Ad

Ankara etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ankara etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

FSCONGRESS 2025’te Besler Şifa Akademi’den Güdül Şifa Yolu Vurgusu

🌿 FSCONGRESS 2025’te Besler Şifa Akademi’den Güdül Şifa Yolu Vurgusu

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ankara Kent Konseyi ve Fiscaoeconomia iş birliğiyle düzenlenen FSCONGRESS 2025, şehirlerin, kırsal kalkınmanın ve tarımın geleceğini bilimsel bir bakış açısıyla ele aldı. Biz de Besler Şifa Akademi olarak, bu önemli kongrede “Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi” kapsamında hazırladığımız Güdül Ekoturizm Yol Haritası üzerine bir sunum gerçekleştirdik.

Sunumumuzda, Güdül’ün mevcut doğal, kültürel ve turistik potansiyelini ortaya koyarak; bundan sonra atılması gereken adımları, sürdürülebilir turizm ilkeleri çerçevesinde değerlendirdik. Güdül’ün hem ilk Sakin Şehir (Cittaslow) kimliğiyle hem de doğal şifa kaynakları ile nasıl bir model olabileceğini anlattık.

Bu süreçte yalnızca bir sunum yapmakla kalmadık; yerel yönetimleri, akademisyenleri, girişimcileri ve doğa dostu tüm paydaşları iş birliğine davet ettik. Çünkü inanıyoruz ki, Güdül’ün doğası, tarihi ve insanı birleştiğinde Türkiye’nin örnek ekoturizm destinasyonlarından biri haline gelebilir.

Besler Şifa Akademi olarak, “Güdül Şifa Yolu”nu yalnızca bir rota değil, aynı zamanda doğayla, kültürle ve toplulukla yeniden bağ kurmanın bir yolu olarak görüyoruz. 🌿✨ 

EKOTURİZM ÇALIŞTAYI KISA VADELİ HEDEFLER:

1.      Ekoturizm rotasına dair mevcut durum analizinin oluşturulması ve alt yapılarının geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılmalıdır,

2.      Rota çevresinde yer alan kırsal nüfusa ilişkin değerlendirme yapılması ve mevcut potansiyelin ortaya konulması gerekmektedir,

3.      Özellikle sakinşehirler olmak üzere diğer turizm ve ekoturizm platformları ile koordineli çalışacak Sakinşehirler yönetişim mekanizmasının kurulması ve paydaşların kapasitelerinin geliştirilmesi,

4.      Ankara Kalkınma Ajansı hedeflerini (turizmden elde edilen gelirin artırılması ve kırsal nüfusun turizm aktivitelerine dahil edilmesi) gerçekleştirmede en etkin ve verimli ekoturizm ürünlerinin tespit edilmesi vasıtası ile Güdül ekoturizm ürün ve hizmetlerin önerilmesi,

5.      Sakinşehir olan Taraklı, Göynük, Mudurnu sonrası Beypazarı istikametinden Güdül ile birlikte “Sakinşehir Yolu” kurulması ve böylece yeni bir kümelenmenin ortaya çıkması sağlanmalıdır. Tespit edilen “Sakinşehirler Yolu” kapsamında yapılması gerekli olan ekoturizm yatırımlarım potansiyelinin tespit edilmesi ve geliştirilmesine yönelik projeler geliştirilmelidir,

6.      Tıbbi ve aromatik bitkiler, şifalı besinler, fitoterapi, aromaterapi faaliyetleri, permakültür dersleri, agroekoloji uygulamaları gibi yeni nesil çiftçileri de ilgilendiren tarım faaliyetlerine yönelik imkanların gösterilmesi sağlanmalıdır. Besler Şifa Atölyesi tarafından hazırlanan Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi bu konuda önemli bir adım olarak nitelendirilmektedir.

7.      Orman Genel Müdürlüğü Ekoturizm Eylem Planı dahlinde Güdül’de bir destinasyonun projesinin ve alt yapısının geliştirilmesi sağlanmalıdır.

8.      Sakinşehirler Rotası ve Güdül Ekoturizm Rotaları üzerinde eko-turizm faaliyetlerini tanımlaması ve faaliyetlerin sürdürülebilir bir şekilde sunumunu sağlamak üzere işletme modellerinin ve ulaşım ağlarının sunulması; rota üzerinde konaklama, yeme-içme, endüstriyel tesis, vb. ait fikir projelerinin oluşturulması; kadın kooperatifleri ve kolektif üretim modellerinin arttırılması,

9.      Köy pazarlarının kurulması konusunda iradenin ortaya konulması,

10.   Güdül’ün ekoturizm, agroturizm özellikleri yanı sıra Salihler Yazıtları gibi tarihi özellikleri için Ankara Üniversiteleri için teknik gezilerin düzenlenmesinde destek olunması gerekmektedir.

11.   Türkiye Kamp Karavan Federasyonu ve Doğa Yürüyüşçüleri Dernekleri yetkilileri ile oluşturulacak kamp karavan lokasyonlarının tespit edilmesi ve doğa yürüyüşü programlarının tertip edilmesi,

12.   Güdül’de ekoturizm rehberliği, yatırımı, projesi yada mihmandarlığı yapabilecek tecrübeli kişiler ile tespit dilecek kampçılık, yürüyüş yolu, bisiklet ve araç rotalarına yönelik çalışmalar yapılmalıdır,

13.   Ankara Turizm Fuarında Güdül konusunda önemli çalışmaların yapılması,

14.   Kamu kurumları, özel sektör ve yerel halkta farkındalık ve eğitim çalışmaları için faaliyetler yapılması,

15.   Eğitim turizmi, kültürlerarası anlayışı arttırır, yeni beceriler kazandırır, kişisel gelişimi destekler, turizm sektörüne katkı sağlar ve ülkeler arasındaki ilişkileri güçlendirir. Organize turlar; okul grupları, büyük grupları, tur grupları, tarımsal eğitim programları, yetiştiricilik, ekim, dikim, bakım, gübreleme, ilaçlama, mekanizasyon, teknik eğitim turları, doğa eğitimi programları, doğal yaşam, kırsal yaşam, bitkiler, hayvanlar, demonstrasyonlar, ürün tanıtım programları yapımı; reçel yapımı, bal işleme, üzüm ve dut pekmezi; el sanatları atölyeleri; kültürel ve sportif turlar; tarım tarihi, tarihi çiftlik ve binalar, binicilik gibi ekoturizm faaliyetlerini geliştirici destinasyon alt yapıları geliştirilmelidir.

16.   Güdül Ekoturizm ve Agroturizm rotasının cazibe merkezi olabilmesi noktasında iletişim, tanıtım ve pazarlama stratejileri önerilmesi,

17.   Kısa süreli konaklama olarak bilinen oda ve kahvaltı, çiftlik evinde oda, pansiyonlar, özel konaklama evleri gibi konaklama imkânları ekoturizm projeleri ile yatırımcılara fırsatlar sunulmalıdır.

18.   Besler Şifa gibi sosyal girişimlere ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla projeler hazırlanarak ekoturizmle kalkınmaya yönelik faaliyetlere devam edilmelidir. Güdül merkezde yenilenen butik dükkânlar Ankara’da sosyal girişimler için bir fırsat olarak düşünülebilir.

19.   Güdül Ekoturizm ve Agroturizm rotasının öne çıkan ekoturizm değerlerinin (gastronomi, flora-fauna, yöresel el sanatları, yöresel musiki vb) diğer lokasyonlar ile mukayese edilmesi ve bununla ilgili ARGE ve bilimsel çalışmaların yapılması.

GÜDÜL EKOTURİZM ÇALIŞTAYI UZUN VADELİ HEDEFLER

1. Güdül ilçesi sakinşehir unvanı ile tasarımı ortaya konulacak sakin şehirler yolu güzergâhında olup doğal ve kültürel özellikleri ile ekoturizm sektörü açısından (özellikle Beypazarı yolu üzerinde olan Güneyce dahil) önemli yatırım potansiyeline sahiptir. 

2. Uzun süreli konaklama olarak bilinen çadırlı kamp alanları, gençlik kamp alanları, yaşlı/emekli evleri (kiralama), konuk çiftçi çiftlikte kalma, hayvan yemleme, hasat, ekim, dikim vb iştirak karşılığı çiftlik evinde konaklama gibi konaklama imkânlarına yönelik danışmanlıklar ve çeşitli imkânlar sağlanmalıdır.

3. Güdül'ün Sakinşehirler yolu ile Avrasya Yolu'na bağlantısının kurularak hem ulusal hem de uluslararası alanda destinasyonlara dâhil olması sağlanmalıdır. Diğer yandan Güdül’ün ulaşım politikaları ve mevcut durumunu ortaya koyan akademik çalışmalar diğer Sakinşehir üyeleri ve aday şehirleri için önemli kazanılmış bilgi ve tecrübeler içermektedir. Ulaşım, ekoturizm ve agro turizm etkinlikleri için önemli bir parametredir.

4. Özellikle ulusal ve uluslararası Ekoturizm anlayışına köyleri ile beraber adım atması gerekmektedir. Bu yönde ekoköy özelliklerini taşıyan yerleşim birimlerinin arttırılması ve ekoköy ilkelerine göre hedefler belirlenmesi gerekmektedir.

5. Güdül Ekoturizm ve Agroturizm rotasında yer ve zamansal açıdan ekoturizm destinasyonlarının arttırılması ve konaklama imkânlarının geliştirilmesi gerekmektedir.

6. Çalıştayda belirtildiği üzere 3 yıl sonrası 150 kişiye kadar doğrudan istihdam sağlayacağı ve dolaylı istihdamın 300 kişiden fazla olacağı tahmin edilmiştir. İstihdam ve gelir getirici turizm aksiyonlarına yönelik yatırımlar acilen geçilmesi gerekmektedir.

7. Türkiye'de ekoturizmin kesin belgelendirme ve nitelik yönetmeliğine dayalı uygulama kriterleri henüz tam olarak oluşturulmamıştır. Ancak, doğayla uyumlu turizm yaklaşımları, farklı programlar altında tespit edilmektedir. Bu bağlamda, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara Kalkınma Ajansı ve Ankara Üniversiteleri Turizm Bölümleri tarafından verilen yeşil yıldız belgesi, konaklama tesislerinin çevre dostu uygulamalarını tanımada kullanılabilecek bir örnek olarak düşünülebilir.

8. Ekoturizm uygulamalarının yaygınlaşması, sadece doğal ve kültürel varlıkların korunmasına ve kırsal toplulukların refahının artmasına değil, aynı zamanda kitle turizmi uygulamalarına da olumlu etkiler getirecektir. 

9. Güdül civarında bulunan Sorgun Tabiat Parkı, Eğriova Tabiat Parkı, Beypazarı Kapaklı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Tekedağı Milli Parkı, Kirmir Çayı Vadisi, İlhanlı Çayı Vadisi, Süvari Çayı Vadisi zenginliklerinin biyokaçakçılara ve diğer etik olmayan davranışlarla kötü anılmasına müsaade vermemeliyiz.

10. Ankara bölgesinde toplanan turist yoğunluğunun diğer ilçelere de yayılması sağlanabilir. Bu durum, bölgesel turizm dengesini iyileştirerek farklı destinasyonların kalkınmasına katkı sağlayabilir.


11. Özel Günler, Şenlikler ve Festivaller kapsamında çeşitli etkinlikler tertip edilmelidir. Güdül ilçesi ve köylerinde her ay bir aktivite planlanarak gerek çevre illerden halkın ve gerekse büyük şehirlerdeki hemşerilerin bu aktivitelere katılması Güdül ekonomisini canlandıracak önemli bir kaynaktır. Üzüm ve kiraz festivali, dut pekmezi günü, hasat günleri/şenlikleri, ürün festivalleri, kırsal halk oyunları ve şenlikleri, özel günler ve tatil kutlamaları, kermesler gibi etkinlikler belediye tarafından tertip edilmelidir.

12. Doğrudan satışlar kapsamında doğal ürünler pazarı ve TADYA gibi girişimler ve model çeşitleri arttırılmalıdır. Taze veya işlenmiş gıda (un, kırma, ezme, tarhana, marmelat, turşu, konserve, bal, pekmez, reçel, kurabiye, tatlı, kuru veya tütsülenmiş gıda, baharatlar, mum, el işlemeleri, ağaç işlemeleri ve diğer hediyelik eşyalar satışıdır. Bu satışlar doğrudan üretici tarafından çeşitlendirerek satılabilir; çiftlikte ürün satışları, kendin topla satışları, ağaç/parsel kirala satışları, yol kenarı tezgâhları, tarımsal/kırsal el işleri hediyelik eşya dükkânları, şenlik ve fuarlara katılım, çiftçi pazaryerleri olarak sıralanabilir.

13. Kırsal turizmde doğa ile iç içe, doğal çevreye bağlı olarak gerçekleştirilebilecek çeşitli turizm etkinlikleri geliştirilerek devam etmelidir. Bu kapsamda; yürüyüş, kaya tırmanışı, macera parkurları, çim kayağı, kuş gözlemciliği-fotoğraf çekimi gibi doğa çalışmaları, avcılık, çiftlik eğitimleri, at binme, kırsal miras çalışmaları, kır manzarasını izleme, küçük köy-kasaba turları, küçük ölçekli konferanslar, kırsal festivaller, nehir ve göl balıkçılığı, doğa sporları, doğa ve orman okulu eğitimleri düzenlenmesi konusunda tanıtıma devam etmelidir.

14. Doğal kaynakların korunması ve çevre bilincinin artmasıyla birlikte Ankara Bölgesi, ekoturizm açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Kamu kurumları, özel sektörün gelişmesine ve çeşitli örnek uygulamaların yaygınlaşmasına destek vererek bu potansiyelin harekete geçirilmesine yardımcı olmaktadır. Ankara Kalkınma Ajansı da özellikle ekoturizm alanında yapılacak yatırımlara ilişkin yer seçiminden izin ve ruhsat işlemlerine kadar her aşamada ücretsiz teknik danışmanlık sunarak bu alanda ilerlemeyi teşvik etmektedir.


.......................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 

🌿 Ankara’nın Endemik Bitkileri

Ankara yalnızca başkent kimliğiyle değil, aynı zamanda barındırdığı zengin bitki çeşitliliği ile de dikkat çekiyor. Besler Şifa olarak biz de bu eşsiz mirastan ilham alıyor, bitkisel kozmetik, doğal yaşam ürünleri ve şifalı içeriklerimizde doğanın sunduğu bu zenginliği yaşatıyoruz.

📍 Pursaklar Endemik Vadi
Başkent Ankara’ya özgü endemik bitkilerin bir arada görülebileceği en özel yerlerden biri. Türkiye’de 2.340 farklı bitki türü bulunuyor ve bunların 391’i sadece Ankara’ya özgü! Bu doğal hazineler, hem ziyaretçilere görsel bir şölen sunuyor hem de şifa kaynağı olarak hayatımıza dokunuyor.


🌱 Başkent Ankara'nın Şifalı Bitkileri

Sevgi Çiçeği
Kırmızı-mor renkleriyle büyüleyen bu çiçek, yalnızca Ankara’da yetişiyor. Doğal güzelliği ile doğal kozmetik ve bitkisel formüllerde ilham kaynağımız.

Şah Civanperçemi
Tıbbi özellikleriyle bilinen bu bitki, şifalı özleriyle bağışıklığı destekleyen ürünlerimizin en değerli içeriklerinden biri.

Beypazarı Geveni
Bölgeye özgü bu bitki, geleneksel halk hekimliğinde önemli bir yere sahip. Bizim için de doğal bakım ve şifa ürünlerimizin vazgeçilmezlerinden.

Ayaş Gümüşü
Gümüşi yapraklarıyla tanınan bu nadir bitki, doğal arındırıcı etkisiyle öne çıkıyor.

Koçak Geveni & Gürsöğüt Geveni
Arıcılık için değerli bir kaynak olan bu bitkiler, aynı zamanda doğal bal ve propolis ürünlerimizde katkı sağlıyor.

Koca Soda & Ay Şalbanı
Yüzyıllardır bitkisel çaylarda kullanılan bu türler, sindirim ve bağışıklık dostu ürünlerimizde özel bir yer tutuyor.

Mermer Sığırkuyruğu & Ankara Sığırkuyruğu
Taşlık ve zorlu alanlarda yetişen bu bitkiler, dayanıklılığın sembolü ve doğal yaşamın en güçlü parçaları.

Ankara Çiğdemi
İlkbaharın müjdecisi olan bu çiçek, doğal kozmetik ürünlerimizde canlılık ve tazelik kaynağı.


🌿 Doğadan Gelen İlham

Besler Şifa olarak, Ankara’nın eşsiz endemik bitkilerinden aldığımız ilhamı,

  • bitkisel kozmetik,

  • şifa amaçlı doğal çaylar,

  • aromaterapi ürünleri ve

  • doğal bakım çözümleri ile sizlere sunuyoruz.

Her bir ürünümüzde doğaya, sürdürülebilirliğe ve yerel bitki mirasımıza duyduğumuz saygıyı koruyoruz.

💚 Çünkü biz inanıyoruz: Şifa doğadan gelir, güzellik doğallıkla başlar.


........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 

Lavanta Kokulu günler; Lavanta Festivalleri 2025

Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaz ayları, morun en huzur veren tonuyla bezenmiş lavanta tarlalarında başlar. Özellikle Balıkesir Altıeylül, Burdur ve Isparta Kuyucak’ta düzenlenen lavanta festivalleri, sadece görsel bir şölen sunmakla kalmaz; aynı zamanda doğayla bütünleşmiş bir yaşamı tanıtır, aromatik bitkilerin ekonomideki ve sağlık alanındaki yerini hatırlatır. İşte Anadolu’nun mor renkli festivallerinden üç güzergâh:

🌿 Balıkesir Altıeylül Lavanta Festivali

Balıkesir’in Altıeylül ilçesi, son yıllarda lavanta tarımıyla dikkat çeken yeni destinasyonlardan biri oldu. Kırsal kalkınmayı destekleyen belediyecilik anlayışıyla hayata geçirilen lavanta tarlaları, Altıeylül’de hem kadın istihdamını hem de doğa temelli turizmi destekliyor. Festival günlerinde ziyaretçiler tarlalarda yürüyüş yapabiliyor, lavanta hasadına katılabiliyor ve lavanta sabunu, yağı, suyu gibi doğal ürünlerin üretim sürecini yerinde görebiliyor.

Ne sunar; Şehir merkezine yakın lavanta bahçeleri, Lavantalı doğal ürün stantları, Aromaterapi atölyeleri ve kırsal kalkınma sunumları

💜 Burdur Lavanta Bahçeleri Festivali: Salda Gölü ile Morun Dansı

Burdur, özellikle Yeşilova çevresinde yer alan lavanta bahçeleriyle dikkat çeker. Lavanta tarlalarının beyaz Salda Gölü’ne olan yakınlığı, bölgeyi görsel anlamda bir cazibe merkezi haline getirmiştir. Her yıl temmuz ayında düzenlenen festival, fotoğraf tutkunlarını, doğa severleri ve sağlık turizmine ilgi duyanları bir araya getiriyor.

Ne sunar; Lavanta tarlalarında yoga ve meditasyon etkinlikleri, Salda Gölü ile lavanta manzarasının birleştiği yürüyüş rotaları, Lavantalı içecek ve tatlılar tadım alanı

💠 Isparta Kuyucak Lavanta Festivali: Türkiye'nin Provence’ı

Türkiye’de lavanta denince ilk akla gelen yer şüphesiz Kuyucak Köyü’dür. Isparta’nın Keçiborlu ilçesine bağlı bu köy, lavantayla sadece tarımsal değil, sosyo-kültürel bir dönüşüm yaşamıştır. Her yıl binlerce ziyaretçi, bu küçük köyde lavanta çiçeklerinin açtığı dönemde gerçekleşen festivale akın eder. Tarlalarda fotoğraf çekimleri yapılır, lavanta hasadı izlenir ve köylülerden lavantalı ürünler satın alınır.

Ne sunar; Mor tarlalarda gün batımı fotoğrafları, Lavanta hasadı etkinlikleri, Kadın üreticilerden lavantalı reçel, sabun ve kozmetik ürünler, Kırsal turizm ve yerel kalkınma örneği

🌸 Sonuç: Lavanta, Sadece Bir Bitki Değil, Bir Yaşam Biçimi

Lavanta festivalleri, Türkiye'nin farklı bölgelerinde kırsal kalkınma, kadın emeği, doğa turizmi ve aromaterapi gibi alanların nasıl kesişebileceğini gösteriyor. Lavantanın huzur veren kokusuyla bütünleşmiş bu deneyimler, bizlere doğayla daha uyumlu bir yaşamın mümkün olduğunu hatırlatıyor. Yolunuz yaz aylarında bu bölgelere düşerse, bir lavanta festivalinde mor bir gün geçirmeyi unutmayın!

Ankara’daki Lavanta Bahçeleri:

  1. Ayaş İlyakut Lavanta Bahçesi; Ayaş ilçesinin İlyakut köyünde yer alan, üretici severlerin ve doğa tutkunlarının ziyaret ettiği lavanta tarlası. Lavanta üreticisinin tüm gayretlerini görebilirsiniz.

  2. Güdül Güneyce Lavanta Bahçesi; Güdül ilçesine bağlı Güneyce köyünde, lavanta üretimi ve doğa turizmi için oluşturulmuş yerel girişim.

  3. Keçiören Lavanta ve Gül Bahçesi Çekim Platosu; Keçiören Belediyesi tarafından oluşturulan, lavanta ve güllerle bezeli doğal bir çekim alanı.

  4. Mamak Gökçeyurt Vadisi Lavanta Bahçesi; Mamak Belediyesi Ekolojik Köy projesi içinde yer alan, lavanta üretiminin yapıldığı geniş bir vadi alanı.

  5. Yapracık Lavanta Cenneti; Etimesgut Yapracık bölgesinde yer alan ve "Lavanta Cenneti" olarak adlandırılan görsel ve kokusal deneyim sunan özel bir bahçe girişimi.


Sosyal Medya ile Tanışma Yaşı: 13 mü, 16 mı?

Sosyal Medya ile Tanışma Yaşı: 13 mü, 16 mı?

Sosyal medya ve akıllı telefonlar hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelirken, bu teknolojilerin çocuklar üzerindeki etkileri de giderek daha fazla tartışılıyor. Çocukların dijital dünyaya ne zaman adım atması gerektiği konusu, aileler, uzmanlar ve hükümetler için kritik bir soru.

Avustralya’nın 16 yaşından küçükler için sosyal medya yasağı getirmesi, bu konuda atılan en radikal adımlardan biri. Türkiye’de de benzer bir düzenleme için çalışmalar sürerken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, çocukların sosyal medya kullanımına yönelik modeller geliştirmek üzere bir komisyon kurdu.

Peki, sosyal medya ile tanışma yaşı kaç olmalı?


Uzmanlar Ne Diyor?

Uzmanlar, sosyal medyanın çocuklar ve ergenler üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Koç Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Doç. Dr. Herdem Aslan Genç, sosyal medyanın yoğun kullanımının ergenlerde kaygı, depresyon, yeme bozuklukları ve uyku problemlerine yol açtığını belirtiyor. Ayrıca, dijital zorbalık, manipülasyon ve siber suçlar gibi risklere de daha açık hale geldiklerini vurguluyor.

Türk Psikologlar Derneği’nden Ecem Demirtürk ise sosyal medya ile tanışma yaşının gelişimsel ihtiyaçlara ve dijital beceri düzeylerine uygun olarak belirlenmesi gerektiğini söylüyor. 13 yaş altındaki çocukların sosyal medya kullanımının önerilmediğini ifade ediyor.


Dünyadan Örnekler

Dünyanın farklı ülkelerinde sosyal medya kullanımı için yaş sınırları şu şekilde düzenlenmiş durumda:

  • Norveç: Yaş sınırını 13’ten 15’e çıkarma önerisi var.
  • AB Ülkeleri: 16 yaş altındaki çocukların kişisel verilerinin işlenmesi için ebeveyn onayı gerekiyor; ancak üye ülkeler bu sınırı 13’e düşürebiliyor.
  • Fransa: 15 yaş altındakilerin sosyal medya hesabı oluşturması için ebeveyn izni şartı getiren yasa çıkarıldı.
  • Almanya: 13-16 yaş arasındaki çocuklar ebeveyn izni ile sosyal medya kullanabiliyor.
  • İtalya: 14 yaş altındakiler için ebeveyn izni gerekiyor, okullarda akıllı telefon kullanımı yasaklandı.
  • İrlanda: 16 yaş altına akıllı telefon yasağı tartışılıyor.
  • Yunanistan: Öğrenciler okullarda telefonlarını çantalarından çıkaramıyor.

Besler Şifa’dan Öneriler

Doğal yaşamın bir parçası olarak, çocukların teknolojiyle dengeli bir ilişki kurmalarını desteklemek çok önemli. Çocukların erken yaşta dijital dünyaya adım atmaları, fiziksel ve ruhsal sağlıkları üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.

Bizler, Besler Şifa olarak, çocukların doğayla daha fazla zaman geçirmesini, ekranlardan uzaklaşıp gerçek hayatla bağ kurmalarını öneriyoruz. Ebeveynlere, çocuklarıyla birlikte açık hava etkinlikleri düzenlemelerini, doğal yaşamı keşfetmelerini ve ekran başında geçirilen zamanı sınırlamalarını tavsiye ediyoruz.

Sosyal medya ile tanışma yaşı konusunda karar verirken, her çocuğun bireysel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmak ve onlara sağlıklı bir dijital deneyim sunmak için rehberlik etmek önemlidir.

Doğanın ve sağlıklı yaşamın gücüyle, çocuklarımız için daha dengeli bir gelecek inşa edebiliriz. 🌿

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Kış Aylarında Cilt Bakımı: Kuruluğa Karşı Doğal ve Etkili Çözümler

Kış aylarında cildimiz, soğuk hava ve düşük nem seviyeleri nedeniyle kuruluğa daha yatkın hale gelir. Bu dönemde cildimizin nemli ve yumuşak kalmasını sağlamak için pratik ve etkili bir bakım rutini oluşturmak oldukça önemlidir. Besler Şifa olarak, bitkisel ve doğal ürünlerle cildinizi kış aylarında nasıl koruyabileceğinize dair önerilerimizi paylaşıyoruz.

1. Cildinizi Tanıyın ve İhtiyaçlarına Göre Hareket Edin

Her cilt tipi farklıdır ve ihtiyaçları da buna göre değişir. Kış aylarında cildinizin durumunu gözlemlemek, bakım rutininizi oluşturmanın ilk adımıdır. Dirsekler, dizler ve ayaklar gibi bölgesel kurulukların yanı sıra hassasiyet, sivilce ve batık problemleri de ekstra ilgi gerektirebilir.

2. Duş Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Cilt bakımında duşun sıcaklığı büyük bir rol oynar. Çok sıcak su, cildin doğal yağ bariyerini zayıflatabilir ve kuruluğa yol açabilir. Ilık suyla duş almak, cildin nem dengesini korumasına yardımcı olur. Ayrıca, cildi kurutmayan doğal içerikli bir temizleyici kullanmak da önemlidir.

3. Nemlendirme Adımları

Duş sonrası nemlendirme, cildin nemi hapsetmesi için kritik bir aşamadır. Havluyla cildinizi nazikçe kurulayarak hafif nemli bırakın ve ardından şu sıralamayla ürünlerinizi uygulayın:

  • Losyon: Hafif yapılı bir nemlendirici ile başlayın.
  • Krem: Daha yoğun bir nemlendirme için cilt tipinize uygun bir krem kullanın.
  • Yağ: Son olarak, cilde nemi hapsetmek için doğal bir vücut yağı uygulayın.

4. Doğal İçerikler Tercih Edin

Kış bakım rutininizde doğal ve etkili içeriklere yer vermek önemlidir. İşte cildinize iyi gelecek bazı doğal içerikler:

  • Hiyalüronik Asit ve Gliserin: Cildin nem tutma kapasitesini artırır.
  • Shea Yağı ve Jojoba Yağı: Cildi yumuşatır ve nemi cilde hapseder.
  • Skualen ve Seramid: Cilt bariyerini koruyarak hassasiyeti azaltır.
  • Yulaf ve Aloe Vera: Hassasiyeti yatıştırır ve cilt bariyerini güçlendirir.
  • Yeşil Çay: Antioksidan etkisiyle cildi korur ve yatıştırır.

5. Akneye Meyilli Ciltler İçin Öneriler

Akneye yatkın bir cildiniz varsa, yağsız ve gözenekleri tıkamayan ürünler tercih etmelisiniz. Hiyalüronik asit ve skualen gibi içerikler, cilde nem sağlarken gözenekleri tıkamaz.

6. Nazik Eksfoliasyon ile Cildinizi Canlandırın

Haftada 1-2 kez doğal içerikli bir peeling kullanarak ölü derilerden kurtulabilirsiniz. Bu işlem, nemlendiricilerin cilde daha iyi nüfuz etmesini sağlar.

Besler Şifa’nın Önerisi

Kış aylarında cilt bakımınızı doğal ve etkili bir hale getirmek için bitkisel içeriklerle hazırlanan ürünlerimizi keşfedin. Doğal yağlar, nemlendiriciler ve nazik temizleyicilerle kışın zorlu koşullarına karşı cildinizi koruyun. Unutmayın, düzenli bakım ile kış mevsimini sağlıklı, yumuşak ve ışıldayan bir ciltle geçirebilirsiniz.

Doğal güzellik için, Besler Şifa yanınızda!

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Saç Dökülmesi: Kök Nedenler ve Doğal Çözümler

Saç dökülmesi, çoğu insanın hayatının bir döneminde karşılaştığı bir problemdir. Ancak bu konuda yalnız olmadığınızı bilmek önemlidir. Saç dökülmesi genetik yatkınlıkla bağlantılı olsa da, mesele bundan çok daha karmaşık. Hormonal dengesizlikler, insülin direnci, enflamasyon, besin eksiklikleri ve gıda hassasiyetleri gibi pek çok faktör bu sorunda rol oynayabilir. Kronik stres, yetersiz beslenme ve yaşlanma da saç kaybını hızlandırabilir. Bu nedenle, problemin kök nedenlerine odaklanmak ve doğru müdahalelerde bulunmak oldukça önemlidir.

Saç Dökülmesinin Kök Nedenleri

1. Hormonal Dengesizlikler ve Genetik Faktörler

Saç dökülmesinin en yaygın sebeplerinden biri erkek tipi kelliktir (androjenik alopesi). Bu durum genellikle erkeklik hormonlarıyla, özellikle DHT (dihidrotestosteron) hassasiyetiyle tetiklenir. Kadınlarda ise erkeklik hormonu seviyelerinin artışı, insülin direnci, prediyabet ve polikistik over sendromu (PCOS) gibi problemlerle birlikte saç dökülmesine yol açabilir.

2. Besin Eksiklikleri

Demir eksikliği, saç dökülmesinin yaygın sebeplerinden biridir. Anemi gelişmiş olmasa bile, vücuttaki demir eksikliği saç köklerini olumsuz etkileyebilir. Benzer şekilde, protein eksikliği de saç dökülmesine neden olabilir. Saçların ana yapı maddesi keratin proteini olduğu için yeterli miktarda protein almak çok önemlidir. Vegan beslenen bireylerde özellikle çinko, D vitamini ve B12 eksiklikleri daha sık görülmektedir. Bu vitamin ve minerallerin eksikliği, saç tökülmesini hızlandırabilir.

3. Yaşlanma ve Hormonal Değişiklikler

Yaşlanma, hormon seviyelerinde değişikliklere yol açarak saç dökülmesine neden olabilir. Kadınlarda menopoz döneminde östrojen seviyelerindeki düşüş, saçların incelmesine ve dökülmesine sebep olabilir. Erkeklerde de ilerleyen yaş, hormon seviyelerinde değişikliklere neden olarak saç kaybına katkıda bulunur.

4. Otoimmün Hastalıklar

Otoimmün hastalıklar da saç dökülmesinde etkili olabilir. Bunlardan biri, kelebek hastalığı olarak bilinen lupus hastalığıdır. Bu tür hastalıklar, vücudun kendi dokularına saldırmasıyla saç kaybına neden olabilir.

Doğal Çözümler ve Destekler

Saç dökülmesini azaltmak ve saç sağlığını desteklemek için doğal yöntemler ve beslenme alışkanlıklarında yapılacak değişiklikler oldukça etkili olabilir:

  1. Beslenme Düzeni:

    • Yeterli miktarda protein, çinko, demir, D vitamini, B12 vitamini ve biotin alın.

    • Omega-3 yağ asitleri içeren gıdalar tüketin (balık, ceviz, keten tohumu).

    • Antioksidan açısından zengin sebze ve meyveleri diyetinize ekleyin.

  2. Stres Yönetimi:

    • Meditasyon, yoga veya nefes egzersizleri gibi stres azaltıcı teknikler uygulayın.

    • Uyku düzenine dikkat edin ve yeterli uyku aldığınızdan emin olun.

  3. Bitkisel Destekler:

    • Saç derisini beslemek ve kan dolaşımını artırmak için hindistancevizi yağı, biberiye yağı ve argan yağı gibi doğal yağları kullanabilirsiniz.

    • Aloe vera jeli, saç derisini yatıştırır ve saç köklerini destekler.

  4. Takviyeler:

    • Kolajen, keratin, biotin ve D vitamini gibi takviyeler kullanın.

    • Vegan bireyler için B12 vitamini özellikle önemlidir.

  5. Saç Bakımı:

    • Saçlarınızı nazikçe tarayın ve çok sıkı toplamayın.

    • Kimyasal içerikli şampuanlar yerine doğal içerikli şampuanlar tercih edin.

Son Söz

Saç dökülmesi karmaşık bir sorun gibi görünse de, problemin kök nedenlerini anlamak ve doğru adımlar atmak çözüm yolunda çok önemlidir. Besler Şifa-Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam olarak, doğal çözümler sunuyoruz.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Avrupa'da Tarımsal Endişeler ve Türkiye için Çıkarılacak Dersler

 Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in açıkladığı AB-MERCOSUR serbest ticaret anlaşması, 20 yılı aşkın müzakerelerin ardından 6 Aralık 2024 tarihinde imzalanarak önemli bir dönüm noktası oldu. 780 milyon kişiyi kapsayan dünyanın en büyük serbest ticaret alanlarından birini yaratacak olan bu anlaşma, Avrupa Birliği içinde tarım sektörü ve çevresel etkiler konusunda ciddi tartışmalara yol açtı. Fransa'nın direnci ve tarımsal endişeler, Türkiye gibi tarımsal potansiyele sahip ülkeler için önemli dersler içeriyor. Besler Şifa olarak bu süreci değerlendirerek tarımsal üretim, çevresel sürdürülebilirlik ve yerel üreticiyi destekleme konularına odaklanıyoruz.


Fransa Neden Direniyor?

Fransa'nın AB-MERCOSUR anlaşmasına karşı çıkışının temel nedeni, MERCOSUR ülkelerinin tarımsal ihracat gücünün AB'nin tarım sektörüne tehdit oluşturacağı endişesidir. Özellikle Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerin düşük maliyetli ve geniş çaplı tarımsal üretimi, Fransa’nın kaliteli ancak maliyetli tarım ürünleriyle rekabetini zorlaştırıyor.

Fransız çiftçilerin endişesi sadece ekonomik değil, aynı zamanda çevresel ve sağlık standartlarına dayanıyor. AB'nin sıkı düzenlemelerine karşılık, MERCOSUR ülkelerinden gelen ürünlerin daha esnek düzenlemelere tabi olması, bu ürünlerin AB pazarına girişini kolaylaştırırken yerel üreticiyi zorluyor. Ayrıca Brezilya’nın Amazon Ormanları’ndaki çevresel politikaları, AB’nin Yeşil Mutabakat hedefleriyle çelişiyor ve Fransa’nın direncini artırıyor.


AB Tarım Ülkeleri İçin Riskler

AB-MERCOSUR anlaşması, tarımsal üretime dayalı ekonomilere sahip ülkeler için ciddi riskler taşıyor. Fransa, İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerde küçük çaplı tarım yapan çiftçiler, MERCOSUR’dan gelen düşük maliyetli ürünlerle rekabet etmekte zorlanabilir. Bu durum, tarımsal istihdamın azalması ve kırsal ekonomilerin zayıflaması gibi sorunları beraberinde getirebilir.

Çevresel ve sağlık standartları açısından da riskler mevcut. MERCOSUR’dan gelen ürünlerin, AB’nin katı standartlarına uymaması tüketici güvenini zedeleyebilir. Örneğin, Brezilya’dan ithal edilen et ve soya ürünlerinin, ormansızlaşma ve tarım ilacı kullanımı gibi çevresel sorunlarla gündeme gelmesi AB kamuoyunda tepki yaratıyor.


Türkiye İçin Çıkarılacak Dersler

Besler Şifa olarak, Türkiye’nin bu süreçten çıkarabileceği dersleri değerlendiriyoruz:

  1. Tarımsal Üretimde Verimlilik ve Teknoloji:
    Türkiye, tarımda verimliliği artıracak teknolojilere yatırım yapmalı ve çiftçilerin üretim maliyetlerini düşürecek destek mekanizmaları geliştirmelidir.

  2. Yerel Üreticiyi Koruma:
    Türkiye, serbest ticaret anlaşmaları yaparken tarım ve hayvancılık gibi hassas sektörlerini koruyacak politikalar oluşturmalıdır. Çevresel ve sağlık standartlarının korunması, hem tüketici güveni hem de yerli üreticinin rekabet gücü açısından kritik öneme sahiptir.

  3. Çevresel Sürdürülebilirlik:
    Dünya pazarlarında yer bulmak için çevre dostu üretim standartlarını benimsemek gereklidir. AB’nin talep ettiği çevre dostu standartlara uygun üretim, Türkiye’nin rekabet avantajını artırabilir.

  4. Yerli Üretimin Teşviki:
    Yerel üreticiyi destekleyen politikalarla iç piyasada yerli ürünlere olan talep artırılabilir. Aynı zamanda ihracat kapasitesinin geliştirilmesi, Türkiye’nin küresel pazardaki yerini güçlendirecektir.

  5. Tüketici Bilinci ve Eğitim:
    Tüketici bilincini artırarak, yerel ve kaliteli tarım ürünlerine yönelimi teşvik etmek, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından önemlidir.


Sonuç

AB-MERCOSUR anlaşması, küresel ticaretin dinamiklerini değiştirirken, Türkiye gibi ülkeler için de tarımsal sürdürülebilirlik ve rekabetçi politikalar geliştirmenin önemini ortaya koyuyor. Besler Şifa olarak, yerli üreticiyi destekleyen ve çevresel sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyen bir yaklaşımı savunuyoruz. Tarımsal üretimin korunması, ekonomik bağımsızlık ve gıda güvenliğinin temel taşıdır.

Bu anlaşmadan çıkarılacak derslerle, Türkiye’nin tarım sektöründe daha güçlü ve sürdürülebilir bir geleceğe adım atabileceğine inanıyoruz.



Ticaretin Dönüşen Yüzü

Pasajda Yerin Olsun, AVM’de Yerin Olsun, E-Pazar Yerlerinde Yerin Olsun

Ticaretin tarihine baktığımızda, insanların ürünlerini satmak ve alışveriş yapmak için bir araya geldikleri yerlerin her zaman sosyal ve ekonomik hayatın merkezi olduğunu görürüz. Eski çağlarda bu yerler köy meydanları, hanlar veya şehirlerin önemli pazar alanlarıydı. Günümüzde ise bu fiziksel alanlar yerini, teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte dijital platformlara bırakıyor. “Pasajda yerin olsun” anlayışıyla başlayan küçük esnafın hikayesi, AVM'lerin yükselişiyle yeni bir boyut kazanmış, bugün ise e-pazar yerlerinin hakimiyetiyle tamamen farklı bir çehreye bürünmüştür.

Pasajdan AVM’ye: Alışveriş Kültürünün Değişimi

Bir zamanlar pasajlar, özellikle küçük işletmelerin hem toplulukla bağ kurduğu hem de geçimlerini sağladığı yerlerdi. Pasajlarda dolaşmak, farklı esnaflarla sohbet etmek ve ürünleri incelemek sosyal bir deneyim sunardı. Ancak 90’lı yıllardan itibaren AVM’lerin hayatımıza girmesiyle bu dinamik değişti. AVM’ler, alışverişi bir “deneyim” haline getirdi. Tek bir çatı altında alışveriş, eğlence ve yeme-içme imkanlarını birleştirerek tüketicilere konforlu bir ortam sundu. Bu durum, küçük esnafın daha büyük rekabetlerle karşılaşmasına neden oldu.

E-Pazar Yerleri: Ticaretin Yeni Merkezi

Son 10 yılda ticaretin merkezi artık dijital platformlara kaydı. N11, Hepsiburada, Trendyol gibi e-pazar yerleri, işletmelere fiziksel bir dükkana ihtiyaç duymadan milyonlarca tüketiciye ulaşma imkanı sunuyor. Özellikle pandemi süreci, bu dönüşümü hızlandırarak online alışverişin hayatımızdaki yerini sağlamlaştırdı. Artık “e-pazar yerlerinde yerin olsun” demek, bir işletme için neredeyse zorunlu hale geldi.

E-pazar yerleri, girişimcilere düşük maliyetle geniş bir kitleye ulaşma fırsatı sunarken, tüketicilere de farklı ürünleri karşılaştırma ve kolayca satın alma imkanı tanıyor. Ancak bu dijital dönüşüm, beraberinde yeni zorluklar da getiriyor. Artan rekabet, dijital pazarlama stratejilerinin önemini artırırken, müşteri memnuniyetini sağlamak ve online mağazaların sürdürülebilirliğini korumak için sürekli bir yenilik gerekiyor.

Sonuç: Dönüşen Ticarette Yerini Al

Pasajdan AVM’ye, oradan da e-pazar yerlerine uzanan bu ticaret yolculuğu, değişimin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Gelenekselden dijitale evrilen bu süreçte, esnafın ve işletmelerin en önemli stratejisi değişime ayak uydurmak ve yeniliklere açık olmak olmalıdır. Günümüz ticaret dünyasında başarı, sadece fiziksel bir dükkana sahip olmakla değil, dijital dünyada da güçlü bir varlık göstermekle mümkün hale geldi.

Bugün bir işletme sahibi olarak sorulması gereken soru şudur: “Benim yerim nerede?” Cevap artık çok net: Hem dijital hem fiziksel platformlarda yerinizi alarak müşterilerinize her kanaldan ulaşmalısınız. Çünkü ticaretin geleceği, değişime ayak uydurabilenlerin elinde şekilleniyor.



Ankara’da Kitap Kafe Kültürü

Son yıllarda Ankara’da hızla artan kitap kafe kültürü, şehrin dört bir yanına yayılan mekanlar ile büyük ilgi görüyor. İstanbul’un ardından, kitap kafe kültürünü yaşatmaya başlayan ilk şehirlerden biri olan Ankara, artık kitap alışverişinin yanı sıra ders çalışma, etkinlik düzenleme ve tematik atölyelere ev sahipliği yapan kitap okuma mekanlarına da sahip. Kitap kafeler, rahat ortamları ve kültürel çeşitlilikleri ile şehrin sakinleri için ideal buluşma alanları haline geldi.

Çilek Kitap kafe; Şirin ve samimi atmosferi ile dikkat çeken Çilek Kitapkafe, kitap severlerin sıcak bir ortamda kitap okuyup kahve içebileceği bir mekan. Sessiz ve huzurlu yapısı, ziyaretçilerin odaklanmasına imkan tanıyor.

Tayfa Kitap kafe; Tayfa Kitapkafe, üçüncü nesil kahve çeşitleri sunarken geleneksel kitap kafe ruhunu da koruyor. Çayınızı veya kahvenizi içerken kitap okuyabilir, sınavlarınıza çalışabilir veya düzenlenen atölyelere katılabilirsiniz. Vegan seçenekler sunan zengin menüsüyle Tayfa Kitapkafe, diğer kitap kafelerden ayrılıyor.

Ekmek Teknesi; El emeği kurabiyeler ve Türk kahvesiyle ziyaretçilerine evde gibi hissettiren Ekmek Teknesi, öğrencilerin ve kitap kurtlarının vazgeçilmez adreslerinden biri. Uygun fiyatları ve sessiz ortamı, mekanın öne çıkan özellikleri arasında.

Liman Kitap Kahve; Çukurambar’ın popüler kitap kafesi Liman Kitap Kahve, hediyelik eşyalar, film, müzik ve kitaplarla dolu harika bir mekan. Modern tasarımıyla dikkat çeken kafe, zaman zaman yazar-okur buluşmalarına da ev sahipliği yapıyor.

Kebikeç Kitap Kahve; Keçiören’in ilk kitap kafesi olan Kebikeç Kitap Kahve, sıcacık bir ortamda kitap okuma keyfi sunuyor. Mekan, ikinci el kitapları da ziyaretçilerine sunarak, okuma kültürünü destekleyen bir hizmet sunuyor.

Enderun Kitap ve Kahve Evi; Sessiz ve nezih atmosferiyle tanınan Enderun Kitap ve Kahve Evi, anne eli değmiş gibi hissettiren lezzetleriyle dikkat çekiyor. Burada arkadaşlarınızla sohbet edebilir, ders çalışabilir veya sakin bir gün geçirebilirsiniz.

Ardıç Kitabevi; Genellikle kalabalık olan Ardıç Kitabevi, sigara içilmeyen ve daha sessiz alanlara da sahip. Kitap ve dergilerle dolu raflarıyla ziyaretçilerine geniş bir yelpaze sunan mekan, lezzetli menüsü ile de öne çıkıyor.

Besler Şifa Kitap Evi; Doğal yaşam ve bitkisel kozmetik alanında faaliyet gösteren Besler Şifa Kitap Evi, doğallık ile kitap sevgisini bir araya getiriyor. Taze bitki çayları ve sağlıklı atıştırmalıklar sunan Besler Şifa, vegan ve glütensiz seçeneklerle doğa dostu bir kafe deneyimi sunuyor. Mekan, bitkisel yaşam ve sağlıklı beslenme temalı kitaplarıyla ziyaretçilerine bilgi dolu bir ortam yaratırken, doğa konulu etkinlikler ve atölyelere de ev sahipliği yaparak, topluluk etkinliklerine katkı sağlıyor.




Doğal Yaşamın İyileştirici Gücü: Atölyemizde Ürettiğimiz Yenilikçi Ürünler

Günümüz dünyasında doğaya olan özlem ve doğal yaşam tarzına olan ilgi giderek artıyor. Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, bu doğal yaşam tutkusu ve iyileştirici gücünü, ürünlerimize yansıtmayı kendimize misyon edindik. Atölyemizde ürettiğimiz yenilikçi ve tamamen doğal ürünlerle, doğanın şifalı gücünü evlerinize getiriyoruz. İşte doğal yaşamın iyileştirici gücünü hissetmenizi sağlayacak bazı özel ürünlerimiz:

1. Bitkisel Özlü Cilt Bakım Serisi

Cildimiz, çevresel faktörlere karşı en savunmasız organlarımızdan biridir. Atölyemizde geliştirdiğimiz bitkisel özlü cilt bakım serisi, tamamen doğal içeriklerle formüle edilmiştir. Aloe vera, lavanta, gül yağı ve papatya gibi şifalı bitkilerden elde edilen özlerle zenginleştirilmiş bu ürünler, cildinize ihtiyaç duyduğu bakımı sağlar. Cildinizi derinlemesine beslerken aynı zamanda nemlendirir ve canlandırır. Düzenli kullanımda, daha sağlıklı ve ışıl ışıl bir cilt elde etmenize yardımcı olur.

2. Doğal Aromaterapi Yağları

Aromaterapi, zihninizi ve bedeninizi dengeleyerek stresten arınmanıza yardımcı olan güçlü bir doğa terapisidir. Atölyemizde ürettiğimiz doğal aromaterapi yağları, lavanta, nane, portakal çiçeği ve okaliptüs gibi bitkisel yağlarla hazırlanır. Bu yağlar, ruh halinizi iyileştirir, uyku kalitenizi artırır ve genel olarak daha huzurlu bir yaşam sürmenize destek olur. Ayrıca, bu yağları masaj yağı olarak da kullanarak kaslarınızı rahatlatabilir ve günlük stresin etkilerini hafifletebilirsiniz.

3. Doğal Sabunlar ve Şampuanlar

Geleneksel sabun ve şampuanların aksine, atölyemizde üretilen doğal sabunlar ve şampuanlar, kimyasal maddelerden tamamen arındırılmıştır. Doğal yağlar, bitki özleri ve kil gibi bileşenlerle zenginleştirilen bu ürünler, cildinize ve saçınıza zarar vermeden nazikçe temizler. Saç derisini yatıştırır, kepeği önler ve saçlarınızı besler. Aynı zamanda, cildinizi kurutmadan temizleyen sabunlarımız, doğal ve sağlıklı bir temizlik sağlar.

4. Bitkisel İyileştirici Kremler

Yaralar, yanıklar veya ciltteki tahrişler için doğal çözümler arıyorsanız, bitkisel iyileştirici kremlerimiz tam size göre. Atölyemizde ürettiğimiz bu kremler, arnika, kantaron, propolis ve adaçayı gibi iyileştirici özellikleri bilinen bitkilerle hazırlanır. Cilt üzerinde oluşan küçük yaralanmaların ve tahrişlerin hızla iyileşmesine yardımcı olur. Ayrıca, doğal bileşenleri sayesinde cildi yatıştırır ve yeniler.

5. Doğal Güneş Koruyucular

Doğanın koruyucu gücünü güneşin zararlı etkilerine karşı kullanmak için atölyemizde geliştirdiğimiz doğal güneş koruyucular, çinko oksit gibi fiziksel filtrelerle formüle edilmiştir. Kimyasal içeriklere yer vermeden cildinizi güvenle korur, nemlendirir ve yatıştırır. Güneşe karşı yüksek koruma sağlayan bu ürünler, aynı zamanda cildinizin doğal yapısını bozmaz ve ciltteki lekelenmeleri önler.


Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, doğanın şifalı ve iyileştirici gücünü ürünlerimize yansıtmak için büyük bir özenle çalışıyoruz. Atölyemizde ürettiğimiz yenilikçi ürünlerle, hem doğayla uyumlu bir yaşam tarzını benimsemenize hem de sağlıklı ve dengeli bir hayat sürmenize katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Doğal yaşamın gücünü keşfetmek ve bu gücü günlük yaşamınıza dahil etmek için sizleri de bu doğal dönüşümün bir parçası olmaya davet ediyoruz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;

Şifanız daim olsun. 

 


Sağlık Okuryazarlığı: Şirketler İçin Stratejiler

Pandemi, dünya genelinde büyük bir etkiyle iş dünyasında köklü değişikliklere neden oldu. 2020'nin ilk çeyreğinde ülkemizi de etkisi altına alan bu kriz, işletmelere kriz yönetimi konusunda birçok ders verdi. Pandeminin başlangıcının üzerinden dört yıl geçmesine rağmen, yeni varyantlarla etkisini sürdürmeye devam ediyor. Geçmişte yaşadığımız küresel salgınlar, benzer krizlerle karşılaşma olasılığının yüksek olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, şirketlerin yeni bir pandemi dalgasına karşı hazırlıklı olmaları ve pandemi sonrası iş dünyasında oluşan "yeni normale" uyum sağlamaları büyük önem taşıyor.

Pandemi Sürecinde Dijital Dönüşüm ve Sağlık Okuryazarlığı

Pandemi sürecinde şirketler dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırdı. Fiziksel ofislerin kapanmasıyla birlikte birçok işletme faaliyetlerini dijital ortama taşımak zorunda kaldı. E-ticaret, çevrimiçi hizmetler ve uzaktan çalışma, iş dünyasının vazgeçilmez unsurları haline geldi. Ancak, dijitalleşme tek başına tüm sorunları çözmeye yetmiyor. Motivasyon eksikliği, sosyal izolasyon ve ergonomik olmayan çalışma düzenleri gibi sorunlar, yeni sağlık problemlerine yol açabiliyor. Bu sorunları çözmek için sağlık danışmanlığının ötesinde bir yaklaşım gerekmekte: sağlık okuryazarlığının artırılması.

Sağlık Okuryazarlığı: Pandemi Yönetiminde Kilit Rol

Sağlık okuryazarlığı, bireylerin sağlık bilgilerini anlama, yorumlama ve bu bilgileri sağlık kararlarında etkin bir şekilde kullanma yeteneğidir. Bu yetenek, kişilerin sağlık hizmetlerini etkin bir şekilde kullanmalarını, sağlıklarını korumalarını ve hastalıkları önlemelerini sağlar. İş dünyasında sağlık okuryazarlığı yüksek olan çalışanlar, pandemilere ve sağlık krizlerine daha bilinçli ve hazırlıklı bir şekilde yaklaşır. İşte sağlık okuryazarlığının şirketler için sunduğu avantajlar:

  • Azalan Panik ve Artan Bilinç: Sağlık okuryazarlığı yüksek olan çalışanlar, hastalık belirtilerini ve korunma yöntemlerini daha iyi bilirler. Bu bilgi, panik yapmalarını engeller ve kriz yönetimini daha sakin bir şekilde sağlar. COVID-19 sırasında sağlık okuryazarlığı yüksek çalışanlar, doğru bilgiye erişim sağlayarak gereksiz korku ve paniği önlediler.

  • Etkin Kriz Yönetimi: Sağlık okuryazarlığı, çalışanların kriz durumlarında doğru ve etkili adımlar atmalarını sağlar. Bilinçli çalışanlar, maske kullanımı, sosyal mesafe kuralları ve hijyen önlemleri gibi temel koruma yöntemlerine daha iyi uyar, bu da şirketin genel kriz yönetimini olumlu yönde etkiler.

  • Sağlıklı Çalışma Ortamı: Sağlık okuryazarlığı, çalışanların sadece kendi sağlıklarını değil, aynı zamanda çalışma arkadaşlarının sağlığını da gözetmelerini sağlar. Bu durum, iş yerinde bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önler ve daha sağlıklı bir çalışma ortamı yaratır.

İş Dünyasına Uygun Hazırlık Stratejileri

Şirketler, yeni bir pandemi dalgasına karşı hazırlıklı olmak için aşağıdaki stratejileri benimseyebilirler:

  • Eğitim ve Bilgilendirme Programları: Çalışanların sağlık okuryazarlığını artırmak için düzenli eğitim ve bilgilendirme programları düzenlenmelidir. Bu programlar, doğru bilgi kaynaklarına erişim ve temel sağlık bilgilerini içermelidir.

  • Esnek Çalışma Modelleri: Pandemi sırasında uzaktan çalışma gibi esnek çalışma modelleri, iş sürekliliğini sağlamak için kritik öneme sahiptir. Şirketler, bu tür esnek çalışma modellerini kalıcı hale getirmeyi düşünebilirler.

  • Sağlık ve Güvenlik Protokolleri: İş yerinde sağlık ve güvenlik protokollerinin sıkı bir şekilde uygulanması, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önler. Protokoller düzenli olarak güncellenmeli ve çalışanlara hatırlatılmalıdır.

  • Psikolojik Destek ve Danışmanlık: Kriz dönemlerinde çalışanların psikolojik sağlığı da önemlidir. Şirketler, çalışanlarına psikolojik destek ve danışmanlık hizmetleri sunarak ruhsal sağlıklarını koruyabilirler.

Maliyet Etkin Sağlık Yönetimi İçin Sağlık Okuryazarlığı

Sağlık okuryazarlığının artırılması, bireylerin sağlık bilgilerini daha iyi anlamalarını ve kullanmalarını sağlar. Bu, gereksiz doktor ziyaretlerini ve hastane yatışlarını azaltır. Ayrıca, kronik hastalıkların daha iyi yönetilmesine, önleyici sağlık hizmetlerinin daha etkin kullanılmasına ve sağlıklı yaşam tarzlarının benimsenmesine olanak tanır.

Sigorta şirketleri, primleri belirlerken bireylerin sağlık risklerini göz önünde bulundurur. Sağlık okuryazarlığı düşük olan bireyler, sağlık risklerini doğru bir şekilde yönetemeyebilir, bu da daha yüksek maliyetlere yol açabilir. Örneğin, yetersiz sağlık okuryazarlığına sahip bireylerin sağlık harcamaları daha yüksek olabilir. Bu durum, sigorta şirketlerinin maliyetlerini artırır ve primleri yükseltir. Sağlık okuryazarlığının artırılması, sigorta şirketlerinin maliyetlerini düşürerek, primlerin daha makul seviyelerde tutulmasına yardımcı olur.

Şirket tarafında ise, çalışan sağlık sigorta prim masraflarını düşürerek, finansal açıdan olumlu katkılar sağlar.


Yeni bir pandemi dalgasına karşı hazırlıklı olmak, iş süreçlerinin yanı sıra çalışanların sağlık okuryazarlığını da artırmayı gerektirir. Sağlık okuryazarlığı yüksek çalışanlar, kriz dönemlerinde daha bilinçli, sakin ve etkili bir şekilde hareket ederler. Bu da şirketlerin kriz yönetiminde başarılı olmalarını sağlar. Şirketinizin yeni bir pandemi dalgasına ne kadar hazır olduğunu değerlendirirken, sağlık okuryazarlığını artıracak adımları atmayı unutmayın.

Unutmayın, sağlık okuryazarlığı sadece bireyler için değil, şirketler için de büyük bir değerdir.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini 
İnstagram vitrininden  yada 
Trendyol mağaza'mız veya 

Hepsiburada Mağaza'mızdan temin edebilirsiniz. 



Bitkisel Kozmetiğin Ar-Ge Süreçleri: Yenilikçi Ürünlerin Arkasındaki Bilim

Doğal ve bitkisel kozmetik ürünlerin popülaritesi gün geçtikçe artıyor, ancak bu ürünlerin arkasındaki bilim ve araştırma süreçleri genellikle göz ardı ediliyor. Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, her bir ürünümüzü piyasaya sürmeden önce detaylı ve titiz bir Ar-Ge sürecinden geçiriyoruz. Yenilikçi ürünlerimizin arkasında yatan bilimsel yaklaşımlar ve süreçler hakkında bilgi sahibi olmak, hem tüketici bilincini artırmak hem de ürünlerimizin neden bu kadar etkili olduğunu anlamak açısından önemlidir.

1. Doğal Hammaddelerin Seçimi

Bitkisel kozmetik ürünlerin başarısının temelinde, kullanılan hammaddelerin kalitesi ve doğallığı yatar. Ar-Ge süreçlerimizin ilk adımı, en etkili ve saf bitkisel hammaddeleri seçmektir. Bitkilerin yetiştiği toprak, iklim koşulları ve hasat zamanları, ürünlerimizin kalitesini doğrudan etkiler. Bu nedenle, doğal hammaddelerimizi özenle seçer ve her bir bitkisel bileşeni laboratuvar ortamında titizlikle inceleriz.

2. Bilimsel Formülasyon Geliştirme

Doğal hammaddelerin etkili bir şekilde birleştirilmesi, ürünlerimizin etkinliğini belirler. Ar-Ge ekibimiz, bitkisel bileşenlerin en uygun oranlarda bir araya getirildiği formülasyonlar üzerinde çalışır. Bu süreçte, her bir bileşenin cilt üzerindeki etkileri, stabilitesi ve sinerjik etkileri dikkate alınır. Bu sayede, cildi besleyen, koruyan ve onaran formüller geliştiririz. Formülasyon sürecinde, ürünlerin etkinliğini artırmak ve yan etki riskini en aza indirmek için bilimsel verilerden faydalanırız.

3. Güvenlik ve Stabilite Testleri

Ürünlerimizin güvenliğini ve kalitesini sağlamak için kapsamlı güvenlik ve stabilite testleri gerçekleştirilir. Bu testler, ürünlerin raf ömrünü, fiziksel ve kimyasal özelliklerini, mikrobiyolojik dayanıklılığını ve cilt üzerindeki etkilerini ölçer. Ayrıca, ürünlerimizin alerjik reaksiyonlara neden olma olasılığı da titizlikle incelenir. Tüm bu testler, ürünlerimizin güvenli, etkili ve dayanıklı olduğundan emin olmak için gerçekleştirilir.

4. Etkinlik Testleri

Ar-Ge süreçlerimizin bir diğer önemli aşaması, ürünlerimizin vaat ettikleri sonuçları gerçekten sağladığından emin olmaktır. Bu amaçla, laboratuvar ortamında ve gönüllü denekler üzerinde etkinlik testleri gerçekleştirilir. Cilt nemlendirme, kırışıklık azaltma, cilt tonu eşitleme gibi etkiler, bilimsel yöntemlerle test edilir ve sonuçlar analiz edilir. Bu testler, ürünlerimizin gerçekten işe yaradığına dair somut kanıtlar sunar.

5. Sürekli İnovasyon ve Geliştirme

Bitkisel kozmetik sektöründe yenilikçilik, başarı için kritik öneme sahiptir. Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, Ar-Ge süreçlerimizi sürekli olarak günceller ve geliştiririz. Yeni bitkisel bileşenlerin keşfi, daha etkili formülasyonlar geliştirme ve ürünlerin kullanım kolaylığını artırma gibi konularda sürekli inovasyon yaparız. Bu süreçte, en son bilimsel araştırmaları takip eder ve yenilikçi teknolojileri ürünlerimize entegre ederiz.


Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, her bir ürünümüzün arkasında titiz ve bilimsel bir Ar-Ge süreci bulunur. Doğanın şifalı gücünü, bilimsel yaklaşımlar ve yenilikçi formülasyonlarla birleştirerek, müşterilerimize en kaliteli ve etkili ürünleri sunmayı amaçlıyoruz. Bu süreçler sayesinde, ürünlerimiz sadece doğal değil, aynı zamanda bilimsel olarak da kanıtlanmış etkinlik sunar. Doğanın iyileştirici gücünü, modern bilimin ışığında keşfetmek ve yaşamak için sizleri ürünlerimizi deneyimlemeye davet ediyoruz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.



Doğal Güzellik İçin Kendi Kendine Bakım Rehberi: Atölyemizden CEO Tavsiyeleri

Günümüzde doğal ve sağlıklı yaşam, güzellik rutinlerimizi de etkiliyor. Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, doğal güzellik anlayışını benimseyenler için etkili ve doğal bakım önerileri sunuyoruz. CEO’muzun kişisel deneyimlerinden ve atölyemizde geliştirdiğimiz ürünlerin faydalarından yola çıkarak, kendi kendine bakımınızı nasıl optimize edebileceğinizi anlatan bu rehber, doğal güzellik arayışında olanlara ilham verecek.

1. Cilt Temizliği: Doğal Sabunlarla Derinlemesine Temizlik

Cilt temizliği, sağlıklı ve pürüzsüz bir cildin temelidir. CEO’muzun tavsiyesiyle, cilt temizliğinizde doğal sabunları tercih edin. Atölyemizde ürettiğimiz bitkisel sabunlar, cildinizi kimyasal maddelerden arındırarak nazikçe temizler. Aloe vera, zeytinyağı ve lavanta gibi doğal bileşenlerle formüle edilen sabunlar, ciltteki kirleri ve yağları etkili bir şekilde temizlerken cildinize zarar vermez. Cildinizi sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez temizleyerek, doğal dengenizi koruyabilirsiniz.

2. Nemlendirme: Zengin İçerikli Doğal Losyonlar

Nemli ve sağlıklı bir cilt için düzenli nemlendirme şarttır. CEO’muz, cildinize uygun doğal nemlendiriciler kullanmanın önemini vurguluyor. Atölyemizde geliştirdiğimiz doğal vücut losyonları, shea yağı, badem yağı ve aloe vera gibi nemlendirici özlerle zenginleştirilmiştir. Bu ürünler, cildinizi derinlemesine besler, nemlendirir ve pürüzsüz bir doku kazandırır. Banyo sonrası uygulayarak, cildinizin yumuşaklığını ve sağlığını koruyabilirsiniz.

3. Aromaterapi ve Rahatlama: Stresi Azaltan Yağlar

Doğal güzellik sadece cildin değil, ruhsal sağlığın da bir yansımasıdır. CEO’muz, aromaterapinin stres yönetimindeki gücüne inanıyor. Atölyemizde ürettiğimiz doğal aromaterapi yağları, lavanta, nane ve portakal çiçeği gibi bitkisel özlerle formüle edilmiştir. Bu yağlar, hem ruhsal hem de fiziksel rahatlama sağlar. Günlük yaşamın stresinden arınmak için bu yağları difüzörünüzde kullanabilir veya masaj yaparak kaslarınızı gevşetebilirsiniz.

4. Doğal Peeling: Cildinizi Yenileyin

Cilt bakımında peeling, ölü hücreleri temizleyerek cildinizi yeniler ve daha parlak görünmesini sağlar. CEO’muzun önerisiyle, doğal peeling ürünlerini tercih edebilirsiniz. Atölyemizde ürettiğimiz bitkisel peelingler, doğal yosun, kahve telvesi ve şeker gibi doğal eksfoliyanlarla hazırlanmıştır. Haftada bir veya cildinizin ihtiyacına göre düzenli olarak uygulayarak, cildinizin canlı ve taze görünmesini sağlayabilirsiniz.

5. Güneş Koruma: Doğal Güneş Koruyucular

Cildinizi güneşin zararlı etkilerinden korumak için doğal güneş koruyucular kullanmak önemlidir. CEO’muzun önerisiyle, cildinizi UV ışınlarına karşı koruyan ürünler tercih etmelisiniz. Atölyemizde geliştirdiğimiz doğal güneş koruyucular, çinko oksit gibi fiziksel koruyucular içerir ve kimyasal filtrelerden uzaktır. Günlük kullanımda, cildinizi güneşin zararlı etkilerinden koruyarak yaşlanma belirtilerini ve güneş lekelerini önleyebilirsiniz.


Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, doğal güzellik ve kişisel bakım konusunda CEO’muzun tavsiyeleriyle desteklediğimiz ürünlerimizle, sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürmenize yardımcı oluyoruz. Doğanın sunduğu iyileştirici gücü ve bilimsel formülasyonları bir araya getirerek, güzellik rutininizi daha etkili ve doğal hale getirebilirsiniz. Cildinizin ve ruhsal sağlığınızın en iyi şekilde korunması için bu doğal ve etkili bakım önerilerini günlük hayatınıza entegre edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.

© beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.