Ad

kırsal kalkınma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kırsal kalkınma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ankara'da Ekoturizm ve Agroturizm ile Sürdürülebilir Kırsal ve İnsani Kalkınma

Her zaman doğanın ritminin, insanın ritmiyle aynı olduğunu düşündük. Doğanın hızına uyum sağlayabildiğimiz ölçüde hem bedensel hem ruhsal sağlığımızın yerine oturacağına inandık. Bir düşünün: Bir tohum toprağa düşer, çimlenir, büyür. Sabırla bekleriz ama tohum acele etmez. Oysa biz insanlar aceleciliğimizle, sürekli bir yerlere yetişme çabamızla kendimize zarar veriyoruz. Bu telaşlı yaşam tarzı, bizi doğadan ve dolayısıyla kendimizi korumaktan uzaklaştırdı. Modern dünyanın beton yığınları arasında sıkışıp kalmış yaşamlarımız, sağlığımızı bozmakla kalmadı, kimi zaman hayatımızı elimizden aldı.

Besler Şifa-Ekoköy Evi olarak bu farkındalıkla hareket ediyor, doğanın sunduğu şifa kaynaklarını yeniden hayatlarımıza kazandırmayı amaçlıyoruz. Geçen sene, 27 Eylül Dünya Turizm Günü’nde düzenlediğimiz ekoturizm ve agroturizm çalıştayında, 10 yıllık bir sürdürülebilir plan hazırladık. Bu plan, hem doğayla uyumlu bir yaşam tarzını benimsemek hem de kırsal kalkınmaya katkı sağlamak amacıyla tasarlandı. Sakin Şehir (Cittaslow) unvanına sahip Güdül’de kurduğumuz Ekoköy Evi ile bu sürecin öncülerinden biri olmayı hedefliyoruz.

Ankara’da, Kızılcahamam ve Beypazarı’nda ekoturizm ve agroturizm alanında önemli mesafeler kat edildi. Ancak Güdül'de de büyük bir potansiyel var. İç Anadolu’nun ve başkentin ilk ve tek "Sakin Şehir" unvanıyla Güdül önümüzde duruyor.

Besler Şifa-Ekoköy Evi olarak, geçen yıl 27 Eylül Dünya Turizm Günü’nde düzenlediğimiz ekoturizm ve agroturizm çalıştayı ile 10 yıllık bir planı önümüze koyduk. Sakin Şehir unvanıyla önemli bir destinasyon olan Güdül ile güzel bir ivme yakaladık. Bu vesileyle, yine 27 Eylül Dünya Turizm Günü’nü kutluyoruz.

Yüzümüz Doğaya Dönük: Kırsalda Sürdürülebilir Yaşam Mümkün mü?
Yüzümüzü doğaya dönebilmek ve sürdürülebilir bir yaşam kurmak elbette kolay değil. Şehirlerin sunduğu iş fırsatları ve sosyal imkanlar, kırsalda yaşamın zorlukları karşısında her zaman daha cazip görünmüştür. Ancak kırsal alanları daha yaşanabilir hale getirmek mümkün. Türkiye’nin coğrafi ve iklimsel çeşitliliği, tarımsal üretimde ve doğal güzelliklerin turizme kazandırılmasında büyük fırsatlar sunuyor. Tam da bu noktada agroturizm devreye giriyor.

Besler Şifa-Ekoköy Evi olarak, bu potansiyeli değerlendirmek ve ekoturizm ile agroturizmi birleştiren projeler hayata geçiriyoruz. Agroturizm, tarımsal üretimin yanı sıra turizmle entegre edilmiş bir kalkınma modelidir. Bu sayede doğayla iç içe bir yaşam sunarken, kırsalda yaşayan halklara da ekonomik fırsatlar yaratıyor. İnsanları doğayla buluşturan bu model, aynı zamanda tersine göçü teşvik eden bir seçenek olarak değerlendirilebilir. Güdül Ekoturizm ve Agroturizm Çalıştay sonuçlarını buradan görebilirsiniz.

Kırsal Kalkınma ve Agroturizm: Sürdürülebilir Gelecek İçin Bir Yol
Tarımsal üretim Türkiye’de maalesef yeterince katma değer yaratamıyor. Ancak tarım ve turizmi birleştirerek elde edilen katma değer, kırsal kalkınmayı destekleyen güçlü bir araç olabilir. Agroturizm, tarımsal kaynakların turistik amaçlarla kullanılmasını ve sürdürülebilirliğin korunmasını sağlar. Bu model, doğal kaynakların verimli kullanımı ve yerel halkların ekonomik olarak güçlendirilmesi açısından son derece değerlidir.

Besler Şifa-Ekoköy Evi, Güdül gibi agroturizm açısından büyük bir potansiyele sahip bölgelerde, bu modeli başarıyla uygulamaya devam ediyor. Her yıl pek çok turist, bu bölgeye gelerek tarımsal üretime tanıklık ediyor, peynir yapım süreçlerine katılıyor ve yerel ürünleri deneyimleyerek satın alıyor. Kır evlerinde konaklayarak doğayla bağ kuran ziyaretçiler, kırsal yaşamın sürdürülebilirliğini destekliyor. Bu model, kırsalda istihdam yaratırken, aynı zamanda yerel ekonomilere katkı sağlıyor.

Kızılcahamam ormanı ve termal özelliği ile kırsal turizmde önemli bir destinasyon haline gelmiştir. Tarımsal üretimle agroturizm yatırımları karşımıza çıkıyor. Evet, Güdül’de tam da bir agroturizm bölgesi ve her yıl çok sayıda turist buraya gidiyor, peynir yapımının aşamalarına tanık oluyor. Bunu yaparken de gittikleri köylerdeki kır evinde konaklıyor, üretimine tanık oldukları peynirler başta olmak üzere birçok yerel ürünü satın alıyorlar. Daha da önemlisi daha iyi bir altyapı, daha iyi konaklama alanları ve sosyal alanlar talep ediyorlar. Haliyle Ankara köylerine hem bu yatırımlar yapılıyor hem bu yatırımlarda çalışacak insanlara ihtiyaç duyulduğundan istihdam sağlanıyor hem de gelen turistler para harcadıkları için kırsalda en küçük esnaftan, ürünlerini satan yerel çiftçilere kadar herkesin faydalandığı bir döngü oluşturuyor. İşleyişin tümüne birden de kırsal kalkınma diyoruz. Bunun bir sonucu olarak sıradan bir köy her yıl net nüfus azalması yaşarken Ankara’nın bu köyleri bırakın nüfus azalmasını dışarıdan göç alıyor. Yerel halkların bu modelle kalkınma hakkına “Sürdürülebilir kırsal ve insani kalkınma hakkı” deniliyor.

Yurtdışında İsviçre’de değil, İtalya, Fransa, Almanya, ABD’nin çeşitli eyaletleri, İngiltere, Yeni Zelanda, Avusturya gibi daha pek çok ülkede agroturizm örneklerine rastlamamız mümkün.

Kızılcahamam ve Güdül: Doğanın Kalbinde Sürdürülebilir Turizm
Kızılcahamam ormanları ve termal kaynaklarıyla kırsal turizmin önemli bir destinasyonu haline gelmiştir. Bunun yanı sıra, Güdül’de yürüttüğümüz agroturizm faaliyetleri, bölgenin doğal güzelliklerini ve tarımsal üretimini turizmle birleştiriyor. Her yıl pek çok ziyaretçi, bu bölgelerde hem tatil yapıyor hem de yerel üreticilerle buluşarak kırsal kalkınmaya katkı sağlıyor. Bu sayede Besler Şifa-Ekoköy Evi, kırsal bölgelerde yaşayan halkın ekonomik ve sosyal olarak güçlenmesine yardımcı oluyor.

Sonuç olarak, kırsalda kalkınma ve sürdürülebilir yaşam hakkı, turizmin doğayla uyumlu bir şekilde entegre edilmesiyle mümkün hale geliyor. Besler Şifa-Ekoköy Evi olarak bu sürecin bir parçası olmaktan gurur duyuyor ve herkesi bu sürdürülebilir yolculuğa katılmaya davet ediyoruz.

Güdül’de konaklama turizmi üzerinde ihtiyacı görmeliyiz. AİBNB gibi uygulamaya bakarak bu yatırım ihtiyacını görebiliriz. Besler Şifa- Ekoköy Evi olarak 3 yıldır Güdül’de doğa yürüyüşü gibi etkinlik, bilim atölye ve çalıştayı, doğa eğitimi gibi etkinliklerle bu hareketliliği tetikliyoruz. Yeni nesil çiftçiler agroekoloji ve veya permakültür eğitimi almış kişiler oluyor ki onlara ulaşmak zorundayız.

Güdül Ekoturizm ve Agroturizm Çalıştayı sonuçlarına bu yayından inceleyebilirsiniz.
Ekoköy Evi whatsapp grubuyla yine daha fazla bilgiyi sizinle paylaşabiliriz. Bu gruba dahil olmak için tıklayınız.

Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.







Ekoturizm yeni sezonda Turizm 5.0'a hazırlanıyor

Kimler, kalın seyahat rehberlerini karıştırıp, seyahat acenteleriyle saatlerce telefonda vakit geçirdiğimizi hatırlıyor? Bundan sadece 20 yıl önce, seyahat planlaması tamamen manuel bir süreçti. Ekoturizm ve agroturizm meraklıları destinasyonları araştırmak, yerel çiftliklerde konaklama ayarlamak, etkinlikleri organize etmek için fiziksel kaynaklara ve zaman alıcı işlemlere bağımlıydı. Ancak dijital dönüşüm bu süreci tamamen değiştirdi.

Dijital teknolojiler, gezginlerin doğaya daha sürdürülebilir bir yaklaşımla seyahat etmesini sağladı. Özellikle ekoturizm ve agroturizm gibi alanlarda, rezervasyonlardan tur planlamasına kadar her şey artık çevrimiçi platformlarla daha erişilebilir hale geldi. Yalnızca rezervasyon değil, çiftlik turları, doğa yürüyüşleri, organik tarım eğitimleri gibi aktiviteler de teknoloji sayesinde daha kolay organize edilebiliyor. Dünya çapında gezginlerin %80’i, seyahat planlarını çevrimiçi yapmanın önemli olduğunu düşünüyor. Bu alanda Y kuşağı öncülük ederken, Z kuşağı da onları takip ediyor.

Daha Kişisel ve Sürdürülebilir Deneyimler

Dijitalleşmenin en büyük avantajlarından biri, veri analizi yaparak gezginlere daha kişisel ve sürdürülebilir deneyimler sunabilmesidir. Ekoturizmde doğal alanların korunması ve tarımsal üretim alanlarının sürdürülebilirliği, gezginlerin seyahat kararlarında önemli bir rol oynamaya başladı. Yapay zeka, ekolojik dengenin korunmasına yardımcı olacak rotaları önerirken, artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik teknolojileri sayesinde çiftlikleri ve doğal yaşam alanlarını daha iyi tanıma imkanı sunuyor.

Seyahat boyunca sürdürülebilirliği destekleyen mobil uygulamalar, yerel ekosistemlerin korunmasına yönelik adımlar atmayı kolaylaştırıyor. Bunun yanında, gezginler seyahatlerinin çevresel etkilerini minimize etmek için karbon ayak izi azaltma, yerel kültürleri koruma ve enerji verimliliği gibi konularda daha bilinçli tercih yapabiliyor.

Teknoloji ve Sürdürülebilirlik

Agroturizm ve ekoturizmde teknoloji, sürdürülebilirliği artırmak ve gezginlerin deneyimlerini daha etkili hale getirmek için kullanılıyor. Tarım alanlarında ziyaretçiler için interaktif turlar sunan platformlar, doğa koruma projelerine bağış yapma imkanı sağlayan uygulamalar ve ekosistem dostu konaklama seçeneklerini gösteren çevrimiçi araçlar, dijitalleşmenin getirdiği kolaylıkların sadece birkaçı. Bu yeni dijital çözümler, tarımsal ve ekolojik turizmi destekleyen firmaların rekabet gücünü artırıyor.

Dijitalleşme aynı zamanda ekoturizmin geleceğini de şekillendiriyor. Sektördeki oyuncular, hem çevreyi koruma hem de gezginlere özel deneyimler sunma konusunda teknolojiden faydalanarak yenilikçi çözümler geliştirmeye devam ediyor.

İnsan Odaklı Dönüşüm

Turizmde geleceğin öncelikleri arasında sürdürülebilirlik ve müşteri odaklılık ön planda yer alıyor. Agroturizm ve ekoturizmde bu, gezginlerin doğayla olan bağlarını güçlendirecek deneyimlerin tasarlanması anlamına geliyor. Ayrıca, seyahat planlamasında yapay zeka ve dijital araçlar kullanılarak, hem sürdürülebilir hem de kişiye özel çözümler üretmek mümkün hale geliyor. Bu sayede gezginler, doğayla iç içe daha anlamlı ve sürdürülebilir seyahatler yapabiliyor.

Sonuç olarak, ekoturizm ve agroturizm gibi alanlarda dijitalleşmenin sunduğu fırsatlar, hem doğayı korumayı hem de kişisel deneyimleri zenginleştirmeyi sağlıyor.

Besler Şifa'nın Ekoköy Evi olarak atalık tohum, pestisit kullanmadan üretim, ürün çeşitliliği, agroekoloji, yerel pazarlar ve ağları, sürdürülebilir kırsal ve insani kalkınma hakkı, tıbbi ve aromatik bitkiler, doğrudan üreticiye ulaşma, doğal yaşam pratiklerine çok önem veriyoruz.

Güdül Ekoturizm ve Agroturizm Çalıştayı sonuçlarına bu yayından inceleyebilirsiniz. Ekoköy Evi whatsapp grubuyla yine daha fazla bilgiyi sizinle paylaşabiliriz. Bu gruba dahil olmak için tıklayınız.

Besler Şifa, Bitkise Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.


Sincan'da Tarım ve Kırsal Kalkınma

Sincan'ın kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber 17. yüzyıl arşiv kayıtlarında Sincan köyünün adına rastlanmaktadır. Sincan'a 100 hanelik Romanya Köseabdi (yani şimdi Bulgaristan Kemaller İlçesi Raynino Köyü) 'den göçmenler getirilmiştir. Diğer bilinen tabirle Deliorman Türkleri ile gelişim sağlanmıştır. Bunlar Sincan'a gelirken lale soğanları ile birlikte gelmişlerdir. Bu nedenle de Sincan denildiğinde öncelikle akla lale ve lale bahçeleri gelmektedir. Soydaşlarımızın buraya yerleştirilmeleri ile tipik bir göçmen köyü görünümünü alan Sincan, İstanbul-Ankara tren yolu ile Ankara-Beypazarı-Ayaş devlet karayolu üzerinde olması nedeniyle kısa zamanda hızlı bir şekilde gelişmiş, 1956 yılında bucak merkezi haline getirilmiş, aynı yıl merkezde belediye teşkilatı kurulmuştur. Sincan bucağı 30 Kasım 1983 tarihinde çıkartılan 2963 sayılı kanunla ilçe haline getirilmiş, daha sonra da 8 Mart 1988 tarih ve 88/12721 sayılı bakanlar kurulu kararıyla Büyükşehir Belediye sınırları içerisine alınmıştır.

Alagöz Karargahı Müzesi, Uyuz Hamamı, Ziir vadisi, Bacım Sultan Türbesi, Girmeş Kalesi, Aşağı Pınar    Çeşmesi ve Çamaşırhane gibi yapılar bulunur. Sincan'ın kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber 17.nci yüzyıl arşiv kayıtlarında Sincan Köyünün adına rastlanmaktadır. Şen, Canlı İnsanların Yurdu anlamına gelen Sincan, İpek Yolu’na yakın oluşundan ötürü tarihi çağlarda önem kazanmıştır. Asya’da da aynı ismi taşıyan bazı yerleşim alanları bulunmaktadır. Sincan Adının Manası yani Sincan(Astragalus) yapraklı birleşik salkım şeklinde çiçek yada Sakızlı bir çeşit çalı türü olarak dile getirilmiştir.

Batıya eğimi azalan bir oluk vadi görümündedir. Ovanın çevresinde yüksek noktalar ise Meşe Doruğu (1248 m.)  Belören Dağı (1150 m)  dir. Ankara Çayı ilçeyi 2 ye bölmektedir.

Sincan ve çevresinde morfoğrafik olarak 3 anabirim ayırtetmek mümkün dür. Bunlar ova tabanı, vadi tabanları, sırtlar, kertik vadiler ve tepelerdir. Ova tabanı, ortalama bir değerle 800 m. yüksekliğe sahiptir, eğimi çok azdır (ortalama % 2) ve parçalanmamış geniş alanlar halinde uzanır (O. Erol, 1973). Sincan'ın üzerinde kurulduğu ova kesimi, Ankara Ovasının Mürted Ovası ile birleştiği kesime çok yakındır Malıköy Ovası haritanın güneybatısında, Çubuk Ovası ise kuzeydoğusunda yeralmaktadır. Buna göre, Sincan'ın etrafı Ankara Ovası-Mürted Ovası-Malıköy Ovası ile çevrilmiş durumdadır.

Vadi tabanları ise, Sincan yakınlarında ancak güneyde görülmektedir. Buralarda da fazla bir parçalanma yoktur, kolaylıkla su temin edilebildiğinden tarım alanı olarak kullanılmaya daha elverişlidirler. Nitekim, çevrede kil merceklerinin oluşu artezyen kuyularının açılmasına imkan verdiğinden su bulunmasını kolaylaştırmaktadır. Tepelerin yükseltileri azdır, kertik vadiler derin yarılmalara uğramamışlardır.

Morfoğrafik özellikler Sincan ve çevresinde beşerî faaliyetleri olumlu yönde etkilemektedir. Sincan'ın üzerinde kurulduğu ova tabanı yerleşme ve ulaşım açısından elverişlidir. Arazi kullanımı yönünden diğer bir elverişli birim de vadi tabanlarıdır, buralar özellikle (konuya şehircilik açısından bakacak olursak) park bahçe ve spor alanları yapılarak değerlendirilebilir.

Hidrografya açısından Sincan’da tabansuyu yüksek olup Emiryaman Fatih arasında Kepir Gölü ile şimdi sanayi ve organize sanayi bölgesinin yer aldığı Ankara çayı civarında bataklıklar drenaj edilerek kullanıma açılmıştır.

Sincan'da Tarım

Ankara ili Anadolu topraklarında geçmişten günümüze verimli topraklarında tarımsal üretimin can bulduğu bir şehir olmuştur. Her ne kadar kırsal alanlar terk ediliyor olsa da gelecek yüzyılın stratejik sektörlerinden birisi olarak görülen tarımın sürdürülebilirliğinin sağlanması Ankara’da yaşayanlar kadar Türkiye nüfusu açısından da önemlidir. Unutulmamalıdır ki son yıllarda hızlı bir göçe maruz kalan Ankara Türkiye nüfusunun önemli bir miktarını oluşturmaktadır. Özellikle bilgi teknolojisinin tarımda etkili bir şekilde kullanıldığı, yenilikçi uygulamaların benimsenerek yaygınlaştırıldığı, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunan Ankara keçisi, bitki ve hayvan türlerinin üretiminin teşvik edilmesi kadar verimliliği yüksek bitki türleri geliştirilmesi, organik tarım, yağlı tohumlar ve tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliğinin geliştirilmesi önemlidir.

Yenikent Beldesinde Zir Vadisi bulunmaktadır. Bir zamanlar çoğunluğu Boşnak göçmenlerin olduğu 1000 haneden oluşan, çarşısı, camisi, hamamı olan Büyük İstanoz ilçesi, geçimini sof işleyerek sağlamaktaydı. Günümüzde geçimini kısmen tarım ve sebzecilik ile sağlayan bir yerleşim bölgesidir. Yenikent kavun ve karpuzuyla ünlüdür.

Ankara merkezinin gelişim seyri Atatürk Orman Çiftliği kurulması ve 1924, 1932, 1957, 1969, 1986 imar planları ile Polatlı ovasına doğru olması arzu edilmiştir. Sincan ve Kazan’a doğru gelişim daha sonra gerçekleşmiştir. Bu döneme kadar tarımsal üretimini devam ettirmiştir. Nitekim İlyakut ve Mülk gibi köylerde tarımsal üretim devam etmektedir (URL-1).

Ankara’nın Tarım Şehri; Sincan

Ankara Genel olarak Konya'dan sonra tarım arazisi büyüklüğü açısından ikinci sıradadır. Sincan ilçesi 2023 itibariyle 550 bin nüfusu ve Etimesgut'la beraber 1 milyondan fazla nüfusuyla önemli bir tarım potansiyeli içermektedir. Özellikle ilçede yükte hafif pahada ağır kavun, nane, turp, havuç, ıspanak, marul, Aspir, kimyon, iğde gibi sebze e ağırlıklı tarımsal üretim yapılabileceği öngörülmüştür.

Sincan ilçesinde Sarayköy büyükova koruma alanı ve hemen yakındaki Ayaş'a bağlı İlhanköy büyükova koruma alanı ile önemli bir alana sahiptir. Ankara'da Sulak alan toplam miktarı bakımından Beypazarı ve Haymana'dan sonra 2014 verilerine göre 101.699 dekarlık alan ile üçüncü ilçedir. Diğer yandan ilçede lale soğanı yetiştiriciliği konusunda bir aksiyon alınmıştır.

İlçede 5 tane Organize Sanayi bulunması yanında %65'i ekilebilir ve dikilebilir arazi potansiyeli ile ziraat şehri olarak telakki edilebilir. Sincan Belediyesi öncülüğünde İlçe Tarım Müdürlüğü ve Ziraat Odası Başkanlığı ile beraber yeşil/ kırmızı mercimek, arpa, nohut, buğday ekimi ve tohumunu tedavisine yönelik destekler sunulmaktadır. Diğer yandan Polatlar köyünde yerli ve tarımsal üretim alanı belediye tarafından 2021 yılında açılmıştır.

Sincan’da köylü pazarı kurulan alanlar şöyle: Salı Mevlâna Semt Pazarı, Çarşamba Menderes TOKİ Pazarı, Cuma Osmanlı Kapalı Semt Pazarı, Cumartesi GOP Mahallesi Eski Çarşamba Pazar yeri, Pazar Yenikent Kapalı Semt Pazarı olarak sıralanabilir. Ankara kırsal alanında tarıma dayalı sanayi işletmeleri sayısı bakımından en fazla işletmenin olduğu Yenimahalle, Çankaya ilçelerinden sonra 37 adet işletmeyle üçüncü ilçedir. 

Mimari üslubuna göre 14. yüzyıl sonuna tarihlenen camii ile meşhur İlyakut Köyünde özel sektör girişimcileri tarafından lavanta bahçeleri kurulmuştur. Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği: Standardize ve Farmakope Normlarında Katma Değeri Yüksek Bitkisel Ürün Hazırlanması projesi Ankara Kalkınma Ajansı tarafından desteklenerek Lokman Hekim Üniversitesi tarafından Polatlar köyünde yürütülmüş ve kekik bahçeleri tesis edilmiştir.

Sincan’da Kırsal Kalkınma: Geçmişten Günümüze Bir Bakış

Sincan, tarihi kökenlerine ve coğrafi konumuna dayanan zengin bir mirasa sahiptir. Köyden ilçe ve sonrasında da büyükşehir belediyesi statüsüne yükselmiş olan bu yerleşim birimi, kırsal kalkınma açısından önemli potansiyellere ev sahipliği yapmaktadır.

Kökenleri 17. yüzyıla dayanan Sincan, göçmen kökenli Eski Romanya Köseabdi (şimdi Bulgaristan Kemaller İlçesi Raynino Köyü) halkının yerleştirilmesiyle başlamıştır. Yenikent gibi bazı yerleşim birimlerinde Boşnakların yerleştirildiği de bilinmektedir. Diğer yandan Çorum, Çankırı ve Yozgat’dan gelen halkın sayesinde kendine göre bir kimlik oluşagelmiştir. Bulgar göçmenleri ve Niğde’den gelen ustalar sayesinde tatlıcılık konusunda potansiyel oluşmuştur. Bu tarihi kökler, günümüzde bile Sincan’ın karakterini ve kimliğini belirlemede önemli bir rol oynamaktadır.

İstanbul-Ankara tren yolu ve Ankara-Beypazarı-Ayaş devlet karayolu gibi önemli ulaşım hatlarına yakınlığı, Sincan’ı ticari ve ekonomik anlamda cazip kılmıştır. Eskişehir yolu, İstanbul yolu ve Ayaş-Beypazarı yolu sincan ilçesini çok önemli bir güzergahta olduğunu göstermektedir. Tanıtımlarla kırsal kalkınmada rolünü etkinleştirebiliriz.

Sincan, kırsal alanlarında barındırdığı tarihi ve doğal zenginliklerle dikkat çekmektedir. Coğrafi yapısı, tarımsal üretim için uygun olanaklar sunmaktadır. Ova ve vadi tabanları, tarımsal faaliyetler için elverişli alanlar olarak değerlendirilebilir. Su kaynaklarının bolluğu ve arazi kullanımı açısından avantajlı bir konumda bulunması, tarımsal üretimin çeşitlendirilmesi ve verimliliğinin artırılması için önemli fırsatlar sunmaktadır. Sincan’ın tarihi ve kültürel özelliklerini kırsal kalkınmayla entegre etmek gerekmektedir.

Sincan’ın kırsal kalkınma sürecinde dikkate alınması gereken bir diğer faktör de morfoğrafik özellikleridir. Ova ve vadi tabanları, yerleşim ve tarım için uygun alanlar olarak değerlendirilebilir. Aynı zamanda, bu bölgelerde park, bahçe ve spor alanları gibi sosyal ve rekreasyonel tesislerin geliştirilmesiyle kırsal yaşam kalitesi artırılabilir. Bir anlamda piknik, karavan ve kampçılık konusunda potansiyel tüketimleri ilçede üretilen sebze meyve ile geliştirmek anlamlı olacaktır. Özellikle haftasonu Beypazarı güzergahına akan yerli ve yabancı turizmcileri Yenikent pazarında ağırlamanın önemli olduğunu vurgulayabiliriz.

Hidrografik yapı, tarım ve sulama projeleri için önemli bir potansiyele işaret etmektedir. Tabansuyunun yüksek olması ve su kaynaklarının bolluğu, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için gereklidir. Bu kaynakların etkin ve verimli bir şekilde yönetilmesi, kırsal kalkınmanın temel taşlarından biridir. Sakarya nehrinin en büyük kolu olan Ankara çayı’nın Sincan’dan geçip Ankara il merkezini terketmesi tarımsal sulamada kirlenmeyi de etkilemektedir.

Sonuç ve Öneriler

  1. İklim dostu tarım geleceğin tarımı olması yönünde bir eğilim gelişmiştir. Örneğin "Doğrudan Ekim yöntemi" ile "doğrudan ekim mibzeri" kullanılarak ekim yapılabileceği önerilmektedir. Diğer yandan 'rüzgar perdesi' ile canlı ağaçlar ile yapılan perdeleme rüzgarın etkisini azaltmakta ve süne gibi zararlar ile mücadelede başarılar sağlamaktadır. Yine 'solucan gübresi' kullanılarak verim artış sağlanmaktadır. Bunun yanında 'damlama sulama uygulaması' ile toprağı değil bitkiyi sulayan sistem önerilmektedir. Su kayıplarını azaltmaya yönelik 'gece sulaması' tavsiye edilmektedir. Diğer yandan 'malçlama, tür çeşidinin arttırılması, kompost yapımı' gibi uygulamalarla permakültür ve agroekoloji uygulamalarının yaygınlaştırılması eğitimleri gerekmektedir.
  2. Sincan ilçesinde doğal tarım yöntemlerinin geliştirilmesi yanında “Sincan Atalık Tohum Kıymetlendirme Merkezi” gibi doğal üretim ve topluluk destekli tarımın geliştirilebileceği faaliyet ve projeler geliştirilmelidir. Özellikle yerel kavun ve karpuz türlerinin geliştirilmesi bu anlamda önemlidir.
  3. Önemli nüfus potansiyeli sebebiyle doğal tarımsal üretim teşvik edilmeli; augmenta toprak analiz cihazı gibi destekler sunulmalı Sürdürülebilir ve iklim duyarlı tarım üretimi konusunda proje ve faaliyetler geliştirilmelidir.
  4. Sincan ilçesinde tarım ve kırsal kalkınmanın geleceğine yönelik akademik etkinlikler yapılmalıdır. Sincan Sürdürülebilir İnsani Ve Yerel Kalkma Stratejisi hazırlanmalı; tarımsal ürünlerini tedarik zincirine dâhil etme konusunda çözümler geliştirilmelidir.
  5. İlçede yükte hafif pahada ağır kavun, nane, turp, havuç, ıspanak, marul, aspir, kimyon, iğde gibi sebze e ağırlıklı tarımsal üretim yapılabileceği öngörülmüştür. Verimliliği yüksek bitki türleri ve yağlı tohumlar üretiminin teşvik edilmesi gerekmektedir. Diğer yandan lavanta ve kekik bahçelerinin geliştirilmesine yönelik tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliğinin geliştirilmesi önemlidir.
  6. Sincan ilçesinin kentsel mekân kalitesinin artması için hemşericilikten ziyade mahalle aidiyetinin arttırılarak kentsel kimliğin geliştirilmesi ve Ankara metropoliten alanında özgün bir yere taşınması gerekmektedir. Semt pazarları bu yönde daha etkinleştirilebilir. Zehirsiz şehirler faaliyeti gibi doğal tarımı teşvik eden uygulamalar geliştirilmelidir.
  7. Ankara Çayı, Sakarya Nehri'nin en büyük kollarından biri olup Sincan'dan geçerek Ankara il merkezinden uzaklaşmaktadır ve bu durum tarımsal sulamayla kirlenmeyi de etkilemektedir. Ankara çayının tarımsal sulamada kullanılabilirliği ile ilgili dönemsel araştırmalar yapılmalıdır.
  8. Civardaki piknik, karavan ve kampçılık gibi faaliyetler, ilçede üretilen sebze ve meyvelerin tüketim potansiyelini artırabilir. Özellikle hafta sonları Beypazarı güzergahına yönelen yerli ve yabancı turistlerin Yenikent köy pazarında ağırlanması önem arz etmektedir.
  9. Sincan'ın tarihi ve kültürel mirasını kırsal kalkınma stratejileriyle entegre etmek gerekmektedir. Eskişehir yolu, İstanbul yolu ve Ayaş-Beypazarı yolu, Sincan ilçesini önemli bir ulaşım ağı içinde konumlandırmaktadır. Tanıtım ve ekoturizm faaliyetleriyle kırsal kalkınma sürecine aktif katkıda bulunabiliriz.

URL-1: http://tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/08/cadata2_17.pdf

Deli Orman; Balkan dağlarından ta Tuna'ya geniş  meşe ormanları uzanır, içlerinde kayın ve gürgen de bulunur. Rusçuk ile Silistre arasındaki bu sırt ta Tuna kıyılarına dek varır. Silistre'den Şumnu'ya değin bu ormanlık bölgeye (Deliorman) adı verilir. Burada yerleşik Türklerin yine burada devletler kuran Peçenekler ve Kumanlar boylarına ait olduğu bilinmektedir. Bu ad Türkçedir, Çılgın orman ya da Asırlık orman anlamına gelir. Sarı Saltuk gibi sünni yaşam biçimi olan Bektaşi geleneklerinden olan Türk din adamları hizmetler etmiştir. https://belleten.gov.tr/tam-metin-pdf/2040/tur




© www.beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.