Ad

Dünya Tat ve Koku Günü: Koku Duyusunun Önemi ve Aromaterapide Rolü

Koku ve tat, hem yaşam kalitemizi hem de sağlığımızı doğrudan etkileyen hayati duyulardır. Aromaterapide kullanılan esansiyel yağlar ve doğal bitkisel kokular, yalnızca ruhsal dengeyi desteklemekle kalmaz, aynı zamanda bağışıklık sistemi ve duygusal iyilik hâline katkıda bulunur. Dünya Tat ve Koku Derneği", 14 Eylül'ü "Dünya Tat ve Koku Günü" ilan etti.


COVID-19 pandemisi, bu hassas duyuların ne kadar kırılgan olabileceğini gözler önüne sermiştir. Yapılan uluslararası araştırmalar, dünya çapında yaklaşık 27 milyon kişinin uzun süreli koku ve tat kaybı yaşadığını ortaya koymuştur. Bu durum, özellikle kadınlarda daha yaygın ve iyileşme sürecinde erkeklerden daha zorlayıcı olabilmektedir; örneğin bir kadın hasta, ilk COVID-19 enfeksiyonundan 27 ay sonra hâlâ koku duyusunu geri kazanamamıştır.

Besler Şifa Aromaterapi olarak biz, koku duyusunun yalnızca aromatik keyif değil, aynı zamanda sağlık ve iyilik hali için kritik bir araç olduğuna inanıyoruz. Aromaterapik uygulamalar, koronavirüs sonrası yaşanan koku ve tat kayıplarında destekleyici rol oynayabilir; esansiyel yağların doğru kombinasyonları, nefes ve masaj teknikleriyle duyuların yeniden aktive edilmesine katkı sağlayabilir. Araştırmalar, COVID-19 sonrası uzun süreli koku ve tat sorunlarının dünya genelinde milyonlarca insanı etkilediğini ve bu durumun günlük yaşamda ciddi sıkıntılara yol açabileceğini göstermektedir. Bu nedenle doğal koku terapileri, hem fiziksel hem de duygusal sağlığı destekleyen önemli bir yöntem olarak öne çıkmaktadır.

Çerçi; sırtında ya da bir el arabasında taşıdığı ya da bir hayvana yüklediği ufak tefek ihtiyaç malzemesini köy köy, mahalle mahalle, pazar pazar dolaşarak satan gezici esnafa verilen addır. Çerçi Yusuf'da Anada civarında elindeki baharatları, tıbbi ve aromatik bitkileri ve bilumum şifalı kozmetik ürünlerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmış (https://www.cerciyusuf.org/). Yıllarca çerçi yetiştirmiş ve bugün tıbbi aromatik bitkiler ve kozmetik alanında önemli çalışmalar yapmaktadır. Bunlardan biri de bugünün duyrulmasıdır.



Geven: Bozkırın Dikenli Şifası

Geven, Anadolu’nun kadim bitkilerinden biridir. Gövdesinden akan özsuyunun havada katılaşmasıyla elde edilen kitre, yüzyıllardır kültürümüzde yer bulur. Kitre, özellikle kitre bebek sanatının en önemli malzemesidir; bebeklerin yüz ifadelerinin şekillendirilmesinde incelikle kullanılır. Böylece geven yalnızca doğanın bir armağanı değil, aynı zamanda Türk kültür ve folklorunun yaşayan bir parçasıdır.

Baklagiller ailesinden olan geven, bozkır ekosistemlerinde erozyon kontrolü açısından da büyük önem taşır. Ülkemizde birçok geven türü bulunmasına rağmen, yalnızca Beypazarı Geveni (Astragalus beypazaricus) endemik özellikleri nedeniyle özel koruma altına alınmıştır. Atalarımızın “Tilki gevene oturmaz” sözü, dikenli yapısının oluşturduğu caydırıcılığa bir gönderme yapar; göz göre göre bir zorluğa atılmamak gerektiğini öğütler.

Çocukluğumun bozkır manzaralarında sıkça karşılaştığım geven, çoğu zaman yakacak olarak kullanılırdı. Nadiren açan mor-pembe çiçekleri ile gözümü şenlendirirdi. Oysa bugün biliyoruz ki gevenin içeriğinde bulunan astragaloside ve flavonoidler, cilt sağlığı açısından oldukça kıymetli. Yapılan araştırmalar, bu moleküllerin anti-aging (yaşlanma karşıtı) ve nemlendirici özelliklere sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bir bitkinin dikenleriyle böylesine sert görünmesine rağmen, cilde bu kadar yoğun nem kazandırması gerçekten hayranlık uyandırıcı.

2018 yılında Ankara Üniversitesi hocalarıyla birlikte katıldığım bir çalışmada, gevenin köklerini topraktan çıkarmanın ne denli zor olduğunu deneyimlemiştim. Kökler, suya ulaşabilmek için derinlere kadar uzanıyordu. Belki de bu özelliği, cilde taşıdığı nemin kaynağını anlatıyordu. Günümüzde kozmetik alanında geven üzerine yapılan bilimsel çalışmalar, bu bağlantıyı doğrular nitelikte. Özellikle 2024 yılında yayınlanan bir araştırma, gevenin Centella asiatica ile birlikte kullanıldığında kolajen sentezini desteklediğini ve nem bariyerini güçlendirdiğini ortaya koydu. Makale; https://www.mdpi.com/2079-9284/12/4/131

Besler Şifa olarak bizler, doğanın bu dikenli ama şifalı bitkisini hem kültürel değerleri hem de cilt sağlığına sunduğu katkılar açısından önemsiyoruz. Geven bize, bozkırın çetinliğinde bile yaşamın ve şifanın filizlenebileceğini hatırlatıyor. 🌿



Kozmetik Formülasyon Hazırlamada Kritik Parametreler, Lipozom ve Emülsiyon Sistemleri


Kozmetik ürünlerin geliştirilmesi, formülasyon biliminde oldukça hassas ve detaylı bir süreçtir. Bu süreçte, ürünün etkinliği, stabilitesi ve tüketici memnuniyeti, kullanılan taşıyıcı sistemlerin (lipozom, emülsiyon vb.) doğru seçimi ve optimal parametrelerle hazırlanmasına bağlıdır. İşte kozmetik formülasyon hazırlamada kritik olan bazı parametreler ve bu parametrelerin lipozom ile emülsiyon sistemlerinde nasıl uygulanabileceğine dair temel noktalar:

Kritik Parametreler ve Formülasyon Stratejileri

  1. Aktif Bileşenlerin Stabilitesi:
    Kozmetik ürünlerde kullanılan aktif maddelerin (antioksidanlar, vitaminler, peptitler vb.) kimyasal stabilitesi, formülasyon sürecinde en çok dikkat edilmesi gereken unsurlardan biridir. Yanlış pH, aşırı sıcaklık veya uygun olmayan taşıyıcı sistemler, etkin maddelerin bozulmasına ve etkinliğinin azalmasına neden olabilir.

  2. Parçacık Boyutu ve Dağılımı:
    Ürünlerin dermal penetrasyonu ve etkinliği büyük ölçüde partikül boyutlarına bağlıdır. Nano ve mikron boyutlu partiküller, cilt bariyerini aşarak daha derin dokulara ulaşabilir. Bu yüzden formülasyon sırasında kullanılan yüksek kesme karıştırma ve ultrasonik homogenizasyon teknikleri, partikül boyutunun küçültülmesi ve eşit dağılımın sağlanması açısından kritik rol oynar.

  3. Yüzey Aktif Maddeler ve Emülsifikasyon:
    Emülsiyon sistemlerinde, su ve yağ fazlarının karışmasını sağlayan emülgatörlerin seçimi, stabiliteyi doğrudan etkiler. Uygun emülgatörlerin kullanılması, formülasyonun homojen ve dayanıklı bir yapıya sahip olmasını sağlar. Bu da ürünün raf ömrünü uzatır ve kullanıcı deneyimini iyileştirir.

Lipozom Sistemleri

Lipozomlar, çift fosfolipid tabakadan oluşan, biyolojik membranlara benzer yapılarıyla aktif bileşenleri taşıyabilen veziküler sistemlerdir. Bu sistemlerin kozmetik formülasyonlarda tercih edilmesinin başlıca sebepleri:

  • Hidrofilik ve Lipofilik Aktiflerin Taşınması:
    Lipozomlar, hem suda çözünen hem de yağda çözünen aktif maddeleri kapsülleyerek, bu maddelerin kontrollü salımını sağlar. Bu sayede ürünün cilt penetrasyonu artar ve hedeflenen etki bölgesine aktiflerin verimli iletimi mümkün olur.

  • Biyouyumluluk ve Toksisite:
    Fosfolipitlerden oluşan lipozomlar, cilt ile uyumlu olup biyoparçalanabilir özellikleri sayesinde toksik etki göstermezler. Bu da onları özellikle hassas cilt tipleri için ideal kılar.

  • Kontrollü Salım:
    Lipozom yapısı, içerdiği aktif bileşenlerin yavaş salımını mümkün kılarak uzun süreli etki sağlar. Bu, özellikle yaşlanma karşıtı ve nemlendirici ürünlerde istenen bir özelliktir.

Emülsiyon Sistemleri

Emülsiyonlar, su ve yağ fazlarının birbirine karıştığı iki fazlı sistemlerdir. Kozmetik formülasyonlarda yaygın olarak kullanılan emülsiyon tipleri arasında klasik O/W (yağ içinde su) ve W/O (su içinde yağ) emülsiyonları yer alır. Emülsiyon sistemlerinde kritik parametreler şunlardır:

  • Emülsifikasyon Verimliliği:
    Doğru emülgatörlerin seçimi ve optimal karıştırma teknikleri kullanılarak, emülsiyonların stabil ve homojen olması sağlanmalıdır. Bu, ürünün görünümünü, dokusunu ve performansını doğrudan etkiler.

  • Partikül Boyutu ve Dağılım:
    Emülsiyon damlacıklarının boyutunun küçültülmesi, ürünün cilde yayılabilirliğini artırır ve stabiliteyi iyileştirir. Yüksek basınçlı homogenizatörler ve ultrasonik sistemler, bu amaçla sıkça tercih edilen teknolojilerdir.

  • Faz Uyumu ve Depolama:
    Ürünün üretim sürecinde, su ve yağ fazlarının uyumunu sağlamak ve son ürünün depolama koşullarında ayrılma göstermemesini garanti altına almak için pH, sıcaklık ve viskozite gibi parametreler titizlikle kontrol edilmelidir.

Sonuç

Kozmetik formülasyon hazırlamada kritik parametrelerin doğru belirlenmesi, lipozom ve emülsiyon sistemlerinin etkin kullanımıyla doğrudan ilişkilidir. Ürünlerin stabilitesini, etkinliğini ve kullanıcı memnuniyetini artırmak için, formülasyon bilimindeki bu temel unsurların doğru uygulanması şarttır. Hem lipozom hem de emülsiyon sistemleri, aktif bileşenlerin kontrollü salımını ve cilt penetrasyonunun optimize edilmesini sağlayarak, modern kozmetik ürünlerin geliştirilmesinde vazgeçilmez araçlar haline gelmiştir. Bu teknolojilerin başarılı uygulanması, kozmetik endüstrisinde yenilikçi, etkili ve güvenli ürünlerin ortaya çıkmasını mümkün kılar.

Bu yazı, kozmetik formülasyon bilimindeki en son gelişmeleri ve teknolojik yaklaşımları özetlemeyi amaçlamaktadır. Kozmetik ürün geliştirme süreçlerine dair daha fazla bilgi edinmek isteyenler için, bilimsel literatür ve güncel uygulamalar ışığında hazırlanan bu makale, geleceğin güzellik ürünlerini şekillendirmede yol gösterici niteliktedir.

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


Elma Sirkesi Kitabı

Elma Sirkesi adlı bu eser, sirkenin çok yönlü kullanımını keşfetmek isteyenler için harika bir kaynaktır. Eserde yer alan bölümler şu şekilde özetlenebilir:

  1. Birinci Bölüm: Elma, Elma Suyu, Elma Şarabı ve Elma Sirkesi kavramlarına dair kapsamlı bir açıklama yapılmıştır. Bu bölümde, elmanın farklı halleri arasındaki farklar ve her birinin nasıl elde edildiği üzerinde durulmuştur.

  2. İkinci Bölüm: Elma sirkesinin doğal ilaç olarak faydaları ele alınmıştır. Elma sirkesinin vücuda sağladığı çeşitli sağlık yararları, özellikle hastalıkların tedavisinde nasıl kullanılabileceği üzerinde bilgi verilmiştir.

  3. Üçüncü Bölüm: Kişisel bakım açısından elma sirkesinin kullanımı detaylandırılmıştır. Cilt bakımı, saç bakımı ve genel hijyen konularında elma sirkesinin nasıl faydalı olabileceğine dair öneriler sunulmuştur.

  4. Dördüncü Bölüm: Elma sirkesinin ev işlerine destek sağlayan yönleri anlatılmıştır. Temizlik, koku giderme ve diğer ev işlerinde sirkenin kullanımı ile ilgili pratik bilgiler verilmiştir.

  5. Beşinci Bölüm: Eserde, elma sirkesiyle yapılabilecek tarifler aktarılmıştır. Hem sağlıklı hem de lezzetli tariflerle sirkenin mutfaktaki kullanım alanları genişletilmiştir.

  6. Altıncı Bölüm: Kendi elma suyunuzu ve elma sirkenizi kendiniz yapma başlığı altında, herkesin kolayca uygulayabileceği, pratik formüller ve tecrübeler paylaşılmıştır. Bu bölüm, doğal ve ev yapımı elma sirkesi hazırlamanın adımlarını detaylandırmaktadır.

Eser, elma sirkesinin gücünü henüz keşfetmeyenlere yönelik kısa ve öz bilgiler sunarak, bu doğal ürünün faydalarını anlamalarına yardımcı olmaktadır........................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Yalova’da Aronya ve Tıbbi Aromatik Bitkiler Festivali Başlıyor!

Yalova, Türkiye’de ilk kez üretimine başlanılan ve “süper meyve” olarak bilinen aronyanın hasat heyecanına hazırlanıyor. 12-13-14 Eylül 2025 tarihlerinde gerçekleştirilecek 2. Yalova Aronya ve Tıbbi Aromatik Bitkiler Festivali, üreticilerden kadın kooperatiflerine, sivil toplum kuruluşlarından bağlı kurumlara kadar geniş bir katılımla gerçekleşecek. Festival alanında kurulacak stantlarda hem aronya hem de farklı tıbbi ve aromatik ürünler tanıtılacak.

Kent için önemli bir tarımsal değer olan aronya, yüksek antioksidan içeriğiyle dünyada “süper meyve” olarak anılıyor. Yalova Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa İlmeç’in aktardığına göre, bu yıl aronya rekoltesinde yaklaşık %25 artış bekleniyor. Toplamda 510 dekar alanda üretimi yapılan aronyadan 250 ton ürün elde edileceği öngörülüyor. Çalımsı yapısı ile dikkat çeken üzümsügillerden aronya bitkisi, 3 ila 5 yıl arasında en yüksek verime ulaşıyor. Önümüzdeki yıllarda ise Yalova’nın 500 tonluk rekolteye ulaşması bekleniyor.

Festival, yalnızca üreticiler için değil, aynı zamanda sağlıklı yaşamı önemseyen tüketiciler için de büyük bir buluşma noktası olacak. Aronya ürünleriyle birlikte tıbbi ve aromatik bitkilerden üretilen doğal ürünlerin tanıtılacağı etkinlikte, yerel üreticilere destek olma imkânı da sunulacak.

Bu Festivale ek olarak ziyaret edilecek yerler;

1- Hersek Lagünü Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi Ziyarete Açık

Yalova’nın Altınova ilçesinde yer alan Hersek Lagünü, yalnızca kuş cenneti olmasıyla değil, aynı zamanda tıbbi ve aromatik bitkiler bahçesiyle de dikkat çekiyor. Lagün çevresinde oluşturulan bu özel bahçede lavanta, adaçayı, kekik, biberiye gibi pek çok şifalı bitki yetiştiriliyor. Hem biyolojik çeşitliliğin korunmasına hem de yerel üretimin desteklenmesine katkı sağlayan bahçe, ziyaretçilere doğal kokular eşliğinde benzersiz bir deneyim sunuyor. Ayrıca ekoturizm açısından önemli bir değer taşıyan Hersek Lagünü Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi, doğa ile sağlık arasındaki güçlü bağı gözler önüne seriyor.

2- Armutlu Kaplıcaları – Osmanlı’dan bu yana kullanılan, deniz ve doğa manzarasıyla birleşen şifalı kaplıcalar da ziyaret edilebilir.

3- Erikli ve Delmece Yaylası (Çınarcık) – Kamp, doğa yürüyüşü ve yayla kültürünü deneyimlemek için uygun bir yüksek alan olduğunu hatırlatalım.

4- Yalova sahilde ve çarşıda gezinmek güzel olacaktır. Genze deniz havası almak güzel gelecek. Vapurla her sabah İstanbul Adalara'a gidenlerin keyfi oldukça iyi görünecektir. Vaktiniz varsa çarşıda gezinin. Yalova çarşısında Duvalı Tatlı ve Yalova Sütlüsü tadına bakmayı unutmayın.  Yalova Sütlüsü, süt, irmik ve tereyağı ile hazırlanan, hafifliğiyle bilinen yöresel bir tatlıdır; özellikle düğünlerde ve bayramlarda sofralarda yer alır. Duvalı Tatlı ise un, şeker ve yağ ile yapılan, üzerine pekmez veya şerbet dökülerek hazırlanan geleneksel bir lezzettir.

Hasada sayılı günlerin kaldığı bu dönemde, Yalova halkı ve tüm doğaseverler festivale davetlidir. Besler Şifa- Bitkisel Kozmetik  ve Doğal Yaşam Ürünleri olarak standımıza bekleriz. 

Hem aronyanın eşsiz faydalarını keşfetmek hem de doğal ve sağlıklı ürünlerle buluşmak için 12-13-14 Eylül’de Yalova’da buluşalım! 🌱




Tarım Arazilerini Korumak, Cildimizi Korumaktır

 Günümüzde sağlıklı yaşama dair atılan her adım, aslında bir zincirin halkası gibidir. Tabağımıza gelen her gıda, cildimize sürdüğümüz her krem, yaşadığımız çevre, hatta soluduğumuz hava… Hepsi bir bütünün parçasıdır. Bu bütünün en temel taşlarından biri ise tarım arazilerinin korunması ve doğal üretim süreçlerinin sürdürülebilirliğidir.

27 Mayıs 2025 tarihinde ATA Çiftliği’nde (BAKAP - Başkent Ankara Kalkınma Projesi Alanı) düzenlenecek toplantı, işte tam bu noktaya dikkat çekiyor: Zirai don, sel, dolu gibi iklim kaynaklı tarımsal afetler karşısında alınabilecek önlemler, tarım alanlarının geleceği ve hepimizin sağlıklı yaşam hakkı.

Doğal Cilt Bakımı İçin Toprağa Saygı Gerekir

Besler Şifa olarak bizler, sadece bir bitkisel kozmetik markası değil, aynı zamanda doğal yaşamı savunan bir anlayışız. Kullandığınız bir doğal sabun, sürdüğünüz bir bitkisel krem ya da tene değen bir uçucu yağ, aslında toprağın bereketinden gelir. İşte bu yüzden tarım arazilerinin korunması, bizim için sadece çiftçilerin değil, aynı zamanda tüm kozmetik tüketicilerinin de meselesidir.

Toprak korunmazsa, doğal hammaddeler kaybolur. Bu da hem gıda kalitesini düşürür hem de doğal kozmetik ürünlerinin çeşitliliğini ve saflığını tehdit eder. Özellikle 15-45 yaş arası kadınlar, cilt sağlığına özen gösterirken, ürünlerinin nereden geldiğini ve nasıl üretildiğini bilmek istiyor. Bu bilinçli tüketim tercihi, doğrudan iklim dostu üretim zincirlerine yönelimi artırıyor.

İklim Değişikliği Cildimizi de Etkiliyor

Sadece tarım değil, iklim değişikliği doğrudan cilt sağlığımızı da etkiliyor. Artan UV ışınları, kuruyan hava, ani hava değişimleri, ciltte nemsizlik, kızarıklık, yaşlanma belirtileri ve alerjik reaksiyonlara neden oluyor. Bu yüzden iklim dostu tarım ve doğal kozmetik el ele gitmek zorundadır.

Bizler, doğal içerikli kozmetik ürünleri geliştirirken kullanılan her hammaddenin kimyasal gübre, pestisit ya da doğaya zararlı herhangi bir madde içermemesine özen gösteriyoruz. Çünkü biliyoruz ki doğaya zarar veren bir üretim, eninde sonunda cildimize de zarar verir.

Kadınlar, Tarımın ve Güzelliğin Koruyucusu

Bugün doğal kozmetik tüketicilerinin büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Bu kadınların çoğu aynı zamanda anne, öğretmen, girişimci, üretici ya da çevre gönüllüsü. Onlar, sadece güzel görünmek değil, iyi hissetmek, doğaya katkıda bulunmak, çocuklarına temiz bir dünya bırakmak istiyor.

Besler Şifa olarak ürünlerimizi sadece “güzelleştirmek” için değil, bu doğal yaşam döngüsüne saygı göstermek için üretiyoruz. Kullanılan her bitki özü, her uçucu yağ, hem toprağın hem de kadın emeğinin değerini taşıyor. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği, aynı zamanda kadın sağlığı ve doğal güzellik anlayışı için bir sigortadır.

Tarım ve Kozmetiği Birleştiren Yeni Bir Yaşam Tarzı

Siz de güzelliğinizi doğadan almak, cildinize kimyasallardan uzak bir bakım sunmak istiyorsanız; sadece ürünün içeriğine değil, üretildiği toprağın hikâyesine de kulak verin. Bizler ürünlerimizi formüle ederken, sadece etkinliği değil, ekolojik izini, etik değerini ve tarımsal sürdürülebilirliğini de hesaba katıyoruz.

Bu nedenle Ankara’da düzenlenecek olan “Tarım Arazilerinin Korunması ve İklim Krizine Karşı Mücadele” temalı toplantı, sadece çiftçilerin değil, tüm doğal yaşam savunucularının da gündemi olmalı.


Sonuç: Cilt Güzelliği Toprakla Başlar

Unutmayın, cilt sağlığı sadece bir serumda ya da maskede değil, toprağın bereketinde, çiftçinin emeğinde, yağmurun düzeninde ve doğanın dengesindedir. Siz de doğal kozmetik ürünleri tercih ederek bu döngüye katkı sunabilir, hem kendinize hem de dünyaya iyi gelebilirsiniz.

Besler Şifa Bitkisel Kozmetik olarak, doğanın iyiliğini cildinize taşıyor, her damlada sağlıklı bir geleceği birlikte inşa ediyoruz.

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


🌿 Ankara’nın Endemik Bitkileri

Ankara yalnızca başkent kimliğiyle değil, aynı zamanda barındırdığı zengin bitki çeşitliliği ile de dikkat çekiyor. Besler Şifa olarak biz de bu eşsiz mirastan ilham alıyor, bitkisel kozmetik, doğal yaşam ürünleri ve şifalı içeriklerimizde doğanın sunduğu bu zenginliği yaşatıyoruz.

📍 Pursaklar Endemik Vadi
Başkent Ankara’ya özgü endemik bitkilerin bir arada görülebileceği en özel yerlerden biri. Türkiye’de 2.340 farklı bitki türü bulunuyor ve bunların 391’i sadece Ankara’ya özgü! Bu doğal hazineler, hem ziyaretçilere görsel bir şölen sunuyor hem de şifa kaynağı olarak hayatımıza dokunuyor.


🌱 Başkent Ankara'nın Şifalı Bitkileri

Sevgi Çiçeği
Kırmızı-mor renkleriyle büyüleyen bu çiçek, yalnızca Ankara’da yetişiyor. Doğal güzelliği ile doğal kozmetik ve bitkisel formüllerde ilham kaynağımız.

Şah Civanperçemi
Tıbbi özellikleriyle bilinen bu bitki, şifalı özleriyle bağışıklığı destekleyen ürünlerimizin en değerli içeriklerinden biri.

Beypazarı Geveni
Bölgeye özgü bu bitki, geleneksel halk hekimliğinde önemli bir yere sahip. Bizim için de doğal bakım ve şifa ürünlerimizin vazgeçilmezlerinden.

Ayaş Gümüşü
Gümüşi yapraklarıyla tanınan bu nadir bitki, doğal arındırıcı etkisiyle öne çıkıyor.

Koçak Geveni & Gürsöğüt Geveni
Arıcılık için değerli bir kaynak olan bu bitkiler, aynı zamanda doğal bal ve propolis ürünlerimizde katkı sağlıyor.

Koca Soda & Ay Şalbanı
Yüzyıllardır bitkisel çaylarda kullanılan bu türler, sindirim ve bağışıklık dostu ürünlerimizde özel bir yer tutuyor.

Mermer Sığırkuyruğu & Ankara Sığırkuyruğu
Taşlık ve zorlu alanlarda yetişen bu bitkiler, dayanıklılığın sembolü ve doğal yaşamın en güçlü parçaları.

Ankara Çiğdemi
İlkbaharın müjdecisi olan bu çiçek, doğal kozmetik ürünlerimizde canlılık ve tazelik kaynağı.


🌿 Doğadan Gelen İlham

Besler Şifa olarak, Ankara’nın eşsiz endemik bitkilerinden aldığımız ilhamı,

  • bitkisel kozmetik,

  • şifa amaçlı doğal çaylar,

  • aromaterapi ürünleri ve

  • doğal bakım çözümleri ile sizlere sunuyoruz.

Her bir ürünümüzde doğaya, sürdürülebilirliğe ve yerel bitki mirasımıza duyduğumuz saygıyı koruyoruz.

💚 Çünkü biz inanıyoruz: Şifa doğadan gelir, güzellik doğallıkla başlar.


........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 

Topraktan Gelen Şifa: Yalçın Usta’nın Ardından

Sındırgı’nın kadim toprak sanatını yaşatan, gönüllere dokunan büyük usta Yalçın Hoca’yı rahmetle anıyoruz.  Ustamız 1936 yılında doğup 26 Ağustos 2025 de 89 yıllık güzel bir ömürden sonra Hakka yürüdü.

Konya Sille’den gelip Sındırgı’da dedelerinden miras kalan “bardakçılık” geleneğini sürdüren Yalçın Hoca, hayatını çömlek sanatına ve insan yetiştirmeye adamıştı. Onun için çömlekçilik sadece bir meslek değil, adeta bir nefes, bir dua, bir şifa kaynağıydı. “Topraktan geldik, toprağa gideceğiz” sözüyle bütün üretim sürecini tasavvufi bir derinlikle icra eden Yalçın Usta, toprağı yoğururken zikri, sabrı ve teslimiyeti de şekillendiriyordu. 

Sındırgı'da şimdi Bardakçılar Caddesi'nde yaşayan hatıraları ve Bilge Nesil Çömlek Atölyesi'nde tüm fotoğrafları ile hatıralarımızda kalacaktır.
Kadim sanat ve kendi uslubunu yansıtan Belgeselleri de bu anlamda çok önemliydi.

Sanata olan sevgisi, insana olan şefkati ve Sındırgı Kur’an Kursu Dernek Başkanlığı ile yüzlerce öğrencinin hafız olarak yetişmesine verdiği destek, onu yalnızca bir sanatkâr değil, aynı zamanda bir gönül insanı yapıyordu. Bugün bizlere düşen, onun bıraktığı bu kültürel ve manevi mirası yaşatmak, toprağın şifa ve bereketini gelecek kuşaklara aktarmaktır. 

Yalçın Usta Sındırgı ilçesinde uzun zamandır yaşayan Usta; “Yalçın Kandili” adıyla ürettiği eserler, yalnızca bir çömlek değil; yüzyılları aşacak bir kültürel hazine, bir ışık, bir şifa vesilesidir.

Yalçın Usta’yı dualarla uğurlarken biliyoruz ki o, ardında sadece çömlekler değil, aynı zamanda gönüllerde derin izler bıraktı. Onun öğrencileri ve sevenleri olarak bizler, bu emaneti yaşatmaya devam edeceğiz. Çünkü toprak, bizlere sadece eşya değil; sabrı, sevgiyi, şifayı ve insan olmanın inceliğini öğretir. 

Kentsel Çölleşmeyle Mücadelede Doğa Temelli Çözümler

Türkiye’nin birçok bölgesinde “kuraklık alarmı” çalıyor. Meteoroloji’nin 2025 yılına ait haritasına göre olağanüstü ve şiddetli kuraklık yaşanan alanların sayısı giderek artıyor. Uzmanlar bu durumun yalnızca tarımı değil; aynı zamanda içme suyu kaynaklarını, şehirlerin yaşam kalitesini ve ekosistemleri tehdit ettiğini vurguluyor. Şehirlerde hızla büyüyen betonlaşma, geçirimsiz yüzeylerin artması ve doğal su döngüsünün bozulmasıyla birlikte “kentsel çölleşme” riski artık ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Peki, geçmişte bu sorunlarla nasıl başa çıkılıyordu? Şehirlerde geçirimsiz yüzeylerin artmasıyla oluşan “kentsel çölleşme kavramı” uzun yıllardır tartıştığımız bir kavram olarak daha da önemli hale geliyor. “Kentsel Çölleşme Kavramı Ve Türkiye Açısından Değerlendirmeler” makalemizi 2014 yılında kaleme almış ve Belçika Desertland da sunmuştuk.

Yaklaşık 100 yıl öncesine kadar Anadolu’nun pek çok bölgesinde sarnıç sistemleri yaygın olarak kullanılıyordu. Yaz aylarında kuraklığa karşı geliştirilen bu sistem, yağmur sularını biriktiriyor ve yeraltı sularını besliyordu. Ancak modern şehirleşmeyle birlikte barajlar ön plana çıkarıldı, sarnıç sistemi ise unutuldu. Bugün geldiğimiz noktada, yoğun betonlaşma şehirlerin su tutma kapasitesini yok ediyor; dereler beton kanallara hapsediliyor, şehirler kendi iklimini kuraklaştırıyor. Yani doğal döngünün yerini yapay altyapılar aldıkça kentsel çölleşme derinleşiyor.

Sarnıç sistemini modern bir anlayışla yeniden hayata geçirmek ve doğa temelli çözümlerle birleştirmektir. Denize akıp giden nehirler yerine suyu yerinde tutan küçük teknik ve teknolojiler uygulamalıyız.

Yamaçlara ve yerleşim yerlerinden uzak dere içlerine betonsuz bentler yapılmalı; suyun doğal yollarla süzülerek yeraltına ulaşması sağlanmalıdır. Beton derelerden acilen vazgeçilmelidir. Eğer mevcut beton dereler kaldırılmayacaksa, geçirgen noktalarda sızdırma bölgeleri oluşturulmalı ve modern yeraltı besleme sistemleri kurulmalıdır. Sünger şehir kavramı geliştirilmelidir.

Kısacası, kadim bilgeliği modern mühendislikle buluşturmanın zamanı geldi. Doğa temelli çözümler, yalnızca bugünün kuraklık sorununu hafifletmeyecek; aynı zamanda şehirlerin çölleşmesini yavaşlatacak, su döngüsünü yeniden canlandıracak ve gelecek nesillere daha güvenli, yaşanabilir şehirler bırakacaktır.

Kentsel çölleşmeye doğa temelli çözümlerle dur demeliyiz.

Makale: https://www.academia.edu/9950985/KENTSEL_%C3%87%C3%96LLE%C5%9EME_KAVRAMI_VE_T%C3%9CRK%C4%B0YE_A%C3%87ISINDAN_DE%C4%9EERLEND%C4%B0RMELER

Bu metni Orman Y. Mühendisi Mustafa Çetin kaleme almıştır.


Krem Bazların Kozmetikte Kullanımı: Avantajları ve Dezavantajları

Kozmetik ürünlerin formülasyonunda yaygın olarak kullanılan "krem bazlar", hem üreticiler hem de tüketiciler için önemli avantajlar sunar. Ancak her avantajın yanında bazı dezavantajlar da yer alabilir. Bu yazımızda, krem baz kullanımının iki taraf için etkilerini ele alıyoruz. Unutmayın Besler Şifa- Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam olarak krem baz kullanmıyoruz.

Krem Baz Nedir?

Krem baz, kozmetik ürünlerin taşıyıcı ve temel yapısını oluşturan, aktif bileşenlerin deriyle temasını kolaylaştıran bir karışımdır. Genellikle su, yağ, emülgatör ve koruyucu maddelerden oluşur. Nemlendiricilerden makyaj ürünlerine kadar pek çok kozmetik formülde kullanılır.

Üretici Açısından Krem Bazın Avantajları

Maliyet Etkinliği: Krem bazlar, ürünün büyük kısmını oluşturduğu için aktif maddelerin oranını düşürerek üretim maliyetlerini azaltır.

Formül Kolaylığı: Standart bir baz üzerine farklı aktif maddeler ekleyerek geniş ürün yelpazesi oluşturmak mümkündür.

Stabilite Sağlar: İyi formüle edilmiş bir krem baz, ürünün raf ömrünü uzatır ve ayrışmayı önler.

Tedarik Kolaylığı: Piyasada farklı ihtiyaçlara uygun hazır krem bazlar bulunabilir; bu da AR-GE süresini kısaltır.

Tüketici Açısından Avantajları

Alerji Riskini Azaltabilir: Alerji yapma potansiyeli düşük olan hipoalerjenik bazlar, hassas ciltler için daha güvenlidir.

Cilde Uygunluk: Ciltte kolay emilir, yumuşaklık sağlar ve nemlendirici etkisiyle konfor sunar.

Geniş Ürün Seçeneği: Aynı bazla üretilmiş ürünlerin benzer yapısı sayesinde birbiriyle uyumlu çok sayıda ürünü bir arada kullanmak mümkündür.

Dezavantajlar

Üretici Açısından:

Sınırlı Özelleştirme: Hazır bazlar, bazı özel içeriklerin eklenmesini veya farklılaştırmayı zorlaştırabilir.

Rekabetin Artması: Aynı veya benzer baz kullanan çok sayıda üretici, piyasada farklılaşmayı zorlaştırabilir.

Tüketici Açısından:

Aktif İçerik Oranı Düşüklüğü: Maliyet düşürme amacıyla aktif maddelerin oranı düşük tutulabilir, bu da ürünün etkisini azaltabilir.

Cilt Tipine Uygun Olmayan Bazlar: Her krem baz her cilt tipine uygun değildir; yağlı ya da akneye yatkın ciltlerde sorun yaratabilir.

Sonuç

Krem bazlar, hem üretim sürecini kolaylaştıran hem de kullanıcıya konfor sunan önemli kozmetik bileşenlerdir. Ancak her üründe olduğu gibi, kalite, içerik ve kullanım amacına uygunluk dikkatle değerlendirilmelidir. Tüketiciler içerik listesine dikkat etmeli, üreticiler ise kaliteyi maliyetle dengelemelidir. Besler Şifa olarak biz krem baz kullanmıyoruz. Belki zoru seçiyoruz ama insan sağlığının çok daha kıymetli olduğunu düşünüyoruz.

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


© beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.