Ad

Tarım Arazilerini Korumak, Cildimizi Korumaktır

 Günümüzde sağlıklı yaşama dair atılan her adım, aslında bir zincirin halkası gibidir. Tabağımıza gelen her gıda, cildimize sürdüğümüz her krem, yaşadığımız çevre, hatta soluduğumuz hava… Hepsi bir bütünün parçasıdır. Bu bütünün en temel taşlarından biri ise tarım arazilerinin korunması ve doğal üretim süreçlerinin sürdürülebilirliğidir.

27 Mayıs 2025 tarihinde ATA Çiftliği’nde (BAKAP - Başkent Ankara Kalkınma Projesi Alanı) düzenlenecek toplantı, işte tam bu noktaya dikkat çekiyor: Zirai don, sel, dolu gibi iklim kaynaklı tarımsal afetler karşısında alınabilecek önlemler, tarım alanlarının geleceği ve hepimizin sağlıklı yaşam hakkı.

Doğal Cilt Bakımı İçin Toprağa Saygı Gerekir

Besler Şifa olarak bizler, sadece bir bitkisel kozmetik markası değil, aynı zamanda doğal yaşamı savunan bir anlayışız. Kullandığınız bir doğal sabun, sürdüğünüz bir bitkisel krem ya da tene değen bir uçucu yağ, aslında toprağın bereketinden gelir. İşte bu yüzden tarım arazilerinin korunması, bizim için sadece çiftçilerin değil, aynı zamanda tüm kozmetik tüketicilerinin de meselesidir.

Toprak korunmazsa, doğal hammaddeler kaybolur. Bu da hem gıda kalitesini düşürür hem de doğal kozmetik ürünlerinin çeşitliliğini ve saflığını tehdit eder. Özellikle 15-45 yaş arası kadınlar, cilt sağlığına özen gösterirken, ürünlerinin nereden geldiğini ve nasıl üretildiğini bilmek istiyor. Bu bilinçli tüketim tercihi, doğrudan iklim dostu üretim zincirlerine yönelimi artırıyor.

İklim Değişikliği Cildimizi de Etkiliyor

Sadece tarım değil, iklim değişikliği doğrudan cilt sağlığımızı da etkiliyor. Artan UV ışınları, kuruyan hava, ani hava değişimleri, ciltte nemsizlik, kızarıklık, yaşlanma belirtileri ve alerjik reaksiyonlara neden oluyor. Bu yüzden iklim dostu tarım ve doğal kozmetik el ele gitmek zorundadır.

Bizler, doğal içerikli kozmetik ürünleri geliştirirken kullanılan her hammaddenin kimyasal gübre, pestisit ya da doğaya zararlı herhangi bir madde içermemesine özen gösteriyoruz. Çünkü biliyoruz ki doğaya zarar veren bir üretim, eninde sonunda cildimize de zarar verir.

Kadınlar, Tarımın ve Güzelliğin Koruyucusu

Bugün doğal kozmetik tüketicilerinin büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Bu kadınların çoğu aynı zamanda anne, öğretmen, girişimci, üretici ya da çevre gönüllüsü. Onlar, sadece güzel görünmek değil, iyi hissetmek, doğaya katkıda bulunmak, çocuklarına temiz bir dünya bırakmak istiyor.

Besler Şifa olarak ürünlerimizi sadece “güzelleştirmek” için değil, bu doğal yaşam döngüsüne saygı göstermek için üretiyoruz. Kullanılan her bitki özü, her uçucu yağ, hem toprağın hem de kadın emeğinin değerini taşıyor. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği, aynı zamanda kadın sağlığı ve doğal güzellik anlayışı için bir sigortadır.

Tarım ve Kozmetiği Birleştiren Yeni Bir Yaşam Tarzı

Siz de güzelliğinizi doğadan almak, cildinize kimyasallardan uzak bir bakım sunmak istiyorsanız; sadece ürünün içeriğine değil, üretildiği toprağın hikâyesine de kulak verin. Bizler ürünlerimizi formüle ederken, sadece etkinliği değil, ekolojik izini, etik değerini ve tarımsal sürdürülebilirliğini de hesaba katıyoruz.

Bu nedenle Ankara’da düzenlenecek olan “Tarım Arazilerinin Korunması ve İklim Krizine Karşı Mücadele” temalı toplantı, sadece çiftçilerin değil, tüm doğal yaşam savunucularının da gündemi olmalı.


Sonuç: Cilt Güzelliği Toprakla Başlar

Unutmayın, cilt sağlığı sadece bir serumda ya da maskede değil, toprağın bereketinde, çiftçinin emeğinde, yağmurun düzeninde ve doğanın dengesindedir. Siz de doğal kozmetik ürünleri tercih ederek bu döngüye katkı sunabilir, hem kendinize hem de dünyaya iyi gelebilirsiniz.

Besler Şifa Bitkisel Kozmetik olarak, doğanın iyiliğini cildinize taşıyor, her damlada sağlıklı bir geleceği birlikte inşa ediyoruz.

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


🌿 Ankara’nın Endemik Bitkileri

Ankara yalnızca başkent kimliğiyle değil, aynı zamanda barındırdığı zengin bitki çeşitliliği ile de dikkat çekiyor. Besler Şifa olarak biz de bu eşsiz mirastan ilham alıyor, bitkisel kozmetik, doğal yaşam ürünleri ve şifalı içeriklerimizde doğanın sunduğu bu zenginliği yaşatıyoruz.

📍 Pursaklar Endemik Vadi
Başkent Ankara’ya özgü endemik bitkilerin bir arada görülebileceği en özel yerlerden biri. Türkiye’de 2.340 farklı bitki türü bulunuyor ve bunların 391’i sadece Ankara’ya özgü! Bu doğal hazineler, hem ziyaretçilere görsel bir şölen sunuyor hem de şifa kaynağı olarak hayatımıza dokunuyor.


🌱 Başkent Ankara'nın Şifalı Bitkileri

Sevgi Çiçeği
Kırmızı-mor renkleriyle büyüleyen bu çiçek, yalnızca Ankara’da yetişiyor. Doğal güzelliği ile doğal kozmetik ve bitkisel formüllerde ilham kaynağımız.

Şah Civanperçemi
Tıbbi özellikleriyle bilinen bu bitki, şifalı özleriyle bağışıklığı destekleyen ürünlerimizin en değerli içeriklerinden biri.

Beypazarı Geveni
Bölgeye özgü bu bitki, geleneksel halk hekimliğinde önemli bir yere sahip. Bizim için de doğal bakım ve şifa ürünlerimizin vazgeçilmezlerinden.

Ayaş Gümüşü
Gümüşi yapraklarıyla tanınan bu nadir bitki, doğal arındırıcı etkisiyle öne çıkıyor.

Koçak Geveni & Gürsöğüt Geveni
Arıcılık için değerli bir kaynak olan bu bitkiler, aynı zamanda doğal bal ve propolis ürünlerimizde katkı sağlıyor.

Koca Soda & Ay Şalbanı
Yüzyıllardır bitkisel çaylarda kullanılan bu türler, sindirim ve bağışıklık dostu ürünlerimizde özel bir yer tutuyor.

Mermer Sığırkuyruğu & Ankara Sığırkuyruğu
Taşlık ve zorlu alanlarda yetişen bu bitkiler, dayanıklılığın sembolü ve doğal yaşamın en güçlü parçaları.

Ankara Çiğdemi
İlkbaharın müjdecisi olan bu çiçek, doğal kozmetik ürünlerimizde canlılık ve tazelik kaynağı.


🌿 Doğadan Gelen İlham

Besler Şifa olarak, Ankara’nın eşsiz endemik bitkilerinden aldığımız ilhamı,

  • bitkisel kozmetik,

  • şifa amaçlı doğal çaylar,

  • aromaterapi ürünleri ve

  • doğal bakım çözümleri ile sizlere sunuyoruz.

Her bir ürünümüzde doğaya, sürdürülebilirliğe ve yerel bitki mirasımıza duyduğumuz saygıyı koruyoruz.

💚 Çünkü biz inanıyoruz: Şifa doğadan gelir, güzellik doğallıkla başlar.


........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 

Topraktan Gelen Şifa: Yalçın Usta’nın Ardından

Sındırgı’nın kadim toprak sanatını yaşatan, gönüllere dokunan büyük usta Yalçın Hoca’yı rahmetle anıyoruz.  Ustamız 1936 yılında doğup 26 Ağustos 2025 de 89 yıllık güzel bir ömürden sonra Hakka yürüdü.

Konya Sille’den gelip Sındırgı’da dedelerinden miras kalan “bardakçılık” geleneğini sürdüren Yalçın Hoca, hayatını çömlek sanatına ve insan yetiştirmeye adamıştı. Onun için çömlekçilik sadece bir meslek değil, adeta bir nefes, bir dua, bir şifa kaynağıydı. “Topraktan geldik, toprağa gideceğiz” sözüyle bütün üretim sürecini tasavvufi bir derinlikle icra eden Yalçın Usta, toprağı yoğururken zikri, sabrı ve teslimiyeti de şekillendiriyordu. 

Sındırgı'da şimdi Bardakçılar Caddesi'nde yaşayan hatıraları ve Bilge Nesil Çömlek Atölyesi'nde tüm fotoğrafları ile hatıralarımızda kalacaktır.
Kadim sanat ve kendi uslubunu yansıtan Belgeselleri de bu anlamda çok önemliydi.

Sanata olan sevgisi, insana olan şefkati ve Sındırgı Kur’an Kursu Dernek Başkanlığı ile yüzlerce öğrencinin hafız olarak yetişmesine verdiği destek, onu yalnızca bir sanatkâr değil, aynı zamanda bir gönül insanı yapıyordu. Bugün bizlere düşen, onun bıraktığı bu kültürel ve manevi mirası yaşatmak, toprağın şifa ve bereketini gelecek kuşaklara aktarmaktır. 

Yalçın Usta Sındırgı ilçesinde uzun zamandır yaşayan Usta; “Yalçın Kandili” adıyla ürettiği eserler, yalnızca bir çömlek değil; yüzyılları aşacak bir kültürel hazine, bir ışık, bir şifa vesilesidir.

Yalçın Usta’yı dualarla uğurlarken biliyoruz ki o, ardında sadece çömlekler değil, aynı zamanda gönüllerde derin izler bıraktı. Onun öğrencileri ve sevenleri olarak bizler, bu emaneti yaşatmaya devam edeceğiz. Çünkü toprak, bizlere sadece eşya değil; sabrı, sevgiyi, şifayı ve insan olmanın inceliğini öğretir. 

Kentsel Çölleşmeyle Mücadelede Doğa Temelli Çözümler

Türkiye’nin birçok bölgesinde “kuraklık alarmı” çalıyor. Meteoroloji’nin 2025 yılına ait haritasına göre olağanüstü ve şiddetli kuraklık yaşanan alanların sayısı giderek artıyor. Uzmanlar bu durumun yalnızca tarımı değil; aynı zamanda içme suyu kaynaklarını, şehirlerin yaşam kalitesini ve ekosistemleri tehdit ettiğini vurguluyor. Şehirlerde hızla büyüyen betonlaşma, geçirimsiz yüzeylerin artması ve doğal su döngüsünün bozulmasıyla birlikte “kentsel çölleşme” riski artık ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Peki, geçmişte bu sorunlarla nasıl başa çıkılıyordu? Şehirlerde geçirimsiz yüzeylerin artmasıyla oluşan “kentsel çölleşme kavramı” uzun yıllardır tartıştığımız bir kavram olarak daha da önemli hale geliyor. “Kentsel Çölleşme Kavramı Ve Türkiye Açısından Değerlendirmeler” makalemizi 2014 yılında kaleme almış ve Belçika Desertland da sunmuştuk.

Yaklaşık 100 yıl öncesine kadar Anadolu’nun pek çok bölgesinde sarnıç sistemleri yaygın olarak kullanılıyordu. Yaz aylarında kuraklığa karşı geliştirilen bu sistem, yağmur sularını biriktiriyor ve yeraltı sularını besliyordu. Ancak modern şehirleşmeyle birlikte barajlar ön plana çıkarıldı, sarnıç sistemi ise unutuldu. Bugün geldiğimiz noktada, yoğun betonlaşma şehirlerin su tutma kapasitesini yok ediyor; dereler beton kanallara hapsediliyor, şehirler kendi iklimini kuraklaştırıyor. Yani doğal döngünün yerini yapay altyapılar aldıkça kentsel çölleşme derinleşiyor.

Sarnıç sistemini modern bir anlayışla yeniden hayata geçirmek ve doğa temelli çözümlerle birleştirmektir. Denize akıp giden nehirler yerine suyu yerinde tutan küçük teknik ve teknolojiler uygulamalıyız.

Yamaçlara ve yerleşim yerlerinden uzak dere içlerine betonsuz bentler yapılmalı; suyun doğal yollarla süzülerek yeraltına ulaşması sağlanmalıdır. Beton derelerden acilen vazgeçilmelidir. Eğer mevcut beton dereler kaldırılmayacaksa, geçirgen noktalarda sızdırma bölgeleri oluşturulmalı ve modern yeraltı besleme sistemleri kurulmalıdır. Sünger şehir kavramı geliştirilmelidir.

Kısacası, kadim bilgeliği modern mühendislikle buluşturmanın zamanı geldi. Doğa temelli çözümler, yalnızca bugünün kuraklık sorununu hafifletmeyecek; aynı zamanda şehirlerin çölleşmesini yavaşlatacak, su döngüsünü yeniden canlandıracak ve gelecek nesillere daha güvenli, yaşanabilir şehirler bırakacaktır.

Kentsel çölleşmeye doğa temelli çözümlerle dur demeliyiz.

Makale: https://www.academia.edu/9950985/KENTSEL_%C3%87%C3%96LLE%C5%9EME_KAVRAMI_VE_T%C3%9CRK%C4%B0YE_A%C3%87ISINDAN_DE%C4%9EERLEND%C4%B0RMELER

Bu metni Orman Y. Mühendisi Mustafa Çetin kaleme almıştır.


Krem Bazların Kozmetikte Kullanımı: Avantajları ve Dezavantajları

Kozmetik ürünlerin formülasyonunda yaygın olarak kullanılan "krem bazlar", hem üreticiler hem de tüketiciler için önemli avantajlar sunar. Ancak her avantajın yanında bazı dezavantajlar da yer alabilir. Bu yazımızda, krem baz kullanımının iki taraf için etkilerini ele alıyoruz. Unutmayın Besler Şifa- Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam olarak krem baz kullanmıyoruz.

Krem Baz Nedir?

Krem baz, kozmetik ürünlerin taşıyıcı ve temel yapısını oluşturan, aktif bileşenlerin deriyle temasını kolaylaştıran bir karışımdır. Genellikle su, yağ, emülgatör ve koruyucu maddelerden oluşur. Nemlendiricilerden makyaj ürünlerine kadar pek çok kozmetik formülde kullanılır.

Üretici Açısından Krem Bazın Avantajları

Maliyet Etkinliği: Krem bazlar, ürünün büyük kısmını oluşturduğu için aktif maddelerin oranını düşürerek üretim maliyetlerini azaltır.

Formül Kolaylığı: Standart bir baz üzerine farklı aktif maddeler ekleyerek geniş ürün yelpazesi oluşturmak mümkündür.

Stabilite Sağlar: İyi formüle edilmiş bir krem baz, ürünün raf ömrünü uzatır ve ayrışmayı önler.

Tedarik Kolaylığı: Piyasada farklı ihtiyaçlara uygun hazır krem bazlar bulunabilir; bu da AR-GE süresini kısaltır.

Tüketici Açısından Avantajları

Alerji Riskini Azaltabilir: Alerji yapma potansiyeli düşük olan hipoalerjenik bazlar, hassas ciltler için daha güvenlidir.

Cilde Uygunluk: Ciltte kolay emilir, yumuşaklık sağlar ve nemlendirici etkisiyle konfor sunar.

Geniş Ürün Seçeneği: Aynı bazla üretilmiş ürünlerin benzer yapısı sayesinde birbiriyle uyumlu çok sayıda ürünü bir arada kullanmak mümkündür.

Dezavantajlar

Üretici Açısından:

Sınırlı Özelleştirme: Hazır bazlar, bazı özel içeriklerin eklenmesini veya farklılaştırmayı zorlaştırabilir.

Rekabetin Artması: Aynı veya benzer baz kullanan çok sayıda üretici, piyasada farklılaşmayı zorlaştırabilir.

Tüketici Açısından:

Aktif İçerik Oranı Düşüklüğü: Maliyet düşürme amacıyla aktif maddelerin oranı düşük tutulabilir, bu da ürünün etkisini azaltabilir.

Cilt Tipine Uygun Olmayan Bazlar: Her krem baz her cilt tipine uygun değildir; yağlı ya da akneye yatkın ciltlerde sorun yaratabilir.

Sonuç

Krem bazlar, hem üretim sürecini kolaylaştıran hem de kullanıcıya konfor sunan önemli kozmetik bileşenlerdir. Ancak her üründe olduğu gibi, kalite, içerik ve kullanım amacına uygunluk dikkatle değerlendirilmelidir. Tüketiciler içerik listesine dikkat etmeli, üreticiler ise kaliteyi maliyetle dengelemelidir. Besler Şifa olarak biz krem baz kullanmıyoruz. Belki zoru seçiyoruz ama insan sağlığının çok daha kıymetli olduğunu düşünüyoruz.

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 


Erken Çocukluk Döneminde İnek Sütü mü, Bitkisel İçecekler mi?

Erken çocukluk dönemi, bir bireyin hayatındaki en kritik gelişim evresidir. Bu dönemde kazanılan alışkanlıklar yalnızca çocuklukta değil, yetişkinlikte de sağlık üzerinde uzun vadeli etkiler bırakır. Bu nedenle çocukların sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanması, ileride karşılaşılabilecek obezite, diyabet ve kalp-damar hastalıkları gibi kronik rahatsızlıkların önlenmesinde büyük rol oynar.

İnek Sütü Neden Önemli?

İnek sütü, yüzyıllardır dünyanın dört bir yanında tüketilen en değerli besinlerden biridir. İçerdiği protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineraller ile çocukların büyüme ve gelişimini destekleyen tam bir besin kaynağıdır. Düzenli süt ve süt ürünleri tüketimi:

  • Kemik ve diş gelişimini destekler,

  • Bağışıklık sistemini güçlendirir,

  • Çeşitli kronik hastalıkların riskini azaltır.

Peki, Neden Alternatif Arayışı Var?

Her çocuk inek sütü tüketemeyebilir. İnek sütü alerjisi, laktoz intoleransı, bazı yanlış inanışlar, vegan/vejetaryen beslenme tercihleri ve çevresel kaygılar nedeniyle aileler inek sütünü çocuklarının diyetinden çıkarabilmektedir. Bu durumda en sık başvurulan alternatif, bitkisel bazlı içeceklerdir.

Bitkisel İçecekler Ne Sunuyor?

Bitkisel kaynaklı içecekler, üretildikleri hammaddeye göre beş grupta toplanır:

  • Tahıllar,

  • Baklagiller,

  • Sert kabuklu yemişler,

  • Tohumlar,

  • Yarı tahıllar.

Bu içecekler genellikle inek sütünde bulunan bazı besin öğeleri ile zenginleştirilir. Ancak, besin içeriği inek sütünden oldukça farklıdır. Ayrıca inek sütünün besin ögelerinin emilimini ve biyoyararlılığını artıran benzersiz özelliklere sahip olduğu da unutulmamalıdır.

Sonuç: Ebeveynler İçin Yol Gösterici Bir Bakış

Sonuç olarak, inek sütü, erken çocukluk döneminde inek sütü alerjisi ya da laktoz intoleransı olmayan çocuklar için önemli bir kalsiyum ve protein kaynağıdır. Erken çocukluk döneminde kalsiyum, çinko, iyot, B2, B12 ve D vitamini gibi besin ögelerinin yetersizliği, büyüme ve gelişmeyi olumsuz etkileyebileceği gibi, ileriki yaşlarda sağlık sorunlarına yol açabilecektir. Mevcut kanıtlar, bitkisel bazlı içecekleri tüketen çocukların, inek sütü tüketenlere kıyasla daha düşük beden kütle indeksine ve boy uzunluğuna sahip olabileceğini göstermektedir 

Erken çocuklukta süt tüketimi, hem büyüme hem de uzun vadeli sağlık için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle inek sütü, halen en güçlü besin kaynaklarından biri olarak öne çıkmaktadır. Ancak, alerji veya intolerans gibi durumlarda doğru alternatiflerin seçilmesi de bir o kadar önemlidir.

Bu yazının amacı, ebeveynlere daha geniş bir bakış açısı sunmak ve çocukların beslenme ihtiyaçlarını karşılamada daha bilinçli kararlar vermelerine yardımcı olmaktır.

Makale: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3888648

........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 

Bu Savaşı Gözleme mi, Yoksa Pizza mı Kazanacak?

Dünya mutfakları arasında kıyaslamalar yapılırken bazı rekabetler vardır ki hiç bitmez. Kimileri kahve mi çay mı tartışır, kimileri tatlıda baklava mı tiramisu mu der. Ama asıl büyük savaş, sofraların en keyifli iki yıldızı arasında yaşanır: gözleme mi pizza mı?


Gözlemenin Gücü: Gelenek ve Ayran

Gözleme, Anadolu’nun taş fırınlarından ya da saclarından soframıza uzanan en sade ama en güçlü yiyeceklerden biridir. İncecik hamur, içine sevgiyle serpiştirilen peynir, patates, ıspanak ya da kıyma… Gözleme, az malzeme ile maksimum lezzeti verir. Ayrıca pratikliği, el yakmadan yenmesi ve yanında ayranla oluşturduğu uyum sayesinde güçlü bir taraftara sahiptir.

Pizzanın Çekiciliği: Çeşitlilik ve Kola

Pizza ise İtalya’dan tüm dünyaya yayılan bir “evrensel dil”dir. İnce ya da kalın hamur seçenekleri, envai çeşit malzemesi, peyniriyle eriyen cazibesi onu dünyanın en popüler fast food’u yapmıştır. Üstelik şehir hayatında kolayca ulaşılabilir olması pizzaya güçlü bir avantaj sağlar. Ninja Kaplumbağa ile pazarlama reklamı yapılmıştır. Statü göstergesidir. Bir şekilde pahalı ve kola ile ilişkilidir.

Sosyal Güç Dengesi

  • Piknikte: Gözleme önde.

  • Sokakta hızlıca atıştırmalık: Gözleme yine güçlü.

  • Kalabalık bir akşam yemeği: Pizza sahaya çıkıyor.

  • Arkadaşlarla film gecesi: Pizza tartışmasız galip.

  • Köy kahvaltısı: Gözleme zirvede.

Yani kimin kazanacağı, ortamın ruhuna bağlı.

Sonuç: Kazanan Soframız

Aslında bu savaşın kazananı biziz. Çünkü ister gözlemenin Anadolu kokusu, ister pizzanın dünya sahnesindeki cazibesi olsun, ikisi de hayatımıza lezzet katıyor. Gözleme bize geçmişin ve doğallığın tadını hatırlatırken; pizza çeşitliliğin, paylaşmanın ve modern dünyanın sembolü oluyor.

Gözleme ile pizza nın savaşı karınca ile kaplumbağa gibidir, süreklilikte gözleme ama bazı anlık durumlarda pizza kazanıyor olabilir. Gözlemeyi dışı yağsız, içi yağlı; sade yerine içli ve besleyici; hızlı pişirme ve temiz servis yapılarak gözlemeyi geliştirebiliriz.

Gözlemenin daha modern girişimlerini bekliyoruz. Bu aleti, servisi, kadim oluşu ile şekillenebilir. Yöresel festivallerde çadırda ve modern yerlerden AVM lerde butik olarak gözleme ayran a yer verilmelidir. Otlu, lorlu, ıspanaklı, patatesli, kaşarlı, etli, sucuklu, sosisli gibi tercihlere yer verilmelidir.

Besler Şifa olarak bu savaşta sosyal sorumluluk ürettiğimiz Ankara-Güdül ve Balıkesir-Sındırgı'da Anadolu lezzetimiz gözlemenin yanındayız.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
takip ederek bizi destekler misiniz?


........................................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 

Toprak Örtücü Bitkiler Konusuna Giriş

 Peyzaj mimarlığında bitki örtüsünün doğru kullanımı, yalnızca estetik açıdan değil, aynı zamanda ekolojik denge ve toprak koruma açısından da büyük önem taşır. Yer örtücü bitkiler, özellikle toprak erozyonunun önlenmesi, alanın mikroklima özelliklerinin düzenlenmesi ve bakım maliyetlerinin azaltılması gibi işlevsel faydalar sağlar. Bu bağlamda, çim alanlarının tesisi ve bakımı da peyzajın önemli bileşenlerinden biridir. Peyzaj mimarlarının çim türlerini tanıması, iklim koşullarına uygun karışımlar oluşturabilmesi, tohumla çim tesisi, biçim teknikleri, hastalık yönetimi, sulama ve gübreleme gibi konularda teknik bilgiye sahip olması gerekir. Ayrıca çim dışı otsu ve odunsu yer örtücü bitkiler, özellikle yol şevleri, çatı ve teras bahçeleri gibi özel alanlarda alternatif çözümler sunar.

Bu kapsamda peyzaj eğitimi, öğrencilere doğal bitki örtüsünü tanıma, işlevsel bitki seçimi yapma ve farklı ölçeklerde çim alanları kurup bu alanların bakımını gerçekleştirme becerisi kazandırır. Öğretim süreci hem teorik düz anlatımı hem de arazi uygulamalarını içererek öğrencilerin uygulama becerilerini geliştirir. Bu ders, peyzaj mimarlarının yer örtücü bitkilerin seçimi ve kullanımı konusundaki bilgi düzeyini artırarak, doğayla uyumlu ve sürdürülebilir peyzajlar tasarlamasına olanak tanır.

  1. Şengönül, K. (t.y.). Yer örtücü bitkiler I. Cilt (Çim ve çim alanları yapımı) [Basılmış ders notları].
  2. Uluocak, N. (1999). Yer örtücü bitkiler (Yayın No. 428). İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Yayınları.
  3. McKinley, M. (2005). All about lawns. ORTHO Books.
  4. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi. (1991). Yer örtücüler (Ders Kitabı No. 108).

Toprağı Örten Bitkilerde Tercih Kriterleri ve Floristik Göstergeler

Uluocak, N., (1980). Toprak koruyucu doğal bitki örtüsü ve indikatör olaylar. Orman Fakültesi Dergisi, Seri B, 30(1), İstanbul. URL: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/175622 

Toprak örtücü bitkilerin seçiminde; bitkinin çok yıllık olup olmaması, sağlıklı bir gelişim göstermesi, toprak yüzeyini kaplama yeteneği, morfolojik özellikleri (cins ve tür ayrımı), kök sistemi tipi (saçak veya kazık kök), büyüme formu (dik veya yatık), formları (yumak, stolonlu veya rizomlu) gibi birçok özellik dikkate alınmalıdır. Özellikle bir yıllık ve kısa yaşam döngüsüne sahip bitkiler, buğdaygil (Poaceae) ve baklagil (Fabaceae) familyalarına ait olsalar dahi, genellikle zayıf toprak koruma yeteneğine sahiptir.

Floristik kompozisyonda bu türlerin baskın olması, vejetatif örtünün sürekliliğini sağlayamaması açısından olumsuz bir göstergedir. Örneğin, bir yıllık buğdaygillerden Bromus tectorum başta olmak üzere diğer bir yıllık Bromus türleri; Hordeum murinum, H. jubatum; Elymus caput-medusae; Vulpia ciliata; Aegilops ovata ve diğer Aegilops türleri; Lagurus ovatus gibi türler; yine bir yıllık baklagillerden Trifolium arvense, T. campestre, diğer bir yıllık Trifolium, Lotus, Trigonella ve hatta Medicago türleri; toprak örtüsü açısından yetersiz floristik yapıların göstergesi olarak değerlendirilir.

Buna ek olarak, yarı kurak bölgelerde kısa süreli çiçeklenme periyotlarıyla belirli aralıklarla ortaya çıkan ve hızla kaybolan jeofit türler de kalıcı bir toprak örtüsü oluşturamaz. Anadolu bozkırlarında yaygın olarak gözlenen ve kısa ömürlü olan Achillea, Alyssum, Anthemis, Atriplex, Carduus, Centaurea, Chenopodium, Cichorium, Cirsium, Convolvulus, Crepis, Erodium, Eryngium, Galium, Geranium, Glaucium, Globularia, Malva, Phlomis, Plantago, Polygonum, Potentilla, Rumex, Salvia, Scabiosa, Silene, Teucrium, Veronica, Xeranthemum gibi cinslerin birçok türü, toprak koruma kapasitesi düşük bitkiler arasında yer alır. Bununla birlikte, bazı türlerin rozet yaprakları ile lokal düzeyde sınırlı bir örtü sağlayabildikleri de gözlemlenmektedir. Ayrıca, sürünücü gövdeye sahip bazı bir yıllık bitkiler, ince ve dik gövdeli türlere kıyasla daha iyi bir toprak örtüsü oluşturabilir.

Toprak koruma açısından üstün özelliklere sahip türler genellikle çok yıllık, stolonlu veya rizomlu formlardır. Buğdaygillerden Cynodon dactylon (Kaz ayağı), Agrostis alba (Aktavus), Agropyron türleri (Ayrık), Bromus inermis (Kılçıksız brom), B. erectus (Dik brom), Dactylis glomerata (Domuz ayrığı), Phleum pratense (Köpek kuyruğu), Poa pratensis (Çayır salkımotu), Festuca ovina (Koyun yumağı), Koeleria cristata (Sorguçlu gümüşotu), Lolium perenne (Çok yıllık çim), Chrysopogon gryllus (Buzağılık), Andropogon ve Stipa cinsleri meralarda ve erozyona karşı mücadelede etkin toprak örtücü türler olarak önem taşır.

Baklagiller familyasından toprak koruyucu değeri yüksek olan türler ise; Medicago sativa (Yonca), Hedysarum coronarium (İspanyol korungası), Trifolium pratense (Çayır üçgülü), T. repens (Ak üçgül), T. subterraneum (Yeraltı üçgülü) ile iki yıllık olmasına rağmen Onobrychis sativa, O. viciifolia, O. alba; Lotus corniculatus (Gazal boynuzu), Coronilla varia ve bazı Astragalus türleri (A. eriocarpus, A. atropurpureus vb.) şeklinde sıralanabilir.

Toprak koruyucu bitkilerin etkinliği, yalnızca tür bazında değil, aynı zamanda bu türlerin oluşturduğu sürekli ve kapalı vejetatif örtü ile değerlendirilmelidir. Bu türlerin gelişmiş kök sistemine sahip olmaları, güçlü gövde yapısı ve yapraklanma yoğunluğu gibi morfolojik özellikleri, toprak yüzeyinde etkili koruma sağlamaları açısından önemli niteliklerdir. Bu tür kriterler, deneyimli gözlemciler tarafından sahada kolaylıkla tespit edilebilir ve böylece indikatör bitkiler aracılığıyla bitki örtüsünün kalitesi hakkında güvenilir değerlendirmeler yapılabilir.

Örtü Bitkilerinin Seçimi ve Sınıflandırılması: Kışlık, Yazlık ve Çok Yıllık Türler

Özeker, E., & Ulutürk, M. (2006). Organik tarımda örtü bitkilerinin kullanımı. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi43(2), 153–164. URL: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/59229

Örtü bitkileri, tarım sistemlerinde toprak koruma, organik madde artışı ve biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilirliği açısından önemli rol oynamaktadır. Bu bitkiler, özellikle doğal koşullarda toprak verimliliğini korumak, erozyonla mücadele etmek ve toprak biyotasını desteklemek amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır. Örtü bitkileri mevsimsel gelişim özelliklerine göre kışlık, yazlık ve çok yıllık türler olmak üzere sınıflandırılabilir.

1. Kışlık Örtü Bitkileri

Kışlık örtü bitkileri, genellikle sonbahar başında ekilerek ilkbahar ortasına kadar gelişimlerini sürdürürler. Bu dönemde gelişen bitkiler, ilkbaharda toprak işleme ile parçalanarak yüzeyde malç tabakası oluşturarak toprağın fiziksel özelliklerini iyileştirir (Anonymous, 2004). Kışlık örtü bitkileri baklagil ve baklagil dışı türler olarak iki grupta değerlendirilebilir:

  • Baklagil türleri:

    • Vicia villosa (Tüylü fiğ)

    • Trifolium incarnatum (Kırmızı üçgül)

    • Trifolium subterraneum (Yer altı üçgülü)

    • Pisum sativum arvense (Tarla bezelyesi)

    • Vicia sativa (Adi fiğ)

  • Baklagil dışı türler:

    • Secale cereale (Çavdar)

    • Lolium multiflorum (İtalyan çimi)

    • Triticum aestivum (Buğday)

    • Hordeum vulgare (Arpa)

    • Avena sativa (Yulaf)

2. Yazlık Örtü Bitkileri

Yazlık örtü bitkileri, ilkbahar sebzelerinin hasadı ile sonbahar sebzelerinin dikimi arasındaki dönemde kullanılarak, hem toprağın örtülü kalmasını sağlar hem de toprak besin dengesini destekler. Bu bitkiler azot bağlama, yüzey akışını ve erozyonu azaltma, organik madde miktarını artırma ve nematod gibi zararlı organizmalarla biyolojik mücadeleye katkı sağlama gibi ekosistem hizmetleri sunar (Anonymous, 2004).

  • Baklagil türleri:

    • Vigna unguiculata (Yem börülcesi)

    • Glycine max (Soya fasulyesi)

    • Mucuna deeringiana (Kadife fasulyesi)

    • Crotalaria juncea (Güneş keneviri)

  • Baklagil dışı türler:

    • Fagopyrum esculentum (Kara buğday)

    • Sorghum bicolor × Sorghum sudanense (Sorghum sudan otu)

    • Setaria italica (Cin darı)

    • Pennisetum glaucum (İnci darısı)

    • Echinochloa frumentacea (Japon darısı)

3. Suptropik Koşullarda Kullanılan Çok Yıllık Örtü Bitkileri

Çok yıllık örtü bitkileri, özellikle subtropikal iklim kuşağında yer alan meyve bahçelerinde toprağın yıl boyunca örtülü kalmasını sağlayarak verimliliği artırır. Boyları 30 cm’yi geçmeyen bu türler, rekabeti azaltarak meyve ağaçlarının gelişimini olumsuz etkilemeden toprak yüzeyini korur. Örneğin, Dactyloctenium australe (Smothergrass), gölge ve güneşli ortamlarda iyi gelişme gösterirken, Arachis pintoi (Amarillo yer fıstığı) en etkili baklagil örtü bitkisi olarak öne çıkar (Anonymous, 2003). Ancak, rekabet kontrolü yapılmadığında bazı örtü bitkileri muz bahçelerinde istenmeyen sonuçlara yol açabilir.

  • Örnek türler:

    • Arachis pintoi (Amarillo yer fıstığı)

    • Dactyloctenium australe (Smothergrass)

    • Paspalum notatum cv. Competidor (Bahia otu)

    • Trifolium repens (Ak üçgül)

........................................................

Özlü Sözler Çim

1.      "Ekmek elden su gölden, çimelim goca çimelim… ama doğa bu israfa artık izin vermez."

2.      "Bir çimlik yeşil için tonlarca suyu kurban ediyorsak, yeşile değil görüntüye âşık olmuşuz demektir."

3.      "Toprağı yoran, suyu israf eden çim değil, çılgınca süren alışkanlıktır."

4.      "Çim biçmek modernlik değil; doğaya karşı işlenmiş yeşil bir israftır."

5.      "Çim susar, doğa bağırır. Duymuyorsan; su biter, çöl kalır."

6.      "İklim değişti, biz de değişmeliyiz. Sulanan çim değil, fikrimiz olsun."

7.      "Yeşil istiyorsan çim ekme, doğayı dinle."

8.      "Doğa boşluk sevmez, ama bilinçsiz müdahaleye hiç gelmez."

9.      "Çalışıyor görünmek için çim biçmeyin, doğayı koruyarak hizmet edin."

10.  "Bilinçli şehircilik de çime değil, çalıya ve ağaca yer vardır."

11.  "1,8 Dünya tüketiyoruz ama sadece 1 Dünya’mız var."

12.  ""Çim değil; lavanta, kapari, hatmi, hayıt dik, doğaya nefes ver."

13.  "Her ağaçta bir gölge, her boşlukta bir ağaç olmalı."

14.  "Boz yapraklıyı dik, bakım ve su istemez."

15.  "Kapari, doğanın cevabı; susuzluğa meydan okuyan yeşil."

16.  "Çim görüntüdür; lavanta, zakkum ve sumak yaşamdır."

17.  "Belediyeler çimden vazgeçerse, doğa alkış tutar."

18.  "Bakımlı şehir imajı, çimle değil bilinçle olur."

19.  "Çim biçmekle değil, toprağı muhafaza etmekle medeni olunur."

.......................................

Genç Lokman Hekimler whatsapp grubuna dahil olarak Besler Şifa için daha güncel kalabilirsiniz. Buyrun gruba Tıklayınız
Ankara 'da Besler Şifa olarak 50 den fazla Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerimiz ile hizmet ediyoruz. Sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında aromaterapi, fitoterapi ve doğal yaşam konularında ücretsiz eğitimler ve atalık tohum takas etkinlikleri yapıyoruz. Bitkisel kozmetik, aromaterapi ve kişisel bakım ürünleri, şifalı krem ve aromatik yağlar için bizi takip edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini;
Üretici ve tüketici dostu mağaza: https://good4trust.org/beslersifa
aZall.com mağazamız: https://www.azall.com/besler-sifa/

Ürün, hizmet ve projelerimizle...

Şifanız daim olsun. 



© beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.