Ad

beslersifa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
beslersifa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kozmetik ve Kişisel Bakımda Tüketicinin Rehberi

Kozmetik ve Kişisel Bakımda Tüketicinin Rehberi

Hepimiz kozmetik ve kişisel bakım ürünlerini seçerken birçok farklı markayla, ürünle ve öneriyle karşı karşıya kalıyoruz. Ancak, bu karar süreçlerinde her zaman doğru seçimi yapabiliyor muyuz? Tıpkı tıbbi kararlar alırken olduğu gibi, kozmetik ürün tercihlerimizde de "gürültü" kavramı devreye giriyor.

İngilizcedeki “noise” kavramının Türkçesi olan “gürültü,” karar süreçlerimizdeki rastgele sapmaları ifade eder. Peki, bu kavram kozmetik ürün seçerken nasıl karşımıza çıkıyor ve nelere dikkat etmeliyiz? Gelin, bu konuya bir göz atalım.

Yanlılık ve Gürültü: Kozmetik Ürün Seçiminde Kararsızlıklar

Bir kozmetik ürünü seçerken, özellikle de doğal ve bitkisel ürünler arayışındaysanız, her yerde farklı öneriler ve görüşlerle karşılaşırsınız. Bazı uzmanlar size belli bir içeriğin cildinize iyi geleceğini söylerken, diğerleri farklı içeriklere yönlendirebilir. Bir ürünü doğal ve güvenilir bulurken, bir başkası onu yetersiz ya da etkisiz görebilir. İşte tam da burada, "gürültü" devreye girer.

Kozmetik ve kişisel bakım ürünleri tercihlerimizde karşılaştığımız bu farklı öneriler, sistem gürültüsünün bir yansımasıdır. Tıpkı doktorların aynı vakaya farklı tedavi önerileri sunmaları gibi, aynı cilt tipine sahip insanlar için de farklı kozmetik ürün önerileriyle karşılaşabiliriz.

Gürültünün Etkisiyle Kozmetik Seçiminde Kararsızlık Yaşamak

Sistem gürültüsü, aynı ürüne bakan farklı kişilerin farklı yorumlar yapmasına neden olurken; durum gürültüsü, aynı kişinin farklı zamanlarda farklı kararlar vermesine yol açabilir. Örneğin, bir kozmetik ürünü bir dönem beğenip kullanırken, aynı ürünü başka bir zamanda etkisiz bulabilirsiniz.

Bu durumun temel nedeni, kişisel bakım ürünlerinin cilt tipimize, yaşam tarzımıza ve hatta ruh halimize göre farklı etkiler yaratmasıdır. Aynı ürünü farklı bir zaman diliminde deneyimlediğimizde, cildimizde oluşan değişiklikler, çevresel faktörler ya da yaşam tarzımızdaki değişimler bu duruma neden olabilir.

Doğal ve Bitkisel Kozmetik Ürünlerini Seçerken Gürültüyü Azaltmak

Peki, doğal ve bitkisel kozmetik ürünlerini seçerken "gürültüyü" nasıl azaltabiliriz? İşte dikkat etmeniz gereken bazı önemli noktalar:

1. Bir Bilen Görüşlerinden Yararlanın

Doğal kozmetik ürünlerini seçerken, danışmanınızdan görüş almak faydalı olabilir. Ancak, her uzmanın farklı bir görüşü olabileceğini unutmayın. Birden fazla uzman görüşü almak, kararınızı daha net bir şekilde oluşturmanıza yardımcı olabilir.

2. Kendinizi ve Cilt Tipinizi Tanıyın

Kozmetik ürünlerin etkisi cilt tipine göre değişiklik gösterebilir. Cildinizin kuru, yağlı, hassas veya karma olduğunu bilmek, doğru ürünü seçmenize yardımcı olur. Kendinizi tanımanız sizin karar almanızda önceliğini olmalıdır.

3. Ürün İçeriklerini Detaylı İnceleyin

Doğal ve bitkisel ürünler arasında tercih yaparken, içerik listelerini dikkatlice inceleyin. Bazı doğal bileşenler cildinizde harikalar yaratabilirken, bazıları alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Gürültüyü en aza indirmek için, hangi bileşenlerin size iyi geldiğini bilmek önemlidir.

4. Daha Önceki Deneyimlerinizi Hatırlayın

Geçmişte kullandığınız ürünlerin size nasıl etki ettiğini analiz edin. Daha önce memnun kaldığınız doğal içerikli bir ürünle benzer formülasyonlara sahip ürünler tercih edebilirsiniz. Mükemmel fotoğraflar, profesyonel içerikler ve son derece ticarileşmiş ürünler doğal bitkisel ürünler olmayabilir. 

5. Bağımsız Değerlendirmeleri Göz Önünde Bulundurun

Karar vermek için hemen mesaj yazabileceğiniz ve dost tavsiyesi olan ürünleri tercih edin. Gerçek kullanıcı deneyimlerinden yararlanmak, sizin için en doğru ürünü seçmenizde etkili olabilir.

Gürültüyü Kabullenin: Mükemmel Karar Yoktur

Son olarak, şunu unutmamakta fayda var: Kozmetik ürünleri seçerken her zaman mükemmel kararı vermek mümkün değildir. Farklı uzmanlar, farklı markalar ve farklı zamanlarda yapılan tercihlerde mutlaka bir miktar "gürültü" olacaktır. Önemli olan, bu gürültünün farkında olarak bilinçli seçimler yapabilmektir.

Kozmetik ürünleri, cilt sağlığınız ve yaşam kaliteniz için önemlidir. Besler Şifa olarak, doğal ve bitkisel ürünlerde sizlere en kaliteli seçenekleri sunuyoruz. Unutmayın, sağlıklı cilt ve bilinçli seçimler bir araya geldiğinde güzelliğinize en iyi şekilde yansıyacaktır.


Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.

Sarı Kantaron Yağı: Doğanın Şifa Kaynağı

Sarı Kantaron Yağı, doğanın bize sunduğu en özel bitkisel yağlardan biridir. Eski zamanlardan bu yana pek çok medeniyet tarafından kullanılan bu şifalı yağ, günümüzde de yaygın olarak tercih ediliyor. Sarı Kantaron (Hypericum Perforatum), halk arasında "binbir delikli ot" veya "kılıç otu" olarak bilinen ve mucizevi faydaları ile dikkat çeken bir bitkidir. Besler Şifa olarak, bu değerli bitkiyi en doğal ve özenli yöntemlerle sizlerle buluşturuyoruz.

Sarı Kantaron Yağının Faydaları

Sarı Kantaron Yağı, çok yönlü kullanımı sayesinde hem cilt bakımında hem de genel sağlık için tercih edilmektedir. İşte bu özel yağın sağladığı faydalardan bazıları:

  • Antiseptik Özellik: Sarı Kantaron yağı, antiseptik özelliği ile bilinir ve bu yüzden bitkisel "tentürdiyot" olarak adlandırılır. Yaraların iyileşmesine yardımcı olabilir ve enfeksiyonları önleyebilir.

  • Cilt Bakımı: Cildinize düzenli olarak uyguladığınızda, kırışıkların azalmasına ve cildin daha canlı görünmesine yardımcı olabilir. Cildin doğal yapısını koruyarak nem dengesini sağlamaya destek olur.

  • Ağrı Giderici: Ağrıyan bölgelere Sarı Kantaron yağı uygulandığında, ağrıların hafiflemesine veya tamamen kaybolmasına yardımcı olabilir. Özellikle eklem ve kas ağrılarında rahatlatıcı etkisiyle bilinir.

  • Bağışıklık Güçlendirici: Günde 1 tatlı kaşığı Sarı Kantaron yağı tüketildiğinde, bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve mide ağrısı gibi sorunların iyileşmesine destek olabilir.

  • Saç Bakımı: Saçlarınıza Sarı Kantaron yağı ile bakım yaparak daha sağlıklı, gür ve parlak saçlara sahip olabilirsiniz. Düzenli kullanımda saç dökülmelerini azaltabilir ve saç derisinin sağlığını koruyabilir.

Besler Şifa’nın Özenli Üretim Süreci

Besler Şifa olarak, Sarı Kantaron yağımızı en doğal ve saf haliyle sizlere sunuyoruz. Üretim sürecimizde kaliteyi ve doğallığı her zaman ön planda tutuyoruz. İşte üretim aşamalarımız:

  • Doğal Toplama Süreci: Sarı Kantaron çiçekleri, tarım yapılmayan, yol kenarından uzak ve tamamen doğal alanlarda yetişir. Güdül ve Sındırgı ormanlarının derinliklerinden özenle toplanan bu çiçekler, hiçbir kimyasal işleme maruz kalmadan yağa dönüştürülür.

  • Maserasyon Yöntemi: Çiçekler, hakiki zeytinyağı ile maserasyon yöntemiyle uzun süre dinlendirilerek hazırlanır. Bu yöntem, bitkinin şifalı bileşenlerinin yağa tamamen geçmesini sağlar.

  • Özel Zeytinyağı Seçimi: Zeytinyağımız, Ege’nin bereketli topraklarından, özellikle Edremit Körfezi ve Akhisar bölgelerinden özenle seçilir. Geleneksel yöntemlerle elde edilen bu yağ, Sarı Kantaron’un şifalı özelliklerini en iyi şekilde taşır.

Doğal ve Güvenilir Ürün

Besler Şifa Sarı Kantaron Yağı, yoğun kıvamı ve doğal yapısı ile dikkat çeker. Hiçbir katkı maddesi içermez ve tamamen doğaldır. Cildinize ve sağlığınıza gönül rahatlığıyla uygulayabileceğiniz bu yağ, doğanın bize sunduğu en değerli hediyelerden biridir.

Saklama Koşulları

Sarı Kantaron yağını oda sıcaklığında, doğrudan güneş ışığından uzak, ağzı sıkıca kapalı şekilde saklayarak uzun süre taze kalmasını sağlayabilirsiniz. Bu şekilde, yağın şifalı etkilerinden uzun süre faydalanabilirsiniz.

Sarı Kantaron Merhemi Kantaron yağının şifasından daha rahat yararlanmanız için Ege’nin zeytinyağı ile Sındırgı dağlarının sarı kantaron yağını bir araya getirdik! Ürün içeriğinde soğuk sıkım zeytinyağı ile hazırlanmış kantaron yağı ve az miktarda nane uçucu yağından oluşur. Kırmızıya dönük renktedir. Bu rengi kantaron bitkisinden alır. Sıcak hava ve Isı ile beraber sıvılaşması normaldir, dolaba girdiğinde ise iyice katılaşır. Cam kavanoz içinde gönderim yapılır.

Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.




Eczacıların Bitkisel Ürünler Hakkında Davranışlarının Değerlendirilmesi

Eczanelerde ilaç dışında bitkisel ürünlerin yer alması ve eczanelerin insanlar tarafından güvenilir bulunması sebebiyle eczaneler bitkisel ürünlerin satışında tercih edilmektedir. Bu kapsamda Türkiye’de eczanelerde yer alan bitkisel ürünler incelendiğinde Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsat verilmiş 52 bitkisel ilaç varken, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından onay verilen 51 bitkisel içerikli ürün bulunmaktadır. Türkiye’de satılan bitkisel ürünler hem içerik bakımından hem de reçeteli veya reçetesiz satışları bakımından önemli farklılık göstermektedir. Satışı yapılan bitkisel ürünlerin bir kısmı hekim reçetesiyle temin edilebilirken bir kısmı ise reçeteye tabi değildir.

Bitkisel ürünler genellikle düşük riskli olarak algılansa da potansiyel sağlık riskleri bulunabilir ve toksik etki gösterebilir. Bitkinin içeriğinde yer alan fitokimyasalların veya metabolitlerin toksik etkili olması, tağşiş durumu, çevresel kirleticiler ve mikroorganizma kontaminasyonları bitkisel ürünlerin toksisitesinde önemli etmenlerdir.

Fitoterapi, aromaterapi ve tıbbı aromatik bitkiler

Bitkisel ürünlerle ilgili yapılan araştırmalar incelendiğinde bu araştırmalar genellikle tamamlayıcı tıp başlığı içerisinde "fitoterapi, aromaterapi ve tıbbı aromatik bitkiler" bünyesinde incelenmektedir.

Bu kapsamda kullanılan bitkisel ürünler hakkında hekim ve eczacının bilgilendirilmesi gereklidir. Özellikle bitkisel ürünlerde doğru bitki, standardizasyon, uygun doz, ürünün kullanım süresi ve riskli gruplarda kullanımı çok önemlidir. Aynı zamanda diğer önemli bir konu ise bitki-ilaç etkileşimleridir. Bitki-ilaç etkileşimleri güvenlik sorunu oluşturmaktadır. Bitkisel ürünler genellikle birden fazla madde ihtiva etmekte olup sentetik ilaçlar ile arasındaki etkileşimler, farmakokinetik ve/veya farmakodinamik olarak gözlenmektedir. Dolayısıyla bitkiler kullanılan ilacın emilimi, dağılımı, metabolizması ve atılımı üzerinde farklılıklara yol açabilir. Bitki-ilaç etkileşimi sonucunda hasta üzerinde beklenen terapötik etki görülmeyebilir. Bitkiler ile ilaçlar arasındaki potansiyel etkileşimler hakkında bilgi eksikliği hastaların güvenliği açısından tehlikeli bir durumdur. Bitki-ilaç eş zamanlı tüketimi ve bitki-ilaç etkileşimleri zararlı etkilere ve ölümcül sonuçlara neden olabilir.

Sonuçlar

Eczacıların %54,3’ü bitkisel ürünleri sıklıkla sattığını bildirmiştir. Eczacılar bitkisel içerikli ürünleri %61,4 oranı ile bağışıklık sistemini destekleme amaçlı satmaktadır. Eczanelerdeki bitkisel ürünlerin %51,4'ünün pediatrik hasta grubu için tercih edildiği görülmüştür. 

Eczacıların %45,7’sinin bitkisel ürünler hakkında ürün satış temsilcilerinden bilgi aldığı ve %41,4’ünün fitofarmakovijilans kavramını daha önce duymadığı tespit edilmiştir. Araştırmada eczacıların %92,9’u bitkisel ürünlerin güvenliği hakkında endişe duyarken, %95,7’si bitkisel ürünler ile ilgili yasal düzenlemeleri yetersiz bulmuştur. 

Sonuç olarak serbest eczacılar bitkisel ürünler hakkında hastalara doğru tavsiyelerde bulunmalı ve bu konuda güçlü bir bilgi birikimine sahip olmalıdır. Eczacıların bitkisel ürünlerle ilgili güncel donanıma sahip olmaları için meslek içi eğitimler planlanmalıdır. Bitkisel ürünlerle ilgili yasal düzenlemeler sorumlu otoriteler tarafından daha ayrıntılı yapılmalıdır.

Fitofarmakovijilans (fitovijilans); “bitkilerin kullanımına bağlı istenmeyen etkilerin ve diğer muhtemel sorunların saptanması, değerlendirilmesi, tanımlanması ve önlenmesi ile ilgili bilimsel çalışmaları” kapsayan bir terim olarak tarif edilmektedir.

Makale: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3444076



Sakin Şehir Güdül Şifa Yolu Projesi Hazırlıkları Tamam.

Sakin Şehir Güdül Şifa Yolu Projesi hazırlıkları devam ediyor. Proje GEF SGP tarafından destekleniyor ve Proje Besler Şifa Atölyesi tarafından yürütülecektir. Şifa yolunu bir destinasyon olarak kullanarak tıbbi ve aromatik bitkilerden ürünler üretilmesi için çaba sarfedecektir.

Proje Koordinatörü Cemile Çetin konuşmasında "Proje hazırlıklarımız hakkında kısa bir açıklama yapmak istiyorum. Projemiz nerdeyse 2 yıl sürecek bu yüzden sağlam ilişkiler kurmalıyız. Hazırlıklarımız nerdeyse tamam "Açılış Çalıştayı ve Arazi Araştırması" ile önümüzdeki günlerde güzel bir başlangıç yapmak istiyoruz." dedi.

🌸İyi uygulama örneklerinin ziyaret edilmesi (5- 12 Mayıs 2022, Kütahya, Balıkesir, Ankara);

- Gölhisar evi ziyareti,

Kütahya Gölhisar ilçesinde gastronomi ve tarihi öğrenmeleri merkezi olan bu çalışma eko turizm alanında farklı bir Destinasyon şekli oluşturmuştur İşletme Müdürü Murat Yıldız ile yapılan mülakatta dua eğitimleri gastronomi ve tarihi ölen yerini birleştiren bu Butik Konak Otel işletmesi farklı bir Destinasyon olarak telakki edilebilir.



- Bigadiç Sepeti Projesi ziyareti,

Balıkesir Bigadiç ilçesinde yapılan bu proje ile yörede üretilen tarımsal ürünlerin son kullanıcıya ulaştırılması için bir proje oluşturulmuştur.



- Doğal hikayeler projeleri incelenmesi.

GEF Küçük Destek Programı Türkiye projeleri hikayelerini oluşturan Türkiye Ormancılar Derneği kitabı ayrıntısı ile incelenmiş, projelerin başarı hikayeleri ve projelerle ilgili değerlendirmeler yeni proje için örnek alınmıştır.

🌼 Bursa İntegratif ve Anadolu Tıbbı Kongresi (13- 15 Mayıs 2022, Bursa) katılım.

Bursa’da Saygıdeğer Emine ERDOĞAN Hanımefendi, Sayın Bakanımız Prof.Dr. Vahit KİRİŞCİ, Sağlık Bakanımız Sayın Dr.Fahrettin KOCA’nın katılımlarıyla gerçekleşen İntegratif ve Anadolu Tıbbı Kongresine katılım sağladık. Kadim tıbbın doğumuna ev sahipliği yapan Anadolu’muz, geleneksel tıp uygulamaları açısından da oldukça zengin bir birikime sahiptir. Bu birikimler ışığında, Ülkemiz Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamalarında dünya için cazibe merkezi olması açısından önemli bir kongredir. 

Tıbbi ve aromatik bitkiler çalıştayı ve aromaterapi hakkında 2 ayrı atölye çalışmasına katılım sağlamış ve Genç Lokman Hekimleri İhtiyaç Analizi sunumu yapılmıştır. Bu sunum sözlü sunumlar yarışması kapsamında ikincilik ödülü almıştır. Diğer yandan aromaterapi ve Tıbbi aromatik bitkiler konusunda uzman ve sektörün temsilcileri ile ikili görüşmeler yapılmıştır.



🌺Ankara proje ekosistemi hazırlıkları (16- 21 Mayıs 2022).

Proje açılış çalıştayı için katılımcılarla ön görüşmeler yapılmış, çalışta hazırlıkları birlikte gözden geçirilmiştir.





💮Güdül saha ziyaretleri (22- 31 Mayıs 2022).

Güdül ilçesinde ilgili kurumlar ziyaret edilmiştir. Bu kapsamda Güdül Belediye Başkanlığı, Güdül Orman İşletme Şefliği, Gönül Kaymakamlığı ziyaret edilmiştir. Açılışı çalıştayı için ziyaret edilecek Tahtacıörencik Köyü sakinleri ziyaret edilmiştir. Toplum destekli Tarım metodu konusunda bilgi alınmıştır.



Proje GEF SGP tarafından desteklenmekte ve Besler Şifa Atölyesi tarafından yürütülmektedir.

Proje hashtagleri: 

#ŞifaYolu #SGPTurkiye #BeslerŞifaAtölyesi #YeşilOrmanOkulu

#TıbbiveAromatikBitkiler #aromaterapi #Fitoterapi

Ay Takvimine Göre İşler Nelerdir?

Bildiğimiz kadarıyla Peygamberler vasıtasıyla ilk Mısır ve Sümerler ilk ay takvimini kullanmıştır. Peygamber Efendimizin teklifi ile Hicret sıfır noktası alınıp Hicri takvim kullanmaya başlamış. Bu arada Ay Takvimini İbrani (Yahudi) halklar ve Nepal ülkesinin resmi olarak şuan kullandığını biliyoruz. Sonra Bilim insanı Steiner teoriyi günümüze taşımış.

Anadolu köylerinde yaşlı insanların, 'Ay'ın yenisinde yapılan işten hayır gelmez', 'Dolunay'ı bekle, bereketini gör', 'Ay'ın yenisinde olur börtü böcek, eskisinde olur börek çörek', 'Kesme odunu Ay büyürken, kırk koyunu küçülürken' gibi sözlerin doğruluğu ilk kez bilimsel olarak Antalya Orman Araştırma Enstitüsü tarafından da ispatlanmıştır.

Türk ve Hint mitolojilerinde genellikle Güneş dişi, Ay ise erkek olarak tasavvur edilmiş, efsaneler de bu bağlamda oluşturulmuştur. Güneşin gökteki yeri konusunda her iki kültürde de aksi inanışlar hariç, bir mitolojik kartaldan bahsedilmektedir. Eski Türklerin ve Hintlilerin Güneşin kutsallığına ithafen, doğuşunda, en tepedeyken ve batarken selamlamaları ya da dinsel birtakım törenler düzenleyerek ululaştırmaları her iki kültür tarafından da benimsendiğini göstermektedir. Güneş ya da Ay soyundan geldiğine inanılan kral şecerelerine yer verilmiştir. Türkler'de ise Yakut Türkleri ve Şamanik bazı inanışlar hariç, Güneş ya da Ay’ı hiçbir zaman bir tanrı olarak tasavvur etmemiştir.

Halk Takvimi

Halk takviminde yer alan cemre olayı da ekonomisi hayvana ve tarıma bağlı toplumlarda karşımıza çıkmaktadır. Özellikle Arap, Fars ve Türklerde karşımıza çıkan cemrenin Moğol, Çin ve Greklerde de olduğu belirtilmektedir. Havanın ısınmasına bağlı olarak meydana getirilen bu inancı çeşitli toplumlar kendi kültürlerinden ve değerlerinden bir şeyler katarak zenginleştirmişlerdir. Bu ise bize insanların hâlâ doğayla olan bağını koparmadığını göstermektedir. 

Ülkemizde halk takvimlerinde iklim koşulları ve mevsimlerin takvime yansiyisi ile ilgili sayısız örnek vardır. Örneğin: zemheri, hamsin, erbain, eyyamı-i bahur, cemreler, mart dokuzu, leylek kist, oğlak kışı, kocakarı soğukları, hıdrellez, ekim zamanı, hasat zamanı, bağ bozumu gibi. Öte yandan bu sayılı günler arasında don olaylan önemli bir yer tutmaktadır.

Ay döngüleri, özellikler ve faaliyetleri hakkında bilgilendirme yapacağız. Ay takviminin önemini daha önce paylaşmıştık.

1. Ayın Yenisi (Yeni Ay)

Ayın büyüme evresidir. Yeni ay ile başlayıp dolunay ile biter (14 gün). Yeni ay sonrasında hilal, ilk dördün, şişkin ay süreçleridir. Bu dönemde su dışarıya (git) akma eğilimi gösterir.

– Koyun kırkılmaz; yünü kolay kopar, bozulur, güvelenir.

– Ağaç kesilmez, odunu kolay bükülür, çatlar, çürür.

– Yeni ay ve ilk dördün arası dönem, tohum ekimi önerilenler (enerjinin yapraklara doğru hareket süreci): Yapraklı bitkiler (ıspanak, marul, maydanoz, vb) ve buğday, tahıl.

– İlk dördün ve Dolunay arası dönem, tohum ekimi önerilenler: Domates, kabak, patlıcan, vb.

– İlk dördün ve Dolunay arası çiçek ekimi için doğru zamandır.

– Kompost yığını sulanır.

– Bitki özü yağları elde etme zamanı.

– Meyve ve sebzeler dolunaya yakın zamanda daha sulu ve lezzetli olurlar, Dolunaya yakın zamanda hasat edilmelidirler.

– Aşılama için Satürn-Ay ilişkisi de olumlu şekilde göz önüne alınır.

– Ahududu, böğürtlen, altın çilek gibi bitkilerin ekimi için ilk dördün ve Dolunay arası süre tercih edilir.

2. Ayın Eskisi (Dolunay)

Ayın küçülme evresidir. Dolunayla başlayıp yeniay ile biter (14 gün). Dolunay ve son dördün evreleri vardır. Bu dönemde su içeriye (gel) akma eğilimi gösterir. 

Genel olarak ekilen veya dikilen ürün daha verimli olur. Hasat ve biçilen otlar daha şifalıdır. Şifalı otlar daha uzun süre etkilerini korurlar.

– Uzun süre saklanacak bitki ve meyveler için uygun hasat zamanıdır (elma, patates, lahana, zeytin, vb). Turşu bu zamanda kurulmalıdır.

– Dolunay ve son dördün arası sürede fidan ve ağaç dikimi için uygun zamandır.

– Son dördünde ağaç kesilebilir, budama yapılır.

– Tohum ekimi önerilenler (enerjinin köklere doğru hareket süreci): Kök bitkiler (havuç, pancar, patates, soğan, turp, vb).

– Gelecek senelere saklanacak çiçek ve bitki tohumları hasat edilir.

– Kurutma için uygun zaman (meyve, sebze, çiçek, vb)

ay takvimi için çok fazla bilgi ve güncel duyurular burda; https://www.kozmikbakim.net/takvimler

Kaynak: https://apelasyon.com/yazi/50/rudolf-steiner-antroposofi-ve-biyolojik-dynamik-tarim

Halk Takvimi; https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/26841



© www.beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.