Ad

Bahçenizde Her Ay Taze Meyve ve Sebze ile Hasat Keyfi (Ankara İçin)

Bahçenizde her ayı bereketle geçirmek istiyorsanız, yıl boyunca hangi sebze ve meyveleri dikebileceğinizi bilmek size hem keyifli bir uğraş hem de sofranız için doğal ve taze ürünler sağlar. Ankara iklimi dikkate alınarak hazırlanan bu rehberde, bahçenizde her ay ne yetiştirebileceğinizi öğrenebilir, hasat zamanı geldiğinde ürünlerin tadını çıkarabilirsiniz.

Nisan-Mayıs: Taze Başlangıçlar

Baharın gelişiyle bahçeniz yeşermeye başlar. Nisan ve Mayıs aylarında bahçenizde taze erikler ve sağlıklı enginarlar yetiştirmeye başlayabilirsiniz. Biberiye ve papatya gibi baharat bitkileriyle bu dönemi renklendirin. Ayrıca bahçenize otlar ekleyerek sofralarınız için taze aromalar yaratabilirsiniz. Bu aylar, bahçenize canlılık getiren mevsim otlarının da en bereketli dönemidir.

Haziran: Tatlı Meyvelerin Zamanı

Yazın ilk ayı olan Haziran, dut ve kiraz mevsimidir. Bu lezzetli meyveler bahçenizi süslerken, sarı kantaron ve rezene gibi bitkilerle de doğanın iyileştirici gücünden yararlanabilirsiniz. Hem gözünüze hem de sağlığınıza hitap eden bu bitkiler, yaz aylarında bahçenizi güzelleştirir.

Temmuz: Zengin Yaz Hasadı

Temmuz ayı, yazın tam anlamıyla bahçenize geldiğini hissettirecek zengin bir dönemdir. Bu ayda atalık mısır, karpuz, en az 5 çeşit domates ve salatalık gibi yaz ürünleriyle dolu bir bahçeniz olabilir. Patlıcan ve biber de bahçenizde yer almalı. Reyhan, adaçayı, kekik, lavanta ve nane gibi aromatik bitkilerle bahçenizde hem hoş kokular yaratabilir hem de lezzetli yemekler için taze malzemeler elde edebilirsiniz.

Ağustos: Hasat Mevsimi

Ağustos ayında bahçeniz tam anlamıyla bir bereket yuvasına dönüşür. Hemen her türlü sebze ve meyveyi bu dönemde yetiştirebilirsiniz. Yaz aylarının enerjisini taşıyan bu ayda, her çeşit sebze ve meyvenin taze hasadını yapmak mümkün. Domatesler, salatalıklar, patlıcanlar ve çok daha fazlasıyla bahçeniz oldukça canlı ve renkli bir görünüm kazanır.

Eylül: Sonbaharın İlk Lezzetleri

Eylül ayı geldiğinde bahçeniz armut, üzüm ve mis kokulu kavunlarla dolup taşar. Ayrıca anason gibi baharatları da ekleyerek sonbaharın o kendine özgü havasını bahçenizde hissedebilirsiniz. Bu dönemde olgunlaşan meyvelerle tatlı bir sonbahar başlangıcı yapabilirsiniz.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Ekim: Soğuklara Hazırlık

Sonbaharın tam ortasında, Ekim ayında alıç, hünnap, elma ve ayva bahçenizde yer alır. Bu meyveler, soğuk kış aylarına hazırlanmak için ideal ürünlerdir. Bahçenizde bu ürünleri yetiştirerek, soğuk kış günlerinde doğal meyvelerin tadını çıkarabilirsiniz.

Kasım: Kışa Hazırlık

Kasım ayında bahçenizde kışa yönelik hazırlıklar başlar. Ispanak, soğan ve sarımsak gibi sebzelerle bahçenizi kışa hazırlayabilirsiniz. Kasım ayı, kışlık sebzelerin ekilmesi ve bahçenizde uzun süreli saklanabilecek ürünlerin yetiştirilmesi için en uygun dönemdir.

Sonuç

Her ay taze sebze ve meyvelerle dolu bir bahçeye sahip olmak hem sağlığınıza hem de yaşam kalitenize katkı sağlar. Ankara iklimine uygun olarak hazırlanan bu rehberle, doğanın bereketini bahçenize taşıyabilir ve yıl boyunca doğal besinlerin tadını çıkarabilirsiniz.





Doğadan Gelen Şifa: Hayıt Hidrosolü

Doğanın sunduğu mucizelerden biri olan hayıt bitkisi (Vitex Agnus-Castus L.), özellikle kadın sağlığı üzerindeki olumlu etkileriyle bilinir. Ege Dağları'nın doğal ortamında yetişen bu bitkinin yaprak ve meyvelerinden elde edilen Besler Şifa Hayıt Hidrosolü, %100 doğal ve saftır. Basınçsız buhar distilasyonu yöntemiyle üretilen bu özel hidrosol, hiçbir koruyucu, alkol veya emülgatör içermeden bitkinin tüm faydalı bileşenlerini muhafaza eder.

Hayıt Hidrosolünün Faydaları

Hayıt bitkisinin içeriğinde bulunan viteksin adlı bileşen, kadınların hormonal dengesini destekleyici etkisiyle bilinmektedir. Bu bileşen, adet döngüsü düzensizlikleri, adet öncesi gerginlik sendromu (PMS) ve meme hassasiyeti gibi durumlarda rahatlatıcı etkiler gösterebilir. Ayrıca, sancılı adet dönemlerinde semptomların hafiflemesine katkı sağlayarak kadınların yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olur.

Kullanım Alanları

Besler Şifa Hayıt Hidrosolü, farklı kullanım şekilleriyle hem cilt bakımında hem de günlük rutinlerde yer alabilir:

1. Cilt Bakımı: Cildi tazelemek ve rahatlatmak için doğal bir tonik olarak kullanılabilir. Temiz cilde püskürtülerek veya pamuk yardımıyla uygulanabilir.

2. Günlük Kullanım: Hormonal dengeyi destekleyici etkisinden faydalanmak için ferahlatıcı bir mist olarak kullanılabilir. Günlük tüketim için 1 çay bardağının ¼’ü kadar hayıt hidrosolü, kalan kısmı ise su ile tamamlanarak içilebilir.

Doğal ve Saf İçerik

Besler Şifa Hayıt Hidrosolü, doğadan gelen saf gücüyle sağlıklı bir yaşamı destekler. Katkı maddesi, koruyucu veya kimyasal içermeyen bu özel ürün, bitkinin şifalı bileşenlerini en doğal haliyle sunar. Serin, güneş ışığından uzak ve ağzı kapalı şekilde saklanarak uzun süre tazeliği korunabilir.

Doğanın şifalı gücünü keşfetmek ve hayıt hidrosolünün faydalarından yararlanmak için Besler Şifa'nın doğal ürünleriyle tanışın!

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Pazaryeri Önemi ve Pazaryeri Altyapısı Hizmetleri

E-ticarette pazaryerleri, satıcıları ve alıcıları bir araya getiren dijital platformlar olarak, ticareti hızlandıran ve kolaylaştıran çok önemli araçlardır. Birden fazla satıcının ürünlerini tek bir platform üzerinden sergilemesine olanak tanıyan bu sistemler, kullanıcıların geniş bir ürün yelpazesine ulaşmalarını sağlar. Amazon, eBay, Etsy, Hepsiburada ve Trendyol gibi platformlar, pazaryeri modeline örnek olarak gösterilebilir.

Bu örnekler, pazaryerlerinin sadece alışveriş için bir platformdan öte, aynı zamanda ticareti dönüştüren ve kolaylaştıran dijital ekosistemler olduklarını göstermektedir. Pazaryerleri, e-ticaretin geleceğini şekillendirirken işletmelere global bir müşteri kitlesine ulaşma fırsatı da sunmaktadır.

Pazaryeri altyapısının hizmetlerini aşağıdaki gibi kategorilere ayırabilir

1. Temel Altyapı Hizmetleri

  • Ürün ve Kategori Yönetimi: Ürün listeleme, kategorilere göre ayrım, varyant yönetimi.
  • Sipariş Yönetimi: Sipariş takip, sipariş onay ve iptal süreçleri.
  • Envanter Yönetimi: Stok takibi, ürün stok güncellemeleri.
  • Çoklu Mağaza Desteği: Satıcıların kendi mağazalarını oluşturma ve yönetme imkanı.

2. Ödeme ve Finansal Hizmetler

  • Çoklu Ödeme Yöntemi Desteği: Kredi kartı, banka transferi, kapıda ödeme, dijital cüzdan gibi yöntemler.
  • Komisyon Yönetimi: Satıcılar için komisyon oranları belirleme ve komisyon tahsilatı.
  • Fatura ve Muhasebe Entegrasyonu: Otomatik faturalama, muhasebe sistemleriyle entegrasyon.

3. Lojistik ve Kargo Hizmetleri

  • Kargo Entegrasyonu: Farklı kargo firmalarıyla entegrasyon, kargo takip sistemleri.
  • Teslimat Takibi ve Bildirimler: Kargo durumu bildirimleri, tahmini teslimat süreleri.
  • İade ve Değişim Yönetimi: İade politikaları, iade süreçleri ve takibi.

4. Satıcı Yönetimi ve Destek Hizmetleri

  • Satıcı Kayıt ve Onay Süreci: Satıcı başvuruları, kimlik ve vergi doğrulama.
  • Satıcı Paneli: Satıcılar için satış ve sipariş takip paneli.
  • Satıcı Destek Hizmetleri: Satıcılar için rehberlik, eğitim ve destek hizmetleri.

5. Müşteri Hizmetleri ve Destek

  • Canlı Destek ve Chat Bot: Müşteri sorularına anında yanıt sağlamak için chatbot veya canlı destek.
  • Geri Bildirim ve Değerlendirme: Müşteri yorumları ve satıcı değerlendirme sistemi.
  • Müşteri Destek Ekibi: Müşteri sorunlarına çözüm sunmak için destek ekibi.

6. Pazarlama ve Kampanya Yönetimi

  • Kampanya ve İndirim Yönetimi: Satıcı veya platform genelinde indirim ve promosyon oluşturma.
  • SEO ve Analitik Araçlar: Arama motoru optimizasyonu ve performans analitiği.
  • Affiliate ve İş Ortaklığı Yönetimi: Satış ortaklığı, linkleme ve komisyon yönetimi.

7. Güvenlik ve Veri Koruma

  • SSL Sertifikası ve Veri Güvenliği: Güvenli ödeme ve veri koruma protokolleri.
  • Kullanıcı Verisi Gizliliği: GDPR veya KVKK uyumluluğu, kişisel veri koruma.
  • Fraud ve Sahtecilik Önleme: Sahte sipariş, sahte hesap açılışı gibi risklere karşı güvenlik önlemleri.

8. Raporlama ve Analiz

  • Satıcı Performans Raporları: Satıcılar için satış, gelir ve müşteri analitiği.
  • Platform Performans Raporları: Genel site trafiği, satış oranları, dönüşüm oranları analizi.
  • Kullanıcı Davranış Analizleri: Kullanıcıların site içi davranışlarını izleme ve analiz etme.


.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.

Ayaş Domatesi: Bir Gelenekten AB'ye Uzanan Lezzet Yolculuğu

Ayaş domatesi; belki de çoğumuzun adını ilk kez duyduğu, ama Ankara’nın Ayaş ilçesinin tam kalbinde yıllardır kök salmış bir miras. Semiha Tuncal’ın, "Ayaş domatesi yok olmaz, çünkü burada tüm kadınların çeyiz sandığında bu domatesin tohumları vardır," dediği gibi, bu domatesin tarihi, sadece bir lezzet değil, aynı zamanda bir kültürün, bir geleneğin de taşıyıcısı. Bugün, belki de hiç unutulmayacak kadar önemli bir noktaya geldi; Ayaş Domatesi, Avrupa Birliği (AB) tarafından tescillenen coğrafi işaretli ilk ürün oldu.

Bir Geleneğin Yeniden Filizlenişi

Ayaş domatesi, ince kabuğu ve yumuşak dokusuyla tanınan, aslında pazarda bir zamanlar zor satılan, nakliyede sıkıntı yaşanan, ancak lezzetiyle gönülleri kazanan bir çeşit. Ayaşlı Hilmi Başer, bu domatesin kaybolmaya yüz tuttuğunu, yerini ithal tohumların aldığını söylüyor. Üreticiler, domatesin dayanıklı olmadığı gerekçesiyle Ayaş domatesini terk etti, ama bu geleneksel tohum, kaybolmaya bir türlü razı olmadı. Çünkü Ayaşlı kadınlar, çeyiz sandıklarında bu tohumları saklamaya devam etti.

Semiha Tuncal, "Anneannemin, babaannemin, annemin vardı, benim de var," diyerek, bu tohumların nasıl bir değer taşıdığını anlatıyor. O değer, sadece bir nesilden diğerine aktarılan bir tohum değil, aynı zamanda bir kültürün, bir yaşanmışlığın, bir dönemin izleriydi. Kadınlar, ellerindeki tohumları bir nesilden diğerine aktarmış ve köydeki üreticiler de bu mirası yaşatmaya devam etmişti.

Tescil Yolunda Bir Adım

Ayaş domatesinin yeniden filizlenmesinin ardında, bir tesadüf ve büyük bir inanç yatıyor. Merhum iş insanı *Selami Başer*'in oğlu, bir arkadaşının annesinin çeyiz sandığından çıkan tohumları çoğaltarak yeniden Ayaş domatesi yetiştirmeye başladı. Yıllarca unutulmaya yüz tutmuş bu tohumlar, belki de o sandıklarda saklanan tek bir torba tohum sayesinde yeniden hayata döndü. Ardından, *Ayaş Ziraat Odası*, bu değerli domatesi korumak için harekete geçti ve Ayaş domatesinin AB tescilini almak için başvurdu.

*Erdinç Polat Ateş*, Ayaş Ziraat Odası Başkanı, bu süreci şöyle anlatıyor: “Ayaş domatesi yüksek asiditelidir. Tadı hafif ekşidir ve çok lezzetlidir. Dış yüzeyinde çıkıntılar vardır. Pazarlarda Ayaş domatesi adı altında başka domatesler satılıyordu. Biz de Ayaş domatesinin farkını ortaya koymak ve bilinirliğini arttırmak için AB’ye başvurduk.”

AB Tescili: Ayaş Domatesinin Zaferi

Ayaş domatesi, *AB tarafından korumalı menşe adı (PDO)* olarak tescillendi ve *Ankara’nın AB coğrafi işaretli ilk ürünü* oldu. Bu, sadece Ayaş için değil, tüm Türkiye için büyük bir başarıydı. Erdinç Polat Ateş, bu tescilin üreticilerin yüzünü güldürdüğünü belirtiyor. Çünkü şimdi, Ayaş domatesinin kalitesi ve özgünlüğü AB tarafından resmen kabul edilmişti ve bu da üreticilere büyük bir güven verdi.

Ayaş Domatesi’nin Geleceği

Ayaş domatesi, artık sadece bir lezzet değil, aynı zamanda bir gelenek. Sandıklardan çıkan tohumlar, bugün yeniden tarlalarda filizleniyor. Üreticiler, bu geleneksel domatesi yeniden üretmeye başlarken, Ayaş Ziraat Odası’nın bu süreçteki katkıları çok önemli oldu. Artık, Ayaş domatesinin özgünlüğü, *AB tescili* sayesinde daha da değer kazandı. Gelecekte, bu domatesin kalitesinin daha fazla tanınması ve üretiminin yaygınlaşması bekleniyor.

Ayaş Domatesi: Bir Sandık Dolusu Tohumdan, Coğrafi İşaretli Bir Miras

Ayaş domatesi, sadece bir tarım ürünü değil, bir kültür mirasıdır. Kadınların çeyiz sandıklarında sakladıkları tohumlar, bir geleneksel mirasın yeniden hayat bulmasına yol açtı. Şimdi, Ayaş’ın bu lezzetli ve özelleşmiş domatesi, Avrupa Birliği’nden aldığı tescille geleceğe güvenle bakıyor. Ayaşlı üreticiler, bu geleneksel domatesi büyütmek için tekrar tarlalarına dönerken, Ayaş domatesi yalnızca bir ürün olmaktan çıkıp, bir bölgenin kültürel zenginliğinin simgesi haline geldi. 

Ayaş domatesinin bu yolculuğu, hem yerel üreticilerin hem de tüm Türkiye’nin gururu olacak gibi görünüyor. Eğer yolunuz Ankara’ya düşerse, Ayaş’ı ziyaret edin ve bu eşsiz lezzeti mutlaka deneyin. Çünkü bu domates, sadece bir tat değil, aynı zamanda bir tarih, bir miras ve bir yeniden doğuş hikayesidir.

Besler Şifa- Ekoköy evi olarak 3 yıldır atalık tohumları yüzlerce kişiye ulaştırdık. Sosyal sorumluluk olarak geleceğimize miras bırakıyoruz.

.............................................................
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

Şifanız daim olsun. 


Şeker ve İşlenmiş Gıdalar Beyin Kimyanızı Bozar

Dr. Hyman: "Bir dakika, yani şeker ve işlenmiş gıdalar yediğinizde beyin kimyanız bozulur, öyle mi?"

Dr. Sethi-Dalai: "Aynen öyle. Beyinde ve başka yerlerde kimyasal reaksiyonların meydana gelmesi için vitaminlere, minerallere ve besin değeri yüksek gıdalara, yani doğru hammaddelere ihtiyacımız var. Beynin düzgün çalışması, uygun hızda sinyal göndermesi gerek. Beynimiz elektrik hücrelerinden oluşur, karmaşık bir sinyal molekülleri ağıdır. Bu hücrelerin gelişmesi ve düzgün çalışması için yağa ihtiyacı var; bu yüzden omega-3 yağları çok değerli. Şeker ve aşırı işlenmiş yiyecekler yiyorsanız, muhtemelen ihtiyacınız olan besinleri, vitaminleri ve mineralleri alamıyorsunuz veya alsanız bile vücudunuz onları absorbe edemiyor demektir. Metabolik bozuklukları olan çoğu insan aslında beslenme yetersizliği çekiyor."

Aşırı Kilolu İnsanlar Aslında Yetersiz Besleniyor

Dr. Hyman: "Yani diyorsunuz ki fazla kilolu ve obez insanlar aslında yetersiz besleniyorlar, vitamin ve yararlı gıda eksikliği yaşıyorlar."

Dr. Sethi-Dalai: "Evet, doğru."

Dr. Hyman: "Bu bir çeşit paradoks. O kadar yedikleri halde yetersiz besleniyorlar. Çok ilginç."

Dr. Sethi-Dalai: "Maalesef öyle. Yanlış yiyecekleri yiyorlar. Modern gıda ortamında aşırı işlenmiş gıdaların hakimiyeti arttıkça obezite oranı da artıyor. Bunun nasıl çalıştığına dair birkaç mekanizma var; bazıları doğrudan beyne etki ediyor, bazıları da hormonal sinyaller yoluyla dolaylı olarak etki yapıyor. Tıp fakültesinde hepimizin bir kan-beyin bariyerine sahip olduğumuzu, bu bariyerin beynimizi kanda dolaşan zararlı maddelerden ve toksinlerden korurken, sadece gerekli besinlerin geçişine izin verdiğini öğrenmiştik, değil mi? Ama aslında bu bariyer sızdırıyor."

Dr. Hyman: "Daha çok bir kahve filtresi gibi. Eleğe benziyor."

Dr. Sethi-Dalai: "Doğru. Aşırı işlenmiş gıda ve şeker, dopamin (beyinde doğal olarak üretilen ve genellikle mutluluk hormonu olarak bilinen bir hormon) reseptörlerimizi azaltır ve bağımlılık yapan uyuşturucular gibi daha kompulsif (takıntılı) şekilde yememizi sağlar. Yüksek oranda işlenmiş gıdalar, dopamin ödül yollarını tetikler ve yoğun istek içeren bağımlılık benzeri davranışlara neden olur. Bu yüzden olumsuz sonuçlarını bilmemize rağmen bunları yemeye devam ederiz ve tekrar tekrar bırakmaya çalışırız."

Şekerin Uyuşturucu Maddelerden Farkı Yok

Dr. Hyman: "Tıpkı eroin, kokain veya alkol gibi, değil mi? Şeker gerçekten biyolojik bir bağımlılık. Zevk alırsınız. Aynı zevki almak için giderek daha fazla maddeye ihtiyaç duyarsınız. Bu bir kısır döngü."

Dr. Sethi-Dalai: "Kesinlikle doğru. Şeker bağımlılık yapan bir maddedir. Beyinde, tıpkı diğer uyuşturucular gibi, açık bir nörokimyasal temeli vardır. Şekeri eğlence amaçlı bir yiyecek olarak düşünüyorum; hayatta kalmak için gerekli olan bir yiyecek değil. Çünkü biz ihtiyacımız olan şekeri, glikoneogenez (karbonhidrat olmayan kaynaklardan glukoz elde etme) süreciyle tükettiğimiz diğer besinler aracılığıyla üretiyoruz."

Dr. Hyman: "Hiç kimsenin daha önce bunu söylediğini duymamıştım; ‘Şeker, zevk amaçlı uyuşturuculardan biridir’ diyorsunuz."

Dr. Sethi-Dalai: "Kesinlikle öyle. Aslında, bununla ilgili bir hikâye paylaşmak istiyorum. COVID’in ilk aylarıydı. Bir gün mahallemizdeki markete gittim. İnsanlar alışveriş arabalarına patlamış mısırlar, cipsler, şekerlemeler; temelde ultra işlenmiş gıdalar yüklüyordu. Kimse sebze almıyordu."

Dr. Hyman: "Evet, o dönem herkes deli gibi kurabiye ve tuvalet kâğıdı alıyordu."

Dr. Sethi-Dalai: "Çok doğru. Neyse, kasa sırasında beklerken önümdeki kişinin market arabasına bakıyordum; aldıklarının hiçbiri hayatta kalmak için gerekli şeyler değildi. Kendi kendime düşündüm, bu yiyeceklerin hiçbiri bağışıklık sistemlerini güçlendirmiyor, hatta olan bağışıklıklarını daha da zayıflatıyordu. Salgının ABD’yi çok kötü vuracağını ilk o gün fark ettim."



Sevgini Göstermenin Daha Doğal ve Anlamlı Yolları

Vazolar, süs eşyaları, yapay çiçekler… Sevgimizi anlatmanın yolları hep aynı mı olmalı? Oysa sevgi, tüketimle değil, anlamlı anlarla derinleşir. Hepimizin sevdikleri farklı ama gezegenimiz ortak. Daha fazla satın almak ve harcamak yerine, sevgimizi doğayla ve sanatıyla paylaşarak göstermek mümkün.

Bugünü, sevdiklerinle ya da sadece kendinle, sevgi dolu bir şekilde geçirmek ister misin? İşte doğadan ve sanattan ilham alan birkaç fikir:

1. Doğa ile Buluş

Termosuna sıcak bir içecek koy, sevdiklerinle birlikte doğada bir yürüyüşe çık. Attığın her adımı, aldığın her nefesi hisset. Eğer hava şartları dışarı çıkmana engelse, doğayı evine taşı! Kurumuş yapraklar, çiçekler ve eski fotoğraflarla bir anı kolajı yaparak sevgi dolu bir hatıra yaratabilirsin.

Saksıda lavanta, kekik, adaçayı, biberiye yada fesleğen bile daha anlamlı bir başlangıç sağlar; hem sağlığımız için hem de ortam için...

2. Toprakla ve Sanatla Bütünleş

Sanat, sevgiyi anlatmanın en güzel yollarından biridir. Doğadan ilham alarak seramik veya toprak atölyesinde sevdiklerinle yeni bir şeyler üretmek nasıl olurdu? Ellerinin şekillendirdiği her parça, sevginin ve emeğin bir yansıması olacak.

3. Birlikte Sofra Kur

Bugünü birlikte bir vegan yemek pişirerek ve doğanın sunduğu sağlıklı lezzetleri keşfederek değerlendirebilirsin. Belki de hiç denemediğin bir kombucha çayı, ıhlamur yada Akdeniz adaçayı ile sofranı tamamlayabilir, telefonları bir kenara bırakıp sadece sevdiklerinle anın tadını çıkarabilirsin.

Sevgi, bir paket içinde sunulamaz. Onu büyüten, birlikte geçirilen zaman, anlamlı deneyimler ve içten paylaşımlardır. Yeni bir başlangıç... Senin sağlığın için bitkisel kozmetik paketiyle tanıştırmak...

Hiç sevgi şiirlerini kenara not ettiniz mi, haydi okuma sırası...

En değerli hediye, zamanını ve sevgini paylaşmaktır.

Sevgiyle…



Adet Öncesi Sendrom: Kadın Olmanın Kaçınılabilir Bir Yan Etkisi

PMS, yani adet öncesi sendrom, kadınlıkla birlikte kaçınılmaz bir durum değildir. Her ay duygu durum değişiklikleri, göğüs hassasiyeti, migren, şişkinlik ve hatta şiddetli ağrılar yaşamak zorunda olduğunuzu düşünmeyin. Elbette, bu semptomlara kısmen iyi gelen bazı ilaçlar bulunuyor; ancak yan etkileri ciddi olabiliyor ve birçok kadın, özellikle doğum kontrol haplarının potansiyel zararlarını tecrübe ediyor.

Doğal Çözümlerle Hormonal Dengenizi Yeniden Keşfedin

Bunun iyi bir haberi var: Hormonlarınızı ilaçlara başvurmadan dengeleyebilmek mümkün. Bu yazıda, beslenme ve fonksiyonel tıp yaklaşımının gücüyle adet döngünüzü nasıl düzenleyebileceğinizi, PMS semptomlarınızın kök nedenlerini ortadan kaldırarak nasıl rahatlayabileceğinizi keşfedeceğiz.

PMS Semptomlarının Altındaki Nedenler

PMS’nin ortaya çıkmasında birçok faktör rol oynuyor. İşte başlıca etkenler:

  • Beslenme Alışkanlıkları: Şeker, kafein ve alkol tüketiminin fazlalığı, hormonal dengenizi bozabilir. Ayrıca, işlenmiş gıdalar ve hormon içeren et-süt ürünleri, bedeninizde istenmeyen etkiler yaratabilir.
  • Stres ve Hareketsizlik: Sürekli stres ve yetersiz fiziksel aktivite, hormon üretiminde düzensizliklere yol açar.
  • Çevresel Toksinler: Hava, su ve gıdalardaki toksinler, vücudunuzun doğal dengesini etkileyebilir.
  • Bağırsak Mikrobiyomu: Bağırsak floranızın sağlıksız olması, hormon metabolizmanızı bozar ve PMS semptomlarını şiddetlendirebilir.

Bu faktörlerin birleşimi, özellikle östrojenin progesterona göre baskın hale gelmesine (östrojen baskınlığı) ve buna bağlı olarak PMS semptomlarının ortaya çıkmasına zemin hazırlar.

Doğal ve Organik Bir Beslenme Yaklaşımı

Hormon dengesizliğinin temelinde kötü beslenme alışkanlıkları yatar. Diyetinizi temizleyerek pek çok hormonal sorunu geride bırakabilirsiniz. İşte öneriler:

  • Organik ve Rejeneratif Ürünler: Geleneksel et ve süt ürünlerindeki hormonlara maruz kalmamak için organik, doğal yetiştirilmiş ürünleri tercih edin.
  • Şeker ve Rafine Karbonhidratlardan Uzak Durun: Unlu mamuller, pirinç ve patates gibi gıdaları diyetten çıkarmayı deneyin; böylece kan şekerinizde ani yükselişleri önleyebilir, hormonal dengenizi destekleyebilirsiniz.
  • Kafein Tüketimini Azaltın: Kafein, hormon üretimini olumsuz etkileyebileceğinden sınırlı tüketilmesi faydalıdır.
  • Kaliteli Yağlar ve Protein: Vücudunuzun hormon üretebilmesi için kaliteli yağlara ve proteinlere ihtiyacı vardır. Organik kırmızı veya beyaz et, yumurta gibi protein kaynaklarını her öğünde 100-150 gram tüketmeye özen gösterin. Ayrıca, kabuklu yemişler, keten tohumu, kabak çekirdeği, susam ve ay çekirdeği gibi besinler hem sağlıklı yağlar hem de gerekli mikro besinler (demir, magnezyum, çinko, B vitamini kompleksi) içerir.

Bedeninizi Doğal Bir Biyokimyasal Makine Olarak Düşünün

Vücudumuz, her gün karmaşık kimyasal reaksiyonlarla çalışan büyük bir makine gibidir. Bu makinenin düzgün çalışabilmesi için doğru "ham maddelere" ihtiyacı vardır. Maalesef, modern diyetler genellikle bu besinlerden yoksun kalabiliyor. Doğal, zengin ve dengeli bir beslenme planı oluşturarak, vücudunuzun ihtiyacı olan vitamin, mineral ve diğer mikro besin öğelerini sağlamanız, hormonal dengeyi yeniden kazanmanın anahtarıdır.

Özetle, Nasıl Bir Değişim Yaratabilirsiniz?

  1. Beslenme Düzeninizi Gözden Geçirin: Organik, doğal ve temiz gıdaları tercih edin. Şeker, kafein ve işlenmiş gıdaları azaltarak, hormonlarınızın dengelenmesine yardımcı olun.
  2. Doğru Yağ ve Protein Alımına Özen Gösterin: Vücudunuzun yapı taşlarını oluşturmak için her öğünde yeterli miktarda kaliteli protein ve sağlıklı yağ tüketin.
  3. Fiziksel Aktivite ve Stres Yönetimi: Düzenli egzersiz yapın ve stres yönetimi tekniklerini uygulayarak, bedeninizin genel dengesini koruyun.
  4. Bağırsak Sağlığınızı Destekleyin: Probiyotik ve lif açısından zengin gıdalar tüketerek, bağırsak mikrobiyomunuzu iyileştirin.
  5. Doğal Takviyeler: Gerekirse, folat, B2, B6, B12, C, E vitamini, magnezyum, çinko ve selenyum gibi mikro besin takviyeleri ile destek sağlayın.

Unutmayın, PMS yaşamak zorunda olduğunuz bir kader değil. Doğru yaklaşımla adet döngünüzü doğal yollarla düzenleyebilir, her ay kendinizi daha iyi ve dengeli hissedebilirsiniz. Kendinize yatırım yapın, vücudunuzun doğal dengesine saygı gösterin ve gereksiz ilaçlardan kaçının. Doğal çözümlerle hem bedeninizi hem de ruhunuzu güçlendirin!

Her adımda sağlığınızı ön planda tutarak, hormonlarınızın kontrolünü elinize alabilirsiniz. Siz de bu yaklaşımı deneyin ve PMS semptomlarından uzak, enerjik bir hayatın kapılarını aralayın.

..........................................................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Doğal İçerikli Aynısafa Kremi

Ürün Tanıtımı: Besler Şifa’nın Aynısafa Kremi, doğal ve zengin içerikli formülü ile cilt sağlığını destekler. Enfeksiyon ve yaraların neden olduğu iltihaplı durumların tedavisinde kullanılabilir. Özellikle güneş yanıkları, yüzeysel yaralar, kanamalar, ezikler ve yanıklar için etkili bir çözümdür. Kuru ve tahriş olmuş ciltlerde de rahatlatıcı etki gösterir.

Faydaları:

  • İltihaplı Durumlar: Masaj sırasında enfeksiyon ve yaralara bağlı iltihapların giderilmesine yardımcı olur.
  • Cilt Yaraları: Güneş yanıkları, yüzeysel yaralar, kanamalar, ezikler ve yanıkların tedavisinde etkilidir.
  • Tahriş ve Kuru Ciltler: Tahriş olmuş ve kuru ciltler için nemlendirici ve yatıştırıcı etkiler sunar.
  • Uzun Süreli Etki: Masajın rahatlatıcı etkisini uzun süre korur.
  • Cilt Sorunları: Sivilce, siyah nokta, sedef, egzama ve ayak mantarının tedavisinde destek sağlar. Ayrıca mikrop öldürücü ve kanser önleyici etkileri ile bilinir.

Kullanımı:

Kremi istediğiniz vücut bölgesine dairesel hareketlerle masaj yaparak uygulayın. Bu, cildinizin rahatlamasına ve gevşemesine yardımcı olacaktır.

Üretim Bilgileri:

  • Doğal İçerik: Ürün, distilasyon ile hazırlanmış Aynısafa yağı ve bitkisel özler ile formüle edilmiştir.
  • Zengin Formül: Doğal yağlar, bitkisel vitaminler ve minerallerle zenginleştirilmiştir.
  • Tıbbi Aromatik Kokular: Kullanıcıların beğenisini kazanmış doğal kokular içerir.
  • Sağlık Bakanlığı Onayı: Ürün, Sağlık Bakanlığı Ürün Takip Sistemi (ÜTS) bünyesinde barkod numarası ile kayıtlı ve onaylıdır.
  • %100 Doğal: %100 doğal hammaddeler ve saf uçucu yağlar ile formüle edilmiştir.
  • Kimyasal İçermez: Paraben, sülfat, SLES, SLS, sentetik koku ve boya içermez.
  • Doğa Dostu ve Helal: Doğa dostudur, helal içeriklidir ve hayvanlar üzerinde test edilmemiştir.

Dikkat Edilecekler:

  • Harici Kullanım: Sadece haricen kullanım içindir.
  • Göz Teması: Göz ile temasından kaçınınız.

Saklanma Koşulları:

Oda sıcaklığında, direkt güneş ışığından uzakta ve ağzı sıkıca kapalı olarak saklayın. Çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza ediniz.

.......................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.




Dünya Nüfusunu Azaltma Girişimlerinde Yeni Durum

 Paul Krugman, “ABD Başkanı Trump ölmenizi istiyor” başlığıyla dikkat çeken yazısında, Trump yönetiminin sağlık alanındaki radikal politikalarını ve bunun toplum sağlığı üzerindeki olası yıkıcı etkilerini ele alıyor. Krugman, Trump’ın Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) çekilme ve sağlık araştırmaları için ayrılan fonları tamamen kesme girişimini, sadece derin devlet teorilerine dayanan paranoyak bir söylem olarak nitelendiriyor. Ona göre, Trump ve beraberindekiler, uzun süredir AGA hareketinin belirlediği “derin devlet” temasına inanan profesyonel kamu görevlilerini hedef alıyor; fakat bu durum, aslında Beyaz Saray’ı işgal edenlerin değil, ulusun yararı için çalışan kamu görevlilerinin gündemlerine zarar veriyor.

Krugman, MAGA hareketinin iktidara gelmesiyle sağlık politikalarının artık tamamen siyasi arenaya taşınacağının ilk sinyallerini gözlemliyor. New York Times’a göre, Medicare ve Medicaid veri toplama projelerinin durdurulması, tamamlanmış anket sonuçlarının yayınlanmaması gibi örnekler, sağlık kurumlarının faaliyetlerinin ciddi şekilde kısıtlandığını gösteriyor. Gıda ve İlaç İdaresi, Hastalık Kontrol Merkezleri ve Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) gibi önemli kurumların dış iletişim faaliyetlerinin kesilmesi, rutin toplantıların iptal edilmesi ve seyahat yasaklarıyla neredeyse tamamen kilit altına alınmaları, Trump yönetiminin sağlık alanında uyguladığı baskıların somut örnekleri arasında yer alıyor.

Peki bu durum geçici mi, yoksa kalıcı bir dönüşüm mü olacak? Krugman, Trump’ın aşı karşıtı figürlerden Robert F. Kennedy’yi Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanı olarak yönetime dahil etmeye çalıştığını hatırlatarak, mevcut durumun geçici olmadığını, aksine federal sağlık kurumlarının politikalarının gelecekte daha da siyasallaştırılacağını öngörüyor. Eskiden partiler arası bir uzlaşıya dayanarak hizmet veren, örneğin Anthony Fauci gibi isimlerin çalıştığı halk sağlığı kurumlarının artık siyasi baskılar altında kalması, aşılanma oranlarında ve halk sağlığını korumaya yönelik uygulamalarda ciddi aksaklıklara yol açabilir.

Covid-19 pandemisi sürecinde aşı çalışmalarıyla ilgili birçok komplo teorisi ortaya atılmıştır. Bunlardan biri, Pfizer CEO'su Albert Bourla'nın dünya nüfusunu %50 azaltmayı hedeflediğini söylediği iddiasıdır. Ancak bu iddia, Bourla'nın 2022’de Dünya Ekonomik Forumu'ndaki konuşmasının çarpıtılmasıyla yayılmıştır. Bourla, aslında ilaçlara erişimi olmayan insanların sayısını %50 azaltmayı hedeflediklerini belirtmiştir. Konuşmanın orijinal hali, Dünya Ekonomik Forumu’nun resmi kaynaklarında mevcuttur ve Reuters gibi uluslararası haber ajansları bu iddianın asılsız olduğunu doğrulamıştır. Bir taraftan bakılırsa dünya nufusunu azaltmak girişimine destek sayılır.

Araştırmalar, küresel doğum oranlarının düşmesiyle 2100 yılına kadar dünya nüfusunun azalacağını öngörüyor. Bu değişim, yoksul ülkelerde yaşam standartlarını iyileştirirken, yaşlanan nüfus nedeniyle gelişmiş ülkelerde emeklilik yaşının yükselmesi, göç politikalarının esnemesi ve bakım işçilerinin öneminin artması gibi sonuçlar doğurabilir. Hükümetler, doğum oranlarını artırmak için ebeveynlere destek sağlayabilir. Nüfus azalmasının çevre için olumlu etkileri olabileceği düşünülse de ekonomik büyüme ve tüketim alışkanlıkları bu süreci belirleyici olacaktır. 

Sonuç olarak, Trump yönetiminin sağlık politikalarına yönelik bu müdahaleler, sadece bilimsel ve tıbbi araştırmaların değil, aynı zamanda ulusal sağlık güvenliğinin de tehlikeye girmesine yol açabilir. Krugman’ın da belirttiği gibi, mevcut kısıtlamalardan çıkış yapan NIH ve benzeri kurumların, Trump’ın hoşuna gitmeyen verileri sansürlemesi veya politika önerilerini reddetmesi, toplumsal sağlık krizlerine ve hatta can kayıplarına neden olabilir.

İklim değişikliği senaryoları bir anlamda nufusun azalacağına inanıldığı için destekleyenler veya desteklemeyenler var. İklim değişikliği nufusu azaltmanın bir oyuncağı olduğunu düşünenler az değil. Bir anlamda iklim değişikliğini kriz haline getirerek bir anlamda pandemi ortamı oluşturulması ve olağanüstü tedbirlerle yine dünya nfusuna müdahale olduğu dile getiriliyor.

Pandemiyi önleyememesi, etkili yöntemler geliştirememesi, pandemiyi bazılarının tabiriyle "plandemi" haline getirmesi, aşı konusunda yetersiz çözümler ve şu an aşıların etkilerinin kalp krizleriyle görülmesi gibi sebepler Dünya Sağlık Örgütü'nün sorgulanmasına sebep oluyor. Muhtemelen Trump iklim zirveleri kadar dünya Sağlık Örgütü'nü de sorguluyor.

............................................................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



Sarımsak Spreyi ile Zararlılara Karşı Doğal Çözüm

Besler Şifa Ekoköy Evi olarak, sürdürülebilir tarım uygulamaları ve doğal koruma yöntemlerini desteklemek amacıyla, bitkilerimizi zararlı organizmalardan korumada kullanılan iki önemli teknik üzerine odaklanıyoruz. Bu yazımızda, sarımsak spreyi ve yaprakları yiyerek zarar veren böcekler için hazırlanan karışım yöntemlerini detaylandırarak, doğal ve etkili bir bitki koruma çözümü sunuyoruz.


1. Sarımsak Spreyi

Sarımsak spreyi, özellikle sümüklü böcekler ve yaprakları yiyerek bitkilere zarar veren bazı böcek türlerine karşı etkili bir doğal koruyucu çözümdür. İşte sümüklü böceklere karşı kullanılabilecek sarımsak spreyinin hazırlanma aşamaları:

Malzemeler (Sümüklü böcekler için):

  • 1 adet sarımsak
  • 1 adet orta boy soğan
  • 1 litre su
  • 1 yemek kaşığı kırmızı biber
  • 1 yemek kaşığı sıvı sabun

Hazırlanışı:

  1. Sarımsak ve soğanı küçük küçük doğrayın.
  2. Doğranmış sarımsak ve soğanı kırmızı biber ile karıştırın.
  3. Bu karışımı 1 litre suya ekleyin ve yaklaşık 1 saat boyunca demlenmeye bırakın.
  4. Sürenin sonunda, karışıma sıvı sabun ekleyin.
  5. Karışımı dolapta bir hafta bekleterek olgunlaştırabilirsiniz.

Bu doğal sprey, patates böceği, kaphra böceği, lahanagillerde zarar veren larvalar ve nematotlar üzerinde etkili olmaktadır.


2. Yaprakları Yiyen Böcekler İçin Karışım

Yaprakları yiyerek bitkilere zarar veren böcekler için özel olarak hazırlanan karışım da, doğal içeriklerle bitkilerimizi korumayı hedefler.

Malzemeler (Yaprakları yiyen böcekler için):

  • 4 adet kırmızı biber
  • 4 adet soğan
  • 2 baş sarımsak

Hazırlanışı:

  1. Kırmızı biber, soğan ve sarımsağı iyice doğrayın.
  2. Doğranmış malzemeleri, sabunlu su içerisinde 24 saat bekletin.
  3. Bekleme süresi sonunda karışımı süzün ve üzerine 2 litre su ilave edin.
  4. Bu karışımı, serin koşullarda 2 haftadan fazla süre saklayabilirsiniz.

Doğal Korumanın Avantajları

  • Çevre Dostu: Kimyasal içerik kullanmadan, bitkilerinizi zararlı organizmalardan koruyarak çevreye zarar vermeden tarım yapabilirsiniz.
  • Ekonomik: Uygun fiyatlı malzemelerle hazırlanan bu doğal karışımlar, maliyeti düşürür ve organik tarım uygulamalarını destekler.
  • Kolay Uygulanabilir: Ev ortamında veya küçük ölçekli tarım alanlarında kolayca uygulanabilen bu teknikler, hem profesyonel üreticilere hem de hobi bahçıvanlarına hitap eder.

Besler Şifa Ekoköy Evi olarak, doğal yaşamı ve sağlıklı tarımı destekleyen uygulamaları sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz. Doğal bitki koruma teknikleriyle, sürdürülebilir tarımın temellerini güçlendirmek ve doğanın sunduğu şifa ile üretiminizi korumak için bu yöntemleri deneyebilirsiniz.

..............................................................

BESLER ŞİFA- "Doğallığın tam adresi"

Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz. Tüm ürünlerimiz doğal, bitkisel, helal ve Sağlık Bakanlığı (ÜTS) onaylıdır.

İnstagram Vitrin www.instagram.com/beslersifa

Hepsiburada Mağazası https://www.hepsiburada.com/magaza/besler-sifa

Trendyol Mağazası: https://www.trendyol.com/magaza/besler-sifa-m-872629?sst=0

aZall.com Mağazası: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle Ankara Sincan'daki atölyemize bekleriz.



© beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.