Orman köylerindeki kooperatifler, kırsal kalkınmanın desteklenmesi, orman köylüsünün sosyo-ekonomik durumunun iyileştirilmesi ve sürdürülebilir ormancılık uygulamalarının yaygınlaştırılması açısından önemli bir işleve sahiptir. Bu kooperatiflerin başarısı ise büyük ölçüde kooperatif ile ortakları arasındaki ilişkilerin niteliğine bağlıdır. Güvene dayalı, katılımcı ve şeffaf bir kooperatif-ortak ilişkisi, kurumsal sürdürülebilirliği güçlendirirken ekonomik verimliliği ve sosyal dayanışmayı da artırmaktadır. Buna karşın zayıf iletişim, yönetime katılım eksikliği ve beklentilerin karşılanmaması gibi sorunlar kooperatiflerin etkinliğini sınırlayabilmektedir. Bu bağlamda, orman köylerindeki kooperatiflerde kooperatif-ortak ilişkilerinin incelenmesi, hem mevcut yapının sorunlarını ortaya koymak hem de geliştirici politikalara yön vermek açısından büyük önem taşımaktadır.
Bu yazı aşağıda kaynağı verilen makaleden alınmıştır.
Korkmaz, M., & Toşur, M. (2025). Orman köylerindeki kooperatiflerde kooperatif-ortak ilişkilerinin incelenmesi. Turkish Journal of Forestry, 26(3), 332–341. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/5170620
Kooperatif Ortaklarının Genel Profili
Araştırmaya
katılan kooperatif ortaklarının yaş, cinsiyet, eğitim ve aile yapısı gibi
özellikleri incelendiğinde şu sonuçlar ortaya çıkmıştır:
Genç nüfusun köylerde azalmasına paralel olarak 25 yaş ve altı ortakların
sayısı oldukça düşüktür. Ortakların büyük çoğunluğu erkektir; kadın ortak
sayısı oldukça sınırlıdır. Tüm ortaklar okuma yazma bilmektedir ve büyük bir
kısmı en az bir eğitim kurumundan mezundur. Ortakların çoğu evlidir ve
ailelerin büyük bölümü 1–4 kişilik çekirdek aile yapısına sahiptir.
Araştırma
kapsamında 5 farklı kooperatif incelenmiş ve toplam 661 ortaktan 200’ü ankete
katılmıştır. Bazı kooperatiflerde katılım oranı oldukça yüksekken, bazılarında
daha düşüktür.
Ortakların
kooperatife üyelik süreleri 1 ile 30 yıl arasında değişmektedir. Ortalama
üyelik süresi yaklaşık 7 yıldır. Aylık gelir ortalaması ise 2024 yılı asgari
ücret seviyesine yakındır.
Ortakların Kooperatif Hakkındaki Genel Görüşleri
Ortakların
büyük bir kısmı kooperatif merkezini zaman zaman ziyaret etmektedir. Sürekli
gidemediklerini, genellikle iş yoğunluğu nedeniyle ancak sorun yaşadıklarında
yöneticilerle görüştüklerini ifade etmişlerdir.
Kooperatiflerde
genel kurullar dışında yapılan toplantıların da çok sık olmadığı görülmektedir.
Toplantıların genellikle “ara sıra” veya “nadiren” yapıldığı belirtilmiştir.
Oysa ortakların karar süreçlerine katılımı açısından toplantıların oldukça
önemli olduğu bilinmektedir.
Kooperatiflerin
aldığı işler ortaklara dağıtılırken en çok dikkate alınan unsur, ortağın sahip
olduğu teknik ekipmandır (traktör, kamyon, motorlu testere vb.). Bunu
ortakların istekliliği ve ailedeki kişi sayısı (iş gücü durumu) takip
etmektedir.
Yönetici Seçiminde Önemli Görülen Özellikler
Ortaklara
göre yöneticilerde en çok aranan özellikler şunlardır:
- Güvenilir olmaları
- Ticari karar alırken girişimci
olmaları
- Sorunları çözebilme yeteneğine
sahip olmaları
- İnsanlarla iyi ilişkiler
kurabilmeleri
Siyasi görüş
yöneticiler için en son sırada yer alsa da, yine de birçok ortak tarafından
önemli bulunmuştur.
Kooperatiflerin Yaşadığı Başlıca Sorunlar
Ortaklara
göre kooperatiflerin en büyük sorunları: Eğitim eksikliği ve Örgütlenme
sorunlarıdır.
Bunların
yanı sıra ortakların maddi durumlarının yetersiz olması ciddi bir sorun olarak
öne çıkmaktadır. Maddi yetersizlik, gerekli teknik ekipmanların temin
edilmesini zorlaştırmakta ve işlerin zamanında yapılmasını engellemektedir.
Diğer önemli
sorunlar ise:
- Ortakların yöneticileri
suçlaması
- Yönetim kararlarına sürekli
karşı çıkılması
- Ortakların birlikte hareket
edememesi şeklinde sıralanmıştır.
Kooperatif–Ortak İlişkileri
Yapılan
istatistik çalışmalara göre kooperatif–ortak ilişkileri iki ana başlık altında
toplanmıştır:
1. Yönetsel Memnuniyet ve Yönetime Katılım
Ortakların
büyük çoğunluğu:
- Yönetimden memnun olduğunu,
- Yöneticilerle rahat iletişim
kurabildiğini,
- Bilgilerin zamanında ve doğru
paylaşıldığını,
- Kooperatife ortak olmaktan
gurur duyduğunu ifade etmiştir.
Ayrıca
ortakların önemli bir kısmı:
- Toplantılara katıldığını,
- Sorumluluklarını yerine
getirdiğini,
- Kooperatif faaliyetlerinin
topluma faydalı olduğunu düşünmektedir.
2. Karar Alma Süreçleri ve Kurumsal Aidiyet
Ortakların
büyük bölümü:
- Karar süreçleriyle
ilgilendiğini,
- Fikir üretip yönetime öneriler
sunduğunu,
- Kooperatifin mali yapısıyla
ilgilendiğini,
- Kendini kooperatifin sahibi
gibi hissettiğini,
- Başkalarına da kooperatife üye
olmalarını tavsiye ettiğini belirtmiştir.
Bu durum,
ortaklar arasında aidiyet duygusunun güçlü olduğunu göstermektedir.
Yaş, Eğitim ve Kooperatiflere Göre Farklılıklar
- Cinsiyet ve medeni duruma göre anlamlı bir fark
bulunmamıştır.
- Yaş arttıkça, yönetime katılım ve aidiyet
duygusu da artmaktadır.
- Eğitim seviyesi yükseldikçe, kooperatifle ilgili görüşler
daha olumlu hale gelmektedir.
- Bazı kooperatiflerde memnuniyet
daha yüksekken, bazı
kooperatiflerde daha düşük bulunmuştur.
✅ Genel Sonuç:
Araştırma sonuçları, kooperatif ortaklarının büyük ölçüde yönetime güvendiğini,
karar süreçlerine katıldığını ve kooperatiflerine güçlü bir aidiyet
hissettiğini göstermektedir. Ancak eğitim eksikliği, maddi yetersizlikler ve
zaman zaman yaşanan yönetim-ortak anlaşmazlıkları, kooperatiflerin gelişimini
zorlaştıran temel sorunlar olarak öne çıkmaktadır.
Kurum–personel ilişkilerinin olumlu biçimde değerlendirilmesinde öne çıkan temel unsurlardan biri, personelin kuruma yönelik aidiyet düzeyidir. Aidiyet kavramı; “ilişki içinde olma”, “bir gruba mensup olma”, “ait hissetme”, “bağlılık”, “saygı ve sadakat” gibi anlamları içermektedir (Karayağız, 2018; Varlık ve Günbayı, 2019). Kurumsal aidiyet ise bireyin, kurumun amaç ve değerlerini benimsemesi, bu hedeflerin gerçekleştirilmesi yönünde gönüllü çaba göstermesi ve kurum üyeliğini sürdürme isteği duyması olarak tanımlanmaktadır (Durna ve Eren, 2005). Personelin kurumsal aidiyet düzeyinin yüksek olması, kurumun amaç ve değerlerinin içselleştirildiğini ve bu doğrultuda aktif bir çaba gösterildiğini ortaya koymaktadır. Bu süreç aynı zamanda çalışanların bireysel yetkinliklerini geliştirmelerine de katkı sağlamaktadır (Öztop, 2014). Bu çerçevede kurumsal aidiyet düzeyi yüksek olan personelin, kurumun etkinliği, verimliliği ve başarısının artırılmasına doğrudan katkı sunduğu söylenebilir.
Personel görüşlerine göre yöneticilerin; güvenilirlik, girişimcilik, çatışma (anlaşmazlık) yönetme becerisi ve güçlü iletişim özelliklerine sahip adaylar arasından seçilmesi gerektiği özellikle vurgulanmaktadır. Bununla birlikte yöneticilerde koordinasyon, teknik kapasite ve mesleki yeterlilik gibi niteliklerin ön planda tutulması istenmektedir. Politik görüşün ise öncelik sıralamasında son sırada yer alması dikkat çekici bir bulgu olarak değerlendirilmektedir. Bu sonuçlar, Albayram Doğan (2019) tarafından yapılan çalışmada ulaşılan bulgularla da örtüşmektedir.
Kaynak
- Karayağız, K., 2018. İlkokul öğretmenlerinin kurumsal aidiyet algısı ve mesleki yeterlilik algısı arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yüksek lisans tezi, Yeditepe Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
- Varlık, S., Günbayı, İ., 2019. Kurumsal aidiyet ile girişimcilik arasındaki ilişkide yönetsel yeterliliğin aracılık rolü. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 39(3): 1559-1580.
- Durna, U., Eren, V., 2005. Üç bağlılık unsuru ekseninde örgütsel bağlılık. Doğuş Üniversitesi Dergisi, 6(2): 210-219.
- Öztop, S., 2014. Kurumsal aidiyet bilincinin çalışanların örgütsel değişim algısı üzerinde etkisi. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 19 (1): 299-316.
- Albayram Doğan, A. Z., 2019. Tarımsal amaçlı kooperatiflerde kooperatif-ortak ilişkilerini etkileyen faktörler üzerine bir araştırma: İzmir ili örneği. Doktora Tezi, Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir.

BeslerŞifa Sabun, krem, merhem, macun, yağ, çay, sirke ve hacamat sülük; Eğitim/ Üretim/ Fason anlaşma yapan örnek bir sosyal girişim modelidir.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder