Ad

fitoterapi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fitoterapi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Finlandiya’nın Doğal ve Şifalı Özellikleri

Finlandiya, sadece muhteşem doğasıyla değil, aynı zamanda sunduğu sağlık ve huzur dolu yaşam tarzıyla da dikkat çeken bir ülkedir. Binlerce gölün, geniş ormanların ve benzersiz doğal fenomenlerin ülkesi olan Finlandiya, doğadan gelen şifa anlayışını hayatın merkezine yerleştirmiştir. İşte Finlandiya’nın doğal ve şifalı özelliklerini keşfedeceğiniz bir yolculuk:

1. "Bin Gölün Ülkesi" ile Sakinleşme ve Yenilenme

Finlandiya, yaklaşık 188.000 gölü ile suyun dinginliğini ve huzurunu sunan bir cennet gibidir. Göller, yalnızca doğa manzaralarıyla değil, aynı zamanda su sporları, yüzme ve meditasyon gibi aktivitelerle ruhsal bir yenilenme sağlar. Göllerin mineral açısından zengin suları, cildi beslerken zihinsel dinginliği de artırır.

2. Ormanların Şifası: %75 Ormanlık Alan

Finlandiya’nın toplam alanının %75’i ormanlarla kaplıdır ve bu, doğa ile iç içe bir yaşamın kapılarını açar. Ormanlarda yapılan yürüyüşler, bağışıklık sistemini güçlendiren ve stresi azaltan "orman banyosu" (Shinrin-yoku) deneyimini yaşamanızı sağlar. Ayrıca, bu ormanlar; yaban mersini, lingonberry ve mantar gibi süper gıdalarla doludur. Finlandiya’da toplanan bu doğal ürünler, antioksidanlar ve vitaminlerle sağlığınızı destekler.

3. Kuzey Işıkları: Doğanın Ruhsal Terapisi

Finlandiya’nın kuzeyinde, özellikle Laponya’da, gökyüzünü süsleyen Kuzey Işıkları (Aurora Borealis), ruhsal bir terapi sunar. Bu doğa olayı, birçok kişi için huzur, ilham ve dinginlik kaynağıdır. Finlandiya’da Kuzey Işıkları’nı izlemek, doğanın büyüleyici gücünü hissetmek için eşsiz bir deneyimdir.

4. Sauna Kültürü: Bedensel ve Zihinsel Arınma

Finlandiya, dünyada kişi başına en fazla saunaya sahip olan ülkedir. 2 milyon sauna, fiziksel ve zihinsel detoks için bir yaşam tarzı sunar. Saunanın ardından yapılan buzda yüzme, kan dolaşımını artırır, vücuda enerji verir ve mutluluk hormonlarının salgılanmasını sağlar. Bu geleneksel uygulama, Finlandiya’nın sağlık dolu yaşam tarzının temel taşlarından biridir.

5. "Herkesin Hakkı": Doğanın Şifasından Özgürce Yararlanma

Finlandiya’da, "herkesin hakkı" (Everyman’s Right) olarak bilinen yasa sayesinde, herkes doğanın sunduğu nimetlerden özgürce faydalanabilir. Bu eşsiz hukuk sistemi, insanların ormanlarda dolaşmasına, yabani meyve ve mantar toplamasına olanak tanır. Doğayla bu kadar iç içe bir yaşam, hem bedensel hem de ruhsal sağlığı destekler.

6. "Sisu" ve Doğadan Gelen Güç

Finlandiya kültüründe yer alan "sisu" kavramı, zorluklar karşısında dayanıklılığı ve kararlılığı ifade eder. Bu dayanıklılığın kaynağı ise doğadan alınan ilhamdır. Uzun kış geceleri, soğuk hava ve zorlu doğa koşulları, insanları daha güçlü ve dirençli hale getirir. Finlandiya’da doğanın gücü, insan ruhunu besleyen bir yaşam felsefesi haline gelmiştir.

7. Yaban Mersini ve Lingonberry’nin Şifalı Gücü

Finlandiya ormanları, şifa deposu olarak bilinen yaban mersini ve lingonberry gibi meyvelerle doludur. Bu meyveler, antioksidan özellikleriyle bağışıklık sistemini güçlendirir, kalp sağlığını destekler ve yaşlanma karşıtı etkiler sunar. Doğal ortamlarında yetişen bu meyveler, sağlık açısından mucizevi faydalar sağlar.

8. Laponya’nın Temiz Havası ve Beyaz Geceler

Finlandiya’nın kuzey bölgesi olan Laponya, dünyanın en temiz havasına sahip bölgelerden biridir. Temiz hava, solunum yollarını rahatlatır ve enerji seviyesini artırır. Ayrıca yaz aylarında yaşanan "beyaz geceler", güneşin batmadığı bu dönemde enerji dolu bir yaşam sunar.

9. Doğanın İlhamıyla Eğitim ve Mutluluk

Finlandiya, doğa ile uyumlu eğitim sistemi sayesinde dünyanın en mutlu ülkelerinden biridir. Çocuklar doğada öğrenir, oynar ve keşfeder. Bu, onların hem zihinsel hem de fiziksel sağlıklarını olumlu yönde etkiler.

Sonuç olarak; Finlandiya, doğanın şifalı gücünü yaşamın her alanına dahil eden bir ülkedir. Göller, ormanlar, Kuzey Işıkları ve sauna gibi unsurlar, hem bedensel hem de ruhsal sağlığı destekler. Doğanın sunduğu bu şifa kaynaklarını deneyimlemek, sadece Finlandiya’yı ziyaret etmekle değil, aynı zamanda doğayla daha uyumlu bir yaşam tarzını benimsemekle mümkündür.

Finlandiya’nın doğal güzelliklerinden ve şifa dolu geleneklerinden ilham alarak, siz de doğanın sağladığı huzuru ve mutluluğu hayatınıza dahil edebilirsiniz. 🌿



Ankara’da Kitap Kafe Kültürü

Son yıllarda Ankara’da hızla artan kitap kafe kültürü, şehrin dört bir yanına yayılan mekanlar ile büyük ilgi görüyor. İstanbul’un ardından, kitap kafe kültürünü yaşatmaya başlayan ilk şehirlerden biri olan Ankara, artık kitap alışverişinin yanı sıra ders çalışma, etkinlik düzenleme ve tematik atölyelere ev sahipliği yapan kitap okuma mekanlarına da sahip. Kitap kafeler, rahat ortamları ve kültürel çeşitlilikleri ile şehrin sakinleri için ideal buluşma alanları haline geldi.

Çilek Kitap kafe; Şirin ve samimi atmosferi ile dikkat çeken Çilek Kitapkafe, kitap severlerin sıcak bir ortamda kitap okuyup kahve içebileceği bir mekan. Sessiz ve huzurlu yapısı, ziyaretçilerin odaklanmasına imkan tanıyor.

Tayfa Kitap kafe; Tayfa Kitapkafe, üçüncü nesil kahve çeşitleri sunarken geleneksel kitap kafe ruhunu da koruyor. Çayınızı veya kahvenizi içerken kitap okuyabilir, sınavlarınıza çalışabilir veya düzenlenen atölyelere katılabilirsiniz. Vegan seçenekler sunan zengin menüsüyle Tayfa Kitapkafe, diğer kitap kafelerden ayrılıyor.

Ekmek Teknesi; El emeği kurabiyeler ve Türk kahvesiyle ziyaretçilerine evde gibi hissettiren Ekmek Teknesi, öğrencilerin ve kitap kurtlarının vazgeçilmez adreslerinden biri. Uygun fiyatları ve sessiz ortamı, mekanın öne çıkan özellikleri arasında.

Liman Kitap Kahve; Çukurambar’ın popüler kitap kafesi Liman Kitap Kahve, hediyelik eşyalar, film, müzik ve kitaplarla dolu harika bir mekan. Modern tasarımıyla dikkat çeken kafe, zaman zaman yazar-okur buluşmalarına da ev sahipliği yapıyor.

Kebikeç Kitap Kahve; Keçiören’in ilk kitap kafesi olan Kebikeç Kitap Kahve, sıcacık bir ortamda kitap okuma keyfi sunuyor. Mekan, ikinci el kitapları da ziyaretçilerine sunarak, okuma kültürünü destekleyen bir hizmet sunuyor.

Enderun Kitap ve Kahve Evi; Sessiz ve nezih atmosferiyle tanınan Enderun Kitap ve Kahve Evi, anne eli değmiş gibi hissettiren lezzetleriyle dikkat çekiyor. Burada arkadaşlarınızla sohbet edebilir, ders çalışabilir veya sakin bir gün geçirebilirsiniz.

Ardıç Kitabevi; Genellikle kalabalık olan Ardıç Kitabevi, sigara içilmeyen ve daha sessiz alanlara da sahip. Kitap ve dergilerle dolu raflarıyla ziyaretçilerine geniş bir yelpaze sunan mekan, lezzetli menüsü ile de öne çıkıyor.

Besler Şifa Kitap Evi; Doğal yaşam ve bitkisel kozmetik alanında faaliyet gösteren Besler Şifa Kitap Evi, doğallık ile kitap sevgisini bir araya getiriyor. Taze bitki çayları ve sağlıklı atıştırmalıklar sunan Besler Şifa, vegan ve glütensiz seçeneklerle doğa dostu bir kafe deneyimi sunuyor. Mekan, bitkisel yaşam ve sağlıklı beslenme temalı kitaplarıyla ziyaretçilerine bilgi dolu bir ortam yaratırken, doğa konulu etkinlikler ve atölyelere de ev sahipliği yaparak, topluluk etkinliklerine katkı sağlıyor.




Avrupa Farmakopesi ve ISO Standartlarına Uygunluk: Kozmetikte İhtiyaç Analizi

Bitkisel yağlar ve uçucu yağlarla ilgili kalite ve standart değerlendirmelerinde, Avrupa Farmakopesi ve ISO standartları oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu alanda doğru analizler yapabilmek, yalnızca bir rapor almayı değil, aynı zamanda uzman danışmanlık desteğini de gerektirir.

Özellikle başkent Ankara 'da bu uyumu sağlayabilecek bir analiz laboratuvarına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. 

Uzmanlık Gerektiren Bir Alan
Uçucu yağ analizlerinde ülkemizde yıllardır çalışan değerli akademisyenlerimizden bazıları:

  • Prof. Dr. Temel Özek (Eskişehir Anadolu Üniversitesi)
  • Prof. Dr. Mine Kürkçüoğlu

Bu uzmanlar, uçucu yağ analizleri konusunda önemli birikimlere sahiptir ve sektöre rehberlik etmektedir. 

Devlet kurumlarından Bezmialem Vakıf Üniversitesi gibi kuruluşlar da bu konuda yetkin hizmetler sunmaktadır. Özel sektörde ise Nanolab, tecrübelerimize dayanarak tavsiye edebileceğimiz güvenilir bir kuruluştur.

Analizden Fazlası: Danışmanlık Gerekir
Rapor almak sürecin yalnızca bir parçasıdır. Önemli olan, analiz sonuçlarının doğru yorumlanması ve sektörel ihtiyaçlara uygun stratejilerin belirlenmesidir. Örneğin:

  • Bileşen Değerlendirmesi: Bir üründeki linalil asetat oranı %23 ise, referans değeri olan %25’e göre bu oran hangi sektörde kabul edilebilir bir değer? Hangi sektörde bu oran kaliteye ve fiyata nasıl etki eder?
    Bu tür sorulara yanıt verebilmek, derin bir uzmanlık ve sektörel bilgi birikimi gerektirir.

Sektörün Karşılaştığı Zorluklar
Ülkemizde üretim ve distilasyon süreçleri giderek gelişiyor. Ancak analiz, raporlama, kalite onayı ve pazarlama gibi sonraki adımlarda halen önemli eksiklikler yaşanıyor. Bu durum, birçok üreticinin hevesini kırabiliyor. Oysa ki doğru yönlendirme ve süreçlerin iyileştirilmesiyle bu engellerin aşılması mümkün.

Besler Şifa’nın Bakış Açısı
Biz Besler Şifa olarak, kalite standartlarına uygunluğu sağlamanın ve sektördeki eksiklikleri gidermenin yalnızca üreticilere değil, tüketicilere de büyük fayda sağlayacağına inanıyoruz. Markalaşma, kalite standartlarının oturması ve pazar bulma konularında sektörümüzün daha gidecek yolu olabilir. Ancak birlikte çalışarak, bilgi ve deneyim paylaşarak, bu hedeflere ulaşacağımıza inanıyoruz.

Bu süreci başarıya ulaştıracak bir ekosistem oluşturmak için uzmanlık, iş birliği ve kararlılıkla hareket etmeye devam edeceğiz. 💐



Gül Sirkesinin Faydaları

Gül sirkesi, doğal şifa kaynağı olarak pek çok faydaya sahip olan, geleneksel kullanım alanlarıyla dikkat çeken bir üründür. Hem içeriğindeki besin öğeleriyle hem de cilt ve vücut üzerindeki etkileriyle birçok sağlık sorununa çözüm sunar. İşte gül sirkesinin Besler Şifa- Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam için öne çıkan faydaları:

Zayıflama ve Metabolizma Desteği

Gül sirkesi, metabolizmayı hızlandırarak vücudun yağ yakımını destekler. Düzenli kullanımda zayıflama sürecine yardımcı olur ve doğal bir iştah kesici özelliği ile fazla kalori alımını engeller. Sabah ve akşam bir kaşık gül sirkesi, yarım bardak su ile karıştırılarak içildiğinde kilo alımını önleyebilir ve sağlıklı bir şekilde zayıflamanıza yardımcı olur.

Cilt Bakımı ve Sıkılaştırıcı Etki

Cilt üzerinde tonik olarak kullanıldığında, gül sirkesi cildin parlaklığını artırır ve sivilce ile akne izlerini azaltır. Ayrıca, ciltteki lekeleri yok eder ve cildin sıkılaşmasını sağlar. Gergin, berrak ve sağlıklı bir cilt görünümüne kavuşmanıza yardımcı olur.

Ağız ve Diş Sağlığına Destek

Gül sirkesi, diş etlerini güçlendirmekte ve ağız sağlığını iyileştirmekte etkilidir. Diş eti çekilmesi gibi sorunlara karşı doğal bir çözüm sunar. 1 yemek kaşığı gül sirkesi, 1 su bardağı ılık suya eklenerek gargara yapılabilir, böylece diş etleri güçlenir ve ağız sağlığı korunur.

Ateş Düşürme ve Baş Ağrısı İyileşmesi

Gül sirkesi, geleneksel olarak ateşi düşürmek ve baş ağrılarını hafifletmek için kullanılmıştır. Pamuklu bir beze dökülen gül sirkesi, hasta bireylerin alnına, başına ve bileklerine uygulanarak ateşi düşürür ve ağrıyı hafifletir.

Sindirim Sistemi ve Hazmı Kolaylaştırır

Gül sirkesi, hazmı kolaylaştırarak sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur. Ayrıca salatalarda kullanılabilir ve diğer yiyecekler ile birlikte rahatlıkla tüketilebilir.

Cilt Sorunları ve Bebek Bakımı

Sivilce ve akne lekeleri için etkili bir tonik olarak kullanılan gül sirkesi, aynı zamanda bebeklerin pişik sorunlarına da iyi gelir. Doğal formülü sayesinde cilt üzerinde nazik bir etki bırakır ve rahatlık sağlar.

Besler Şifa- Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam olarak, doğanın sunduğu bu şifalı ürünleri sizlere sunarak sağlıklı ve doğal yaşam tarzınızı destekliyoruz. Gül sirkesi, hem vücudunuza hem de cildinize doğal bakım sağlayan mükemmel bir çözüm! 🌸



Sarı Kantaron Yağının Faydaları

Sarı kantaron yağı, doğanın sunduğu en değerli şifalı bitkilerden biridir ve faydaları saymakla bitmez. Alternatif tıbbın önemli bir parçası olarak, pek çok rahatsızlığın tedavisinde kullanılır. Sarı kantaron yağı, bilimsel araştırmalara konu olmuş ve doğal tedavi yöntemleri arasında kendine sağlam bir yer edinmiştir. Peki, sarı kantaron yağı ne işe yarar? İşte sarı kantaron yağının sağlığa faydaları:

Cilt Bakımında Mucizeler Yaratır

  • Cilt hücrelerini yeniler: Sarı kantaron yağı, ciltteki hücre yenilenmesini hızlandırır ve cildin sağlıklı bir şekilde onarılmasına yardımcı olur.
  • Yaşlanmayı geciktirir: Ciltteki ince çizgileri ve kırışıklıkları azaltarak yaşlanma belirtilerinin önüne geçer, cildin daha genç ve canlı görünmesini sağlar.
  • Pürüzsüz ve parlak cilt: Düzenli kullanımda ciltteki pürüzleri giderir, cildi yumuşatarak daha parlak ve sağlıklı bir görünüm kazandırır.
  • Enfeksiyonlarla mücadele eder: Sarı kantaron yağı, bakteriler, virüsler ve mantarlar gibi mikroorganizmalarla savaşarak ciltteki enfeksiyonların iyileşmesini hızlandırır.
  • Deri enfeksiyonlarını tedavi eder: Özellikle ayak mantarı, herpes virüsü kaynaklı yaralar ve diğer cilt enfeksiyonlarını iyileştirici etkisi vardır.
  • Akne izlerine karşı etkilidir: Akne sonrası kalan izlerin giderilmesine yardımcı olur, ciltteki leke ve izlerin görünümünü azaltır.
  • Pişik ve egzama tedavisinde faydalıdır: Ciltteki tahrişleri ve egzama gibi sorunları iyileştirerek rahatlama sağlar.

İç Organlar İçin Koruma Sağlar

  • Sindirim sistemini düzenler: Sarı kantaron yağı, sindirimi hızlandırarak sindirim sistemi sağlığını destekler.
  • Böbrekleri korur: Böbrekleri güçlendirir, vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı olur ve böbrek sağlığını destekler.

Saç Sağlığına Yarar

  • Saç sağlığını destekler: Vitamin ve mineraller açısından zengin olan sarı kantaron yağı, saç köklerini besleyerek sağlıklı saçların büyümesine yardımcı olur.
  • Kepek ve pullanmayı giderir: Saç derisindeki kepek ve pullanmayı tedavi eder, saç derisini besler ve rahatlatır.
  • Saç dökülmesini önler: Saç dökülmesine karşı etkilidir ve saçın güçlenmesine yardımcı olur.

Besler Şifa- Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam olarak, doğanın sunduğu bu eşsiz yağları, cildinizin ve vücudunuzun ihtiyaçlarına göre özenle hazırlıyor ve doğal güzelliğinizi korumanız için size sunuyoruz. Sarı kantaron yağı, doğal bakım rutinlerinizin vazgeçilmezi olabilir. Doğal şifa için Besler Şifa'yı tercih edin! 🌿



Besler Şifa Kitap Evi Doğal ve Kitabın Buluştuğu Mekan

Ankara’da kitap kafe kültürü hızla yayılırken, Besler Şifa Kitap Evi, bu kültüre doğallığı ve bitkisel yaşamı dahil ederek özel bir deneyim sunuyor. Bitkisel kozmetik ve doğal yaşam alanında hizmet veren Besler Şifa, aynı zamanda okuma alanlarıyla ziyaretçilerini doğayla buluşturan bir kitap kafeye de ev sahipliği yapıyor.

Doğal Yaşam ve Bitkisel Kozmetiğe İlgi Duyanlara Özel Alanlar

Besler Şifa Kitap Evi’nde, bitkisel ürünlerin ve doğal kozmetiklerin yanında geniş bir kitap koleksiyonu bulunuyor. Hem sağlık hem de doğa ile uyumlu yaşam konularında kitapları keşfetme imkanı sunan kafe, doğallık ve huzuru bir arada arayanların uğrak noktası. Sakin ve ferah ortamı sayesinde ziyaretçiler hem kitap okuyabilir, hem ders çalışabilir, hem de doğal ürünler hakkında bilgi edinebilir.

Doğal Lezzetlerle Zenginleşen Menüsü

Besler Şifa Kitap Evi, sağlıklı ve doğal içeriklere önem veren ziyaretçileri için taze bitki çayları, organik kahveler ve atıştırmalıklarla dolu özel bir menü sunar. Vegan ve glütensiz seçenekleri de barındıran menüsüyle, ziyaretçiler kitap okurken lezzetli bir mola verebilirler.

Doğa Dostu Etkinlikler ve Atölyeler

Besler Şifa Kitap Evi’nde, doğaya ve sağlıklı yaşama ilgi duyanlara yönelik etkinlikler ve tematik atölyeler düzenlenmektedir. Aromaterapi, bitkisel bakım ürünleri yapımı ve doğal yaşam hakkında bilgilendirici atölyeler ile ziyaretçilere öğrenme ve uygulama fırsatı sunuluyor. Ayrıca yazar-okur buluşmaları ve çeşitli doğa konulu söyleşiler de düzenlenerek, okuma deneyimi doğa dostu bir topluluk etkinliğine dönüşüyor.

Besler Şifa Kitap Evi, doğal yaşam, bitkisel kozmetik ve kitap tutkusunu bir araya getirerek Ankara’da benzersiz bir kitap kafe deneyimi sunuyor.



2024 Promosyon Dönemi: Doğal Yaşamın ve Bitkisel Güzelliğin Yükselişi

2024 promosyon dönemi, değişen tüketici davranışları ve doğallığa yönelen artan taleple, bitkisel kozmetik ve doğal yaşam ürünleri sunan markalar için benzersiz fırsatlar sunuyor. Besler Şifa olarak, bu dönemde hem çevre dostu hem de sağlıklı yaşamı teşvik eden ürünlerimizle öne çıkmaya kararlıyız. Bu yazıda, promosyon sezonunun temel trendlerini ve bu fırsatları değerlendirmenin yollarını sizlerle paylaşacağız.

1. Mobil Alışveriş ve Doğal Ürünlere Erişim Kolaylığı

Mobil alışveriş, doğallık arayışındaki tüketicilerin en çok tercih ettiği yöntemlerden biri haline geldi. 2023'teki Black Friday alışverişlerinin yüzde 50'sinden fazlasının mobil cihazlardan yapılmış olması, bu trendin daha da güçleneceğini gösteriyor. Besler Şifa olarak, mobil dostu web sitemizle kolay gezilebilir, hızlı yüklenen ve güvenli ödeme seçenekleri sunan bir alışveriş deneyimi sağlamaya özen gösteriyoruz. Bu, müşterilerimizin doğal kozmetik ürünlerine her yerden rahatça ulaşabilmelerini mümkün kılacaktır.

2. Sezona Erken Başlamak ve Bilinçli Tüketici Taleplerine Cevap Vermek

Tüketiciler, artık daha erken dönemlerde fırsatları araştırmaya ve bilinçli seçimler yapmaya başlıyorlar. Besler Şifa olarak, promosyon sezonu başlamadan önce cazip indirimler sunmaya ve stoklarımızı hazırlamaya dikkat ediyoruz. Müşterilerimize bitkisel yağlar, doğal kremler ve aromaterapi ürünlerimizle bu dönemin ruhuna uygun sağlık ve güzellik çözümleri sunmayı hedefliyoruz.

3. Kişiselleştirilmiş Doğal Bakım Önerileri ile Müşterilere Değer Katmak

Doğal yaşamın öncüsü olarak, her müşterimizin kendine has ihtiyaçlarını anlıyor ve kişisel bakım önerilerimizi bu doğrultuda sunuyoruz. Araştırmalar, tüketicilerin yüzde 88'inin kişiselleştirilmiş öneriler beklediğini gösteriyor. Besler Şifa, müşterilerimizin geçmiş siparişlerini ve kişisel tercihlerine uygun önerilerde bulunarak doğal yaşam ürünlerimizle kişiye özel bakım rutinleri oluşturmaya önem veriyor.

4. Doğal Ürünlerle Planlanmamış Alışverişlerin Gücünü Keşfetmek

Doğal kozmetik ve yaşam ürünlerine olan ilgi arttıkça, tüketicilerin anlık kararlarla ürünlerimizi tercih etmeleri de yaygınlaşıyor. Araştırmalara göre, tüketicilerin yüzde 52'si plansız alışverişlerinde fiyatın en önemli faktör olduğunu belirtiyor. Besler Şifa olarak, rekabetçi fiyatlandırmamız ve kalitesiyle öne çıkan ürün seçeneklerimizle bu eğilimi avantaja çeviriyoruz. Özellikle bitkisel içerikli ürünlerimizle hem sağlığa hem de bütçeye uygun çözümler sunuyoruz.

5. Gelişmiş Etkileşim ve Yeniden Hedefleme Stratejileri

Bitkisel yaşam ürünlerimizi daha geniş kitlelerle buluşturmak için yeniden hedefleme kampanyaları yürütmek, promosyon döneminin başarı anahtarlarından biridir. Sepetini terk eden müşterilere özel teklifler sunarak onları geri kazanmak ve ilgilerini gerçek alışverişe dönüştürmek üzerine çalışıyoruz. Yeniden hedefleme stratejileri, Besler Şifa'nın doğadan ilham alan ürünlerini yeni müşterilerle buluşturmanın en etkili yollarından biri.

6. Yeni Müşteri Kazanımı ve Doğal Yaşam Farkındalığı

Besler Şifa olarak, doğal yaşamı destekleyen ürünlerimizle yeni müşterilere ulaşmak için sürekli büyümeye odaklanıyoruz. Potansiyel müşterilerle doğal kozmetik çözümlerimizi tanıştırmak için kampanyalar ve tanıtımlar düzenliyoruz. Yüksek potansiyelli kullanıcılarla etkileşim kurarak, bitkisel içerikli ürünlerimizin faydalarını daha geniş kitlelere sunmayı hedefliyoruz.

7. Markamızın Farkındalığını Artırmak ve Doğal Yaşam Tutkusunu Paylaşmak

Promosyon döneminde, bitkisel kozmetik ürünlerimizin kalitesini ve doğal yaşam felsefemizi vurgulayan kampanyalarla müşterilerimize dokunuyoruz. İlgili video ve görsel içeriklerle, markamızın doğallık ve sürdürülebilirlik üzerine kurulu değerlerini yeni kitlelere tanıtmayı amaçlıyoruz.

8. Veriye Dayalı Kararlar ve Optimizasyon Stratejileri

Besler Şifa olarak, veri analizi ve optimizasyonu işimizin merkezine koyuyoruz. Kampanyalarımızın performansını yakından izleyerek sürekli olarak iyileştirmeler yapıyor ve geçmiş promosyon dönemlerinden elde ettiğimiz verilerle gelecekteki stratejilerimizi şekillendiriyoruz. Bu sayede müşterilerimize her zaman en iyi deneyimi sunmayı hedefliyoruz.

Sonuç: 2024 Promosyon Dönemine Hazır Mısınız?

Besler Şifa olarak, 2024 promosyon dönemine doğal kozmetik ürünlerimizle ve sağlıklı yaşam çözümlerimizle güçlü bir şekilde hazırlanıyoruz. İster mobil alışverişte, ister kişiselleştirilmiş önerilerde, isterse de yeni müşteri kazanımında olsun, bu dönemi en iyi şekilde değerlendirmek için stratejilerimizi geliştirdik. Doğadan gelen güzellik ve sağlık ürünlerimizi bu fırsatlarla buluşturmak için sabırsızlanıyoruz.

Unutmayın, Besler Şifa olarak her zaman sağlıklı yaşamı ve doğal güzelliği sizlere sunmayı hedefliyoruz. Müşterilerimizle kurduğumuz bağları güçlendirerek, birlikte sağlıklı ve doğal bir geleceğe adım atıyoruz.



Sürdürülebilirlik ve Küresel Sınır Değerler: Geleceğimiz İçin Hedefler

Dünyanın belirlediği sınır değerleri, insan faaliyetlerinin çevresel etkilerini minimize etmek amacıyla kritik öneme sahiptir. Günümüzde, sürdürülebilir kalkınma amaçları, bu sınır değerlerinin belirlenmesi için bir dizi gösterge ve parametre sunmaktadır. Bu göstergeleri anlamak, çevresel sağlığımızı korumak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak adına elzemdir. Bu bağlamda, "Neyiz ve bu hal neyin nesi?" sorularını sorarak kendimizi değerlendirebiliriz.

İlk belirlenen parametreler, aşağıdaki gibi önemli çevresel faktörleri içermektedir:

  1. İklim Değişikliği: Küresel sıcaklık artışını kontrol altında tutmak, iklim değişikliğinin etkilerini minimize etmek için kritik bir hedeftir.
  2. Biyoçeşitlilik Kaybı: Biyolojik çeşitliliğin korunması, ekosistemlerin sağlıklı işleyişi için gereklidir. Türlerin yok olması, ekosistemlerin dengesini tehdit eder.
  3. Azot Döngüsü: Azot döngüsündeki dengesizlikler, tarımsal üretkenliği ve ekosistem sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Azot ve fosfor döngüleri arasındaki etkileşimler, bu alanlarda dikkatle izlenmelidir.
  4. Fosfor Döngüsü: Fosfor, tarımsal üretim için önemli bir besin maddesidir, ancak aşırı kullanım, su kirliliğine yol açabilir.
  5. Stratosferdeki Ozon Azalması: Ozon tabakasının korunması, UV radyasyonuna karşı korunma ve iklim dengesinin sağlanması için hayati öneme sahiptir.
  6. Okyanus Asitlenmesi: Karbondioksit emilimi nedeniyle okyanusların asitlenmesi, deniz yaşamını tehdit eden önemli bir sorundur.
  7. Küresel Tatlı Su Kullanımı: Tatlı su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı, hem insan sağlığı hem de ekosistem sağlığı için kritik öneme sahiptir.
  8. Arazi Kullanımındaki Değişim: Tarımsal ve kentsel alanların dönüşümü, doğal habitatları tehdit edebilir.
  9. Atmosferik Aerosol Yükü: Aerosol seviyeleri, hava kalitesini ve iklimi etkileyen önemli faktörlerdirr.
  10. Kimyasal Kirlilik: Endüstriyel ve tarımsal kimyasalların çevreye salınımı, ekosistemler ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir.

Bu parametrelerin her biri, hem bireyler hem de toplumlar için sürdürülebilirlik hedefleri belirlemenin temel taşlarını oluşturur. Besler Şifa olarak, çevresel etkilerimizi minimize etmek ve sürdürülebilir uygulamaları benimsemek adına bu göstergelere odaklanıyor; doğal yaşamın korunmasına ve gelecek nesillere daha sağlıklı bir dünya bırakılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyoruz.



Antalya Tarım Fuarı: İnovasyon ve İşbirliği Fırsatları

Geçtiğimiz günlerde Antalya'da düzenlenen Tarım Fuarı'na katılarak, projemizi ziyaretçilere sunma ve tarım yatırımcılarıyla birebir görüşme imkanı bulduk. Bu etkinlik, tarım sektöründeki yenilikleri keşfetmek ve işbirlikleri kurmak için mükemmel bir platform sundu.

Fuar alanında dikkat çekici birçok stand bulunuyordu. Özellikle, sera, sulama, tohum-fide-fidan, bitki besleme ve bitki koruma gibi alanlardaki yenilikler, tarımın geleceği açısından umut verici gelişmeleri temsil ediyordu. Ayrıca, tarımsal hizmetler sunan firmaların standları, tarımsal analiz ve araştırma laboratuvarları, belgelendirme ve paketleme konularında sağladıkları katkıları gözler önüne seriyordu.

Tarım yatırımcılarıyla gerçekleştirdiğimiz ikili görüşmeler, işbirlikleri için önemli fırsatlar sundu. Tarımsal bankacılık ve finans alanında sundukları hizmetler, sürdürülebilir projelerin finansmanı açısından değerlendirilebilirken, akıllı tarım ve teknolojileri ile ilgili yenilikler, tarım süreçlerinin verimliliğini artırma potansiyeline sahip.

20 Kasım'da kapılarını açan ve sektördeki son yenilikleri keşfetme imkânı sağlayan GROWTECH. ANTALYA, 4 gün boyunca 135 ülkeden gelen ziyaretçilerini, 285 'i uluslararası olmak üzere 684 katılımcı ile buluşturarak global iş birliklerine ivme kazandırdı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Antalya ve Türkiye ekonomisine önemli bir katkı sağlayan GROWTECH. ANTALYA, tarım sektöründe öncü ülkelerin inovasyon ve teknolojilerinin sergilendiği bir buluşma noktası oldu. 

Fuar ayrıca, basın ve medya ile kamu kurum ve kuruluşları, büyükelçilikler ve derneklerin katılımıyla sektörün tüm paydaşlarının bir araya gelmesine olanak sağladı. Eğitim alanında da okullar, liseler ve üniversitelerin temsilcileri, tarımsal eğitim ve araştırmaların önemini vurguladı. Keşfetmek, büyütmek ve kazanmak için 19-22 Kasım 2025'te görüşmek üzere!

Besler Şifa olarak, bu tür etkinliklere katılarak sektörün dinamizmini takip etmekte ve yenilikçi yaklaşımlar geliştirmekte kararlıyız. Tarım alanında işbirlikleri kurarak, doğal kaynakları daha verimli kullanmayı ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeyi hedefliyoruz. Gelecekte, bu fuar gibi platformlarda yer alarak, projelerimizi daha geniş kitlelerle buluşturmayı ve sektördeki etkimizi artırmayı sürdüreceğiz.



Azerbaycan’ın Şifalı Yiyecekleri ve Gelenekleri

Azerbaycan mutfağı, zengin çeşitliliği ve sağlık üzerindeki olumlu etkileri ile bilinir. Elçibey’in yaşadığı dönemde olduğu gibi günümüzde de Azerbaycan halkı, sağlıklı beslenme geleneklerini sürdürmektedir. Bu bağlamda, bazı şifalı yiyecekler ve içecekler şunlardır:

  • Şalgam: Şalgam suyu, özellikle kış aylarında tüketilen ve bağışıklık sistemini güçlendiren bir içecektir. İçeriğindeki vitaminler ve mineraller sayesinde sindirim sistemine de fayda sağlar.

  • Döner: Azerbaycan döneri, kuzu etinin baharatlarla marine edilip, şişte pişirilmesiyle hazırlanan lezzetli bir yemektir. Protein açısından zengin olup, kas sağlığına katkıda bulunur.

  • Bal: Azerbaycan’da üretilen doğal ballar, birçok hastalığın tedavisinde ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir. Özellikle çörek otu ve propolis ile harmanlanmış ballar, sağlık açısından oldukça değerlidir.

  • Çay: Azerbaycan çayı, geleneksel bir içecek olup, genellikle taze nane veya kekik ile servis edilir. Sindirim sistemini rahatlatarak, stresi azaltmaya yardımcı olur.

  • Zerdeçal: Bu baharat, anti-inflamatuar özellikleri ile bilinir. Azerbaycan mutfağında çeşitli yemeklerde kullanılarak sağlık açısından birçok fayda sağlamaktadır.

Azerbaycan halkı, yalnızca yiyecekleri değil, aynı zamanda geleneksel sağlık ritüellerini de yaşatmaktadır. Örneğin, düğünlerde ve özel günlerde sunulan şekerli süt, misafirlere ikram edilen sağlıklı bir içecektir. Ayrıca, hastalık dönemlerinde hazırlanan bitkisel çaylar ve şifalı karışımlar, halk arasında yaygın olarak kullanılmaktadır.

Elçibey'in yaşamı ve Azerbaycan'ın kültürel zenginlikleri, sağlık ve beslenme konusunda köklü gelenekleri yansıtmaktadır. Bu gelenekler, hem bireylerin hem de toplumun sağlıklı yaşam biçimlerini sürdürmesine katkıda bulunmaktadır.

Elçibey'in kısa hayatı

Nahçıvan'da bulunan kaleki Köyü'nün Halil Yurdu yaylasında 24 Haziran 1938 yılında dünyaya geldi. Şimdiki Bakı Üniversitesi Şarkşunaslık yani Doğubilimciliği Fakültesi Arap dili ve edebiyatı bölümünü tamamladı. 

Mısır'da tercümanlık görevinden sonra Asya ve Afrika ülkeleri tarihi kürsüsünde (Tolunoğulları Devleti tez konusu) dersler vermeye başladı. Daha sonra 41 yaşında 1979'da Halime hanımla evlendi ve Çilenay kızı, Erturgut oğlu dünyaya geldi. El yazmaları enstitüsünde 1980 çalışma hayatına devam etti. Bir yandan dernek gibi hareketlerle siyasi çalışmalar yaptı mesela 1988 yılında açık havada yaptığı konuşmada; "Azerbaycan ülkemiz Rus ve Fars emperyalizmi tarafından ikiye bölünerek köle bir milletin yurduna çevrildi. Tarihte Şah İsmail tanırsınız topraklarımızı birleştirerek bir buçuk milyon kilometrekare toprağı Malik büyük Azerbaycan Devleti'ni kurmuştu" dedi.

Ilk Azerbaycan Devleti (1918-1920) kurucusu Mehmet Emin Resulzade ve İsmail Gaspıralı takip etmiş milli bir ülkü çerçevesinde yürümüş, 'Bey' lakabıyla Azerbaycan lideridir başka bir tabirle azatlık Meydanı'nın Piri ve Aksakallı sıdır. 1993'te cumhurbaşkanı olması hasebiyle Sovyetler Birliği dağılmasından sonra ilk reisi Cumhurdur. 

Cumhurbaşkanlığından (1993), vefatına (22 Ağustos 2000) kadar Güney Azerbaycan'ın ve mevcut Kuzey Azerbaycan'ın birleştirme ve Tebriz Başkentligi'nde Büyük Azerbaycan devletini kurma arzusuyla yaşamıştır.

Kendi tabiriyle Azerilerin 73 yıllık bağımsızlık arzunu rüşvet ve Rus yanlısı komutan ve valiler akamete uğratmıştır, demiştir. 17 Haziran 1993'te Gence isyanıyla düşürülmüştür. Yine kendi tabiriyle, "İsyanın 6 ilçeye ve bir milyon vatandaşın mülteci olacağını bilseydim görevimden kesinlikle ayrılmazdım", demiştir.

Kaynak;

Elçibey, Uğur Güler Ötüken Yayınları 2006 İstanbul

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;

Şifanız daim olsun. 



Tıbbi Kokulu Bitkilerin İlaç Sanayisinde Kullanımı

Ülkemizde tıbbi ve aromatik bitki denince akla ‘aktarlar’ ve ‘kocakarı’ ilaçları gelmektedir.  Yani yıllardır halkın kullanımındayken tıp biliminde çeşitli sebeplerden dolayı uzak kalınmış ve halende ilgilenilmemektedir. 

“1950’li yıllarda Tıp Fakültelerinin eğitim programlarından bitkilerle tedaviyi de içine alan Materia Medica dersinin çıkarılması sonucu, hekimlerimiz tıbbi ve aromatik bitkiler konusunda eğitim almadan mezun olmaktadırlar. Avrupa ve Amerika’da, hiç olmazsa, alternatif ve tamamlayıcı tıp adı altında bu eğitim verilmekte iken ülkemizde henüz yeni girişimler gözükmemektedir.

Hekimlerimizin, kökenini bilerek veya bilmeyerek reçetelerine yazdığı morfin, kodein, papaverin, kinin, kinidin, atropin, hiyosin, digitoksin, digoksin, sennozit, taksol, rezerpin, rutin, vinkristin, vinblastin, mentol, timol, ökaliptol, ginkgo ekstresi, ginseng ekstresi, vb. gibi yüzlerce ilaç hammaddesi bitkilerden elde edilmektedir. 

Bir iki istisna dışında bütün antibiyotikler ve mantar öldürücü ilaçlar mikroorganizmalar tarafından üretilmektedir.  Bilhassa, Almanya’da bitkisel ilaç endüstrisinin gelişmiş olması ve piyasada çok sayıda bitkisel ilaç bulunması, 1980’lerin başında, halkın hekimleri reçetelerine bitkisel ilaç yazmaya zorlamaları sonucunu doğurmuş ve bu talep artışı, Tıp öğrencilerinin baskısıyla Tıp Fakültelerini ders programlarına bitkilerle tedavi dersleri koymaya itmiştir. Ülkemizde ne yazık ki ilaç sanayimiz çok az sayıda bitkisel müstahzar üretmektedir ve bu yüzden Türkiye ithal bitkisel ilaç ve çayların kontrolsüz pazarı haline gelmiştir. Pek çok bitkisel formül “gıda takviyesi” sınıfına dâhil edilip Tarım Bakanlığının izniyle yurda girmekte ve Sağlık Bakanlığı’nın konuya gereken hassasiyeti göstermemesi yüzünden farklı standartlarda çok sayıda yerli ve yabancı bitkisel ürün kontrolsüz bir şekilde kullanıma sunulmaktadır.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.



Doğal Kozmetik ve Zehirsiz Yaşam

Günümüzde, doğal yaşamın ve sağlıklı beslenmenin önemi giderek daha fazla vurgulanıyor. Ancak, sadece sofralarımızda değil, cildimize sürdüğümüz ürünlerde de sağlıklı ve zararsız içeriklerin kullanılması büyük önem taşıyor. Besler Şifa olarak, doğal bitkisel kozmetik ürünlerimizle zehirsiz bir yaşamı destekliyoruz. Bu yazıda, zehirsiz kozmetik ürünlerin önemi ve bu alandaki en iyi uygulamaları sizlerle paylaşacağız.

Zehirsiz Kozmetik Ürünler: Neden Önemli?

Pestisitler ve diğer kimyasal maddeler, yalnızca tarımda değil, kozmetik ürünlerde de yaygın olarak kullanılan bileşenlerdir. Bu maddeler, cilt sağlığını olumsuz etkileyebilir ve uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Besler Şifa olarak, ürünlerimizde pestisit ve zararlı kimyasalları minimumda tutarak, cilt sağlığınızı koruma altına alıyoruz. Zehirsiz kozmetik ürünler, sadece cildinize iyi gelmekle kalmaz, aynı zamanda çevreye de duyarlıdır. Bu nedenle, ürünlerimizde kullandığımız hammaddeler, çevreye zarar vermeyen yöntemlerle elde edilir.

Alternatif Yöntemlerle Doğal Güzellik

Besler Şifa’nın ürünlerinde, pestisit kullanımını en aza indiren ve doğal kaynakları koruyan alternatif yöntemler uygulanmaktadır. İşte bu yöntemlerden bazıları:

Biyoteknik Mücadele: Bitkisel hammaddelerimizin yetiştirilmesinde, zararlılarla mücadelede biyoteknik yöntemler kullanıyoruz. Bu sayede, zararlı kimyasallar yerine, bitkilerin doğal savunma mekanizmaları devreye giriyor.

Biyolojik Müdahaleler: Zararlıları kontrol altına almak için doğanın kendi dengesini kullanmak, bizim için önemlidir. Bu nedenle, zararlılarla mücadelede biyolojik müdahaleler uyguluyoruz. Doğal düşmanları kullanarak bitkilerimizin sağlığını koruyoruz.

Kültürel Önlemler: Bitkilerin sağlıklı büyümesi ve zararlılardan korunması için, doğru ekim tekniklerini ve uygun toprak işlemlerini tercih ediyoruz. Bu kültürel önlemler, bitkilerin direncini artırırken, pestisit kullanımını da en aza indiriyor.

Permakültür Teknikleri: Sürdürülebilir tarım ve kozmetik üretiminde permakültür teknikleri büyük bir yer tutuyor. Besler Şifa olarak, ürünlerimizde kullanılan bitkiler için permakültür yöntemlerini benimsiyoruz. Bu yöntemler, ekosisteme zarar vermeden, doğal döngüleri koruyarak üretim yapmamızı sağlıyor.

İyi Uygulamalar ve Zehirsiz Kozmetik Ürünler

Zehirsiz bir yaşam için iyi uygulamaları takip etmek ve bu konuda sürekli olarak kendimizi geliştirmek, Besler Şifa olarak en büyük önceliğimizdir. Ürünlerimizin üretim sürecinde, hem insan sağlığına hem de çevreye duyarlı yöntemler kullanıyor, bu alandaki en iyi uygulamaları yakından takip ediyoruz. Zehirsiz kozmetik ürünlerle, cildinizi doğal yollarla beslerken, doğanın dengesini de korumuş oluyorsunuz.

Sonuç: Besler Şifa ile Zehirsiz Güzellik

Besler Şifa olarak, doğal güzellik ve sağlıklı yaşamı destekleyen, zehirsiz kozmetik ürünler sunuyoruz. Zehirsiz sofralar kadar zehirsiz kozmetik ürünler de hayat kalitemizi artırır ve sağlığımızı korur. Bizimle, sadece cildinize değil, doğaya da iyi bakmış olursunuz.

Zehirsiz bir yaşamı benimsemek ve bu konuda daha fazla bilgi almak için siz de Besler Şifa’yı tercih edin. Doğal ve zararsız ürünlerimizle, hem kendinizi hem de sevdiklerinizi koruyun.

Hepsi ve daha fazlası; https://zehirsizsofralar.org/alternatif-teknikler/

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;

Şifanız daim olsun. 



BRICS'in Yükselişi: Küresel Diplomasinin Yeni Dinamikleri

Çin, uzun yıllar içinde bulunduğu Maocu ideolojik sınırları aşarak küresel ekonomiye adım attı ve 2001’de Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) katılarak bu süreci hızlandırdı. Çin’in dünyaya açılması ve Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte yepyeni bir dünya düzeni şekillendi. Bu tarihi değişim, günümüzde Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS ülkelerinin yükselişiyle somutlaşıyor.

BRICS’e baktığımızda, Çin’in dominant pozisyonunun dikkat çektiğini görüyoruz. Ekonomik olarak diğer BRICS ülkelerinin çok üzerinde bir güce sahip olan Çin, bu işbirliği üzerinden küresel etkisini daha da derinleştirme potansiyeline sahip. Çin’in, özellikle bu işbirliğiyle stratejik bölgelerdeki varlığını ve ticaret yollarını güvence altına almayı hedeflediği de bazı analizlerde öne sürülüyor. Henüz Şangay İşbirliği Örgüyü gibi ismi kapsayıcı değil. BRICS gerçekten bağımsız, kapsayıcı ve eşitlikçi bir işbirliği mi, yoksa Çin’in baskın gücüyle empoze ettiği yeni bir tür “Bir Kuşak, Bir Yol” stratejisinin genişletilmiş bir versiyonu mu?

Ancak BRICS’in yükselişi, dünya için henüz yeni bir vizyon veya ideoloji sunmuş değil. Bu işbirliği, belirli bir kıta veya bölgeyi temsil etmekten çok, ekonomik çıkarlar etrafında toplanmış, sınırlı bir işbirliği modeli olarak kalıyor. Türkiye’nin Afrika kıtasıyla geliştirdiği anlamlı ilişkiler göz önüne alındığında, BRICS’in küresel açılımlarında bu denli bir derinlik henüz yok.

Batı ülkelerinin, bu ülkelerin meşru çıkarlarına yönelik savunmacı tavrını bırakması gerektiği artık çokça dile getiriliyor. Yükselen güçlerin, artan ekonomik etkilerinin kendilerine daha fazla sorumluluk yüklediğini anlamaları ve bu sorumlulukların gerekliliklerini yerine getirmeleri bekleniyor.

Nükleer silah ve yapay zekanın hızla geliştiği günümüzde, uluslararası savaşlar her zamankinden büyük tehditler oluşturuyor. Hem G-7 hem de genişlemekte olan BRICS+ ittifakı, bu yeni çağın küresel riskleriyle yüzleşmek zorunda. BRICS’in, Çin ve Rusya gibi iki güçlü otoriter liderin önderliğinde olması, bu ittifakın diplomatik sorumluluklarını daha da kritik hale getiriyor. Uluslararası kamuoyunun, BRICS’in hangi kurallara uyacağını ve küresel ölçekte nasıl bir sorumluluk alacağını öğrenmeye hakkı var.

BRICS'in geleceği açısından Japonya, Malezya gibi Doğu Asya ülkelerinin Hint Okyanusu sahil ülkeleriyle birlikte bu işbirliğine katılması stratejik bir adım olabilir. Benzer şekilde, Güney Amerika’nın da dünya için yeni bir vizyon geliştirmesi, küresel ilişkilerin dengelenmesine katkı sağlayabilir. Bu süreçte Türkiye de savrulmalar yerine kendine yeni bir vizyon çizmeli ve bu dönüşümde etkin bir rol oynamalıdır.

Dünya, BRICS’ten ve tüm yükselen güçlerden net bir vizyon, sorumlu bir yaklaşım ve şeffaf bir politika bekliyor. Yeni bir dünya kurulur, Türkiye'de yerini alır.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;

Şifanız daim olsun. 



Udi Hindi’nin Şifalı Gücü: Eski Tıptan Modern Yaşama Doğal Bir Mucize

Udi Hindi, doğal tedavi yöntemlerinde köklü bir geçmişe sahip, zengin şifalı özellikleriyle öne çıkan bir bitkidir. Özellikle Hindistan’da yetişen bu bitkinin sağlık açısından faydaları, geçmişte hem İslam kaynaklarında hem de geleneksel tıp kaynaklarında detaylıca anlatılmıştır. Ünlü hadislerden birinde Udi Hindi’nin yedi türlü şifa kaynağı olduğu belirtilmiş ve özellikle solunum yolu hastalıklarına iyi geldiği vurgulanmıştır. "Şu Udihindi'yi kullanmaya devam ediniz. Çünkü bu 'Hind bitkisi'nde  yedi türlü şifa vardır. Zatu'l-Cenb (akciğer zarında balgamlı, iltihaplı bir hastalık olan plörezi) hastalığının ilacı ondadır. O, uzre denilen boğaz hastalığı için buruna çekilir. Zatu'l-Cenb hastalığı için de, (su ile) hastaya ağızdan verilip içirilir." (Müslim, C:7, H.no:2214).

Bu blog yazımızda, Udi Hindi’nin içerdiği faydalı bileşenleri ve farklı rahatsızlıklara iyi gelen kullanımlarını inceleyeceğiz.

İçeriğinde Neler Var?

Udi Hindi, birçok aktif bileşen içermektedir. Bu bileşenlerin bazıları şunlardır:

  • İnülin: Sindirim sistemini destekler.
  • Rezin: Ağrı kesici özellik gösterir.
  • Cichorin ve Glikozid: Bağışıklık sistemini destekler.
  • Mishil: Kan pıhtılaşmasını önleyici bir etkiye sahiptir.

Udi Hindi’nin Faydaları ve Kullanım Alanları

1. Mide Ülseri: Udi Hindi tozu, zeytinyağı ile karıştırılarak sabahları aç karnına 1 fincan tüketildiğinde mide ülseri için şifa sağlayabilir.

2. Baş Ağrısı: Baş ağrılarına karşı, Udi Hindi tozu bal şerbetiyle karıştırılarak içilebilir. Bu karışım doğal bir ağrı kesici olarak işlev görür.

3. Bademcik İltihabı: Bademcik iltihabında, Udi Hindi unu zeytinyağı ile karıştırılarak buruna çekilebilir. Bu yöntem özellikle boğaz iltihapları için etkili bir çözümdür.

4. Kulak Ağrısı: Kulak ağrısı için, Udi Hindi tozu zeytinyağı ile birlikte su buharında kaynatılıp, kalan yağ damla halinde kulağa damlatılabilir.

5. Nezle ve Soğuk Algınlığı: Nezleye karşı, Udi Hindi tütsüsü yapılabilir. Bu tütsü sinüs yollarını açarak rahatlama sağlar.

6. Böbrek Kumları: Udi Hindi kaynatılarak balla tatlandırılıp içildiğinde böbreklerdeki kumları dökmeye yardımcı olabilir.

7. Sıtma: Udi Hindi unu, soğuk bal şerbetiyle karıştırılarak sıtma gibi ateşli hastalıklara karşı kullanılabilir.

8. Karaciğer ve Mide Ağrıları: Udi Hindi kaynatılıp balla tatlandırılarak içildiğinde, karaciğer ve mide ağrılarının hafiflemesine yardımcı olur.

9. Romatizma ve Eklem Ağrıları: Romatizmal ağrılar için, Udi Hindi tozu zeytinyağı ile kaynatılıp kalan yağ ile masaj yapılabilir.

10. Tıkanıklık Giderici: Solunum yollarını açmak için Udi Hindi kaynatılıp balla tatlandırılarak içilebilir. Özellikle astım ve bronşit hastalarına fayda sağlar.

Udi Hindi ile Doğal Bir Sağlık Ritüeli: Güçlü Bir İçecek Tarifi

Bu bitkiden tam anlamıyla faydalanmak isteyenler için pratik bir tarif:

  • 1 çay kaşığı Udi Hindi tozunu, 1 bardak kaynamış suyla karıştırın.
  • Karışım içilecek duruma gelince, 1 çay kaşığı bal ekleyin.
  • Sabah ve akşam yemeklerden yarım saat önce tüketin.

Bu karışımı düzenli kullanmak, iltihabi hastalıklardan korunmada ve bağışıklık sistemini güçlendirmede yardımcı olur. Bir aylık düzenli kullanım sonrasında kanı sulandırarak dolaşımı iyileştirir, tansiyonu dengeler ve beyin sağlığını destekler.

Diğer Faydaları

  • Kanı sulandırır, damarları temizler ve kan-damar sistemi için şifalıdır.
  • Safra söktürücü özelliği sayesinde sindirim sistemini destekler.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirerek alerji semptomlarını hafifletir.
  • Kronik bronşit ve astım hastaları için destekleyici bir bitkidir.

Udi Hindi, geleneksel tıp dünyasında kendine önemli bir yer bulmuş, şifa gücü yüksek bir bitkidir. Siz de doğal bir sağlık destekleyici arıyorsanız, Udi Hindi’nin bu özel faydalarından yararlanmayı düşünebilirsiniz. Ancak herhangi bir bitkisel ürünü düzenli kullanmadan önce mutlaka bir uzmana danışmanız önerilir.

Sağlıkla kalın!

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;

Şifanız daim olsun. 



Etik Pazarlama ile Doğal Güzelliğe Yolculuk: Besler Şifa’nın Yaklaşımı

Etik pazarlama, günümüz iş dünyasında sadece bir trend değil, aynı zamanda bir gereklilik haline gelmiştir. Bu yaklaşım, markaların şeffaf, adil ve sorumlu olma taahhütlerini içermekte ve bu değerleri tüketicilerine iletmeyi amaçlamaktadır. Besler Şifa olarak, doğal bitkisel kozmetik ürünlerimizin her aşamasında etik pazarlama ilkelerini benimsemekteyiz. Bu yazıda, etik pazarlama anlayışımızın detaylarını ve bunun markamız üzerindeki etkilerini sizlerle paylaşacağız.

Şeffaflık: Doğal ve Gerçekçi Vaatler

Besler Şifa olarak, ürünlerimizle ilgili her konuda müşterilerimize karşı açık olmayı ilke edindik. Örneğin, ürünlerimizin içerik listeleri, üretim yöntemleri ve teslimat süreleri konusunda tam şeffaflık sağlıyoruz. Bu sayede, müşterilerimiz ne aldıklarını ve bu ürünlerin kendilerine nasıl fayda sağlayacağını net bir şekilde biliyorlar. Şeffaflık, uzun vadede müşteri sadakati ve güvenini artıran en önemli unsurlardan biridir. Müşterilerimize verdiğimiz tüm bilgiler doğru ve günceldir, bu da bizi diğer markalardan ayıran önemli bir faktördür.

Değerlerimize Sadık Kalıyoruz

Besler Şifa’nın temel değerlerinden biri, sürdürülebilirlik ve çevre dostu üretim süreçleridir. Sürdürülebilir uygulamaları desteklediğimizi sadece söylemekle kalmıyoruz; aynı zamanda bu konuda somut adımlar atıyoruz. Ürünlerimizde kullandığımız tüm hammaddeler, çevreye ve insan sağlığına duyarlı bir şekilde üretilir. Ayrıca, üretim sürecimizde enerji tasarruflu yöntemler ve geri dönüştürülebilir ambalajlar kullanarak doğaya olan etkilerimizi en aza indiriyoruz. Bu uygulamalar, müşterilerimizin de bizimle aynı değerlere sahip olduklarını ve bu değerlere önem verdiklerini gösteriyor.

Gerçekçi Vaatler: Müşteri Memnuniyetine Giden Yol

Ürünlerimiz hakkında abartılı vaatlerde bulunmamak, etik pazarlama anlayışımızın bir diğer önemli bileşenidir. Bunun yerine, ürünlerimizi kullanan müşterilerimizin deneyimlerini ve elde ettikleri sonuçları ön plana çıkarıyoruz. Bu yaklaşım, müşterilerimize samimi ve gerçekçi bir perspektif sunarak onların beklentilerini doğru bir şekilde yönetmemizi sağlıyor. Ürünlerimizin sağladığı faydaları dürüst bir şekilde aktararak, müşterilerimizin bilinçli ve güvenilir bir şekilde karar vermelerine yardımcı oluyoruz.

Bilgilendirme: Güçlü ve Sadık Müşteriler Yaratmak

Bilgi, gücün temelidir ve Besler Şifa olarak müşterilerimizi her zaman en iyi şekilde bilgilendirmeye özen gösteriyoruz. Ürünlerimizin içeriği, kullanım şekilleri ve sağladıkları faydalar hakkında ayrıntılı bilgi sunarak, müşterilerimizin doğru seçimler yapmasını sağlıyoruz. Bilgilendirilmiş bir müşteri, ürünlerimize daha fazla güven duyar ve bu da müşteri sadakatini artırır.

Sonuç: Etik Pazarlamanın Gücü ile Güçlenen Bir Marka

Besler Şifa olarak, etik pazarlama ilkelerine bağlı kalmak sadece bir tercih değil, aynı zamanda markamızın temel taşıdır. Şeffaflık, sürdürülebilirlik, gerçekçi vaatler ve müşteri bilgilendirmesi gibi ilkeler, markamızın büyümesine ve müşteri sadakatinin artmasına katkı sağlamaktadır. Etik pazarlama sayesinde, sadece ürünlerimizin kalitesi değil, aynı zamanda markamızın güvenilirliği de ön plana çıkmaktadır.

Besler Şifa’nın etik pazarlama anlayışı, doğal güzelliğe giden yolda size en iyi rehber olacaktır. Bu yolculukta bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini 
İnstagram vitrininden  yada 
Trendyol mağaza'mız veya 

Hepsiburada Mağaza'mızdan temin edebilirsiniz. 

Tarımsal Ormancılığın 5 Yöntemi

 Doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının önemi her geçen gün artıyor. Tarımsal ormancılık, bu ihtiyaçlara yanıt veren, doğayla uyumlu bir tarım sistemi olarak öne çıkıyor. Ağaçların, meraların ve tarım arazilerinin bir arada kullanılması anlamına gelen tarımsal ormancılık, toprağı koruma, biyolojik çeşitliliği artırma ve verimi iyileştirme gibi pek çok avantaja sahip. 

Tarımsal ormancılık ağaçları ve çalıları, doldurulmamış kontur bantlarına, teras kenarlarına, kesme kanallarına, oluk kontrolüne, çitlere, meralara, nehir kıyılarına ve korunan alanlara değer katabilir. Azot fikse eden bakterilere sahip ağaçlar ve çalılar, uygun yöntemler ve türler kullanılıyorsa, başlamak için iyi ve değerli öncü bitkiler olabilir. Birçok orman ve meyve türü için açık infertil topraklarda başlamak zordur. Sadece çitle çevirmek ve bir alanın uzun yıllar kullanılmasını yasaklamak pahalı olabilir ve kabul edilmesi zor olabilir. Yerel fayda önemli olacak ve erken gelecekse, ortalama yıllarda yerel anlaşmalar yapılabilir ve bunlara saygı gösterilebilir. Sadece bitki örtüsünün “doğal” yeniden kurulmasını beklemek değişken sonuçlar verebilir. En bozulmuş, aşırı otlanmış ve aşınmış bölgelerde, yalnızca en az değerli türler hayatta kalmış olabilir, ayrıca sert tohumlar ve canlı kökler ve gövdeler bulunabilir. Yağmur ormanı ağaçları ve meyve ağacı tohumları genellikle sadece birkaç hafta hayatta kalır ve kururlarsa ölürler. Bu tür tohumlara ortodoks tohumlarının aksine inatçı denir. Ayrıca tozlaşma ve tohum yayma için özel hayvanlara da bağımlı olabilirler. Bozulmuş arazide minimum ve sabit bir besin kaynağı olmadan, hayvanları otlatmak için uygun olmayan en sert otları bile (sıklıkla kullanılan Vetiver türleri gibi) kurmak yavaş ve maliyetli olabilir. Örneğin meyve veya yem ağaçları içeren tarımsal ormancılık, teras kenarları da dahil olmak üzere kalıcı koruyucu bitki örtüsüne sahip kontur şeritlerine değer katmak için esastır ve çiftçilerin üzerlerinde, örneğin Kenya’da arazi kullanmaları için önemlidir. 

Gelin, Avrupa Tarımsal Ormancılık Federasyonu'nun (EURAF) tarımsal ormancılık ve farklı uygulama türleri üzerine bir göz atalım.

1. Silvopastoral Tarımsal Ormancılık: Orman Mera Sistemleri

Silvopastoral sistemler, orman ve mera alanlarının bir arada kullanıldığı tarımsal ormancılık yöntemleridir. Bu yöntem, ormanlık alanlarda hayvanların otlatılmasına olanak tanıyarak hem tarımsal hem de çevresel yarar sağlar. Hayvanlar, orman zemininin temizlenmesine yardımcı olurken toprağa doğal gübre katkısında bulunur ve biyoçeşitliliği destekler. Bu yöntem özellikle su kaynaklarını ve toprağı koruma amacı taşıyan hassas bölgelerde tercih edilir.

2. Ormanlaştırılabilir Tarımsal Ormancılık: Ağaçlandırma Uygulamaları

Ormanlaştırılabilir tarımsal ormancılık, belirli alanların ağaçlandırılarak ekosistemi iyileştirmeyi amaçlar. Ağaçlandırma uygulamaları farklı yöntemlerle yapılabilir:

Ağaçlık Alan Ekimi: Çiftliklerde, bahçelerde ya da açık arazilerde ağaçların ekimiyle sürdürülebilir orman alanları oluşturulur.

Koruluk Alan Ekimi: Koruluklar, çeşitli ağaç türlerinin bir araya getirilmesiyle küçük orman alanları yaratır. Bu alanlar, toprak erozyonunu önleyerek ekosistemi güçlendirir.

Çok Katmanlı Ağaç Bahçeleri: Bu uygulama, farklı bitki ve ağaç katmanlarının bir arada bulunduğu bir tarımsal sistem sunar. Örneğin, ağaçlar ve çalılar altında sebze ekimi yapılarak alanın en iyi şekilde değerlendirilmesi sağlanır.

3. Kalıcı Ürün Tarımsal Ormancılık: Meyve Bahçesi Ara Ekimi ve Otlatma

Kalıcı ürün tarımsal ormancılık, meyve ağaçlarının altında ya da çevresinde başka ürünlerin yetiştirilmesini veya hayvan otlatılmasını kapsar. Bu yöntem, araziden maksimum verim almayı hedefler:

Meyve Bahçesi Ara Ekimi: Meyve ağaçlarının altına sebze veya tahıl ekimi yapılması, ürün çeşitliliğini artırarak araziyi daha verimli kullanma imkanı sağlar.

Meyve Bahçesi Otlatma: Hayvanların meyve bahçelerinde otlatılması, doğal gübre sağlarken yabani otları da kontrol altında tutar. Bu yöntem, özellikle meyve ağaçlarının büyümesini teşvik ederek toprak sağlığını destekler.

4. Tarımsal-Orman-Mera Sistemi: Dönüşümlü Ekim ve Otlatma

Dönüşümlü ekim ve otlatma yöntemi, tarla ekimi ve otlatma alanlarının sırayla kullanılmasıyla toprağın dinlendirilmesini sağlar. Bu döngüsel sistem, toprağın besin değerini koruyarak uzun vadede verimliliği artırır. Aynı zamanda, erozyonu önler ve toprakta daha fazla organik madde birikmesine katkıda bulunur.


5. Ağaç Peyzaj Özellikleri: CAP Koşulluluk Kuralları ile Korunan Alanlar

Tarımsal ormancılığın bir diğer önemli bileşeni ise Ağaç Peyzaj Özellikleridir. Bu alanlar, ekosisteme sağladıkları katkılar nedeniyle CAP (Ortak Tarım Politikası) Koşulluluk Kuralları ile korunmaktadır. Korunan alanlar şunları içerir:

Korunan Çitler: Tarla sınırlarına ekilen çit ağaçları, rüzgarı keserek toprağı korur ve yaban hayatı için yaşam alanı sunar.

Dağınık Tek Ağaçlar: Tek tek ağaçların dağınık halde bulunması, tarım alanında ekosistem dengesine katkıda bulunur.

Sıra Halinde Ağaçlar: Ağaç sıraları, estetik katkı sağlarken, rüzgar ve su erozyonunu engeller.

Küçük Ağaç Grupları

: Küçük ağaç grupları, toprak koruma ve mikrohabitat oluşturma konusunda önemli bir role sahiptir.

Tarımsal Ormancılığın Avantajları

Tarımsal ormancılık sistemlerinin çevre dostu olması, toprak ve su kaynaklarını koruması, biyolojik çeşitliliği artırması gibi birçok avantajı vardır. Bu sistemler sayesinde tarımsal üretim yapılırken aynı zamanda sürdürülebilir bir doğal denge sağlanır. Çiftçiler için ise ekonomik çeşitlilik sunarak, uzun vadede maliyetleri düşürme ve gelir artırma potansiyeli taşır.

Avrupa Tarımsal Ormancılık Federasyonu'nun (EURAF) "MapMyTree" platformunu kullanarak yaptığı son analiz, Akdeniz bölgesindeki faaliyetlerin büyük ölçüde ağaçlandırma ve yeniden ağaçlandırmaya odaklandığını göstermektedir. Yeni tarımsal ormancılık sistemlerinin kurulması, yani tarımsal ormancılığın ilerlemesi ise mütevazı bir seviyede kalmıştır. Buna karşın, tarım arazilerine dikilen ağaç sayısı ve dikim faaliyetlerinin ölçeğinde önemli başarılar elde eden birkaç "tarımsal ormancılık şampiyonu" dikkat çekmektedir. Ayrıca, EURAF'ın tarımsal ormancılık tipolojisi 20’den fazla dile çevrilerek yaygınlaşmıştır.

Sonuç

Tarımsal ormancılık ve silvopastoral sistemler, sürdürülebilir tarım uygulamaları arayanlar için doğa dostu çözümler sunar. Toprağı ve suyu koruyan, biyolojik çeşitliliği artıran bu yöntemler, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir çevre bırakmamızı sağlar. Bu sistemlerin benimsenmesi, yalnızca çiftçilerin değil, hepimizin faydasına olacak çevresel ve ekonomik katkılar sunar.

 bu konuda bir makale

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini 
İnstagram vitrininden  yada 
Trendyol mağaza'mız veya 

Hepsiburada Mağaza'mızdan temin edebilirsiniz. 




Yarının Köyleri: Kırsal Kalkınmaya Dijital Dönüşümle Güç Katmak

Dijitalleşme, kırsal kalkınmayı sürdürülebilir kılmak ve yerel ekonomileri güçlendirmek adına büyük bir fırsat sunuyor. Bu vizyonla Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Türkiye’nin önde gelen e-ticaret platformlarından Trendyol’un iş birliğiyle yürütülen "Yarının Köyleri" projesi, Türkiye’nin farklı köylerinde dijital merkezler kurarak yerel halkın teknolojiyle buluşmasını sağlıyor. Bu proje, doğal ve yerel üretimin değerini küresel pazarlara taşımanın kapısını aralıyor.

Taraklı’da Açılan Dijital Merkez ile Kırsal Güçleniyor

Projenin üçüncü dijital merkezi, Sakarya’nın tarihi ilçesi Taraklı’da açıldı. Bu merkez, Taraklı’nın geleneksel üretim kültürünü korurken, köy halkına en son teknolojileri öğrenme, ürünlerini dijital pazarlara taşıma ve yeni beceriler kazanma fırsatı sunuyor. Yerel ürünler için yeni pazarlara ulaşmak, akıllı tarımı teşvik etmek ve her yaştan insanın dijital beceriler edinmesini sağlamak gibi birçok hedefe hizmet ediyor.

Yerel Ürünlere Global Pazarlar: Anadolu’dan Dünya’ya

Projeye katılan her köy, yüksek satış potansiyeline sahip yerel ürünleri ön plana çıkarmak üzere destek alıyor. Taraklı’da ise ilk odak, yöresel tarım ve el işi ürünlerine verildi. Geyve ayvası, cennet hurması, beyaz kestane kabağı ve enginar gibi ürünler; ayrıca Taraklı’nın geleneksel dokuma ürünleri ve ahşap el sanatları da öncelikli ürünler arasında. Bu ürünler, yalnızca Türkiye’de değil, Almanya’dan Azerbaycan’a kadar pek çok ülkeye ulaşacak.

Geleceğin Çiftçileri için Akıllı Tarım

Taraklı’daki dijital merkezde tarımda verimliliği artırmaya yönelik "akıllı tarım" uygulamaları teşvik ediliyor. Bu kapsamda hava koşullarını ve toprak nemini izlemek için kurulan dijital sistemler sayesinde, çiftçiler ürün kalitesini artırarak maliyetleri düşürebiliyor ve doğal kaynakları daha etkin kullanabiliyorlar. Bu sayede, veriye dayalı ekim, sulama ve ilaçlama gibi uygulamalarla hem çevre korunuyor hem de tarımsal verimlilik artıyor.

Gençler İçin Robotik ve Kodlama Eğitimi

Taraklı’daki dijital merkezde, gençler robotik ve kodlama eğitimleri alarak dijital becerilerini geliştirme fırsatı buluyor. Eğitim salonları, 3D yazıcı, robotik setler ve küçük bir fotoğraf stüdyosuyla donatılan teknoloji atölyesinde, ortaokul öğrencileri yenilikçi teknolojileri öğrenerek geleceğin dijital dünyasına hazırlanıyor.

Dijitalleşme ve E-Ticaretin Gücüyle Kalkınma

Yarının Köyleri projesi, e-ticaret, e-ihracat, ürün geliştirme, paketleme, finans ve kalite yönetimi gibi pek çok alanda çevrimiçi eğitimler sunarak köy halkının becerilerini geliştiriyor. Taraklı’daki üreticiler, geleneksel el emeklerini modern pazarlarda daha geniş kitlelere ulaştırarak yeni gelir kapıları aralıyorlar. Bu sayede, köy halkı için ekonomik ve sosyal anlamda sürdürülebilir bir kalkınma sağlanıyor.

Besler Şifa’dan Not

Yarının Köyleri projesi gibi dijitalleşme ve yerel kalkınma odaklı çalışmalar, Besler Şifa olarak bizim de desteklediğimiz alanlarla örtüşmektedir. Kırsal bölgelerde doğal, yerel üretimi ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek, geleceğin doğaya ve topluma dost projelerini oluşturmak adına oldukça değerli. Bu gibi projelerle, Anadolu’nun kadim bilgeliğiyle modern teknolojiyi buluşturabilir ve Türkiye’nin dört bir yanında sağlıklı, doğal ürünlerin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayabiliriz.

Ayrıntılı bilgi için: Deniz Şilliler Tapan, UNDP Türkiye İletişim Uzmanı, deniz.tapan@undp.org

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini 
İnstagram vitrininden  yada 
Trendyol mağaza'mız veya 

Hepsiburada Mağaza'mızdan temin edebilirsiniz. 


© www.beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.