Türkiye’nin birçok bölgesinde “kuraklık alarmı” çalıyor. Meteoroloji’nin 2025 yılına ait haritasına göre olağanüstü ve şiddetli kuraklık yaşanan alanların sayısı giderek artıyor. Uzmanlar bu durumun yalnızca tarımı değil; aynı zamanda içme suyu kaynaklarını, şehirlerin yaşam kalitesini ve ekosistemleri tehdit ettiğini vurguluyor. Şehirlerde hızla büyüyen betonlaşma, geçirimsiz yüzeylerin artması ve doğal su döngüsünün bozulmasıyla birlikte “kentsel çölleşme” riski artık ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Peki, geçmişte bu sorunlarla nasıl başa çıkılıyordu? Şehirlerde geçirimsiz yüzeylerin artmasıyla oluşan “kentsel çölleşme kavramı” uzun yıllardır tartıştığımız bir kavram olarak daha da önemli hale geliyor. “Kentsel Çölleşme Kavramı Ve Türkiye Açısından Değerlendirmeler” makalemizi 2014 yılında kaleme almış ve Belçika Desertland da sunmuştuk.
Yaklaşık 100 yıl öncesine kadar Anadolu’nun pek çok bölgesinde sarnıç sistemleri yaygın olarak kullanılıyordu. Yaz aylarında kuraklığa karşı geliştirilen bu sistem, yağmur sularını biriktiriyor ve yeraltı sularını besliyordu. Ancak modern şehirleşmeyle birlikte barajlar ön plana çıkarıldı, sarnıç sistemi ise unutuldu. Bugün geldiğimiz noktada, yoğun betonlaşma şehirlerin su tutma kapasitesini yok ediyor; dereler beton kanallara hapsediliyor, şehirler kendi iklimini kuraklaştırıyor. Yani doğal döngünün yerini yapay altyapılar aldıkça kentsel çölleşme derinleşiyor.
Sarnıç sistemini modern bir anlayışla yeniden
hayata geçirmek ve doğa temelli çözümlerle birleştirmektir. Denize
akıp giden nehirler yerine suyu yerinde tutan küçük teknik ve teknolojiler
uygulamalıyız.
Yamaçlara ve yerleşim yerlerinden uzak dere içlerine betonsuz bentler
yapılmalı; suyun doğal yollarla süzülerek yeraltına ulaşması sağlanmalıdır.
Beton derelerden acilen vazgeçilmelidir. Eğer mevcut beton dereler
kaldırılmayacaksa, geçirgen noktalarda sızdırma bölgeleri
oluşturulmalı ve modern yeraltı besleme sistemleri kurulmalıdır. Sünger şehir
kavramı geliştirilmelidir.
Kısacası, kadim bilgeliği modern
mühendislikle buluşturmanın zamanı geldi. Doğa temelli
çözümler, yalnızca bugünün kuraklık sorununu hafifletmeyecek; aynı zamanda şehirlerin
çölleşmesini yavaşlatacak, su döngüsünü yeniden canlandıracak ve gelecek
nesillere daha güvenli, yaşanabilir şehirler bırakacaktır.
Kentsel çölleşmeye doğa temelli çözümlerle dur demeliyiz.
Makale: https://www.academia.edu/9950985/KENTSEL_%C3%87%C3%96LLE%C5%9EME_KAVRAMI_VE_T%C3%9CRK%C4%B0YE_A%C3%87ISINDAN_DE%C4%9EERLEND%C4%B0RMELER
Hiç yorum yok
Yorum Gönder