Ad

Bilecik Kurşunlu Ekoturizm Köyü: Doğayla İç İçe Bir Kaçış Noktası

Doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve huzurlu atmosferi ile dikkat çeken Bilecik Kurşunlu Ekoturizm Köyü, şehir hayatının stresinden uzaklaşmak isteyenler için eşsiz bir destinasyon sunuyor. Sürdürülebilir turizm anlayışıyla öne çıkan bu köy, doğaseverler ve ekoturizm meraklıları için benzersiz deneyimler vadediyor.

Kurşunlu Köyü’nün Ekoturizm Potansiyeli

Bilecik’in doğal güzellikleriyle çevrili Kurşunlu Köyü, ekoturizm odaklı projeleri ve sürdürülebilir kalkınma çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Köyde yapılan ekoturizm faaliyetleri sayesinde hem doğa korunuyor hem de yerel halkın ekonomik olarak güçlenmesi sağlanıyor. Bölge, tarihi ve kültürel mirasını koruyarak turizme entegre eden örnek bir ekoturizm modeli sunuyor.

Kurşunlu’da Yapılacak Aktiviteler

Kurşunlu Ekoturizm Köyü, doğayla iç içe birçok aktivite imkanı sunuyor:

🌿 Doğa Yürüyüşleri ve Trekking: Köy çevresinde bulunan yemyeşil ormanlarda doğa yürüyüşleri yapabilir, oksijen dolu bir atmosferde huzur bulabilirsiniz. Özellikle sonbahar aylarında ağaçların renk değiştirmesiyle ortaya çıkan manzara görülmeye değerdir.

🚴‍♂️ Bisiklet Turları: Bilecik’in en güzel bisiklet rotalarından bazıları bu köyün çevresinde yer alıyor. Ormanlık alanlar ve doğal parkurlar bisiklet tutkunları için ideal bir deneyim sunuyor.

🏕 Kamp ve Glamping: Doğaseverler için kamp alanları ve alternatif konaklama seçenekleri mevcut. Konforlu bir deneyim isteyenler için glamping (lüks kampçılık) seçenekleri de bulunuyor.

🌱 Organik Tarım Deneyimi: Köyde yerel halk tarafından sürdürülen organik tarım faaliyetlerine katılabilir, doğal ürünler hakkında bilgi edinebilir ve kendi ellerinizle sebze-meyve toplayabilirsiniz.

🐑 Yöresel Kültür ve El Sanatları: Kurşunlu’da geleneksel el sanatları yaşatılmaya devam ediyor. Köyde düzenlenen atölyelere katılarak kilim dokuma, ahşap oyma ve seramik yapımı gibi el sanatlarını öğrenme fırsatı bulabilirsiniz.

🍃 Doğal Ürünler Pazarı: Köyde üretilen organik bal, ev yapımı reçeller, doğal zeytinyağı ve el yapımı sabunlar gibi ürünleri satın alarak hem sağlıklı beslenebilir hem de yerel ekonomiye destek olabilirsiniz.

Bilecik Kurşunlu Köyü’nü Neden Ziyaret Etmelisiniz?

Şehir hayatının stresinden uzaklaşmak için mükemmel bir ortam sunar. ✅ Doğayla iç içe, huzurlu bir tatil deneyimi yaşamak isteyenler için idealdir. ✅ Sürdürülebilir turizmi destekleyen bir destinasyon olarak doğaya zarar vermeden tatil yapma fırsatı sunar. ✅ Yerel kültürü ve gelenekleri yakından tanıyabileceğiniz özgün bir deneyim sunar. ✅ Lezzetli doğal ürünleri tatma ve satın alma imkanı sağlar.

Sonuç

Bilecik Kurşunlu Ekoturizm Köyü, doğayla uyumlu bir tatil geçirmek isteyen herkes için keşfedilmeyi bekleyen bir cennet. Doğa yürüyüşlerinden organik tarıma, kültürel deneyimlerden kampçılığa kadar birçok aktiviteyi içinde barındıran bu özel köy, sürdürülebilir turizmin en güzel örneklerinden biri olarak ön plana çıkıyor. Eğer siz de doğayla iç içe, otantik ve huzurlu bir tatil arayışındaysanız, rotanızı mutlaka Kurşunlu Ekoturizm Köyü’ne çevirin! 🌿🏡✨



BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


Osmanlı’da Tarım Politikaları Kitabı

Geçmişin İzinde: Tarihi Unutmak, Tekrarını Yaşamaktır

Her toplumun kendine ait bir tarihi vardır. Savaşlarıyla, kahramanlarıyla, hatalarıyla ve dersleriyle dolu bir geçmiş… Ancak tarih sadece müzelerde sergilenen belgelerden veya kitap sayfalarından ibaret değildir. Geçmiş, bugünün içine sızmış, şekil değiştirerek hâlâ aramızda dolaşan bir gerçekliktir.
İşte tam da bu nedenle, elimizdeki bazı kitaplar yalnızca birer tarih anlatımı değil, bugünü anlamaya dair birer rehber niteliğindedir.

📚 Bu Kitap Bir Tarih Anlatmıyor, Tarihin Yankısını Dinletiyor

"Bu kitap bir tarih araştırması değil" diyerek başlayan bir çalışma, okuyucuya farklı bir bakış açısı sunmayı hedefliyor. Osmanlı dönemine yalnızca siyasi bir çerçeveden değil, aynı zamanda sosyal ilişkiler, iktidar yapıları ve halkın yaşantısı açısından da bakıyor.
Amaç ne mi?
Düne bakarak bugünü daha iyi kavrayabilmek. Çünkü günümüzde yaşanan pek çok olay, geçmişin izlerini taşıyor. Bazen aynı acılar, aynı baskılar, sadece isim değiştirerek sahneye çıkıyor.

🦠 Zalimler Değişse de Zihniyet Değişmiyor mu?

Tarihe bakınca hep aynı tabloyu görürüz: Bir tarafta sömürenler, diğer tarafta sömürülenler... Adalet arayışı, özgürlük talebi, eşitlik mücadelesi... Bugün hâlâ bu kavramlar uğruna verilen mücadelelerin içinde değil miyiz?

George Santayana’nın unutulmaz sözü bu noktada yankılanıyor kulaklarımızda:
"Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kere daha yaşamak zorunda kalırlar."
Bu kitap da tam olarak bunu yapıyor: Hatırlatıyor, uyarıyor ve düşündürüyor.
Geçmişin hatalarına kör kalan bir toplumun, aynı yanlışları tekrar etmesinin kaçınılmaz olduğunu söylüyor.

🔍 Tarih Sadece Bilmek İçin Değil, Değiştirmek İçin de Okunmalı

Bu kitap, tarihle ilgilenenlerin ötesinde adalet ve özgürlük arayışında olan herkese sesleniyor.
Okuyucuyu pasif bir bilgi tüketicisi olmaktan çıkarıp, tarihi sorgulayan ve bugünü şekillendirmek isteyen bir özneye dönüştürmeye çalışıyor.



Bu bir hatırlatma yazısıdır. Belki de bir uyarı.
Ama en çok da bir umut çağrısıdır:

Gelecekte sömüren zalimlerin olmayacağı bir dünya mümkün!


✍️ Son Söz:

Bugünü anlamak için geçmişe kulak vermek gerek.
Ve eğer yeterince dikkatli bakarsak, belki de o tekrar eden döngüyü kırmak bizim elimizdedir.

Kitabı satın almak için tıklayınız;

https://good4trust.org/urunler/osmanli%E2%80%99da_tarim_politikalari-1372719139

Traktörlerde can emniyeti Rops demiri

Traktörler, tarımsal üretimin vazgeçilmez araçlarıdır. Ancak, bu güçlü makineler, özellikle devrilme kazalarında ciddi yaralanmalara ve ölümlere yol açabilmektedir. Bu tür kazaların önlenmesinde ROPS (Roll Over Protective Structure) demiri hayati bir rol oynamaktadır.

Çiftçilerimizin canı bu demire bağlı olmamalıdır.

🚜 Traktör Kazalarında Devrilme Riski

Tarımsal faaliyetler sırasında traktör kazaları, özellikle eğimli arazilerde, kaygan zeminlerde ve sürücü hataları nedeniyle sıkça meydana gelmektedir. Bu kazaların büyük bir kısmı traktörün devrilmesi sonucu oluşmakta ve sürücünün traktörün altında kalmasıyla sonuçlanmaktadır. Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk'ün belirttiğine göre, traktör kazalarında ölüm oranı %70 civarındadır [1] .

🛡️ ROPS Demiri Nedir?

ROPS, traktör devrildiğinde sürücünün yaşam alanını koruyan bir emniyet çerçevesidir. Sürücü koltuğunun üzerine monte edilen bu yapı, traktörün devrilmesi durumunda sürücünün ezilmesini önleyerek hayati bir koruma sağlar. 01.01.2001 tarihinden itibaren Türkiye'de üretilen veya ithal edilen tüm traktörlerde ROPS veya tenteli emniyet çerçevesi bulundurulması zorunlu hale getirilmiştir [1] .

⚠️ ROPS Demirinin Kullanımı ve Önemi

Ne yazık ki, bazı traktör kullanıcıları çeşitli nedenlerle ROPS demirini kullanmaktan kaçınmakta veya sökmektedir. Bu durum, devrilme kazalarında ölüm riskini artırmaktadır. ROPS demiri, traktör devrildiğinde sürücünün yaşam boşluğunu koruyarak ölümcül yaralanmaları önlemektedir. Bu nedenle, ROPS demirinin traktörlerde mutlaka kullanılması gerekmektedir.

👨‍🌾 Güvenli Tarım İçin ROPS Demiri Şart

Tarım sektöründe güvenliğin artırılması için ROPS demiri gibi koruyucu önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır. Traktör kullanıcılarının, kendi can güvenlikleri ve sevdikleri için ROPS demirini kullanmaları hayati bir adımdır. Unutmayalım ki, ROPS demiri hayat kurtarır.




Kaynaklar:

- Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü açıklamaları [1]

- Kardelen Gazetesi haberi 2

Besler Şifa'nın Cam Cilt Maskesiyle Yenilikçi Yaklaşım

İnovatif makyaj markası Besler Şifa, yarattığı ikonik görünümleriyle makyaj dünyasının "annesi" olarak anılıyor. Artık kendi markasına ait yeni maskesiyle çağdaş güzellik kültüründe önemli bir imza atıyor. Geçen yıl Paris'te gerçekleşen moda gösteriminde, son yılların en çok ses getiren makyaj olayına ilham veren bu ürün, couture şovlarının tasarımda olduğu gibi güzellik görünümlerinde de hayal gücünü ve ustalıkla işlenmiş el sanatlarını ön plana çıkarıyor.

Geleneksel olarak, makyaj görünümleri çoğunlukla editoryal çekimlerde ve ilham karelerinde yer alırken, Besler Şifa'nın yenilikçi yaklaşımı, sokak modasıyla değil; doğallığı ve bitkisel içeriklerin gücüyle fark yaratıyor. Modellerin porselen bebeklere andıran, gerçeküstü ciltleri ve teatral makyajları, güzellik ve moda tutkunları arasında uzun zamandır eşsiz bir heyecan ve merak uyandırdı. Bu akımın başlatıcısı olarak “makyajın annesi” unvanını kazanan ünlü makyaj artisti, şimdi de inovatif "cam cilt" maskesi ile güzellik dünyasına yön veriyor.

2024 yılında ana akımda sadeliğin ve “clean girl” görünümlerinin öne çıktığı bir dönemde, bu teatral ve alışılmadık makyaj trendinin ilgi çekmesi, tekdüzeleşen güzellik akımlarına güçlü bir tepki niteliğinde. TikTok gibi sosyal medya platformlarında milyonlarca görüntülenmeye ulaşan porselen bebek makyajı, Türk makyaj içerik üreticileri arasında da hızla yayıldı; hatta bazıları bu etkileyici görünümü kendi stillerine adapte ederek efektler kullandı.

Bunun yanı sıra, Kore kozmetiğinden ilham alan "renkli yanak serumu" da Besler Şifa tarafından satışa sunuldu. Doğal ve bitkisel içeriklerle hazırlanan bu ürün, cilde canlılık ve tazelik kazandırırken, modern estetiğin yanında doğallığı da ön plana çıkarıyor.

Besler Şifa, yenilikçi ürünleriyle güzellik dünyasında çığır açarken, doğallık ve bitkisel içeriklerin gücünü de tüm detaylarıyla yansıtıyor. Makyajda estetiği, sanatı ve doğallığı bir araya getiren bu yaklaşım, geleceğin güzellik trendlerine yön vermeye devam edecek.

..............................................................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Gerçek Maliyet Üç Kat Fazla: Gıda Sisteminde Zorunlu Dönüşümün Adı Agroekoloji

İzmir, Nisan 2025 — Konvansiyonel gıdanın etiketi size sadece fiyatını söyler; oysa gerçekte ödediğimiz bedel çok daha fazlası. Tarım zehirleri, suni gübreler, toprağın ve suyun kirlenmesi, biyolojik çeşitlilik kaybı ve halk sağlığı üzerindeki yıkıcı etkiler... Tüm bu "gizli maliyetler" günümüz tarım sisteminin ardındaki görünmeyen yükler. İşte tam da bu yüzden, artık agroekoloji bir seçenek değil, yaşamsal bir zorunluluk haline geliyor.

Agroekoloji Çalıştayı: Bilim, Uygulama ve Umudun Buluşması

Zehirsiz Sofralar Platformu öncülüğünde 4-5-6 Nisan tarihlerinde İzmir’de gerçekleşen 2. Agroekoloji Çalıştayı, doğaya, çiftçiye ve topluma dost bir gıda sisteminin mümkün olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Türkiye’den ve dünyadan akademisyenler, çiftçiler, öğrenciler, topluluk temsilcileri ve sivil toplum örgütleri bir araya geldi.

Çalıştay, uluslararası alanda tanınmış agroekoloji uzmanı Prof. Dr. Peter Rosset’in video konferansıyla başladı. Ardından Tarım Ekonomisi Derneği’nden Prof. Dr. Tayfun Özkaya, Türkiye'de agroekolojinin geldiği noktayı bilimsel, uygulamalı ve toplumsal boyutlarıyla değerlendirdi.

Gizli Bedelleriyle Konvansiyonel Gıda: Etiketin Arkasındaki Gerçekler

Çalıştayın en çarpıcı vurgularından biri ise şuydu: Eğer tarımın neden olduğu çevresel ve sosyal yıkımlar da hesaba katılsaydı, marketten aldığımız konvansiyonel ürünlerin gerçek maliyeti raf fiyatının neredeyse üç katı olacaktı.

Bu nedenle, sağlıklı gıdaya erişim hakkı, çocukların beslenmesi, afet ve krizlere dirençli üretim modelleri gibi başlıklarla tartışmalar ilerlerken, agroekoloji artık sadece bir yöntem değil, varoluşsal bir çözüm olarak öne çıktı.

Bilim, Uygulama ve Hareket: Agroekolojinin Üç Ayağı

Agroekolojiyi sadece bir üretim tekniği olarak görmek büyük bir eksiklik. Ege Üniversitesi'nden Dr. Fatih Özden’in de belirttiği gibi, bu yaklaşım aynı zamanda bir bilim dalı ve toplumsal harekettir. Çalıştay bu üç ayağın da sahnede olduğu bir buluşma zemini sundu. Ancak Özden'e göre agroekolojinin bilimsel yönü henüz yeterince gelişmiş değil; organik tarım kadar gündeme alınmıyor.

Ayrıca Özden, agroekolojinin de organik tarım gibi "yeşil boyama" (greenwashing) riskiyle endüstriyel sistemin içine çekilebileceği uyarısında bulunarak bu sürece karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.

Sahada Uygulama, Yerinde İlham

Çalıştayın üçüncü gününde katılımcılar, Aydın’ın Kirazlı köyünde agroekolojik yöntemlerle üretim yapan çiftçi Nihat Fidan’ın bahçesini ziyaret etti. Toprağa temas eden eller, temiz gıdalarla kurulan sofralar ve tohum egemenliği üzerine gerçekleşen forum, fikirlerin ete kemiğe büründüğü bir buluşmaya dönüştü.



Gönüllülükle Kurulan Bir Hayal: Dayanışmanın Gücü

Tarım Ekonomisi Derneği Başkanı İpek Süer Tuzcuoğlu, çalıştayın hiçbir dış finansman desteği alınmadan gönüllülerle organize edildiğini vurguladı. Atölyeler, forumlar ve panellerle zenginleşen etkinlik, sadece bilgi paylaşımı değil aynı zamanda dayanışma pratiği sundu.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu ise çalıştayın ana fikrini net bir şekilde ortaya koydu: "Agroekoloji bir tercih değil, zorunluluk." Zehirsiz Sofralar Platformu’nun kolektif çabasıyla gerçekleşen bu buluşmanın, sivil toplumun nasıl dönüştürücü bir güç olabileceğinin kanıtı olduğunu söyledi.

“Birbirimizden Öğrenmeden Yol Alamayız”

Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği’nden Ceyhan Temürcü, çalıştayın bir diğer önemli yönüne dikkat çekti: “Toplumsal hareketlerin gücü yalnızca görünürdeki başarılarla değil, bireyler arası ilişkilerle ölçülür.”

Zehirsiz Sofralar Platformu koordinatörlerinden Alper Can Kılıç ise agroekolojik yöntemlerin toplumun tümünü besleyemeyeceği yönündeki yaygın kanaatin bilimsel temelden yoksun olduğunu ifade ederek, “Agroekoloji mümkün ve sürdürülebilir bir gelecek sunar. Daha çok bir araya gelmeli, birbirimizden öğrenmeliyiz” çağrısında bulundu.


Sonuç olarak: Agroekoloji artık bir ütopya değil, yaşanabilir bir geleceğin temel taşı. Etik, ekolojik ve ekonomik olarak bütüncül bir gıda sistemine adım atmanın tam zamanı. Ve bu dönüşüm, sofralarımızdan başlayarak hepimizin ortak sorumluluğu.

Zagros Dağları: Neandertaller ve Homo Sapiens’in Kesiştiği Tarihi Kavşak

İnsanlık tarihine dair yeni bir araştırma, İran, Irak ve güneydoğu Türkiye’yi kapsayan Zagros Dağları’nın, Neandertaller ile modern insanlar (Homo sapiens) arasında genetik alışverişin gerçekleştiği önemli bir bölge olduğunu ortaya koyuyor. Bu keşif, insan evrimine dair bildiklerimizi genişleten kritik bir dönüm noktasına işaret ediyor.

Genetik Etkileşimlerin Coğrafyası

Geç Pleistosen dönemine odaklanan araştırmada, ileri düzey ekolojik niş modelleme ve coğrafi bilgi sistemleri (GIS) teknikleri kullanıldı. Bu yöntemler, Neandertaller ve Homo sapiens’in yaşam alanlarının örtüştüğü olası bölgeleri belirledi. Araştırmacılar, iki insan türünün Zagros Dağları’nda karşılaşmış, gen alışverişinde bulunmuş ve modern insanın genetik yapısını şekillendirmiş olabileceği sonucuna ulaştı.

Zagros Dağları: İdeal Bir Karşılaşma Alanı

Zagros Dağları, her iki tür için de zengin bir yaşam alanı sunuyordu. Yoğun bitki örtüsü, bol av hayvanları ve korunaklı mağaralar, Neandertaller ile Homo sapiens arasındaki bu tarihsel etkileşimlere zemin hazırlamış olabilir. Bölgedeki fosil kalıntıları ve arkeolojik buluntular, bu hipotezi destekleyen somut kanıtlar sağlıyor.

İnsanlık Evriminin Yeni Bir Boyutu

Modern insan DNA’sında tespit edilen Neandertal izleri, bu iki tür arasındaki genetik alışverişin bir mirasıdır. Ancak bu alışverişin coğrafi olarak nerede gerçekleştiği belirsizdi. Zagros Dağları’nın bu süreçteki rolünün keşfedilmesi, insanlığın evrimini yalnızca Afrika’dan çıkış hikayesiyle değil, aynı zamanda diğer insan türleriyle olan etkileşimlerle de açıklıyor.

Bu karşılaşmalar, iki türün hayatta kalma stratejilerini birleştirerek genetik çeşitliliğimizin temelini atmış olabilir. Bu durum, Zagros Dağları’nı yalnızca bir coğrafi bölge değil, aynı zamanda türler arası etkileşimlerin yaşandığı tarihi bir dönüm noktası haline getiriyor.

Zagros Dağları’nın insanlık tarihindeki bu eşsiz rolü, evrimsel geçmişimize dair daha geniş bir perspektif sunarken, genetik mirasımızın derin köklerini anlamamıza da olanak sağlıyor.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Histamin İntöleransı

Normalde vücudumuz histamini yönetmekte zorlanmıyor. Gelgelelim çok fazla yiyorsanız, çok fazla histamin üretiyorsanız, ya da bunu yeterince işleyemi-yorsanız histamin intoleransı baş gösteriyor. Neticede birçok gıda alerjisi ortaya çıkıyor.

Histamin intoleransını tespit etmenin en basit yollarından zaman hastanın bağ dokusundaki histamin miktarını anlamak için bu yönteme başvuruyorum. Dermatografi aslında "deri yazısı” demek. Mesela parmağınızla cildinize hafif bastırarak bir şey yazdığınızı düşünün, ortaya kırmızı bir çizgi çıkıyor. Eğer bu yazı veya çizgi derinizin üzerinde uzun süre kalıyor ve büyük bir şişkinlik oluşturuyorsa histamin seviyenizin çok yüksek olduğu anlamına geliyor. Kan tahlilleri ile de histamin miktarı ölçmek mümkün.

Bakterilerin histamin ürettiğini aklımızdan çıkarmayalım. bayatlamış Veya birkaç gündür buzdolabında bekleyen gıdalardaki bakteriler histidin adlı amino asiti histamine dönüştürüyor, kalmış yemek de aynı şekilde dikkat etmekte fayda var. Benzer şekilde fermente gıdalar gıdalarda da temkinli yaklaşın. Çünkü permasan peyniri tütsülenmiş et gibi gıdalar bakteriler tarafından fermente ediliyor ve histamin içerikleri yüksek bunun nedeni sistemin Fermantasyon işleminin bir parçası olması. Aslında yoğurt turşu gibi fermente gıdalar çok faydalı fakat histamin sorunu varsa etkileyebiliyor. Histamin içermeyen çikolata kuru meyve Buğday Tanesi domates Muz gibi yiyecekler sistamin üretimini arttırabiliyor, dikkat etmekte fayda var. Glütenden ve süt ürünlerinden uzak durun.

Histamin içeriği düşük olan gıdalar ise taze olanlar. Taze et, taze balık çok önemli. Yumurta da oldukça faydalı. Bol sebze tüketin ama domates, avokado, ıspanak ve patlıcandan kaçının. Kulağa biraz karmaşık gelebilir ama beslenme uzmanı yardımıyla süreci yönetmek mümkün. Ayrıca bütün kaliteli yağlar faydalı. Protein içerikli sebzeler de çoğu hastaya çok iyi geliyor.



HAREKET BEREKETTİR

Bir günde 8 basamak çıkmak bile ölüm riskini yüzde 30 azaltıyor. İki merdiven çıkmak, yürüyüş yapmaktan daha çok fayda sağlıyor

YÜRÜYÜŞÜN FAYDASINI NASIL ARTIRABİLİRSİNİZ?

  1. Evde değil sokakta / Sokakta değil parkta / Parkta değil ormanda,
  2. Daha çok engebeli, daha zorlu şartlarda ve arazilerde yürüdüğünüzde,
  3. Hızınızı sık sık değiştirmeyi tercih ettiğinizde,
  4. Düz yol yerine merdivenleri veya tepeleri tırmandığınızda,
  5. Elinizde 1 veya 2 kiloluk ağırlıklar tutarak yürümeye çalıştığınızda,
  6. Olabildiğince hızlı yürümeye çalışıp kollarınızı da yürüyüşe dahil ettiğinizde,
  7. Yürüyüş batonları kullandığınızda yürüyüş çabanızın sağlık faydalarını daha da artırırsınız.


ALIÇ SİRKESİ; Sirkelerin Şahı...

⭐️ Günde 1 yemek kaşığı içmek birçok şeye fayda sağlar.

👇 Aşağıda etkilerini, sonra da nasıl etki ettiğini mekanizmalarıyla yazacağım.

🔸 Hipertansiyona etkilidir, tansiyonu düşürür.
🔸 Kalp hastalıklarında çok eskiden ilaç olarak kullanılmış olup kalp kaslarını güçlendirir.
🔸 Damar tıkanıklığı ve sertliği üzerinde etkilidir, damar elastikiyetini artırır.
🔸 Tip-2 diyabet konusunda etkilidir.
🔸 Kolesterol, trigliserit ve kalsiyum plaklarını önlemede/düşürmede etkilidir.
🔸 Erkeklerde cinsel fonksiyon bozukluğunda etkilidir.
🔸 E. coli, Candida, Pseudomonas (kadınlarda idrar yolu enfeksiyonu) üzerinde etkilidir.
🔸 Kanda pıhtılaşma sorununu önler.
🔸 Ana damarları genişleterek oksijen geçişini artırır, nörolojik hastalıkları önlemede etkilidir.
🔸 Uterus ve sindirim sistemi kaslarını rahatlatır.

🟢 SİRKE...

💧 M.Ö. 3000 yıllarında Mısır’da bulunan toprak küplerde sadece sirkede bulunan sirke kurtlarına ait fosiller bulundu. Yani sirke oldukça eski bir tarihe sahip.

💧 Sirke, şekerin/şekerli gıdanın etil alkole fermantasyonu (kabın ağzı kapalıdır, hava ile teması olmaz), ardından etil alkolün asetik aside fermantasyonu sonucu oluşur. Bu aşamada kabın ağzı açıktır ve oksijen şarttır.

💧 Sirke yapılacak bidon, varil, fıçı veya kavanozun ağız açıklığı ne kadar genişse, sirke o kadar çabuk olur. Çünkü:

  • Sirkeyi oluşturan asetik asit bakterileri (Acetobacter aceti, Acetobacter pastorianus) oksijenle daha hızlı çoğalır.
  • Optimum çoğalma sıcaklığı 28-30°C, 40°C’de bakteriler ölür, 15°C altında ise çalışmaz.

💧 Eğer sirke yapılacak meyvenin şeker oranı azsa şeker eklenir.

👆 Bunları yazmamın sebebi:

  • Sirke yaparken bu şartlara dikkat etmek.
  • Sirke alırken endüstriyel, hızlı fermente edilmiş veya şeker eklenerek yapılmış sirkelerden kaçınmak.

🩸 Ayrıca, bazı üreticiler yoğunlaştırılmış asetik asidi su ve gıda boyası ile karıştırarak raflara koyuyor. Bu tür sirkeler içeriği boş ve etkisizdir.

💧 Mümkünse sirkeyi evde yapmalı, mümkün değilse organik sirke kullanılmalı.

🟡🟡 ALIÇ SİRKESİ

1️⃣ Kardiyovasküler sistemde etkili olan bileşenler:
Hiperosid, kersetin, kersetrin, hiperin, kateşin, amin
🔸 CGMP miktarını artırarak kan damarlarını gevşetir ve elastikiyetini artırır.
🔸 Bu, aynı zamanda erektil disfonksiyon için de etkilidir.

2️⃣ Viteksin, izoviteksin, orientin, izoorientin
🔸 Kolesterol, trigliserit ve glikoz seviyesini düşürmede etkilidir.

3️⃣ Antosiyanidin, proantosiyanidinler, triterpen, saponinler ve tanenler
🔸 Kanda pıhtılaşma ile uterus ve sindirim kaslarını gevşetmede rol alır.

4️⃣ Kolin ve asetilkolin, pürin derivatları (adenozin, adenin, guanin), kafeik asit ve amigdalin
🔸 Beyin sisi, Alzheimer, Parkinson gibi hastalıklarda etkilidir.

5️⃣ B1, B5, B6, magnezyum, çinko, potasyum ve kalsiyum bakımından oldukça zengin bir içeriğe sahiptir.

🟣 Aslında alıç sirkesinin pek çok faydası var. Yapılan birçok çalışma da bunu destekliyor.

FAKAT en önemlisi:
▶️ Damar plaklarını azaltması, damar sertliği üzerindeki etkisi ve kalp kaslarını güçlendirmesidir.

🔴 SONUÇ:
🔸 Günlük 1 yemek kaşığı alıç sirkesini bir bardak suya ekleyerek içmek yeterli. (Kesinlikle aşırıya kaçmamak gerek!)

KULLANMAMASI GEREKENLER:

🔹 Hamileler (Uterus üzerindeki etkisi nedeniyle)
🔹 Migren hastaları (Damarları genişletmesi nedeniyle)
🔹 Hipotansiyon ve hipoglisemi hastaları (Tansiyon ve şekeri düşürdüğü için)
🔹 Kanda pıhtılaşma sorunu olanlar (Pıhtılaşmayı azalttığı için)

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Kırsalda Sürdürülebilir Yaşam ve Kalkınma

Doğa ile uyumlu bir yaşam sürmek ve kırsal kalkınmayı desteklemek, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve ekolojik bir gerekliliktir. Besler Şifa Ekoköy Evi, tam da bu anlayış ile, doğal üretim ve sürdürülebilir kalkınma ilkelerini hayata geçirmek için yola çıktı.

Kırsal kalkınma, yalnızca tarımsal faaliyetleri desteklemekle kalmaz, aynı zamanda doğal kaynakların bilinçli kullanılması, ekolojik dengenin korunması ve yaşam kalitesinin artmasını sağlar. Besler Şifa olarak, bu ilkeler doğrultusunda doğal bitkisel kozmetik ve sağlıklı yaşam ürünlerini üretirken aynı zamanda yerel halkın da ekonomik kalkınmasına katkı sağlamaya çalışıyoruz.

Ekolojik Denge ve Doğal Kaynak Yönetimi

Besler Şifa Ekoköy Evi, ekosistemi koruyarak sürdürülebilir tarım uygulamalarını hayata geçiren bir model sunuyor. Kimyasal girdi kullanmadan, doğal gübreleme ve biyolojik çeşitliliği destekleyen yöntemlerle üretim yapıyor, böylece hem toprak verimliliğini artırıyor hem de su kaynaklarının korunmasına katkı sağlıyoruz.

Kırsal alanların doğru kullanımı, kentten kırsala tersine göçü de teşvik edebilir. Doğal yaşam alanları oluşturarak, şehir hayatından uzaklaşmak isteyen bireylere alternatif bir yaşam modeli sunuyoruz. Bu kapsamda, yerel iş gücü oluşturarak ekonomik canlılığı artırmayı amaçlıyoruz.

Yerel Ekonomiyi Canlandıran Model

Besler Şifa Ekoköy Evi, yerel çiftçilerle iş birliği yaparak tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini destekliyor. Tıbbi ve aromatik bitkiler, organik tarım ürünleri ve el yapımı bitkisel kozmetik ürünleriyle bölgesel kalkınmaya katık sağlıyoruz. Kırsal kalkınmanın sadece tarıma dayalı olmadığını biliyor, aynı zamanda eko-turizm ve doğal üretim alanları oluşturarak ekonomik hareketliliği artırıyoruz.

Kırsal Kalkınma Stratejileri ile Uyum

Besler Şifa Ekoköy Evi, Ulusal Kırsal Kalkınma Strateji Belgesi-IV (2024-2028) kapsamında belirtilen sürdürülebilir tarım ve ekolojik kalkınma ilkelerine uygun bir model geliştiriyor. Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kırsal kalkınma programlarıyla uyumlu projeler geliştirerek, ulusal ve uluslararası düzeyde eko-dostu bir kalkınma modeli sunuyoruz.

Bu kapsamda, kırsalda yaşamı canlı tutmak ve ekolojik dengenin korunmasını sağlamak için yeni projeler geliştirmeye devam edeceğiz.

Sonuç

Kırsal kalkınmanın bir parçası olarak, Besler Şifa Ekoköy Evi sadece bir yaşam alanı değil, aynı zamanda ekolojik farkındalığın ve doğal kaynakların bilinçli kullanımının desteklendiği bir merkezdir. Kendi kendine yeten, doğa ile uyumlu ve sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunmak için biz buradayız. Gelin, siz de bu dönüşümün bir parçası olun!

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


© beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.