Ad

efsane etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
efsane etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Amazonlar yani Kadın Savaşçılar Efsanesi

 Yüzyıllar boyunca halkların çeşitli inançlarının ortaya çıkması ve ozanların yeni uydurmalarıyla, Amazonlar öyküsüne katkıda bulunması, ilkçağın ileri döneminde, hayli değişik Amazonlar inancı ortaya çıkmıştır. Örneğin Herodotos, Amazonların Yunan'larca yenilgiye uğratılarak tutsak edildiklerini, ama gemiye doldurulup denize açıldıklarında Yunan erkeklerinin üstüne atılıp onları öldürdüklerini, Kırım'da karaya çıkıp İskitlerle dost olduklarını anlatmasına karşın, daha sonraki yazarlar ise, Amazonları çok daha uzaklara götürürler. 

M.S. 1. yüzyılda yaşamış bir tarihçi olan Sicilyalı Diodoros; Amazonlar kadınlarca yönetilen bir ulustur. Bu ulusta, askerlik yükümlülüğü genç kızlara düşer. Askerlik görevini bitiren genç kız, çocuk sahibi olmak için erkekle ilişki kurabilir; erkekler diğer toplumlarda kadınların bulunduğu durumdadırlar. Bu ulusun öz yurdu Libya'dır. Ancak Kraliçe Myrina Döneminde, onun önderliğindeki Amazon orduları büyük bir savaş yolculuğuna çıkmışlar, Atlantis ülkesi yakınında Gorgo ulusu ile savaşmış ve onları yenmişlerdir. Sonra doğuya dönüp, Mısır'a yönelmişler; Tanrı Osiris'in Tanrıça îsis'ten doğma oğlu Tanrı Horus'la barış antlaşması yaparak savaş yolculuğunu sürdürmüşlerdir. Arabistan (Sina Yarımadası, Filistin) ve Suriye'den geçip Torosları aşarak Anadolu'nun batı kıyılarına, Ege Denizine ulaşmışlar, o kıyılarda birçok kent kurup bunlara en yiğit önderlerinin adlarını vermişlerdir. Sonra Lesbos, Samothrake adalarını alarak bunlar üzerinden Trakya'ya geçmişler ve tüm dünyaya boyun eğdirmeyi başarınca öz yurtları Libya'ya dönmüşlerdir. HEm Afrika hem Anadolu coğrafytasında konuşulagelen bu efsaneyle ilgili dahası var...

Amazonlara dair ilk izlere, kadim Yunan destanları ve efsanelerinde rastlıyoruz. Homeros, Herodotos, Plutarkhos ve Diodoros gibi birçok antik yazar, erkeklerle eşit görülen bu savaşçı kadınlardan söz eder. Özellikle Homeros’un İlyada (MÖ 8. yüzyıl) ve Herodotos’un Tarihler (yaklaşık MÖ 5. yüzyıl) adlı eserlerinde, Amazonların Karadeniz kıyılarında ya da Orta Asya bozkırlarında yaşadıkları, at binme ve okçulukta üstün yeteneklere sahip oldukları aktarılır. Bugün Samsun'da açılan Amazon Müzesi de bu anlatıların izinden gitmektedir. Amazonların savaş ve avcılıkta uzmanlaşan kadın figürü, dönemin yaygın "kadının ev içindeki rolü" algısına tamamen ters düşer.

Amazonların yalnızca mitolojik bir efsane olmadıkları düşünülüyor. Orta Asya bozkırlarında yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan DNA analizleri, silahlarıyla birlikte gömülmüş bireylerin yaklaşık üçte birinin kadın olduğunu gösteriyor. Bu bulgular, uzun süre masal olarak görülen kadın savaşçıların tarihsel bir gerçekliğe dayanabileceğini kanıtlar nitelikte.

Amazonların Türk kökenli olduğuna dair bazı iddialar var, özellikle Orta Asya bozkırlarında yaşayan ve erken dönemlerde göçebe kültürler içinde yer alan kadın savaşçıların varlığıyla ilişkilendiriliyor. Orta Asya’daki İskitler (Sakalar) ve Sarmatlar gibi toplumlar içinde atlı ve silahlı kadınların varlığı arkeolojik bulgularla da destekleniyor. Bugün bu topluluklar, tarihsel olarak Türklerle ilişkilendirilen halklar arasında sayılıyor. Amazon efsanesinin kökeninde Tomris Hatun gibi güçlü kadınların varlığı düşünülür. Belki de Tomris’in ünü ve hikâyesi, Amazon söylencelerine kaynaklık eden anlatılar arasında yer aldı. "Amazonların ilhamı gerçekse, o gerçeklerden biri de Tomris’tir" diyebiliriz.

Bazı Türk araştırmacılar, Amazon efsanelerinin çıkış noktasının Orta Asya olduğuna ve Karadeniz’in kuzeyinden Anadolu’ya yayıldığına dikkat çekerek, Amazonları Proto-Türk kavimlerinden biriyle ilişkilendiriyor. Hatta "Alperen kadınlar" veya "Alp kızlar" gibi kavramların da bu kültürden geldiği düşünülüyor.



© beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.