Ad

Doğal Limon Kabuğu Yağı (%100 Saf)

Botanik Adı: Citrus Limon Peel Oil

Doğanın en ferahlatıcı ve canlandırıcı özlerinden biri olan Doğal Limon Kabuğu Yağı, hem cilt hem de ruh sağlığınıza birçok fayda sunar. %100 saf içeriği ve doğal formülüyle, günlük yaşamınıza enerji ve tazelik katmak için ideal bir seçenektir.

Faydaları

  • Aromaterapi: Limon uçucu yağı, stresi azaltmak, sakinleştirmek, mutluluk hissi vermek ve enerji vermek için kullanılır. Aromaterapi uygulamalarında sıkça tercih edilir.
  • Temizlik: Doğal bir temizlik ürünü olarak işlev görür. Yüzeylerdeki kir, lekeler ve virüsleri öldürme kapasitesine sahiptir.
  • Cilt Bakımı: İçeriğindeki C vitamini sayesinde cildin nem dengesini sağlarken, cilt problemlerine ve koyu lekelerin görünümüne karşı etkilidir.
  • Saç Bakımı: Saç bakım ürünlerinde de kullanılabilir. Saç derisini besler, saçların daha parlak görünmesini sağlar.

Kullanımı

  • Cilt Uygulaması: Vücudunuza sabit yağ ile masaj yaparak uygulayın. Önerilen taşıyıcı yağlar arasında Tatlı Badem Yağı, Hindistan Cevizi Yağı, Jojoba Yağı, Kuşburnu Çekirdeği Yağı, Avokado Yağı, Üzüm Çekirdeği Yağı ve İncir Çekirdeği Yağı bulunmaktadır.
  • Solunum Yolu Rahatsızlıkları: Üst solunum yolları rahatsızlıklarında etkili olabilir. 1 damla Limon Kabuğu yağı, küp şekere veya 1 bardak suya damlatılarak günde 2 kez tüketilebilir.
  • Aromaterapi Uygulamaları: Banyo preparatlarında, saç ve saç derisi için hazırlanan ürünlerde ve masaj yağlarında kullanılabilir.
  • Difüzör Kullanımı: Buhurdanlığınıza, difüzörünüze veya koku taşlarınıza 3-5 damla ekleyerek kullanabilirsiniz.

Üretim Bilgileri

  • Doğal Elde Ediliş: Limon Kabuğu yağı, kuvvetli kokulu çok yıllık bir bitkidir ve buhar distilasyonu yoluyla elde edilir.
  • Sağlık Bakanlığı Onayı: Ürünümüz, Sağlık Bakanlığı Ürün Takip Sistemi (ÜTS) bünyesinde barkod numarası ile kayıtlı ve onaylıdır.
  • Doğa Dostu Üretim: Uçucu yağ, kaliteli üreticilerden tedarik edilen hammaddelerle atölyemizde dolum işlemleri tamamlanarak üretilmektedir. Ürünler %100 doğal hammaddelerle ve %100 saf uçucu yağlar ile formüle edilmiştir.
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Harici Kullanım: Sadece haricen kullanım içindir.
  • Seyreltilerek Kullanım: Topikal uygulamalarda seyreltilerek kullanılmalıdır.
  • Göz Teması: Gözle ve güneşle temasından sakınınız.
  • Özel Durumlar: Hamile, bebek ve solunum rahatsızlığı olan kişilerin, kullanmadan önce bir uzmana danışmaları önerilir.

Saklanma Koşulları

Çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza ediniz. Oda sıcaklığında, direkt güneş ışığından uzakta ve ağzı sıkıca kapalı olarak saklayınız.

Onarıcı Tarım ve Karbon Kredileri: Ekosistem Sağlığını Destekleyen Bir Model

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'nın (TSKB) hazırladığı “Karbondan Krediye: Onarıcı Tarım ve Karbon Kredileri” başlıklı rapor, toprak sağlığını koruma ve geliştirme amacı taşıyan onarıcı tarım uygulamalarını, bu uygulamalardan elde edilebilecek karbon kredileriyle ilişkilendirmektedir. Çalışma, onarıcı tarımın ekosistem sağlığına katkılarının yanı sıra ekonomik ve sosyal faydalarına odaklanmakta; aynı zamanda Türkiye'deki uygulama potansiyelini değerlendirmektedir.

Onarıcı Tarım ve Ekosistem Hizmetleri

Rapor, tarım topraklarının geleneksel ve yaygın tarım uygulamalarından kaynaklanan tahribata maruz kaldığını belirtmektedir. Toprağın sağlığının korunması, ekosistem hizmetlerinin sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir. 2017 yılında yayımlanan bir çalışmaya göre, toprağın sağladığı ekosistem hizmetlerinin ekonomik değeri yaklaşık 11,38 trilyon dolar olarak hesaplanmıştır. Bu miktar, aynı dönem için dünya gayri safi yurt içi hasılasının (GSYH) %14’üne karşılık gelmektedir ve toprağın ekonomik değerini açıkça ortaya koymaktadır.

Onarıcı tarım uygulamaları, sadece toprak sağlığını iyileştirmekle kalmayıp karbon depolama kapasitesini artırarak iklim değişikliğiyle mücadeleye de katkı sağlamaktadır. Raporda bu uygulamaların, tarımsal üretimde sürdürülebilirlik sağlayarak karbon kredisi oluşturma potansiyeli taşıdığı ve bu kredilerin çiftçiler için ek gelir kaynağı yaratabileceği ifade edilmektedir.

Türkiye İçin Uygulama Modeli

Raporda, Türkiye'de onarıcı tarım uygulamalarını desteklemek ve karbon kredisi piyasasını geliştirmek amacıyla bir yapı önerisi sunulmaktadır. Öneriye göre, karbon kredilerinin alıcıları, tarımsal üreticilerle iş birliği içinde çalışan sanayi kuruluşları, çok taraflı kalkınma bankaları (ÇTKB) veya aracı firmalar olabilir.

Deprem bölgesi, Türkiye’de bu uygulamaların önceliklendirilmesi gereken alanlardan biri olarak vurgulanmaktadır. Bu yaklaşım, bölgenin yeniden inşa ve iyileştirme süreçlerine ekolojik, ekonomik ve sosyal destek sağlayabilir.

Karbon Kredileri ve Tarımın Rolü

Rapor, tarımsal projelerin karbon kredisi piyasasında olumlu bir ayrışma gösterdiğini ve bu alandaki büyümenin umut verici olduğunu ortaya koymaktadır. Yenilenebilir enerji projelerinin karbon kredilerindeki payı 2020-2023 yılları arasında %41,5’ten %25,8’e gerilerken, tarımsal projeler aynı dönemde yıllık ortalama %118,5’lik bir artış göstermiştir.

Karbon tarımıyla üretilebilecek karbon kredilerinin büyüklüğünün 2050 yılına kadar 13,7 milyar dolar seviyesine ulaşabileceği tahmin edilmektedir. Bu durum, tarım sektörünün iklim değişikliğiyle mücadelede stratejik bir öneme sahip olduğunu göstermektedir.

Türkiye’nin Toprak Kaybı ve Çölleşme Sorunu

Türkiye'deki tarım arazilerinin %59'u, meraların %64'ü ve ormanların %54'ü erozyona maruz kalmaktadır. Toprağın organik madde kaybı, verimliliğin azalmasına ve çölleşmeye karşı hassasiyetin artmasına neden olmaktadır. Günümüzde Türkiye topraklarının %18’i çölleşmeye karşı zayıf, %50,9’u orta ve %22,5’i ise yüksek hassasiyet grubunda değerlendirilmektedir.

Sonuç

TSKB’nin raporu, onarıcı tarımın ekolojik ve ekonomik faydalarını vurgularken, karbon kredilerinin tarım sektörü için taşıdığı potansiyele dikkat çekmektedir. Türkiye’nin toprak sağlığını koruma stratejilerinde onarıcı tarım uygulamalarına öncelik verilmesi, yalnızca ekosistem sağlığını desteklemekle kalmayacak, aynı zamanda sosyal ve ekonomik kalkınmaya da katkı sağlayacaktır.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Çay Poşetlerindeki Mikroplastiklerin İnsana Etkisi Kanıtlandı

“Mutagenesis Group” tarafından yürütülen çalışmada polimer tabanlı çay poşetlerinin demlenme sırasında salgıladığı milyarlarca nano ve mikro plastiğin sindirim sırasında bağırsaklardan kana karıştığı belirlendi.

Sağlığımızı Tehdit Eden Gizli Tehlike

Günümüzde çevre kirliliği ve insan sağlığı üzerindeki etkileri her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Özellikle plastik atıkların yol açtığı mikro ve nanoplastik (MNPL) kirliliği, sadece çevresel bir sorun değil, aynı zamanda insan sağlığını da tehdit eden ciddi bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, günlük hayatımızda sıkça kullandığımız çay poşetlerinin bu konuda önemli bir risk taşıdığını ortaya koydu.

Çay Poşetlerinden Mikroplastik Salınımı
Barselona Özerk Üniversitesi’nde (UAB) yapılan bir araştırmaya göre, polimer bazlı ticari çay poşetleri sıcak suya bırakıldığında milyonlarca mikro ve nanoplastik parçacık salınıyor. Bu parçacıklar, insan bağırsak hücreleri tarafından emilebiliyor ve kan dolaşımına geçerek vücudun diğer bölgelerine yayılabiliyor.

Araştırmada, farklı türdeki çay poşetleri incelendi ve şu sonuçlar elde edildi:

  • Polipropilen (PP): Bir mililitrede yaklaşık 1,2 milyar parçacık (ortalama boyut: 136.7 nanometre) salınıyor.
  • Selüloz: Bir mililitrede yaklaşık 135 milyon parçacık (ortalama boyut: 244 nanometre) salınıyor.
  • Naylon-6: Bir mililitrede yaklaşık 8,18 milyon parçacık (ortalama boyut: 138.4 nanometre) salınıyor.

Bu parçacıkların detaylı analizi için taramalı elektron mikroskobu (SEM), transmisyon elektron mikroskobu (TEM) ve dinamik ışık saçılımı (DLS) gibi ileri düzey teknikler kullanıldı.


Bağırsak Hücreleri Üzerindeki Etkiler

Araştırma kapsamında, mikro ve nanoplastiklerin insan bağırsak hücreleriyle etkileşimi de incelendi. Özellikle mukus üreten bağırsak hücrelerinin bu parçacıkları daha fazla emdiği ve hatta parçacıkların hücre çekirdeğine kadar ulaştığı gözlemlendi. Bu durum, mikroplastiklerin genetik materyalle doğrudan etkileşime geçebileceğini ve potansiyel sağlık riskleri taşıyabileceğini gösteriyor.

Ne Yapılmalı?
Araştırmacılar, bu bulguların ışığında şu önerilerde bulunuyor:

  1. Standart Test Yöntemleri Geliştirilmeli: Plastik gıda ambalajlarından salınan mikroplastiklerin tespiti için standart test yöntemleri oluşturulmalı.
  2. Daha Sıkı Düzenlemeler Getirilmeli: Plastik malzemelerin gıda temasında kullanımını düzenleyen politikalar geliştirilerek mikroplastik kirliliği azaltılmalı.
  3. Alternatif Malzemeler Kullanılmalı: Plastik bazlı çay poşetleri yerine, doğada çözünebilen veya geri dönüştürülebilir alternatifler tercih edilmeli.

Sonuç
Plastik kirliliği, sadece çevremizi değil, sağlığımızı da tehdit eden büyük bir sorun. Çay poşetlerinden salınan mikroplastiklerin insan vücudunda birikmesi, uzun vadeli sağlık etkileri hakkında daha fazla araştırma yapılmasını gerektiriyor. Günlük alışkanlıklarımızı gözden geçirerek daha çevre dostu ve sağlıklı alternatiflere yönelmek, bu sorunun çözümüne katkı sağlayabilir.

Unutmayalım, küçük değişiklikler büyük farklar oluşturabilir! 🌿

Bu makale: Gooya Banaei et al, Teabag-derived micro/nanoplastics (true-to-life MNPLs) as a surrogate for real-life exposure scenarios, Chemosphere (2024). DOI: 10.1016/j.chemosphere.2024.143736

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Meşe Külü ve Geleneksel Gıda Üretimindeki Rolü

 Bir Etnobotanik İnceleme

Giriş Etnobotanik, bitkilerin insanlar tarafından kullanılma şekillerini inceleyen çok disiplinli bir alan olarak, geleneksel gıda üretiminde bitkisel materyallerin önemini anlamamıza yardımcı olur. Meşe külü, geleneksel mutfak uygulamalarında yaygın bir biçimde kullanılan önemli bir doğal malzeme olarak dikkat çekmektedir. Tarih boyunca hem gıda dayanıklılığını artırmak hem de gıda üretiminde özgün tat ve dokular elde etmek için kullanılmıştır. Bu makalede, meşe külünün gıda üretimindeki geleneksel rolü ve güncel uygulamaları üzerinde durulacaktır.

Meşe Külü ve Hamur Üretiminde Kullanımı Meşe külü, geleneksel ekmek ve hamur işleri üretiminde doğal bir alkali madde olarak kullanılmıştır. Hamur mayalamada meşe külü, pH dengesini sağlayarak kabarma sürecini destekler. Bazı yöresel tariflerde, kül suyu (meşe külünün suyla karıştırılmasıyla elde edilen alkali çözelti) kullanılarak hamurun daha homojen bir yapı kazanması ve uzun süre dayanıklı olması sağlanmıştır. Bu yöntem, mayanın bulunmadığı veya kullanılmadığı dönemlerde alternatif bir çözüm olarak geliştirilmiştir.

Diğer Gıda Üretiminde Meşe Külü Kullanımı Meşe külü, ekmek dışında çeşitli gıdaların üretiminde de kullanılmıştır. Geleneksel olarak:

  1. Salamura Üretiminde: Zeytin, turşu ve asma yaprağı gibi salamura gıdaların dayanıklılığını artırmak ve parlaklık kazandırmak için kullanılmıştır.

  2. Kuru Meyve Üretiminde: Kuru üzüm üretiminde, meşe külü sıkça tercih edilmiştir. Günümüzde bu amaçla kostik (sodyum hidroksit) kullanılırken, geleneksel yöntemlerde meşe külü suyu kullanılmış ve bu yöntem daha doğal bir alternatif olarak kabul edilmiştir.

  3. Çerez Hazırlığında: Mardin bölgesinde, iri karpuz çekirdekleri meşe külü ve tuzla kaynatılıp durulanarak çerez olarak tüketilmektedir. Bu işlem, çekirdeklerin dayanıklılığını artırır ve kendine has bir lezzet kazandırır.

Meşe Külünün Gıda Dayanıklılığına Katkısı Meşe külü, gıdalara kazandırdığı dayanıklılık ile öne çıkar. Külün içerdiği potasyum ve diğer mineral bileşenler, gıdaları bakteriyel bozulmaya karşı korur. Özellikle salamura ve kuru üretiminde, meşe külü suyu gıdaları parlak, sert ve tüketim için uygun bir yapıda tutar.

Güvenlik ve Hijyen Önlemleri Meşe külünün gıda üretiminde kullanımı, dikkatli hijyen önlemleri gerektirir. Kullanılan külün:

  • Kimyasal madde içermeyen doğal odunlardan elde edilmiş olması,

  • Yiyeceklerle temasa uygun şekilde hazırlanmış olması gerekir.

Ekmek gibi temel bir gıdada kullanılacaksa, bu önlemler daha da kritik hale gelir.

Sonuç Meşe külü, geleneksel gıda üretiminde yüzlerce yıldır kullanılan çok yönlü bir doğal malzemedir. Hem gıda dayanıklılığını artırma hem de benzersiz tat ve dokular kazandırma konusundaki rolü, günümüz modern gıda üretiminde de önemli bir ilham kaynağıdır. Ancak, hijyen ve güvenlik standartlarına uyulması önemlidir. Geleneksel bilgilerin bilimsel yöntemlerle desteklenmesi, bu tür uygulamaların gelecekte de sürdürebilirliğini sağlayacaktır.


BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Avrupa'da Tarımsal Endişeler ve Türkiye için Çıkarılacak Dersler

 Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in açıkladığı AB-MERCOSUR serbest ticaret anlaşması, 20 yılı aşkın müzakerelerin ardından 6 Aralık 2024 tarihinde imzalanarak önemli bir dönüm noktası oldu. 780 milyon kişiyi kapsayan dünyanın en büyük serbest ticaret alanlarından birini yaratacak olan bu anlaşma, Avrupa Birliği içinde tarım sektörü ve çevresel etkiler konusunda ciddi tartışmalara yol açtı. Fransa'nın direnci ve tarımsal endişeler, Türkiye gibi tarımsal potansiyele sahip ülkeler için önemli dersler içeriyor. Besler Şifa olarak bu süreci değerlendirerek tarımsal üretim, çevresel sürdürülebilirlik ve yerel üreticiyi destekleme konularına odaklanıyoruz.


Fransa Neden Direniyor?

Fransa'nın AB-MERCOSUR anlaşmasına karşı çıkışının temel nedeni, MERCOSUR ülkelerinin tarımsal ihracat gücünün AB'nin tarım sektörüne tehdit oluşturacağı endişesidir. Özellikle Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerin düşük maliyetli ve geniş çaplı tarımsal üretimi, Fransa’nın kaliteli ancak maliyetli tarım ürünleriyle rekabetini zorlaştırıyor.

Fransız çiftçilerin endişesi sadece ekonomik değil, aynı zamanda çevresel ve sağlık standartlarına dayanıyor. AB'nin sıkı düzenlemelerine karşılık, MERCOSUR ülkelerinden gelen ürünlerin daha esnek düzenlemelere tabi olması, bu ürünlerin AB pazarına girişini kolaylaştırırken yerel üreticiyi zorluyor. Ayrıca Brezilya’nın Amazon Ormanları’ndaki çevresel politikaları, AB’nin Yeşil Mutabakat hedefleriyle çelişiyor ve Fransa’nın direncini artırıyor.


AB Tarım Ülkeleri İçin Riskler

AB-MERCOSUR anlaşması, tarımsal üretime dayalı ekonomilere sahip ülkeler için ciddi riskler taşıyor. Fransa, İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerde küçük çaplı tarım yapan çiftçiler, MERCOSUR’dan gelen düşük maliyetli ürünlerle rekabet etmekte zorlanabilir. Bu durum, tarımsal istihdamın azalması ve kırsal ekonomilerin zayıflaması gibi sorunları beraberinde getirebilir.

Çevresel ve sağlık standartları açısından da riskler mevcut. MERCOSUR’dan gelen ürünlerin, AB’nin katı standartlarına uymaması tüketici güvenini zedeleyebilir. Örneğin, Brezilya’dan ithal edilen et ve soya ürünlerinin, ormansızlaşma ve tarım ilacı kullanımı gibi çevresel sorunlarla gündeme gelmesi AB kamuoyunda tepki yaratıyor.


Türkiye İçin Çıkarılacak Dersler

Besler Şifa olarak, Türkiye’nin bu süreçten çıkarabileceği dersleri değerlendiriyoruz:

  1. Tarımsal Üretimde Verimlilik ve Teknoloji:
    Türkiye, tarımda verimliliği artıracak teknolojilere yatırım yapmalı ve çiftçilerin üretim maliyetlerini düşürecek destek mekanizmaları geliştirmelidir.

  2. Yerel Üreticiyi Koruma:
    Türkiye, serbest ticaret anlaşmaları yaparken tarım ve hayvancılık gibi hassas sektörlerini koruyacak politikalar oluşturmalıdır. Çevresel ve sağlık standartlarının korunması, hem tüketici güveni hem de yerli üreticinin rekabet gücü açısından kritik öneme sahiptir.

  3. Çevresel Sürdürülebilirlik:
    Dünya pazarlarında yer bulmak için çevre dostu üretim standartlarını benimsemek gereklidir. AB’nin talep ettiği çevre dostu standartlara uygun üretim, Türkiye’nin rekabet avantajını artırabilir.

  4. Yerli Üretimin Teşviki:
    Yerel üreticiyi destekleyen politikalarla iç piyasada yerli ürünlere olan talep artırılabilir. Aynı zamanda ihracat kapasitesinin geliştirilmesi, Türkiye’nin küresel pazardaki yerini güçlendirecektir.

  5. Tüketici Bilinci ve Eğitim:
    Tüketici bilincini artırarak, yerel ve kaliteli tarım ürünlerine yönelimi teşvik etmek, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından önemlidir.


Sonuç

AB-MERCOSUR anlaşması, küresel ticaretin dinamiklerini değiştirirken, Türkiye gibi ülkeler için de tarımsal sürdürülebilirlik ve rekabetçi politikalar geliştirmenin önemini ortaya koyuyor. Besler Şifa olarak, yerli üreticiyi destekleyen ve çevresel sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyen bir yaklaşımı savunuyoruz. Tarımsal üretimin korunması, ekonomik bağımsızlık ve gıda güvenliğinin temel taşıdır.

Bu anlaşmadan çıkarılacak derslerle, Türkiye’nin tarım sektöründe daha güçlü ve sürdürülebilir bir geleceğe adım atabileceğine inanıyoruz.



Portakal Kabuğu Uçucu Yağı (%100 Saf)

Doğanın sunduğu eşsiz aromatik deneyimlerden biri olan Portakal Kabuğu Uçucu Yağı, cildinize canlılık ve enerji katarken ruh halinizi de canlandırır. %100 saf içeriği ve doğal formülüyle, günlük yaşamınıza ferah bir dokunuş ekler.

Faydaları

  • Cilt Bakımı: Cildi nem dengesini sağlayarak parlak ve canlı bir görünüm kazandırır. Günlük olarak birkaç damla ile cilde masaj yaparak uygulandığında etkisini gösterir.
  • Ruh Halini Düzenleme: Aromaterapide yaygın olarak kullanılan portakal yağı, enerji ve neşe veren kokusuyla ruh halinizi olumlu yönde etkiler. Zihin açıcı etkisi sayesinde çalışma odalarınızda ferahlatıcı bir atmosfer oluşturur.
  • Ofis Kullanımı: Gün içerisinde ihtiyaç duydukça şişeden koklanabilir, bu yönüyle ofis çalışanları için başucu yağıdır. Çalışma ortamınıza katacağınız enerji dolu bir aroma sağlar.

Kullanımı

  • Cilt Uygulaması: Vücudunuza masaj yaparak uygulayabilirsiniz.
  • Yastık Spreyi: Yastığınıza birkaç damla damlatarak rahat bir uyku için destek sağlayabilirsiniz. Alternatif olarak, suya ekleyerek sprey olarak da kullanabilirsiniz.
  • Aromaterapi: Oda veya çalışma ortamınıza buhurdanlık, difüzör veya koku taşlarına 3-5 damla ekleyerek kullanabilirsiniz.

Üretim Bilgileri

  • Doğal Elde Ediliş: Portakal yağı, meyvenin kabuklarından elde edilir ve yüksek oranda Limonen içerir.
  • Buhar Distilasyonu: Yağımız, buhar distilasyonu yoluyla elde edilmiştir.
  • Sağlık Bakanlığı Onayı: Ürünümüz, Sağlık Bakanlığı Ürün Takip Sistemi (ÜTS) bünyesinde barkod numarası ile kayıtlı ve onaylıdır.
  • Doğa Dostu: Paraben, sülfat, SLES, SLS, sentetik koku ve boya içermez. Ürünler %100 doğal hammaddelerle ve %100 saf uçucu yağlar ile formüle edilmiştir. Hayvanlar üzerinde test edilmemiştir.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Harici Kullanım: Sadece haricen kullanım içindir.
  • Seyreltilerek Kullanım: Topikal uygulamalarda seyreltilerek kullanılmalıdır.
  • Çocukların Ulaşımından Uzak Tutun: Çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza ediniz.
  • Göz Temasından Kaçının: Gözle temasından kaçınınız ve güneşle temasından sakınınız.
  • Özel Durumlar: Hamile, bebek ve solunum rahatsızlığı olan kişilerin, kullanmadan önce bir uzmana danışmaları önerilir.

Saklanma Koşulları

Oda sıcaklığında, direkt güneş ışığından uzakta ve ağzı sıkıca kapalı olarak saklayınız.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.

Ticaretin Dönüşen Yüzü

Pasajda Yerin Olsun, AVM’de Yerin Olsun, E-Pazar Yerlerinde Yerin Olsun

Ticaretin tarihine baktığımızda, insanların ürünlerini satmak ve alışveriş yapmak için bir araya geldikleri yerlerin her zaman sosyal ve ekonomik hayatın merkezi olduğunu görürüz. Eski çağlarda bu yerler köy meydanları, hanlar veya şehirlerin önemli pazar alanlarıydı. Günümüzde ise bu fiziksel alanlar yerini, teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte dijital platformlara bırakıyor. “Pasajda yerin olsun” anlayışıyla başlayan küçük esnafın hikayesi, AVM'lerin yükselişiyle yeni bir boyut kazanmış, bugün ise e-pazar yerlerinin hakimiyetiyle tamamen farklı bir çehreye bürünmüştür.

Pasajdan AVM’ye: Alışveriş Kültürünün Değişimi

Bir zamanlar pasajlar, özellikle küçük işletmelerin hem toplulukla bağ kurduğu hem de geçimlerini sağladığı yerlerdi. Pasajlarda dolaşmak, farklı esnaflarla sohbet etmek ve ürünleri incelemek sosyal bir deneyim sunardı. Ancak 90’lı yıllardan itibaren AVM’lerin hayatımıza girmesiyle bu dinamik değişti. AVM’ler, alışverişi bir “deneyim” haline getirdi. Tek bir çatı altında alışveriş, eğlence ve yeme-içme imkanlarını birleştirerek tüketicilere konforlu bir ortam sundu. Bu durum, küçük esnafın daha büyük rekabetlerle karşılaşmasına neden oldu.

E-Pazar Yerleri: Ticaretin Yeni Merkezi

Son 10 yılda ticaretin merkezi artık dijital platformlara kaydı. N11, Hepsiburada, Trendyol gibi e-pazar yerleri, işletmelere fiziksel bir dükkana ihtiyaç duymadan milyonlarca tüketiciye ulaşma imkanı sunuyor. Özellikle pandemi süreci, bu dönüşümü hızlandırarak online alışverişin hayatımızdaki yerini sağlamlaştırdı. Artık “e-pazar yerlerinde yerin olsun” demek, bir işletme için neredeyse zorunlu hale geldi.

E-pazar yerleri, girişimcilere düşük maliyetle geniş bir kitleye ulaşma fırsatı sunarken, tüketicilere de farklı ürünleri karşılaştırma ve kolayca satın alma imkanı tanıyor. Ancak bu dijital dönüşüm, beraberinde yeni zorluklar da getiriyor. Artan rekabet, dijital pazarlama stratejilerinin önemini artırırken, müşteri memnuniyetini sağlamak ve online mağazaların sürdürülebilirliğini korumak için sürekli bir yenilik gerekiyor.

Sonuç: Dönüşen Ticarette Yerini Al

Pasajdan AVM’ye, oradan da e-pazar yerlerine uzanan bu ticaret yolculuğu, değişimin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Gelenekselden dijitale evrilen bu süreçte, esnafın ve işletmelerin en önemli stratejisi değişime ayak uydurmak ve yeniliklere açık olmak olmalıdır. Günümüz ticaret dünyasında başarı, sadece fiziksel bir dükkana sahip olmakla değil, dijital dünyada da güçlü bir varlık göstermekle mümkün hale geldi.

Bugün bir işletme sahibi olarak sorulması gereken soru şudur: “Benim yerim nerede?” Cevap artık çok net: Hem dijital hem fiziksel platformlarda yerinizi alarak müşterilerinize her kanaldan ulaşmalısınız. Çünkü ticaretin geleceği, değişime ayak uydurabilenlerin elinde şekilleniyor.



Aktif Karbonlu Sabun (Sivilce ve İsiliklere Karşı)

Aktif karbonun arındırıcı gücünü doğal içeriklerle birleştiren Aktif Karbonlu Sabunumuz, cildinize derinlemesine temizlik sağlayarak doğal bakım sunar. Özellikle karma, normal ve yağlı ciltler için mükemmel bir çözüm olan bu sabun, sivilce ve isilik gibi cilt sorunlarına karşı destekleyici bir ürün olarak öne çıkar.


Faydaları

  • Gözenek Temizliği: Aktif karbon, ciltteki kir ve toksinleri emerek gözeneklerin derinlemesine temizlenmesine yardımcı olur.
  • Sivilce ve İsiliklere Karşı: Akneye meyilli ciltlerde, sivilce ve isilik gibi problemlerin azaltılmasına destek olur.
  • Makyaj Temizleyici: Doğal içerikleri sayesinde cildi kurutmadan makyajı etkili bir şekilde temizler.
  • Tazelenmiş Cilt: İçeriğindeki zengin doğal yağlar sayesinde cildinizin yumuşak ve taze kalmasına yardımcı olur.

İçeriği

  • Zeytinyağı (Olea Europaea Fruit Oil): Cildi besleyen ve nem dengesini sağlayan doğal bir yağdır.
  • Hindistan Cevizi Yağı (Cocos Nucifera Seed Butter): Cildin nemlenmesine yardımcı olur, aynı zamanda antioksidan özellikler sunar.
  • Hint Yağı (Ricinus Communis Seed Oil): Cildi yatıştırıcı ve nemlendirici etkisiyle bilinir.
  • Bergamot Uçucu Yağı (Citrus Bergamia Peel Oil Expressed): Doğal antiseptik özelliklere sahip olup, cildin ferahlamasına yardımcı olur.
  • Aktif Karbon (Charcoal Powder): Cildin arındırılması, gözeneklerin derinlemesine temizlenmesi ve fazla yağın emilmesi için ideal bir bileşendir.
  • Saf Su (Aqua): Sabunun doğal formunu korur ve cildin taze kalmasını sağlar.

Kullanımı

  • Köpürterek Uygulama: Sabunu ellerinizde köpürtüp yüzünüze veya vücudunuza nazikçe uygulayabilirsiniz.
  • Doğrudan Uygulama: Sabunu doğrudan cildinize sürüp hafifçe masaj yaparak temizleyin. Her kullanım sonrasında sabunun su içinde kalmadığından emin olun ve iyice kurumasını sağlayarak ömrünü uzatın.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Alerji Testi: Herhangi bir içeriğe karşı alerjiniz olup olmadığını anlamak için önce kolunuzun iç kısmında test yapabilirsiniz.
  • Göz Temasından Kaçının: Sabunun gözle temasından kaçınınız. Gözünüze kaçması durumunda bol su ile yıkayınız.
  • Çocuklardan Uzak Tutun: Ürünü çocukların ulaşamayacağı, serin ve kuru bir yerde saklayınız.
  • İlaç Değildir: Aktif Karbonlu Sabun bir ilaç değildir, tedavi amaçlı kullanılmaz.
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.

Finlandiya’nın Doğal ve Şifalı Özellikleri

Finlandiya, sadece muhteşem doğasıyla değil, aynı zamanda sunduğu sağlık ve huzur dolu yaşam tarzıyla da dikkat çeken bir ülkedir. Binlerce gölün, geniş ormanların ve benzersiz doğal fenomenlerin ülkesi olan Finlandiya, doğadan gelen şifa anlayışını hayatın merkezine yerleştirmiştir. İşte Finlandiya’nın doğal ve şifalı özelliklerini keşfedeceğiniz bir yolculuk:

1. "Bin Gölün Ülkesi" ile Sakinleşme ve Yenilenme

Finlandiya, yaklaşık 188.000 gölü ile suyun dinginliğini ve huzurunu sunan bir cennet gibidir. Göller, yalnızca doğa manzaralarıyla değil, aynı zamanda su sporları, yüzme ve meditasyon gibi aktivitelerle ruhsal bir yenilenme sağlar. Göllerin mineral açısından zengin suları, cildi beslerken zihinsel dinginliği de artırır.

2. Ormanların Şifası: %75 Ormanlık Alan

Finlandiya’nın toplam alanının %75’i ormanlarla kaplıdır ve bu, doğa ile iç içe bir yaşamın kapılarını açar. Ormanlarda yapılan yürüyüşler, bağışıklık sistemini güçlendiren ve stresi azaltan "orman banyosu" (Shinrin-yoku) deneyimini yaşamanızı sağlar. Ayrıca, bu ormanlar; yaban mersini, lingonberry ve mantar gibi süper gıdalarla doludur. Finlandiya’da toplanan bu doğal ürünler, antioksidanlar ve vitaminlerle sağlığınızı destekler.

3. Kuzey Işıkları: Doğanın Ruhsal Terapisi

Finlandiya’nın kuzeyinde, özellikle Laponya’da, gökyüzünü süsleyen Kuzey Işıkları (Aurora Borealis), ruhsal bir terapi sunar. Bu doğa olayı, birçok kişi için huzur, ilham ve dinginlik kaynağıdır. Finlandiya’da Kuzey Işıkları’nı izlemek, doğanın büyüleyici gücünü hissetmek için eşsiz bir deneyimdir.

4. Sauna Kültürü: Bedensel ve Zihinsel Arınma

Finlandiya, dünyada kişi başına en fazla saunaya sahip olan ülkedir. 2 milyon sauna, fiziksel ve zihinsel detoks için bir yaşam tarzı sunar. Saunanın ardından yapılan buzda yüzme, kan dolaşımını artırır, vücuda enerji verir ve mutluluk hormonlarının salgılanmasını sağlar. Bu geleneksel uygulama, Finlandiya’nın sağlık dolu yaşam tarzının temel taşlarından biridir.

5. "Herkesin Hakkı": Doğanın Şifasından Özgürce Yararlanma

Finlandiya’da, "herkesin hakkı" (Everyman’s Right) olarak bilinen yasa sayesinde, herkes doğanın sunduğu nimetlerden özgürce faydalanabilir. Bu eşsiz hukuk sistemi, insanların ormanlarda dolaşmasına, yabani meyve ve mantar toplamasına olanak tanır. Doğayla bu kadar iç içe bir yaşam, hem bedensel hem de ruhsal sağlığı destekler.

6. "Sisu" ve Doğadan Gelen Güç

Finlandiya kültüründe yer alan "sisu" kavramı, zorluklar karşısında dayanıklılığı ve kararlılığı ifade eder. Bu dayanıklılığın kaynağı ise doğadan alınan ilhamdır. Uzun kış geceleri, soğuk hava ve zorlu doğa koşulları, insanları daha güçlü ve dirençli hale getirir. Finlandiya’da doğanın gücü, insan ruhunu besleyen bir yaşam felsefesi haline gelmiştir.

7. Yaban Mersini ve Lingonberry’nin Şifalı Gücü

Finlandiya ormanları, şifa deposu olarak bilinen yaban mersini ve lingonberry gibi meyvelerle doludur. Bu meyveler, antioksidan özellikleriyle bağışıklık sistemini güçlendirir, kalp sağlığını destekler ve yaşlanma karşıtı etkiler sunar. Doğal ortamlarında yetişen bu meyveler, sağlık açısından mucizevi faydalar sağlar.

8. Laponya’nın Temiz Havası ve Beyaz Geceler

Finlandiya’nın kuzey bölgesi olan Laponya, dünyanın en temiz havasına sahip bölgelerden biridir. Temiz hava, solunum yollarını rahatlatır ve enerji seviyesini artırır. Ayrıca yaz aylarında yaşanan "beyaz geceler", güneşin batmadığı bu dönemde enerji dolu bir yaşam sunar.

9. Doğanın İlhamıyla Eğitim ve Mutluluk

Finlandiya, doğa ile uyumlu eğitim sistemi sayesinde dünyanın en mutlu ülkelerinden biridir. Çocuklar doğada öğrenir, oynar ve keşfeder. Bu, onların hem zihinsel hem de fiziksel sağlıklarını olumlu yönde etkiler.

Sonuç olarak; Finlandiya, doğanın şifalı gücünü yaşamın her alanına dahil eden bir ülkedir. Göller, ormanlar, Kuzey Işıkları ve sauna gibi unsurlar, hem bedensel hem de ruhsal sağlığı destekler. Doğanın sunduğu bu şifa kaynaklarını deneyimlemek, sadece Finlandiya’yı ziyaret etmekle değil, aynı zamanda doğayla daha uyumlu bir yaşam tarzını benimsemekle mümkündür.

Finlandiya’nın doğal güzelliklerinden ve şifa dolu geleneklerinden ilham alarak, siz de doğanın sağladığı huzuru ve mutluluğu hayatınıza dahil edebilirsiniz. 🌿



Ankara’da Kitap Kafe Kültürü

Son yıllarda Ankara’da hızla artan kitap kafe kültürü, şehrin dört bir yanına yayılan mekanlar ile büyük ilgi görüyor. İstanbul’un ardından, kitap kafe kültürünü yaşatmaya başlayan ilk şehirlerden biri olan Ankara, artık kitap alışverişinin yanı sıra ders çalışma, etkinlik düzenleme ve tematik atölyelere ev sahipliği yapan kitap okuma mekanlarına da sahip. Kitap kafeler, rahat ortamları ve kültürel çeşitlilikleri ile şehrin sakinleri için ideal buluşma alanları haline geldi.

Çilek Kitap kafe; Şirin ve samimi atmosferi ile dikkat çeken Çilek Kitapkafe, kitap severlerin sıcak bir ortamda kitap okuyup kahve içebileceği bir mekan. Sessiz ve huzurlu yapısı, ziyaretçilerin odaklanmasına imkan tanıyor.

Tayfa Kitap kafe; Tayfa Kitapkafe, üçüncü nesil kahve çeşitleri sunarken geleneksel kitap kafe ruhunu da koruyor. Çayınızı veya kahvenizi içerken kitap okuyabilir, sınavlarınıza çalışabilir veya düzenlenen atölyelere katılabilirsiniz. Vegan seçenekler sunan zengin menüsüyle Tayfa Kitapkafe, diğer kitap kafelerden ayrılıyor.

Ekmek Teknesi; El emeği kurabiyeler ve Türk kahvesiyle ziyaretçilerine evde gibi hissettiren Ekmek Teknesi, öğrencilerin ve kitap kurtlarının vazgeçilmez adreslerinden biri. Uygun fiyatları ve sessiz ortamı, mekanın öne çıkan özellikleri arasında.

Liman Kitap Kahve; Çukurambar’ın popüler kitap kafesi Liman Kitap Kahve, hediyelik eşyalar, film, müzik ve kitaplarla dolu harika bir mekan. Modern tasarımıyla dikkat çeken kafe, zaman zaman yazar-okur buluşmalarına da ev sahipliği yapıyor.

Kebikeç Kitap Kahve; Keçiören’in ilk kitap kafesi olan Kebikeç Kitap Kahve, sıcacık bir ortamda kitap okuma keyfi sunuyor. Mekan, ikinci el kitapları da ziyaretçilerine sunarak, okuma kültürünü destekleyen bir hizmet sunuyor.

Enderun Kitap ve Kahve Evi; Sessiz ve nezih atmosferiyle tanınan Enderun Kitap ve Kahve Evi, anne eli değmiş gibi hissettiren lezzetleriyle dikkat çekiyor. Burada arkadaşlarınızla sohbet edebilir, ders çalışabilir veya sakin bir gün geçirebilirsiniz.

Ardıç Kitabevi; Genellikle kalabalık olan Ardıç Kitabevi, sigara içilmeyen ve daha sessiz alanlara da sahip. Kitap ve dergilerle dolu raflarıyla ziyaretçilerine geniş bir yelpaze sunan mekan, lezzetli menüsü ile de öne çıkıyor.

Besler Şifa Kitap Evi; Doğal yaşam ve bitkisel kozmetik alanında faaliyet gösteren Besler Şifa Kitap Evi, doğallık ile kitap sevgisini bir araya getiriyor. Taze bitki çayları ve sağlıklı atıştırmalıklar sunan Besler Şifa, vegan ve glütensiz seçeneklerle doğa dostu bir kafe deneyimi sunuyor. Mekan, bitkisel yaşam ve sağlıklı beslenme temalı kitaplarıyla ziyaretçilerine bilgi dolu bir ortam yaratırken, doğa konulu etkinlikler ve atölyelere de ev sahipliği yaparak, topluluk etkinliklerine katkı sağlıyor.




© www.beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.