Yemyeşil ormanların içinden geçip, tarihin ve emeğin izlerini takip ederek ulaştığımız Karadeniz’in kara elmas diyarı Zonguldak… Bu gezi sadece bir rota değil, doğa ile insan emeğinin iç içe geçtiği bir deneyim, bir keşif yolculuğu.
Yenice Ormanlarında Başlayan Masalsı Bir Gün
Seyahatimize dünyanın korunması gereken en özel 100 sıcak orman alanından biri olan Yenice Ormanları ile başladık. Orman yürüyüşümüz sırasında asma köprülerden geçtik, vadilerin derinliklerine indik, bitki tünellerinin içinden geçerken adeta bir doğa masalının sayfalarını araladık.
Yenice'nin içinde gizlenmiş Şeker Kanyonunda durduk. Bu kanyonun berrak suları ve çevresindeki sarp kayalıklar bize doğanın heybetini bir kez daha hatırlattı. Son durağımız ise Ihlamur Teras oldu. Burada çam, meşe ve ıhlamur ağaçları arasında nefeslenirken, altımızda uzanan yemyeşil manzara eşliğinde Karadeniz’in saklı kalmış güzelliklerine hayran kaldık.
Zonguldak: Cumhuriyetin İlk Kenti
Ormandan denize uzanan yolculuğumuzun bir sonraki durağı, Cumhuriyet’in ilk ili olan Zonguldak. Burası sadece bir şehir değil; emeğin, yer altı kaynaklarının ve insan hikâyelerinin birleştiği bir yaşam merkezi.
Kömürün Kalbine Yolculuk: Maden Müzesi ve Deneyim Ocağı
Zonguldak’a gelen herkesin görmesi gereken ilk yer, Türkiye’nin ilk ve tek Maden Müzesi ve hemen yanında yer alan Maden Şehitleri Müzesi. Her karışı emekle yoğrulmuş bu şehirde, kömür madenciliğinin tarihine dokunmak, geçmişi daha iyi anlamamızı sağladı.
Ve belki de seyahatin en çarpıcı noktası: Kömür Deneyim Ocağı. Gerçek bir taş kömürü ocağının içine girip, madenci kıyafetleriyle yer altına indiğimizde; sadece maden değil, insan emeğinin, cesaretin ve dayanışmanın ne demek olduğunu birebir yaşadık. Bu deneyim her kelimenin ötesindeydi.
Gökgöl Mağarası: Yeraltında Bir Doğa Harikası
Zonguldak’ın bir diğer doğa mucizesi ise Gökgöl Mağarası. Sarkıtlar, dikitler, mağara göletleri ve serin havasıyla şehir merkezine çok yakın olan bu mağara, yeraltının da büyüleyici olabileceğini gösteriyor.
Fener Mahallesi ve Tarihi Varagel
Zonguldak’ta deniz kıyısında bulunan Fener Mahallesi, nostaljik evleri, taş sokakları ve tarihi dokusuyla kentsel sit alanı ilan edilmiş. Burada yürürken zamanın yavaşladığını, Karadeniz’in tuzlu kokusunun geçmişle harmanlandığını hissediyorsunuz.
Tarihi Varagel (Vinç Sistemi) ile geçmişte taş kömürünün limana nasıl taşındığını görmek, sanayileşmenin ilk izlerine tanıklık etmek demek. Bu sistem, şehrin geçmişteki ekonomik dinamiklerini anlamak açısından oldukça etkileyici.
Deniz Kenarında Akşam: Karadeniz’e Nazır Bir Veda
Günün sonunda, Zonguldak’ın tarihi limanı yakınlarında deniz kenarında kurulan sofralarda akşam yemeğimizi yedik. Güne Karadeniz’in koynunda, orman kokusu ile başlamıştık; şimdi ise denizin hafif esintisi ve maden kentinin sıcak insanlarıyla vedalaşıyoruz.
Sonuç: Turistik Karaelmas Diyarında Bir Gün
Bu gezi bize gösterdi ki Zonguldak; yalnızca kömürle değil, doğasıyla, tarihiyle, emeğiyle ve insanıyla keşfedilmeyi bekleyen bir şehir. Yenice Ormanları’nın oksijeniyle başlayan yolculuk, yerin altına inerek maden hikâyelerine, mağaralara ve sahil kıyısında bir akşam huzuruna uzanıyor.
Zonguldak; doğaya, tarihe ve insana dokunmak isteyen herkes için unutulmaz bir rota.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder