Geven, Anadolu’nun kadim bitkilerinden biridir. Gövdesinden akan özsuyunun havada katılaşmasıyla elde edilen kitre, yüzyıllardır kültürümüzde yer bulur. Kitre, özellikle kitre bebek sanatının en önemli malzemesidir; bebeklerin yüz ifadelerinin şekillendirilmesinde incelikle kullanılır. Böylece geven yalnızca doğanın bir armağanı değil, aynı zamanda Türk kültür ve folklorunun yaşayan bir parçasıdır.
Baklagiller ailesinden olan geven, bozkır ekosistemlerinde erozyon kontrolü açısından da büyük önem taşır. Ülkemizde birçok geven türü bulunmasına rağmen, yalnızca Beypazarı Geveni (Astragalus beypazaricus) endemik özellikleri nedeniyle özel koruma altına alınmıştır. Atalarımızın “Tilki gevene oturmaz” sözü, dikenli yapısının oluşturduğu caydırıcılığa bir gönderme yapar; göz göre göre bir zorluğa atılmamak gerektiğini öğütler.
Çocukluğumun bozkır manzaralarında sıkça karşılaştığım geven, çoğu zaman yakacak olarak kullanılırdı. Nadiren açan mor-pembe çiçekleri ile gözümü şenlendirirdi. Oysa bugün biliyoruz ki gevenin içeriğinde bulunan astragaloside ve flavonoidler, cilt sağlığı açısından oldukça kıymetli. Yapılan araştırmalar, bu moleküllerin anti-aging (yaşlanma karşıtı) ve nemlendirici özelliklere sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bir bitkinin dikenleriyle böylesine sert görünmesine rağmen, cilde bu kadar yoğun nem kazandırması gerçekten hayranlık uyandırıcı.
2018 yılında Ankara Üniversitesi hocalarıyla birlikte katıldığım bir çalışmada, gevenin köklerini topraktan çıkarmanın ne denli zor olduğunu deneyimlemiştim. Kökler, suya ulaşabilmek için derinlere kadar uzanıyordu. Belki de bu özelliği, cilde taşıdığı nemin kaynağını anlatıyordu. Günümüzde kozmetik alanında geven üzerine yapılan bilimsel çalışmalar, bu bağlantıyı doğrular nitelikte. Özellikle 2024 yılında yayınlanan bir araştırma, gevenin Centella asiatica ile birlikte kullanıldığında kolajen sentezini desteklediğini ve nem bariyerini güçlendirdiğini ortaya koydu. Makale; https://www.mdpi.com/2079-9284/12/4/131
Besler Şifa olarak bizler, doğanın bu dikenli ama şifalı bitkisini hem kültürel değerleri hem de cilt sağlığına sunduğu katkılar açısından önemsiyoruz. Geven bize, bozkırın çetinliğinde bile yaşamın ve şifanın filizlenebileceğini hatırlatıyor. 🌿