçay Gezisi

  1. Altınkum Sahili: Kazdağları’nın huzur veren doğasıyla birleşen Altınkum Sahili, denize girmek için mükemmel bir nokta. Uzak yerlerinde kumsalda serinleyebilirsiniz.

  2. Zeytinli Köyü: Zeytinli Köyü'nde bir mola vermek için kahvehaneyi ziyaret edin. Burada yerel lezzetlerin tadını çıkarabilir ve yöre halkıyla keyifli sohbetler edebilirsiniz.

  3. Hasan Boğuldu Şelalesi: Doğanın harikalarından biri olan bu şelale, sadece 20 TL'ye giriş yapabileceğiniz, serin sularında dinlenebileceğiniz bir yer. Doğanın sesi eşliğinde kısa bir yürüyüş yapmak için ideal.

  4. Kazdağı Milli Parkı: Eşsiz flora ve faunası ile Kazdağı Milli Parkı’nda yürüyüş yaparak doğanın tadını çıkarın. Bu park, zengin bitki örtüsü ve temiz havasıyla size tazelenme imkanı sunar.

  5. Güre Tahtakuşlar Etnoğrafya Galerisi: Bu galeri, bölgenin kültürel mirasını tanımak için harika bir yer. Ziyaret ederek bölgenin tarihini öğrenebilirsiniz.

  6. Akçay Sahil Turu: Akçay'ın sahilinde yürüyüş yaparak güneşin tadını çıkarın. Dalgaların sesi ve denizin huzuru ile stresten uzaklaşacaksınız.

  7. Kitap Fuarı: Eğer geziniz Kitap Fuarı dönemine denk gelirse, Akçay Altınkum’daki Edremit Belediyesi tesislerinde yer alan bu fuara katılın. Kitaplarla dolu bir dünya sizi bekliyor!

Edremit Şehir Gezisi (Çarşamba Günü)

  1. Edremit Faruk Serpil Parkı: Çay molası verip, güzel manzarada dinlenebilirsiniz. Ardından, Sıdıka Erke Etnografya Müzesi’ni gezerek bölgenin kültürünü keşfedin.

  2. Çarşamba Pazarı: Yerel pazarı ziyaret ederek, taze ürünler ve el yapımı hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Bu pazar, Ege'nin taze ürünlerini keşfetmek için harika bir fırsat.

  3. Kurşunlu Camii: Tarihi Selçuklu eseri olan Kurşunlu Camii’ni ziyaret ederek bölgenin tarihi dokusunu inceleyin. Mimari yapısı ve atmosferi ile etkileyici bir deneyim sunar.

  4. Öğrenci Yurtları: Bademli, Zeytinli veya Kadıköy Öğrenci Yurdu’nu ziyaret ederek yerel yaşam hakkında bilgi edinebilirsiniz.

Burhaniye Gezisi

  1. Hotel Club Nina: Burhaniye'deki İğdeburnu Mevkii’nde denize girebileceğiniz ücretli bir piknik alanı bulunuyor. Rahat bir gün geçirmek için harika bir seçim.

  2. Çarşı Gezisi: Burhaniye’nin çarşısında dolaşarak yerel ürünleri keşfedin. Ayrıca Muhittin Rumi Türbesi ve Koca Cami’yi ziyaret etmeyi unutmayın.

  3. Ören Sahil Turu: Bu güzel sahil, dinlenmek ve güneşlenmek için ideal bir mekan.

  4. Bizim Köy Etnografya Müzesi: Yöre halkının yaşamını ve kültürünü tanımak için burayı ziyaret edebilirsiniz.

  5. Ayaklı Mesire Yeri: Piknik yapmak için harika bir alan olan Ayaklı Mesire Yeri, masa ve kömürlü mangal kiralama imkanı sunuyor (25 TL).

  6. Koca Seyit Onbaşı Kabri: Vakit bulursanız, Çanakkale kahramanı Koca Seyit Onbaşı’nın kabri ziyaretiyle tarihi bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Cuma günü Havran Pazarı’nda yerel ürünleri deneyimleme fırsatını kaçırmayın!

Ayvalık Ziyareti

  1. Sarımsaklı Badavut Sahili: Bu sahil, deniz keyfi yapmak için mükemmel bir yer. Sıcak güneşin tadını çıkarabilirsiniz.

  2. Şeytan Sofrası: Gün batımında muhteşem manzarasıyla ünlü bu noktada, doğanın sunduğu eşsiz güzelliklerin tadını çıkarın.

  3. Kolçak Bistro: Akşam yemeği için bu bistroyu tercih edebilirsiniz. Toros ürünleriyle hazırlanan lezzetli yemeklerin tadına bakın.

  4. Cunda Adası: Cunda Adası’nı ziyaret ederek, Ege’nin sıcak atmosferinde keyifli bir gün geçirin. Yerel restoranlarda lezzetli deniz ürünlerinin tadını çıkarabilirsiniz.

Bu önerilerle dolu bir gezi planı, Edremit ve Ayvalık’ta unutulmaz anılar biriktirmenize yardımcı olacaktır. Doğanın ve kültürün iç içe geçtiği bu bölgede, sağlıklı ve huzurlu bir tatil geçirmenizi dilerim!

Kaz Dağları

Kazdağları’ndaki ormanlar; kuzey ve güney bakılar olarak belirgin şekilde iki gruba ayrılır: Güney yamaçlarda deniz seviyesinden 800 m. yüksekliğe kadar çıkan bölgede kızılçam ormanları, beraberinde maki elemanları ve palamut meşesi, tüylü meşe, Türk meşesi gibi türler bulunur. Oradan da zirve olan 1774 m.’ye kadar karaçam ormanları ve beraberinde Türk meşesi, kestane, ardıç gibi ağaçlardan oluşan ormanlar vardır. Bu orman yapısı nispeten daha kurakçıldır.

Kazdağları’nın kuzeyindeki ormanı, 500 m.’ye kadar sapsız meşe, Türk meşesi, kızılçam, Macar meşesi, ova akçaağacı, doğu kayını gibi ağaçlar oluşturur. 500 -1200 m. yükseltiler arasında doğu kayını, karaçam, Macar meşesi, Türk meşesi ve nemli çalılar yoğun bir biçimde bulunur. Bu orman yapısı ise daha nemcildir.

1200 metreden sonra da endemik olan Kazdağı göknarı ile karaçam ve nemcil çalılar orman kurarlar. En üst bölgede de, otsu bitkilerden oluşan alpin kuşağı yer alır.

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Şifalı bitkiler Süreci ve Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi Yayımlandı

Tıbbi ve aromatik bitkiler, baharat olarak kullanıldığı gibi diyetlere aroma katar, gıdaların bozulmasını önler, masaj yağları, kokular ve parfümeri ürünleri, arıcılık, meraların rehabilitasyonu, süs bitkileri, doğal kozmetik ürünleri, çaylar, tentürler, şuruplar ve daha birçok alanda kullanılır. Aynı zamanda, bazı tıbbi ve aromatik bitkiler antimikrobiyal ve böcek uzaklaştırıcı özelliklere sahip olabilir.

Türkiye, tıbbi ilaç ve baharat bitkileri ihracatında önemli bir konumdadır ve kekik, defne yaprağı, kimyon, anason, rezene tohumu, ardıç kabuğu, mahlep, çemen, biberiye, meyankökü, nane, sumak, adaçayı ve ıhlamur çiçeği gibi bitkiler bu alanda öne çıkar. Ayrıca, karabiber, kakule, karanfil, zencefil, zerdeçal ve vanilya gibi dünya baharat ticaretinde de önemli bir yere sahiptir. Türkiye, kekik ve defne gibi bitkilerin gen merkezi olarak da bilinir.

Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi, Güdül ve çevresindeki kültürel bitkiler arasında kimyon, anason, kekik, nane, kırmızıbiber, rezene, haşhaş ve çörekotu gibi bitkilerin yetiştiriciliğine dair bilgiler sunar. Son yıllarda ise adaçayı, ısırgan otu, lavanta, oğulotu ve kişniş gibi bitkilerin üretimi de artmıştır.

Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği, tohumdan ekim dikime, gübrelemeden sulamaya, ot mücadelesinden hasat ve kurutmaya kadar bir dizi aşamayı içerir. Aynı zamanda ambalajlama, depolama, nakliye gibi süreçlerle de ilgilenir. Bu süreçlerde tohum temini, gübreleme, sulama, ot mücadelesi, hasat ve kurutma gibi çeşitli masraflar bulunur.

Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi Yayımlandı

Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi, Allah'ın adıyla başlayarak, Muhyi Allah'ın yaratıcılığı ve hayat verme gücünü vurgulayan bir başlangıçla başlamaktadır. Özellikle güdül civarında yetiştirilebilecek 25 bitkinin listesini geniş bir literatür ve analizle yapması yerinde olmuş.

Bu kitap, Güdül ve çevresinde yetiştirilebilecek 25 şifalı bitki hakkında toprak ve iklim gereksinimleri, yetiştirme teknikleri, kullanım alanları, hasat ve kurutma özellikleri gibi bilgiler sunmaktadır. Ayrıca, kitap Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği konusunda iyi uygulamaların devamını sağlamayı ve var olan çalışmaların bilinirliğini artırmayı amaçlayan Besler Şifa Girişimi'nin GEF Küçük Destek Programı tarafından desteklenen Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi kapsamında yayımlanmıştır. Geçen yıl Prof. Dr. Gülendam Tümen ve Prof. Dr. Fatih Satıl ile başlangıç raporu hazırladığımız bu proje Ekoturizm ve aromaterapiyi merkeze alıyor.

Doğal ve kültürel özellikleriyle Güdül ilçesi şifalı bitkileriyle de biliniyor. Sakin Şehir Güdül Şifa Yolu Projesi sürecinde Doğal yaşam üreticileri ile aromaterapi kapsamında “Şifalı Ürünler Atölyeleri” ve ekoturizm kapsamında köylerde “Doğal Yaşam Eğitimleri ve Atölyeleri” yapıldı. Bu atölye ve eğitimlere köylerden 60 kişi ve doğal yaşam çevrimiçi eğitimlere ortalama 450 kişi katıldı. Proje; Ekoturizm, Tıbbi Aromatik Bitki Yetiştiriciliği ve Doğal Yaşam Eğitimleri ile devam edecektir.

  

Güdül Belediye Başkanı Muzaffer Yalçın; “Bu rehberde, Güdül’de yetiştirilmesi mümkün olabilecek tıbbi ve aromatik bitkiler hakkında bilgiler bulacaksınız. Bu bitkilerin tanıtımı, kullanımı ve faydaları hakkında bilgi sahibi olabileceksiniz. Umarız bu rehber, tıbbi ve aromatik bitkileri tanıma ve yetiştirme hakkında bilgi sahibi olmanıza ve bitkilerle “Doğal Yaşam” çözümleri bulmanıza yardımcı olur. Sakin Şehir Güdül Şifa Yolu Projesi kapsamında bu rehberi sizlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.

Rehber köylerden talep eden 200 kişiye dağıtılacaktır.

 

Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi Yayımlandı

Doğal ve kültürel özellikleriyle Güdül ilçesi şifalı bitkileriyle de biliniyor. Sakin Şehir Güdül Şifa Yolu Projesi sürecinde GEF SGP desteği ile Besler Şifa Atölyesi tarafından  doğal yaşam üreticileri ile aromaterapi kapsamında “Şifalı Ürünler Atölyeleri” ve ekoturizm kapsamında köylerde “Doğal Yaşam Eğitimleri ve Atölyeleri” yapıldı. Bu atölye ve eğitimlere köylerden 60 kişi ve doğal yaşam çevrimiçi eğitimlere ortalama 450 kişi katıldı. Proje; Ekoturizm, Tıbbi Aromatik Bitki Yetiştiriciliği ve Doğal Yaşam Eğitimleri ile devam edecektir.

 

Proje boyunca Güdül ve çevresinde yetişebilecek 25 adet tıbbi ve aromatik bitki üzerinde duruluyor. Adaçayı, Altınotu (Ölmez çiçek), Anason, Aspir, Aynısafa, Biberiye, Çemen, Çörekotu, Ölmezotu, Ekinezya (Portakal Nergisi), Kekik ve Mercanköşk, Kimyon, Kişniş, Civanperçemi, Kökboya, Kuşburnu, Lavanta, Melisa (Oğulotu), Nane, Papatya, Reyhan / Fesleğen, Rezene, Safran, Sarı Kantaron, Aronya yetiştiriciliği konusunda doyurucu bilgiler yer alıyor.

Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi, doğal şifalı bitki yetiştiriciliği konusunda bilgi vererek, yerel ekonomiye katkı sağlamayı, doğal kaynakların korunmasını teşvik etmeyi ve bölgedeki bitkisel mirası koruyup geliştirmeyi amaçlar. Ayrıca, bu kitap aracılığıyla insanlara doğal ürünlerin kullanımı ve sağlıklı yaşam tarzı konusunda farkındalık kazandırılır.

Sonuç olarak Proje ve Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi, bölgenin şifalı bitkilerini yani tıbbi aromatik bitki kaynaklarını keşfetmek, geleneksel tıp bilgisini korumak, sağlık ve iyilik hali için doğal çözümler sunmak, ekoturizmle doğal yaşam üreticilerinin kapasitesini arttırarak şifalı destinasyonlar geliştirmek için bir dizi öneme sahiptir. Kitap, insanları doğal kaynaklara daha fazla ilgi duymaya teşvik eder ve sağlıklı bir yaşam tarzını desteklemek için değerli bir kaynak sunar.

 


Rehberi şuradan indirebilirsiniz; https://www.beslersifa.com/2023/03/gudul-icin-sifal-bitkiler-rehberi.html

Huş Ağacı (Betula Pendula)

Huş ağacı, dağlık bölgelerde ve nemli, asitli topraklarda yetişen estetik bir ağaçtır. Endüstride kerestesi, peyzajda güzel görünümü ve kabuğu ile bitkisel ilaçlarda kullanılır. Bu ağacın üç türü bulunmaktadır: Adi huş, Kafkas tüylü huş ve kızılağaç yapraklı huş. Huş, soğuk iklimlere dayanıklıdır ancak güneşi çok sever; bu nedenle bol ışıklı alanlarda daha iyi gelişir.

Üretim Yöntemleri: Huş ağacının üretimi, tohum ve çelik ile gerçekleştirilebilir. Doğal ortamında nemli, kumlu bölgelerde sağlıklı bir şekilde büyür ve çevresine estetik bir görünüm katar. Rusya'nın sembol ağaçlarından biri olarak bilinen huş, aynı zamanda doğal alanların yeşillendirilmesinde de önemli bir rol oynar.

Huş ağacı, çevresel koşullara uyum sağlayabilmesi ve sunduğu çeşitli faydaları ile doğal alanların zenginleşmesine katkıda bulunur.

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Karahindiba Çiçeği: Güneş, Ay ve Yıldızların Çiçeği

Doğa, her köşesinde bizlere ilham verici ve şaşırtıcı hikayeler sunar. Bu hikayelerden biri de, dünyanın dört bir yanında yaşamaya ve doğaya uyum sağlamaya başaran, “karahindiba” bitkisinde saklıdır. Sıradan bir yabani ot gibi görünse de, karahindiba çiçeği pek çok kültürde hem doğayı hem de yaşamın döngüsünü sembolize eden bir mucizedir. Gelin, bu güneş, ay ve yıldızları temsil eden özel bitkiyi yakından tanıyalım.

Karahindiba: Doğanın Gizemli Çiçeği

Karahindiba çiçeği, dünyada güneş, ay ve yıldızları temsil eden tek çiçek olarak bilinir. Karahindibanın parlak sarı çiçekleri gündüzün enerjisini, tam olarak açtığında görülen puf topu şeklindeki yapısı geceyi, dağılan tohumları ise yıldızları anımsatır. Güneşe benzeyen çiçekleri sabah açılır, akşam ise kapanarak adeta doğanın ritmine uyum sağlar.

Her Yeri Şifa Kaynağı

Karahindibanın tüm parçaları—kök, yaprak ve çiçek—doğal tedavi ve gıda olarak kullanılabilir. Örneğin, kökleri kavrulup öğütülerek kahve yerine kullanılabilirken, yaprakları salata gibi taze olarak tüketilebilir veya şifa çaylarına katılabilir. Çin’de, 1000 yıldan fazladır geleneksel tıpta kullanılan bu bitki, enfeksiyonların tedavisinde, karaciğer rahatsızlıklarının iyileşmesinde ve vücudu doğal olarak arındırmada önemli bir yer tutmaktadır.

Tohumlarıyla Seyahat Eden Bir Gezgin

Karahindiba, doğanın en dayanıklı ve hayatta kalma yeteneği en yüksek bitkilerindendir. Tohumları, rüzgarın yardımıyla küçük bir paraşüt gibi taşınır ve ortalama 10 metre uzağa kadar seyahat edebilir. Bu hareketli tohumları; kuşlar, kelebekler ve böcekler tarafından tüketilerek, doğadaki döngüyü destekler. İlginç olan ise, karahindiba tohumları diğer çiçeklerin aksine polenleşmeye ihtiyaç duymaz; bu da onların dünya çapında yayılmasına ve kolayca çoğalmasına olanak tanır.

Bir Direnç Simgesi: Biçildiğinde Büyümeye Devam Eder

Karahindiba, bulunduğu yere uyum sağlamada ustadır. Bir karahindibayı biçtiğinizde veya kökünü kazıdığınızda, sanki doğaya inat daha da küçük ve dirençli kökler çıkarır. Bu özellik, onun ne kadar başarılı bir yaşam ustası olduğunu gösterir. Doğanın bu sevimli savaşçısı, en zor şartlarda bile hayatta kalma konusunda azimli bir bitkidir.

Geçmişten Günümüze Karahindiba

Karahindiba, eski Mısırlılar, Yunanlılar ve Romalılar tarafından da biliniyor ve kullanılıyordu. Özellikle Çin halk tıbbında, karahindiba kökleri karaciğeri temizlemek, vücudu arındırmak ve enfeksiyonlarla savaşmak için 1000 yıldan fazladır kullanılan bir şifa kaynağı olarak öne çıkar. Günümüzde ise, karahindiba çayı doğal bir antibiyotik olarak tanınır ve halk hekimliğinde kullanımı devam etmektedir.

Doğanın Şifalı Elleri Arasında Karahindiba

Doğanın bizlere sunduğu bu mucizevi bitkiyi daha yakından tanıdığımızda, onun sıradan bir yabani ot olmaktan çok daha fazlası olduğunu görüyoruz. Besler Şifa olarak, doğanın her parçasının insan sağlığına, güzelliğine ve ruhuna kattığı değere inanıyor; doğanın bize sunduğu bu hediyeleri sizlere en doğal haliyle ulaştırmaktan mutluluk duyuyoruz.

Karahindibanın gücünü, dayanıklılığını ve sağlığa olan katkılarını yaşamınıza katmak isterseniz, bu şifa kaynağı bitkinin hikayesi size ilham verebilir.



.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 

Zeytinburnu Kültür Vadisi Şifalı Gezi Rotası

İstanbul’un Avrupa Yakası’nda yer alan Zeytinburnu Kültür Vadisi, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle dolu bir gezi rotası sunuyor. Bu rotada, doğanın şifasını keşfederken, kültürel zenginliklerle de tanışacaksınız. İşte Zeytinburnu Kültür Vadisi’nde yapabileceğiniz keyifli bir gezi planı:

  1. Balıklı Rum Manastırı

    • İlk durağınız, tarihi Balıklı Rum Manastırı. 19. yüzyıldan kalma bu manastır, hem mimari güzelliği hem de huzurlu atmosferiyle dikkat çekiyor. Manastırın çevresindeki doğal alanlarda yürüyüş yaparak, sakin bir başlangıç yapabilirsiniz.
  2. Tıbbi Bitkiler Bahçesi

    • Manastırdan sonra, Tıbbi Bitkiler Bahçesi’ne geçin. Bu bahçe, şifalı bitkilerin çeşitliliğini keşfetmek için harika bir yer. Burada, doğal bitkilerin sağlık üzerindeki etkilerini öğrenirken, doğanın huzur verici atmosferinde dinlenebilirsiniz. Bahçedeki bitkilerin özellikleri hakkında bilgi alarak, doğal sağlık yöntemleri hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.
  3. Yenikapı Mevlevihanesi

    • Bir sonraki durağınız, Yenikapı Mevlevihanesi. Tasavvuf kültürünün önemli bir parçası olan Mevlevilik, burada deneyimlenebilir. Mevlevihanenin mistik atmosferinde, sema törenlerini izleyerek ruhsal bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Ayrıca, tarihi dokusuyla bu mekan, zihin ve ruh dinlenmesi için mükemmel bir ortam sunuyor.
  4. Merkezefendi Camii

    • Gezi rotanızın son durağı Merkezefendi Camii. Hem tarihi hem de mimari açıdan önemli bir yapı olan cami, çevresindeki yeşil alanlarla birlikte dinlenmek ve meditasyon yapmak için ideal. Cami ziyaretinizin ardından, bahçesinde birkaç dakika geçirerek doğanın tadını çıkarabilirsiniz.

Gezi Sonrası

Zeytinburnu Kültür Vadisi’nde geçirdiğiniz bu şifalı gün, hem kültürel zenginlikleri keşfetmenizi hem de doğanın sunduğu huzuru yaşamanızı sağlayacak. Bu rotayı tamamladıktan sonra, bölgedeki yerel kafe ve restoranlarda lezzetli bir şeyler deneyerek gününüzü taçlandırabilirsiniz. Unutmayın, her adımınızda doğanın şifalı dokunuşunu hissedeceksiniz.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.





Deri: Vücudun En Büyük ve Hayati Organı

Deri, vücudun açık ara en büyük organıdır. Boya ve vücut kütlesine bağlı olarak yaklaşık 1,5 ila 2 metrekarelik bir alanı kaplar ve 3,5 ila 10 kilogram arasında bir ağırlığa sahiptir. Bu, toplam vücut kütlemizin yaklaşık %15'ine denk gelir.

New Scientist'in ifade ettiği gibi, "Cildinizi bir tür akıllı zırh olarak düşünün." Cilt, çevremizdeki dünyayı algılamamıza yardımcı olur, iç organlarımızı korur ve bizi patojenlere karşı savunur. Bu nedenler, cildimize iyi bakmamız için yeterlidir. Çünkü cildin erken yaşlanması, bu hayati işlevleri yerine getirme kapasitesini azaltabilir ve bizi enfeksiyon riskine daha açık hale getirebilir.

Ancak son araştırmalar, cilt sağlığının etkilerinin çok daha derinlere inebileceğini gösteriyor. İşte New Scientist'in bu konudaki araştırmalarını değerlendirdiği kapak yazısından satır başları:

Cilt Katmanları ve Görevleri

Cilt üç ana katmandan oluşur:

  1. Üst deri (epidermis): Sürekli yenilenen, su geçirmez bir tabakadır.
  2. Alt deri (dermis): Kolajen ve elastin lifleriyle dolu bir katmandır.
  3. Deri altı dokusu (hipodermis): Yağ ve bağ dokusundan oluşur; vücudu şoktan korumaya yardımcı olan boşluklarla doludur.

Bu katmanlardan herhangi birinin hasar görmesi, deri hücrelerinin iltihaplı proteinler salgılamasına neden olabilir. Kısa vadede bu durum, yaralanma bölgesine daha fazla kan akışı sağlayarak iyileşmeyi hızlandırabilir. Ancak uzun süreli yüksek iltihaplanma seviyeleri, bu kimyasalların birikmesine ve dermisteki geniş kan damarları aracılığıyla diğer organlara yayılmasına yol açabilir.

Hızlandırılmış Yaşlanma

Yaşlanma, bu süreci daha da hızlandırabilir. Yaşlandıkça cildimiz kolajen, su ve yağ kaybeder, bu da onu daha kırılgan hale getirir. Dahası, birçok cilt hücresi "senesens" adı verilen bir duruma girerek iltihaplı kimyasalların üretimini artırır. Bu durum, diyabet, kalp hastalığı ve bunama gibi yaşa bağlı hastalıkların riskini artırabilir.

Örneğin, hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, cilt hasarının kronik iltihaplanmayı tetikleyebileceğini göstermektedir. Gelecekte, yaşlanan hücreleri temizleyen ya da iltihaplı proteinlerin salınımını durduran "senoterapötik" ilaçların geliştirilmesi mümkündür. Bu konuda bilimsel ilerlemeler umut verici görünmektedir.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Akdeniz Yörüklerinin Sofrası: Doğadan Gelen Lezzetler

Akdeniz Yörüklerinin mutfağı, doğadan ilham alan, geleneksel ve zengin bir yemek kültürüne sahiptir. Hayvancılığın ve doğanın cömertliğinin etkisiyle şekillenen bu mutfakta, sebzeli ve hayvansal gıdalar önemli bir yer tutar. Yörüklerin yemek alışkanlıkları, sadece karın doyurmayı değil, aynı zamanda doğayla uyum içinde yaşamayı da simgeler.

Hayvansal Gıdaların Önemi

Yörüklerin sofralarında hayvansal gıdalar vazgeçilmezdir. Günlük üç öğünün iki öğününde mutlaka süt, yoğurt, ayran, çökelek, peynir ve tereyağı gibi ürünler yer alır. Özellikle tereyağı, Yörük mutfağında lezzetin anahtarıdır. Hort tereyağı ile pişirilen “dolaz” adlı yemek, bu kültürün en özel tatlarından biridir. Bir başka lezzet ise tereyağı ile pişirilen taze peynirden yapılan ve dondurma gibi uzayan “sündürme”dir.

Küçükbaş ve büyükbaş hayvan varlığının fazla olması, et tüketimini de kolaylaştırır. Yörükler, düzenli olarak küçükbaş hayvan keserek kavurma, yahni, kazan kebabı ve çemen gibi yemekler hazırlar.

Doğanın Cömertliği: Meyve ve Mantarlar

Yörükler, ormanlardaki meyve ağaçlarını ve mantarları ustalıkla tanır ve değerlendirir. Keçiboynuzu, zeytin, mersin, çıtlık, armut, alıç, kurmut, dut, ceviz, kestane, çilek, geyik elması, dağ elması ve ergen gibi doğal meyveler, Yörüklerin sofralarını süsler.

Doğal Otların Şifası

Bahar aylarında dağlarda ve sulak arazilerde yetişen otlar, Yörük mutfağının vazgeçilmez malzemeleridir. Gerdeme, yarpuz, nane gibi otlar sulak arazilerden toplanırken, günevik, yemlik, karavuk, gelineli, meletura ve körmen gibi otlar daha kurak bölgelerde bulunur. Bu otlar, otlu pilav gibi yemeklerde ya da çiğ olarak tüketilir.

Yörük Mutfağından Özel Lezzetler

Yörükler, geleneksel yöntemlerle hazırlanan yemeklerle damakları şenlendirir. Kuzu çevirme, höşmerim tatlısı, çoban salatası, Arap aşı, keşkek ve buğday çorbası, bu mutfağın öne çıkan tatlarından sadece birkaçıdır.

Ölemeç Çorbası: Yörüklerin Geleneksel Lezzeti

Ölemeç çorbası, un ve çeşitli baharatlarla hazırlanan özgün bir Yörük yemeğidir. İnce bulgur, kırmızı acı biber, nane, sumak, sarımsak ve kuru soğanla yoğurulan hamur, fındık büyüklüğünde toplar haline getirilir ve kaynar suya atılır. Çorba, üzerine tereyağı, soğan, pul biber ve salçayla hazırlanan sos eklenerek servis edilir.

Sonuç: Doğayla İç İçe Bir Mutfak

Akdeniz Yörüklerinin mutfağı, doğanın sunduğu nimetleri en iyi şekilde değerlendiren, besleyici ve lezzet dolu bir kültürdür. Bu mutfak, sadece yemeklerin tadını değil, aynı zamanda doğanın cömertliğini ve insanın onunla kurduğu uyumu da yansıtır. Eğer yolunuz bir gün Yörüklerin diyarına düşerse, bu eşsiz tatları denemeyi unutmayın!

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Almanya Hakkında Bilmiyor Olabileceğiniz 17 İlginç Gerçek


Almanya, tarihi, kültürel mirası ve modern başarılarıyla dikkat çeken bir ülke. Ancak bu ülke hakkında çoğumuzun bilmediği pek çok ilginç gerçek var. İşte Almanya'yı daha yakından tanımanızı sağlayacak 17 ilginç bilgi:

  1. Avrupa Birliği'nin En Kalabalık Ülkesi
    Almanya, 83 milyondan fazla nüfusuyla Avrupa Birliği'nin en kalabalık ülkesidir. Bu büyük nüfus, ülkenin dinamik ve çeşitli yapısını oluşturur.

  2. Büyüklükte Berlin
    Almanya'nın başkenti Berlin, Paris'ten dokuz kat daha büyük bir alana sahiptir ve Venedik'ten daha fazla köprüye ev sahipliği yapmaktadır. Berlin, hem tarihi hem de modern yapılarıyla dikkat çeker.

  3. Oktoberfest
    Almanya, her yıl Münih'te düzenlenen dünyanın en büyük bira festivali olan Oktoberfest’e ev sahipliği yapmaktadır. Milyonlarca ziyaretçi, bu renkli etkinlikte bir araya gelir.

  4. Klasik Müziğin Merkezi
    Almanya, Beethoven, Bach ve Brahms gibi ünlü bestecilerin doğum yeridir. Ülke, klasik müziğe yaptığı katkılarla dünya çapında ün kazanmıştır.

  5. Hız Sınırı Olmayan Otobanlar
    Almanya'nın otobanları, bazı kısımlarında hız sınırı bulunmayan dünyaca ünlü yollardır. Bu, sürücülere hızda özgürlük tanır.

  6. Berlin Duvarı'nın Tarihi
    Bir zamanlar Doğu ve Batı Almanya’yı ayıran Berlin Duvarı, tam 28 yıl boyunca ayakta kalmış ve 1989'da yıkılmıştır. Bu olay, Almanya'nın birleşmesinin simgesi haline gelmiştir.

  7. Sosis Çeşitleri
    Almanya, 1.500'den fazla sosis çeşidi ile ünlüdür. Bratwurst ve currywurst gibi popüler sosisler, ülkenin mutfak kültürünün vazgeçilmez bir parçasıdır.

  8. Neuschwanstein Şatosu
    Bavyera'daki Neuschwanstein Şatosu, Disney'in Uyuyan Güzel Şatosu'na ilham kaynağı olmuştur. Bu masalsı yapı, her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilmektedir.

  9. Almanca ve Bileşik Sözcükler
    Almanca, Avrupa'da en çok konuşulan ana dildir. Ülkenin dilinde, "Rindfleischetikettierungsüberwachungsaufgabenübertragungsgesetz" gibi uzun ve karmaşık bileşik sözcükler yaygındır.

  10. Matbaanın Doğum Yeri
    Almanya, 15. yüzyılda Johannes Gutenberg tarafından icat edilen matbaanın doğum yeridir. Bu icat, dünya çapında büyük bir yenilik hareketinin başlangıcı olmuştur.

  11. Dünyanın Önde Gelen Otomobil Üreticileri
    Almanya, BMW, Mercedes-Benz, Audi ve Volkswagen gibi dünyaca ünlü otomobil markalarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu markalar, otomotiv endüstrisinin öncülerindendir.

  12. Ortaçağ Şatoları
    Almanya, 20.000'den fazla şatoya ev sahipliği yapmaktadır. Bu şatolar, ülkenin zengin ortaçağ tarihini yansıtan eşsiz yapılar olarak dikkat çeker.

  13. Kara Orman ve Grimm Kardeşler
    Güneybatı Almanya'daki Kara Orman, ünlü Grimm Kardeşler'in masallarına ilham kaynağı olmuştur. Bu bölge, mistik atmosferiyle masal severler için büyülü bir yerdir.

  14. Dünyanın En Yüksek Geri Dönüşüm Oranı
    Almanlar, dünyanın en yüksek geri dönüşüm oranlarından birine sahiptir. Ülke, çevre dostu politikaları ve geri dönüşüm çabalarıyla tanınır.

  15. Federal Cumhuriyet
    Almanya, 16 eyaletten oluşan bir federal cumhuriyettir. Bu eyaletler, ülkenin yönetiminde önemli bir rol oynar.

  16. Noel Pazarı Geleneği
    Almanya, güçlü bir Noel pazarı geleneğine sahiptir. Nürnberg ve Dresden gibi şehirler, dünyanın en eski ve en ünlü Noel pazarlarını barındırmaktadır.

  17. Schengen Bölgesi Üyesi
    Almanya, Schengen Bölgesi'nin bir üyesidir. Bu sayede, Avrupa'da birçok ülke arasında sınırsız seyahat imkânı sağlar.

Almanya, hem tarihi hem de modern yaşamıyla büyüleyici bir ülke. Bu ilginç gerçekler, Almanya'nın zengin kültürünü ve önemli yerlerini daha yakından keşfetmenize yardımcı olabilir.

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Seyahat Severler İçin Film Önerileri: Yeni Diyarlara Yolculuk


Seyahat etmek, yeni yerler keşfetmek ve farklı kültürleri deneyimlemek, hayatımıza heyecan ve anlam katar. Ancak bazen seyahat etmek için bir fırsat bulamayabiliriz. Neyse ki, sinema dünyası bize bu arayışımızı tatmin edecek birçok ilham verici film sunuyor. İşte, sizi alıp bambaşka diyarlara götürecek ve seyahat etme arzunuzu tetikleyecek 12 harika film önerisi!

  1. Into the Wild (Vahşi Doğaya Doğru) - 2007
    Christopher McCandless’ın, konforlu hayatını terk ederek Alaska'nın vahşi doğasına doğru yaptığı yolculuğu anlatan bu film, özgürlük ve keşif arayışını derinlemesine işliyor. Gerçek bir hikayeye dayanan film, sizi doğanın kalbine doğru bir yolculuğa çıkaracak.

  2. The Motorcycle Diaries (Motorsiklet Günlükleri) - 2004
    Genç Ernesto Guevara’nın Güney Amerika’yı motorsikletle keşfe çıkışını konu alan bu film, yalnızca bir yolculuk değil, aynı zamanda kişisel dönüşümün de hikayesi. Kıta boyunca geçirdiği zaman, onu gelecekteki devrimci kimliğine hazırlayan bir deneyime dönüşüyor.

  3. Eat Pray Love (Ye, Dua Et, Sev) - 2010
    Liz Gilbert’ın hayatında bir dönüm noktasında, bir yıl boyunca dünya çapında yaptığı yolculuğu anlatan bu film, kişisel keşif, ruhsal dinginlik ve mutluluğu arayış temalarını işliyor. İtalya, Hindistan ve Endonezya’daki renkli ve ilham verici sahneler seyahat etme isteğinizi alevlendirecek.

  4. Seven Years in Tibet (Tibet'te 7 Yıl) - 1997
    Avusturyalı bir dağcı olan Heinrich Harrer’in, Tibet’teki sürgün yıllarında yaşadığı deneyimleri konu alıyor. Bu film, hem Tibet’in mistik havasını hem de insan ruhunun derinliğine inen bir yolculuğu sunuyor.

  5. Wild (Yaban) - 2014
    Cheryl Strayed’ın, kişisel kayıpları ve zorluklarla başa çıkmak için Amerika’nın en uzun yürüyüş yolu olan Pacific Crest Trail’i yürüyerek yaptığı 1,100 millik yolculuğunu anlatan bu film, keşif, direnç ve kendini yeniden bulma temasını işliyor.

  6. The Darjeeling Limited (Küs Kardeşler Limited Şirketi) - 2007
    Hindistan'da bir tren yolculuğuna çıkan üç kardeşin hikayesini anlatan bu film, bir aileyi ve kültürler arası yolculuğu derinlemesine keşfederken, aynı zamanda mizahi ve duygusal bir yolculuğa da çıkarıyor.

  7. The Secret Life of Walter Mitty (Walter Mitty'nin Gizli Yaşamı) - 2013
    Walter Mitty’nin sıradan hayatını terk edip, hayallerini gerçeğe dönüştürmeye karar verdiği bir yolculuk. Bu film, cesaretin ve hayal gücünün gücünü vurgularken, dünyayı keşfetmenin özgürlüğünü de gözler önüne seriyor.

  8. The Bucket List - 2007
    Kanser hastalığına yakalanan iki adamın, kalan hayatlarını anlamlı hale getirebilmek için gerçekleştirmeyi istedikleri hayalleri konu alan bu film, seyahatin sadece gezmek değil, aynı zamanda hayatta kalmak ve anlam aramakla ilgili olduğunu hatırlatıyor.

  9. The Kings of Summer (Yazın Kralları) - 2013
    Üç genç, yaz tatilini ormanın derinliklerinde bir kulübe kurarak geçiriyor. Bu film, özgürlük, macera ve arkadaşlık üzerine dokunaklı bir yolculuğa çıkarıyor.

  10. Leave No Trace (İz Bırakma) - 2018
    Doğayla iç içe bir yaşam süren bir baba ve kızının hikayesini anlatan bu film, insanın doğayla uyum içinde nasıl yaşayabileceğini sorguluyor. Doğaya dönüş ve sadelik arayışındaki bir yolculuk.

  11. The Way (Yol) - 2010
    Babasının ölümünden sonra, Santiago de Compostela’ya doğru yola çıkan bir adamın hikayesini izliyoruz. Bu yolculuk, sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal bir keşif yolculuğudur. İnsanların hayatları boyunca geçirdiği ‘yolculuk’ları anlatıyor.

  12. Tracks (Çöldeki İzler) - 2013
    Robyn Davidson’ın, Avustralya çöllerinde 9 ay süren bir yürüyüşe çıktığı gerçek bir hikaye. Hem zorlu bir doğa ile mücadelenin hem de içsel bir yolculuğun filmi.

Her biri farklı bir deneyim ve içsel keşif sunan bu filmler, seyahatin ve keşfin her yönüne dokunuyor. Film izlerken yeni yerler keşfetmek, yeni kültürlerle tanışmak, kendinizi yeniden bulmak için ilham alabilirsiniz. Hazır olun, bir sonraki tatil planınız bu filmlerden birinin içinde gizli olabilir!

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Dünya Su Günü: Suyun Değeri ve Tarımın Sorumluluğu

Bugün, 22 Mart Dünya Su Günü'nü kutlarken, su kaynaklarımızın geleceği konusundaki endişelerle doluyuz. Küresel ısınma, artan nüfus, yoğun tarım ve sanayi faaliyetleri ile su kaynakları üzerindeki baskı her geçen gün daha da artıyor. Dünya üzerindeki 2,2 milyar insanın temiz suya erişiminin sınırlı olduğunu düşündüğümüzde, suyun geleceğinin aslında insanlığın geleceği ile ne kadar iç içe olduğunu fark ediyoruz. Bu büyük sorumluluk, sürdürülebilir bir dünya için öncelikli olarak tarım sektörünün omuzlarında.

Su: İnsanlığın Ortak Değeri

Su, her insan için farklı anlamlar taşıyor. Evdeki bir bardak su, sağlık, hijyen ve üretkenlik demekken; bir okulda temiz suya ulaşabilmek çocuklar için saygınlık ve eğitim demek. Kültürel ve dini mekanlarda su, insanın varoluşla, toplumla ve kendiyle bağ kurmasının bir simgesi. Doğada ise su, barış, uyum ve koruma anlamına gelir. Ancak tüm bu değerlerin ötesinde su, yaşamın temel kaynağıdır. Doğru bir su yönetimi olmadan ne sağlıklı bir toplumdan ne de sürdürülebilir bir gelecekten söz etmek mümkün.

Suyun Olmazsa Olmaz Rolü: Tarımda Su Kullanımı

Dünya üzerindeki suyun %70’i tarımda kullanılıyor. Tarımsal üretim olmadan yiyecek üretmek mümkün değil, dolayısıyla tarım ve su birbiriyle koparılamaz bir bağa sahip. Üstelik gıda güvenliğini sağlamak adına tarımda kullanılan su miktarı büyük bir dikkatle yönetilmek zorunda. Bu noktada, modern sulama teknolojileri büyük bir fark yaratıyor. Damla sulama gibi su tasarrufunu maksimize eden sistemler, tek bir damlayı bile boşa harcamadan verimli sulama imkanı sunuyor.

Tarımı Dönüştüren Teknolojiler: Verimli Su Kullanımı

Tarımsal üretimde su tüketimini azaltmak için kullanılan teknolojiler suyun daha verimli kullanılmasını sağlıyor. Gelişmiş tohum teknolojileri, az miktarda su ile daha fazla verim elde edilmesine olanak tanırken; sürdürülebilir sulama sistemleri de bitkilerin tam ihtiyaç duyduğu kadar su almasını sağlıyor. Tarımda kullanılan su miktarını en aza indirgeyerek, gelecekte daha az kaynakla daha fazla üretim yapmak mümkün hale geliyor.

Suyun Alternatifi Yok!

Toprak olmadan yapılabilen topraksız tarım, robotik sistemlerle desteklenen üretim gibi gelişmeler tarımın geleceğine dair umut verse de, suyun alternatifi yok. Su olmadan üretim yapmak, yaşamı sürdürmek mümkün değil. Bu yüzden, tarımda suyun verimli kullanımına odaklanmak ve suyu korumak, insanlığın geleceği için en önemli adımlardan biri.

Su ve İnsanlığın Ortak Geleceği İçin Tarımın Sorumluluğu

Su kaynaklarının korunması yalnızca bireysel bir sorumluluk değil; aynı zamanda toplumsal bir görev. Tarım sektörünün bu konuda üstleneceği rol ise hayati. Bugün tarımda suyu daha verimli kullanan her yöntem, gelecek nesillerin sağlıklı bir dünyada yaşayabilmesine katkı sağlıyor. Hem küçük üreticilerin hem de büyük tarım işletmelerinin su tasarrufu konusunda yapabileceği değişiklikler, suyun geleceğini şekillendirecek en büyük faktörlerden biri olacak.

Bu Dünya Su Günü'nde, suyun gerçek değerini bilmek, su kaynaklarını bilinçle kullanmak ve doğayla uyumlu bir gelecek inşa etmek için bir adım daha atalım. Besler Şifa olarak, su kaynaklarının korunmasını ve sürdürülebilir tarımı destekliyoruz. Su kaynaklarımızın korunması için yapacağımız her şey, sadece bugünkü yaşamımız için değil, geleceğimiz için de büyük bir adım olacak.

Tüm okuyucularımızın Dünya Su Günü kutlu olsun! Suya değer verelim, çünkü su yaşam demektir.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Türkiye 2024'te En Çok Psikolojik Destek Aradı, Neden?

2024 yılına ait sağlık sektörü verileri, Türkiye'de en çok hangi branşlara başvurulduğunu ortaya koydu. Dijital sağlık platformu Doktor Takvimi tarafından 200 binden fazla hekim ve uzman profili incelenerek hazırlanan rapora göre, 2024 yılında en fazla psikolojik destek talep edildi.

Psikoloji İlk Sırada

Raporda, psikoloji branşı %20 oranıyla ilk sırada yer aldı. Psikolojiyi sırasıyla şu branşlar takip etti:

  • Kadın Hastalıkları ve Doğum: %12,2
  • Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları: %8,8
  • Psikiyatri: %8
  • Diş Hekimliği: %5,1
  • Dermatoloji: %5,1
  • Diyetisyenlik: %4,9
  • Kulak Burun Boğaz: %3,8
  • Ortopedi ve Travmatoloji: %2,3
  • Üroloji: %2,2

Doktor Takvimi platformu üzerinden 2024 yılında toplamda 408 bin randevu alındı. Platform, yılda 80 milyon ziyaretçi sayısına ulaşarak Türkiye'nin en büyük online sağlık hizmeti sağlayıcılarından biri olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Eskişehir Zirvede

Nüfusa oranla en fazla randevu alınan şehirler sırasıyla Eskişehir, Kocaeli ve Denizli oldu. Eskişehir'in birinci sırada yer almasının, genç nüfusun yoğunluğu ve dijital platformlara olan yatkınlıkla bağlantılı olduğu belirtildi. Buna karşın, Muş, Bitlis ve Kilis gibi illerde sistem üzerinden hiç randevu alınmadı. Araştırmacılar, bu durumun söz konusu illerde özel hastane sayısının azlığıyla ilişkili olduğunu ifade etti.

Psikolojik Desteğe Talep Artışı

Doktor Takvimi Türkiye Ülke Müdürü Hakan Türkoğlu, psikolojiye olan yoğun talebin ülkenin devam eden stresli ve sıkıntılı süreçlerinden kaynaklandığını belirtti. Türkoğlu, "2024 yılında psikoloji, 2023'te olduğu gibi en çok randevu alınan branş oldu. Bu, toplumun ruh sağlığına yönelik ihtiyaçlarının devam ettiğini gösteriyor. Ayrıca, çocuk sağlığı branşının bu yıl ilk beşte yer alması, çocuk hastalıklarındaki artışla bağlantılı olabilir. Platformumuzun ziyaretçi sayısının 73 milyondan 80 milyona yükselmesi ise başarımızın en büyük göstergesidir," dedi.

Besler Şifa olarak bitkisel kozmetik ve doğal yaşam ürünleri olarak sıkıntı ve strese çözümlerimize bakalım. 50 den fazla ürünümüzle hizmetinizdeyiz.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Yaşlandıkça Azalan Kanser Riski: Yeni Araştırmalar Ne Anlatıyor?

Kanser, genellikle yaşlanma ile ilişkilendirilen bir sağlık sorunu olarak bilinir. Ancak Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi'nde (MSK) yapılan yeni bir araştırma, yaşlılığın kanserden koruyucu bir etkisi olabileceğini ortaya koyuyor. Bu bulgular, yaş gruplarına özel tedavi stratejilerinin geliştirilmesine ışık tutuyor.

Yaş ve Kanser: Çift Taraflı Bir Kılıç

Yaş, kanser riskinin artmasında en önemli faktörlerden biri olarak kabul edilir. Bunun nedeni, yıllar boyunca hücrelerde biriken genetik mutasyonların kanser gelişimini tetiklemesidir. Ancak bu yeni çalışma, ileri yaşın, hücrelerin yenilenme kapasitesini kaybetmesi nedeniyle kanser riskini düşürebileceğini gösteriyor.

Araştırmanın baş yazarı Dr. Xueqian Zhuang, yaşlılıkla birlikte hücrelerin yenilenme kapasitesini kaybettiğini ve bu durumun kontrolsüz hücre büyümesini sınırlayarak kanser oluşumunu engellediğini belirtiyor.

Demir Metabolizması ve Kanser İlişkisi

Çalışma, farelerde akciğer adenokarsinomu (yaygın bir akciğer kanseri türü) modelinde yapıldı. Araştırmacılar, yaşlı farelerin hücrelerinde NUPR1 adlı bir proteinin daha fazla üretildiğini keşfetti. Bu protein, hücrelerin demir eksikliği yaşıyormuş gibi davranmasına neden oluyor. İlginç bir şekilde, bu etki, hücrelerin yenilenme kapasitesini sınırlayarak kanser riskini azaltıyor.

Dr. Zhuang, yaşlı hücrelerin aslında daha fazla demir içerdiğini, ancak bunun biyolojik olarak kullanılamadığını belirtiyor. Araştırmacılar, bu durumu tersine çevirmek için yaşlı farelere ek demir verdiklerinde, hücrelerin yenilenme kapasitesinin geri döndüğünü gözlemlediler. Ancak bu durum, aynı zamanda kanser riskini de artırdı.

Yaş Grubuna Göre Tedavi Stratejileri

Araştırma, yaşlanmayla birlikte hücre biyolojisinin değiştiğini ve bu değişimin tedavilere duyarlılığı etkilediğini vurguluyor. Özellikle demir metabolizmasını hedef alan tedavilerin genç hastalarda daha etkili olabileceği, ancak yaşlı hastalarda aynı sonuçları vermeyebileceği belirtiliyor.

Erken Müdahalenin Önemi

Dr. Tuomas Tammela, kanserin genç yaşta ortaya çıkmasının daha tehlikeli olduğunu ve bu nedenle gençlerin sigara içmek, bronzlaşmak gibi kanserojen alışkanlıklardan korunmasının hayati önem taşıdığını belirtiyor.

Araştırmanın Gelecekteki Yansımaları

Bu bulgular, kanser tedavisinde yaşa özel yaklaşımların geliştirilmesi gerektiğini gösteriyor. Ayrıca, yaşlanmanın biyolojik etkilerini anlamak, hem kanser tedavisinde hem de yaşlanma ile ilgili diğer sağlık sorunlarında yeni stratejiler oluşturulmasına yardımcı olabilir.

Kanserle ilgili yeni bilgiler ve araştırmalar, tedavi yöntemlerini daha etkili hale getirmek ve yaşam kalitesini artırmak için umut verici bir yol sunuyor.

Makale https://www.mskcc.org/news/cancer-risk-declines-in-old-age-new-msk-research-helps-explain-why?utm_source=substack&utm_medium=email



.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Akdeniz'in Beş Köşesi

Bu yerler, doğal güzellikleri, zengin kültürel mirasları ve tarihi değerleri ile dikkat çeken çeşitli bölgeleri temsil ediyor. Akdeniz, Türkiye'nin güney sahilinde yer alan bu bölge, sıcak iklimi, güzel plajları ve tarihi kalıntıları ile ünlüdür. Ayrıca, Akdeniz mutfağı ve çeşitli tatlarıyla da bilinir. İşte her birinin kısa bir özeti:

  1. İberya- Kastilya: İspanya'nın merkezi bir bölgesi olan Kastilya, tarihi kalıntılar, muhteşem şatolar ve büyüleyici kasabaları ile tanınır. Bölge, hem tarihi hem de kültürel zenginlikleri ile öne çıkar. İber Yarımadası, İspanya ve Portekiz'in bulunduğu alanı kapsar. Bu bölge, tarihi, kültürel ve coğrafi zenginlikleri ile dikkat çeker. Farklı etnik grupların etkisiyle zengin bir kültürel mirasa sahiptir.
  2. Levant Bölgesi; Akdeniz'in doğu sahillerinde bulunan geniş bir araziyi tanımlamak için kullanılan, sınırları kesin olmayan, coğrafî, tarihî ve kültürel bir adlandırmadır. Kızıldeniz'den İskenderum körfezine, Lübnan dağı, Amanoslar gibi zengin bir biyoçeşitlilik ve yaşam öyküleri yer alır. Suriye Palmira ve Busra; Lubnan Baabek; Ürdün Petra Antik kentlerini ziyaret edilebilir.. Ne kadar kaldıysa...
  3. Yunan Adaları: Ege Denizi'nde yer alan bu adalar, tarihi kalıntıları, güzel plajları ve benzersiz mimarileri ile ünlüdür. Santorini, Mykonos, Rodos gibi adalar, tatil için popüler destinasyonlardır.
  4. Nil Havzası: Dünyanın en uzun nehri olan Nil, Mısır ve Sudan'ı geçerek birçok önemli tarihi bölgeyi kapsar. Nil Havzası, tarihi kalıntıları, tarımsal zenginlikleri ve benzersiz kültürü ile dikkat çeker.
  5. Teke Yöresi- Toroslar: Antalya ve çevresinde bulunan bu bölge, tarihi kalıntıları, doğal güzellikleri ve geleneksel yaşam tarzı ile bilinir. Özellikle eski yerleşim yerleri ve antik kalıntılar ile zengindir. Toroslar, Türkiye'nin güneyinde yer alan bu dağ sırası, doğal güzellikleri, biyolojik çeşitliliği ve tarihi yerleri ile tanınır. Yürüyüş, dağcılık gibi açık hava etkinlikleri için popüler bir bölgedir.

Bu bölgelerin her biri, gezginlere farklı deneyimler sunmakta ve keşfedilmeyi bekleyen birçok güzellik barındırmaktadır.

Akdenizle ilgilli detaylı ziyaret ve gezi programını paylaşacağız.

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Çeşitlendirmenin Önemi

Günümüz tarımsal gıda sistemleri, sürdürülebilir olmaktan uzak ve mevcut yapılarıyla insanlığa yeterince hizmet etmiyor. Oysa ki, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ulaşmak için bu sistemlerin dönüştürülmesi şart. Tarımsal gıda sistemleri, yalnızca insanları ve gezegeni beslemekle kalmamalı, aynı zamanda adil geçim kaynaklarını desteklemeli ve dayanıklı ekosistemler inşa etmelidir.

Ne yazık ki, 2021 yılında 53 ülke veya bölgede yaklaşık 193 milyon insan kriz seviyesinde ya da daha vahim boyutlarda gıda güvensizliği yaşadı. Bu, 2020’ye kıyasla 40 milyon kişilik bir artış anlamına geliyor. Üstelik dünya genelinde üç milyar insan sağlıklı beslenmeye erişemiyor; milyonlarca çocuk yetersiz beslenme ile mücadele ederken, obezite oranları da hızla yükseliyor.

Bugün, dünya çapında krizler iç içe geçmiş durumda. Ukrayna’daki savaş, ekonomik durgunluk ve COVID-19’un etkileri, milyonlarca insanı yoksulluğa ve açlığa sürüklüyor. Küçük üreticiler, kadınlar, gençler ve Yerel Halklar, gelir eşitsizliği ve sınırlı erişim nedeniyle en kırılgan gruplar arasında yer alıyor. Gıda güvenliği giderek daha büyük bir sorun haline geliyor.

Artık herkes için uygun fiyatlı, besleyici ve sağlıklı bir beslenme sistemine geçiş hiç olmadığı kadar önemli. Bunu başarmak için tarımsal gıda sistemlerinde acil ve köklü bir dönüşüme ihtiyaç var. Bu dönüşümün temelinde ise çeşitlilik yatıyor.

  • Gıda üretiminde çeşitlilik, verimi artırır, iklim değişikliğine karşı dayanıklılığı güçlendirir, hastalık ve zararlılara karşı direnci artırır, ekolojik performansı iyileştirir ve biyolojik çeşitliliği korur.
  • Hane halkı düzeyinde gelir kaynaklarının çeşitlendirilmesi, ekonomik şoklara karşı tampon görevi görerek bireylerin refahını artırır.
  • Pazar ve ticarette çeşitlilik, gıda tedarikinin güvence altına alınmasını sağlar.
  • Gıda tedarik zincirinde çeşitlilik, krizlere karşı daha güçlü bir sistem oluşturur.
  • Beslenmede çeşitlilik, sağlıklı ve dengeli bir diyetin temelidir.

Tarımsal gıda sistemlerinde çeşitlendirme, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmenin anahtarıdır. Ancak, üretimde çeşitliliği artırırken sistemin diğer bileşenleriyle olan etkileşimleri de göz önünde bulundurmak gerekir. Bu dönüşüm, bütüncül bir yaklaşımla ele alındığında gerçek anlamda etkili olacaktır.

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 
© beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.