Ad

fitoterapi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fitoterapi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kirmir Vadisi ve İnönü Mağaraları Doğa Yürüyüşü

Kirmir Vadisi ve İn Önü Mağaraları Doğa Yürüyüşü 

Kar yürüyüşü değildir, su içinden geçiş yapılmayacaktır. Doğanın kucağında, temiz hava eşliğinde, çiğdemlerle süslü Kirmir Vadisi'ni, Kirmir Çayı'nı, asma köprülerini ve İn Önü Mağaralarını keşfe çıkıyoruz. Bu huzur dolu yürüyüşte su içinden geçiş yapılmayacak.

Kirmir Çayı'nın dinginleştirici sesini dinleyerek öğle molamızı çayın kenarında vereceğiz. Yürüyüşün sonunda, semaverde demlenen çayımızı Kirmir Çayı'nın ve İn Önü Mağaralarının eşsiz manzarasıyla yudumlayacağız.

Vadinin yukarısından harika manzaralar eşliğinde yürüyüp, doğanın sunduğu huzuru keşfedeceğiz. Doğa, en iyi terapisttir ve burada huzur bulacaksınız.

Parkur hakkında bilgilendirme..

  • Bölge : GÜDÜL
  • Zorluk Derecesi : Kolay ORTA
  • Mesafe : 12 km
  • Yürüyüş süresi : 5-6 saat
  • zemin : karsız, çim, çiçek, toprak, çiğdemler
  • içeriği : vadi, akarsu, tarihi mağaralar, k.şelale
  • Başlangıç rakım : 695 mt
  • Yükselti : 960 mt
  • Bitiş Rakım : 625 mt
  • Ankara ya uzaklık 110 km
  • Süre : 1 SAAT
  • Sıcaklık: 25 derece GÜNEŞLİ, bulutlu
  • Çeşme : bitiş de var

Başlangıç ve bitiş aynı değil.

YANINIZDA BULUNDURMANIZ GEREKENLER.

Sırt çantası ve içinde, terlediğinizde değiştirebileceğiniz yedek kıyafetler, Yağmurluk, Tozluk, 1 lt su, öğlen için 1 öğün yiyecek, atıştırmalıklar,

Ayrıca mevsime uygun rahat kıyafetler, ayak bileğinizi kavrayan, kauçuk taban Bot türü ayakkabı giymeniz tavsiye edilir.

DİKKAT:

  • Bu etkinlik bir doğa yürüyüşü ve spor faaliyetidir, turizm veya kültür turu değildir.

  • Doğa yürüyüşleri, doğal çevrelerde gerçekleşir. İnişler, çıkışlar ve doğanın sunduğu sürprizler bu yürüyüşlerin doğal bir parçasıdır.

  • Doğa yürüyüşleri, düz zemin veya park alanlarında yapılan yürüyüşlerden farklıdır.

  • Bu etkinliği kültür turu ile karıştırmayın. Mangal, ikram, eğlence ya da konfor beklentisi içinde olmayın.

  • Etkinliğimizin önceliği huzur, yardımlaşma ve doğa sporudur.

  • Belirtilen yürüyüş mesafesi planlanmış olup, yürüyüş lideri gerekli gördüğünde mesafede (+/-) değişiklik yapabilir.

  • Doğa yürüyüşleri, bireysellikten çok takım uyumu ve çoğulcu sorumluluk gerektirir. Kendinizi ve grubu zor durumda bırakacak davranışlardan kaçınılmalıdır.

  • Doğa yürüyüşleri bazı riskler barındırabilir. Yürüyüş liderinin uyarıları ve bilgilendirmeleri mutlaka dikkate alınmalıdır.

  • Sağlık sorunları olan katılımcılar için bu yürüyüş uygun değildir.

  • Bu etkinlik isteğe bağlı bir spor aktivitesidir.

  • Yürüyüş liderinin önüne geçilmemeli, arka liderin de arkasında kalınmamalıdır. Yürüyüş lideri ile uyum içinde olunmalıdır.

  • "Yapamazsam dönerim" düşüncesiyle katılmayın. Belirtilen mesafeyi yürüyebileceğinizden emin olun.

  • Fotoğraf çekimi etkinliğinde değil, doğa yürüyüşünde olduğumuzu unutmayın.

  • Önde yürüyenlerin daha çok dinlenme şansı olduğunu ve doğanın tadını çıkarabildiğini aklınızda bulundurun.

  • Yorulmak ve doğada yürümenin bir parçası olduğunu kabul ederek katılın; yürüyüş esnasında şikayet etmeyin.

  • Kendi temponuzla değil, grup temposuyla yürümelisiniz.

  • Yüksek sesle konuşmak, bağırmak ya da müzik dinlemek doğa yürüyüşlerinde yasaktır.

  • Kullanacağımız araçlar dezenfekte edilmiş olarak gelecek. Araca binerken ellerinize kolonya dökülecektir.

  • Maske zorunluluğu devlet tarafından kaldırılmıştır, dileyen takabilir.

Bu etkinliğe katılan herkes, yukarıdaki ikaz ve uyarıları kabul etmiş sayılır.

İNÖNÜ MAĞARALARI

Ankara İli, Güdül İlçesi, Kirmir Çayı kenarında İnönü mevkiinde bulunan, Bizanslılar döneminden kaldığı tahmin edilen, dağın içini oymak suretiyle yapılan bu mağaralarda, merdivenlerle kat kat yukarılara çıkılmaktadır.

İç Anadolu'daki Ürgüp-Göreme mağaralarıyla benzerlik gösteren İnönü Mağaraları, merkezi yerdeki kilisesi ile bir köy topluluğunu andırmaktadır. Kirmir Çayının zamanla altını oyduğu dağın parçalanmasıyla yukarı katlara çıkan merdivenlerin bazıları açıkta kalmış tarihi bir görünüm sergilemektedir.

Ankara’nın tarihi en eski yerleşim yeri olan Güdül'e attığınız her adımda tarihi hissedeceksiniz. Kirmir Çayı boyunca tepelerin eteklerine oyulmuş mağaralar sizlere Güdül’ün tarihi hakkında ufak ipuçları verecektir.

Güdül çevresinde tarih öncesi çağlardan beri popüler bir yerleşke olduğu yönünde ciddi bulgulara rastlanmakta ve bugün hala bununla ilgili çalışmalar devam etmektedir. Bilinen tarihi kaynaklara göre ise M.Ö. 2000 yıllarında Etiler’in burada hüküm sürdüğü tahmin edilmektedir. Hatta kayalardaki mağaraların Etiler döneminde kullanıldığı öne sürülmektedir.

M.Ö. 8. yüzyılda Friglerin buraya hakim olduğu tahmin edilmektedir. Güdül'ün Romalılarca Hristiyanlığın yayılması döneminde kullandığı konusunda çeşitli bulgulara rastlanmıştır, hatta İn Önü diye bilinen bölgede mağara girişlerinde çeşitli hac işaretleri yer almaktadır. Yine Bizanslıların yaşadığına dair de çeşitli bilgiler yer almaktadır.



Güneşin Zararlı Etkilerine Karşı Doğal Koruma: Besler Şifa'nın Canlandırıcı ve Onarıcı Güneş Kremi

Güneş, yaşamın kaynağı olarak birçok fayda sunarken, aynı zamanda cildimiz için riskler de barındırır. Özellikle yaz aylarında, cildimizin güneşin zararlı UVA ve UVB ışınlarına maruz kalması, leke oluşumuna, cilt yaşlanmasına ve hatta cilt kanserine yol açabilir. Bu nedenle, güneşe çıkmadan önce cildimizi doğru şekilde korumak büyük önem taşır. Besler Şifa olarak, doğal içeriklerle formüle ettiğimiz Canlandırıcı ve Onarıcı Güneş Kremi ile cildinizi güneşin zararlı etkilerinden korurken, aynı zamanda ona ihtiyaç duyduğu bakımı da sağlıyoruz.

Doğal İçeriklerle Güçlendirilmiş Formül

Doğal içeriklerin gücüne inanıyoruz. Güneş kremimizin içeriğinde bulunan aromatik yağlar, cildinizi UVA ve UVB ışınlarına karşı korurken, cilt tonunun dengeli ve pürüzsüz görünmesine yardımcı olur. Özellikle güneş lekeleriyle mücadele eden bu formül, cildinizin nem dengesini koruyarak sağlıklı bir görünüm kazanmasına destek olur. Fitoterapik yağlar, cildin tahriş olmasını önlerken, E vitamini ise cildinizin canlanmasını sağlar.

Tüm Cilt Tiplerine Uygun Koruma

Besler Şifa'nın Güneş Kremi, tüm cilt tipleri için uygundur. Güneşe çıkmadan 15-20 dakika önce yüz, boyun ve açık giysi bölgelerine uygulandığında, uzun süreli ve yüksek koruma sağlar. İhtiyaç halinde 2-3 saatte bir tekrar uygulanabilir. Kremimiz, leke oluşumunu önlerken, yaşlanma karşıtı etkisiyle de cildinizi korur.

Sürdürülebilir ve Doğa Dostu Üretim

Doğal güzelliğin, doğaya saygı göstererek korunabileceğine inanıyoruz. Bu nedenle, güneş kremimiz %100 doğal formüle sahiptir ve hiçbir kimyasal ya da koruyucu madde içermez. Besler Şifa olarak, helal üretim süreçlerine uygun, alüminyum, paraben, sülfat, SLES, SLS, silikon gibi zararlı maddelerden arındırılmış ürünler sunuyoruz. Ürünlerimiz, doğa dostu olup hayvanlar üzerinde test edilmemiştir. Sentetik parfümler yerine, ürünümüzün mis gibi kokusunu içeriğindeki aromatik uçucu yağlardan alıyoruz.

Cildinize İyi Bakmanın Yolu

Güneş kremimizi kullanırken, cildinize dairesel hareketlerle masaj yaparak uygulamanız, kremimizin etkisini artıracaktır. Haricen kullanım için uygun olan bu ürün, gözle temasından kaçınılmalıdır. Kremimizi oda sıcaklığında, direkt güneş ışığından uzakta ve ağzı sıkıca kapalı olarak saklayarak, tazeliğini koruyabilirsiniz.

Sağlık Bakanlığı Onaylı Güvenilir Ürün

Besler Şifa olarak, ürünlerimizin güvenilirliği bizim için ön plandadır. Doğal Güneş Kremimiz, Sağlık Bakanlığı Ürün Takip Sistemi (ÜTS) bünyesinde barkod numarası ile kayıtlı ve onaylıdır. %100 doğal hammaddeler ve saf uçucu yağlarla formüle edilen bu krem, sağlığınız için güvenle kullanabileceğiniz bir üründür.

Sonuç

Güneşin zararlı etkilerinden korunmak, cildinizin sağlığını korumak ve aynı zamanda ona gereken bakımı sağlamak için Besler Şifa'nın Canlandırıcı ve Onarıcı Güneş Kremi en iyi seçeneklerden biridir. Doğal içeriklerle formüle edilen bu ürün, cildinizi korurken, ona ihtiyaç duyduğu nemi ve bakımı sağlar. Siz de doğanın gücünden ilham alarak formüle edilen bu özel kremi deneyerek, güneşin tadını güvenle çıkarabilirsiniz.

Besler Şifa'nın Canlandırıcı ve Onarıcı Güneş Kremi için tıklayınız.

Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.



Besler Şifa Propolisi ile Doğal Sağlığı Koruma

Doğanın bizlere sunduğu mucizeler, binlerce yıldır insan sağlığını desteklemek ve korumak için kullanılıyor. Arıların bu mucizevi armağanlarından biri de hiç şüphesiz propolis. Arıların bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından topladığı bu doğal ürün, antioksidan maddeler açısından zengin olup, arı kovanlarının ve ürünlerinin korunmasında hayati bir rol oynar. Peki, propolisin bu olağanüstü özelliklerinden nasıl faydalanabilirsiniz? İşte size Besler Şifa’nın su bazlı propolisi hakkında bilmeniz gerekenler.

Propolisin Gücü Nedir?

Propolis, arıların kovanlarını korumak için kullandığı güçlü bir savunma aracıdır. "Pro" (ön) ve "polis" (koruyan) kelimelerinin birleşiminden oluşan bu terim, arıların yaşam alanını temiz tutmak ve dış tehditlerden korumak için geliştirdiği bir stratejiyi ifade eder. Petek gözlerini propolis ile kaplayan arılar, böylece balını, yavrusunu ve besinini bozulmadan muhafaza eder. İşte bu koruyucu gücü Besler Şifa, özenli bir işçilikle size sunuyor.

Besler Şifa Propolisi ile Doğal ve Güvenli Destek

Besler Şifa Propolisi, arıların doğadan topladığı bu değerli maddeyi, uzman bir ekip tarafından işleyerek sizlere sunar. Özel bir teknikle işlenen propolis, besin öğelerinin maksimum düzeyde korunmasını sağlar. Üstelik, balmumu ve diğer safsızlıklar uzaklaştırılarak ürünün kalitesi artırılır. Bu sayede, propolisin doğal faydalarından en üst düzeyde yararlanabilirsiniz.

Propolisi Nasıl Kullanabilirsiniz?

Besler Şifa Propolisi'ni günlük hayatınıza dahil etmek oldukça kolay. Günlük 15-60 damla arasında tüketebilir, bu damlaları bal, pekmez, yoğurt gibi ılık ya da soğuk katı gıdalara ekleyebilirsiniz. Propolis damlalarını doğrudan da tüketmek mümkün. Ancak, kullanım öncesinde ürünü çalkalamayı unutmayın.

Neden Besler Şifa Propolisi?

  • Doğal ve Saf: Ürün, herhangi bir kimyasal kullanılmadan, alkolsüz tekniklerle üretilmiştir.
  • Katkısız: İçeriğinde alkol, glikol, gliserin, emülgatör gibi kimyasallar ve kıvam artırıcılar bulunmaz.
  • Sağlık Bakanlığı Onaylı: Ürünümüz, Sağlık Bakanlığı Ürün Takip Sistemi (ÜTS) bünyesinde barkod numarası ile kayıtlı ve onaylıdır.

Propolis Saklama Koşulları

Ürününüzü en iyi şekilde muhafaza etmek için, rutubetsiz, serin ve direkt güneş ışığından uzak bir yerde saklayınız. Ayrıca, ağzı sıkıca kapalı tutarak tazeliğini koruyabilirsiniz. Çocukların ulaşamayacağı bir yerde saklamak ise her zaman en iyisidir.

Doğal Sağlık İçin Besler Şifa Propolisi

Besler Şifa Propolisi, sağlığınızı desteklemek ve bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için mükemmel bir doğa armağanıdır. Doğal, katkısız ve güvenilir içeriği ile propolis, günlük hayatınızın vazgeçilmez bir parçası olmaya aday. Doğanın gücünü arkanıza alarak, sağlıklı ve dengeli bir yaşam için ilk adımı atın!

Besler Şifa Propolis- Su Bazlı Özel Damlalıklı Şişe- 30ml

Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.





Doğal Yaşamın Kalbinde: Besler Şifa

Besler Şifa olarak, doğal kozmetik ve yaşam ürünlerinin üretimi ve yaygınlaştırılması konusunda derin bir bağlılıkla çalışıyoruz. Ankara’da yer alan, 55 metrekarelik atölyemizde, tıbbi aromatik bitkilerden elde edilen aromatik yağlar ve çeşitli kozmetik bakım ürünleri üretiyoruz. Ürünlerimiz tamamen doğal, helal ve yenilebilir özellikler taşımakta olup, aromaterapinin faydalarını günlük yaşamınıza entegre etmeyi hedefliyoruz.

Doğal ve Helal Ürünlerle Sağlıklı Yaşamı Desteklemek

Besler Şifa olarak, sağlıklı bir yaşamın doğal ve temiz ürünlerle mümkün olduğuna inanıyoruz. Ürünlerimizde kullandığımız bitkisel içerikler, insan sağlığına zarar vermeyen, doğanın sunduğu en saf bileşenlerden oluşmaktadır. Tıbbi aromatik bitkilerin iyileştirici gücünü, helal üretim standartlarına uygun bir şekilde sunarak, tüketicilerimize hem sağlık hem de ruhsal dengeyi getirmeyi amaçlıyoruz.

Aromaterapiyi ve Yenilebilir Kozmetiği Yaygınlaştırmak

Aromaterapi, sadece bir tedavi yöntemi değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıdır. Besler Şifa olarak, aromaterapinin yaygınlaşması ve halkın bu yöntemle tanışması için yoğun çaba sarf ediyoruz. Yenilebilir kozmetik ürünlerimiz, hem vücudunuza hem de ruhunuza hitap ederken, doğallığın ve saflığın en üst seviyede olduğu bir bakım deneyimi sunuyor.

Sosyal Sorumluluk: Güdül'den Türkiye'ye Doğal Üretim Ağı

Sosyal sorumluluk projelerimizle, Türkiye’nin dört bir yanındaki doğal üreticilere destek olmayı ve bu bilinçle üretimi yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Özellikle Güdül’de, doğal üreticilere yönelik çalışmalarımızla, sürdürülebilir ve etik üretim pratiklerinin benimsenmesini teşvik ediyoruz. Bu sayede, yerel ekonomiyi desteklerken, ülke genelinde doğal ve sağlıklı ürünlerin üretimini artırmayı amaçlıyoruz.

Sağlık Hakkı ve Doğal Yaşam

Sağlık, herkesin temel hakkıdır ve bu hakkı en doğal yollarla desteklemek bizim için bir önceliktir. Ürünlerimizle, insan sağlığını ön planda tutarak, kimyasal ve zararlı maddelerden uzak, tamamen doğal bir bakım sunuyoruz. Sağlıklı yaşamı destekleyen ürünlerimizle, herkesin bu hakkı en iyi şekilde kullanmasını sağlamayı hedefliyoruz.

Besler Şifa olarak, doğal ve bitkisel kozmetiğin öncüsü olma yolunda ilerlerken, tüketicilerimize en güvenilir, etkili ve doğal ürünleri sunmaya devam ediyoruz. Amacımız, doğanın şifasını herkesle paylaşmak ve daha sağlıklı, bilinçli bir toplumun oluşmasına katkıda bulunmaktır.

Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz. 




Tatiliniz İçin İşten Nasıl Kopabilirsiniz?

Bir tatil, zihinsel ve fiziksel olarak yenilenmek için harika bir fırsat olabilir, ancak işten tam anlamıyla ayrılmak bazen zor olabilir. Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, tatil sürecinde işten kopmanın, hem kişisel sağlığı hem de iş performansını iyileştirme açısından ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.

Yaz bitmeden bir tatil planı için haydi yazımızı göz atmaya buyurun;

İşte tatilinizde işten nasıl etkili bir şekilde kopabileceğinize dair profesyonel ipuçları:

1. Bir Plan Hazırlayın

Tatil izniniz onaylandıktan sonra yöneticinizle detaylı bir görüşme yapın. Tatil süresince işten tamamen uzak olacağınızı açıkça belirtin. Nereye gideceğiniz veya tatil boyunca neler yapacağınız önemli değil, ama tatilinizin dönüşünüzde işinize nasıl katkıda bulunacağını anlatmak faydalı olabilir. Örneğin, tatil sırasında tamamen dinlenmiş olarak dönmek, büyük projelere daha enerjik ve odaklanmış bir şekilde yaklaşmanıza yardımcı olabilir. Ayrıca, tatil süresince işlerinizi nasıl devredeceğiniz hakkında bir plan oluşturun ve bu planı yöneticinizle paylaşın. Acil durumlarda kiminle iletişim kurulacağını ve teslimatların nasıl yönetileceğini netleştirin.

2. Tatilinizi Takvime Ekleyin

Tatilinizin tarihlerini şirketinizin takip sistemine eklemeyi unutmayın. Bu, yöneticinizin ve iş arkadaşlarınızın tatil tarihinizi hatırlamalarını sağlar. Ayrıca, tatilinizin onaylandığı andan itibaren, “Out of Office” (OoO) bildirimlerinizi hazırlayın. E-posta otomatik yanıtınızda, tatilde olduğunuzu ve belirli bir tarihe kadar yanıt veremeyeceğinizi belirtin. Ayrıca, acil durumlar için iletişim bilgilerini ve tatilde olmadığınız süre boyunca kimle irtibata geçilmesi gerektiğini eklemeyi unutmayın.

3. Devamlı Toplantılarınız İçin Önceden Bildirim Gönderin

Tatiliniz sırasında planlanan toplantılara katılamayacağınızı önceden bildirmeniz önemlidir. Toplantıyı yöneten kişilere, tatilde olacağınızı ve toplantıya katılamayacağınızı bildiren e-postalar gönderin. Toplantıların Zoom, Microsoft Teams gibi platformlarda yapılacaksa, toplantıyı kaydetmelerini talep edebilirsiniz. Yüz yüze toplantılarda ise, yöneticinizden toplantının notlarını almasını ve dönüşünüzde sizinle paylaşmasını isteyin.

4. Ofis Dışı Bildiriminizi Maksimuma Çıkarın

Otomatik yanıtınızın profesyonel ve net olduğundan emin olun. E-posta otomatik yanıtınızda, yokluğunuzda kime ulaşılabileceğini ve acil durumlar için iletişim kişilerini belirtin. Mesajınızın belirsiz ifadeler içermediğinden ve tatil sürenizde size ulaşmanın mümkün olmadığını açıkça ifade ettiğinizden emin olun. Ayrıca, Slack, Microsoft Teams gibi diğer iletişim kanallarında da benzer bilgilendirmeler yapın.

5. En Son Bir Hatırlatma Daha Gönderin

Tatilinizden bir hafta önce, yöneticinize, ekip üyelerinize ve iş ortaklarınıza son bir hatırlatma e-postası gönderin. Tatilde olduğunuzu, e-postalarınıza veya aramalara yanıt veremeyeceğinizi ve ihtiyaç duydukları bilgileri nerede bulabileceklerini belirtin. Bu hatırlatma, profesyonel bir yaklaşım sergilemenizi sağlar ve tatil öncesi son dakika sorunlarının azalmasına yardımcı olur.


Meslektaşlarınız, tatiliniz sırasında net sınırlar koymanız ve etkili bir plan yapmanız konusunda sizi takdir edecektir. En önemli nokta, sınırlarınızı belirledikten sonra onlara sadık kalmanızdır. Tatilde olduğunuzda e-postalarınıza veya mesajlarınıza bakmak, tatilinizin amacını bozabilir. Steve’in uyguladığı ipuçları sayesinde tatilde işten tamamen ayrılabildiğini ve enerji seviyesinin yükseldiğini gördük. Steve, tatil sonrası tamamen yenilenmiş olarak geri döndü ve çocuklarıyla geçirdiği zamanın kalitesinin arttığını belirtti. Bu, tatilinizde işten tam anlamıyla ayrılmanın ne kadar önemli olduğunu ve kişisel refahınıza olan katkısını gözler önüne seriyor.


Besler Şifa olarak, tatilinizde işten nasıl kopacağınız konusunda bu ipuçlarını dikkate alarak hem iş performansınızı artırabilir hem de kişisel sağlığınızı destekleyebilirsiniz. Tatilinizi verimli ve dinlendirici bir şekilde geçirmeyi unutmayın!

Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz. 


Besler Şifa 2018 yılında pandemiden önce şifalı bitkilerin öneminden yola çıktı. "Genç Lokman Hekimler", projesi kapsamında, 100’den fazla kişiye “Tıbbi Aromatik Bitkileri Kıymetlendirme” eğitimi verildi. "Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi" kapsamında, Güdül’de kadınlara ve gençlere aromaterapi faaliyetleri ve tıbbi aromatik bitkilerin ekim-dikim eğitimi verildi. Ayrıca "Güdül için Şifalı Bitkiler Rehberi" yayınlanarak 500 kişiyle paylaşıldı.

Besler Şifa, Bitkisel kozmetikte ve doğal yaşam becerilerinde öncü bir firma olarak dikkat çekiyor.



Mürver (Sambucus nigra)

Mürver (Sambucus nigra), Adoxaceae ailesinden, çalı ve ağaç formlu olabilen çok yıllık bir bitkidir. Ülkemizde ağaç formundaki Sambucus nigra ve otsu formdaki Sambucus ebulus olmak üzere 2 türü doğal olarak yetişmektedir.

Toprak ve İklim Talepleri; Yaprak döken ormanlar, yol kenarları, kıyılar doğal yayılış alanlarıdır.

Arazi Hazırlığı ve Ekim- Dikim; Tohumla ve çelikle üretilir.

Tohumla üretim daha çok fide elde etme açısından önemli olsa da çimlenme engeli ve geç gelişmesi sebebiyle çelikle üretimle daha çabuk fide elde edilmektedir.

Sulama, Gübreleme ve Bakım; Su isteyen bir bitkidir. Bitki toprağa tutunduktan sonra su seyreltilebilir.

Çalı formlu olmasına rağmen budama yapıldığında ağaç olabilir. Budama yapılmalıdır.

Kullanım Alanları; Meyveleri, çiçekleri ve tohumlarından elde edilen sabit yağı kullanılır. Mürver meyvelerinden gıda amaçlı marmelat, reçel; çiçeklerinden de reçel ve içecek yapılır. Anadolu‟da geleneksel olarak çıban, hemoroit, kabakulak ve nefes darlığı için kullanıldığı rapor edilmiştir. Kozmetikte yumuşatıcı, canlandırıcı, sıkılaştırıcı olarak kullanılır. Meyvelerinden elde edilen ekstresi ürünün raf ömrünü uzatmak amacıyla doğal koruyucu olarak kullanılır.

Ülkemizde doğal olarak yetiştir. Bazı bölgelerde Park ve Bahçelerde peyzaj amaçlı kullanıldığı görülür. Bunun dışında ülkemizde tarımı yapılmayan bir bitkidir.

Bitkinin doğal olarak yetiştiği bölgelerde insan baskısı yakacak ve diğer tarım ürünlerine tarım alanlarında yer açma sebebiyle de türü tehlikeye girmektedir. Yetiştirilen teknolojik ürünler içerisinde son yılların en ilginç meyve türlerinden biri olup, yakın gelecekte geleneksel bahçe meyve türlerinin yerine geçebilecek bir bitki olarak önemi vurgulanmaktadır.

Uyarı: Yapraklar ve saplar zehirlidir

Hasat ve Kurutma; İlkbahar ve yaz aylarında beyaz renkli çiçekleri toplanır. Ağustos Eylül ayları gibi önce yeşil olan meyveleri parlak siyah renkli olduğunda tam olgunlaşmış olur. Meyveleri tam olgunlukta toplanmalıdır. Yeşil meyveleri siyanhidrikasit içerdiğinden “siyanojenik glikozit” zehirlenmesi olabilir.

Latince cins adı olan Sambucus, Yunanca flüt anlamındaki “sambuke” kelimesinden gelmektedir. Etnobotanik derleme çalışmalarımızda mürver bitkisinin gövdesinin içinin boş olması sebebiyle üflemeli çalgı olarak kullanıldığını kaydetmiştik.

Taze yaprakları insektisit; köstebeklerin açtıkları yolların başına konulan yapraklarının “köstebek kaçırtıcı” olduğu kayıtlıdır.


Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz. 

Besler Şifa 2018 yılında pandemiden önce şifalı bitkilerin öneminden yola çıktı. "Genç Lokman Hekimler", projesi kapsamında, 100’den fazla kişiye “Tıbbi Aromatik Bitkileri Kıymetlendirme” eğitimi verildi. "Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi" kapsamında, Güdül’de kadınlara ve gençlere aromaterapi faaliyetleri ve tıbbi aromatik bitkilerin ekim-dikim eğitimi verildi. Ayrıca "Güdül için Şifalı Bitkiler Rehberi" yayınlanarak 500 kişiyle paylaşıldı.

Besler Şifa, Bitkisel kozmetikte ve doğal yaşam becerilerinde öncü bir firma olarak dikkat çekiyor.


Agroekoloji ve Çiftçi Liderliği: Arazi Onarımında Kritik Bir Rol

Agroekoloji, tarımda sürdürülebilirlik ve çevre koruma prensiplerini ön planda tutan bir yaklaşımdır. Bu bağlamda, çiftçi liderliği, özellikle en savunmasız grupların, yani engelliler, çocuklar, gençler ve kadınların geçim kaynakları üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurarak kritik bir rol oynar. Bu gruplar, arazi bozulmalarından en fazla etkilenenler arasında yer almakta olup, geçim kaynaklarının korunması ve iyileştirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Arazi onarımında çiftçi liderliği, su döngülerinin, toprak verimliliğinin ve geçim kaynaklarının canlandırılmasında merkezi bir rol oynar. Bu süreç, çeşitli aktörlerin işbirliği ve ortak çabalarını gerektirir. Çiftçiler, tarımsal uygulamalarını bu işbirlikleri doğrultusunda geliştirdiklerinde, hem ekosistem sağlığını hem de toplumsal refahı artırabilirler.

Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nin "Sayılarla Kuraklık 2022 Raporu"nda vurgulanan "Hepimiz, bugünkü neslin ve gelecek nesillerin sağlığı için geç kalmadan üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeliyiz" sözü, bu işbirliklerinin önemini ve aciliyetini ortaya koymaktadır. Arazi onarımının başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için, tüm platformlardan aktörlerin, özellikle çiftçilerin ve yerel toplulukların işbirliği içinde hareket etmesi gerekmektedir.

Agroekoloji, bu sürecin temel taşlarını oluşturarak, çevresel bozulmaları geri döndürmek ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etmek için önemli bir strateji sunar. Bu yaklaşım, sadece çevreyi korumakla kalmaz, aynı zamanda en savunmasız toplulukların geçim kaynaklarını güçlendirerek, onların yaşam kalitelerini artırmaya da katkıda bulunur.


Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz. 

Türkiye'de en meşhur Şifalı Bahçeleri

Türkiye, zengin bitki çeşitliliği ve uygun iklim koşulları sayesinde tıbbi ve aromatik bitkilerin üretimi konusunda önemli bir konumda bulunuyor. Bu bağlamda, ülke genelinde birçok tıbbi ve aromatik bitki bahçesi, hem tarımsal üretim hem de ekoturizm açısından önemli merkezler haline gelmiştir. İşte Türkiye'nin en meşhur tıbbi ve aromatik bahçelerinden bazıları:

1. Isparta MAREM (Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Araştırma Merkezi)

Isparta'da yer alan MAREM, Türkiye'nin tıbbi ve aromatik bitkiler üzerine yapılan araştırmaların merkezlerinden biridir. Merkez, çeşitli bitki türlerinin yetiştirilmesi ve bu bitkilerin kullanım alanları konusunda bilimsel çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca, Isparta'nın lavanta bahçeleri de MAREM'in desteğiyle büyüyen bir turistik destinasyon olma yolunda ilerliyor.

2. Balıkesir BAÇEM (Balıkesir Çiftçi Eğitim Merkezi)

Balıkesir'deki BAÇEM, organik tarım ve tıbbi bitki üretimi konularında eğitim ve araştırma hizmetleri sunan bir merkezdir. Burada, çeşitli tıbbi ve aromatik bitkilerin nasıl yetiştirileceği konusunda çiftçilere eğitim verilirken, aynı zamanda bu bitkilerin pazarlama ve işleme yöntemleri üzerine de çalışmalar yapılmaktadır.

3. Yalova Hersek (Hersek Bahçeleri)

Yalova'nın Hersek köyünde bulunan bu bahçeler, özellikle lavanta ve kekik üretimiyle ünlüdür. Lavanta bahçeleri, hem bölgenin ekoturizm potansiyelini artırmakta hem de aromatik bitkilerin ticaretine katkıda bulunmaktadır. Hersek aynı zamanda bu bitkilerden elde edilen ürünlerin tanıtımı ve satışını da gerçekleştirmektedir.

4. İzmir Urla Lavanta Bahçeleri

İzmir'in Urla ilçesinde yer alan lavanta bahçeleri, Türkiye'nin en büyük lavanta üretim alanlarından biridir. Urla, lavanta kokusu ile ünlü bu bahçeleriyle hem tarımsal hem de turistik bir cazibe merkezi oluşturur. Bahçelerde düzenlenen çeşitli etkinlikler ve festivaller, ziyaretçilere lavanta hasatını deneyimleme fırsatı sunar.

5. Muğla Dalaman (Dalaman Lavanta Bahçeleri)

Muğla'nın Dalaman ilçesinde bulunan lavanta bahçeleri, özellikle lavanta üretimiyle tanınmaktadır. Dalaman, lavanta bitkisinin çeşitli türlerinin yetiştirildiği ve bu bitkilerin çeşitli ürünlere dönüştürüldüğü bir merkezdir. Ayrıca, bölgede düzenlenen lavanta festivalleri, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.

6. Antalya Korkuteli (Korkuteli Aromatik Bitki Bahçeleri)

Antalya'nın Korkuteli ilçesinde yer alan bu bahçeler, özellikle kekik ve adaçayı üretimi ile bilinir. Korkuteli, organik tarım yöntemleri kullanılarak yetiştirilen tıbbi bitkilerle dikkat çeker. Bölge, aynı zamanda bu bitkilerin işlenmesi ve pazarlanması konusunda da önemli bir merkezdir.

7. Aydın Çine (Çine Tıbbi Bitki Bahçeleri)

Aydın'ın Çine ilçesinde bulunan tıbbi bitki bahçeleri, özellikle kekik ve adaçayı üretimiyle öne çıkar. Bu bahçelerde, bitkilerin yetiştirilmesi ve işlenmesi konularında çeşitli araştırmalar yapılırken, aynı zamanda organik tarım uygulamaları da desteklenmektedir.

8. Manisa Kula (Kula Tıbbi ve Aromatik Bitki Bahçeleri)

Manisa'nın Kula ilçesinde yer alan bu bahçeler, çeşitli tıbbi ve aromatik bitkilerin üretimi ile tanınmaktadır. Kula, özellikle dağlık ve kırsal alanlarda yetişen bitkilerle dikkat çeker ve bu bitkilerin sağlık alanındaki kullanımları üzerine çalışmalar yapılır.

Sonuç

Türkiye'nin dört bir yanındaki tıbbi ve aromatik bitki bahçeleri, ülkenin bitkisel zenginliğini ve tarımsal potansiyelini yansıtmaktadır. Bu bahçeler, hem yerel ekonomilere katkıda bulunmakta hem de ekoturizm ve organik tarım alanlarında önemli fırsatlar sunmaktadır. Her bir bahçe, kendi özgün bitki türleri ve uygulamalarıyla Türkiye'nin bitkisel mirasını yaşatmakta ve geleceğe taşımaktadır.









Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz. 




Güdül'de Doğaya Seyehat

Türkiye'nin eşsiz doğasını keşfetmek ve zengin lezzetleri tatmak isteyen Gezginler köy evlerinde tarımsal üreticilerle buluşuyor. Hem kültürlerini hem de yerli tanıma fırsatı buluyorlar...

Düşünsenize odaya dolan günü Sabahın erken saatlerinde uyandırıyor. Hoş kokulu sabunlu çarşaflardan sıyrılıp pencereyi açıyorsunuz, oksijen ciğerlerinize dolarken gözünüzde Bayram ediyor. Uzakları görerek doğanın güzelliği karşısında adeta neşeleniyorsunuz.

Kahvaltıda ev yapımı doğal reçeller, marmelatlar, tereyağları, ekmekler ve bazlamalar... Şifalı otlar... İşte iştahınızı açılmış mis gibi bir yerel lezzeti ile karşı karşıyasınız.

Hazırlanıp çıkıyorsunuz bu sefer doğayı keşfedecek yorulama kadar yürüyecek ama yine de doymayacaksınız. Aslında alternatif turizmin yaygınlaşması ile birlikte seyahati sevenler doğallığa, yerele, kırsala merak etmeye başladılar. Agro turizmde bunun önemli noktalarından biri olarak öne çıktı.

Türkiye'nin eşsiz doğasını keşfetmek isteyenler köy evlerinde pansiyonlarla kalırken çeşitli desteklerle eğitimler verilmesi köylerin tek gelirler elde etmesi doğal yaşamın yaygınlaşması daha cazip hale geldi. Öyle ki lüks otellerde veya restoranlarda bulamayacağınız lezzetleri burada bulabiliyorsunuz. Diğer yandan otellerin soğuk sıradan kurallı ortamından da sıcak bir aile ortamında bu lezzetleri tatmak cazip geliyor. Agtoturizmde sadece lezzetleri tatmış olmuyorsunuz. Hem sizinle yakından ilgilenen Ev sahiplerinin size rehberlik etmesi ve bitkiler hakkında yöresel lezzetler hakkında bilgi vermesi ile Bilginiz ve tecrübeniz oluyor. Hem gelen Seyyahlara anlatılan kültürel zenginlikler sahip çıkılmış oluyor.

Agroturizmin en büyük sıkıntısı israfa yer vermemesi ve aşırı Konfor ortamından uzak bir yaşam sağlamasıdır. Tuvalet veya ısınma gibi konularda köy hayatının zorlukları ile hemhal olmak kolay olmasa gerek...

Doğal yaşam atölyeleri ve doğaya Seyahat eğitimleri ile kendilerini geliştirmiş bu köylüler aslında hepsi birer doğal yaşam üreticisi... Mesela meksika domatesi (tomatello) dahil domatesin en az 5 türlüsünü, fasulyenin yerel türlerini görmeniz mümkün. Tohumlar atalık tohumdan olduğunu unutmayalım.

Patlıcanlı pekmez, kuşburnu marmelatı, reyhan şerbeti gibi şifalı lezzetleri de unutmayalım. Şırdan peynir, tam tahıl Akdeniz ekmeği gibi ekmekler efsane lezzetler.



Türkiye’nin Bitkisel Droglar ve Ekoturizm Potansiyeli: Güdül Örneği

Dünyada bitkisel drogların ticaret merkezleri arasında Almanya (Hamburg), ABD (New York) ve Hong Kong öne çıkmaktadır (Lange, 2006). Türkiye ise coğrafi konumu, iklimi, bitki çeşitliliği ve tarımsal potansiyeli sayesinde tıbbi ve aromatik bitkiler ticaretinde önemli bir rol oynamaktadır. Ülkemiz, geniş yüzölçümü ve zengin bitki örtüsü ile bu alanda dikkat çeken ülkelerden biridir.

Doğadan Toplama ve Tıbbi Aromatik Bitkiler

Türkiye’de doğadan toplanan bitkiler, Orman Kanunu çerçevesinde iki şekilde satılmaktadır:

  1. Muhammen Bedelle Satış: Reçine, sığla yağı, çıra-çıralı çam kökü ve şimşir gibi özel üretim gerektiren ürünler muhammen bedelle satışa sunulur. Bu ürünler üretim öncesi satılır ve alıcılar tarafından üretilir.

  2. Tarife Bedelli Satış: Üretim programında bulunmayan ve özel teknik gerektirmeyen ürünler, tarife bedelli satışa sunulur. Bu kapsamda defne, kekik, çiçek soğanları, sumak, ıhlamur ve harnup gibi odun dışı orman ürünleri yer alır.

Ülkemizde, doğadan toplanarak iç ve dış ticareti yapılan 347 tür bitki bulunmaktadır (Özhatay ve Koyuncu, 1998). Türkiye, özellikle kekik ve defne üretiminde dünyanın en büyük üreticilerinden biridir.

Organik Tıbbi ve Aromatik Bitkiler

2008 yılı itibarıyla, Türkiye’de organik olarak üretilen tıbbi ve aromatik bitkiler arasında kekik (1.682,41 ton), rezene (1.243,39 ton) ve biberiye (500,67 ton) öne çıkmaktadır. Antalya, Aydın, Çanakkale, İzmir, Kütahya, Mersin, Muğla ve Yalova illeri bitki çeşitliliği açısından ilk sıralarda yer alırken, Adana biberiye; Antalya, Aydın ve İzmir kekik; Afyon anason ve kimyon; Denizli kapari; Isparta gül, lavanta ve kekik; Manisa kapari; Muğla adaçayı ve Bartın defne üretiminde öne çıkmaktadır (Anonim, 2016).

Türkiye’de, tıbbi ve aromatik bitkiler konusunda eğitim, araştırma ve üretim alanlarında önemli destinasyonlar mevcuttur. Isparta MAREM, Balıkesir BAÇEM, Ankara Tarım Kampüs ve Yalova Hersek gibi kurumlar, bitki çeşitliliği ve üretim konularında önemli çalışmalara imza atmaktadır.

Ekoturizm ve Sürdürülebilir Üretim

Covid-19 pandemisi, kuraklık, sel ve yangınlar gibi çevresel felaketler ve artan maliyetler, doğal yaşam üreticilerinin önemini vurgulamaktadır. Bu bağlamda, ekoturizm ve permakültür gibi sürdürülebilir tarım yöntemleri dikkat çekmektedir. Lavanta bahçeleri ve şifalı bitkilerin yetiştirildiği agroekoloji tesisleri, bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır.

Güdül Ekoturizm Projesi

Güdül, ekoturizmi destekleyen yönleriyle öne çıkan bir bölgedir. Ankara’daki Sakinşehir Güdül yolunda harnup, üvez gibi şifalı bitkiler ve lavanta bahçeleri gibi destinasyonlar bulunmaktadır. Orman Genel Müdürlüğü tarafından altyapı çalışmaları yapılacak olan Güdül Ekoturizm Projesi, bu bölgenin ekoturizm potansiyelini artıracaktır. Tahtacıörencik köyünde ise doğal yaşam üreticilerinden ekşi maya ekmek, şırdan peynir, bitkisel çaylar, şifalı şerbetler ve otlu börek gibi lezzetlerin tanıtıldığı atölyeler ve gösterimler yapılmaktadır.

Sonuç

Türkiye’nin bitkisel droglar ve organik tıbbi aromatik bitkiler konusundaki potansiyeli, ülkemizi uluslararası ticaretin önemli oyuncularından biri yapmaktadır. Güdül ve benzeri bölgelerde sürdürülen ekoturizm ve permakültür uygulamaları, doğal yaşamın korunması ve şifalı bitkilerin tanıtılması açısından büyük önem taşımaktadır.

Kaynaklar:

  1. Lange, D., 2006. International Trade in Medicinal and Aromatic Plants, Medicinal and Aromatic Plants, 155-170.
  2. Anonim, 2016. Tıbbi ve Aromatik Bitkiler. Erişim Tarihi: 25 Kasım 2022.
  3. Özhatay, N., Koyuncu, M., 1998. Türkiye'de Doğal Bitkilerin Ticareti, XII. Bitkisel İlaç Hammaddeleri Toplantısı 20-22 Mayıs 1998 Özet Kitabı, Ankara.














Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz. 

Ankara Keçisinin Merkezi Güdül

Hazar Denizi'nin doğusundan Anadolu'ya 13 yüzyılda Türkler tarafından getirilen Ankara keçisi orta Anadolu'nun kurak iklimi ve toprağı ile iyi bir şekilde bağdaşarak gelişiyor.

Uzun yıllardır Ankara Tiftik Keçisi bölgeye gelir getiren Seçkin bir hayvan olma özelliğini sürdürüyor. Bu nadir tür Ankara'nın tanıtımı için önemli bir misyon üstleniyor.

Ankara keçisi özellikle Güdül, Ayaş, Beypazarı, Nallıhan ilçelerinde yetiştiriliyor. Bu keçinin yünü olan tiftik hayvansal kaynaklı elyafın özel kıl elyafı bölümünde yer alıyor. Günümüzde dokuma sanayinde en çok kullanılan ve aranılan bir elyaf özelliği taşıyor. Pamuk yün tabii ve akrilik gibi suni elyaflarla değişik oranlarda karıştırılarak kullanılıyor. Genelikle kumaşlarda, lüks battaniyelerde, halıcılıkta, dokuma endüstrisinde, peruk ile oyuncak sanayisinde ve paraşüt ipi yapımında kullanılıyor.

Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz. 

Doğal Yaşam Şehri Yolunda Güdül

Belediyelere zehirsiz kent olma yolunda ihtiyaç duyacakları bilgi ve deneyimler konusunda destek olmak amacıyla Belediyeler İçin Zararlılarla Zehirsiz Mücadele Rehberi ve vatandaşlara evlerde ve bahçelerde zararlılarla mücadele için uygulanabilecek alternatif yöntem ve teknikler hakkında yol göstermek amacıyla Vatandaşlar İçin Zehirsiz Kentlere Doğru Uygulamalar Rehberi de yayımlandı.

Samsun Belediyesi ve Kadıköy Belediyesi gibi, halk sağlığını tehdit eden zararlılar ile mücadele konusunda ekolojik ve doğa dostu alternatiflere yönelmeye başlayan belediyelerimizin ortaya koyduğu iyi örnekler, model uygulamalar sayesinde önümüzdeki yıllarda bu kararlılığı beyan eden belediyelerin artacağını ümit ediyoruz.

İyi Niyet Beyanı;

1. Belediye kontrolü altındaki halka açık alanlarda herbisit (ot zehiri) kullanımının 2025 yılına kadar sonlandırılması için gerekli düzenlemelerin yapılması; diğer pestisitlerin ve kimyasal biyosidal ürünlerin kullanımının ise yüzde 50 azaltılması.

2. Tüm pestisit ve kimyasal biyosidal ürünlerin kullanımının 2040 yılına kadar tamamen sonlandırılması.

3. Pestisit ve kimyasal biyosidal ürün yasağının halka açık özel alanlarda ve yaşam alanlarının yanındaki tarım alanlarında uygulanması için katılımcı stratejik eylem planının belirlenmesi ve ilgili tarafların bilgilendirilerek katılımcı olmalarına yönelik çağrı yapılması; bu konuda kent konseylerinde bir çalışma grubu oluşturulması.

Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz. 

Eczacıların Bitkisel Ürünler Hakkında Davranışlarının Değerlendirilmesi

Eczanelerde ilaç dışında bitkisel ürünlerin yer alması ve eczanelerin insanlar tarafından güvenilir bulunması sebebiyle eczaneler bitkisel ürünlerin satışında tercih edilmektedir. Bu kapsamda Türkiye’de eczanelerde yer alan bitkisel ürünler incelendiğinde Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsat verilmiş 52 bitkisel ilaç varken, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından onay verilen 51 bitkisel içerikli ürün bulunmaktadır. Türkiye’de satılan bitkisel ürünler hem içerik bakımından hem de reçeteli veya reçetesiz satışları bakımından önemli farklılık göstermektedir. Satışı yapılan bitkisel ürünlerin bir kısmı hekim reçetesiyle temin edilebilirken bir kısmı ise reçeteye tabi değildir.

Bitkisel ürünler genellikle düşük riskli olarak algılansa da potansiyel sağlık riskleri bulunabilir ve toksik etki gösterebilir. Bitkinin içeriğinde yer alan fitokimyasalların veya metabolitlerin toksik etkili olması, tağşiş durumu, çevresel kirleticiler ve mikroorganizma kontaminasyonları bitkisel ürünlerin toksisitesinde önemli etmenlerdir.

Fitoterapi, aromaterapi ve tıbbı aromatik bitkiler

Bitkisel ürünlerle ilgili yapılan araştırmalar incelendiğinde bu araştırmalar genellikle tamamlayıcı tıp başlığı içerisinde "fitoterapi, aromaterapi ve tıbbı aromatik bitkiler" bünyesinde incelenmektedir.

Bu kapsamda kullanılan bitkisel ürünler hakkında hekim ve eczacının bilgilendirilmesi gereklidir. Özellikle bitkisel ürünlerde doğru bitki, standardizasyon, uygun doz, ürünün kullanım süresi ve riskli gruplarda kullanımı çok önemlidir. Aynı zamanda diğer önemli bir konu ise bitki-ilaç etkileşimleridir. Bitki-ilaç etkileşimleri güvenlik sorunu oluşturmaktadır. Bitkisel ürünler genellikle birden fazla madde ihtiva etmekte olup sentetik ilaçlar ile arasındaki etkileşimler, farmakokinetik ve/veya farmakodinamik olarak gözlenmektedir. Dolayısıyla bitkiler kullanılan ilacın emilimi, dağılımı, metabolizması ve atılımı üzerinde farklılıklara yol açabilir. Bitki-ilaç etkileşimi sonucunda hasta üzerinde beklenen terapötik etki görülmeyebilir. Bitkiler ile ilaçlar arasındaki potansiyel etkileşimler hakkında bilgi eksikliği hastaların güvenliği açısından tehlikeli bir durumdur. Bitki-ilaç eş zamanlı tüketimi ve bitki-ilaç etkileşimleri zararlı etkilere ve ölümcül sonuçlara neden olabilir.

Sonuçlar

Eczacıların %54,3’ü bitkisel ürünleri sıklıkla sattığını bildirmiştir. Eczacılar bitkisel içerikli ürünleri %61,4 oranı ile bağışıklık sistemini destekleme amaçlı satmaktadır. Eczanelerdeki bitkisel ürünlerin %51,4'ünün pediatrik hasta grubu için tercih edildiği görülmüştür. 

Eczacıların %45,7’sinin bitkisel ürünler hakkında ürün satış temsilcilerinden bilgi aldığı ve %41,4’ünün fitofarmakovijilans kavramını daha önce duymadığı tespit edilmiştir. Araştırmada eczacıların %92,9’u bitkisel ürünlerin güvenliği hakkında endişe duyarken, %95,7’si bitkisel ürünler ile ilgili yasal düzenlemeleri yetersiz bulmuştur. 

Sonuç olarak serbest eczacılar bitkisel ürünler hakkında hastalara doğru tavsiyelerde bulunmalı ve bu konuda güçlü bir bilgi birikimine sahip olmalıdır. Eczacıların bitkisel ürünlerle ilgili güncel donanıma sahip olmaları için meslek içi eğitimler planlanmalıdır. Bitkisel ürünlerle ilgili yasal düzenlemeler sorumlu otoriteler tarafından daha ayrıntılı yapılmalıdır.

Fitofarmakovijilans (fitovijilans); “bitkilerin kullanımına bağlı istenmeyen etkilerin ve diğer muhtemel sorunların saptanması, değerlendirilmesi, tanımlanması ve önlenmesi ile ilgili bilimsel çalışmaları” kapsayan bir terim olarak tarif edilmektedir.

Makale: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3444076



Güdül Ekoturizm Güzergahı

 Anadolu’nun saklı cennetlerinden biri olan Güdül, doğal güzellikleri ve zengin bitki örtüsüyle ekoturizm meraklılarının gözdesi haline gelmiştir. Bu bölgenin benzersiz doğası, sadece manzara tutkunlarını değil, aynı zamanda doğal şifa arayışında olanları da cezbetmektedir. Güdül’ün büyüleyici ekoturizm güzergahı, doğayla iç içe bir deneyim sunarken, bitkisel kozmetik ve şifa ürünlerine ilham veren zengin bir floraya da ev sahipliği yapmaktadır.

Doğanın Kucağında Şifa Arayışı

Güdül’de, doğanın kucağında yer alan bu güzergah, ziyaretçilerine sadece temiz hava ve muhteşem manzaralar sunmakla kalmaz; aynı zamanda bitkilerin şifalı gücüyle tanışma fırsatı da sağlar. Bölgenin endemik bitki türleri, eski zamanlardan bu yana halk tıbbında ve doğal kozmetik formüllerinde kullanılmıştır. Lavanta tarlaları, kekik bahçeleri ve çeşitli aromatik bitkiler, bu bölgede özenle korunmakta ve yetiştirilmektedir.

Besler Şifa ve Güdül’ün Doğal Zenginliği

Besler Şifa olarak, Güdül’ün doğal zenginliklerinden ilham alarak, bitkisel kozmetik ürünlerimizi geliştirmekteyiz. Bu özel coğrafyanın bize sunduğu saf bitkiler, ürünlerimize benzersiz bir kalite ve doğallık katmaktadır. Güdül’de yetişen şifalı bitkiler, hem cilt sağlığını destekleyen hem de ruhu dinlendiren ürünlerimize hayat vermektedir. Besler Şifa- Ekoköy Evi bu yönde çalışmalar yapmaktadır.

Özellikle aromaterapi yağlarımızda kullanılan bitkiler, Güdül’ün temiz havası ve bereketli toprakları sayesinde en saf halleriyle ürünlerimize dahil edilmektedir. Bu sayede, cildinize sürdüğünüz her damlada doğanın şifalı dokunuşunu hissedebilir, sağlıklı ve doğal güzelliğin keyfini çıkarabilirsiniz.

Ekoturizm ve Sürdürülebilirlik

Güdül Ekoturizm Güzergahı, sürdürülebilir turizmin en güzel örneklerinden birini temsil eder. Bu bölgede gerçekleştirilen tarım ve bitki yetiştiriciliği, doğaya zarar vermeden, gelecek nesillere miras bırakılacak şekilde yapılmaktadır. Besler Şifa olarak, biz de ürünlerimizi geliştirirken bu sürdürülebilirlik ilkesini benimsemekteyiz. Kullandığımız bitkiler, çevreye duyarlı tarım yöntemleriyle elde edilmekte ve bu şekilde doğal denge korunmaktadır.

Doğanın Şifalı Gücüyle Tanışın

Güdül Ekoturizm Güzergahı, sadece bir gezi rotası değil, aynı zamanda doğanın sunduğu şifalı gücü keşfetmenin bir yolu. Besler Şifa olarak, bu güzergahın bize kattığı ilhamla, bitkisel kozmetik ve şifa ürünlerimizi sizlerle buluşturuyoruz. Doğal yaşamın ve sağlıklı güzelliğin tadını çıkarmak isteyen herkesi, Güdül’ün şifalı dünyasına adım atmaya ve bu benzersiz deneyimi yaşamaya davet ediyoruz.

OGM Ekoturizm güzergahları: https://www.ogm.gov.tr/tr/yararli-bilgiler/mutlaka-gormeniz-gereken-yerler

Tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanım tarihçesi

Tıbbi ve aromatik bitkilerin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Hakkâri’nin güneyinde Kuzey Irak’ın kuzey sınırında bulunan Şanidar mağarasında Neanderthal insana ait iskeletlerin bulunduğu mezarlarda tıbbi ve aromatik bitkilere ait polenlere bolca rastlanmış olması M.Ö. 50.000 yıllarında o bölgede tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanıldığının kanıtı olarak gösterilmektedir. Son 5000 yıllık dünya tarihinde bütün uygar kavimlerin bıraktığı eserler bitkileri hastalıkların tedavisinde kullandıklarına işaret etmektedir. Bunlar arasında Asurluları, Sümerleri, Hititleri, eski Mısırlıları ve daha yakın zamanlarda Roma, Grek, Bizans ve Osmanlı medeniyetlerini sayabiliriz. Geleneksel Çin Tıbbi ile Hindistan alt kıtasında hüküm süren Ayurveda, Siddha ve Yunani tıp sistemleri de çok köklü bir geçmişe sahiptir (www.derki.com).

“Pontos Kralı Mithridates (MÖ 132-63) zehirlenmelere karşı panzehir olarak hazırladığı (terkibinde 48 drog bulunuyordu) ilaçlarla çok ünlenmişti. Mithridates'in ilaçları sonradan Tiryak (Theriacd) adıyla meşhur olmuştur.

1539'da Kanuni Sultan Süleyman tarafından annesi Hafize Sultan adına Manisa'da yaptırılan darüşşifanın ilk başhekimi olan Merkez Efendi tarafından yapılıp halka dağıtılan 'Mesir Macunu' da bir nevi tiryak idi ve yapısında 41 farklı drog bulunuyordu.

Sümerlilerin başını çektiği Eski Mezopotamya tıbbında tedavide sihirli sayıların gücüne inanılır, 3 ve 7'nin katlan bu amaçla çok tercih edilirdi. Eski Mısırlılar, tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanımı konusunda oldukça ileri bir seviyeye ulaşmışlardır. Örneğin 1872 yılında Ebers tarafından keşfedilen ve MÖ 1550 yılına ait olduğu tahmin edilen bir papirüste 450 kadar hastalıktan ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılan bitkisel ve hayvansal ilaçlardan bahsedilmektedir.

Modern tıbbın kurucusu sayılan Hippokrates (MÖ 460-377) külliyatında 236 tür tıbbî bitkiden ayrıntılı olarak bahsetmektedir. Eski Yunan tıbbini devam ettiren Roma İmparatorluğu döneminde Plinus (MS 23-79), Dioscorides (MS 40-90) ve Galenos (MS 129-199) gibi dünyaca ünlü tıp hekimleri yetişmiştir. Galenos, bitkilerden ilaçların nasıl hazırlanacağını tarif etmiş ve bunlara 'Galenik preparartlar' denilmiştir.

Tıbbi Ve Aromatik Bitkiler Ve Homeopati
18. yüzyıla gelindiğinde en önemli tıbbi uygulamalardan birisi de homeopati olmuştur. Homeopati ilk defa Samuel Hahnemann (1755-1843) tarafından bilimsel olarak araştırılmaya başlanmıştır, Homeopatide temel yaklaşım; her bir hastalığın gözle fark edilebilen belirtileri vardır ve bu hastalık bu belirtileri sağlıklı insanlarda doğal olarak gösteren bitkilerle tedavi edilebilir. Örneğin soğan doğranırken doğal olarak gözler yaşarır. İşte, göz yaşarması şeklinde belirtiler veren bir hastalığın tedavisinde de soğan kullanılır. Yine, ısırgan otu ciltte tahriş yapar; homeopatik ilaç olarak ta cilt tahrişlerine iyi gelir (BAŞER, 1997).

Fitoterapi ve Aromaterapi
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) tarifine göre bitkisel ilaç; bitkisel drog ve karışımlarını olduğu gibi veya değişik preparatları halinde biyoaktif madde olarak taşıyan tıbbi ürünler veya müstahzarlardır. Tıbbi ve aromatik bitkiler ve bitkisel ilaçlar kullanılarak yapılan tedaviye 'Bitkilerle Tedavi' anlamında 'Fitoterapi' denilmektedir. Bu terim ilk olarak Fransız hekim Henri Lecreck (1870-1955) tarafından kullanılmıştır. Modem tıp ile geleneksel tıp arasında önemli bir köprü görevi gören fitoterapi, insan sağlığı hususunda en ucuz ve en sağlıklı tedavi şekillerini araştırmaktadır.

20. yüzyılda bitkisel ilaçlar ve geleneksel tıp hekimliği uygulamaları yeniden büyük önem kazanmaya başlamış, örneğin ünlü bitki bilimci Alferd Vogel (1902-1996) 1952 yılında yayınlandığı "the Nature Doctor “adlı kitabında doğada her şeyin bir denge halinde olduğunu, bu nedenle hemen yanı başımızdaki bitkileri kullanarak doğal tedavi yöntemleriyle kendi kendimizin doktoru olması gerektiğini söylemiştir.” (BAŞER, 1997)

Ateşin bulunması gibi doğal unsurlar keşfedildikçe yine doğal bir unsur olan bitkilerde de hem ilaç hem besin açısından bir arayış olmuştur. Fakat bunun akabinde gelişen teknoloji ile bitkilerin yerine geçebilecek sentetik ve kimyasal maddeler bitkisel kullanımı azaltmıştır. Yine bunun akabinde doğal olmayan unsurların hayatımıza kattıkça bir şeylerin değiştiğini fark etmiş ve sonuçta doğaya dönüş başlamıştır. Bilim dünyası teknik ve teknolojik gelişmeler kat etmesiyle gelişmiş ülkelerin doğal bitki kaynaklarına talebi artacaktır. Doğal kaynaklara olan talep ile eczacılık, peyzaj, ilaç, kozmetik, parfümeri ve gıda sektörlerinde bitkisel ürünlere olan talep sürekli artış göstermektedir. Bu eğilim “Doğaya Dönüş”, “Yeşil Dalga”, ”yeşil-doğal hayat” ve “Yeşil Devrim” gibi sloganlar ile ifade edilmekte ve önemi vurgulanmaktadır.

Tıbbi ve aromatik bitkiler baharat, ilaç sanayi, meşrubat, parfüm, sabun, şekerleme, kozmetik(krem..vb), diş ve şifalı macunlar, şifalı ve dinlendirici çay imalatı, esans, aroma (hoş koku), vb. gibi birçok alanda kullanılmaktadır.

Çeşitli deneme yanılma yolları ve hayvanları izleme yöntemleri bitkilerin çiçek, meyve, tohum, sap, yaprak, kök, kabuk gibi değişik organ ve parçalarını çiğneyerek, tadından ve kokusundan onların faydası veya zehirliliği konusunda bilgilenmeleri, kullanmaları, toplamaları, biyoaktif maddeleri içeren bileşenleri tespit ile çeşitli ilaçlar elde etmişlerdir.  Bunun sonucu bitkiler hem temel besin hem de ilk ilaç kaynağı olmuştur.

  1. Baydar, H.  Tıbbi Aromatik Ve Keyf Bitkileri Bilimi Ve Teknolojisi Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Yayın No:51, Isparta, 2007
  2. Başer, H.C., Tıbbi ve aromatik bitki Ve Baharatların Dünyada Ve Türkiye’de Ki Ticareti Ve Talep Durumu”, Tarım Orman Ve Köyişleri Bakanlığı Dergisi, 53 (1990), 18-22
  3. Başer, H.C.,Sustainable Wild Harvesting Of Medicinal And Aromatic Plants: An Educational Aprroach, Harvesting On Non-Wood Forest Products, Seminar Proceedings, Menemen-İzmir, Turkey, 2000
  4. Baytop, T., Anadolu Dağlarında 50 Yıl (1944-1998), İstanbul,1998
  5. Toksoy, D., Gümüş, C., Ayyıldız, H., , Türkiye’de Orman Kaynaklarının Durumu Ve Tıbbi ve aromatik bitkilerin Ticareti Üzerine Bir Değerlendirme, Orman Ve Ekonomi Dergisi, 8 (2003), 7-14


Bu yayın Ankara Sincan- Besler Şifa Atölyesinde hazırlanmıştır.

© www.beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.