Ad

Rüzgâr Erozyonuna Karşı Etkili Bir Çözüm: Ridge Sürüm Tekniği

Rüzgâr erozyonu, özellikle kurak ve yarı kurak bölgelerdeki tarım alanlarında önemli bir sorun oluşturarak toprağın verimli üst katmanlarının kaybına yol açar. Bu durum, hem tarımsal verimliliği düşürür hem de çevresel dengeyi olumsuz etkiler. Ancak, etkili tarımsal uygulamalar sayesinde bu sorunun önüne geçmek mümkündür. Bu uygulamalardan biri de Ridge Sürüm Tekniğidir.

Ridge sürüm, 8-12 cm yüksekliğinde sırtların oluşturulmasını içeren bir tarım yöntemidir. Bu sırtlar, toprağın eğimine ve hâkim rüzgâr yönüne dik olarak oluşturularak rüzgârın hızını keser ve toprağın taşınmasını önler. Aynı zamanda bu sırtlar, yağış sularının toprak yüzeyinde birikmesini ve bitki köklerine daha verimli şekilde ulaşmasını sağlar. Böylelikle, hem toprağın erozyona karşı direnci artar hem de tarımsal üretimde süreklilik sağlanır.

Rüzgâr erozyonunu önlemek için doğal ve etkili bir yöntem olan Ridge Sürüm Tekniği, sürdürülebilir tarım uygulamalarının ayrılmaz bir parçasıdır. Bu yöntem, yalnızca toprağı korumakla kalmaz, aynı zamanda çevre dostu bir yaklaşımı teşvik ederek doğal kaynakların daha uzun ömürlü kullanılmasına olanak tanır. Tarımda Ridge Sürüm’ü benimsemek, geleceğe daha sağlam bir çevre bırakmak adına önemli bir adımdır.



Kekik Uçucu Yağı: Doğanın Gücünü Evinize Taşıyın

Besler Şifa’nın %100 saf Kekik Uçucu Yağı (Thymus vulgaris), hem cilt bakımı hem de ortam kokulandırma için mükemmel bir seçimdir. Kekik yağı, aromaterapide enerji artırıcı ve rahatlatıcı özellikleriyle bilinirken, cilt bakımında leke karşıtı etkisi ile öne çıkar. Aynı zamanda, antioksidan özellikleri ile cildi temizleyici ve arındırıcı bir etkiye sahiptir.

Kekik Yağının Faydaları

  • Ortam kokulandırma: Kekik yağı, ortamın havasını tazeler ve enerji verir.
  • Cilt bakımı: Leke karşıtı ve antioksidan etkisi sayesinde ciltte temizlik ve arınma sağlar. Sabit bir yağ ile seyreltilerek kullanıldığında, cildinize canlılık kazandırır.
  • Solunum yolları: Üst solunum yolu rahatsızlıklarında, 1 damla kekik yağını küp şeker ya da su ile tüketerek rahatlama sağlayabilirsiniz.
  • Sindirime yardımcı: Taşıyıcı bir yağ ile karıştırılarak karın bölgesine masaj yapıldığında, sindirime destek olur.
  • Antiseptik etkisi: Losyon ve merhemlerde, ağız çalkalama sularında antiseptik olarak kullanılabilir.

Kullanım Talimatları

  • Cilt bakımı: Kekik yağını sabit bir yağ ile (örneğin Tatlı Badem Yağı, Hindistan Cevizi Yağı, Jojoba Yağı gibi) seyrelterek cildinize masaj yaparak uygulayabilirsiniz.
  • Solunum desteği: 1 damla kekik yağını bir bardak suya veya küp şekere ekleyip tüketebilirsiniz.
  • Sindirime destek: Bir damla kekik yağını, bir yemek kaşığı sabit yağ ile karıştırıp karnınıza saat yönünde masaj yaparak uygulayabilirsiniz.
  • Aromaterapi: Buhurdanlık, difüzör veya koku taşlarınıza 3-5 damla kekik yağı ekleyerek ortam havasını tazeleyebilirsiniz.

Üretim Bilgileri

Kekik (Thymus sp.), doğada kurak tepe ve sırtlarda bulunan çok yıllık, kuvvetli kokulu bir bitkidir. Kekik yağımız, bu bitkinin yaprak ve çiçeklerinden buhar distilasyonu yöntemiyle elde edilmektedir. İçeriğinde karvakrol ve timol gibi değerli bileşenler bulunan kekik yağı, antioksidan ve antiseptik etkileriyle dikkat çeker.

  • ÜTS Onaylı: Ürünümüz, Sağlık Bakanlığı Ürün Takip Sistemi (ÜTS) bünyesinde barkod numarası ile kayıtlı ve onaylıdır.
  • Doğal ve Saf: %100 doğal hammaddelerle ve %100 saf uçucu yağlarla formüle edilmiştir.
  • Doğa Dostu: Paraben, sülfat, SLES, SLS, sentetik koku ve boya içermez. Hayvanlar üzerinde test edilmemiştir.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Haricen kullanım içindir.
  • Topikal uygulamalarda mutlaka seyreltilmelidir.
  • Çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza ediniz.
  • Gözle ve güneşle temasından kaçının.
  • Hamile, bebek ve solunum rahatsızlığı olan kişilerin, kullanmadan önce uzmana danışmaları önerilir.

Saklama Koşulları

  • Ürünü oda sıcaklığında, doğrudan güneş ışığından uzakta saklayınız.
  • Şişenin kapağını sıkıca kapalı tutarak, uçucu yağın kalitesini koruyabilirsiniz.
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.

Antalya Tarım Fuarı: İnovasyon ve İşbirliği Fırsatları

Geçtiğimiz günlerde Antalya'da düzenlenen Tarım Fuarı'na katılarak, projemizi ziyaretçilere sunma ve tarım yatırımcılarıyla birebir görüşme imkanı bulduk. Bu etkinlik, tarım sektöründeki yenilikleri keşfetmek ve işbirlikleri kurmak için mükemmel bir platform sundu.

Fuar alanında dikkat çekici birçok stand bulunuyordu. Özellikle, sera, sulama, tohum-fide-fidan, bitki besleme ve bitki koruma gibi alanlardaki yenilikler, tarımın geleceği açısından umut verici gelişmeleri temsil ediyordu. Ayrıca, tarımsal hizmetler sunan firmaların standları, tarımsal analiz ve araştırma laboratuvarları, belgelendirme ve paketleme konularında sağladıkları katkıları gözler önüne seriyordu.

Tarım yatırımcılarıyla gerçekleştirdiğimiz ikili görüşmeler, işbirlikleri için önemli fırsatlar sundu. Tarımsal bankacılık ve finans alanında sundukları hizmetler, sürdürülebilir projelerin finansmanı açısından değerlendirilebilirken, akıllı tarım ve teknolojileri ile ilgili yenilikler, tarım süreçlerinin verimliliğini artırma potansiyeline sahip.

20 Kasım'da kapılarını açan ve sektördeki son yenilikleri keşfetme imkânı sağlayan GROWTECH. ANTALYA, 4 gün boyunca 135 ülkeden gelen ziyaretçilerini, 285 'i uluslararası olmak üzere 684 katılımcı ile buluşturarak global iş birliklerine ivme kazandırdı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Antalya ve Türkiye ekonomisine önemli bir katkı sağlayan GROWTECH. ANTALYA, tarım sektöründe öncü ülkelerin inovasyon ve teknolojilerinin sergilendiği bir buluşma noktası oldu. 

Fuar ayrıca, basın ve medya ile kamu kurum ve kuruluşları, büyükelçilikler ve derneklerin katılımıyla sektörün tüm paydaşlarının bir araya gelmesine olanak sağladı. Eğitim alanında da okullar, liseler ve üniversitelerin temsilcileri, tarımsal eğitim ve araştırmaların önemini vurguladı. Keşfetmek, büyütmek ve kazanmak için 19-22 Kasım 2025'te görüşmek üzere!

Besler Şifa olarak, bu tür etkinliklere katılarak sektörün dinamizmini takip etmekte ve yenilikçi yaklaşımlar geliştirmekte kararlıyız. Tarım alanında işbirlikleri kurarak, doğal kaynakları daha verimli kullanmayı ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeyi hedefliyoruz. Gelecekte, bu fuar gibi platformlarda yer alarak, projelerimizi daha geniş kitlelerle buluşturmayı ve sektördeki etkimizi artırmayı sürdüreceğiz.



Azerbaycan’ın Şifalı Yiyecekleri ve Gelenekleri

Azerbaycan mutfağı, zengin çeşitliliği ve sağlık üzerindeki olumlu etkileri ile bilinir. Elçibey’in yaşadığı dönemde olduğu gibi günümüzde de Azerbaycan halkı, sağlıklı beslenme geleneklerini sürdürmektedir. Bu bağlamda, bazı şifalı yiyecekler ve içecekler şunlardır:

  • Şalgam: Şalgam suyu, özellikle kış aylarında tüketilen ve bağışıklık sistemini güçlendiren bir içecektir. İçeriğindeki vitaminler ve mineraller sayesinde sindirim sistemine de fayda sağlar.

  • Döner: Azerbaycan döneri, kuzu etinin baharatlarla marine edilip, şişte pişirilmesiyle hazırlanan lezzetli bir yemektir. Protein açısından zengin olup, kas sağlığına katkıda bulunur.

  • Bal: Azerbaycan’da üretilen doğal ballar, birçok hastalığın tedavisinde ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir. Özellikle çörek otu ve propolis ile harmanlanmış ballar, sağlık açısından oldukça değerlidir.

  • Çay: Azerbaycan çayı, geleneksel bir içecek olup, genellikle taze nane veya kekik ile servis edilir. Sindirim sistemini rahatlatarak, stresi azaltmaya yardımcı olur.

  • Zerdeçal: Bu baharat, anti-inflamatuar özellikleri ile bilinir. Azerbaycan mutfağında çeşitli yemeklerde kullanılarak sağlık açısından birçok fayda sağlamaktadır.

Azerbaycan halkı, yalnızca yiyecekleri değil, aynı zamanda geleneksel sağlık ritüellerini de yaşatmaktadır. Örneğin, düğünlerde ve özel günlerde sunulan şekerli süt, misafirlere ikram edilen sağlıklı bir içecektir. Ayrıca, hastalık dönemlerinde hazırlanan bitkisel çaylar ve şifalı karışımlar, halk arasında yaygın olarak kullanılmaktadır.

Elçibey'in yaşamı ve Azerbaycan'ın kültürel zenginlikleri, sağlık ve beslenme konusunda köklü gelenekleri yansıtmaktadır. Bu gelenekler, hem bireylerin hem de toplumun sağlıklı yaşam biçimlerini sürdürmesine katkıda bulunmaktadır.

Elçibey'in kısa hayatı

Nahçıvan'da bulunan kaleki Köyü'nün Halil Yurdu yaylasında 24 Haziran 1938 yılında dünyaya geldi. Şimdiki Bakı Üniversitesi Şarkşunaslık yani Doğubilimciliği Fakültesi Arap dili ve edebiyatı bölümünü tamamladı. 

Mısır'da tercümanlık görevinden sonra Asya ve Afrika ülkeleri tarihi kürsüsünde (Tolunoğulları Devleti tez konusu) dersler vermeye başladı. Daha sonra 41 yaşında 1979'da Halime hanımla evlendi ve Çilenay kızı, Erturgut oğlu dünyaya geldi. El yazmaları enstitüsünde 1980 çalışma hayatına devam etti. Bir yandan dernek gibi hareketlerle siyasi çalışmalar yaptı mesela 1988 yılında açık havada yaptığı konuşmada; "Azerbaycan ülkemiz Rus ve Fars emperyalizmi tarafından ikiye bölünerek köle bir milletin yurduna çevrildi. Tarihte Şah İsmail tanırsınız topraklarımızı birleştirerek bir buçuk milyon kilometrekare toprağı Malik büyük Azerbaycan Devleti'ni kurmuştu" dedi.

Ilk Azerbaycan Devleti (1918-1920) kurucusu Mehmet Emin Resulzade ve İsmail Gaspıralı takip etmiş milli bir ülkü çerçevesinde yürümüş, 'Bey' lakabıyla Azerbaycan lideridir başka bir tabirle azatlık Meydanı'nın Piri ve Aksakallı sıdır. 1993'te cumhurbaşkanı olması hasebiyle Sovyetler Birliği dağılmasından sonra ilk reisi Cumhurdur. 

Cumhurbaşkanlığından (1993), vefatına (22 Ağustos 2000) kadar Güney Azerbaycan'ın ve mevcut Kuzey Azerbaycan'ın birleştirme ve Tebriz Başkentligi'nde Büyük Azerbaycan devletini kurma arzusuyla yaşamıştır.

Kendi tabiriyle Azerilerin 73 yıllık bağımsızlık arzunu rüşvet ve Rus yanlısı komutan ve valiler akamete uğratmıştır, demiştir. 17 Haziran 1993'te Gence isyanıyla düşürülmüştür. Yine kendi tabiriyle, "İsyanın 6 ilçeye ve bir milyon vatandaşın mülteci olacağını bilseydim görevimden kesinlikle ayrılmazdım", demiştir.

Kaynak;

Elçibey, Uğur Güler Ötüken Yayınları 2006 İstanbul

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;

Şifanız daim olsun. 



Isparta'da Ormancılıkta Sosyo-Ekonomik Sorunlar Kongresi ve Besler Şifa

 V. Ormancılıkta Sosyo-Ekonomik Sorunlar Kongresi, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi ev sahipliğinde 30 Ekim-01 Kasım 2024 tarihleri arasında gerçekleşti.

Orman kaynakları, ekolojik-çevresel, sosyal-kültürel ve ekonomik-finansal alanlarda etkileri olan; biyolojik çeşitliliği koruma, iklim düzenleme, küresel ısınma ve olası olumsuz etkileri önleme, su üretme, toprak ve su koruma, doğal besin sağlama, kent yaşamını destekleme, kırsal kalkınma, rekreasyon olanağı yaratma, av ve yaban hayatını geliştirme, görsel değerleri koruma, toplumsal kararlığı güçlendirme, toplum sağlığını destekleme, kültürel değerleri koruma, odun ve odun dışı orman ürünleri üretme, gelir yaratma, ihracat olanağı sağlama ve istihdam yaratma gibi pek çok işlevi olan varlıklar olarak ele alındı. Ancak bu işlevlerin gerçekleştirilmesinde bazı darboğazlar bulunmaktaydı ve bu darboğazların kaynaklarının büyük bir kısmı iktisadi, sosyal ve kültürel içerikliydi.

Ormancılığın iktisadi, sosyal ve kültürel boyutunun küresel ve ulusal ölçekte araştırılması, tartışılması ve değerlendirilmesi amacıyla, 13 Eylül 2001 tarihinde “Ormancılık İktisadi Sosyal Çalışma Grubu (ORMİS)” kurulmuştu. 2001 yılında İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nde geniş katılımlı ilk toplantıda grubun niteliği ve üyelik kriterleri belirlenmişti. Besler Şifa olarak, güller ve göller diyarı Isparta’da tedarikçilerimizi ve öğretim üyesi hocalarımızı ziyaret etme fırsatını değerlendirmiştik. Yeni proje ve ürünlerimiz için çok verimli görüşmeler yaptığımızın müjdesini verebiliriz.

İlk kongre 2006 yılında Ankara Üniversitesi, ikinci kongre 2009 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi, üçüncü kongre 2012 yılında İstanbul Üniversitesi, dördüncü kongre ise 2015 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi bünyesinde gerçekleştirilmişti. Beşinci Kongre, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Orman Fakültesi tarafından gönüllü olarak üstlenilerek 30 Ekim-01 Kasım 2024 tarihleri arasında düzenlendi.

Kongreye 12 Orman Fakültesinden ve konuyla ilgili diğer fakülte, kurum-kuruluş ve kişilerden toplam 55 bildiri ulaşmıştır. Bu bildiriler anma oturumu hariç, 1 genel oturum ve 2 paralel oturum olarak yapılan 10 oturum olmak üzere toplam 11 oturumda sunulmuştur.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;

Şifanız daim olsun. 






Tıbbi Kokulu Bitkilerin İlaç Sanayisinde Kullanımı

Ülkemizde tıbbi ve aromatik bitki denince akla ‘aktarlar’ ve ‘kocakarı’ ilaçları gelmektedir.  Yani yıllardır halkın kullanımındayken tıp biliminde çeşitli sebeplerden dolayı uzak kalınmış ve halende ilgilenilmemektedir. 

“1950’li yıllarda Tıp Fakültelerinin eğitim programlarından bitkilerle tedaviyi de içine alan Materia Medica dersinin çıkarılması sonucu, hekimlerimiz tıbbi ve aromatik bitkiler konusunda eğitim almadan mezun olmaktadırlar. Avrupa ve Amerika’da, hiç olmazsa, alternatif ve tamamlayıcı tıp adı altında bu eğitim verilmekte iken ülkemizde henüz yeni girişimler gözükmemektedir.

Hekimlerimizin, kökenini bilerek veya bilmeyerek reçetelerine yazdığı morfin, kodein, papaverin, kinin, kinidin, atropin, hiyosin, digitoksin, digoksin, sennozit, taksol, rezerpin, rutin, vinkristin, vinblastin, mentol, timol, ökaliptol, ginkgo ekstresi, ginseng ekstresi, vb. gibi yüzlerce ilaç hammaddesi bitkilerden elde edilmektedir. 

Bir iki istisna dışında bütün antibiyotikler ve mantar öldürücü ilaçlar mikroorganizmalar tarafından üretilmektedir.  Bilhassa, Almanya’da bitkisel ilaç endüstrisinin gelişmiş olması ve piyasada çok sayıda bitkisel ilaç bulunması, 1980’lerin başında, halkın hekimleri reçetelerine bitkisel ilaç yazmaya zorlamaları sonucunu doğurmuş ve bu talep artışı, Tıp öğrencilerinin baskısıyla Tıp Fakültelerini ders programlarına bitkilerle tedavi dersleri koymaya itmiştir. Ülkemizde ne yazık ki ilaç sanayimiz çok az sayıda bitkisel müstahzar üretmektedir ve bu yüzden Türkiye ithal bitkisel ilaç ve çayların kontrolsüz pazarı haline gelmiştir. Pek çok bitkisel formül “gıda takviyesi” sınıfına dâhil edilip Tarım Bakanlığının izniyle yurda girmekte ve Sağlık Bakanlığı’nın konuya gereken hassasiyeti göstermemesi yüzünden farklı standartlarda çok sayıda yerli ve yabancı bitkisel ürün kontrolsüz bir şekilde kullanıma sunulmaktadır.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.



Saç Bakım Serumu: Doğal İçeriklerle Güçlü ve Parlak Saçlar

Besler Şifa'nın %100 doğal içeriklerle formüle edilen Saç Bakım Serumu, saçınıza ihtiyaç duyduğu bakımı sunarken sağlığını ve görünümünü destekler. 100 ml’lik şişelerde sunulan bu özel formül, saçınızın kökten uca beslenmesine, daha güçlü ve dolgun görünmesine yardımcı olur. Üstelik, hafif yapısı sayesinde yağlı bir his bırakmaz ve saçlarınızın doğal parlaklığını artırır.

Saç Bakım Serumunun Faydaları

  • Saçlarınızı kökten uca besleyerek dökülmelerin önlenmesine yardımcı olur.
  • Kırık saç uçlarını yatıştırır ve onarır.
  • Yağlı bir his bırakmadan, saç derisini çevresel faktörlere karşı korur ve saçların doğal esnekliğini artırır.
  • Doğal içerikli formülü sayesinde saç köklerini güçlendirir, saçınıza dolgunluk ve parlaklık kazandırır.
  • Saçlarınızın daha sağlıklı ve dayanıklı uzamasına destek olur.

Kullanım Talimatları

  1. Nemli Saç: Ürünü nemli saç derisine uygulayın.
  2. Bölgesel Uygulama: Saç derisini bölüm bölüm ayırarak nazikçe masaj yapın.
  3. Durulama: Durulama gerektirmez.
  4. Uygulama Sıklığı: Haftada 3 defa uygulayabilirsiniz.

Üretim ve Kalite Bilgileri

Besler Şifa’nın tüm ürünlerinde olduğu gibi, Saç Bakım Serumu da iyi üretim uygulamaları (GMP) ve Helal üretim standartları (OIC/SMIIC4 ve ISO22716) gözetilerek üretilmiştir. Doğal hammaddelerle formüle edilen ürünümüz, GDO, alkol türevleri, nanomaddeler, mikrobik ve kimyasal maddeler içermez. Bu ürün, Sağlık Bakanlığı Ürün Takip Sistemi (ÜTS) kapsamında barkod numarası ile kayıtlıdır ve onaylıdır.

  • Paraben, sülfat, SLES, SLS, sentetik koku ve sentetik boya içermez.
  • %100 doğal hammaddeler ve saf uçucu yağlarla formüle edilmiştir.
  • Doğa dostudur, hayvanlar üzerinde test edilmemiştir ve helal sertifikalıdır.

Saklanma Koşulları ve Dikkat Edilecekler

  • Haricen kullanım içindir.
  • Göz ile temasından kaçının.
  • Oda sıcaklığında, direkt güneş ışığından uzakta, ağzı sıkıca kapalı olarak saklayınız.
  • Çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza ediniz.

Besler Şifa’nın %100 doğal içeriklerle geliştirdiği Saç Bakım Serumu, saçlarınıza hak ettiği özeni ve sağlığı sunarken doğallığın gücünü her damlada hissettirir.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.



Doğal Yaşamın İyileştirici Gücü: Atölyemizde Ürettiğimiz Yenilikçi Ürünler

Günümüz dünyasında doğaya olan özlem ve doğal yaşam tarzına olan ilgi giderek artıyor. Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, bu doğal yaşam tutkusu ve iyileştirici gücünü, ürünlerimize yansıtmayı kendimize misyon edindik. Atölyemizde ürettiğimiz yenilikçi ve tamamen doğal ürünlerle, doğanın şifalı gücünü evlerinize getiriyoruz. İşte doğal yaşamın iyileştirici gücünü hissetmenizi sağlayacak bazı özel ürünlerimiz:

1. Bitkisel Özlü Cilt Bakım Serisi

Cildimiz, çevresel faktörlere karşı en savunmasız organlarımızdan biridir. Atölyemizde geliştirdiğimiz bitkisel özlü cilt bakım serisi, tamamen doğal içeriklerle formüle edilmiştir. Aloe vera, lavanta, gül yağı ve papatya gibi şifalı bitkilerden elde edilen özlerle zenginleştirilmiş bu ürünler, cildinize ihtiyaç duyduğu bakımı sağlar. Cildinizi derinlemesine beslerken aynı zamanda nemlendirir ve canlandırır. Düzenli kullanımda, daha sağlıklı ve ışıl ışıl bir cilt elde etmenize yardımcı olur.

2. Doğal Aromaterapi Yağları

Aromaterapi, zihninizi ve bedeninizi dengeleyerek stresten arınmanıza yardımcı olan güçlü bir doğa terapisidir. Atölyemizde ürettiğimiz doğal aromaterapi yağları, lavanta, nane, portakal çiçeği ve okaliptüs gibi bitkisel yağlarla hazırlanır. Bu yağlar, ruh halinizi iyileştirir, uyku kalitenizi artırır ve genel olarak daha huzurlu bir yaşam sürmenize destek olur. Ayrıca, bu yağları masaj yağı olarak da kullanarak kaslarınızı rahatlatabilir ve günlük stresin etkilerini hafifletebilirsiniz.

3. Doğal Sabunlar ve Şampuanlar

Geleneksel sabun ve şampuanların aksine, atölyemizde üretilen doğal sabunlar ve şampuanlar, kimyasal maddelerden tamamen arındırılmıştır. Doğal yağlar, bitki özleri ve kil gibi bileşenlerle zenginleştirilen bu ürünler, cildinize ve saçınıza zarar vermeden nazikçe temizler. Saç derisini yatıştırır, kepeği önler ve saçlarınızı besler. Aynı zamanda, cildinizi kurutmadan temizleyen sabunlarımız, doğal ve sağlıklı bir temizlik sağlar.

4. Bitkisel İyileştirici Kremler

Yaralar, yanıklar veya ciltteki tahrişler için doğal çözümler arıyorsanız, bitkisel iyileştirici kremlerimiz tam size göre. Atölyemizde ürettiğimiz bu kremler, arnika, kantaron, propolis ve adaçayı gibi iyileştirici özellikleri bilinen bitkilerle hazırlanır. Cilt üzerinde oluşan küçük yaralanmaların ve tahrişlerin hızla iyileşmesine yardımcı olur. Ayrıca, doğal bileşenleri sayesinde cildi yatıştırır ve yeniler.

5. Doğal Güneş Koruyucular

Doğanın koruyucu gücünü güneşin zararlı etkilerine karşı kullanmak için atölyemizde geliştirdiğimiz doğal güneş koruyucular, çinko oksit gibi fiziksel filtrelerle formüle edilmiştir. Kimyasal içeriklere yer vermeden cildinizi güvenle korur, nemlendirir ve yatıştırır. Güneşe karşı yüksek koruma sağlayan bu ürünler, aynı zamanda cildinizin doğal yapısını bozmaz ve ciltteki lekelenmeleri önler.


Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, doğanın şifalı ve iyileştirici gücünü ürünlerimize yansıtmak için büyük bir özenle çalışıyoruz. Atölyemizde ürettiğimiz yenilikçi ürünlerle, hem doğayla uyumlu bir yaşam tarzını benimsemenize hem de sağlıklı ve dengeli bir hayat sürmenize katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Doğal yaşamın gücünü keşfetmek ve bu gücü günlük yaşamınıza dahil etmek için sizleri de bu doğal dönüşümün bir parçası olmaya davet ediyoruz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;

Şifanız daim olsun. 

 


Doğal Kozmetik ve Zehirsiz Yaşam

Günümüzde, doğal yaşamın ve sağlıklı beslenmenin önemi giderek daha fazla vurgulanıyor. Ancak, sadece sofralarımızda değil, cildimize sürdüğümüz ürünlerde de sağlıklı ve zararsız içeriklerin kullanılması büyük önem taşıyor. Besler Şifa olarak, doğal bitkisel kozmetik ürünlerimizle zehirsiz bir yaşamı destekliyoruz. Bu yazıda, zehirsiz kozmetik ürünlerin önemi ve bu alandaki en iyi uygulamaları sizlerle paylaşacağız.

Zehirsiz Kozmetik Ürünler: Neden Önemli?

Pestisitler ve diğer kimyasal maddeler, yalnızca tarımda değil, kozmetik ürünlerde de yaygın olarak kullanılan bileşenlerdir. Bu maddeler, cilt sağlığını olumsuz etkileyebilir ve uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Besler Şifa olarak, ürünlerimizde pestisit ve zararlı kimyasalları minimumda tutarak, cilt sağlığınızı koruma altına alıyoruz. Zehirsiz kozmetik ürünler, sadece cildinize iyi gelmekle kalmaz, aynı zamanda çevreye de duyarlıdır. Bu nedenle, ürünlerimizde kullandığımız hammaddeler, çevreye zarar vermeyen yöntemlerle elde edilir.

Alternatif Yöntemlerle Doğal Güzellik

Besler Şifa’nın ürünlerinde, pestisit kullanımını en aza indiren ve doğal kaynakları koruyan alternatif yöntemler uygulanmaktadır. İşte bu yöntemlerden bazıları:

Biyoteknik Mücadele: Bitkisel hammaddelerimizin yetiştirilmesinde, zararlılarla mücadelede biyoteknik yöntemler kullanıyoruz. Bu sayede, zararlı kimyasallar yerine, bitkilerin doğal savunma mekanizmaları devreye giriyor.

Biyolojik Müdahaleler: Zararlıları kontrol altına almak için doğanın kendi dengesini kullanmak, bizim için önemlidir. Bu nedenle, zararlılarla mücadelede biyolojik müdahaleler uyguluyoruz. Doğal düşmanları kullanarak bitkilerimizin sağlığını koruyoruz.

Kültürel Önlemler: Bitkilerin sağlıklı büyümesi ve zararlılardan korunması için, doğru ekim tekniklerini ve uygun toprak işlemlerini tercih ediyoruz. Bu kültürel önlemler, bitkilerin direncini artırırken, pestisit kullanımını da en aza indiriyor.

Permakültür Teknikleri: Sürdürülebilir tarım ve kozmetik üretiminde permakültür teknikleri büyük bir yer tutuyor. Besler Şifa olarak, ürünlerimizde kullanılan bitkiler için permakültür yöntemlerini benimsiyoruz. Bu yöntemler, ekosisteme zarar vermeden, doğal döngüleri koruyarak üretim yapmamızı sağlıyor.

İyi Uygulamalar ve Zehirsiz Kozmetik Ürünler

Zehirsiz bir yaşam için iyi uygulamaları takip etmek ve bu konuda sürekli olarak kendimizi geliştirmek, Besler Şifa olarak en büyük önceliğimizdir. Ürünlerimizin üretim sürecinde, hem insan sağlığına hem de çevreye duyarlı yöntemler kullanıyor, bu alandaki en iyi uygulamaları yakından takip ediyoruz. Zehirsiz kozmetik ürünlerle, cildinizi doğal yollarla beslerken, doğanın dengesini de korumuş oluyorsunuz.

Sonuç: Besler Şifa ile Zehirsiz Güzellik

Besler Şifa olarak, doğal güzellik ve sağlıklı yaşamı destekleyen, zehirsiz kozmetik ürünler sunuyoruz. Zehirsiz sofralar kadar zehirsiz kozmetik ürünler de hayat kalitemizi artırır ve sağlığımızı korur. Bizimle, sadece cildinize değil, doğaya da iyi bakmış olursunuz.

Zehirsiz bir yaşamı benimsemek ve bu konuda daha fazla bilgi almak için siz de Besler Şifa’yı tercih edin. Doğal ve zararsız ürünlerimizle, hem kendinizi hem de sevdiklerinizi koruyun.

Hepsi ve daha fazlası; https://zehirsizsofralar.org/alternatif-teknikler/

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;

Şifanız daim olsun. 



Orta Yaş Kozası: Kriz Değil, Dönüşüm Zamanı

Orta yaş, çoğunlukla bir kriz dönemi olarak görülür ve olumsuz anlamlarla yüklenir. Oysa bu yıllar, içsel dönüşüm için eşsiz bir fırsat sunar. Ünlü konaklama sektörü lideri ve Modern Yaşlılar Akademisi kurucusu Chip Conley, "orta yaş kozası" olarak tanımladığı bu dönemin, insanların yeni bir benlik yaratmalarına olanak sağladığını savunuyor. Ona göre orta yaş; mizah, merak ve anlam arayışıyla yeniden şekillenen, uzun ve dolu bir yaşam için başlangıç olabilir. Bu yazıda Conley, orta yaşın farklı aşamalarını keşfetmek için yeni bir bakış açısı sunuyor.

Orta yaş denince akla genellikle "kriz" sözcüğü geliyor. Hayatımızda bu kadar kötü bir şekilde damgalanmış başka bir dönem yok. Hollywood "orta yaş krizi"ni meşhur etmiş olabilir ama gerçekte çoğu insan böyle bir kriz yaşamıyor. Sadece kendilerini bir yere sıkışmış hissediyorlar. Sanki tercihlerinizi yapmışsınız ve bundan sonra hareket edemezmişsiniz gibi geliyor. Bu yüzden orta yaş krizi yerine orta yaş kozası demek daha yerinde olabilir.

Genel olarak yirmili yaşların başından veya ortasından itibaren hayattan duyduğumuz memnuniyet azalmaya başlıyor ve 45-50 yaş arasında dibe vuruyor. 50 yaşından sonra ise yıllar geçtikçe mutluluğunuz artıyor. Koza dememin bir sebebi de bu. Başkalaşım ve dönüşüm geçirmek için ideal bir zaman.

Ben de 47 yaşlarımda mutluluk eğrisinin dip noktasındaydım. Aslında bu yaşlarda tıpkı ergenlikteki gibi duygusal, hormonal, fiziksel ve kimlik dönüşümlerinden geçiyorsunuz ama bu kez aksi yönde bir değişim oluyor. Ancak bu aralıklar da değişken. Mesela elli yıl önce 40-60 yaş arasını orta yaş olarak görüyorduk. Sonra 40-65, devamında 45-65 yaş arasına orta yaş demeye başladık. Bugünse birçok sosyolog 35-75 yaş arasını orta yaş olarak görüyor. Erken yetişkinlik ile geç yetişkinlik arasındaki köprü gibi düşünülebilir. Bugün 100 yaşına kadar yaşayabildiğimiz için geç yetişkinlik dönemi 20-25 yıl sürebiliyor.

Orta yaşın üç aşaması var: 35-50 yaş arası erken orta yaş, 50-60 arası merkez orta yaş, 60-75 arası ise geç orta yaş. Peki sis kendinizi hangi aralığa konumlandırıyorsunuz? 

Öneriler

Orta yaş kozasında takınmanız gereken 3 yaklaşım var;

İlk olarak, dünyaya mizahi bir bakışla yaklaşmak çok işe yarıyor. Mizah, uzun ve sağlıklı yaşamla, gelişime yönelik bir kafa yapısıyla yakından ilişkili. Sabit fikirli olduğumuzda ise sürekli kim olduğumuza takılıp kalıyoruz. Annemizin veya babamızın sesi kafamızın içinde dönüp duruyor; bize sürekli yeterince başarılı olmadığımızı söylüyor. Bu mükemmeliyetçilik, gelişmemizi ve yeni şeyler denememizi önlüyor.

İkinci olarak, ömür boyu öğrenmeye devam etmek çok kritik çünkü merak bir bakıma gençlik iksiri işlevi görüyor. Uzun olduğu kadar anlamlı ve derinlikli bir yaşam yaratmanın yolu buradan geçiyor. Unutmayalım ki yaşamın derinliği de uzunluğu kadar önemli.

Tam da bu yüzden üçüncü ana fikir, insanların yaşlanma konusunda kendini gerçekten daha iyi hissetmesini sağlamak. Uzun yaşam çalışmalarını takip ediyorum ama bunlar genellikle hayatın sadece fiziksel boyutuna odaklanıp ölümü atlatmaya çalışıyorlar. Elbette bunu yapmakta zarar yok. Ama bu uzmanların bazılarının yaşamını görünce üzülüyorum. Hayatları disiplinden ibaret. Planlı yapmaya çalışınca yaşama alanları kalmadığını düşünüyorum.





















Kaynak: Oksijen Gazetesi, 1-7 Kasım 2024

Yazar: Chip Conley
Konaklama sektörünün önde gelen isimlerinden olan Chip Conley, ABD'nin ikinci büyük butik otel zinciri Joie de Vivre'i kurduktan sonra Airbnb'de yöneticilik yaptı. 2018 yılında hizmete açtığı Modern Yaşlılar Akademisi (Modern Elder Academy) ile yaşlanmaya dair algıyı değiştirmeye çalışıyor. "Duygusal Denklemler" adlı kitabı Türkçede de yayımlandı.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;

Şifanız daim olsun. 

© www.beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.