Paul Krugman, “ABD Başkanı Trump ölmenizi istiyor” başlığıyla dikkat çeken yazısında, Trump yönetiminin sağlık alanındaki radikal politikalarını ve bunun toplum sağlığı üzerindeki olası yıkıcı etkilerini ele alıyor. Krugman, Trump’ın Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) çekilme ve sağlık araştırmaları için ayrılan fonları tamamen kesme girişimini, sadece derin devlet teorilerine dayanan paranoyak bir söylem olarak nitelendiriyor. Ona göre, Trump ve beraberindekiler, uzun süredir AGA hareketinin belirlediği “derin devlet” temasına inanan profesyonel kamu görevlilerini hedef alıyor; fakat bu durum, aslında Beyaz Saray’ı işgal edenlerin değil, ulusun yararı için çalışan kamu görevlilerinin gündemlerine zarar veriyor.
Krugman, MAGA hareketinin iktidara gelmesiyle sağlık politikalarının artık tamamen siyasi arenaya taşınacağının ilk sinyallerini gözlemliyor. New York Times’a göre, Medicare ve Medicaid veri toplama projelerinin durdurulması, tamamlanmış anket sonuçlarının yayınlanmaması gibi örnekler, sağlık kurumlarının faaliyetlerinin ciddi şekilde kısıtlandığını gösteriyor. Gıda ve İlaç İdaresi, Hastalık Kontrol Merkezleri ve Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) gibi önemli kurumların dış iletişim faaliyetlerinin kesilmesi, rutin toplantıların iptal edilmesi ve seyahat yasaklarıyla neredeyse tamamen kilit altına alınmaları, Trump yönetiminin sağlık alanında uyguladığı baskıların somut örnekleri arasında yer alıyor.
Peki bu durum geçici mi, yoksa kalıcı bir dönüşüm mü olacak? Krugman, Trump’ın aşı karşıtı figürlerden Robert F. Kennedy’yi Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanı olarak yönetime dahil etmeye çalıştığını hatırlatarak, mevcut durumun geçici olmadığını, aksine federal sağlık kurumlarının politikalarının gelecekte daha da siyasallaştırılacağını öngörüyor. Eskiden partiler arası bir uzlaşıya dayanarak hizmet veren, örneğin Anthony Fauci gibi isimlerin çalıştığı halk sağlığı kurumlarının artık siyasi baskılar altında kalması, aşılanma oranlarında ve halk sağlığını korumaya yönelik uygulamalarda ciddi aksaklıklara yol açabilir.
Covid-19 pandemisi sürecinde aşı çalışmalarıyla ilgili birçok komplo teorisi ortaya atılmıştır. Bunlardan biri, Pfizer CEO'su Albert Bourla'nın dünya nüfusunu %50 azaltmayı hedeflediğini söylediği iddiasıdır. Ancak bu iddia, Bourla'nın 2022’de Dünya Ekonomik Forumu'ndaki konuşmasının çarpıtılmasıyla yayılmıştır. Bourla, aslında ilaçlara erişimi olmayan insanların sayısını %50 azaltmayı hedeflediklerini belirtmiştir. Konuşmanın orijinal hali, Dünya Ekonomik Forumu’nun resmi kaynaklarında mevcuttur ve Reuters gibi uluslararası haber ajansları bu iddianın asılsız olduğunu doğrulamıştır. Bir taraftan bakılırsa dünya nufusunu azaltmak girişimine destek sayılır.
Araştırmalar, küresel doğum oranlarının düşmesiyle 2100 yılına kadar dünya nüfusunun azalacağını öngörüyor. Bu değişim, yoksul ülkelerde yaşam standartlarını iyileştirirken, yaşlanan nüfus nedeniyle gelişmiş ülkelerde emeklilik yaşının yükselmesi, göç politikalarının esnemesi ve bakım işçilerinin öneminin artması gibi sonuçlar doğurabilir. Hükümetler, doğum oranlarını artırmak için ebeveynlere destek sağlayabilir. Nüfus azalmasının çevre için olumlu etkileri olabileceği düşünülse de ekonomik büyüme ve tüketim alışkanlıkları bu süreci belirleyici olacaktır.
Sonuç olarak, Trump yönetiminin sağlık politikalarına yönelik bu müdahaleler, sadece bilimsel ve tıbbi araştırmaların değil, aynı zamanda ulusal sağlık güvenliğinin de tehlikeye girmesine yol açabilir. Krugman’ın da belirttiği gibi, mevcut kısıtlamalardan çıkış yapan NIH ve benzeri kurumların, Trump’ın hoşuna gitmeyen verileri sansürlemesi veya politika önerilerini reddetmesi, toplumsal sağlık krizlerine ve hatta can kayıplarına neden olabilir.
İklim değişikliği senaryoları bir anlamda nufusun azalacağına inanıldığı için destekleyenler veya desteklemeyenler var. İklim değişikliği nufusu azaltmanın bir oyuncağı olduğunu düşünenler az değil. Bir anlamda iklim değişikliğini kriz haline getirerek bir anlamda pandemi ortamı oluşturulması ve olağanüstü tedbirlerle yine dünya nfusuna müdahale olduğu dile getiriliyor.
Pandemiyi önleyememesi, etkili yöntemler geliştirememesi, pandemiyi bazılarının tabiriyle "plandemi" haline getirmesi, aşı konusunda yetersiz çözümler ve şu an aşıların etkilerinin kalp krizleriyle görülmesi gibi sebepler Dünya Sağlık Örgütü'nün sorgulanmasına sebep oluyor. Muhtemelen Trump iklim zirveleri kadar dünya Sağlık Örgütü'nü de sorguluyor.
............................................................
BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.
İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa
Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa
Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0
aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/
Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.