Ad

Besler Şifa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Besler Şifa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sağlık Okuryazarlığı: Şirketler İçin Stratejiler

Pandemi, dünya genelinde büyük bir etkiyle iş dünyasında köklü değişikliklere neden oldu. 2020'nin ilk çeyreğinde ülkemizi de etkisi altına alan bu kriz, işletmelere kriz yönetimi konusunda birçok ders verdi. Pandeminin başlangıcının üzerinden dört yıl geçmesine rağmen, yeni varyantlarla etkisini sürdürmeye devam ediyor. Geçmişte yaşadığımız küresel salgınlar, benzer krizlerle karşılaşma olasılığının yüksek olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, şirketlerin yeni bir pandemi dalgasına karşı hazırlıklı olmaları ve pandemi sonrası iş dünyasında oluşan "yeni normale" uyum sağlamaları büyük önem taşıyor.

Pandemi Sürecinde Dijital Dönüşüm ve Sağlık Okuryazarlığı

Pandemi sürecinde şirketler dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırdı. Fiziksel ofislerin kapanmasıyla birlikte birçok işletme faaliyetlerini dijital ortama taşımak zorunda kaldı. E-ticaret, çevrimiçi hizmetler ve uzaktan çalışma, iş dünyasının vazgeçilmez unsurları haline geldi. Ancak, dijitalleşme tek başına tüm sorunları çözmeye yetmiyor. Motivasyon eksikliği, sosyal izolasyon ve ergonomik olmayan çalışma düzenleri gibi sorunlar, yeni sağlık problemlerine yol açabiliyor. Bu sorunları çözmek için sağlık danışmanlığının ötesinde bir yaklaşım gerekmekte: sağlık okuryazarlığının artırılması.

Sağlık Okuryazarlığı: Pandemi Yönetiminde Kilit Rol

Sağlık okuryazarlığı, bireylerin sağlık bilgilerini anlama, yorumlama ve bu bilgileri sağlık kararlarında etkin bir şekilde kullanma yeteneğidir. Bu yetenek, kişilerin sağlık hizmetlerini etkin bir şekilde kullanmalarını, sağlıklarını korumalarını ve hastalıkları önlemelerini sağlar. İş dünyasında sağlık okuryazarlığı yüksek olan çalışanlar, pandemilere ve sağlık krizlerine daha bilinçli ve hazırlıklı bir şekilde yaklaşır. İşte sağlık okuryazarlığının şirketler için sunduğu avantajlar:

  • Azalan Panik ve Artan Bilinç: Sağlık okuryazarlığı yüksek olan çalışanlar, hastalık belirtilerini ve korunma yöntemlerini daha iyi bilirler. Bu bilgi, panik yapmalarını engeller ve kriz yönetimini daha sakin bir şekilde sağlar. COVID-19 sırasında sağlık okuryazarlığı yüksek çalışanlar, doğru bilgiye erişim sağlayarak gereksiz korku ve paniği önlediler.

  • Etkin Kriz Yönetimi: Sağlık okuryazarlığı, çalışanların kriz durumlarında doğru ve etkili adımlar atmalarını sağlar. Bilinçli çalışanlar, maske kullanımı, sosyal mesafe kuralları ve hijyen önlemleri gibi temel koruma yöntemlerine daha iyi uyar, bu da şirketin genel kriz yönetimini olumlu yönde etkiler.

  • Sağlıklı Çalışma Ortamı: Sağlık okuryazarlığı, çalışanların sadece kendi sağlıklarını değil, aynı zamanda çalışma arkadaşlarının sağlığını da gözetmelerini sağlar. Bu durum, iş yerinde bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önler ve daha sağlıklı bir çalışma ortamı yaratır.

İş Dünyasına Uygun Hazırlık Stratejileri

Şirketler, yeni bir pandemi dalgasına karşı hazırlıklı olmak için aşağıdaki stratejileri benimseyebilirler:

  • Eğitim ve Bilgilendirme Programları: Çalışanların sağlık okuryazarlığını artırmak için düzenli eğitim ve bilgilendirme programları düzenlenmelidir. Bu programlar, doğru bilgi kaynaklarına erişim ve temel sağlık bilgilerini içermelidir.

  • Esnek Çalışma Modelleri: Pandemi sırasında uzaktan çalışma gibi esnek çalışma modelleri, iş sürekliliğini sağlamak için kritik öneme sahiptir. Şirketler, bu tür esnek çalışma modellerini kalıcı hale getirmeyi düşünebilirler.

  • Sağlık ve Güvenlik Protokolleri: İş yerinde sağlık ve güvenlik protokollerinin sıkı bir şekilde uygulanması, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önler. Protokoller düzenli olarak güncellenmeli ve çalışanlara hatırlatılmalıdır.

  • Psikolojik Destek ve Danışmanlık: Kriz dönemlerinde çalışanların psikolojik sağlığı da önemlidir. Şirketler, çalışanlarına psikolojik destek ve danışmanlık hizmetleri sunarak ruhsal sağlıklarını koruyabilirler.

Maliyet Etkin Sağlık Yönetimi İçin Sağlık Okuryazarlığı

Sağlık okuryazarlığının artırılması, bireylerin sağlık bilgilerini daha iyi anlamalarını ve kullanmalarını sağlar. Bu, gereksiz doktor ziyaretlerini ve hastane yatışlarını azaltır. Ayrıca, kronik hastalıkların daha iyi yönetilmesine, önleyici sağlık hizmetlerinin daha etkin kullanılmasına ve sağlıklı yaşam tarzlarının benimsenmesine olanak tanır.

Sigorta şirketleri, primleri belirlerken bireylerin sağlık risklerini göz önünde bulundurur. Sağlık okuryazarlığı düşük olan bireyler, sağlık risklerini doğru bir şekilde yönetemeyebilir, bu da daha yüksek maliyetlere yol açabilir. Örneğin, yetersiz sağlık okuryazarlığına sahip bireylerin sağlık harcamaları daha yüksek olabilir. Bu durum, sigorta şirketlerinin maliyetlerini artırır ve primleri yükseltir. Sağlık okuryazarlığının artırılması, sigorta şirketlerinin maliyetlerini düşürerek, primlerin daha makul seviyelerde tutulmasına yardımcı olur.

Şirket tarafında ise, çalışan sağlık sigorta prim masraflarını düşürerek, finansal açıdan olumlu katkılar sağlar.


Yeni bir pandemi dalgasına karşı hazırlıklı olmak, iş süreçlerinin yanı sıra çalışanların sağlık okuryazarlığını da artırmayı gerektirir. Sağlık okuryazarlığı yüksek çalışanlar, kriz dönemlerinde daha bilinçli, sakin ve etkili bir şekilde hareket ederler. Bu da şirketlerin kriz yönetiminde başarılı olmalarını sağlar. Şirketinizin yeni bir pandemi dalgasına ne kadar hazır olduğunu değerlendirirken, sağlık okuryazarlığını artıracak adımları atmayı unutmayın.

Unutmayın, sağlık okuryazarlığı sadece bireyler için değil, şirketler için de büyük bir değerdir.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini 
İnstagram vitrininden  yada 
Trendyol mağaza'mız veya 

Hepsiburada Mağaza'mızdan temin edebilirsiniz. 



Nioli Uçucu Yağı: %100 Saf ve Doğal Arınma

Besler Şifa’nın doğal ürün koleksiyonundaki Nioli Uçucu Yağı, tamamen doğal bileşenlerden üretilen etkili bir cilt ve saç bakım yağıdır. Botanik adı Melaleuca Viridiflora Leaf Oil olan bu yağ, sahip olduğu arındırıcı ve antiseptik özellikleriyle öne çıkar ve günlük bakım rutininize doğal bir dokunuş katar.

Nioli Yağının Faydaları

Nioli Uçucu Yağı, ciltteki sebum dengesini düzenlemeye yardımcı olurken yağlanmayı da engeller. Özellikle cilt ve saç bakımında arındırıcı etkisi ile bilinen bu uçucu yağ, antiseptik özelliği sayesinde ciltteki pürüzlerin giderilmesine katkı sağlar. Sakinleştirici kokusu, zihinsel odaklanmayı artırır ve daha iyi bir nefes deneyimi sunar.

Nioli Uçucu Yağını tercih eden kullanıcılarımız, ferahlık sağlamak ve kötü kokuları önlemek amacıyla, iç çamaşırlarına ve pedlerine bir iki damla damlatarak kullanmaktadır. Bu sayede doğal ferahlığın keyfini gün boyu yaşayabilirsiniz.

Kullanım Önerileri

  • Cilt Bakımı: Vücudunuza masaj yaparak Nioli Uçucu Yağı’nı uygulayın. Arındırıcı etkisiyle cildinize doğal bir bakım sunar.
  • Ortam Tazeleme: Evinizin havasını yenilemek için 3 damla Nioli yağını buhurdanlık, difüzör veya koku taşınıza ekleyin. Ortamda ferahlatıcı bir atmosfer yaratır.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Haricen kullanım içindir.
  • Topikal kullanımlarda seyreltilerek uygulanmalıdır.
  • Göz ile temasından kaçınınız ve güneş ışığından uzak tutunuz.
  • Çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza ediniz.
  • Hamileler, bebekler ve solunum rahatsızlığı olan kişilerin kullanmadan önce uzmanlara danışması önerilir.

Üretim Bilgileri

Nioli bitkisi, özellikle Avustralya’da yetişen büyük bir ağaçtır. Bu yağ, Nioli bitkisinin yapraklarından buhar distilasyonu yöntemiyle elde edilmiştir. Ürünümüz, Sağlık Bakanlığı Ürün Takip Sistemi (ÜTS) bünyesinde kayıtlı ve onaylıdır.

Besler Şifa olarak hammaddelerimizi, kaliteli üreticilerden özenle tedarik eder ve atölyemizde en yüksek kalite standartlarında dolum işlemlerini gerçekleştiririz. Ürünlerimiz %100 doğal hammaddelerden, saf uçucu yağlar ile formüle edilmiştir. Ayrıca paraben, sülfat, SLES, SLS, sentetik koku ve boya içermez. Doğa dostu ve hayvanlar üzerinde test edilmemiştir.

Saklama Koşulları

Nioli Uçucu Yağı’nızı oda sıcaklığında, doğrudan güneş ışığından uzak bir yerde saklayın. Ürünün ağzını sıkıca kapatarak tazeliğini koruyabilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini 
İnstagram vitrininden  yada 
Trendyol mağaza'mız veya 

Hepsiburada Mağaza'mızdan temin edebilirsiniz. 



Ürünlerinizi Satarken Özelliklerden Ziyade Faydaları Vurgulamanın Önemi


Bir ürün satın almayı düşündüğünüzde, aklınıza gelen ilk şey ne olur? Ürünün teknik özellikleri mi, yoksa hayatınıza katacağı faydalar mı? Örneğin, bir çift eldiven almayı planladığınızda, eldivenin kesilmez malzemeden yapılmış olmasına mı, yoksa ellerinizi sıcak tutmasına mı odaklanırsınız? Ya da bir besin ürünü alırken, onun sağlıklı olup olmadığı mı sizi daha çok ilgilendirir, yoksa içindekiler mi?

Bu soruların yanıtları, aslında bir ürünün özellikleri ile faydaları arasındaki farkı anlamak için harika bir başlangıç noktasıdır. Özellikler, bir ürünün ne olduğunu ve ne yaptığını tanımlar. Ancak, bu özelliklerin müşterinin hayatında nasıl bir değişiklik yaratacağını açıklayan şey faydalardır. İşte bu yüzden, ürünlerinizi tanıtırken özelliklerin yanı sıra faydaları vurgulamak, müşterilerinizin doğru seçimi yapmasına yardımcı olabilir.

Faydalar ve Özellikler Arasındaki Fark Nedir?

Özellikler, bir ürünün teknik veya fiziksel niteliklerini ifade eder. Bir yüz temizleyici örneğini ele alalım: İçerdiği maddeler, dokusu veya cilt tiplerine uygunluğu bu ürünün özellikleridir. Ancak, bu temizleyicinin cildinizde yarattığı değişiklik, yani cildinizi temizlemesi, nemlendirmesi ya da akne gibi sorunları gidermesi, onun faydalarıdır.

Birçok marka, ürün özelliklerini ön plana çıkarırken faydaları göz ardı edebiliyor. Oysa ki, müşterilerin bir ürünü satın alırken dikkate aldığı en önemli şey, o ürünün hayatlarını nasıl kolaylaştıracağı veya iyileştireceğidir. Yani, ürünün faydasıdır.

Faydaları Vurgulamak Neden Bu Kadar Önemli?

Müşteriler, bir ürünün teknik detaylarından çok, kendilerine ne kazandıracağına odaklanırlar. Örneğin, bir yüz temizleyici kullanarak daha temiz ve parlak bir cilde sahip olma fikri, ürünün içeriğindeki bileşenlerden daha çekicidir. Eğer bir marka, ürünün sağladığı faydaları net bir şekilde ortaya koyabiliyorsa, müşteri o ürünü tercih etme eğilimindedir.

Faydalar konusunda spesifik olmak, müşterilerin ürünler arasında ayrım yapmasını kolaylaştırır. Belirsiz faydalar yerine, spesifik sorunlara yönelik çözümler sunmak, müşterilerin ihtiyaçlarına en uygun ürünü seçmelerine yardımcı olur. Örneğin, akneye eğilimli ciltler için formüle edilmiş bir yüz temizleyici, cildinde akne sorunu yaşayan bir müşteri için çok daha çekici bir seçenek olacaktır. Bu, markanızın müşterilerin ihtiyaçlarını anladığını ve onlara uygun çözümler sunduğunu gösterir.

Faydalarınızı Nasıl Daha Etkili Vurgulayabilirsiniz?

Faydaları etkili bir şekilde vurgulamak için öncelikle müşterilerinizi iyi tanımanız gerekir. Hangi sorunlarla karşı karşıya olduklarını, ihtiyaçlarını ve beklentilerini anlamak, ürününüzün bu ihtiyaçları nasıl karşılayabileceğini belirlemenizi sağlar. Ardından, bu bilgileri kullanarak ürününüzün sağladığı spesifik faydaları net bir şekilde ifade edebilirsiniz.

Örneğin, Besler Şifa olarak sunduğumuz doğal bitkisel kozmetik ürünlerinde, ürünlerin içeriğini anlatmanın yanı sıra, cilt sağlığını nasıl desteklediğini, yaşlanma belirtilerini nasıl azalttığını veya ciltteki tahrişi nasıl yatıştırdığını vurguluyoruz. Böylece müşterilerimiz, ürünlerimizin onlar için ne tür bir fayda sağlayacağını açıkça görebiliyor.

Sonuç: Müşterilerinizi Doğru Bilgilendirerek Fark Oluşturun

Bir ürünün teknik özelliklerini bilmek elbette önemlidir, ancak müşterilerinize sunduğunuz faydalar, onların satın alma kararını belirleyen en kritik unsurdur. Ürününüzün hayatlarında ne gibi olumlu değişiklikler yaratacağını net bir şekilde ifade ettiğinizde, müşterilerinizin sadakatini kazanmanız çok daha kolay olacaktır.

Bu nedenle, markanızın iletişim stratejisini gözden geçirin ve ürünlerinizin sağladığı faydaları müşterilerinize nasıl daha iyi anlatabileceğinizi düşünün. Unutmayın, bir ürünü sadece özellikleriyle değil, sağladığı faydalarla tanıttığınızda, müşterilerinize gerçek bir değer sunmuş olursunuz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini 
İnstagram vitrininden  yada 
Trendyol mağaza'mız veya 

Hepsiburada Mağaza'mızdan temin edebilirsiniz. 


Bitkisel Kozmetiğin Ar-Ge Süreçleri: Yenilikçi Ürünlerin Arkasındaki Bilim

Doğal ve bitkisel kozmetik ürünlerin popülaritesi gün geçtikçe artıyor, ancak bu ürünlerin arkasındaki bilim ve araştırma süreçleri genellikle göz ardı ediliyor. Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, her bir ürünümüzü piyasaya sürmeden önce detaylı ve titiz bir Ar-Ge sürecinden geçiriyoruz. Yenilikçi ürünlerimizin arkasında yatan bilimsel yaklaşımlar ve süreçler hakkında bilgi sahibi olmak, hem tüketici bilincini artırmak hem de ürünlerimizin neden bu kadar etkili olduğunu anlamak açısından önemlidir.

1. Doğal Hammaddelerin Seçimi

Bitkisel kozmetik ürünlerin başarısının temelinde, kullanılan hammaddelerin kalitesi ve doğallığı yatar. Ar-Ge süreçlerimizin ilk adımı, en etkili ve saf bitkisel hammaddeleri seçmektir. Bitkilerin yetiştiği toprak, iklim koşulları ve hasat zamanları, ürünlerimizin kalitesini doğrudan etkiler. Bu nedenle, doğal hammaddelerimizi özenle seçer ve her bir bitkisel bileşeni laboratuvar ortamında titizlikle inceleriz.

2. Bilimsel Formülasyon Geliştirme

Doğal hammaddelerin etkili bir şekilde birleştirilmesi, ürünlerimizin etkinliğini belirler. Ar-Ge ekibimiz, bitkisel bileşenlerin en uygun oranlarda bir araya getirildiği formülasyonlar üzerinde çalışır. Bu süreçte, her bir bileşenin cilt üzerindeki etkileri, stabilitesi ve sinerjik etkileri dikkate alınır. Bu sayede, cildi besleyen, koruyan ve onaran formüller geliştiririz. Formülasyon sürecinde, ürünlerin etkinliğini artırmak ve yan etki riskini en aza indirmek için bilimsel verilerden faydalanırız.

3. Güvenlik ve Stabilite Testleri

Ürünlerimizin güvenliğini ve kalitesini sağlamak için kapsamlı güvenlik ve stabilite testleri gerçekleştirilir. Bu testler, ürünlerin raf ömrünü, fiziksel ve kimyasal özelliklerini, mikrobiyolojik dayanıklılığını ve cilt üzerindeki etkilerini ölçer. Ayrıca, ürünlerimizin alerjik reaksiyonlara neden olma olasılığı da titizlikle incelenir. Tüm bu testler, ürünlerimizin güvenli, etkili ve dayanıklı olduğundan emin olmak için gerçekleştirilir.

4. Etkinlik Testleri

Ar-Ge süreçlerimizin bir diğer önemli aşaması, ürünlerimizin vaat ettikleri sonuçları gerçekten sağladığından emin olmaktır. Bu amaçla, laboratuvar ortamında ve gönüllü denekler üzerinde etkinlik testleri gerçekleştirilir. Cilt nemlendirme, kırışıklık azaltma, cilt tonu eşitleme gibi etkiler, bilimsel yöntemlerle test edilir ve sonuçlar analiz edilir. Bu testler, ürünlerimizin gerçekten işe yaradığına dair somut kanıtlar sunar.

5. Sürekli İnovasyon ve Geliştirme

Bitkisel kozmetik sektöründe yenilikçilik, başarı için kritik öneme sahiptir. Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, Ar-Ge süreçlerimizi sürekli olarak günceller ve geliştiririz. Yeni bitkisel bileşenlerin keşfi, daha etkili formülasyonlar geliştirme ve ürünlerin kullanım kolaylığını artırma gibi konularda sürekli inovasyon yaparız. Bu süreçte, en son bilimsel araştırmaları takip eder ve yenilikçi teknolojileri ürünlerimize entegre ederiz.


Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, her bir ürünümüzün arkasında titiz ve bilimsel bir Ar-Ge süreci bulunur. Doğanın şifalı gücünü, bilimsel yaklaşımlar ve yenilikçi formülasyonlarla birleştirerek, müşterilerimize en kaliteli ve etkili ürünleri sunmayı amaçlıyoruz. Bu süreçler sayesinde, ürünlerimiz sadece doğal değil, aynı zamanda bilimsel olarak da kanıtlanmış etkinlik sunar. Doğanın iyileştirici gücünü, modern bilimin ışığında keşfetmek ve yaşamak için sizleri ürünlerimizi deneyimlemeye davet ediyoruz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.



Doğal ve Zengin İçerikli Masaj Kremi – 100% Doğal Dokunuş

Besler Şifa’nın özenle hazırladığı Doğal Masaj Kremi, masaj deneyiminizi daha rahatlatıcı ve etkili hale getiren zengin içeriklerle dolu. Vücudunuzdaki ağrılı bölgeler için rahatlatıcı bir bakım sunan bu özel krem, doğal özlerle formüle edilmiştir ve masaj uygulamalarında kullanılmak üzere idealdir.

Masaj Kremimizin Faydaları

  • Kasları gevşetir: Yürüyüş, spor aktiviteleri ya da günlük stresin vücutta biriktirdiği gerginlikler için birebirdir. Krem, kasları gevşetir ve rahatlamanızı sağlar.
  • Rahatlatıcı aromaterapi etkisi: İçerdiği aromaterapi yağları ve bitkisel özler sayesinde, masaj sırasında cilde uygulandığında stres giderici ve rahatlatıcı bir deneyim sunar.
  • Cildi besler ve nemlendirir: Zengin doğal yağlar ve bitkisel içerikler, cildinize derinlemesine bakım yapar. Cildin nem dengesini koruyarak, daha sağlıklı ve canlı görünmesine katkı sağlar.
  • Uzun süreli etki: Kaliteli formülasyonu sayesinde, masajın rahatlatıcı etkileri uzun süre boyunca devam eder.

Kullanım Önerisi
İhtiyaç duyduğunuz bölgeye dairesel hareketlerle masaj yaparak uygulayın. Krem, cildinize nüfuz ederken kaslarınızın gevşemesine ve rahatlamasına yardımcı olur.

Dikkat Edilecekler

  • Ürün harici kullanım içindir.
  • Göz ile temasından kaçınınız.

Üretim Bilgileri
Besler Şifa Masaj Kremi, tamamen doğal bileşenlerden elde edilmiştir ve doğa dostu üretim süreçlerine uygun olarak üretilmiştir.

  • İçeriğinde bitkisel yağlar, vitaminler, mineral takviyeleri ve tıbbi aromatik kokular yer alır.
  • Ürünümüz, Sağlık Bakanlığı Ürün Takip Sistemi (ÜTS) üzerinden barkod numarası ile kayıtlı ve onaylıdır.
  • Helal üretim standartlarına ve iyi üretim uygulamaları (GMP) sertifikalarına sahiptir. Ürünlerimizin üretiminde hiçbir şekilde GDO, alkol türevleri, nanomaddeler, kimyasal koruyucular kullanılmamaktadır.
  • Paraben, Sülfat, SLS, sentetik koku ve sentetik boya içermez. Hayvanlar üzerinde test edilmemiştir ve doğa dostudur.

Saklama Koşulları
Masaj kreminizi oda sıcaklığında, direkt güneş ışığından uzak bir yerde, kapağı sıkıca kapalı olacak şekilde saklayınız. Çocukların erişemeyeceği bir yerde muhafaza ediniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini 
İnstagram vitrininden  yada 
Trendyol mağaza'mız veya 

Hepsiburada Mağaza'mızdan temin edebilirsiniz. 



Geleneksel Bilgeliğin Önemi ve Bitkisel Ürünlerin Güvenli Kullanımı

Bitkisel kozmetik ve doğal şifa yöntemlerine olan ilgi gün geçtikçe artıyor. Ancak bitkisel ürünlerin doğru şekilde kullanılması, bilgi ve deneyim gerektiren bir süreçtir. Sadece bitkinin neye yaradığını bilmek veya ona ulaşmak, her zaman doğru sonuçlar doğurmaz. Bazı bitkiler, doğru yöntemler ve doğru koşullar altında kullanılmadığında zararlı olabilir. Anadolu’nun kadim bilgeliği, bu bitkilerin güvenli kullanımını nesilden nesile aktarmış ve bu bilgi, ustadan çırağa geçen bir miras olmuştur.

Örneğin, Anadolu’da “tirşik” veya “livik” gibi adlarla bilinen yılan otu, yanlış kullanıldığında zehirli olabilecek bir bitkidir. Ancak bu bitki, geleneksel yöntemlerle doğru şekilde işlendiğinde sağlıklı bir besin haline gelir. Aynı şekilde, "ban otu" gibi bitkiler de benzer bir hassasiyeti gerektirir. Bu bitkiler, derin bir bilgi birikimi ve dikkat gerektiren bitkilerdir; yanlış kullanımları ciddi sonuçlara yol açabilir.

Günümüzde internet ve sosyal medya, bitkisel tedavi yöntemlerine ulaşmayı kolaylaştırsa da, bu tür bilgiler her zaman yeterli veya doğru olmayabilir. Bitkilerin nasıl kullanılacağı konusunda güvenilir ve bilimsel kaynaklardan faydalanmak büyük önem taşır. Örneğin, Almanya’nın E Monografileri, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Monografileri veya Türkiye’nin ilgili monografileri, bitkilerin güvenli kullanımını belirlemek için başvurulacak güvenilir kaynaklar arasında yer alır.

Besler Şifa olarak, sizleri doğal ürünler konusunda doğru bilgilendirme ve yönlendirme ile destekliyoruz. Ürünlerimizi geliştirirken sadece geleneksel bilgelikten değil, aynı zamanda modern bilimden de faydalanıyor, güvenilirliği kanıtlanmış bitkileri ve yöntemleri tercih ediyoruz. Bitkisel kozmetik ve şifa ürünlerimizi güvenle kullanabilmeniz için ürünlerimizin her bir aşamasında uzman kadrolarımızla çalışıyor, güvenli ve etkili ürünler sunmak için çaba gösteriyoruz.

Sonuç olarak, doğal ve bitkisel ürünler konusunda bilgi sahibi olmanın, onları güvenli ve etkin bir şekilde kullanmanın en önemli adımı olduğunu unutmayın. Bu bilgiyi doğru kaynaklardan edinmek, sağlığınız ve çevreniz için en güvenli seçimi yapmanızı sağlar. Besler Şifa olarak, doğal güzellik ve sağlık yolculuğunuzda sizlerin yanında olmayı sürdüreceğiz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini 
İnstagram vitrininden  yada 
Trendyol mağaza'mız veya 

Hepsiburada Mağaza'mızdan temin edebilirsiniz. 



Sürdürülebilirlik Ölçütü: İlerlemenin Temeli

"Sürdürülebilirlik ölçütü olmadan, yönetim imkansızdır." Bu, iş dünyasında sıkça kullanılan bir deyiştir. Ancak çoğu zaman, ölçülmesi zor olan unsurların da yönetilmesi gerektiği gerçeği göz ardı edilir. Pazarlama alanında sıkça "sürdürülebilir" etiketini ürünlere, hizmetlere veya şehirlerimize koyarak bu kavramı kullanmaktayız, ancak bu durum, bağımsız bir doğrulama veya nicelleştirme gerektirmemektedir. Sağlıklı bir çevre ve sürdürülebilir bir medeniyet oluşturmak istiyorsak, ilerlememizi bilimsel verilere dayalı olarak tartabilmeliyiz.

Sürdürülebilirliğin bazı ölçütleri oldukça açıktır. Örneğin, insanlığın atmosfere saldığı sera gazı miktarı, dünyanın absorbe edebileceği miktarı aşmadığı sürece denge sağlanır. Küresel emisyonların sürdürülebilirliği takip edilebilir; fakat bireysel ve ulusal düzeyde sürdürülebilirliği değerlendirmek daha karmaşık bir hal alır. Her yıl daha fazla sera gazı saldığımızı ve dolayısıyla sürdürülebilirliğimizin her geçen saat azaldığını biliyoruz. Peki, biyolojik çeşitliliği koruyup koruyamadığımızı nasıl ölçebiliriz? Türlerin farklı nedenlerle ve farklı hızlarla yok olmaya devam ettiği günümüzde, bu soruya yanıt bulmak daha da zorlaşıyor (Díaz et al., 2019).

Biyolojik çeşitliliği sürdürülebilir kılmak, ekosistemlerin sağlık ve işlevselliğini korumak için hayati öneme sahiptir. Sürdürülebilirlik ölçütleri geliştirmek ve bu ölçütleri düzenli olarak gözden geçirmek, hem çevresel hem de ekonomik hedeflerimizi uyumlu hale getirmek için gereklidir. Besler Şifa olarak, çevresel etkilerimizi değerlendirmek ve sürdürülebilir uygulamaları benimsemek adına bu ölçütlere odaklanıyoruz. Bu sayede, hem ürünlerimizde hem de iş süreçlerimizde sürdürülebilir bir yaklaşım geliştirmeyi hedefliyoruz.

Kaynaklar

  • Díaz, S., Settele, J., Brondízio, E. S., & Larigauderie, A. (2019). Global assessment of biodiversity and ecosystem services. The Intergovernmental Science-Policy Platform on Biodiversity and Ecosystem Services (IPBES).
  • United Nations. (2015). Transforming our world: the 2030 agenda for sustainable development. New York: United Nations.
  • Porter, M. E., & Kramer, M. R. (2011). Creating shared value. Harvard Business Review, 89(1/2), 62-77.
Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini 
İnstagram vitrininden  yada 
Trendyol mağaza'mız veya 
Hepsiburada Mağaza'mızdan temin edebilirsiniz. 




Bıttım Sabunu: Doğanın Şifalı Gücüyle Cildinize ve Saçınıza Özel Bakım

Besler Şifa’nın doğal ürün yelpazesindeki Bıttım Sabunu, özenle seçilen menengiç (bıttım) yağı ve diğer doğal bileşenlerle hazırlanarak, cildiniz ve saçınız için güçlü bir bakım sunuyor. İçeriğinde bulunan zengin doğal yağlar, günlük bakımınızı adeta bir tazelenme ritüeline dönüştürüyor. Cildinizi ve saçınızı besleyerek doğal sağlığı desteklerken, aynı zamanda yumuşak ve canlı bir görünüm kazanmanızı sağlıyor.

Cilt ve Saç Sağlığı İçin Doğal Çözüm

Bıttım sabunu, cilt ve saç sağlığına yönelik sunduğu doğal çözümlerle biliniyor. Özellikle egzama, mantar ve benzeri cilt rahatsızlıklarına sahip olanlar için önerilen bu sabun, cilt üzerinde rahatlatıcı ve yatıştırıcı bir etki sağlar. Cildinizde oluşan tahrişi hafifletirken, aynı zamanda cildi nazikçe temizler ve korur.

Saç bakımında da büyük fark yaratan bıttım sabunu, kepek oluşumunu engellemesi, deri dökülmelerini azaltması ve saç dökülmesini önlemeye yardımcı olmasıyla ön plana çıkıyor. Yüzyıllardır doğadan gelen şifalı bitkilerle hazırlanan bu sabun, geleneksel adıyla Botan Sabunu olarak da bilinir ve saçlarınıza daha parlak ve canlı bir görünüm kazandırır.

Doğal, Güvenilir ve Geleneksel

Besler Şifa’nın Bıttım Sabunu, doğal içeriklerle üretilir ve cilt dostu formülü sayesinde hem güvenilir hem de etkili bir bakım sunar. Yüzyıllardır süregelen geleneksel tariflerden ilham alan bu eşsiz sabun, modern cilt ve saç bakım ihtiyaçlarına doğal bir çözüm sunuyor. Günlük bakım rutininizde yer alarak, hem saçınızı hem de cildinizi canlandırır ve yeniler.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.



Doğal Güzellik İçin Kendi Kendine Bakım Rehberi: Atölyemizden CEO Tavsiyeleri

Günümüzde doğal ve sağlıklı yaşam, güzellik rutinlerimizi de etkiliyor. Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, doğal güzellik anlayışını benimseyenler için etkili ve doğal bakım önerileri sunuyoruz. CEO’muzun kişisel deneyimlerinden ve atölyemizde geliştirdiğimiz ürünlerin faydalarından yola çıkarak, kendi kendine bakımınızı nasıl optimize edebileceğinizi anlatan bu rehber, doğal güzellik arayışında olanlara ilham verecek.

1. Cilt Temizliği: Doğal Sabunlarla Derinlemesine Temizlik

Cilt temizliği, sağlıklı ve pürüzsüz bir cildin temelidir. CEO’muzun tavsiyesiyle, cilt temizliğinizde doğal sabunları tercih edin. Atölyemizde ürettiğimiz bitkisel sabunlar, cildinizi kimyasal maddelerden arındırarak nazikçe temizler. Aloe vera, zeytinyağı ve lavanta gibi doğal bileşenlerle formüle edilen sabunlar, ciltteki kirleri ve yağları etkili bir şekilde temizlerken cildinize zarar vermez. Cildinizi sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez temizleyerek, doğal dengenizi koruyabilirsiniz.

2. Nemlendirme: Zengin İçerikli Doğal Losyonlar

Nemli ve sağlıklı bir cilt için düzenli nemlendirme şarttır. CEO’muz, cildinize uygun doğal nemlendiriciler kullanmanın önemini vurguluyor. Atölyemizde geliştirdiğimiz doğal vücut losyonları, shea yağı, badem yağı ve aloe vera gibi nemlendirici özlerle zenginleştirilmiştir. Bu ürünler, cildinizi derinlemesine besler, nemlendirir ve pürüzsüz bir doku kazandırır. Banyo sonrası uygulayarak, cildinizin yumuşaklığını ve sağlığını koruyabilirsiniz.

3. Aromaterapi ve Rahatlama: Stresi Azaltan Yağlar

Doğal güzellik sadece cildin değil, ruhsal sağlığın da bir yansımasıdır. CEO’muz, aromaterapinin stres yönetimindeki gücüne inanıyor. Atölyemizde ürettiğimiz doğal aromaterapi yağları, lavanta, nane ve portakal çiçeği gibi bitkisel özlerle formüle edilmiştir. Bu yağlar, hem ruhsal hem de fiziksel rahatlama sağlar. Günlük yaşamın stresinden arınmak için bu yağları difüzörünüzde kullanabilir veya masaj yaparak kaslarınızı gevşetebilirsiniz.

4. Doğal Peeling: Cildinizi Yenileyin

Cilt bakımında peeling, ölü hücreleri temizleyerek cildinizi yeniler ve daha parlak görünmesini sağlar. CEO’muzun önerisiyle, doğal peeling ürünlerini tercih edebilirsiniz. Atölyemizde ürettiğimiz bitkisel peelingler, doğal yosun, kahve telvesi ve şeker gibi doğal eksfoliyanlarla hazırlanmıştır. Haftada bir veya cildinizin ihtiyacına göre düzenli olarak uygulayarak, cildinizin canlı ve taze görünmesini sağlayabilirsiniz.

5. Güneş Koruma: Doğal Güneş Koruyucular

Cildinizi güneşin zararlı etkilerinden korumak için doğal güneş koruyucular kullanmak önemlidir. CEO’muzun önerisiyle, cildinizi UV ışınlarına karşı koruyan ürünler tercih etmelisiniz. Atölyemizde geliştirdiğimiz doğal güneş koruyucular, çinko oksit gibi fiziksel koruyucular içerir ve kimyasal filtrelerden uzaktır. Günlük kullanımda, cildinizi güneşin zararlı etkilerinden koruyarak yaşlanma belirtilerini ve güneş lekelerini önleyebilirsiniz.


Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, doğal güzellik ve kişisel bakım konusunda CEO’muzun tavsiyeleriyle desteklediğimiz ürünlerimizle, sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürmenize yardımcı oluyoruz. Doğanın sunduğu iyileştirici gücü ve bilimsel formülasyonları bir araya getirerek, güzellik rutininizi daha etkili ve doğal hale getirebilirsiniz. Cildinizin ve ruhsal sağlığınızın en iyi şekilde korunması için bu doğal ve etkili bakım önerilerini günlük hayatınıza entegre edebilirsiniz.

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.

Besler Şifa: Doğanın Şifalı Dokunuşunu Keşfedin

Besler Şifa, bitkisel, yenilebilir, helal, doğal kozmetik ve aromaterapi alanında uzmanlaşmış bir marka olarak sağlıklı yaşamı teşvik ediyor. Tıbbi ve aromatik bitkilerle yapılan şifa yolculuğumuz, hem bireysel bakım hem de toplum sağlığına katkı sağlamak amacıyla yola çıktı. Pandemiden önce, 2018 yılında, şifalı bitkilerin önemine vurgu yaparak çıktığımız bu yol, doğal sağlık ve sürdürülebilirlik konularında liderliğimizi pekiştirdi.

Genç Lokman Hekimler Projesi

"Genç Lokman Hekimler" projesiyle, 100’den fazla katılımcıya “Tıbbi Aromatik Bitkileri Kıymetlendirme” eğitimi verdik. Bu projede amaç, gençlerin bitkisel tıbba olan ilgisini artırmak ve doğal tedavi yöntemlerini yaygınlaştırmaktı. Eğitimler sonucunda birçok katılımcı, şifalı bitkilerin kullanım alanlarını keşfederek bu alanda bilinçlendi.

Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi

"Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi" kapsamında, Güdül’deki kadınlar ve gençlere aromaterapi ve tıbbi aromatik bitkilerin ekim-dikim eğitimi verildi. Bu eğitimler, yerel halkın hem ekonomik hem de doğal kaynaklardan yararlanma yetisini artırmayı amaçladı. Proje kapsamında ayrıca "Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi" yayınlanarak, bölgedeki 500 kişiyle paylaşıldı. Böylece Güdül, doğal şifa yöntemlerinin bir merkezi haline geldi.

Bitkisel Kozmetikte Lider

Besler Şifa, bitkisel kozmetik alanında attığı adımlarla doğal sağlıkta öncü bir firma olarak dikkat çekiyor. Her bir ürün ve proje, doğanın iyileştirici gücünü en doğal haliyle topluma sunmayı hedefliyor. Hem doğaya saygılı hem de insan sağlığını koruyan bu yaklaşımımız, doğal yaşam becerilerini geliştirmeye yönelik önemli bir misyon olarak öne çıkıyor.

Doğal Sağlık ve Sürdürülebilirlik

Besler Şifa olarak, doğal sağlık ve sürdürülebilirliği bir yaşam tarzı haline getiriyoruz. Her projede amacımız, insanlara doğanın sunduğu şifa kaynaklarını tanıtmak ve daha dengeli, sağlıklı bir yaşam için ilham vermek. Ürünlerimizle ve eğitimlerimizle doğanın şifalı dokunuşunu keşfetmeye davet ediyoruz.

Bu yolculukta siz de bize katılın ve Besler Şifa’nın sunduğu doğal sağlık çözümleriyle tanışın.


Ümran İlmi ve Toplumların Gelişimi: Geçmişin Bilgeliği, Geleceğin Rehberi

İbn Haldun’un 14. yüzyılda ortaya attığı Ümran ilmi, toplumların doğuş, gelişme ve çöküş süreçlerini anlamaya çalışan bir disiplin olarak ortaya çıkmıştır. İbn Haldun, toplumları bedevi (göçebe) ve hazari (yerleşik) olarak ikiye ayırmış ve bu iki toplumsal formun birbirini nasıl etkilediğini, nasıl geliştiğini açıklamaya çalışmıştır. Ümran ilmi, toplumların geçirdiği değişim sürecini nedensel bir döngüyle ele alarak devletlerin nasıl kurulduğunu, büyüdüğünü ve en sonunda çöktüğünü analiz eder. Bu kavramın günümüzdeki karşılığı ise sosyolojidir; fakat İbn Haldun’un bakış açısı sosyolojiden daha kapsamlıdır, çünkü toplumların maddi ve manevi bütün yönlerini ele alır.

Peki, ümran nedir? Ümran, toplumların bir arada yaşama şekillerini ve ürettikleri değerler bütününü ifade eder. Ancak bu, sadece maddi refah ve bilimsel ilerleme anlamına gelmez. Ümran, bir toplumun kültürel, manevi, ahlaki ve sosyal yapısının bütünüdür. Günümüz medeniyet kavramından farklı olarak, ümran hem bedevi hem de hazari toplumları kapsayan bir kavramdır; yani hem göçebe hem de yerleşik yaşam biçimlerini içine alır. Ümran, kültür ve medeniyetin sentezidir, doğa ile uyumlu bir yaşamı ve insanın fıtratına uygun bir gelişimi ifade eder.

Neden Ümran İlmi Şimdi Daha Önemli?

Bugün, hızla gelişen teknoloji ve bilimsel ilerlemelerle birlikte, toplumların daha “medenileştiği” iddia edilse de bu medenileşmenin beraberinde getirdiği sorunlar açıkça görülmektedir. İnsanoğlu, doğadan uzaklaşarak kendi fıtratına yabancılaşmaya başlamış, bu da derin sosyal ve psikolojik problemlere yol açmıştır. Freud’un da belirttiği gibi, uygar insan, uygarlaştıkça doğasından uzaklaşmaktadır ve bu durum toplumlarda bir hoşnutsuzluk yaratmaktadır. Ümran ilmi ise, toplumların maddi gelişimi ile manevi dengeyi birleştiren bir yaklaşım sunar.

İbn Haldun’un ümran anlayışı, insanın doğasına ve toplumsal yapısına uygun bir gelişme modeli sunar. Bugün, iklim değişikliği, çevre sorunları, sosyal adaletsizlikler ve manevi buhranlarla karşı karşıya olan dünya, İbn Haldun’un bu perspektifine daha çok ihtiyaç duymaktadır. Ümran ilmi, sadece ekonomik ve teknolojik ilerlemeyi değil, toplumun bütünsel gelişimini göz önünde bulundurur. Yani bir toplumun refahı, sadece maddi zenginlik ve bilimsel başarılarla değil, aynı zamanda kültürel, ahlaki ve sosyal yapısının dengesiyle sağlanır.

Ümranlaşma: Sürdürülebilir ve Fıtrata Uygun Bir Gelişim

Modern dünyada, “medeniyet” kavramı genellikle Batı merkezli bir anlayışla, yerleşik hayatın sunduğu maddi refah ve bilimsel başarılarla özdeşleştirilmektedir. Ancak, bu medeniyet anlayışı insanoğlunun doğayla uyumunu göz ardı etmektedir. Ümran ilmi, insanın doğasına aykırı davranmadan medenileşmeyi savunur. Yani, bir toplumun gelişimi, fıtratını ve manevi değerlerini koruyarak olmalıdır. Medenileşme, yalnızca bilimsel ve teknolojik ilerleme anlamına gelmemelidir; aynı zamanda toplumsal ahlak, adalet, kültürel değerler ve çevreye duyarlılık da bu sürecin bir parçası olmalıdır.

Günümüz dünyasında çevre krizleri, insan fıtratına aykırı yaşam tarzları ve toplumsal adaletsizlikler göz önüne alındığında, ümran kavramı modern medeniyet anlayışına alternatif bir bakış açısı sunmaktadır. Bu bakış açısı, sadece teknolojik gelişmelere odaklanmak yerine, insan ve doğa arasındaki dengeyi, toplumların ahlaki yapısını ve kültürel değerlerini de dikkate alarak sürdürülebilir bir gelişim modeli önerir.

Ümran İlmi ve Geleceğe Yön Veren Kavramlar

Bir toplumun gelişmişliğini belirleyen unsurlardan biri, kendi kavramlarını üretebilme yeteneğidir. Medeniyet kelimesi Batı'dan devralınmış ve Türkçeye uyarlanmış bir kavramdır. Oysa İbn Haldun’un geliştirdiği ümran kavramı, Batı medeniyeti yerine, doğaya ve insana uygun bir yaşam tarzını ifade eder. Ümran ilmi, Batı medeniyetinden farklı olarak insanın fıtratını, doğayla olan ilişkisini ve toplumsal ahlakı da göz önünde bulundurur.

Günümüz toplumlarının karşı karşıya olduğu sorunlar göz önüne alındığında, ümran kavramı ve İbn Haldun’un düşünceleri, daha sürdürülebilir ve dengeli bir gelişim modeli sunmaktadır. Toplumların sadece maddi anlamda değil, aynı zamanda manevi ve kültürel açıdan da gelişmesi, geleceğimiz için hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle, ümran ilmini hatırlamak ve toplumların gelişim süreçlerinde bu kavramı rehber edinmek, modern dünyada sürdürülebilir bir toplum inşa etmenin anahtarı olabilir.

Sonuç

İbn Haldun’un ümran ilmi, insanın doğası ve toplumsal yapısı ile uyumlu bir gelişim modelini ifade eder. Toplumların maddi ve manevi dengelerle büyümesi gerektiğini savunan bu anlayış, günümüzün sosyal, ekonomik ve çevresel sorunlarına çözüm olabilecek bir perspektif sunmaktadır. Ümranlaşma, insanın fıtratını ve toplumsal ahlakını koruyarak, doğaya uyumlu ve sürdürülebilir bir medeniyet inşa etmeyi amaçlar. Bugün, toplumların daha adil, dengeli ve sürdürülebilir bir geleceğe adım atmaları için ümran ilmi önemli bir rehber olabilir.



Ekmek Yapımına Yolculuk: 5 Günlük Kurs Programı

Besler Şifa atölyesi olarak doğal ekmeğin peşinden koşan bir grubu temsil ediyoruz. Daha önce bir proje kapsamında birkaç köyde ekşi maya atölyesi yapmış bir girişim olarak doğal ekmeğin önemini çok iyi biliyorduk.

Yine Beşiktaş Şifa atölyesi olarak bir grup arkadaş bir eğitime katıldık. Bu eğitim notlarına sizinle paylaşmaktan onur duyuyoruz.

1. Gün: Temel Beyaz Ekmek Hamuru ve Zeytinyağlı Hamurlar

İlk günümüzde, klasik beyaz ekmek hamuru yapımıyla başlıyoruz. Yaş maya kullanarak, temel ekmek hamurunu oluşturmayı öğreneceğiz. Bu hamurla birçok farklı ekmek yapabilirsiniz; biz de "fougasse" ve "breadstick" hazırlayacağız. Ayrıca zeytinyağlı hamurdan nefis bir "focaccia" yapacağız. Hamurla ilgili deneyiminiz olsa bile, hamuru işleme ve gluteni geliştirme tekniklerinde ince detayları öğreneceksiniz.

2. Gün: Fransız Ekmeklerine Giriş
İkinci gün, Fransız ekmeklerinin dünyasına adım atıyoruz. İlk olarak baget yapımını öğreniyoruz, ardından çavdar katkılı "Pain de campagne" yapıyoruz. Bu aşamada cıvık hamurlarla başa çıkmayı ve onları doğru yöntemlerle işlemeyi öğreneceğiz. Yapışkan hamurlar artık size zorluk çıkarmayacak!

3. Gün: İtalyan Ekmekleri
Üçüncü gün İtalyan ekmeklerine ayrılmış. Günün yıldızı "ciabatta" olacak. Cıvık yapısı nedeniyle başta zorlayıcı görünen bu ekmek, doğru tekniklerle ele alındığında keyifli hale geliyor. Hamuru geliştirip biçimlendirme süreçlerinde ellerinizle ustalaşacaksınız.

4. Gün: Tatlı Hamurlar ve Ekşi Maya ile Tanışma
Dördüncü gün, hem tatlı hamurlara hem de ekşi maya ekmeklerine giriş yapıyoruz. Zenginleştirilmiş hamur denilen, yağ ve yumurta katkılı iki farklı hamur yapıp, dolgu malzemeleriyle çeşitlendiriyoruz. Ardından ekşi maya ekmek hamurunu hazırlayıp, katlama ve dinlendirme süreçlerini uyguluyoruz.

5. Gün: Ekşi Maya Ekmekleri ve Genel Tekrar
Son gün, ekşi maya ekmeklerini pişiriyoruz ve bagetlerimize son şekillerini veriyoruz. Bugüne kadar öğrendiğimiz tüm teknikleri yeniden gözden geçiriyor ve uygulamalı olarak pekiştiriyoruz. Bu gün, tüm kurs boyunca edindiğiniz bilgilerle kendi ekmeklerinizi mükemmelleştirme yolunda atacağınız adımlara odaklandık.

Kurs sonunda, ekmek yapımına dair pratik ipuçları, hamuru işleme yöntemleri ve metodik düşünmenin önemini öğrenmiş olduk. Artık sıra, öğrendiklerinizin ışığında kendi ekmeklerinizi geliştirmekte!

Bu eğitim ile doğal ekmeğin önemini ve seyrini öğrendik.


Fare Çuvalı Teorisi: İçsel Barış ve Dışsal Tehditler

Bir Anadolu kasabasında tarım mühendisi olarak çalışan bir adamın, Ankara'ya gitmek üzere trene binmesiyle başlayan bir yolculuk, "Fare Çuvalı Teorisi" adı verilen etkileyici bir metaforla anlatılmaktadır. Yolculuk sırasında, yanında oturan yaşlı bir köylü çiftçi, ayaklarının altında bir çuval taşımaktadır. Mühendis, çuvalın içindekileri merak eder ve çiftçiye sorduğunda, çiftçi bu çuvalın fareler ve sıçanlarla dolu olduğunu ve bunları Ankara'daki Ulusal Araştırma Merkezi'ne satmak üzere yola çıktığını açıklar.

Çiftçi, her çeyrek saatte bir çuvalı çevirip sallayarak farelerin yerleşmelerini engellemeye çalışmaktadır. Çünkü eğer çuvalı uzun süre sallamazsa, fareler ve sıçanlar rahatlayacak ve çuvalı kemirmeye başlayacaktır. Bu durum, çiftçinin zihninde bir strateji oluşturur: Farelerin gerginliklerini artırmak ve içgüdülerini harekete geçirmek, çuvalı unutmalarını sağlamak.

Bu metafor, günümüzde karşılaştığımız iç ve dış tehditlerin güzel bir temsilidir. Ülke olarak huzur ve istikrar hissettiğimiz anlarda, dost ve müttefik stratejik ortaklarımız içten ve dıştan çuvalı sallamakta, toplumsal huzurumuzu bozmaya çalışmaktadır. Bu noktada, manipülasyonlara maruz kalmamak ve içgüdülerimizi yönlendirenlerin ardına düşmemek kritik bir öneme sahiptir.

Toplumlar, bu tür manipülasyonlar karşısında uyanık olmalı ve gerçek tehditlerin farkında olmalıdır. "Çuvalı kemirip delme" gerekliliğini unutmadan, kendi milli ve manevi değerlerimize dönüş yapmalıyız. Besler Şifa olarak, bu bilinçle hareket ederek, doğa ve insan arasındaki dengeyi korumak için çaba gösteriyoruz.

Doğal kaynaklarımızı kullanırken, toplumumuzu bilinçlendirmek ve iç huzuru sağlamak için elimizden geleni yapmalıyız. Bu yolda ilerlerken, bireylerin ve toplumların sağlıklı bir geleceğe adım atması için birlikte çalışmalıyız. Uyan, ülkem, uyan! Titreyin ve kendi özünüze dönün!

Çankırı Gezi Rehberi: Tarih, Kültür ve Doğanın Kalbine Yolculuk

🚂 Turistik Tuz Ekspresi Yolculuğu

Ankara’dan Çankırı’ya günübirlik bir tren macerasına hazır mısınız? Bu seyahat, Çankırı’nın tarihi ve kültürel hazinelerini keşfetmek için mükemmel bir fırsat sunuyor. Doğal güzellikler, mistik yapılar ve yöresel lezzetler bu yolculukta sizi bekliyor.

🗓️ Tur Tarihleri:
• 19 Ekim, 2 Kasım, 16 Kasım
• Ankara kalkış saati: 07:50
• Çankırı’dan dönüş: 18:50
• Bilet fiyatı: 1.290 TL
Detaylı bilgi için @turistiktuzekspresi’ni ziyaret edebilirsiniz.

🌄 Yeraltı Tuz Şehri Ziyareti
Binlerce yıllık geçmişiyle Çankırı’nın eşsiz Tuz Mağarası’nı keşfedin. Yeraltında saklı bu doğal oluşumlar, serin atmosferiyle ziyaretçilerine sağlık açısından faydalı bir deneyim sunuyor.

🗺️ Çankırı’da Keşfedilecek Diğer Duraklar:

  1. Buğdaypazarı Medresesi ve Çivitçioğlu Medresesi: Tarihi eğitim kurumlarını ziyaret ederek Çankırı’nın kültürel mirasını keşfedin.
  2. Taş Mescit: 13. yüzyıldan kalma, Selçuklu mimarisini gözler önüne seren bu yapı, Çankırı’nın en önemli tarihi duraklarından biri.
  3. Çamaşırhane Müzesi: Geleneksel çamaşırhane kültürünü nostaljik bir atmosferde yaşayın.
  4. Çankırı Müzesi: Arkeolojik ve etnografik eserlerle dolu bu müzede, Çankırı’nın zengin tarihine yolculuk yapın.
  5. Nostaljik Gazozcular: Çankırı’nın meşhur yerel gazozlarını deneyin ve farklı tatlarla tanışın.
  6. Yöresel Mutfak Evi ve Kültür Evi: Yöresel lezzetleri tatma ve Çankırı kültürünü daha yakından tanıma fırsatı sunan bu mekanlar, sizi adeta geçmişe götürecek.
  7. Radyo ve İletişim Müzesi: Eski radyo ve iletişim araçlarının sergilendiği bu müze, nostaljik bir yolculuğa çıkmak isteyenler için birebir.
  8. Ulu Camii ve Sultan Süleyman Camii: Osmanlı döneminden kalma bu camiler, tarihi ve manevi dokusuyla büyüleyici bir ziyaret imkanı sunuyor.

🍴 Yöresel Lezzetler:
Çankırı’nın yöresel yemeklerini keşfetmek için Yöresel Mutfak Evi’ni ziyaret edin. Bölgeye özgü lezzetleri deneyimleyerek unutulmaz bir gastronomi turuna çıkın. (Detaylı videolar için Yöresel Yemekler serimize göz atabilirsiniz!)

🚉 Kolay Ulaşım ve Unutulmaz Bir Deneyim:
Ankara’dan hareket eden tren, hafta sonu için mükemmel bir kaçış rotası sunuyor. Tarih, doğa ve kültürü bir araya getiren bu günübirlik maceraya katılmak için hazır olun!

Türkiye’nin gizli kalmış hazinelerini keşfetmek için hemen yola çıkın!



Daha fazlası için kaynak: https://yerler.com.tr/cankiri-gezilecek-yerler/

Bünyeniz İçin doğal yaşam tüyoları

Kışa girerken sağlığınızı korumak için ekranlardan uzak durmak ve gözlerinizi dinlendirmek gerçekten önemli. İşte Besler Şifa’dan kış aylarında sağlıklı kalmanız için birkaç doğal yaşam tüyosu:

1. Bağışıklık Sistemini Güçlendirin: Bol miktarda C vitamini içeren meyve ve sebzeler tüketin. Turunçgiller, kivi, brokoli ve ıspanak gibi besinler bağışıklık sisteminizi destekler. Propolis tüketmek gerekebilir.

2. Düzenli ve Kaliteli Uyku: Her gece aynı saatte yatmaya özen gösterin ve yeterli uyku alın. Bu, vücudunuzun dinlenmesine ve yenilenmesine yardımcı olur. Uyku kalitesini arttırmak için lavanta yağı temin etmelisiniz.

3. Bol Su İçin: Kış aylarında da su tüketimini ihmal etmeyin. Günde en az 8 bardak su içmek, vücudunuzun nem dengesini korur ve toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Alkali su için Besler Şifa dan çıra- kaya tuzu seti alabilirsiniz.

4. Sağlıklı Beslenme: Protein, lif ve sağlıklı yağlar açısından zengin bir diyet uygulayın. Özellikle ev yapımı yoğurt, turşu ve kefir gibi probiyotik gıdalar tüketmek bağışıklık sisteminizi güçlendirir. elma sirkesi hala yoksa muhakkak Besler Şifa dan temin etmelisiniz.

5. Egzersiz Yapın: Soğuk havalarda bile düzenli egzersiz yapmaya çalışın. Evde yapabileceğiniz basit egzersizler bile metabolizmanızı hızlandırır ve enerjinizi artırır. Egzersizler sonra Masaj Kerimimizden faydalanın.

6. Sebze ve Salata Tüketin: Sofranızda mutlaka sebze ve salata bulundurun. Bu, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri almanızı sağlar.

7. Kahvaltıyı Atlamayın: Sabah kahvaltısını mutlaka yapın ve gün içinde sabah çok, öğle orta ve akşam az miktarda yemek tüketin.

8. Gece Meyve Tüketiminden Kaçının: Meyveyi gün içinde tüketin, ancak saat 21’den sonra meyve yememeye özen gösterin. 

Bu tüyolarla kış aylarını daha sağlıklı ve enerjik geçirebilirsiniz! Başka bir konuda yardıma ihtiyacınız olursa, buradayız. 😊

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.



Kök Hücrelerin Gücü: Gençleşmenin ve Şifa Bulmanın Anahtarı mı?

Günümüzde bilim dünyasında büyük bir yankı uyandıran kök hücre tedavileri, gençleşme ve hastalıkların tedavisinde devrim niteliğinde gelişmelere kapı aralıyor. Ancak burada bahsedilen kök hücreler, geleneksel anlamda bildiğimiz kök hücreler değil; indüklenmiş kök hücreler. Bu hücreler, aslında normal doku hücreleridir fakat yaşları geriye çevrilmiş, yani adeta "gençleştirilmiş" hücrelerdir.

Peki bu tam olarak ne anlama geliyor? Eğer 50 yaşındaysak, vücudumuzdaki hücreler de aşağı yukarı aynı yaşta olur. Ancak bu hücreleri indükleyerek yani bir şekilde “dürterek”, gençlik dönemlerine döndürmek mümkündür. Bu teknoloji, yakın gelecekte gençleşme ve hastalıkların tedavisinde devrim yaratacak yöntemlerden biri olmaya aday.

Tip 1 Diyabet ve İndüklenmiş Kök Hücreler

Son dönemde indüklenmiş kök hücrelerle ilgili belki de en heyecan verici gelişmelerden biri, Tip 1 diyabetli hastalarda yaşanıyor. İnsüline bağımlı olarak yaşayan bu hastaların, indüklenmiş kök hücre tedavisi ile tekrar insülin üretebilen hücrelere sahip olması ve insülin enjeksiyonlarına ihtiyaç duymaması, bilim dünyasında büyük bir umut ışığı olarak kabul ediliyor. Bu, kök hücrelerin gençleştirici ve onarıcı gücünün ne kadar büyük olduğuna dair en somut örneklerden biri.

Yaşlanma ve Hücrelerimizi Gençleştirme

Hepimiz biyolojik olarak farklı hızlarda yaşlanıyoruz. Kimi zaman kronolojik yaşımıza göre daha yaşlı ya da genç olabiliriz. Ancak her durumda yaşlanma sürecimiz yavaş ya da hızlı bir şekilde ilerlemeye devam eder. Yaşlanmayı durdurmak ya da yavaşlatmak adına kök hücre tedavileri büyük bir potansiyele sahip. Fakat geleneksel kök hücreler, bazı sorunlara neden olabiliyor.

İşte bu noktada, Nobel ödüllü bir çalışma devreye giriyor: Yamanaka Faktörleri. Bu dört madde, vücudumuzdaki normal yaşlanmış hücrelerle bir araya geldiğinde, hücrelerin yaşını unutmasına ve adeta sıfır yaşına dönmesine neden oluyor. Yani, bu faktörlerle hücrelerimizi gençleştirmek, onları yeniden canlandırmak mümkün hale geliyor.

Besler Şifa Ekoköy Evi'nde Doğanın Şifasıyla Gençleşmek

Bilimin bu büyük keşifleri, doğadan aldığımız ilhamla birleştiğinde, sağlıklı bir yaşamın kapılarını aralayabiliriz. Besler Şifa Ekoköy Evi’nde, doğanın bize sunduğu iyileştirici güçlerden ilham alarak, bedenlerimizi genç tutmak ve hastalıklarla mücadele etmek mümkün. Doğru beslenme, aralıklı oruç ve bitkisel tedavilerle birlikte, hücrelerimizi doğal yollarla gençleştirmek ve sağlığımızı korumak için gerekli adımları atabiliriz.

Kök hücrelerin gelecekte neler yapabileceğini göreceğimiz günler çok yakın!

Bu yazı Oksijen gazetesinden değiştirilerek ve kısaltarak alınmıştır.

Dr. Ayşegül Çoruhlu;  aysegulcoruhlu@hotmail.com



SATILIK TOPRAK 

Herkes zannediyor ki savaş falan çıkacak vatan için silahımızı, kılıcımızı alıp cepheden cepheye koşup vatanımızı, toprağımızı kurtaracağız eskisi gibi ...

Hayır öyle olmayacak artık..!

Sizler çocuğum rezil olmasın şehirde büyüsün, şehirden ev, araba alayım, köyden büyük şehirlere kaçayım derken, kim olduğunu dahi bilmediğinız insanlar gelecek dedenizin babanızın size miras bıraktığı tarlaları, evleri, köyleri tek tek satın alacak, söz sahibi olacaklar. Siz kurak 5 para etmez dediğiniz toprağınızı 3 kuruş fazlaya sattım kar yaptım diye kasılacaksınız. 

1 tane boş arazi bırakmadan işleyecekler, üretecekler, senin benim yapamadığımı yapacaklar. Bizim değerini bilmediğimiz yarım dönüm toprak dahi onların en büyük hayali. 

Biliyorlar ki Türkiye topraklarına adamı ters diksen düz biter. 

Vatanın, topraklarımızın en büyük bekçisi, koruyucusu topraktan üreten köylülerdir. 

Tarım arazileri yabancıların eline geçerse, 

Türk köylüsü biterse Atalarımızın bize kanıyla, canıyla, aç, susuz kalarak aldığı bu toprakları 

hiç savaşmadan kağıt parçası uğruna satarsak, o zaman savaşı kaybetmiş olacağız. 

Yatırım yapmak istiyorsanız gidin tarla alın, 

49 yıllığına dağlardan arazimi kiralanıyor;

bunu onlara bırakmayın siz kiralayın. Topraktan kalkanla evi, arabayı her zaman alırsınız. 

Miras başında kavga edip satılığa çıkarmayın. Paraya ihtiyacınız varsa toprağı işleyen kardeşinize satın. 

Miras başında kavga edip bölüşülemeyen, mahkemelik olan tarla satışlarına gidin bakın; adliye önünde farklı bölgelerden haber alıp koşup gelen nereye çalıştığı, kime hizmet ettiği belli olmayan, yüzünü ilk ve son defa göreceğiniz insanlarla dolu. 

Savaş çıkacak diye beklemeyin. Savaşın ortasındayız.

Toprak için kan veren atalarımızın, para için toprak satan torunları olduk...

Toprağınızı satmayın...

Iktibas

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.



Okula Hazırlık: Bağışıklık ve Kişisel Bakım Ürünleri

Okula dönüş dönemi, hem çocuklar hem de ebeveynler için heyecan verici bir süreçtir. Ancak, yoğun okul temposuna ve soğuk mevsimlere hazırlanırken çocukların sağlığını ve hijyenini korumak önemlidir. Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, çocuklarınızın okul dönemi boyunca sağlıklı ve bakımlı kalmalarını sağlayacak bağışıklık güçlendirici ve kişisel bakım ürünlerini sizin için derledik.

1. Bağışıklık Güçlendirici Doğal Takviyeler

Okul döneminin başlamasıyla birlikte çocukların bağışıklık sistemini desteklemek, onları hastalıklardan korumanın en etkili yoludur. Doğal bitki özleri, vitaminler ve minerallerle zenginleştirilmiş takviyeler, çocuklarınızın bağışıklık sistemini güçlendirir. Özellikle C vitamini, çinko ve propolis gibi doğal içerikler, soğuk algınlığı ve grip gibi yaygın hastalıklara karşı koruyucu bir etki sağlar.

2. Doğal El Yıkama Sabunları

Hijyen, okul döneminde hastalıkların önlenmesinde kilit rol oynar. Çocuklarınızın ellerini sık sık yıkamalarını teşvik etmek için doğal içerikli el yıkama sabunları kullanabilirsiniz. Kimyasal maddelerden arındırılmış, bitkisel özlerle zenginleştirilmiş sabunlar, cildi tahriş etmeden temizler ve çocuklarınızın hassas cildini korur. Lavanta, çay ağacı ve nane gibi doğal yağlarla formüle edilmiş sabunlar, mikroplara karşı etkili bir koruma sağlar.

3. Doğal Vücut Losyonu ve Nemlendiriciler

Soğuk havalarla birlikte çocukların ciltlerinde kuruma ve çatlama gibi problemler görülebilir. Bu dönemde ciltlerini korumak ve nemlendirmek için doğal vücut losyonları ve nemlendiriciler kullanmak önemlidir. Aloe vera, shea yağı ve badem yağı gibi doğal içeriklerle formüle edilmiş ürünler, cildi derinlemesine nemlendirir ve besler. Özellikle banyo sonrası cilt bakımı, cildin sağlıklı kalmasını sağlar.

4. Doğal Dudak Nemlendiricisi

Soğuk hava ve rüzgar, çocukların dudaklarının kurumasına ve çatlamasına neden olabilir. Doğal dudak nemlendiricileri, dudakları korurken aynı zamanda yumuşak ve pürüzsüz kalmalarını sağlar. Bal, hindistancevizi yağı ve shea yağı gibi doğal içeriklerle zenginleştirilmiş dudak balmları, çocuklarınızın hassas cildi için güvenli bir seçenek sunar.

5. Nazik ve Doğal Şampuan

Çocuklarınızın saçları ve saç derisi, yetişkinlere göre daha hassastır. Bu nedenle, doğal ve nazik bir formüle sahip şampuanlar tercih edilmelidir. Paraben, sülfat ve sentetik koku içermeyen, bitkisel özlü şampuanlar, çocukların saçlarını yumuşak ve sağlıklı tutar. Aloe vera ve papatya gibi doğal içerikler, saçların nem dengesini korur ve kolay taranmasını sağlar.


Besler Şifa-Doğal Bitkisel Kozmetik olarak, çocuklarınızın sağlığını ve bakımını en iyi şekilde desteklemek için doğal ve güvenilir ürünler sunuyoruz. Okula dönüş sürecinde, bu ürünlerle çocuklarınızın hem bağışıklığını güçlendirebilir hem de günlük kişisel bakım rutinlerini doğallıkla sürdürebilirsiniz. Sağlıklı ve mutlu bir okul yılı için doğadan gelen çözümler her zaman en iyi seçimdir!

Besler Şifa, Bitkisel Kozmetik ve Doğal Yaşam Ürünlerini İnstagram vitrininden yada Trendyol mağazamızdan temin edebilirsiniz.

Günde 1 Elma” Önerisi Ne Kadar Doğru?

“Günde bir elma yemek, doktoru uzak tutar” sözü kulağımıza tanıdık gelebilir. Ancak bu popüler öneri ne kadar doğru? Elma gerçekten bu kadar mucizevi mi? Dünyanın en sevilen meyvelerinden biri olan elma, sağlığımız üzerinde birçok olumlu etkiye sahip. Hem lif hem de prebiyotik ve probiyotik özellikleri ile vücudumuza birçok fayda sağlar.

Elmanın Lif İçeriği: Bağırsak Sağlığının Destekçisi

Elma, vücudumuzun sindiremediği kompleks karbonhidratlardan biri olan diyet lifi açısından oldukça zengin bir meyvedir. Bu lifler, bağırsaklarımızdaki faydalı bakteriler için bir besin kaynağı oluşturur. Bağırsaklarımızdaki bu faydalı bakteriler, kilo kontrolünden bağışıklık sistemine kadar birçok alanda sağlığımızı destekler. Araştırmalar, bu bakterilerin kanser riskini azaltabileceğini, ruh halimizi dengeleyebileceğini ve genel vücut sağlığımıza katkı sağladığını gösteriyor.

Elma: Hem Prebiyotik Hem de Probiyotik

Elma sadece lif açısından zengin değil; aynı zamanda faydalı bakteriler içerir. Bu bakteriler, bağırsak mikrobiyomumuzun bir parçası haline gelebilir ve vücudumuza birçok açıdan fayda sağlar. Uzmanlar, elmanın hem prebiyotik (bağırsaktaki faydalı bakterileri besleyen) hem de probiyotik (faydalı bakteriler sağlayan) özellikler gösterdiğini belirtiyor.

Kolesterol ve Kalp Sağlığı İçin Elmanın Gücü

Elmanın içerdiği pektin, sağlıklı kolesterol seviyelerinin korunmasına yardımcı olan bir tür diyet lifi olarak bilinir. Ayrıca, elma polifenoller açısından zengindir. Polifenoller, bitkilerin kendilerini zararlı dış etkenlerden korumak için ürettikleri moleküllerdir ve insan sağlığına birçok fayda sağlar. Elmadaki polifenoller, kan damarlarımızın genişlemesini teşvik eden nitrik oksit üretimini artırarak tansiyonu düşürmeye yardımcı olabilir.

Elmanın Kabuğu: Doğal Bir Koruyucu

Elmanın en besleyici kısmı kabuğudur. Polifenoller ve lif açısından zengin olan elma kabuğu, iltihaplanmayı azaltarak çeşitli hastalıkların riskini düşürebilir. Araştırmalar, düzenli elma tüketiminin kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi solunum rahatsızlıklarının riskini %30 oranında azaltabileceğini göstermektedir. Özellikle kabuğu soyulmamış şekilde tüketilen elmalar, daha fazla besleyici içerik sağlar.

Farklı Elma Çeşitleri Tüketmek Önemli

Uzmanlar, elmaların pestisit maruziyetine karşı iyice yıkanması gerektiği konusunda hemfikir. Ayrıca, daha koyu renkli elmaların polifenol çeşitliliği açısından daha zengin olduğu belirtiliyor. Ancak, yalnızca koyu kırmızı elmalar yerine, farklı elma çeşitlerini tüketmek, vücudumuza daha fazla farklı polifenol alımı sağlar ve sağlığımızı daha geniş bir yelpazede destekler.

Sonuç olarak, elma tüketmek sağlığımız üzerinde birçok olumlu etkiye sahiptir. Ancak bu faydaları en üst düzeye çıkarmak için elmayı kabuğuyla birlikte tüketmek ve farklı elma çeşitlerini tercih etmek önemlidir. Sağlıklı bir yaşam için elmanın gücünden faydalanmayı ihmal etmeyin.

Elma sirkesinin mucizevi bir ürün olduğunu unutmayın.

Kaynak: Oksijen Gazetesi, 10 Ekim 2024 – New York Times, 2024



Şeker Hastalığına Yaklaşım: Gerçekler ve Doğru Beslenme Tavsiyeleri

Son zamanlarda piyasada “şeker hastalığını bitiriyoruz” iddiasıyla birçok ürün ve ilaç satılmaya başlandı. Ancak bu tür iddialara dikkatle yaklaşmak gerekiyor. İşin aslı, “şeker hastalığını bitiriyoruz” dedikleri durum genellikle sonradan oluşan Tip 2 diyabettir. Tip 2 diyabet, genellikle yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları ve kilo gibi faktörlere bağlı olarak gelişir ve bu nedenle bazı tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabilir.

Ancak çalışmayan bir pankreası ya da genetik olarak insülin üretiminde sorun yaşayan kişilerin (Tip 1 diyabet hastalarının) bu tür ilaçlarla tamamen iyileşmesi mümkün değildir. Pankreasın insülin üretmemesi veya insülinin genetik faktörlerle ilgili sorunları, sadece sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve doğru beslenme ile tamamen çözülemez. Bu tür durumlarda insülin iğneleri gibi tıbbi tedaviler gereklidir.

Her şeyin temelinde sağlıklı ve dengeli beslenme yatmaktadır. Şeker hastalığını yönetmede veya önlemede doğru beslenme oldukça önemlidir. İlk adım olarak bağırsak ve karaciğerin detoks yapılması, vücudun toksinlerden arındırılması önem taşır. Bunun yanı sıra gluten ve karbonhidrat perhizi, kan şekerini dengelemede yardımcı olabilir.

Bu süreçte, aralıklı oruç uygulaması da oldukça faydalıdır. Aralıklı oruç, aslında Peygamber Efendimiz’in sünnetinde yer alan bir beslenme şeklidir. Doğru aralıklarda yemek yeme ve oruç tutma, vücudu dinlendirir ve sindirim sistemine büyük destek sağlar. Özellikle şeker hastalığının kontrol altına alınmasında etkili bir yöntem olarak kabul edilmektedir.

Besler Şifa Ekoköy Evi olarak bizler de doğal ve doğru beslenmenin önemini vurguluyor, vücudu destekleyen yöntemlerle şifalanmayı savunuyoruz. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanarak, hem hastalıkların önüne geçebilir hem de mevcut sağlık sorunlarınızı yönetebilirsiniz. Unutmayın, doğa bize şifa sunuyor, yeter ki onu doğru bir şekilde kullanmayı bilelim.



© www.beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.