Ad

Besler Şifa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Besler Şifa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Aromaterapi Festivali Bitti.

 Aromaterapi Festivali, Türkiye ve dünyanın tek Aromaterapi Festivali olarak kabul edilen etkinlik, 4'üncü kez düzenlendi. Festival, "Tarladan Hasada, Lezzet, Şifa, Sanat" temasıyla 6 Temmuz'da başladı ve 9 Temmuz'da sona erdi. Balıkesir Çiftçi Eğitim Merkezi (BAÇEM)'nde gerçekleştirilen festival, eğitim seminerlerinden hasada, atölye çalışmalarından söyleşi ve konserlere kadar birbirinden farklı 111 etkinliğe ev sahipliği yaptı.

Festivalin açılışı, 6 Temmuz Perşembe günü yapıldı ve festival 9 Temmuz saat 22.00'de son buldu. Seminerler ve atölye çalışmaları Balıkesir Çiftçi Eğitim Merkezi (BAÇEM)'de gerçekleştirilirken, Ören'de 150 standın kurulduğu alanda söyleşiler, atölye çalışmaları ve konserler düzenlendi.

Aromaterapi Festivali, BAÇEM'de Dr. Ender Saraç eşliğinde lavanta, ekinezya ve hatmi çiçeği hasadıyla başladı. Ardından Nurşen Ertuş'un "Doğadan Gelen Güzellik Defilesi" gerçekleştirildi ve festival alanında yapılacak kortej yürüyüşüyle Ören'de devam etti. Festival kapsamında birbirinden farklı 111 etkinlik gerçekleştirildi.

Besler Şifa Atölyesi olarak 4. Aromaterapi Festivali'nde yer alan standımızda, birçok kıymetli hocamızı, dostumuzu ve basın mensuplarını ağırlama fırsatı bulduk. Standımızda özgün aromaterapi ürünlerimizi sergiledik ve ziyaretçilerle paylaştık. Ancak standımız sadece ürünlerimizi tanıtmakla kalmadı, aynı zamanda Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesini de duyurmak ve GEF SGP (Global Environment Facility Small Grants Programme) desteği konusunda açıklamalarda bulunmak için bir platform sağladı.

Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi, doğal şifa kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımının teşvik edilmesini amaçlayan önemli bir girişimdir. Bu proje, bölgedeki tıbbi ve aromatik bitki çeşitliliğini korumayı, yerel toplulukların ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmayı ve ekosistem sağlığını desteklemeyi hedeflemektedir. Standımızda, proje hakkında detaylı bilgi sunarak, ziyaretçilerin bu önemli inisiyatifi tanımalarını sağladık.

Ayrıca, GEF SGP desteği konusunda da açıklamalarda bulunduk. GEF SGP, çevresel sürdürülebilirlik projelerine finansal ve teknik destek sağlayan bir programdır. Bu destekle, Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesinin yürütülmesi ve sürdürülebilirliği için önemli kaynaklar elde edilebilir. Standımızda, GEF SGP'nin projeye nasıl destek sağlayabileceği konusunda bilgiler vererek, ilgili paydaşlarla tanışma ve işbirliği imkanları araştırdık.

Festival boyunca, Besler Şifa Atölyesi standımızda yapılan çalışmalarla birlikte, ziyaretçilere aromaterapi konusunda bilgilendirici seminerler ve atölye çalışmaları düzenledik. Bu etkinliklerde, aromaterapinin şifalı dünyasını daha yakından tanıma fırsatı buldular ve doğal şifa kaynaklarının kullanımı konusunda bilinçlendirildiler.

Besler Şifa Atölyesi olarak festivalde yer almamızın temel amacı, insanlara doğal şifa yöntemlerini tanıtmak ve onları doğal kaynakları koruma ve sürdürülebilir kullanım konusunda bilinçlendirmekti. Bu amaç doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ve yapılan tanışmalar, proje ve işbirliği olanakları hakkında bilgilendirmeler, festival ziyaretçileri arasında büyük ilgi uyandırdı ve olumlu geri dönüşler aldık.

Besler Şifa Atölyesi olarak, festivaldeki standımızda sunduğumuz bilgiler, etkinlikler ve tanışmalar aracılığıyla aromaterapi ve doğal şifa konularında farkındalık oluşturmaya çalıştık. Aynı zamanda, Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi ve GEF SGP desteği ile ilgili bilgilendirmelerle, doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımına yönelik adımların atılmasına katkıda bulunmayı hedefledik. Festival boyunca elde ettiğimiz deneyimler, yeni fırsatlar ve işbirlikleri doğrultusunda bu önemli konularda daha da ilerlemeyi planlıyoruz.

Balıkesir büyükşehir Belediyesi desteği ve Balıkesir Çiftçi Eğitim Merkezi (BAÇEM) ev sahipliğinde seneye 5. si yapılacak festivali muhakkak ziyaret etmenizi öneriyoruz.


























Uluslararası Odun Dışı Orman Ürünleri Sempozyumu'nda Bildirimizi Sunduk

Bartın Üniversitesi, Bartın Orman Fakültesi ev sahipliğinde düzenlenecek olan 5. Uluslararası Odun Dışı Orman Ürünleri Sempozyumu, 27-28 Eylül 2023 tarihlerinde çevrim içi (online) olarak gerçekleştirilecektir. Odun dışı orman ürünleri (ODOÜ), yüzyıllardır dünyanın farklı bölgelerinde doğrudan kullanılmakta olup birçok önemli sektöre katkı sağlamaktadır. Bu sempozyum, ODOÜ ve hizmetleri konusunda çalışan bilim insanları, uzmanlar, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcilerini uluslararası bir bilimsel platformda bir araya getirmeyi amaçlamaktadır.

Sempozyum düzenleme kurulu adına, odun dışı orman ürünleri ve hizmetleri alanında çalışan ve ilgi duyan katılımcıları, 27-28 Eylül 2023 tarihlerinde çevrim içi olarak gerçekleştirilecek olan "5. Uluslararası Odun Dışı Orman Ürünleri Sempozyumu"na davet etmektedir. Sunulan bildiriler, hakem değerlendirmeleri sonucunda (peer review) çevrim içi tam metin bildiri kitabında yer alacak ve seçilen bildiriler makale kabul süreci sonrasında indeksli dergilerde yayınlanacaktır.

Kongre; https://non-woodbartin.com/ 



Organik tarıma rağbet ve destek artıyor.

Avrupa Komisyonu, AB'deki organik tarım sektörünün son 10 yıldaki performansını AB'de Organik Tarım raporu aracılığıyla paylaşmıştır. Bu rapor, sektörün sürdürülebilirliği, üretim, satışlar, ticaret ve kamu destekleri gibi birçok alana ilişkin veriler sunmakta olup, aynı zamanda AB'nin organik sektöründe araştırma ve yeniliği teşvik eden girişimlerini tanıtmakta ve Yeşil Mutabakat hedeflerine ulaşmak için bir yol haritası çizmektedir.

Rapora göre, AB tarım arazilerinde organik tarımın payı 2012-2020 yılları arasında %50'nin üzerinde bir artış göstermiştir. Organik ürünlerin satışı ise 2015-2020 yılları arasında iki katına çıkmıştır.

Fransa, İspanya, İtalya ve Almanya, Avrupa'da organik tarımın en büyük temsilcileri konumundadır. Organik tarım yapılan alanlar genellikle kalıcı otlaklar (%42), yemler (%17), tahıllar (%16) ve meyve, zeytin ve üzüm gibi ürünler (%11) şeklinde dağılmıştır.

Organik çiftliklerin verimlilik düzeyi daha düşük olsa da AB'nin Ortak Tarım Politikası (Common Agricultural Policy-CAP) çerçevesinde sağlanan desteklerin etkisiyle işçi başına düşen gelir, organik olmayan çiftliklerle benzer seviyelerde hatta bazen daha yüksek olabilmektedir. 2020 yılında organik tarım yapılan AB arazilerinin %61,6'sı, hektar başına ortalama 144 euro değerinde CAP desteği almıştır. 2023'ten itibaren yürürlüğe giren yeni CAP kapsamında organik tarım için destek payı daha da artırılmıştır. 

Bu rapor, AB'deki organik tarım sektörünün son 10 yıldaki büyümesini ve gelişimini göstererek, organik tarımın Avrupa'daki önemini vurgulamaktadır. Artan talep ve kamu destekleriyle birlikte organik tarımın payı artmış, satışlar büyük bir ivme kazanmış ve çiftlik sahiplerinin gelirleri artmıştır. Bununla birlikte, organik tarımın sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için önemli bir rol oynadığı da belirtilmektedir. AB'nin yeni Ortak Tarım Politikası (Common Agricultural Policy-CAP) ile organik tarıma daha fazla destek sağlaması, sektörün geleceği için olumlu bir adımdır. Bu rapor, organik tarımın potansiyelini ortaya koyarak, AB'nin sürdürülebilir tarım alanında lider bir rol oynamaya devam edeceğini göstermektedir.

Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesini yürüten Besler Şifa Atölyesi ekoturizm odaklı yerel gıda ağlarını destekliyor.
Besler Şifa Atölyesi'ni (www.instagram.com/beslersifaatolyesi) takip etmeye devam edin.



Ay takvimi ile tarım ve bahçıvanlık (Bölüm 2)

İnsanlar, yaşamlarını yüzyıllardır Ay'ın döngülerine göre düzenlemişlerdir. Bu doğal takvim bilgisine, rahmetli dedem ve anneannem gibi geçmiş nesillerimiz de aşinaydı ve günlük hayatta kullanırdı. Bu anlamda, bitkiler için kullanılan "Ay Takvimi"nden haberdar mısınız? Daha önce ay takvimini kullanan medeniyetlerden bahsetmiştik.

Günümüzde doğaya olan dönüş ve doğayla bağlantı kurma çabaları giderek artmaktadır. Kendi besinimizi üretme fikri bizi heyecanlandırırken, balkonlarımızı küçük domatesler ve kolay yetişen yenebilir otlarla süslememize olanak sağlıyor. Ancak bitkilerimizden en iyi verimi alabilmek için neler yapıyoruz?

Sulama, gübreleme ve diğer temel ihtiyaçların yanı sıra, geçmişten günümüze gelen sistemler de mevcuttur. İnsanlık, çok uzun zaman önce günlük yaşantısını doğanın işaretlerine göre ayarlayan bir toplumdu. Ancak bu gelenekler unutulmaya yüz tutmuştu. Şimdi ise, bu eski gelenekleri canlandırma çabaları artmaktadır. Ay takvimine göre bahçıvanlık da bu geleneklerden biridir.

Ay takvimine göre bahçıvanlık (Biyodinamik tarım), tarla ve bahçelerde yetiştirilen bitkilerin Ay'ın döngüsünü takip ederek gözlenmesiyle oluşturulan bir sistemdir. Bu sistem, bitkilerin en verimli gelişim için ihtiyaç duydukları işlemlerin zamanını belirlememizi sağlar. Ayın evrelerine göre bahçıvanlık yaparak, bitkilerinizi en doğru zamanda ekimden hasada kadar yönetebilirsiniz. Bu, deneyerek geliştirebileceğimiz ve uygulayabileceğimiz bir miras niteliğindedir.

Ay takvimine göre bahçıvanlık, Ay'ın dünya üzerindeki etkilerinden faydalanarak verimliliği artıran ve ekim sürecinde karşılaşılan olumsuzlukları en aza indiren bir takip ve uygulama sistemidir. Bu şekilde, zararlı böceklerden uzak, verimli bir hasat dönemi elde etmek mümkündür. Siz de bu yöntemi deneyerek kendi bahçenizde uygulayabilirsiniz. Bu sayede, bitkilerinizin sağlıklı büyümesini ve verimli bir şekilde yetişmesini sağlayabilirsiniz. 

Ay takvimi, her ayın gün gün izlenecek şekilde, hangi tip bitkilere hangi tip işlemlerin uygun olduğunu gösterir. Bu takvim, bitkilerin büyüme evrelerini ve Ay'ın çekim kuvvetinin etkilerini dikkate alarak bize yol gösterir.

Ayın çekim kuvveti, bitki özlerini etkileyerek büyümeyi teşvik eder ve yapraklanmanın hızını artırır. Bu nedenle, ağaçlar, çimler, yenebilir otlar, laleler ve iç mekan bitkileri, bu etkiden dolayı yükselen Ay evresinde daha hızlı büyürler. Yükselen Ay evresinde tohum ekmek, sulu meyve için aşılama yapmak, çiçekli ve yapraklı sebzelerin bakımı gibi işlemler uygun olacaktır.

Öte yandan, küçülen Ay evresinde bitki özleri toprağa doğru hareket eder. Bu evrede toprakla ilgili işler yapmak daha uygun hale gelir. Toprak temizliği, çapalama, ekolojik gübreleme gibi faaliyetler, bu evrede daha verimli ve kalıcı sonuçlar verir. Kök sebzelerin hasat edilmesi, yumru ve soğanların topraktan çıkarılması, fideleri şaşırtma gibi işlemler de bu evreye uygun olanlardır. Ayrıca, bitkilerin budanması ve fidanların şaşırtılması da küçülen Ay evresinde gerçekleştirilmesi gereken işlemler arasındadır.

Ay takvimi, bitkilerin doğal döngüsünü ve Ay'ın etkisini göz önünde bulundurarak, bahçe işlerinin zamanlamasında rehberlik eder. Bu şekilde, bitkilerin sağlıklı büyümesini teşvik edebilir, verimli bir şekilde yetişmelerini sağlayabiliriz. Ay takvimine uygun olarak bahçe işlerini planlamak, bitkilerimizin sağlığını ve gelişimini en üst düzeye çıkarmamıza yardımcı olur.

Ay takvimi için kadim bilgi

Anadolu'da, Ay ile ilgili bazı eski tabirler ve atasözleri bulunmaktadır. Bu tabirler, Ay'ın evrelerinin ve etkilerinin çeşitli konulara olan etkisini anlatır. Örneğin, "Ayın yenisinde yapılan işten hayır gelmez" derler. Yeni Ay döneminde yapılan işlerin bereket getirmeyeceği düşünülür. Benzer şekilde, "Dolunayı bekle, bereketini gör" sözü, dolunayın bereketli zamanlarına işaret eder. "Ayın yenisinde olur börtü böcek, eskisinde olur börek çörek" ise, yeni Ay döneminde böceklerin ve zararlıların arttığına, eski Ay döneminde ise yiyeceklerin daha iyi tutacağına inanılır. "Kesme odunu ay büyürken, kırk koyunu küçülürken" atasözü ise, odun kesmek için Ay'ın büyüdüğü zamanları tercih etmek gerektiğini ifade eder.

Ben de annemden tarhana, pekmez, salça gibi geleneksel bilgileri öğrendim. Ancak bizler, şehirde büyüyen ve eğitimli insanlar olarak, toprağın anasıyla Ay ve Güneş arasındaki dansın insanı besleme kadim bilgisini büyüklerimizden uygulamalı olarak alamadık ve unuttuk. Maalesef bu bilgiler günümüzde pek yaşatılamıyor.

Genel olarak, Ay büyürken, yeni Ay'dan dolunaya kadar olan süreçte bitkilerin büyüme ve genişleme sürecinde olduğu, suyu depoladığı düşünülür. Bu dönemler, kurutma, biçme, budama gibi işlemler için uygun zamanlardır. Ancak Ay'ın ışığının giderek azaldığı veya hiç görünmediği zamanlar, bitkileri yok etme işlemleri için daha uygundur.

Ay, 28-30 gün içinde 12 burcun tamamını dolaşırken, hangi burçlarda hangi işlemlerin daha uygun olduğu da bilinir. Bu bilgiler, Ay takviminin temelini oluşturur ve eski çağlardan bu yana çiftçilik deneyimleriyle belirlenmiştir. Ayrıca, ücretsiz olarak kullanabileceğiniz Ay takvimi uygulamaları da mevcuttur.

Ay takvimi, Ay'ın evrelerini ve burçlarını dikkate alarak bitki yetiştirme ve bahçe işlerini zamanlamada rehberlik eder. Bu takvimi kullanarak, bitkilerin büyüme süreçlerini en iyi şekilde destekleyebilir ve doğal döngüye uygun bir şekilde tarım yapabilirsiniz.




Tıbbi ve aromatik bitkilerde tohum söyleyişi

Yerel (ata tohumu, organik tohum) tohum demek sadece sağlıklı besin demek değildir. Yerel tohum bizim geleneklerimiz ve kültürümüzdür. Yerel tohum atalarımızın bize mirasıdır ve bizden sonraki nesillere de miras kalacaktır.

Rehberimiz çıktı, üreticilerle tohumları paylaştık ve şimdi ekim zamanı... Aynısafa, ekinezya, çörek otu, karabuğday, kişniş... Tohumlarımız yeşerecek ve meyve verecekler. Bu meyve ya tohumuyla ya yaprağıyla yada çiçeği ile olacak. 

Güdül'de 30 üreticiyle buluşmamızdan sonra kalan tohumları Ankara'dan 30 üreticimizle paylaşacağız. 

Tıbbi ve aromatik bitki tohumları ve fideleri 30 üreticiyle paylaşıldı

Güdül Şifa Yolu Projesi kapsamında, köylerde tıbbi ve aromatik bitki tohumları ve fideleri dağıtıldı. Tohum ve fideler, Tahtacıörencik, Yelli, Kayı, Yeşilöz ve Karacaören köylerinden 30 üreticiye verildi.

Tohum dağıtım programında konuşan Güdül Belediye Başkanı Mustafa Çetin, "Bu tohumlardan her biriniz 60 metrekarelik bir koleksiyon bahçesi yapabilirsiniz. Bu tohumların ederi yeniden tohum üreterek seneye başka üreticilerle paylaşmaktır. Rehberimizde detaylı bilgiler mevcut. Bugün biraz ekim ve dikimden bahsedelim" dedi.

Tohum dağıtım programının ardından üreticilere tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği hakkında bilgiler verildi. Üreticiler, tohum ve fidelerin ekimi ve bakımı hakkında detaylı bilgi edindiler.

Güdül Şifa Yolu Projesi kapsamında, projenin uygulandığı 6 köyden 25 üreticiye fide temini yapıldı. Üreticilere ücretsiz verilen fidelerle koleksiyon bahçesi yada şifalı bitkiler sipirali yapılması hedefleniyor.

Temin edilen fide çeşitleri şunlardır:

  • Biberiye (Salvia rosmarinus)
  • Nane (Mentha Piperita)
  • Reyhan (Ocimum basilicum)

Güdül Şifa Yolu Projesi, köylerde tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliğini teşvik etmek ve üreticilere gelir elde etme imkanı sunmak amacıyla hayata geçirildi. Projenin, köylerin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkı sağlaması bekleniyor.








Tahtacıörencik Doğal Yaşam Üreticileri (TADYA) üreticilerinin birbiriyle ile tohum takası ile program tamamlandı. Tohum takasında Pembe domates, Kara Nohut, Susam, Kırmızı nohut, Misk adaçayı, Meksika acı biber, Kara fasulye, Meksika mısır, Kale lahana, Kadife çiçeği, Acur, Kedi nanesi, Dereotu, Kabuksuz kabak çekirdeği gibi 20 den fazla tohum paylaşıldı.


#ŞifaYolu #Güdül #Ankara #SGPTurkiye #BeslerŞifa

#BeslerŞifaAtölyesi

#YeşilOrmanOkulu

#ŞifaYolcuları

#aromaterapi #fitoterapi

#ekoturizm


Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi

GEF SGP desteği ile Besler Şifa Atölyesi olarak Başkent ve İç Anadolu’nun ilk ve tek sakinşehri olan Güdül ilçesi’nde Sorgun Göleti Tabiat Parkı, ormanlık alanları, Kirmir Çayı, Süvari Çayı, İlhan Çayı gibi doğal güzellikleri fark ettik ve doğal yaşam üreticileri ile çalışmalar yapmayı hedefledik. 

Sakin Şehir Güdül Şifa Yolu Projesi sürecinde aromaterapi kapsamında “Şifalı Ürünler Atölyeleri” ve ekoturizm kapsamında köylerde “Doğal Yaşam Eğitimleri ve Atölyeleri” yapıldı. Şirdan peynir ve ekşi maya ekmek atölye eğitimlerine köylerden 25 kişi ve doğal yaşam çevrimiçi eğitimlere ortalama 450 kişi katıldı. Proje; Ekoturizm, Tıbbi Aromatik Bitki Yetiştiriciliği ve Doğal Yaşam Eğitimleri ile devam edecektir. Projede Dr. Öğr. Üyesi Gülay Çoksarı ile başlayan süreç boyunca Güdül ve çevresinde yetişebilecek 25 adet tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği ve kıymetlendirilmesi üzerinde duracağız.

Tavsiyelerimiz çoklu üretim olduğunu da unutmayalım. Agroekoloji ve Permakültür ile tıbbi ve aromatik bitkilerin her bahçede yetiştirilebileceğini savunuyoruz. Tabi bu türler tarla, küçük aile çiftlikleri, bahçe ve bostanlar için uygun olduğunu belirtmek isteriz. Daha çok üretici üretebilsin ve daha çok tüketici aracısız bu ürünlere ulaşabilsin diye tıbbi ve aromatik bitkilerin balkonda da üretimi savunuyoruz. 

Rehber için geniş bir literatür taraması yapılarak her bitkinin toprak ve iklim talepleri; arazi hazırlığı ve ekim- dikim; sulama, gübreleme ve bakım; kullanım alanları; hasat ve kurutma özellikleri verilmiştir. Yetiştiricilik için önemli ve kısa bilgiler yanında her bitkinin fotoğrafı verilmiştir. 

Rehberin hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Bu rehber sayesinde, tıbbi ve aromatik bitkilerin yetiştirilmesi yöntemleri hakkında bilgi sahibi olunabilecektir ve bitkilerle yaşam için doğal çözümler sunacaktır.

Rehberi indirmek için tıklayınız


Bebek ve anne bakımında aromoterapi atölyesi yapıldı

 Bebek ve Anne Bakımında Aromaterapi...

Aroma terapi kendi işlerini görmek için bir anahtardır. Aromaterapi ile Besler Şifa Atölyesi'nde çok güzel bir toplantı yapıldı.


Aromaterapi nedir, derseniz; bitkilerin tamamen organik olan yaprağı, kökü ve çiçeğinden damıtma yani distilasyon tekniği ile çok yoğun olarak elde edilen uçuğu yağ özlerini kullanarak; hastalıkları önlemek veya oluşmuş hastalıklarda vücudun bağışıklığını güçlendirerek, kendi savunma sistemini desteklemek için kullanılan bir tekniktir.

 

Özellikle doğum sırasında aromaterapinin gücüne inanmak gerekiyor. Ve lavanta, yasemin yağlarını özellikle tavsiye ediyoruz.


Eğitimde;

🍀Konak önleyici,

☘Pişik önleyici,

🍀Burun açar,

☘Bitsavar,

🍀Anne bakımı kremleri üzerinde konuşuldu.


#ŞifaYolu #Güdül #Ankara #SGPTurkiye #BeslerŞifa

#BeslerŞifaAtölyesi

#YeşilOrmanOkulu

#ŞifaYolcuları

#aromaterapi #fitoterapi

#ekoturizm





Şifalı Ot Toplarken Biyokaçakçılık Meselesi

Biyokaçakçılar, canlı türlerini farklı ülkelere götürmek için çeşitli kılıflar kullanıyor. Turist, araştırmacı veya uzman kimliğiyle, Türkiye’nin renkli ekosistemindeki örnekleri yasa dışı yollarla yurt dışına kaçırmaya çalışan biyokaçakçılar; ekosistem tahribatına sebep oluyor.

Örneğin; kelebeklerin doğadan toplanması, çiçeklerin polenlerinin taşınamamasına,  böylece bitkilerin tohum verememesine ve çoğalamamasına neden oluyor. Bitkilerin çoğalamaması ise bitkilerle beslenen diğer türlerin yaşamını tehdit ediyor.

Yöre halkına veya başka aracılara toplatmak yoluyla yeni tasarım çeşitleri ilaç veya başka bir sanayi ürünü geliştirmek amacıyla araştırma materyali veya genetik kaynak olarak kullanım amacıyla biyokaçakçılık yapılmaktadır. 

Kaçakçılık çalışmaları yabancı araştırmacıların kendileri veya Türk akademisyenler veya öğrenciler aracılığı ile yapılabilmektedir. Biyokaçakçılık konusunda en çok Rusya, Çekya, Fransa, Almanya, Avusturya, İsveç, Hollanda, İspanya, Danimarka, Belçika, Romanya, İsviçre, Macaristan, Japonya, İsrail ve Suriye asıllı kişiler yoğunluk göstermektedir. 2007-2022 yılları arasında 88 biyokaçakçılık vakası belirlenirken, 21 farklı ülkeden 149 kişiye de para cezası kesildi. Bu kaynaklar yurt dışında gıdadan savunmaya kadar pek çok farklı sektörde yeni ürünler elde etmek için kullanılıyor.

Özellikle ülkemizde Kardelen, Lale, Salep, Safran ve Orkide gibi bitkilerin soğanlarını kutu içerisinde çok çeşitli bitkilerin kök tohum örneklerini poşet veya zarar içerisine ve presleyerek hayvanların kelebek böcek salyangoz yılan kurbağa kertenkele gibi canlıları tüp veya şişe veya bez torbalara koyarak kaçıra bilmektedir. Bunun yanında canlı canlıların doku, boynuz, diş, tırnak, tüy, kıl, yumurta, dışkı, meyve, tohum, kök, yaprak, çiçek gibi parçalarını veya buna ilaveten sıvı metal olan kan zehir DNA izolatı gibi şeyler tüp içine konarak yurtdışına çıkarılabilmektedir.

Tıbbi ve aromatik bitkileri toplayıp ıslah ederek katma değerli bitki halinde satılabilmektedir. Akdeniz coğrafyası ve Anadolu kıtası bitki çeşitliliği açısından fazladır. Biyo kaçakçılığa müsaade vermemek gerekir.


TAB İleri Seviye ilk eğitimi arazi temini konusunda başladı

Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştirmek için arazi arayanlar için Orman arazilerinden tahsis için Merve Güzeloğlu Bilim ve Milli Emlak'ın hazine arazileri için Merve Öncü tarafından bilgi ve deneyimler paylaşıldı. Eğitimde sunum, çeşitli rehberler ve deneyimler aktarıldı.

Deprem, sel, taşkın, iklim değişikliği, kuraklık gibi afetler şehirlerde daha da hissedilir olduğuna değinildi. Sıklığı ve sayısı artacak olan doğal afetler sebebiyle kırsal daha da önemli hale geldiği belirtildi. Arazi temin ederek kırsalda yerimizi almamız gerektiği paylaşıldı.

Bazı Önemli Linkler;

Orman arazilerinden tıbbi aromatik bitki tesisi için arazi tahsisi için kendisine danışabilirsiniz: https://www.instagram.com/mrvguzeloglu/

Milli Emlak'dan arazi ile mürver bahçesi tesis eden Merve Hanımın sayfası; https://www.instagram.com/murverbahcesi/

BALTABBİR; https://www.facebook.com/groups/937472433454389/

Hazine Arazileri kiralanması broşürü; https://webdosya.csb.gov.tr/db/manisa/menu/tibbi-aromatik-brosuru_20191115092313.pdf

Milli Emlak'ın hazine arazilerini kiraya verebileceğine dair mevzuat;bhttps://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2017/11/20171124-6-1.pdf





Malçlama ve faydaları

Malçlama, "bir şeyi malç ile örtmek" anlamında kullanılır. "Malç", tarımda kullanılan bir materyaldir ve bitkilerin köklerini çevreleyen toprağı nemli tutmak, yabani otları engellemek ve toprağın sıcaklığını dengede tutmak için kullanılır. Bu nedenle, "malçlama" kelimesi, bitkilerin etrafına malç materyali yerleştirmek anlamında da kullanılabilir.

Faydaları;

  1. Toprağın su tutma kapasitesi artar.
  2. Toprağın nemli kalmasını sağlar. 
  3. Sulama ihtiyacı azalır.
  4. Toprakta karbon ve humus oranı artar.
  5. Toprak karbon yutak alanına dönüşür.
  6. Toprağın biyolojisi sağlıklı hale getirir.
  7. Tuzlanma, erozyon ve çölleşme önlenir.
  8. Gübre kullanımını azaltır. 
  9. Yaban otu ile mücadele azalır.
  10. Orman ve tarımsal ekosistemlerde sürdürülebilirliği arttırır.




KOLAY SABUN TARİFİ

 MALZEMELER

  1. Zeytinyağı 181 gr
  2. Palm Yağı 159 gr
  3. Hindistan Cevizi Yağı 113 gr
  4. Sodyum Hidroksit 64 gr
  5. Su 149 gr

YARDIMCI MALZEMELER

  1. Kil
  2. Sabun Esansı
  3. Sedef Boya
  4. Kurutulmuş Çiçekler
  5. Doğal Taşlar
SABUN YAPILMA YÖNTEMİ

1. Su ve kostiği ölçümleyerek güvenli ve temiz bir kaba alın. Kostiği yavaş yavaş suya ekleyerek karıştırın.

2. Kostik karışımını güvenli bir şekilde soğumaya bırakın.

3. Katı yağları benmari yöntemi ile eritin ve ısıtmaya başlayın.

Sıvı yağları ekleyin ve karıştırın.

4. Karışımlar 40 - 45 dereceye geldiğinde yağı ve kostiği birleştirin. (Karışımlar arası 5 - 6 derece fark olabilir)

5. Puding kıvamına geldiğinde isteğe göre kil, boya, esans ekleyebilirsiniz. Kıvamı yoğunlaşıncaya kadar blender ile karıştırın.

6. Karışımı kalıba yavaşça dökün ve streçle kalıbı sarıp üzerini örtü ile örtüp dinlenmeye alınız.

7. 24 yada 48 saat kalıpta bekletiniz daha sonra kesin ve kurumaya bırakınız. Süsleme için kuru çiçek ve taş ekleyebilirsiniz.



Yüzyılın Afeti Kahramanmaraş Depremi

Kahramanmaraş merkezli ilki saat 04.17'de 6 Şubat 2023 günü meydana gelen ve 10 ilimizi doğrudan etkiledi. Türkiye'nin büyük bölümünde hissedilen deprem nedeniyle Malatya, Gaziantep Diyarbakır, Adıyaman, Adana'da yıkılan binalar oldu. Kahramanmaraş'ta ilk 7,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Bu depremin ardından Gaziantep'te de büyüklükleri 6,4 ile 6,5 olan iki deprem meydana daha kaydedildi. Daha sonra Elbistan'da 7,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. AFAD ve AA nın bilgilerinden yola çıkarak bir not hazırladık.

Deprem nedeniyle 10 ilde üç ay süreyle OHAL ilan edilmişti. Eğitime “deprem arası” uzadı Milli Eğitim Bakanı Özer, eğitim öğretime verilen aranın tüm Türkiye'de 20 Şubat’a kadar uzatıldığını duyurdu. YÖK ise tüm yükseköğretim kurumlarında bahar eğitim ve öğretim dönemi açılışının ikinci bir duyuruya kadar ertelendiğini açıkladı.


Afetin Olası Etkileri

2023 Kahramanmaraş Depremi Afet Durum Raporu" başlıklı raporunda 1999 Marmara depreminin verilerini esas alarak can kaybı ve mali hasara yönelik öngörüler hazırladı. Raporda, Marmara Depreminde can kaybı 18 bin 373 kişi, mali hasarı ise 1999 dolar kuruyla 17,1 milyar dolar olarak hesap edildi. Marmara depremi verilerinin kullanıldığı metodoloji ile Kahramanmaraş depremlerinin 72 bin 663 can kaybı ve 84,1 milyar dolar mali hasara neden olacağı öngörüldü. Öngörülen bu mali hasarın 70,75 milyar dolarının konut zararı, 10,4 milyar dolarının milli gelir kaybı ve 2,91 milyar dolarının işgünü kaybı olacağı tahmin edildi. Raporda, illerin milli gelire katkılarındaki azalmaya paralel olarak afete maruz kalan 10 ilin ihracatının, ihracatı göğüsleyen liman altyapısının bozulmasının da etkisiyle, 15 milyar dolar düzeyinin altına düşebileceği tahmin edildi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, deprem bölgesindeki illerde 927 bin binanın incelemesini tamamladıklarını, 118 bin binanın yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğunun tespitini yaptıklarını bildirdi. Sağlık Bakanlığına göre; Kimliği tespit edilen 1625 çocuğumuz, kimliği henüz bilinmeyen 213 çocuğumuz bulunmaktadır."

AFAD tarafından yapılan açıklamaya göre yaklaşık 9,800'ü yabancı olmak üzere 35,495 kurtarma görevlisinin sahada görev yaptığı ifade edildi. Depremden etkilenen 10 ilde yaşayan yaklaşık 158 bin kişi bölgeden tahliye edildi. Bu arada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 10 ilde 41 bin 791 bina için yıkık, acil yıkılacak veya ağır hasarlı tespiti yapıldığını bildirdi.

Deprem bölgelerinde kurulan çadır sayısının 175 bini, konteyner sayısının ise 5 bin 400'ü geçtiğini söylendi. Depremzedeler için 257 noktada çadırkent kurulumunun tamamlandı. TÜRKONFED “2023 Kahramanmaraş Depremi Afet Durum Raporu”na göre ise deprem bölgesindeki 3 milyona yakın konutun 1 milyonu aşkını hasarlı. Hasarlı konutların yerine yaşam alanları kurulması halinde kabaca 1 milyon konteyner eve ihtiyaç olacak.

Gözler Olası İstanbul Depreminde
İstanbul genelinde resmi kayıtlarda 1 milyon 166 bin bina bulunuyor. İBB’nin yaptığı son analize göre 7.5 büyüklüğündeki bir depremde İstanbul'da 91 bin 81 bina ağır veya çok ağır hasar, 167 bin 116 bina orta hasar alacak. Yani yaklaşık 250 bin bina hasar görecek. Çalışmalarda 40 milyar dolarlık ekonomik kayıp oluşacağı, Avrupa yakasının güney bölümünün en büyük hasarı alacağı tahmin ediliyor.

Bundan sonra yapılarda ne yapılmalı?
Her yapıda;
  1. İmar planı düzgün hazırlanmış mı,
  2. Deprem yönetmeliğine uygun hazırlanmış mı,
  3. Yapı denetim uygulanmış mı,
  4. Temelde fore kazık yapılmış mı,
  5. Burgulu demir kullanılmış mı,
  6. Beton sağlam karışımı ile hazırlanmış mı,
  7. Perde beton duvar yapılmış mı,
  8. Radial zemin beton uygulanmış mı,
  9. Sismik izolatör kullanılmış mı diye bakılmalıdır.

Şehirde;
  1. Yaygın bir şehirleşme olması,
  2. milli mimariye uygun hafif malzeme kullanılmasını teşvik,
  3. yamaçlara şehir kurulması,
  4. az katlı yapılar kurulması yani yatay mimariyi teşvik eden planlama yapılması.
Tüm kesimleriyle;
Hak yoluna teslim olarak yöntem, ilke, teknik, teknoloji ve yaklaşımlarla bundan sonra;
  1. Mimarlar yıkılmış şehri yeniden kuracak ve sanatçılara alan açacaklar,
  2. mühendisler afete göre teknik ilkeler ve kuralları konuşarak projeler hazırlayacaklar,
  3. kültür insanları afetle kaybolmaya yüz tutmuş milli değerlerimizi konuşacak,
  4. psikologlar tüm afetzedeler ve bizim ruh halimizi okuyacak,
  5. ziraatçılar ve endüstriciler üretim çarklarına dokunacaklar,
  6. mütefekkirler düşünce sistemlerinde afetleri ve geleceğimizi konuşacaklar,
  7. öğretmenler tüm varlığını öksüz ve yetimler öncelikli çocuklarımıza armağan edecekler,
  8. gönül adamları ve dini ileri gelenler yasımızı yaşarken yanımızda bulunacak,
  9. vakıf ve gönüllü kuruluşlar yaraların sarılmasına devam edecekler,
  10. doğa, çevre ve ormanı bilenler yeşil şehirlere öncülük edecekler,
  11. devlet çalışanları ve politikacılar "insanı yaşat ki devlet yaşasın" diyecek.
Yani kısaca herkese bir görev var ve olacak. Haydi başlayalım.































© www.beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.